23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 TEMMUZ 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA KÜLTÜR 17 Cazın felsefesini değiştirdi SAMİ KISAOĞLU İsveçli üçlü E.S.T., Stockholm Kraliyet Filarmoni Orkestrası eşliğinde 20. İstanbul Caz Festivali’nde Sait Faik Müzesi Öykünün büyük ustası Sait Faik Burgazada’nın simgesidir. Adaya ayak bastığınızda heykeli sizi karşılar. Evi de birkaç adım ileridedir. Burgazada Çayır Sokak 15 numaradaki ev 1938’de satın alınmış. Önceleri yazlık olarak kullanılan ev 1945’ten itibaren Sait Faik’in zamanının çoğunu geçirdiği mekânı olmuş. 11 Mayıs 1954’te vefatına kadar bu evde annesiyle birlikte yaşamış. Annesinin isteği ile 1959’da ev müzeye dönüştürülmüş. 1964’te de Sait Faik’in tek vârisi Darüşşafaka Cemiyeti’nin yönetimine geçmiş. Sait Faik Müzesi’nin ülkemizin en çok bilinen ve ziyaret edilen yazar müze evlerinden biri olduğu söyleniyor. Müzeyi ilk kez lise yıllarımızda edebiyat öğretmenimizin öncülüğünde ziyaret ettiğimizi hatırlıyorum. 70’li yılların sonu. Harap, eski, biraz da terk edilmiş bir havası vardı. Belleğimde müzenin bekçisi olduğunu anladığımız ailenin üyelerinin garipseyen bakışları kalmıştı. Nereden geldi bunlar, diyen bakışlar... O bakışlar öyle içime işlemiş ki ilerleyen yıllarda ödül törenleri ya da anma etkinlikleri vesilesi ile çeşitli nedenlerle Burgazada’ya gittiysem de bahçe kapısından giremedim. Sait Faik’in müzesine değil, bekçinin evine girip onları rahatsız edecekmişim duygusu ağır bastı. Sait Faik Hikâye Armağanı ödül töreninde Darüşşafaka Cemiyeti’nin yönetim kurulu başkanı Talha Çamaş üç yıldır süren restorasyon çalışmalarının bittiğini, 11 Mayıs’ta müzenin yeniden kapılarını açacağını müjdeleyince meraklanmış, basında açılış töreninden fotoğraflar gördüğümde de ilk fırsatta Sait Faik Müzesi’ni ziyaret etmeye karar vermiştim. Burgazada’ya yolumuzu “Sait Faik Müzesi” için düşürdük. Müzenin sokağına girip beyaz boyası ile ışıldayan binayı gördüğümde eski halinin imgesi siliniverdi. Heyecanlandım. Bahçenin girişinde bizi Sait Faik heykeli karşılıyor. Heykeli selamlayıp kapıdan giriyoruz. Giriş ücretsiz. Görevli bizi buyur edip gözden kayboluyor. Sait Faik’le, eviyle baş başa kalıyoruz. Eşyası, mobilyası, fotoğrafları, mektupları, el yazmalarını tamamlayan panolar bizi sadece yazarın dünyasına sokmakla kalmıyor, yaşamöyküsünü de anlatıyor. Sait Faik’in kitaplarının editörü Sevengül Sönmez müzenin küratörlüğünü yapmış. Tetrazon Yapı da sergi tasarımını yapıp uygulamış. İyi iş çıkarmışlar. Sait Faik’e yaraşan, örnek bir müze olmuş. Sergiyi kitaplık, okuma odası ve çocuklar için etkinlik odası ile desteklemişler. Müzeyi öğleye doğru ziyaret ettik, o sırada biri çocuk toplam yedi kişiydik. Yılda kaç kişi ziyaret eder merak ediyorum. Medyada yazılan yazıların da özendirmesi ile ilk zamanlar ziyaretçi sayısı normalin üstünde olacaktır. Ama zamanla ilgimizin dışına çıkacak müze. İkinci, üçüncü kez gelebilmemiz için yeni vesileler gerek. Adalara daha çok yaz aylarında gelindiği dikkate alınarak arka bahçede etkinlikler yapılabilir. Sait Faik hakkında söyleşiler, film gösterileri yapılabilir, eserlerinden yapılmış uyarlamalar sahnelenebilir. Edebi toplantılar, çalıştaylar, küçük sergiler düzenlenebilir. Müzeler de, adlarına müze açılmış kişiler de böyle yaşıyor. Darısı, Heybeliada’nın büyük yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın başına. Hüseyin Rahmi’nin 2000 yılında restore edilen Heybeliada’daki müzeevi unutulmaya terk edilmiş. Adalar kaymakamı, belediye başkanı duyar umarım. Müze ilgi bekliyor, ziyaretçi bekliyor. Sait Faik Müzesi örnek olmalı. Yozlaşmanın George Grosz’un ‘Fahişeler, Politikacılar, Vurguncular’ sergisi Londra’da açılacak Kültür Servisi Karikatürleri ve resimleriyle döneminin en keskin toplumsal eleştirilerini yapan Alman sanatçı George Grosz’un (18931959) “Fahişeler, Politikacılar, Vurguncular” adını taşıyan bir sergisi eylül ayında Londra’da açılacak. Almanya’daki burjuva yaşamının yoz yönlerine keskin karikatürleri ve karabasan yüklü resimleriyle ağır yergiler yönelten Grosz’un 50’den fazla yapıtı 28 Eylül 2 Kasım günleri arasında sergilenecek. Grosz, savaş ve yozlaşmayı konu aldığı etkileyici yapıtları yüzünden Naziler tarafından “1 Numaralı Kültürel Bolşevik” ilan edilmiş; buna karşılık bir Fransız eleştirmen de Grosz’un çalışmalarını “tarih boyunca insanın yozlaşmasını en iyi sergileyen katalog” olarak nitelemişti. 1920’lerin başındaki “İşte İnsan” dizisinde besili toprak sahiplerini, kibirli burjuvaları ve ikiyüzlüleri çizen Grosz, İsa’yı da gaz maskesi takmış olarak resimlemişti. Bu dönemde benimsediği dadacılığı “tükenmiş bir dünyaya karşı tepkinin yansıtılmasında deliliğin bilinçli olarak kullanılması” diye tanımlayan Grosz, 1932’de göç ettiği ABD’de, II. Dünya Savaşı sırasında “Sağ Kalan” gibi karamsar yapıtlar ortaya koymuştu. Magnus Öström keskin yergicisi n Kültür Servisi Gezi Parkı Direnişi için bir beste de Bandosol’dan geldi. Ahmet Semizer (bas, trombon), Emre Boztaş (davul), Mert Saraçoğlu (alto saksofon, vokal), Selim Tan (gitar), Tayfun Yılmaz (tenor saksofon, vokal) ve Yalım Cansın Karacan’dan (trompet, alto saksofon) oluşan grubun Gezi Direnişi’ne armağan ettiği şarkını adı: “Siz Kimsiniz ki!” Bandosol’dan ‘Siz kimsiniz ki!’ İsveçli caz üçlüsü E.S.T, grubun piyanisti Esbjörn Svensson’un 2008’deki trajik ölümünden sonra yeniden müzik basınının gündeminde. Grubun bestelerinin senfonik düzenlemelerini, Avrupa’nın kalburüstü caz müzisyenleriyle buluşturan E.S.T senfoni projesi, hiç şüphesiz bu yazın en önemli müzik olaylarından biri. Dünya prömiyeri İsveç’te şef Hans Ek’in yönetimindeki Stockholm Kraliyet Filarmoni Orkestrası eşliğinde gerçekleşen projenin ikinci konseri, 20. İstanbul Caz Festivali kapsamında bu akşam 21.30’da Haliç Kongre Merkezi’nde. Pink Floyd ve Björk gibi isimlerin besteleri içinde senfonik düzenlemeler yapmış olan şef Hans Ek’in Filarmonia İstanbul’u yönetecek olduğu bu konserde, topluluğun eski üyeleri Magnus Öström (davul) ve Dan Berglund’un (kontrbas) yanı sıra Jacky Terrasson (piyano), Marius Neset (saksofon) ve Michael Wollny de (piyano) yer alıyor. Festivalin unutulmaz konserlerinden biri olacağına kesin gözüyle bakılan bu proje öncesinde E.S.T’yi ve onların caz tarihine yapmış oldukları katkıları yeniden hatırlatmak istedik. Cazın onlarca farklı patikaya çatallanan uzun ince yolunda çok az grup 20. yaşını kutladığımız E.S.T (Esbjörn Svensson Trio) kadar sevildi. Çok az piyano üçlüsü cazın felsefesini ve ifade biçimlerini onlar kadar değiştirmeyi başardı. İşte bu nedenle kendilerinden sonra gelen birçok grup için bir “E.S.T sound”u yakıştırması yapıldı. Cazın günden güne dinleyici kaybettiği 21. yüzyılda onların konserlerine binler giderken bu performanslarda caz tarihinin modern standartları da ilk kez duyuldu. Belki de ilk defa 2000’lerde bir caz üçlüsünün besteleri başka sanatçılar tarafından da albümlerde ve konserlerde sıklıkla seslendirildi. “Az çoktur” düşüncesinin ustalıklı bir yorumcusu olan grup, müziğin en temel unsurlarından biri olan melodiye, yapıtlarında kuzeye özgü bir yalınlıkla yer verdi. Avrupa caz sahnesinde sanatsal yaratım anlamında devrimin habercisi olan “From Gagarin’s Point of View” (1999) albümü ile başlamıştı her şey. Üçlü, caz tarihini sonsuza kadar değiştirecek olan bu albümü İsveç’in dünyaca ünlü Atlantis stüdyolarında kaydetmişti. Üstelik stüdyo müzisyeni olarak yer aldıkları Danimarkalı bir şarkıcının albümünden artırdıkları o birkaç saat içinde. Albümün İskandinavya dışındaki basım ve dağıtım işlerini üstlenen Alman plak şirkeHans Ek ti ACT’nin sahibi ünlü yapımcı u Siggi Loch iş prensiplerini çiğnediği bu kayıt ile ilgili şöyle diyecekti: “Bu çalışmayı dinlediğim zaman hayatımda duymuş olduğum en muhteşem caz albümlerinden biri olduğunu anlamıştım.” Grup aynı yılın sonuna doğru “Good Morning Sushie Soho” albümünü yayımladığında Avrupa’nın tüm büyük caz festivallerinin kapıları kendilerine açılmıştı. Çok geçmeden E.S.T’nin müzik okyanusuna atmış olduğu o birkaç çakıl taşının dalgaları Atlantik’in öte yakasına da ulaştı. Sony/Columbia yukarıda bahsi geçen iki albümü ABD’de yayımladı, grup ilk kez Amerika’da ve Kanada’da konserler gerçekleştirdi. Caz sahnesinde üsluplara dair o zamana kadar yapılan en radikal devrimlere imza atan topluluk, yeni binyılın başlangıcından Svensson’un 30 Mayıs 2008’de bir tüplü dalış macerasında hayatını kaybettiği güne kadar 5 stüdyo albümü daha kaydetti. Her defasında yeni bir söz, farklı bir bakış açısı getiren bu albümlerin sonuncusu ise “Leucocyte” ve bu çalışma ile aynı zamanda kaydedilen “301” oldu. “Leucocyte” grubun hayran çevresi tarafından gerek çizdiği karanlık ses tabloları, gerek deniz dünyasına ve sonsuzluğa dair yapmış olduğu göndermelerle, Svensson’un hayatta olduğu dönemde kendi ölümünün bir manifestosunu yazmış olabileceği şeklinde değerlendirildi. Kuşkusuz E.S.T onlarca formülün ve kalıbın denendiği caz dünyasında halen sayısız “terra incognita”nın olduğunu müzik dostlarına hatırlatan bir grup. Bitirirken Arjantinli besteci Astor Piazzolla’nın şu sözlerini satırlarıma almak istiyorum. “Bir eseri ortaya koyduğunuz zaman bunu kendi stilinizde yapmalısınız. Eğer stil yoksa müzikte yoktur.” Cazın onlarca farklı patikaya çatallanan uzun ince yolunda çok az grup E.S.T kadar sevildi. Çok az piyano üçlüsü, cazın felsefesini ve ifade biçimlerini onlar kadar değiştirmeyi başardı. İşte bu nedenle kendilerinden sonra gelen birçok grup için bir “E.S.T sound”u yakıştırması yapıldı. Cevdet Kudret’e son başvuru 2013 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri’ne aday kitapların en geç 31 Ağustos 2013’te kadar 6 nüsha olarak, yazarın kısa özgeçmişi ve başvurusuyla birlikte “Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Cumhuriyet Mah. Silahşör Cad. No: 71 BomontiŞişli/İstanbul adresine gönderilmesi gerekiyor. Beş ayrı dalda dönüşümlü olarak verilmekte olan Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nün bu yılki konusu ‘şiir’. Ödül’e, 1 Eylül 2012 – 31 Ağustos 2013 tarihleri arasında basılmış şiir kitapları aday olabilecektir. Hilmi Yavuz, Egemen Berköz, Cevat Çapan, Güven Turan ve Metin Celâl’dan oluşan Seçici Kurul, kararını ekim ayı içinde açıklayacak ve kazanan şaire ödülü TÜYAP Kitap Fuarı’nda yapılacak bir törenle verilecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle