23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2013 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Sistemsizlik SONU gelmiyor; HES çekişmelerine her gün bir yenisi daha eklenmekte. Şimdiki gidişle çekişmelerin sonu hiç gelmeyebilir çünkü bu üzerine iyi çalışılmış ve işlerliği titizlikle sınanmış bir sisteme bağlanmış değil. Sistem kurma becerisini üniversitelerimizde iyi öğretemiyoruz galiba. Oysa matematik ve mekanik dersleri okutan bir yığın bilimcimiz var ve çözülmesi gereken sorunlar hep yaşamsal: Bir yanda kaçınılmaz bir enerji gereksinimi, bir yanda da vazgeçilmez bir çevre titizliği. Kısaca söylemek gerekirse, kaçıncı defa olacak ama sorun bu ikisini bağdaştırma sorunudur. Çözümün önündeki büyük güçlükler de devletçilik korkusu ve müteahhide verme alışkanlığı. vvel zaman içinde kalbur da saman içindeyken yakın geçmişin cumhuriyetçi yönetimleri Devlet Su İşleri ve Elektrik İşleri Etüd İdaresi gibi kuruluşlarla başlayıp onların gölgesinde büyüyen çeşitli kamu kurumları yoluyla bu iki işlevi devletin temel ödevleri arasına almışlardı. Böylelikle gelecek kuşaklara önemli bir mesaj verdiklerine inanıyorlardı herhalde. Mesaj, bu konuların devlet ciddiyetiyle ele alınmasını vurgulamaktaydı. Ne var ki, “devletin doğrudan doğruya üstlenip sorumluluğunu taşıdığı her iş mutlaka verimsizleşir, yozlaşır ve yolsuzlaşır” biçiminde özetlenebilecek bir karşı propaganda, bu mesajı benimsemek şöyle dursun, tam tersine özel teşebbüs rüzgârına yelken açarak ülkenin enerji üretme politikasını darmadağın etti. Her kamu yatırımını devlet ciddiyetiyle tamamlamak varken gelişigüzel bir ihalecilik politikasıyla olur olmaz buldozer taburları doğal güzellikler üzerine salındı. Sonuç işte, sonu gelmez çekişmeler. istem diyoruz yani bir motorda olduğu gibi bir araya getirilip birbiriyle ilişkilendirilmiş parçalardan oluşan bir bütünlüğün çalıştırılarak belli bir sonucun elde edilmesi. Enerji üreten düzeneklerin arasına, doğal güzellik yağları ve huzur verici ortam parçaları ekleyerek kendiliğinden çevre saygısı elde edemiyeceğimize göre, enerji üreten kurumlarımızı kuran, işleten, sahiplenen insanlarımız başta olmak üzere, doğa sevgisini bilinç olarak insanlarımıza kazandıracak sistemli bir eğitimden daha etkili başka çaremiz olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Şimdi de ailesine tehdit ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gezi eylemleri sırasında polis kurşunu ile yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ün yakınlarının polis tarafından “gözaltına alınmakla” tehdit edildiği bildirildi. Sarısülük’ün ailesi, tehditle ilgili şikâyette bulunacaklarını söylerken davadan da vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük ve eşi Çiğdem Sarısülük, ortak Twitter hesaplarından akrabalarının evinin polisler tarafından basıldığını ve tehdit edildiklerini açıkladı. Sarısülük çifti, tehdit olayını Twitter’dan şöyle duyurdu: “Akrabalarımızın evi polisler tarafından basılmış ve kendileri tehdit edilmiştir. Halamızın kızları polis tehdidiyle susturulmak istendi. Delilleri gizlemeleri, polisi serbest bırakıp korumaları, dilekçelerimizin reddedilmesinden sonra şimdi de akrabalarımız tehdit ediliyor. Bizlere uygulanan bu baskı ve yıldırma politikasını kınıyoruz. Akrabalarımızdan ne isteniyor? Amaçladıkları ne? Korkup bu davanın peşini bırakacağımızı mı sanıyorlar? Aldanıyorlar. Biz bu davadan da, kavgadan da vazgeçmeyeceğiz. Son günlerde Ethem’in sık sık uğradığı yerlere baskın yapan Ankara Emniyeti, en son baskınını Ethem’in çokça gittiği halasının evine yaptı. Aile fertlerini evde bulamayan polis, binanın kapıcısına aileyi sormuş ve onlara bir not bırakmış. ‘Onlara söyleyin, gördüğümüz yerde gözaltına alacağız. Sesleri çok çıkıyor.’ demişler. Sarısülük ailesi olarak akrabalarımız da bizimle birlikte direnişe destek vermekte ve mücadele etmektedir. İstedikleri, bu davanın peşini bırakmamızdır. Bilsinler ki, bizim de kafamıza kurşun sıkılsa bu davadan vazgeçmeyeceğiz. Onların tehditlerinden, baskılarından korkmuyoruz. İlerleyen saatlerde avukatlarımız da şikâyette bulunacaktır.” Bir gazeteye konuşan Çiğdem Sarısülük, polislerin Ethem Sarısülük’ün halasının kızlarının evine geldiğini ancak evde kimseyi bulamayınca kapıcıyla mesaj gönderdiklerini söyledi. Çiğdem Sarısülük, “Polisler kapıcıya, ‘Onlara söyleyin, gördüğümüz yerde gözaltına alacağız. Sesleri çok çıkıyor’ diyerek tehdit edip gitmişler” dedi. Çiğdem Sarısülük, yaşanan tehdit olayları nedeniyle şikâyetçi olacaklarını da ifade etti. Polisçe ‘gözaltına alınmakla’ tehdit edildiklerini söyleyen Sarısülük ailesi yargıya başvuracak CİNAYETE MOBESE’Lİ ÖRTBAS E Sarısülük vurulurken kameranın yönü değişti İKLİM ÖNGEL Ethem Sarısülük S Yurttaşlar, polisin Taksim ve çevresindeki eylemcilere yönelik tazyikli su, biber gazı, plastik mermi ve biber gazı fişeği ile müdahalesinin, kentin tüm yaşamını etkilediğini söyledi. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK) BEYDER, eyleme değil müdahaleye karşı olduklarını belirtti ANKARA Gezi Parkı eylemlerinde Ankara’da polis kurşunuyla yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ün ölüm anındaki kamera görüntüleri ortaya çıktı. Ethem’in vurulduğu anı görüntüleyen kamera, yere düştüğünde ise yön değiştirerek gökyüzüne çevriliyor. Ağabey Mustafa Sarısülük, “Kamerayı Emniyet Müdürlüğü, MOBESE kontrol memurları kontrol ediyor. Ethem düştüğü anda pozisyon değişiyor. Bu delil karatmadır, örtbastır” dedi. 1 Haziran Cumartesi günü vurulan Sarısülük’ün vurulma anına ilişkin görüntülerde çevik kuvvet ekiplerinin halka saldırması var, ancak hemen sonra kamera uzaklaşıyor. Polislerin kask numaralarını görünmez kılan bu hareketten sonra, Ethem yere düşüyor. Vuran polisin kaçması sırasında ise kameranın bu kez ağaçlara doğru yakınlaştırılması dikkat çekiyor. Kayıtlarda, Ethem’i vuran polis Ahmet Şahbaz’ın “linç edilecektim” ifadelerine karşılık Şahbaz’ın yaklaşık 50 metre arkasında 200 kişilik bir çevik kuvvet polisinin de bulunduğu görülüyor. Ağabey Sarısülük görüntülere ilişkin “deliller karartılıyor” dedi. MOBESE’lerin Emniyet Müdürlüğü kontrol memurlarınca kontrol edildiğine dikkat çeken Sarısülük, polisin yüzünün görülmemesi için kamera ile oynandığını belirtti. Sarısülük, “O memurların bulunması için suç duyurusunda bulunacağız” diye konuştu. kazmalı saldırıya tepki Oda Başkanı Hüseyin Atıcı ‘Polis geldi işler kesildi’ İstanbul Haber Servisi Polisin, Taksim Gezi Parkı eylemleriyle başlayan ve giderek yurda yayılan sert tepkisi ile alınan önlemler, yurttaşların en temel hak ve özgürlüklerini kısıtlıyor, yaşam alanlarını daraltıyor. Yurttaşlar, polisin Taksim ve çevresindeki yurttaşlara yönelik tazyikli su, biber gazı, plastik mermi ve biber gazı fişeği ile müdahalesi, kentin tüm alanlarını etkilediğini belirterek “Vatandaşın Taksim’e çıkmaması için kapatılan metro, çalışmayan vapur ve otobüs bütün bunlar kentte entegre sistemi olumsuz etkiliyor. En doğal, en tabii anayasal hakkımız elimizden alınıyor. Hiç kimsenin buna hakkı yok” dedi. Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği (BEYDER) Başkanı Tarkan Konar ve Yönetim Kurulu Eşbaşkanı Tahir Berrakkarasu Beyoğlu’nda polisin olmadığı hafta iş yapabildiklerini belirterek, “Beyoğlu esnafının ve Beyoğlu eğlence hayatının bitirilmeye çalışıldığını” belirtti. Taksim Dayanışması’nın eylemleri cumartesi günü yapmaması için çağrıda bulunduklarını belirten Tarkan Konar, “Biz yapılan eylem sürecine esnaf olarak karşı değiliz. Belediye esnafın zararını samimiyetle düşünüyorsa, masa ve sandalyelerini geri versin” dedi. Geçen haftalarda Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan tarafından Talimhane’de yapılan esnaf toplantısına çağırılmadıklarına dikkat çeken Konar şunları kaydetti: “Çağrılmış bir tane eğlence sektör esnafı yok. O toplantıdan bir hafta sonra talimhanede ‘palalı esnaf’ çıktı meydana. Başkan, organize etmedi tabii ama toplumsal uzlaşı ve dengeyi bulmaları gerektiğini hâlâ anlamamışlar. Onun sonuçları bunlar. Olayları sığ algılayanlar ‘eylem olmasın, müdahale de olmasın’ diye düşünüyor. Ama alkol yasası, masa, sandalye, vergiler... Ne olacak? Beyoğlu’nda haziranın 2 haftası hiç polis yoktu. Herkes masalarını attı sokaklara, tıka basa iş yaptı.” TÜRKİYE 15’ER BİN AVRO ÖDEYECEK AİHM’den gaz cezası STRASBOURG (AA) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), orantısız şiddet ve biber gazı kullanımıyla ilgili davada Türkiye’yi para cezasına mahkum etti. Mahkeme, Zuhal Subaşı ve Ali Çoban’ın 2007’de yaptıkları şikâyet başvurusuyla ilgili olarak Türkiye’nin insan hakları ihlali yaptığına hükmetti. AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, kötü muamelenin yasaklanması ve etkili soruşturma hakkının ihlal edilmesiyle ilgili maddelerinin ihlal edildiğine hükmetti. Türkiye karar gereği başvuru sahiplerine 15’er bin Avro maddi tazminat ödeyecek. Başvuru sahipleri, 2006’da İzmir’de düzenlenen 1 Mayıs’ta polisin kendilerini tekmelediği ve göz yaşartıcı gaz kullandığı şikâyetinde bulunmuştu. Öte yandan aynı maddeden 1997’de terörle mücadele polisinin, evlerine düzenlediği bir baskınla ilgili şikâyetçi olan Gülçin Yeşilmen Bozdemir ile Maşallah Yeşilmen’in davasını da karara bağlayan AİHM, Türkiye’yi 6 bin Avro para cezasına çarptırdı. ‘Saldırılar hükümet politikası’ SAVAŞ KÜRKLÜ/ MAHMUT ORAL ‘ ADANA/ DİYARBAKIR İstanbul’daki Gezi Direnişi’nde bir kişinin eylemcilere palayla, Adana’da ise Makina Mühendisleri Odası’na kazmayla saldırılması ve dün sabah Taksim Dayanışması bileşeni TMMOB üyelerinin gözaltına alınması, protesto edildi. TMMOB Adana Makina Mühendisleri Odası’na yönelik kazmalı saldırıyı protesto etmek için oda önünde bir basın açıklaması yaptı. Oda Başkanı Hüseyin Atıcı, İstanbul’da eylemcilere palayla saldırılmasının üzerinden 24 saat geçmeden Adana Büyükşehir Belediyesi İkmal Şube’de görevli Ertuğrul Şan’ın kazmayla odayı basarak “Halkı kışkırtıyorsunuz. Başkanınıza söyleyin öyle mesajlar yayınlamasın. Yoksa kazmamın hangi tarafını isterse o tarafını kafasına geçiririz. İslam âleminin lideri Erdoğan’dır” diyerek kendisini ve çalışanları tehdit ettiğini anımsattı. Atıcı, “Bu yaşananlar tesadüf değil, iktidarın baskı, şiddet ve tutuklama politikalarının sonucudur. İktidarın en tepesinden en alta kadar, muhalif olanların, iktidarla aynı fikirde olmayanların, farklı düşünceleri ve yaşam biçimleri olanların, ötekileştirildiği, aşağılandığı, hor görüldüğü, bu kesimlere karşı baskı ve şiddetin bir hükümet politikası olarak izlendiği artık açık bir gerçektir” diye konuştu. Oda üyeleri daha sonra gazetecilere ve yurttaşlara, barış ve sevgiyi sembolize eden kırmızı ve beyaz karanfiller dağıttı. Zanlının Emniyet’teki sorgusunun ise sürdüğü bildirildi. Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi de düzenlediği basın toplatısında polis şiddetini ve TMMOB’ye bağlı odaların yöneticilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınmasını kınadı. ‘Polis yokken iş yaptık’ Tahir Berrakkarasu, Gezi Parkı eylemlerinde göstericilere yapılan polis müdahalesinin bilinçli olarak yapıldığını belirterek “Dertleri parka halkı sokmamak ise Tünel’e kadar ve hatta ara sokaklarda insanları kovalamak, mekânların içlerine kadar gaz bombası atmak, su sıkmak neBerrakkarasu, yin nesidir. Beyoğlu esnafı ve Be“Beyoğlu esnafı yoğlu eğlence hayatı da bitirilmeile direnişçiler ye çalışılıyor” dedi. karşı karşıya Tahir Berrakkarasu, “Şunu çok getirilmek isteaçık söyleyeyim ki son 50 gün niyor” dedi. içerisinde müdahale olmayan iki cumartesi gününü yaşadık. Zaten haklarını en meşru şekilde arayan halkımız daha sonra Beyoğlu mekânlarına geldiler: Beyoğlu adeta bir festival havası yaşadı. Mekânlar günlük cirolarını ikiye katladılar” değerlendirmesi yaptı. Polisin müdahalesi bilinçli’ ISPARTA’DA GEZİ GÖREVLİLERİNE ÖDÜL Polise şimdi de başarı belgesi! ISPARTA(Cumhuriyet) Orantısız şiddet uygulamaları ile gündemde olan Gezi polisine şimdi de Isparta’da başarı belgesi verildi. Isparta Valisi Memduh Oğuz, Gezi Parkı direnişine Isparta’da yapılan destek eylemlerinde görev alan 102 polise, “üstün başarı belgesi” verdi. Isparta Valiliği’nde düzenlenen törene, Vali Oğuz, Emniyet Müdürü Mehmet Or ve Emniyet mensupları katıldı. Yaklaşık bir aydır Türkiye’nin çeşitli illerinde devam eden Gezi Parkı eylemlerinin etkisinin Isparta’ya da yansıdığını belirten Vali Oğuz, Isparta polisinin üstün başarısıyla bu eylemlere taviz vermediğini kaydetti. Oğuz, çevre il ve ilçelerden birçok insanın olay çıkarmak için Isparta’daki eylemlere katıldığını iddia etti. Isparta’da yapılan eylemlere yaklaşık 6 bin kişinin katıldığını vurgulayan Vali Oğuz, “Emniyet güçlerimiz sayesinde Isparta’nın huzurunu sağladık” diye konuştu. Vali daha sonra 102 polise “üstün başarı belgesi” verdi. MAHKEME KAMUOYUNUN YOĞUN TEPKİSİ ÜZERİNE GELEN İTİRAZI DEĞERLENDİRDİ Palalı saldırgan tutuklandı İstanbul Haber Servisi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Taksim Gezi Parkı gösterilerinde geçen cumartesi günü Talimhane’de elinde pala ile yurttaşlara saldıran Sabri Çelebi’nin serbest bırakılmasına itiraz etti. Savcılığın itirazının ardından 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve halkı korku kaygı ve panik yaratacak şekilde davrandığı iddiasıyla sevk edildiği nöbetçi mahkemede tutuklandı. Geçen cumartesi günü elinde pala ile göstericilere ve yoldan geçen yurttaşlara saldıran Çelebi’nin mahkeme tarafından “şüphelinin üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti”, “mevcut delil durumu”, “tutuklanmanın bir tedbir olması”, “şüphelinin sabit ikametgâh sahibi olmaları” ve “kaçma şüphelerinin bulunmaması” gerekçe gösterilerek serbest bırakılmasının ardından dün ani bir gelişme yaşandı. Kamuoyunun yoğun tepkisi üzerine soruşturma dosyası başsavcılık tarafından savcı Veysi Büyükkılıç’a verildi. Savcı Büyükkılıç, şüpheli Çelebi’nin serbest bırakılmasına itiraz etti. Savcı, “suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumunu” gerekçe göstererek itirazını yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle