19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKİM 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 üzüntülü ve acılı. Zaten acılar içinde yaşayan bir toplum olduk... Yargıtay 9. Dairesi’nin oybirliğiyle aldığı kararın okunmasının ardından sanık yakını ailelerin gözyaşları... Umutlu bir bekleyiş ve yaşanan acı... Hıçkırıklar, çığlıklar! Televizyon ekranlarında, internet sitelerinde izlediğim görüntüler içimi acıttı. O anda aklıma Oktay Rifat’ın dizeleri geldi: “Elleri var özgürlüğün, Gözleri, ayakları. Silmek için kanlı teri, Bakmak için yarınlara, Eşitliğe doğru giden.” HHH İki kuşak da 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde aynı hüzünleri, acıları yaşamıştı... O yüzden bilirdik bunun nasıl bir şey olduğunu... Kıyımları, işkenceleri, ölümleri... Gazete haberlerine konulan yasakları, gazetelerin kapatılmasını. Yaşadık ve tanık olduk! Bugün ise şu gerçeği görüyorum ben: Emekli kadın Albay Berna Özden... Hava Harp Okulu’nda tarih öğretmenliği yapmış. Balyoz’dan 16 yıl hapis cezası aldı ve Yargıtay bu kararı onadı. Şaşırdım! Darbeler emirkomuta yöntemiyle yapılır... Baştan söylediğim gibi 400500 askerin bir araya gelmesiyle değil! HHH Sözü fazla uzatmaya gerek yok! Sözün bittiği yerdeyiz... Bir korku, sindirme, yetmez ama evet, terör, darbe, şu bu... Türkiye bir hukuk devleti midir? Ben, tüm yanıtını verdim yazımda... Yargıtay 9. Dairesi’nin verdiği bu kararı ben gecenin yarısında hançerlenmiş bir rüyada gördüm. Belki bu acıları, hüzünleri genel afla giderebilirdik. Henüz öyle rüyalar görmeye başlamadım ama belki görebilirim. Bir genel af neden olmasın! Dağdakiler neden düz ovaya inmesin! İmralı pazarlıkları sürsün! Canım neden olmasın tüm varsayımlar... Elbet yarın sabah olacak değil! Bekleyin bakalım, biraz sabırlı olun! CHP MYK’de kamuda türban düzenlemesi ve Çelik’e tepki: Cumhuriyete tırpan Tabela hazır, onay yok Demokratikleşme paketi sonrası Rize’de ilk Lazca ders verildi. İlk öğrenilen kelime ‘Nasılsın’ anlamına gelen ‘muçore’ oldu. Tunceli’de ise 1958’de ’Xeceriye’ olan adı ‘Güdeç’ olarak değiştirilen köye, eski adıyla tabela yaptırıldı. Ancak İçişleri Bakanlığı “X’ harfiyle resmi tabelanın mümkün olamayacağını vurgulayarak köyün adının “Haceri” olarak değiştirildiğini açıkladı. Balyoz İndi... Ergenekon, Balyoz, Odatv ve benzeri davaların sonucunu az çok biliyorduk. Bunlar siyasi davalardı... Balyoz’da Silivri yargısının verdiği kararlar onandı. İşin özü bu! Yargıtay’ın bu kararı nasıl yorumlanır? Bence şöyle: Öncü karardır... Ergenekon’da da eş bir karar çıkacaktır. Bundan sonra önce Anayasa Mahkemesi’ne başvurulacak, ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilecek. Yargıtay darbe girişimi olduğunu saptadı yerel mahkeme gibi. Silivri mahkemesinin verdiği kararın özünü bozmadı. Bazı askerler salıverilecek ama İbrahim Fırtına, Özden Örnek, Çetin Doğan, Bilgin Balanlı, Ergin Saygun, Şükrü Sarıışık, Engin Alan ve Dursun Çiçek gibi komutanlar cezasını çekmeye başlayacak. HHH Diyelim ki düşünülmüş ama gerçekleşmemiş bir darbe girişimi, soygun, cinayet planı... Ya da 2030 gazetecinin yazdığı yazılar... Niye bir yargıç bile şunu söyleyemiyor: “Darbe düşünülmüş ama bu düşünce yönünde harekete geçildiğine dair ortada somut bir kanıt yok!” Söyleyemez! Çünkü siyasal iktidarın eli yargının üzerinde... İş bu denli basit! Eğer toplum olarak darbelere karşıysak, darbe girişimleriyle ve bunun failleriyle hukuk zemininde mücadele etmeliyiz; önce bu gerçekleri görmemiz gerekiyor. Elbet askeri darbelere karşıyız, demokrasi ve özgürlükleri sonuna dek savunuyoruz. Dediğimiz şu: “Ne askeri ne de sivil vesayet!” HHH Balyoz davasında 33 kişinin aklanması onandı. Yargıtay 24 sanığın mahkumiyetini bozdu ve salıverme kararı verdi. Yargıtay, tahliye gerekçesini “kanıt yetersizliği” olarak değerlendirdi. Zaten adlar belliydi! Siyasi hesaplaşmanın temelinde yatan da buydu. Komutanların aileleri AKP’den paket adımı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’liler, Demokratikleşme Paketi’nde yer alan, yasal değişiklik gerektiren düzenlemeler için ilk adımı attı. Milletvekilleri Ahmet Erdal Feralan, Murat Göktürk, Ebubekir Gizligider, Osman Ören ve Afif Demirkıran’ın imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan yasa önerisinde Nevşehir Üniversitesi’nin adının Nevşehir Hacı Bektaşı Veli Üniversitesi, Siirt’in Aydınlar ilçesinin adının da Tillo olarak değiştirilmesi öngörüldü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, kamuda türbana özgürlük getiren düzenleme ile ilgili olarak “Bu inanç özgürlüğü ile ilgili bir kavram değil. Bugün yapılan düzenleme, yakın gelecekte Türkiye’de oluşturacağı iktidar ve mahalle baskısıyla nasıl bir tabloya yol açacak bunu bu sorumluların çok iyi değerlendirmesi gerekir” dedi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Koç, toplantı sürerken düzenlediği basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. Demokratikleşme paketinde Cumhuriyet kavramının içini boşaltmaya yönelik girişimlerin ön planda olduğunu ifade eden Koç, “Cumhuriyetin demokratik olma özelliği, laik devlet yapısı, hukuk devleti olma özelliği gittikçe tırpanlanıyor, kanatılıyor, gevşetiliyor” dedi. Türban düzenlemesi ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan’ın hiçbir zaman kadının bedeni ve giysisi üzerindeki kendi ideolojik saplantılarının ipoteğini kaldırmadığını söyledi. Koç, herkesin dilediği giysiyi giyme özgürlüğü bulunduğunu, devletin bu tür bir zaptiyelik peşinde olmaması gerektiğini vurguladı. Laik ve demokratik bir rejimde devletin inaçlara ve etnik kimliğe karşı tarafsız olması gerektiğine dikkati çeken Koç, “Bu inanç özgürlüğü ile ilgili bir kavram değil. Gelecekte oluşturacağı iktidar ve mahalle baskısıyla nasıl bir tabloya yol açacak” diye konuştu. Tezkerede ‘hayır’ eğilimi AYŞE SAYIN ANKARA CHP Merkez Yönetim Kurulu’nda, bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi planlanan Irak tezkeresine “hayır” eğilimi çıktı. Bazı üyeler, “AKP’nin terörle mücadele etmek gibi bir niyeti yok. Fiilen zaten uygulamaya sokmayacağı bir müdahale için tezkere getirmesi milletin gözünü boyamaktan öteye gitmeyecek. Masanın öteki ucunda İmralı otururken PKK ile müzakere yürüten hükümetin tezkeresini desteklemenin de bir anlamı yok” görüşünü dile getirdi. Ancak bazı üyeler de Irak tezkeresinin amacının PKK’yle mücadele olduğuna ve geçen yıl da “evet” oyu kullanıldığına dikkat çekti. Karar CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na bırakıldı. CHP MYK’de net bir karar alınmaması nedeniyle, milletvekillerinin oylamada “serbest bırakılacağı” dile getirildi. Millet bilincine darbe Öğrenci andının kaldırılmasını değerlendiren Koç, “Ana amaç bize göre 90 yılda oluşturulan millet bilincini tümüyle ortadan kaldırma gayretidir” dedi. Buradaki “Türk” kelimesinin bütün inanç ve etnik gruplarıyla birlikte Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti’ni tarif ettiğini belirten Koç, “Bulunduğu ülkeyi sevmenin, o ülkeyi oluşturan insanların, yani milletin adını söylemenin utanılacak, korkulacak ne yanı olabilir? Niye gerçekleri saptırıyorsun Sayın Başbakan? Açık net söyle; desene ‘ben Türk olmaktan utanıyorum’. Bu kadar. Bütün bunlar dikkate alındığında şu anda en büyük bölücü maalesef bu ülkenin başbakanıdır” diye konuştu. Çelik çam devirdi AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in sözleri nedeniyle bir televizyon sunucusunun işine son verilmesi yönündeki haberler ile ilgili olarak da Koç, “Çam devirdikleri ortada. Bu konudaki kaygılarımızı genel anlamda ifade ettik. Bu özel durumla ilgili Sayın Çelik’e yakışmamıştır. Ama bu düşüncede olan birinin başka bir davranış içinde olması da beklenmezdi” değerlendirmesini yaptı. Sarıgül: Rakibim Tekin değil AKP Haber Merkezi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, İstanbul Belediye Başkanlığı’na aday adaylığını açıklarken “Gezi ruhu da benim arkamda” diyerek kendisine gönderme yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’e yanıt olarak “Benim rakibim Gürsel Tekin değil, iktidar partisi” dedi. NTV’de bir programa katılan Mustafa Sarıgül, Gezi Parkı olaylarına yeterince destek vermediği eleştirilerine tepki gösterdi. Bu tür suçlamaları “Şişli Belediyesi çalışanı olarak orada görev alan arkadaşların emeklerine saygısızlık” olarak niteleyen Sarıgül, “Gezi olaylarının birinci gününden itibaren oradaydım. Ben kendim düzenlemediğim hiçbir mitinge gitmem. Eğer oraya sık gitseydim gençlerin emeğine saygısızlık olurdu. Biz orada belediye olarak görev aldık. Bu suçlamalar oradaki arkadaşların emeklerine de saygısızlık anlamına gelir” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in İstanbul Belediye Başkanlığı için aday adaylığını açıklarken kendisine yönelik göndermesine de yanıt veren Sarıgül, “Yarın Gürsel Tekin herkesten çok benim yanımda olur” diyerek rakibinin Tekin değil, iktidar partisi olduğunu söyledi. Gül hacca gidecek ilk cumhurbaşkanı olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz’in davetlisi olarak hacca gidecek. Gül, görevdeyken hacca giden ilk cumhurbaşkanı olacak. Gül’ün görev süresi 2014 yılının ağustos ayında sona erecek. Bugüne kadar görevi sırasında hacca gitmeyen Gül, görev süresinin son yılına girdiği bir dönemde, hac ibadetini yerine getirmek için Suudi Arabistan’a gitme kararı aldı. Diyanet tarafından da doğrulanan Gül’ün bu yolculuğu, hacca giden görevdeki ilk Cumhurbaşkanı olması bakımından önem taşıyor. facebook.com/eti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle