19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 2013 PERŞEMBE ‘ 8 HABERLER Sahte delillerle iftiralarla İstanbul Haber Servisi Balyoz davasından Hadımköy Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan muvazzaf subaylar, Yargıtay’ın 237 sanığın cezasını onaylamasını “Hukuku katledenbilimi reddeden adalet” olarak değerlendirdi. Davayı “Asrın iftirası” olarak değerlendiren subaylar, “Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alan hukuki ve bilimsel gerçekler hiçe sayılarak verilen kararın Türk hukuk tarihinde onarılmaz yara açtığına” vurgu yaptı. Tümgeneral Gürbüz Kaya, Hava Korgeneral Turgut Atman, Koramiral Deniz Cora, Tümgeneraller Bülent Kocababuç, Ayhan Gümüş, tümamiraller Ahmet Sinan Ertuğrul, E. Caner Bener, Hava Pilot Tuğgeneral Kubilay Baloğlu, Tuğamiraller Şafak Yürekli, Ali Sadi Ünsal, Abdullah Gavremoğlu, Deniz Kurmay Albay Dora Sungunay, Albay Cengiz Köylü’nün de aralarında bulunduğu 88 subay, Yargıtay kararının ardından avukatları aracılığıyla yazılı açıklama yaptılar. “Bu dava büyük bir komplo ürünüdür” denilen yazılı açıklamada şunlar kaydedildi: “Bizler üzerinden doğrudan TSK’yi hedef almıştır. Bu siyasi davada karar, özel yetkili bir mahkeme tarafından, hukuki ve bilimsel gerçekler hiçe sayılarak verilmiştir. Böyle bir kararın Yargıtay tarafından ... büyük ölçüde onaylanmış olması ise Türk hukuk tarihinde onarılmaz yara açmıştır. Davadaki delillerin sahte olduğunu, bilimsel raporlarla ispatladık. Aslında bu özel yetkili mahkemeler ‘devlet içinde devlet’ haline geldiklerinden ve hukuka aykırı uygulamalardan duyulan rahatsızlık nedeniyle TBMM tarafından yasayla ortadan kaldırılmıştı. Kamuoyu tarafından da bilindiği gibi Balyoz davası ve gündemdeki diğer benzer davalar, Türkiye ve bölgemize yönelik projelerin hayata geçirilmesi için kurgulanmış siyasi davalardır. Yurdumuzda artık hiç kimsenin hukuki güvenliğinin kalmadığı ortadadır. Bugün yargı bir silah olarak kullanılmakta, herkes sahte delillerle ve iftiralarla suçlanabileceğinin ve hapse gönderilebileceğinin tehdidi altında bulunmaktadır. Tarihe mal olmuş olayların intikamı bugünün masum insanları hapislerde çürütülerek alınmaktadır. Uydurulmuş sahte delillerle, iftiralarla, ‘darbecileri yakaladık, yargıladık ve mahkum ettik’ yalanı ile halk kandırılmaktadır. Bizlere bu zulmü yapanlar insanlığa karşı suçlarda yargılanacaklar. Mustafa Kemal Atatürk’ün tertemiz hatıraları önünde bir kez daha suçsuzluğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Vatan sağ olsun.” inen balyoz l Eski AİHM yargıcı Türmen: Yargıtay, ÖYM’lerin adaletsizliğine ortak oldu AKPliler: Hayati önemde bir kilometre taşı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay’ın Balyoz davasıyla ilgili kararı iktidarı memnun ederken, CHP yargılama hakkının ihlal edildiği görüşünü ifade etti. BDP cephesi kararı “eksik ve yetersiz” olarak nitelendirdi. CHP Sözcüsü Haluk Koç, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısına verilen arada Yargıtay’ın Balyoz davasıyla ilgili verdiği kararı, “12 Eylül 2010’da yapılan referandumda amaçladıkları meyveyi yiyorlar” diye değerlendirdi. Yargının, siyasi iktidarın telkin ve beklentileri doğrultusunda karar alan, uygulayan, hüküm veren, temyiz yapan bir yapıya ulaştırıldığını kaydeden Koç, adil yargılanmanın ihlali konusunda çok ciddi itirazlar olmasına rağmen Yargıtay 9. Dairesi’nin bu tespitleri dikkate almadığını, “bir toptancı anlayışla karar verdiğini” ifade etti. Koç, “Türkiye Cumhuriyeti’nde bir tasfiye işlemi yapılıyor. Yargı şekillendirildiği usulde kendisine verilen görevi yapıyor, siyasi erk siyasi kararlarla bu süreçte kendi rolünü oynamaya devam ediyor” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran da yaptığı açıklamada Yargıtay’ın açıkladığı kararın Türkiye’de hukuk devleti anlayışının tamamen bitmesi ve parti devleti anlayışının tamamen yerleşmesi olarak değerlendirdi. Oran, “Aynı delillerle aynı şekilde suçlanan sanıklar hakkında bile çelişkili kararlar verildi. Adil yargılanma ve eşitlik ilkesi ihlal edildi. Akıl dışı iddialar kabul edilirken, 30’dan fazla ulusal ve uluslararası adli tıp kurumunun sahte delilleri ispatlayan raporu yok sayıldı” diye konuştu. BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Yargıtay’ın Balyoz davasına ilişkin kararını “Biz bu Ergenekon yargılanmalarıyla ilgili yargısal süreçlerin tamamının yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Fırat’ın batısına geçmeyen, faili meçhullerden köy boşaltmalara kadar sokak ortasındaki yargısız infazlardan toplu katliamlara kadar işlenen savaş suçlarını açığa çıkarmayan yargısal süreçlerin tamamı yetersizdir. AKP daha çok kendisini ilgilendiren siyasi yönü yargılayacak şekilde bir süreç işletmiştir” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, kararı Türkiye’nin darbelerle yüzleşmesi bakımından hayati önemde bir kilometre taşı olduğunu belirtti. AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, kakarın hukuku uygun olduğunu savunarak, “Kararı demokrasimizi tahkim eden, adaletli, ölçülü karar olarak alkışlıyorum” dedi. Hukuka Mürekkebi Kurumadan Türbanı serbest bıraktığını söyleyen zihniyetin, aslında gerçek özgürlükçü olmayıp düpedüz yasakçı bir zihniyet olduğunu, türban serbestisi, kısa etek, yırtmaç yasağı gibi şeylerin birbirlerinden ayrılamayacağı; sorunun herkesin, tabii ki, toplumsal yaşamın getireceği edep kurallarını çiğnemeden, inancına, meşrebine, keyfine uygun olarak, dilediği gibi giyinmesi özgürlüğü olduğunu salı günü bu sütunda yazmış, bize türban özgürlüğü gibi sunulanın aslında çok zaman geçmeden bir örtünmeme yasağına dönüşeceğini belirtmiş, kadınların hemen hemen yüzyıl önce Osmanlı’nın son döneminde elde ettikleri bu hakkı, yüzyıl sonra Cumhuriyet Türkiyesi’nde yitireceklerini vurgulamıştık. Genelde bu tür oyunun iç yüzünü ortaya seren yazılar yazdığımızda, bizi gizli niyet okuyucusu ilan edip hemen yanıt verirler: Nereden çıkarıyorsunuz efendim, hiç de öyle bir niyetleri yok. Bunlar sizin hüsnü kuruntunuz! Söylediklerimiz gerçekleştiği, örneğin bir hanımın kıyafeti dolayısıyla başına bir şeyler geldiği, mesela işinden atıldığı zaman da yanıtları yine hazırdır: Nereden çıkarıyorsunuz bu lafları efendim! O hanım kıyafetinin uygunsuzluğu dolayısıyla değil, işindeki yetersizliği dolayısıyla atılmıştır. HHH 8 Ekim’de bu konuyu irdeleyen yazı bu sütunda çıktığı gün, AKP’nin yandaş medyası içinde yer alan ATV televizyonunda “Veliaht” adlı bir yarışma programı sunan Gözde Kansu’nun işine son verildi. İşin ilginç yönü, olayın bir gece öncesinde, pazartesi akşamı AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik yine AKP’nin yandaş kanallarından Beyaz TV’deki “Ne Var Ne Yok” programında, Gözde Kansu’yu kastederek şunları söylüyordu: “Dün merkez medyada (demek onlar “yandaş”a “merkez” diyorlar) bir kanalda bir yarışma programı vardı. Bir baktım sunucu öyle bir kıyafet giymiş ki olmaz böyle bir şey ‘public’ (nedense bayılır bunlar böyle yabancı sözcük paralamaya) yani umuma açık yayın yapan televizyonlarda kıyafet seçiminin bir hassasiyeti vardır. Kimsenin kıyafetine karıştığımız yok. Aşırı bir gece kıyafetiyle gelip, çok seyredilen bir televizyonda sunuculuk yapabilir misin? Bu hoş karşılanır mı? Dünyanın hiçbir yerinde bu hoş karşılanmaz. Hollywood’da bile dozu kaçırdın mı, ‘Olmadı bu çok uçuk’ derler.” İşte Hüseyin Çelik’in bu sözlerinin üzerinden 24 saat geçmeden, bizim hazretlerin gerçek niyetlerini açıklayan yazının daha mürekkebi kurumadan Gözde Kansu’nun işine son verilmiştir. Açıklamaya göre ise işe son verilme nedeni kıyafet değil, mesleki yetersizlikmiş. Yersen! HHH Aslında, kimsenin niyetini gizlediği falan da yok. Kimileri niyeti gizler gibi yapıyorlarsa eğer, bunun nedeni, hâlâ pakette demokrasi arayan “ehli yalakayan”ı yalancı çıkarmama çabasıdır. Ama bir yandan bunu yaparken öte yandan da Hüseyin Çelik aracılığıyla niyetlerini hiç eveleyip gevelemeden açığa vuruyorlardı. Değerli meslektaşlarımdan Şükrü Küçükşahin, katıldığı bir televizyon programında aynı görüşü paylaşıyor ve AKP Genel Başkan Yardımcısı’nın bir telefon konuşmasıyla halledebileceği bir işe son verme girişiminin neden kamuoyu önünde açıkça dile getirilen bir “istemezük”le bu hale sokulduğunu soruyor, “Hüseyin Çelik açıkça tehdidi tercih etti!” yanıtını veriyordu. Gerçekten de Hüseyin Çelik’in pervası yok, açıkça “Bizim istediğimiz gibi giyineceksiniz, nerede ne giyileceğine de biz karar veririz” buyuruyor. Peki, biz hazretlerin niyetleri konusunda ne diyorduk? Söyleyin bakalım şimdi, haksız mıymışız? ‘TSK’den intikam’ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, karara ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında şunları kaydetti: “Yargının TSK’den intikam almak için sıraya giren fırsatçılara destek vermesi tarifi olmayan bir yanlıştır.” Öte yandan dün toplanan TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda, Yargıtay’ın Balyoz kararı da değerlendirildi. CHP’li Atilla Kart, “Verilen kararlar toplumsal barışı tahrip eden bir boyuta ulaşmıştır” dedi. AKP’li Mehmet Ali Şahin, “Kişisel olarak üzüldüm” dedi. İşçi Partisi Genel Sekreteri Serhan Bolluk da yaptıı yazılı açıklamada “Yargıtay tertibe son noktayı koydu. Cezaların büyük bölümünü onadı ve TSK’ye balyozu indirdi. Komutanlarımıza işgal hukuku uygulandı” ifadelerine yer verdi. ‘En güzel madalya’ İstanbul Haber Servisi Davanın bir numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan kararın ardından şunları söyledi: “Adalet mülkün temeli olmaktan çıkmış zulmün temeli olmuştur. Bu mahkemenin bizi mahkum etmesi bizim için şereftir. Bu yangın söndürülecektir. Biz yok oldukça büyürüz. Mahkeme kendi hakkında hüküm verdi. Bizim hakkımızda vermezler. Hukuk cinayeti işlediler. Yarın çocuklarının yüzlerine bakamayacaklar. Biz her şeyimizi bu ülkeye verdik. Aydınlık gelecek için ölmeye hazırız. Zindanda oluşumuz dışarıda olmamızdan daha güçlüdür. Davamıza yardımcı olacaktır. Bu ülkeye 50 yıl hizmet ettim. Çok sayıda madalyam var. Ancak bugün aldığım madalya bunların arasında en değerli olanı.” l AİHM eski yargıçlarından Rıza Türmen üretilen ve sahte olduğu kanıtlanan delillerin mahkemece incelenmediğini söyledi. Artık herkesin başına ‘Kürdistan için’ Davanın diğer önemli sanıkları ise tepkilerini şöyle dile getirdi. Halil İbrahim Fırtına: “Bu karar Türkiye Cumhuriyeti’ne bir ders olsun. Diyecek başka bir şeyim yok.” Ali İhsan Çuhadaroğlu: “Kürdistan kurulması için onurlu subaylar buraya hapsedilmiştir.” her şey gelebilir CHP Milletvekili ve AİHM eski yargıçlarından Rıza Türmen, bu kararın hukuka indirilmiş bir balyoz olduğunu söyledi. “Bundan sonra herkesin başına her şey gelebilir. Yargıtay da ÖYM’lerin adaletsizliğine ortak olmuştur” dedi. Türmen, özel yetkili mahkemelerin verdiği kararların bir hukuk faciası olduğunu belirtirken, Yargıtay’ın da bu kararıyla faciaya ortak olduğunu savundu. ÖYM’lerde sanıkların doğru düzgün savunma yapamadıklarını, somut delillerin mahkeme tarafından değerlendirilmediğini vurgulayan Türmen, şöyle konuştu: “Bu delillerin üretildiği, sahte olduğuna dair hem ulusal hem de uluslararası kuruluşlardan alınan kanıtlar varken, mahkemeler bu kanıtları görmezden geldi, incelemeyi reddetti. Bu kadar kuşkulu, inandırıcılığı olmayan kararlarda Yargıtay’ın hukuktan yana tavır sergileyip, düzeltmesi beklenirdi. Adalet ve hukuka olan inanç duygusu Yargıtay kararıyla sağlanabilirdi. Bu Yargıtay açısından Türkiye’de yargının bağımsız olup olmadığının testiydi. Şim Sağdıç ve Yavuz’dan değerlendirme ‘Karar yeni düzeni tescilledi’ İstanbul Haber Servisi Emekli tümgeneral Ahmet Yavuz’un eşi Lütfiye Yavuz Silivri cezaevinde kalan Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ve Emekli Koramiral Kadir Sağdıç’ın kararla ilgili değerlendirmesini aktardı. Kadir Sağdıç kararla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Bizlen masumuz. Yüce Türk milleti de ordusu başına gelen bu hukuksuzluktan dolayı mağdurdur. Türkiye Cumhuriyeti bu hukukla 100. yılına ilerleyemez. 21. yüzyılda dünya önünde rezil oluyoruz. Siyaset derhal hareket ederek bu hatadan dönülmelidir. Gelecek nesillere böylesine hukuksuz ve karanlık bir Türkiye bırakılmamalı” dedi. Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ise yaptığı açıklamada, “Bu karar Türkiye’nin yeni düzeninin tescillenmesidir. Hukuk askıya alınmıştır. Düşman ceza hukuku yürürlüğe sokulmuştur. Karşı devrimin yargı kararları böyle olur. Ancak unutmamak lazımdır ki yaşadığı çağı mutlak mutlak ve değişmez zannederek hayatını düzenleyenlere, tarih yeri ve zamanı geldiğinde kendisini hatırlatır. Ben ancak kendilme övünebilirim” diye konuştu. di Ergenekon’da da aynısı olacak. 240 kişi hakkındaki cezayı onayarak Yargıtay da özel yetkili mahkemelerle aynı sepete girmiş, adaletsizliğe ortak olmuştur. Hukukun olmadığı ülkede insan haklarının, adaletin güvencesi yoktur. Bu kararları çok ürkütücü buluyorum. Üzücüdür. Türkiye’de yargının içinde bulunduğu durumu tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarmıştır. Üst derece yargıda da hukuksuzluk ve adaletsizlik vardır.” Bundan sonra onaylanan davalar bakımından Anayasa Mahkeme’sine bireysel başvuru yolları olduğunu vurgulayan Türmen, “Oradan olumlu karar çıkmazsa, AİHM’ye gidecek. AİHM’de tutuklamayla ilgili birtakım davalar zaten sürüyor. İhlaller çok açık, AİHM’den yüzlerce ihlal kararı çıkabilir. Bundan sonraki bütün davalar da belli oldu, sonuç değişmez. Hukukun olmadığı bir yerde hukuk mücadelesi yapıyorsunuz, bunu kaybetmeye mahkumsunuz. Ergenekon’da da birkaç tane bozma olur belki, geri kalanı onaylanır. Aynı şey 28 Şubat davaları için de geçerli olur” dedi. BaşBakan TaYYİP ERDOĞan’Dan BalYOz DaVaSI YORumu ‘Süreç bitmiş değil’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Yargıtay’ın Balyoz davası kararları ardından, “Tabii süreç şu anda bitmiş değil. Onun için takip edeceğiz. Vereceğim cevap budur” dedi. Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Victor Yanukoviç’le birlikte basın toplantısı düzenledi. Toplantıda UkraynaTürkiye arasındaki ticari anlaşmalar ve vize konularına açıklık getirildi. Toplantının soru cevap kısımında ise Başbakan, Yargıtay’ın Balyoz’la ilgili verdiği kararı değerlendirdi. Erdoğan, “Yargıtay ilk derece mahkemesinin görüldüğü gibi kararlarının bir bölümünü onadı, bir bölümünü bozdu, bir bölümünü de düzelterek onadı. Tabii süreç şu anda bitmiş değil. Onun için takip edeceğiz. Vereceğim cevap budur” dedi. Erdoğan, Balyoz’dan mahkumiyet alan MHP Milletvekili Engin Alan’ın milletvekilliğinin düşüp düşmeyeceğiyle ilgili bir soruya da, Diğer konuya gelince orada da süreç devam ediyor. Kesinleşmesi halinde malum, anayasamızın 83 ve 84. maddelerinde de bunun gereği neyse yapılacaktır” diye konuştu. Erdoğan’ın danışmanından tepki çeken mesaj l Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından Mustafa Varank, Yargıtay’ın Balyoz kararının ardından Twitter’da ilginç bir mesaj paylaştı. Varank attığı mesajda, “İngilizcesi çok havalı bir kalıp var. Sakın aklından bile geçirme! İnşallah kararlar ders olur kimse darbe kelimesini aklından bile geçirmez” dedi. Mesajın ardından bazı Twitter kullanıcıları Varank’a tepki gösterdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle