Katalog

SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2014 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Berkin uyanmayı, Mustafa iyileşmeyi bekliyor. Eşini ve oğlunu kaybeden baba Ayvalıtaş ise anjiyo oldu. Yorgun kalbi tarifsiz acılara dayanmaya çalışıyor Yürek yakan bir yıldı SİBEL BAHÇETEPE Yeni Sayfa İYİ niyetlerle dolu ve kendinize güvenerek azimle başlamak için takvimlerin ilk sayfasını beklediğiniz çok olmuştur. Bu, ya bütünleme sınavına hazırlanmaya başlamak için yaz sonunun ilk pazartesidir, ya bir temel atma ve kurdele kesme törenidir ya da yeni bir kitap yazmaya başlamak için masaya oturma gününüzdür. İlk sayfa o bakımdan anlamlı ve önemli. Belleğinizde yakın geçmişin başarısızlıklarından, sıkıntı ve üzüntülerinden kalma kırıntılar olmamalı, ilk sayfa her yeniliğe açık olmalıdır. Bir yılın ilk gününden daha iyisi olabilir mi bu iş için? yle bir meydan temizliğinin son dakika Ö telaşıyla da olsa daha önce bitirilmiş olması gerekirdi, ama ziyanı yok, yeni Gezi Direnişlerinde polisin attığı biber gazı, birçok insanın hayatını kararttı, kimi yaşamını yitirdi, kimi gözünü, kimi elini kaybetti. Yeni yılı hastanede karşılayacak olan Gezi Direnişi’nde biber gazı kapsülüyle başından yaralanan 14 yaşındaki Berkin E’nin babası Sami E. “Geçen yıl yeni yıla evimizde, ailecek girmiştik, bu yıl ise hastanede gireceğiz, ama yine hep birlikte olacağız. İnanıyorum ki oğlum uyanacak” dedi. Solunum cihazına bağlı ve mamalarla beslenmesine devam edilen Berkin, 5 Ocak 2014’te hastanede 15 yaşına basacak. Berkin’in babası, oğlunun durumunda bir değişiklik olmadığını ve umutla beklediklerini, yeni yılı da ailecek hastanede karşılayacaklarını anımsatarak “Bu yıl bizim için çok farklı. Hastanede olacağız ve Berkinimizin yanında sabaha kadar kalacağız. Oğlumun hiçbir suçu yokken ne hallere geldi. Benim oğlum terörist değil, o mert bir çocuk. Direnmeye devam ediyor, direnecek” diye konuştu. Berkin’in ailesi oğullarının uyanmasını bekliyor. ‘Yasaklansın artık’ Gaz kapsülüyle başından yaralanan ve 1.5 ay Taksim Eğitim Araştırma Hastanesi’nde kalan Mustafa Ali T. (17) ise geçen cuma günü ikinci ameliyatını Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim Araştırma Hastanesi’nde oldu. Karın boşluğunda 6 aydır muhafaza edilen kafatasının parçası alınarak yerine konulan Mustafa, yoğun bakımdan çıktı ve normal odaya alındı. Yeni yılı hastanede karşılayacaklar arasında olan Mustafa’nın babası Mehmet T. ameliyat sırasında ve sonrasında epilepsi nöbetine benzer nöbetlerin olduğunu ve bunun kanama riskini arttırdığını, bu nedenle kısa bir süre yoğun bakıma alındığını anımsatarak “Oğlumun kafatasında bir çöküklük vardı, bu ameliyatla birlikte karnındaki doku kafatasına dikildi ve şu an durumu iyi” dedi. Son dönemdeki rüşvet operasyonuna dikkat çeken baba Mehmet T, özetle şunları söyledi: “Allah, kitap diyerek insanları kandırmak, dolandırmak neyin nesi? Polislere sınırsız yetki verenlere, biber gazını orantısız kullananlara soruyorum. Bu suç ve günah değil mi? Biraz vicdanlı olun, halkı dinleyin. Oğlum ile ilgili başlattığımız soruşturma sürüyor, halen dava açılmadı. Olay anındaki görüntülere ulaşamadık, ulaşssak ne olacak, polislerin kask numarası bile yok.” Mehmet T. biber gazlarının kullanımının artık yasaklanması gerektiğini belirterek “Gezi olayında destan yazan polisler, neden rüşvet operasyonu sonrasında görevinden alındı ” diye sordu. beri kalp ilacı kullandığını anımsatan Ayvalıtaş, “Bu yıl büyük acılar yaşadık. Yeni yıla oğlum ve eşim olmadan gireceğim. Tarifi imkânsız acılar yaşıyorum. Bu acıya kim dayanabilir? Bizi bu hale getirenler utansın, aynı acıyı onlar da yaşasın” diye yakındı. Kadıköy Kent Mitingi’nde geçen pazar günü polisin attığı biber gazından etkilenerek kalp krizi geçiren ve Dr.Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakıma kaldırılan Elif Çermik’in (64) ise durumu ciddiyetini koruyor. Beyininde ödem oluşan ve kalbi de yüzde 20 kapasite ile çalışan Çermik’in yakınlarının hastanedeki umutlu bekleyişi ise sürüyor. Ali Ayvalıtaş sayfayı o temizliğin başlangıcı olarak da kullanabilirsiniz. Devlet işleri açısından şimdiki durum böyle galiba. Önemli görevlilerle ilgili birtakım davaların hükme bağlanıp sonuçlandırılması gerekiyordu, olmadı. Peki, yeni bir yasayla bu sürecin hızlandırılmasına yönelik ekspres, ama sağlam kurallar getirilemez mi? Hem temizlik, hem reform; geçmişten geleceğe armağan. yrıca, yine yakın geçmişin A kızgınlıklarından ve hınçlarından doğma olağanüstü ağırlıkta cezalar. Birkaç günlük gözaltıların bile acısını çekmemiş insanların hükmettiği “müebbet”ler, on beş yirmi yıllık “ağırlaştırılmış”lar, sanki bir futbol maçının frikik düdükleri gibi üflenmiş. O ağırlıkların “terbiyetkâr”lığı beklenilmeden mantıklı hafifletmeler yapılamaz mı? Böylesi, geçmişin tartışmalı “genel” ya da “Rahşan” aflarından daha iyi ve yapıcı izler bırakamaz mı? ilitlenmişlik ve tıkanıklık eski zamanların K battal yönetimlerinin markasıydı; Cumhuriyet eşitlik, özgürlük, demokrasi gibi kavramlarla birlikte yerindelik, modernizm, sürat ve dakiklik anlamına da gelmemeli mi? Haydi evrensel Cumhuriyet, göster kendini. Bu acıya kim ? dayanabilir Gezi Direnişi’nde önce oğlu Mehmet Ayvalıtaş’ı, ardından eşi Fadime Ayvalıtaş’ı kaybeden Ali Ayvalıtaş (49) dün sabah Çağlayan’daki Florence Nightingale Hastanesi’nde anjiyo oldu. Üç damarında tıkanıklık tespit edilen Ayvalıtaş perşembe günü bypass ameliyatı olacak. 10 yıl önce kalp krizi geçirdiğini ve o günden ‘Sapanlı teyze’ yeni yılda özgür İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemleri sırasında “Sapanlı Teyze” olarak tanınan Emine Cansever, tutuklu kaldığı Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’nde aylık tutuklu incelemesi sonrasında serbest bırakıldı. İstanbul Nöbetçi Terörle Mücadele Hâkimliği’nin incelemesi sonrasında serbest bırakılan Cansever, 3 aydır tutuklu bulunuyordu. DHKP/C üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanan Cansever, sorgusunda, “Gezi Parkı’nın bozulmasını protesto etmek için Taksim’e gittim. Gazdan korunmak için maske taktım. Çocuklar da sapan kullanıyorlardı. Görünce heves ettim. Kimseyi hedef almadım. Şeker hastalığı nedeniyle sağ kolumu iyi kullanamıyorum. Sapanla taş da atamadım” demişti. Ombdusmanlık, Gezi raporunda orantısız şiddet uygulayanların soruşturulmasını istedi ‘O polisler bulunsun’ FIRAT KOZOK Sınavda ‘Çapul’u EDİRNE (DHA) Trakya Üniversitesi (TÜ) Keşan Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu İngilizce okutmanı Gökcan Tazeler, geçen temmuz ayındaki İngilizce bütünleme sınavında öğrencilerine “Atatürk kimdir?”, “Türk genci olarak görevleriniz nelerdir?”, “Milli marşlar ne anlama gelir?” ve içerisinde “Tayyip Ç.” ile “Chappul” kelimeleri geçen gramer soruları sordu. Bazı öğrenciler Başbakanlık İletişim Merkezi’ne şikâyette bulunarak öğretmenlerinin sorularla Gezi’ye destek verdiğini öne sürdü. Üniversite yönetimi de soruşturma sonunda Tazeler’in yeri değiştirilerek TÜ Rektörlüğü’nde görevlendirildi. Hiçbir gerekçe gösterilmeden görev yerinin değiştirildiği belirten Tazeler, yargıya başvuracağını açıkladı. Okul Müdürü Yrd. Doç. Uğur Taşkan ise “Gökhan Bey’in geçen seneden beri belli sorunları var. Twitter ve Facebook’tan bir şeyler yazdığını duyuyor ve görüyoruz. Kendine göre taraftar bulmaya çalışıyor” dedi. sordu sürüldü ANKARA Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombdusmanlık), merakla beklenen Gezi Parkı raporunu tamamladı. Raporda, başta İstanbul olmak üzere çeşitli kentlerde gerçekleştirilen eylemlerde makul ölçüyü aşan kolluk müdahalelerinin saptanması istenirken ifade ve toplanma özgürlüğüne ilişkin mevzuatın yenilenmesi tavsiye edildi. Bu ve benzeri olaylar karşısında “hesap verilebilir bir mekanizmanın” geliştirilmesi gerektiği belirtilen raporda ayrıca, polise “psikoloji” ve “ikna gücü” eğitimleri verilmesi ve polisin sosyalekonomik haklarının iyileştirilmesi önerildi. Raporda, eylemlerin zaman içerisinde hukuk dışı nitelik kazandığı ifade edildi. Ombudsmanlık, 17 kişi ve kuruluşun yaptığı başvurular üzerine yaptığı incelemenin ardından hazırladığı raporda, birçok farklı kesimin süreçle ilgili raporlarına ve değerlendirmelerine yer verdi. Eylemlerin başladığı günlerde kamu düzenini, güvenliğini ve toplumsal yaşamını sekteye uğratacak boyuta ulaşan bir olumsuzluk içermediği belirtilen raporda, buna karşın hareketin 31 Mayıs’tan itibaren hukuk dışı kitlesel sokak eylemlerine dönüştüğü ifade edildi. Çadır kuran göstericilerin protestolarının, Türkiye genelinde yaşanan kitlesel eylemleri açıklamakta yeterli olmayacağı belirtilen raporda, konunun ulusal ve uluslararası boyutlarının aydınlatılması gerektiği kaydedildi. Kurul, eylemlerle ilgili eleştirilerin ardından, kararlarını şöyle sıraladı. 2013’TE EN ÇOK KONUŞULANI Gezi açık ara önde Ekonomi Servisi 2013 yılında manşetlerde en uzun kalan konuları, en çok yer kaplayan haberleri ve gündemden düşmeyen isimleri raporlayan Ajans Press’in elde ettiği sonuçlara göre yılın bütününde toplam 143 bin 273 haberle Gezi olayları açık ara gündemin başına yerleşti. Toplam 22 bin 870 haberle “demokratikleşme paketi tartışmaları” ve 17 bin 352 haberle “akil insanlar heyeti” en çok yer verilen ilk üç konuyu oluşturdular. sokağa çıkın MURAT İNCEOĞLU Gezi eylemleri süresince polisin protestoculara karşı en yoğun kullandığı silah biber gazıydı. Emniyet’in elinde bulunan bir yıllık stok sadece 20 gün içerisinde tüketildi. Biber gazının etkileri üzerine araştırmasını sürdüren Türk Toraks Derneği İstanbul Şubesi ile Çevre ve Mesleksel Hastalıklar Çalışma Grubu, eyleme katılmayıp evlerinde gaza maruz kalanların daha çok zarar gördüğünü belirledi. Araştırmaya göre, gaza maruz kalanlardan yüzde 31’i solunum yakınmaları olduğunu dile getirmiş. Gazın etkisini uzun süre sürdürdüğü kişilerden yüzde 30’u gaza açık havada 1 metreden yakın mesafeden maruz kalırken, yüzde 38’i ise kapalı alanda gaz soluduğunu ifade etmiş. Öksürük şikâyeti özellikle kapalı alanda gaza maruz kalanlarda belirgin oranda yüksek bulunmuş. Raporun sonuç bölümünde “Eylemcilerden farklı olarak yaşadıkları bölgede uzun saatler boyunca ve tekrarlayan defalarda gaza maruz kalan kişilerde şimdiye kadar düşülmemiş zararlar ortaya çıkmaktadır” denildi. Sağlığınız için ‘Soruşturmayı tamamlayın’ l İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 5. (İşkence ve Kötü Muamele), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. (İşkence), Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 7. (İşkence ve Eziyet), İşkence ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme’nin 2. (İşkencenin Önlenmesi Tedbirleri), Anayasamızın 5. (…Temel Hak ve Hürriyetler…), 12., 13., 14., 15. (Temel Hak ve Hürriyetlerin, Sınırlanması, Kötüye Kullanılması, Durdurulması), 25. ve 26. (Düşünce ve Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti), 34. (Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı), maddelerine aykırı olarak İstanbul başta olmak üzere değişik kentlerde yer yer gerçekleştirilen makul ölçüyü aşan kolluk müdahalesinin tespit edilmesine, l İfade açıklaması ve toplanma özgürlüklerinin kullanımını düzenleyen başta 2911 sayılı Yasa olmak üzere mevzuatın, uluslararası ve AB norm ve standartlarına uygun olarak özgürlükleri öne çıkaran ve insan haklarının öneminden kuvvet alan modern devlet anlayışı gerekleri ve günümüz modern bilgi çağı toplumunun demokratik talepleri ve beklentilerini gözetecek tarzda değiştirilmesi, l Toplumsal olaylar esnasında güç kullanımının gerekli, makul ve orantılı olup olmadığının öngörülebilir, açık ve şeffaf bir şekilde tespit edilerek, hatalı davranan kolluk görevlileri hakkında süratli, etkin bir inceleme ve soruşturma için süreci uzatan veya tıkayan işlemle rin kısaltılması veya kaldırılması yönünde gerekli tedbirlerin alınması, l Gelecekte olabilecek Gezi benzeri kitlesel gösteriler karşısında yasadışı grupların meşruiyet kazanmalarının önüne geçilebilmesi için, önceden nasıl hareket edileceği, protesto gösterilerinin kitlesel bir eyleme dönüşmeden nasıl yatıştırılabileceği konusunda ilgili karar mercilerinin öngörülü olarak aktif bir yaklaşım göstererek inisiyatif kullanması gerektiği hususlarında İçişleri Bakanlığı’na, İstanbul Valiliği ve Belediyesi’ne tavsiyede bulunulmasına karar verilmiştir. ‘Yenileri için hazırlıklı olunsun’