19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKİM 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gerekçeli kararda ‘İki tanık dinlenseydi bile kararı etkilemeyecekti’ denildi 9 ‘Sonuç değişmez’ u Balyoz davasının gerekçeli kararında usul itirazları yerinde görülmezken sahte delil savı kabul edilmedi. TSK dışında hiyerarşik yapı oluşturulduğu belirtildi. Kararda Özkök ve Yalman’ın tanık olarak dinlenmemesine ilişkin ise “sonuca etkisi olmayacağı” değerlendirmesi yapıldı. ğında sonuca etkili olmadığı... Dijitale Hizbullahlı gerekçe: Dijital delillerin yapısı gereği manipülasyona açık olduğu bilinmektedir. Dijital deliller de sonuçta bir ispat aracıdır. Dijital delillerin değiştirilebilme kolaylığı ve sanal oluşundan hareketle hükme esas alınamayacak olduğunun ileri sürülmesi delil olgusuna aykırıdır. Kaldı ki, dijital deliller Türk ceza muhakemesi sisteminde ilk kez bu dava ile gündeme gelmiş olmakisi olmayacağı” değerlendirmesi yapıldı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 65 sayfalık gerekçeli kararında öne çıkan değerlendirmeler şöyle: Özkök sonucu etkilemezdi: (Eski) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmemesinin taleplerin reddine ilişkin gerekçe ve mevcut deliller nazara alındıyıp geçmişte de pek çok davada tartışılmış ve hükme esas alınmıştır. Hizbullah silahlı terör örgütü davalarında delillerin pek çoğu örgüt kurucusunun evinde ele geçen ve sanıklarca tahrip edilmiş dijital delillerin kurtarılabilir, kullanılabilir kısımlarından oluşmuştur. Bu davalarda da dijital delillerin içeriğine, içerik çelişkilerine, saklanma biçimine ve teknik yönüne dair ileri sürülen itirazlar, delillerin ele geçiriliş şekli, bütünlüğü, birbirlerini doğrulaması, somut olgulara karşılık gelmesi, hayatın olağan akışı ve tüm dosya kapsamlarıyla birlikte değerlendirilmiş ve dijital deliller mevcut halleriyle ve taşıdıkları delil değerleri ölçüsünde hükme esas alınmıştır. İLHAN TAŞCI l Başbakan Erdoğan’ı protesto eden 11 öğrenci hakkında örgüt adına suç işlemek ve örgüt üyeliğinden iddianame düzenlendi ANKARA Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Balyoz davasına ilişkin gerekçeli kararında, dijital delillerin “hukuka uygun” elde edildiği saptamasını yaparken bunların sonradan değiştirildiği savlarını ise yerinde bulmadı. Kararda, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına ile “anlaşan” Çetin Doğan’ın iktidarı hükümetten uzaklaştırmak amacıyla TSK’de ayrı bir hiyerarşik yapılanma oluşturduğu ve bu amaca yönelik girişimde bulunulduğu belirtildi. Kararda, çokça tartışılan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmemesine ilişkin ise “sonuca et ODTÜ’lülere terör davası ALİCAN ULUDAĞ ANKARA – Göktürk 2 Uydusu’nun Çin’den uzaya fırlatılması amacıyla ODTÜ’de 18 Aralık 2012’de düzenlenen törene katılan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın protesto edilmesi sırasında çıkan olaylara ilişkin Ankara Terörle Mücadele Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma tamamlandı. TMK Savcılığı, 11 öğrenci hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütü adına suç işlemek sureti ile örgüte üye olmak” iddiasıyla dava açtı. İddianamede, 17 polisin yanı sıra ODTÜ ile Anakent Belediyesi’nin adı mağdur/müşteki olarak yazıldı. İddianamede, 11 öğrenci hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütü adına suç işlemek sureti ile örgüte üye olmak” suçunun yanı sıra; “Görevli Memuru Kasten Yaralama”, “Kamu Malına Zarar Verme, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na Muhalefet”, “Kamu Görevlisine Karşı Görevini Yaptırmamak İçin Direnme” maddelerinden de ceza istendi. İddianamede, şüpheli öğrencilerin daha önceki katıldığı eylemlerin listesi tek tek çıkartılırken Yürüyüş dergisi, İşçi gazetesi, “Emperyalizmin Savaş Üssü Füze Kalkanına Hayır” yazılı el ilanı, “Yolunuz yolumuzdur” yazılı İbrahim Kaypakkaya, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan’ın resimlerinin bulunduğu afiş, “Savaşa Değil Eğitime Bütçe” yazılı döviz, “Mahir Çayan Teorik Yazılar” isimli kitap, “Kendimi Türkiye’nin Bağımsızlığına Armağan Etmekten Onur Duyuyorum Deniz Gezmiş” ibare Vize soruları ve gençlik önderlerinin resimleri iddianamede ‘Deliller sahte değil...’ Dijital delillerin ele geçirilmesinden sonra kolluk veya adli makamlar elinde değiştirilmiş olduğuna ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Dairemizce de izlenen arama işlemlerine ilişkin kamera kayıtları ve delillerin başkaları tarafından bu mahallere konulduğuna ilişkin savunmaların soyut bırakılmış olması karşısında, anılan delillerin sanıklar dışındaki kimseler tarafından bu mahallere konulmuş olduğuna dair savunmalar dosya kapsamına ve hayatın olağan akışına uygun görülmemiştir. ‘Hukuka uygun...’ Dijital delillerin esasını korudukları, ilişkin oldukları olayları temsil niteliklerinin ortadan kalkmadığı, ulaşılma, elde ediliş ve muhafaza şekillerinin usule uygun olduğu, hayatın olağan akışına, akla ve mantığa uygun bulunduğu ve böylelikle de hukuka uygun deliller olarak hükme esas alınmalarının isabetli olduğu neticesine varılmıştır. Dijital delillerin Balyoz damevcut halleriyle hükvası, Mehmet me esas alınamayacaBaransu’nun ğına ilişkin temyiz itisavcıya tesrazları yerinde bulunlim ettiği bamamış ve AİHM taravulla başlafından suçun işlenmıştı. miş olabileceğine dair objektif bir gözlemciyi ikna edebilecek nitelikte görülen delillerin bu niteliklerinin davanın sonucunda değişmediği anlaşılmış ve diğer deliller ile tüm dosya kapsamı karşısında hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yargıtay’ın verdiği onama kararına isyan eden sanık yakınları ve bir grup emekli asker Genelkurmay Başkanlığı önünde protesto gösterisi yaptı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) 20 bin kişi görevli 13 bini sivil, 2 bini tüzelkişi, 5 bini asker toplam 20 bin kişinin ‘çalışmalar için listelendiği’ belirtildi Görev dağılımı yaptılar: Bu kapsamda l. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın, ittifak ettiği ast birlikleri olan 2, 3, 5 ve 15. kolordu komutanlarından, kara unsurlarına ait harekât ve eylem planlarında görev alacak askeri personelin belirlenmesini istediği; 2, 3, 5 ve 15. kolordu komutanlıkları ile l. Ordu ve Harp Akademileri Komutanlığı’nca belirlenen isimler üzerinden Balyoz Güvenlik Harekât Planı’nın eki olan görevlendirmede yetkili personeli belirleyen EKA listesinin oluşturulduğu anlaşılmıştır.TSK’nin yasal teşkilat ve hiyerarşik yapılanması dışında amaç suçu işlemeye dönük ayrı bir yapılanmaya giden oluşumun, planlama, bu planlamayı hayata geçirecek kapsamlı bir organizasyon, bu organizasyona uygun bir iş bölümü, bu iş bölümü dahilinde görevlendirmeler ve bu görevlendirmelerin gereklerine uygun çalışmaları yaptığı sonucuna ulaşılmıştır. Kurgu değil: Dosya kapsamındaki çalışmalara ilgili oldukları alanlar bakımından rakamsal olarak bakıldığında, 5 bin subay ve astsubayın sicil ve görev yerleri ile 13 bin sivil (çeşitli bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarında üst düzey kamu personeli) kişinin görev yerleri ve bazı kişisel bilgileri ile 2 bin tüzelkişinin adresleri ile birlikte belirlenmiş kategoriler içinde listelendiği görülmektedir. Balyoz, Suga ve Oraj planları ile diğer planların ve bunlara ilişkin organizasyon, görevlendirme ve bu görevlendirmelerin gereklerine dair yaklaşık 20 bin gerçek kişi ve kurumu ilgilendiren 2003 yılına ait bilgi ve değerlendirmeleri içeren çalışmaların, ileri sürüldüğü gibi tamamen kurgulanmış, asılsız ve sahte olduğu yönündeki savunmaların dosya kapsamına ve hayatın olağan akışına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Polis var l Çıkan olaylar ve atılanlar nedeniyle müşteki/mağdurlar olan polislerin “basit tıbbi müdahale ile iyileşebilir” şekilde yaralandıkları belirtilen iddianamede, polisin attığı gaz fişeğiyle başından yaralanan ve beyin kanaması geçirip günlerce yoğun bakımda kalan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Barış Barışık’tan bahsedilmemesi dikkat çekti. yaralı genç yok li ve imzalı Deniz Gezmiş’in posteri, “Tekel Direnişi Dersleri 2010” isimli kitap delil listesinde yer aldı. Hatta bununla da yetinmeyen savcılık, Ankara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Hasan Koç’un evinde yapılan aramada bulunan “20122013 Eğitim Öğretim Yılı Savaş Dönemi Vize Sınav Soruları” başlıklı dokümanı iddianamedeki deliller arasına koydu. İddianamede, öğrencilerin üyesi olduğu Öğrenci Kolektifleri THKP/C DevYol Devrimci Gençlik örgütüne, Gençlik Dernekleri Federasyonu DHKP/C’ye, Kaldıraç Devrimci Sosyalist İşçi Hareketi’ne, Sosyalist Gençlik Derneği MLKP örgütüne bağlandı ve şüphelilerin bu örgütler adına suç işlediği savunuldu. İddianamede, öğrenciler için yapılan terör örgütü üyeliği suçlamasının dayanağını Gezmiş, Çayan ve Kaypakkaya resimleri oluştururken şöyle denildi: “Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen ve terör örgütlerinin fikir ve görüşleri doğrultusunda yayın yaptığı değerlendirilen yayınlar (dergi, kitap, gazete vs.), örgütsel faaliyetler ile ilgili dokümanlar, notlar, terör örgütlerinin mensupları ya da kurucuları ile ilgili resim, fotoğraf ve flamalar, broşürler, (...) olay tarihinde cebir şiddet eylemlerindeki ısrar, eylemlerindeki süreklilik ve çeşitlilik, eylemler sırasında yüzlerini fular ve bez ile kapatmış olmaları, eğitim gördükleri kurum olan ODTÜ binası ve eklentilerine vermiş oldukları zarar birlikte değerlendirildiğinde; şüphelilerin; 18.12.2012 tarihinde ODTÜ yerleşkesinde gerçekleşen eylemlere terör örgütlerinin ideolojileri doğrultusunda katılarak terörün tanımında yer alan şiddet eylemleri içerisinde yer aldıkları, kamu düzenini bozdukları, terör örgütlerinin gösterisine dönüştürülen bu eylemlere terör örgütlerinin talimatları ile terör örgütlerinin hedef ve stratejileri doğrultusunda bilerek ve isteyerek katıldıkları, demokratik gösteri yapmak ve açıklama haklarını kullanmak yerine öğrenim gördükleri üniversite binası ve eklentilerine zarar verdikleri, güvenlik görevlilerine saldırdıkları, izinsiz gösteri yaparak güvenlik görevlilerine direndikleri, ODTÜ yerleşkesinde terör ve kaos ortamı oluşturdukları değerlendirilmiştir.” ‘Mağdur benim’ 71 polis, CHP’li Gök’e Gezi direnişi sırasında ‘küfrettiği’ için dava açtı MAHMUT LICALI Doğan yeni bir yapı oluşturdu Doğan yeni bir yapı oluşturdu: TSK’deki teamüller gereği 2003 yılı Yüksek Askeri Şura’da Deniz Kuvvetleri Komutanı olacak Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek ve Hava Kuvvetleri Komutanı olacak Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ile mutabakata vardığı anlaşılan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan’ın, 28 Şubat sürecinde elde edilen kazanımlardan istenilen düzeyde istifade edilememesi ve ülkede hızlı bir zemin kayması yaşandığı gerekçesiyle, serbest demokratik seçimlerle işbaşına gelmiş siyasi iktidarı hükümetten uzaklaştırma ve bu amaç doğrultusunda kara, deniz ve hava unsurları olarak harekât ve eylem planları hazırlama ve hazırlanan planları gerçekleştirebilmek için TSK’nin yasal hiyerarşik yapısı dışında ayrı bir hiyerarşik yapılanmaya gitme kararını aldıkları... ebir/şiddet her durumda ve her aşamada dar anlamıyla maddi cebir, fiziki kuvvet kullanımı olarak anlaşılmamalıdır. Suç, elverişli olmak kaydıyla manevi nitelikteki bir cebirle de işlenebilecektir. Buradaki cebrin, suçun konusu, suçla korunan hukuki yarar da dikkate alındığında, hukuka aykırı iradede mevcut, cebirle ulaşılacak hukuka aykırı amaçlara cebir içeren zorlayıcı iradeyle yönelmiş ve gerektiğinde fiziki cebir kullanacağı, fiziki cebirle sürdürüleceği duraksamaya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkmış hareketler olarak anlaşılması zorunludur. Dolayısıyla maddedeki cebir geniş anlamıyla kabul edilmelidir. Önemli olan hukuka aykırı bir biçimde cebri nitelikteki amaç suça yönelen yasadışı oluşumun, bu suçu işlemek bakımından gerekli elverişliliğe sahip olup olmamasıdır. C ‘Fiziki cebir şart değil...’ H ‘Tek darbe kalmıştı’ ükümeti cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etme eylemini gerçekleştirmek üzere bir kısım sanıkların önceden gizlice ittifak etmiş oldukları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Öngörülen neticeye ulaşılmasını sağlayacak binlerce belgeyi bulan çalışmaların tamamlandığı, geriye sadece fiziki kuvvet kullanmaya bağlı maddi cebri içeren ve artık karşı koymanın mümkün olmadığı ‘sokağa çıkma’ diye tabir edilen hareketlerin kaldığı anlaşılmaktadır. Sanıklar meydana getirdikleri oluşumla, icra organını cebren ıskata veya vazifeden men etmeye girişmişlerdir. ANKARA Ankara Emniyet Müdürü Kamil Ay ve 71 çevik kuvvet polisi; Gezi olayları sırasında biber gazı ve su atılan CHP Ankara Milletvekili Levent Gök hakkında toplu tazminat davası açtı. CHP’li Gök, “Ben olayın mağduruyum. Polisin tazyikli suyu ve biber gazına maruz kalmış bir vekilim. Ağır tahrikle söylenmiş sözlerdi. Meclis kürsüsünden özür diledim” diye konuştu. Gezi Direnişi’nde 1 Haziran 2013 tarihinde Ankara’da polisin sert müdahalesi sırasında kendisine biber gazı atılan ve TOMA’nın sıktı ğı tazyikli suya maruz kalan CHP’li Gök, polisin orantısız şiddetine tepki gösterirken orada bulunan bazı polislere küfretmişti. Söz konusu olayın ardından hem yazılı bir açıklama yaparak hem de TBMM kürsüsünden özür dileyen Gök’e olayın üzerinden 5 ay geçtikten sonra çok sayıda polisin toplu olarak tazminat davası açması dikkat çekti. Polislerin her birinin Gök’ten 5 bin TL ile 10 bin TL arasında değişen tutarda tazminat talep ettiği belirtildi. CHP’li Gök, çok sayıda polisin hakkında dava açması ve Ankara dışındaki polislerin de dava açmaya hazırlanmasını organize bir durum olarak nitelendirdi. 262 gün sonra yargıç karşısında MERT TAŞÇILAR ANKARA Yurt gazetesi muhabiriyken DHKPC’ye yönelik operasyonda tutuklanan 21 yaşındaki gazeteci Sami Menteş, 9 ay sonra bugün ilk kez yargıç karşısına çıkıyor. Menteş’in arkadaşları destek için mahkemenin yapılacağı Çağlayan Adliyesi’nde bulunacak. Menteş ise Cumhuriyet’e gönderdiği mektupta, “Beraber tutuklandığımız arkadaşlarla cezaevinde tanıştım. Daha önce hiç görmemiştim. Yazacağım haberi düşünerek girdiğim yatağımda sabaha karşı 4’te örgüt üyesi olarak uyandırıldım” demişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle