15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 TEMMUZ 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Alican’ı darp ettiler, yüzüne tekme attılar. ‘Terörist mi olacaksın’ deyip tutukladılar Yapmadıkları kalmadı FİKRET OTYAM: GENÇLİK HAREKETİ RAYINA OTURDU ÖZGÜR ULUSOY Diren Gazeteci! Patron medyasının direneceği yok, sen diren gazeteci. Eğer direnmezsen, yakın zamanda kendi kendinle yaptığın sözleşmenin bir hükmü kalmayacak, kendine verdiğin sözlerin bir yalan olduğu ortaya çıkacak, “Yaşayabilmek için başka çarem mi var?” diye döktüğün gözyaşı bir teselli olmayacak. Direnmezsen kısacası sen sen olmaktan çıkacaksın. Ama ben hâlâ umut var diyorum. Muktedirlerin karşısında el pençe divan duran medya ölmüşse bile, gazetecilik için daha her şey bitmedi. Belki de patronlara ve onların muktedir patronlarına rağmen medya onurunu korumanın bir yolu hâlâ vardır. Geride herkesi çatısı altında toplaması imkânsız yoksul bir iki gazete, bir iki kanal, teslim olmamış az sayıda onurlu yazar dışında bir şey kalmadıysa, birkaç sağlam denemenin, birkaç aklıbaşında deneyimli gazetecinin dışında sosyal medya dizginsiz bir küheylan gibi alıp başını gidiyor, vazgeçilmez ilkeler gereği yalan dolanla baş edemiyor, her türden sahtekârlığa, saptırmaya, halk karşıtı propagandaya kapılarını kapatamıyorsa, belki de iş sana düşüyordur. HHH Örgütlen gazeteci! Örgütlen ki yandaş medya, karşısında alt edilmez bir gazeteci ordusu bulsun. Örgütlen ki, yalan dolan, anında yanıt alacağını bilsin. Örgütlen ki, halk, gazeteci dayanışmasının yüzlerce gazetecinin yaratacağı alt edilmez haber ağının, gerçekleri duyurma kampanyasının, yalanları reddetme eyleminin sonuçlarını görsün de, “İşte budur, gerçek buradadır, bunlar söylüyorsa gerisi yalandır” diyebilsin. Biliyorum, dünyanın en zor işi bu. Bunun için ego balonlarının patlatılması, haberin ve eylemin dar çıkarların, fırsatçılığın hizmetine girmesinin önlenmesi, var olan iki üç sığınak noktası ile dayanışmanın küçümsenmemesi gerekecektir. Bunun için yalnızca gerçeğin dönüştürücü, değiştirici, devrimci olduğuna inanmak şart olacaktır. Bunun için “Çapul TV” örneklerinin çoğaltılması, fikir üreten blogların sayısının artırılması, birbirini çoğaltması, gerçek bir halk gazeteciliğinin patrondan, ücretten, sözleşmeden bağımsızlaşması, muktedirle pazarlığa dayanan gazeteciliğin lanetlenmesi, “yalnız gerçek” ilkesine dönülmesinin yolunun açılması sana düşüyor. Geçmişte “savcılık” yapmamış, “hâkim” olup hüküm kurmamış, can yakmamışsan ey gazeteci, bu görevden kaçabileceğini sanmam. HHH Bize gerekli olan, fikir fukarası köşe yazarı, bencil blogcu, kör parti militanı, sansasyon meraklısı, boşluk ve cep doldurma heveskârı, komplocu, fırsatçı değil, gerçek haberi, doğrulanmış haberi bekleyene ulaştırabilecek, bin fikrin içinde halkın kendi fikrini oluşturabilmesini sağlayacak kişidir. Eğer o sensen, diren gazeteci. Hangi medya patronunun hışmına uğramış, hangi fırsatçı müsvedde “zaman bu zaman” deyip senin kalemine, klavyene, fotoğraf makinene el koymuş olursa olsun, senin şu duranların, yürüyenlerin, sanatçıların, aydınların yanında onurlu bir yerin var. Sen direnişçi değilsin, onların haberini yapıyor, durumu, gerçekleri halka anlatmanın yollarını arıyorsun. Sen gerçekleri anlatabilmek için koşar, gazlanır, plastik mermi yer, palalı adamın fotoğrafını çeker ve büyük bir olasılıkla gözaltına alınırken, aslında direnişin, yani değişimin fotoğrafını çekiyorsun, Gerçeğin eylemli tanığısın. Akıl verecek değilim, ama medyayı bir utanç heykeline dönüştürenlerle savaşmaz, onların karşısında dayanışmaya ve örgütlenmeye dayanan bir modelle çıkamazsak, yalanın padişahlığına, haramiliğin saltanatına son vermek, zamanın ruhuna boyun eğmemek için meydana çıkanları anlatamayacak, işini yapamayanların utancıyla yaşayacağız. Peki, buna yaşamak denebilir mi? Öyleyse diren gazeteci! ‘Halkın kendisi baş oldu’ ANTALYA (Cumhuriyet) Gazeteci, yazar ve ressam Fikret Otyam Gezi eylemlerini değerlendirdi. Başbakan Erdoğan’ın “Ayaklar ne zaman baş oldu?” söylemine tepki gösteren Otyam, “Halk Erdoğan’ı sevmiyor, ona bir ders vermek istiyor. Gençlik hareketi rayına oturdu. Başbakan artık ne yapsa nafile. Halk kendisi baş oldu” dedi. Böbrek yetmezliği tedavisi süren 87 yaşındaki Otyam, Gezi Parkı Direnişi’ni hastanedeki yatağından bile yakından izliyor. “Bu haberler bazen beni uyutuyor” diyen Otyam, “İyi bir çapulcu olarak, bu gençlik hareketinin büyüyeceğini daha da artacağını tahmin etmiştim. ‘Başbakan’ın yanıtı da acı olacak’ demiştim. Nitekim şimdi yine haberlerde dinledim, yeni yasalar geliyor. Yeni önlemler alınıyor. Fakat dinlediğim çocuklar, ‘Hiç boşuna çabalamasın, er geç gidecek’ diyor. Bunu canı gönülden söylüyorlar. Ben böyle bir iddiaya girmiyorum fakat iktidar muhakkak bir yara aldı. Halk Erdoğan’ı sevmiyor. Erdoğan’a büyük bir ders vermek istiyorlar” diye konuştu. Erdoğan’ın, “Yüzde elliyi zor tutuyoruz” sözlerini anımsatan Otyam, “Kadıköy’de geçen hafta sonu Gezi Direnişi’ne destek için düzenlenen ‘Gazdanadam Festivali’ müthiş bir şeydi. Bu kadar yılın gazetecisiyim, hiç böyle bir topluluk görmedim, hiç yaşamadım. İktidar bundan sonra büyük tedbirler alacak. Başbakan bu eylemleri durdurmak için şiddetli kararlar alacak. Hiç akıllıca bir iş olmayacak. Gençlik hareketi rayına oturdu. Başbakan artık ne yapsa nafile. Başı da yok bunun. Gençlerin hepsi lider. Halk kendisi artık baş oldu” dedi. Pala ve kadına tekme hukuka uygun... Bir adet kırmızı renkli baret ve deniz gözlüğü suç unsurları... Elinde palasıyla sokakta terör estirirkenki görüntüleri her yerde çıkan saldırgan serbest... Polisin baret ve deniz gözlüğüyle “yakaladıktan” sonra darp ettiği, yüzüne tekme attığı Ali Can Sünnetçioğlu, susma hakkını kullandığı için “devam eden Gezi olayları” çerçevesinde tutuklandı. Ali Can Sünnetçioğlu’nun haberini sosyal medyada gördüğümde, hem soyismi, hem yüzündeki muzip ifade, Babaeski’deki çocukluk yıllarından aynı soyisimli arkadaşlarımı anımsatınca, lise arkadaşım Şebnem’i aradım, evet 90 doğumlu Ali Can yeğeniymiş. Marmara Üniversitesi’nde hukuk öğrencisi, TKP üyesi, Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun yazarlarından (daha başka birçok sıfatı var, birazını aldım) Ali Can, 6 Temmuz Cumartesi günü saat 22.00 civarında, İstiklal’de sığındığı handa gözaltına alındı. Ali Can, Emniyet Müdürlüğü’ne gidene kadar polisin yüzüne tekme atması, TOMA’nın sıktığı kimyasal suyun üzerine dökülmesi suretiyle darp edildi. “Bütün vücudunda darp izleri var, düne kadar tek kolunu kapatamıyordu, koltuk altında şişlikler var” diyor Şebnem. Emniyet’e gitmeden önce uğradıkları Eyüp Devlet Hastanesi’nde doktorlar “darp yoktur” diye rapor verdiler. Avukatlar bu rapora şerh koysa da, şerh daha sonra her nasılsa silinmiş. Hem doktorların hem polisin sicil numarasını alan avukatlar bu yüzden suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Şebnem, dün Çağlayan Adliyesi’nde yeğeninin Ali Can’ın yanına yaklaştığını, sarılmaya çalıştığını ancak Ali Can’ın kolunu hâlâ kaldıramadığını anlatıyor. Suç unsurları: Baret, gaz maskesi, deniz gözlüğü Ali Can’ın üzerinden çıkan “suç unsurları” şöyle: Bir adet kırmızı renkli baret, 1 adet mavi renkli gaz maskesi ve bir deniz gözlüğü. Başka tutuklulardan bazılarından çıkan suç unsurları da şöyle: 1 adet yeşil renkli 60 cm. boyunda üçgen yüz kapatmak için kullanılan bez parçası, bir adet siyah renkli bere, bir adet siyah renkli bisiklet kaskı.. Aklıma AKP’li vekilin palalı saldırgan için “esnafın hukuk çerçevesinde yapmış olduğu bir eylem” ifadesi geliyor. Şebnem, Ali Can’ı görmek umuduyla avluda bekledikleri sırada içeride kalan kadın avukatın da darp edildiğini, boğazının polis tarafından sıkıldığını anlatıyor. Gezi Direnişi’ne katılmak suçsa, kadın olarak katılmak daha büyük suç. Bir kadının sırtına tekme atan saldırganı AKP’li vekil savunursa, bu da beklenebilir herhalde. ‘Darp yoktur raporuna şerh silinmiş’ ‘Avukat değil terörist mi olacaksın’ Adliyeye gelmeden önce ağrı kesici yapılmış Ali Can’a. Darp çok belli. Sabah geldiği adliyede akşama kadar kalan Ali Can’a savcı Nazmi Okumuş’un yönelttiği sorular şöyle: Susma hakkını kullanmışsın, sen polise kafa mı tutuyorsun?Annen baban okuyasın diye gönderdi, ne işin vardı Taksim’de? Sen avukat olacağına terörist mi olacaksın? Savcılığın polise mukavemet, toplantı ve gösteri yasasına muhalefetten tutuklama istemiyle dosyayı hâkime sevk ettiğini anlatan Şebnem, nöbetçi hâkimin tutuklama gerekçelerini saymaya başlamadan önce “uzun süredir süregelen, bir türlü sonlanmayan Gezi olayları”ndan söz etmesinin kendilerini şoke ettiğini anlatıyor. ANNE: GURUR DUYUYORUM Ali Can şu an Metris’te. Şebnem’e anne babasının tepkilerini soruyorum. Annesi Rezzan oğluyla gurur duyduğunu söylüyor. Babası, ilkokuldan çocuğunu almaya giden veli gibi görünmemek için (dün ailesi serbest bırakılacağını umuyordu) adliyeye gitmemiş. Annesi Rezzan, oğlu, başta Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden dostları olmak üzere, homofobi karşıtı öğrenciler topluluğundan, Toplumsal Hukukçular Kulübü’ne kadar Ali Can’ın mücadele ettiği bir sürü platform serbest bırakılması için şimdi eylemler yapıyor. Gezi için İzmir’den İstanbul’a pedal İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gezi Parkı Direnişi’ne destek veren Karşı Bisiklet Grubu üyeleri, dün İzmir’den İstanbul Taksim Meydanı’na doğru yola çıktı. Konak Meydanı’ndan pedal çevirmeye başlayan 7 bisikletçi, cumartesi günü Taksim Meydanı’nda olacak. Grup üyeleri yola çıkmadan önce yaptıkları açıklamada, “Başta ‘üç beş’ ağacın zarar görmemesi için başlayan direniş, yerini kısa sürede polis terörüne karşı direnişe ve hükümetin akıl almaz politikalarına karşı protesto gösterilerine bıraktı. İşte o gündür bugündür halk Türkiye’nin pek çok meydanlarında sokakta. Gezi Parkı’nda vücut bulan ‘Başka bir dünya mümkün” şiarına, biz de pedal basarak destek vermek istiyoruz” denildi. Antalya’da zincirli eylem Antalya’da gruplar, Gezi Parkı’ndaki polis müdahalesini protesto etmek amacıyla yürüyüş ve oturma eylemi düzenledi.Cumhuriyet Meydanı’nda önceki gün saat 22.00 sıralarında yapılan eylemde Türkiye Komünist partisi üyeleri, İstanbul’daki olayları protesto etmek amacıyla Attalos Meydanı’ndan Cumhuriyet Alanı’na yürüdü. Grup, burada basın açıklaması ve oturma eylemi düzenledi. Yavuz Özcan Parkı’nda forum düzenleyen bir başka grup da bu parktan Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Ellerini zincirle bağlayan protestocuların da yer aldığı eylemde, ‘Ethem yoldaş ölümsüzdür’, ‘Katiller halka hesap verecek’, ‘Katillerden hesabı çapulcular soracak’ sloganları atıldı. (Fotoğraf: DHA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazeteci Yiğit Bulut, Başbakanlık başdanışmanlığına atandı. Başbakanlık da Bulut’un atanmasına ilişkin iddiaları doğruladı. Bulut, Habertürk televizyonu genel yayın yönetmenliğinin ardından 1 yılı aşkın süredir TV 24 Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdürüyordu. Bulut başdanışman oldu Baştarafı 1. Sayfada sözleşmesinin iptal edilmeyip sürdürülmesi Maliye Bakanlığı’nca soruşturulmalı” denilmiş ve söz konusu haber metninin sonunda da; “Ancak TRT haklı çıktığı dava ile ilgili idare herhangi bir adım atmadı. Sayıştay Raporuna göre 13 Şubat 2012’de Danıştay Kararı Kuruma tebliğ edildi. Ancak Firma ile imzalanan sözleşme sürdürüldü.” şeklinde gazete okuyucularına ve kamuoyuna gerçek dışı ve yanlış bilgi aktarılmıştır. Öncelikle söz konusu haber metninin hiçbir yazım ve imla kuralına uygun olmaksızın devrik cümle ve ifadelerle çalakalem ve gelişigüzel bir şekilde hazırlanmasından, servis edildiği şekliyle kamuoyuna aktarıldığı aşikârdır. Haberde geçen söz konusu temizlik ihalesine ilişkin komisyon kararı, 06.01.2011 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında alınan 2011/3 sayılı Kararla iptal edilmiş, iş ortaklığı firma 26.01.2011 tarihinde Kamu İhale Kurumu’na itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuştur. Kamu İhale TEKZİP METNİ Kurulu 24.02.2011 tarih ve 201l/UH.1830 sayılı kararla söz konusu, başvuru sahibinin “ihalenin iptali kararının iptal edilmesi” şeklindeki, başvurusunun reddedilmesine karar vermiştir. Bunun üzerine, iş ortaklığı firma tarafından yürütmenin durdurulması istemiyle Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne Kurumumuz aleyhine dava açılmış olup, 5. İdare Mahkemesi 17.03.2011 tarih ve 2011/291 Esas kararıyla itirazen şikâyet başvurusunun reddi işleminin yürütülmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Söz konusu yürütmenin durdurulması kararına karşı Kurumumuz tarafından Ankara Bölge İdare Mahkemesi nezdinden yapılan itirazımız 07.04.2011 tarihli kararla reddedilmiştir. Bunun üzerine, Ankara 5. İdare Mahkemesi ve Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin kararlarının gereği yerine getirilmek suretiyle davacı iş ortaklığı firma ile 18.05.2011 tarihinde sözleşme imzalanarak 05.07.2011 tarihinde işe başlanmıştır. Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin 2011/291 Esas 2011/1081 Karar Sayılı kararı aleyhine yapılan temyiz başvurumuz neticesinde Danıştay 13. Dairesi’nin 2011/3527 esas ve 2011/5521 kararı ile temyiz isteminin kabulüne, İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Hal böyleyken söz konusu haberde Danıştay Kararının Kurumumuz tarafından uygulanmamak suretiyle Kurum menfaatine aykırı davranıldığı iddiası yer almaktadır. Söz konusu yazıda iddia edilenin aksine yargı kararına uyulmama gibi bir hareket bulunmadığı gibi yargı kararına uyulmak suretiyle hareket edildiği ve ihalenin iptal edildiği gerçeği karşısında yazıda yer alan ifadelerin yalan haber ve karalamadan başka bir şey olmadığı görülmektedir. Hal böyleyken basit bir emekle gerçeği öğrenmek ve bu şekilde kamuoyunu bilgilendirmek yerine Basın Meslek İlkelerinin başında yer alan yemin metnine sadık kalmaksızın ve Basın Meslek İlkelerinin; “Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü ve “Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz.” şeklindeki 6’ncı maddelerine aykırı haber yapılmak suretiyle kamuoyu yanlış bilgilendirilmiştir. Cumhuriyet Gazetesi’nin 25.04.2013 tarihli haberi sorumlu gazetecilik ile basın meslek ilkelerine açıkça aykırı olup basın ve haber alma hürriyeti kapsamında hiçbir şekilde değerlendirilemez. Doğru bilgiden yoksun, sadece kişileri karalama ve kamuoyunu yanlış bilgilendirme maksadıyla yapılan bu haberin gerçekleri yansıtmadığını kamuoyuna duyururuz.26.04.2013 TRT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ ‘Biber gazı oruç bozmaz’ RİZE (Cumhuriyet) Kentte yerel bir televizyon kanalının ramazan nedeniyle hazırladığı “Sahura Doğru” programına katılan emekli imam Necati Hutoğlu, izleyicilerden gelen soruları yanıtladı. Hutoğlu, “Taksim’de yenen biber gazı oruç bozar mı?” sorusu üzerine biber gazının orucu bozmayacağını söyledi. Hutoğlu, “Biber gazı orucu bozmaz. Kendi arzunla yutmuyorsun, kendiliğinden geliyor. O nedenle orucu bozmaz” dedi. Emekli MİT’çi intihar etti BURSA(Cumhuriyet) Bursa’da, Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan emekli olan kanser hastası Yavuz Birtay (70), evinde ruhsatlı tabancasıyla intihar etti. Birtay’ın, geride çektiği acılara dayanamadığını belirten not bıraktığı ortaya çıktı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP genel merkezinin genelgesine göre, yerel seçimlerde CHP’den aday adayı olmak isteyenler için başvuru tarihi, 831 Temmuz 2013 olarak belirlendi. Buna göre, başvuruda bulunacak kadın, genç ve engellilerden ödenti alınmayacak, büyükşehir belediye başkan adayı olmak isteyenler ise 9 bin lira ödeyecek. CHP’de adaylık ödentileri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle