28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKİM 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 ergi idaresi, tüm V yetki ve imkânlarına rağmen bilmediği ve tespit edemediği kimi durumların, mükelleflerce bilinmesini isterse, anlayınız ki bu işte bir terslik var demektir. İşte Türkiye’de durum tam da böyle. Mükelleften geleceği görmelerini isteyen bir idare var ortada. Nasıl mı? Bugün, ticari faaliyetleri kapsamında mal ya da hizmet almak zorunda olan mükelleflere idare tespitini 5 yıl sonra anlaşılır. Mükellef, 2013 adeta şöyle diyor: “Benim yapar ve elinde hiçbir yılında yapılan yoklamalarda kayıtlarımda halen herhangi güç bulunmayan vergi yerinde bulunamadığı için bir sorunu olmayan satıcı mükelleflerinden sorun kurulduğu tarihten itibaren firmalardan aldığın mal ve tespitini anında yapmasını tüm işlemlerinin bir raporla hizmette dikkat etmelisin. ister. sahte olduğu belirtilir. İleride yaşayacağı bazı İşleyen süreci bilmek işin Devamını tahmin sorunları bilmelisin, mantığını anlatabilir. İçinde edersiniz. Bu mükelleften yoksa…” bulunduğumuz zaman mal veya hizmet alan Mantıklı gelmemiş olabilir, diliminde vergi idaresi mükelleflerin hepsi de haklısınız. Ama şu gerçeği henüz 2008 yılına dair incelemeye alınır. Denir biliyoruz ki uygulamada incelemeleri yapmakta ve ki: “2008 yılında mal veya vergi idaresi sorunlu 31 Aralık 2013 tarihinden hizmet aldığın firma sahteci mükellefleri mal veya hizmet önce zamanaşımına firmaymış”. Mükellefin ticaretinden yaklaşık 5 yıl uğramadan, tamamlamaya idareye sorduğu “Bunu sonra tespit edebiliyor. çalışmaktadır. ne zaman tespit ettiniz” Bilindiği üzere, tüm Örnek üzerinden sorusuna aldığı yanıtsa beyannameler, alış ve satış gidersek… Yapılan, sınırlı doğal olarak “5 yıl sonra” formları elektronik ortamda inceleme ve tespitle olur. Hal böyleyken vergi dairesine iletilir. mükellefin sorunlu olduğu mükelleften, bankacılık Sistem bunlar üzerinde çapraz NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM? kontroller yapar. 30 Mart 1957 doğumluyum, 1 Ocak 1985’ten Yetmez, beri BağKur’luyum. Prim ödeme gün sayım 4 yıl binlerce SORU CEVAP 9 ay 22 gün. 1 Mayıs 2011 tarihinden itibaren ek5 kişiden tarım sigortası primi ödüyorum. Ne zaman emekli Sorularınız için malicozuoluşan vergi olurum? Şeref Günaydın m6ismmmo.org.tr adresine Prim ödeme sürenizin dolmasına 20 tam yıldan denetim mail atabilirsiniz. Tüm sofazla, 21.5 tam yıldan az kaldığı için 57 yaşında elemanları rular eposta ile tek tek emekli olabilirsiniz. İsterseniz kısmi emeklilik inceleme cevaplanacaktır. şartlarına göre emekli de olabilirsiniz. Bunun için yapar. Peki 15 yıl, 58 yaş ve 5400 gün prim gerekir. nasıl olur da vergi idaresi sorun sistemi üzerinden yaptığı ödemelerle alımların gerçek olduğunu ispat etmesi bile istenir. Gelelim bu gibi durumlarda mal veya hizmet satın alan mükelleflerin sorumluluktan ne şekilde kurtulabileceği konusuna. Vergi mevzuatı açık. 84 numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği, mal veya hizmet alımlarının bankacılık sistemi kullanılarak yapılması durumunda, mükelleflerin sonradan tespit edilen olumsuzluklardan sorumlu olmayacağını yazar. Ancak, bu açık belirlemeye rağmen mükelleflerin yaptıkları ödemeler de bugün onları sorumluluktan kurtaramıyor. Oysa bu durum, sıkıntı içinde ticaret yapmaya çalışan mükelleflerin elini kolunu bağlıyor, çok zor durumda bırakıyor. Soruna mantıklı bir çözüm aranırsa gelinecek yer belli. Eğer mal veya hizmet satın alınan firmalarda bir olumsuzluk varsa, bunun sonuçlarına olumsuzluğun öğrenildiği tarihten sonra katlanılması daha doğru olur. Örneğin, satıcı firma nezdinde olumsuzluğun tespiti 1 Eylül 2013 tarihinde yapılırsa, bu tarihten sonra bu mükellefle ticaret yapanlar, yaptıkları bu ticaret nedeniyle eksik ödenen vergiden sorumlu olmalı. Son söz: Mükellefin sorumluluğu abartılmamalı… İş kazası kader olmamalı lkemizde en fazla iş kazası Ü yaşanan sektörlerden biri madencilik. Yayımlanan, Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’ne göre, sondajla maden çıkarılan işlerin yapıldığı işyerleriyle yeraltı ve yerüstü maden işlerinin yapıldığı işyerlerinde uyulması gerekli asgari şartlar belirlendi. İşverenler çalışanların sağlık ve güvenliklerini sağlamak amacıyla beş düzenlemeyi hayata geçirmek zorunda. Buna göre işyerleri; çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye atmayacak şekilde tasarlanır, inşa edilir, teçhiz edilir, hizmete alınır, işletilir ve bakımı yapılır. İşyerinde yapılacak her türlü çalışma, yetkili kişinin nezaretinde ve sorumluluğu altındadır. Özel riski bulunan işler yalnızca bu işlerle ilgili özel eğitim alan ehil kişiler tarafından ve talimatlara uygun olarak yapılmalıdır. Tüm güvenlik talimatları ise çalışanların anlayacağı şekilde hazırlanır. Son olarak da İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak yeterli ilkyardım donanımı sağlanır ve yılda en az bir defa olmak üzere düzenli olarak gerekli tatbikatlar yapılır. Bu arada işverenlerin, sağlık ve güvenlik dokümanı hazırlanmasını ve güncellenmesini sağlaması da önemli. Öte yandan çalışanlar da mevzuatın öngördüğü esaslar ve işverenin bunlara uygun olarak vereceği emir ve talimata uymak zorunda. GÖRÜŞ SÖNMEZ TARGAN Solun Baş Öğretmeni Siyasal kadrolar fırından ekmek çıkar gibi çıkmıyor. Özellikle önder konumuna gelmiş kişilikler sınıf savaşımının örs ve çekicinde dövüle dövüle basamakları tırmanarak doruğa ulaşıyor. Türkiye gibi ülkelerde sol daha baştan illegaliteye itilmişse, bu yolda yürüyen kadroların işleri daha da zorlaşıyor. Gözaltılar, işkenceler, cezaevleri yaşamlarının ayrılmaz birer parçası oluyor. İstisnaları bir tarafa bırakırsak sağın böylesi bir sorunu yok. Yok çünkü, sağ kadrolar verili düzenin iktidar olanakları ile büyüyüp gelişiyor. Her şeyi hazır buldukları için fazla okuyup çalışmaya da gerek duymuyorlar. O nedenle çoğu tepeden inme geldikleri için yazılı ürünlerine de pek rastlayamıyoruz. Oysa solun önder kadroları çoğunlukla, tıpkı peygamberler gibi, yazılı ürünler vermesiyle de biliniyor. Peki diyeceksiniz ki, solda da tepeden inme önderlikler olmamış mıdır? Olmuştur şüphesiz. Solun faşist yönetimler tarafından darma duman edildiği tarihsel süreçlerde ayakların baş olduğu da görülmüştür. Ancak bu gibilerin tepedeki saltanatları uzun sürmüyor, solun toparlanıp yeniden kimliğine kavuşmasıyla birlikte bırakın tarihin tozlu sayfalarına gömülmelerini, adları bile toplum belleğinde kalmıyor. Bugün ölümünün 26. yılında sosyal, siyasal, felsefesel yapıtlarıyla, Türkiye İşçi Partisi (TİP) genel başkanı sıfatıyla, akademisyen yanıyla tanıdığımız Behice Boran’ı anarken solda bunca yıldır ondan kalan boşluğun neden doldurulamamış olduğunu yukarıda değindiğim nedenlere bağlamış olsam haksızlık mı yapmış olurum acaba?.. Behice Boran tutarlı bir Marksist olmanın yanı sıra son derece gerçekçi bir politikacıydı. “Yolumuz işçi sınıfının politik yoludur” demekle kalmıyor, 70’li yılların siyasal ortamında Türkiye’nin giderek faşizme kayacağı endişesiyle CHP genel başkanı Bülent Ecevit’e seçim ittifakı önerisini götürüyordu. Nitekim tarih onu haklı çıkartmış, çok geçmeden 12 Eylül 1980 darbesiyle ülke büyük bir karanlığa gömülmüştü. Darbeden kısa bir süre kendisi de yurtdışına çıkmak zorunda kalmış, fiziksel yaşamı, zorunlu sürgün yıllarını geçirdiği Belçika’nın Brüksel kentinde 10 Ekim 1987 yılında noktalanmıştı. Behice Boran’ın yaşamının tüm alanlarını ilişkin kapsamlı bilgiler içeren ve aynı zamanda yazarı Gökhan Atılgan’ın doçentlik tezi olan ve Yordam Yayınları’ndan çıkan “Behice Boran Öğretim Üyesi, Siyasetci, Kuramcı” kitabını bu konuda yazılmış en iyiler arasında sayabiliriz. Behice Boran siyasette ayrılıkların değil birleşmenin ya da birlikte olmanın önemine sürekli vurgu yapmış, yurtdışındaki siyasal etkinliğini TİP ile TKP’nin birleştirilmesine yoğunlaştırmıştı. Ölümünden kısa bir süre bu emelini gerçekleştirmiş ve bu birlikten doğan Türkiye Birleşik Komünist Partisi’nin de ilk genel başkanı olmuştu. Bugün yaşasaydı, hiç şüpheniz olmasın yine solda birlik için çabalar, gerek yerel, gerekse genel seçimler için ittifak arayışlarına girerdi. Onu solun baş öğretmeni yapan da gerçekte bu niteliğiydi. Bu İşte Bir Terslik Var! Demokrasi Pakete Girdi PERİHAN ERGUN AKP 11 yıllık iktidarı süresince yönetime gelirken vaat ettiği demokratikleşmeyle ilgili hiçbir konuyu ele almadı. Aksine demokrasiyle yönetilen çağdaş ülkeler arasında yer alabilmemiz için sözlü ve yazılı öneriler getiren yurtsever Atatürkçü aydınlarımızı kendilerine düşman sayarak, susturmak amacıyla gerçekdışı uydurma suçlamalarla özel mahkemeler oluşturarak yıllardır Silivri zindanlarına kapattı... Beş altı yıldır süregelen yargılanmalarda taraflı mahkeme heyetince savunmaları da engellenerek vicdanları sızlatan hak hukuk dışı kararlarla hüküm yiyen bu yurt ve ulussever aydınlarımızla komutanlarımızın vebalinin altından bu iktidar kesinlikle kalkamayacaktır. HHH Bu duruma tepki olarak kabul gören Gezi olaylarında R. T. Erdoğan, “kahramanlarım” dediği ve onların faşizan, acımasız eylemleriyle yaşamlarını yitiren 6 gencimiz için yüreği sızlamadan, polislerden hesap sorulmasını isteyenlere “Onlara tepkileri engelleme emrini ben verdim” diyebildi. Yurdun dört bir yanında bu acımasızlıklara yasal haklarını kullanarak oluşturulan toplulukların isyanları AKP’yi iktidarı açısından epeyce telaşlandırdı. İşte bu durumu yumuşatıp giderebilmek için yıllardır ağızlarına almadıkları demokrasiyi paketleyerek, bir aydır dillerine dolayıp PKK’lilerin de ağızlarına bir parmak bal çalarak oyalamak amacıyla bir “Demokrasi Paketi” hikâyesini ortaya attılar. Öyle ki bunu eylül ayı boyunca allaya pullaya dillerine vird ettiler. Nihayet kendi kendilerine MecIis’teki partilerin hiçbirine gösterip fikirlerini alma gereğini duymadan hazırlanan demokratik açılım paketini ayın sonunda Başbakan’ın açıklayacağını ilan ettiler. Nihayet 30 Eylül 2013 Pazartesi günü Sayın Başbakan, merakla beklenen “Demokrasi Paketi”ni açtı. Paketin getirileri beni hiç şaşırtmadıysa da toplumda dağ fare doğurdu örneği, hayal kırıklığı yarattı. Şöyle ki: Reform dedikleri paketten çıkan iki gerçekten biri ilkokullarda 1930’lardan beri hafta başı ve hafta sonlarında İstiklal Marşı’ndan sonra okunagelen “Andımız”ın yasaklanması oldu. İşin acı olan bir yanı da Sayın Başbakan’ın bu yasağa tepki gösterenlere verdiği cevapta “Türküm demekle Türk, çalışkanım demekle çalışkan mı olunuyormuş” diyerek bizim kuşağın da dahil olduğu “Andımız”daki tüm kavramları küçümseyip aşağılıyor. Oysa; şahsen benim, ilkokuldayken okuduğumuz bu metin en büyük övüncümdü. Belki de bu pedagojik ve psikolojik seslendirmelerle küçükleri hep sevmiş, büyüklerimi de hep saymışımdır. O emrinde olduğu ABD ile tüm Batı ülkelerinde devletlerin bayraklarını koruyup yüceltme andı vardır. İtiraf etmeliyim ki RTE’nin bu açıklamasını izlerken “Acaba yurdumuz işgal altında da ben mi bilmiyorum” diye irkildim. Bu andı yasaklamak millet bilincini ortadan kaldırmaktır. Büyük bir iş yapmış gibi övünülen pakette zaten kamu kurumları dışında yasaklamaya girmeyen kızlarla kadınlarımızın başlarını örtmelerine özgürlük getirdik demeleridir. Bunları izlerken yobazların evine gönderdikleri paketi açarken patlayıcıyla yaşamını yitiren rahmetli Bahriye Üçok’un “Dinimizde baş örtme buyruğu yoktur” dediğini anımsadım. Sayın Başbakan “Okulda başörtüsü yasağı nedeniyle kızlarımı eğitimlerini başlarını örterek sürdürebilmeleri için ABD’ye gönderdim” derken iki oğlunu da orada okuttuğunu galiba unutuyor. Bir kez daha değinmeliyim ki eğitim ve öğretmenliğimde eğer başarılı olabilmişsem, bunu yurdumu ve ulusumu özümden çok sevmeme borçluyumdur. Bir de reform yaptık dedikleri pakette anadilinde eğitime geçilebileceğini muştuluyor. Daha resmi dilimiz olan Türkçe eğitimli okulları rayına oturtamazken bunu nasıl yapabileceklerini aklım almıyor. Ve bunun ancak seçmeli ders olarak uygulanabileceğini öngörüyorum Alevi yurttaşlarımıza da muştulama gibi Nevşehir Üniversitesi’nin adının Hacı Bektaşı Veli olabileceğini reform diye gösteriyor. Hacı Bektaş yalnız Alevilerin değil tüm Müslümanların kutsalıdır. AKP iktidarda kalabilmek için bu paketi oluşturmuştur... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY T.C. ADANA2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2008/267 Esas KARAR NO: 2012/447 Davacı Maliye Hazinesi vekili tarafından davalılar Seyhan Belediye Başkanlığı, Çukurova Belediye Başkanlığı, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, DoğanYıldırım, Mehmet Ato vs. aleyhine mahkememizde açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sonucunda tapu iptal ve tecil davasının REDDİNE verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar davacı idare vekili tarafından Temyiz edilmiş davalılardan CELAL TAYFUN MÜDERRİSOĞLU, DOĞAN YILDIRIM, EMİNE GÖKÇE, ERDOĞAN DOĞAN, ÖZGÜL YALNIZ, CENGİZ GÖKÇE, HATİCE CÖMERT, MEHMET YAPIÖREN, AYDIN CANDAŞ, SALİM CANOĞULLARI, SEVİNÇ GÜRIŞIK, ŞEFİKA GÜLÇİN KABAKÇI, ŞULE GÖRÜR, ÇAPAR FEVZİ ÇAPAR, MEHMET ATO, MUAMMER ERDEMTOK, ÜLCAZ AKSOYDAN, CEMAL AYDIN ACAR, DÖNDÜ YILMAZ, ELİF SALTAN, MAKBULE YILDIZ HIZLI, MUSTAFA SÜLÜN, ERSİN KARAÜZÜM, KAMİL ANIL ANDAÇ, HANDAN ORHAN, ŞÜKRÜ CANDEMİR, SEBİLE SEVİNÇ’e daha önce de ilanen tebligat yapıldığından bu kez de KARAR ve TEMYİZ dilekçesinin Aşağıda isimleri yazılı davalılara ilanen tebliğine karar verildiğinden; İşbu ilanın gazetede ilan edildiği tarihten itibaren 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı yasaca belirlenen süre içerisinde davalılar tarafından yasa yollarına başvurulmadığı takdirde kararın davalılar yönünden kesinleşeceğinden, Temyiz dilekçesine karşı da cevap dilekçeleri vermeleri, cevap vermediği takdirde dosyanın ilgili Yargıtay Hukuk Dairesine gönderileceğinden davalılar CELAL TAYFUN MÜDERRİSOĞLU, DOĞAN YILDIRIM, EMİNE GÖKÇE, ERDOĞAN DOĞAN, ÖZGÜL YALNIZ, CENGİZ GÖKÇE, HATİCE CÖMERT, MEHMET YAPIÖREN, AYDIN CANDAŞ, SALİM CANOĞULLARI, SEVİNÇ GÜRIŞIK, ŞEFİKA GÜLÇİN KABAKÇI, ŞULE GÖRÜR, ÇAPAR FEVZİ ÇAPAR, MEHMET ATO, MUAMMER ERDEMTOK, ÜLCAZ AKSOYDAN, CEMAL AYDIN ACAR, DÖNDÜ YILMAZ, ELİF SALTAN, MAKBULE YILDIZ HIZLI, MUSTAFA SÜLÜN, ERSİN KARAÜZÜM, KAMİL ANIL ANDAÇ, HANDAN ORHAN, ŞÜKRÜ CANDEMİR, SEBİLE SEVİNÇ’e karar ve temyiz dilekçesi yerine kaim olmak üzere İLANEN tebliğ olunur.30/09/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:60694) SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Adıyaman 1 ilinde, Roma 2 döneminden kalma ün 3 lü köprü. 2/ 4 Zeybek... Kı 5 sa bacaklı bir 6 köpek cinsi. 3/ Öznenin 7 dışında ka 8 lan her ko 9 nu... Sakarya iline öz1 2 3 4 5 6 7 8 9 gü bir tür tatlı. 1 L E B E N İ Y E 4/ Çok sık yine 2 A B A N O Z R A lenen ve bundan 3 N E T A A S E S dolayı usanç vere 4 D A M İ L A Z rek önemini yitiL E K S ren söz. 5/ Dağ ya 5 Ö R K S E O V A da tepenin alt bö 6 Ş U E N lümü... Masallara 7 E M P A T İ B O R İ N A T A ve kimi inançlara 8 göre, göze görün 9 L A T A İ DO L meyen yaratık. 6/ Renyum elementinin simgesi... Yılmaz Güney’in bir filmi... Kemiklerin yuvarlak ucu. 7/ Aynı ahır adına koşan yarış atlarına verilen ad... Hatay ilinde bir ırmak. 8/ Aralarında para toplayan bir grup insanın bir dosta verdikleri faizsiz ödünç para. 9/ Aygıt... Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir şeyi sıkmak, ezmek gibi işlerde kullanılan düzenek. 2/ Kabadayı. Bir malın yapımının, tek bir kuruluşun elinde bulunduğu durum. 3/ Tümceyi oluşturan öğelerden biri... Tarımda kullanılan azotlu gübre. 4/ Bir şarkıda her kıtadan sonra yinelenen ve bestesi değişmeyen parça. 5/ Bir kadın giysisi... Alkollü bir içki. 6/ Bir nota... “Kuru gazel gibi göğe savrulma / poyraz gibi esip yorulma” (Karacaoğlan)... Umman’ın plaka imi. 7/ Birbirinden hiç ayrılmayan sıkı arkadaşlar... İsyankâr. 8/ Eski Yunan’da, masrafları ortaklaşa karşılanan dostlar arası yemek. 9/ “Nazik ”: Aziz Nesin’in öykü kitabı... Diş tacının yüzeyini örten ve koruyan doku.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle