11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 TEMMUZ 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA DİZİ 7 Balyoz ve Ergenekon’da, tutuklu yakınlarında şaşkınlık ve hayret duygusu var Ölümleri aklımıza gelirdi ama tutsaklık asla Y apılan bunca görüşme, dinlenen hikâyeler, altüst olan hayatlar arasında, bakıldığında aslında en şaşkın ve niye böyle oldu diyenler asker yakınları… Çünkü az buçuk siyasetle ilgilenen, gündemi takip eden, eleştiri dozunu azıcık da olsa yükselten, bazı olayları protesto etmeyi demokratik bir hak olarak gören ve kullanmaya kalkan hemen herkes başına ne geleceğini az çok kestirir bu ülkede. Başına geleni hak etmediğini düşünür, bilir ama başına geleceğini de öngörür. Telaş, kaygı vardır ama çok da şaşkın değildir aslında. Ancak çoğunluğunu Balyoz davası olmak üzere Balyoz ve Ergenekon davası asker tutuklu yakınlarıyla yaptığımız görüşmelerde ortaya çıkan şey neredeyse somutlaşmış bir şaşkınlık ve hayret duygusuydu. Hiç ummadıkları bir anda, hiç ummadıkları bir biçimde başlarına bir olay gelmiş, hayatları asla tahmin edemeyecekleri şekilde değişmişti… Yedi asker eşi ya da kızı ile yapılan görüşmede ortaya çıkan ortak tablo şöyleydi: Evet derli toplu, saçları tırnakları yapılı olabilirdi ama maddimanevi zorluk yaşıyorlardı. Özellikle Ankara’dan gelip gitmek durumunda olanlar için hayat çok daha zordu, ömürlerini vatanı korumak üzere konumlandırmış, ‘teröristlerle mücadele etmiş’ bu insanların te Tek Devlet, İki İktidar Bugünkü Düz Yazı’nın başlığı bizi, yani ülkemizi anlatıyor. Çok şükür, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanması; coğrafyamızı değiştirmek isteyen Sevr dayatmacılarını da yenilgiye uğrattı. Ama unutmayalım: Dış politikada bir başka güçlü devletin hakkınızda beslediği hayaller, uzun erim istese de; tazeliğini korur. Doğrudur. ABD, bugün Türkiye’nin stratejik müttefikidir. Ancak Ankara ile Washington arasındaki bu stratejik ittifak, dünyaya nizam vermek isteyen Birleşik Devletler’in İranIrak ve Suriye hattı doğrultusundaki geleneksel görüşlerini değiştirmemiştir. 1919’un Wilson Prensipleri, Beyaz Saray’ın şifreli kasasında durmaktadır. Ve değişen başkanların Cumhuriyetçi ya da Demokrat olmasının bu açıdan hiçbir aykırı görüşü temsil etmediği bilinmelidir. Dolayısıyla Washington, Birinci Dünya Savaşı sonunda dağılan Osmanlı İmparatorluğu’nun güney sınırları üstünde oluşturduğu Irak, Suriye, Ürdün ve Kuveyt gibi devletlerin haritalarını bir cetvelle geometrik olarak çizdirirken onların tümü için sınırlı bağımsızlık tanımıştır. Sözünü ettiğim bu Arap devletlerinin bağımsızlığı hiçbir zaman Lozan Antlaşması’nı bir zafer olarak çizmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ninki gibi “tam” olarak nitelendirilemez. Esad ya da bir başka kişinin Suriye’deki iktidarına yönelen başkaldırıları para ve silah desteği ile başarıya ulaştırmış olmak, Baas rejimini sona erdirse de Nusayrilerin varlığını ortadan kaldıramayacaktır. Ulus olma bilinci tam anlamıyla oluşmamış olan İslam inancına sahip toplulukları ümmetleştirerek yönetmek isteyen “Süper Güçler”in, kutsal ramazan ayının özeliklerini, bile hiçe sayarak Suriye’de sözüm ona bir özgürlük savaşı verdirmelerinin asıl amacı Ortadoğu’da sadece kendilerini dinleyecek iktidarları işbaşına getirmektir. Irak’ta artık Saddam ve avanesi yok. Ama vaat edilen iç barış gerçekleşebildi mi? Libya’da Kaddafi’nin yerinde yeller esiyor. Yeni iktidar Fransa ve ABD petrol şirketlerinin doğrultusunda bir adım sağa ya da sola çıkma gücüne sahip değil. Bu gerçekleri bile bile ErdoğanDavutoğlu ikilisinin yürüttüğü stratejinin Türkiye’ye getirisi mi yoksa götürüsü mü olacaktır? Geleneksel bir dış politikası olmakla haklı olarak övünen Türkiye Cumhuriyeti’ne yeni bir yörünge oluşturma isteğine Çankaya dur demelidir. Sorunun yanıtının ipuçları güney sınırımızda Kuzey Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin önce Irak’a otonomiyle bağlı bir devlet olarak kurulmasıyla verilmişti. Şimdi aynı türden bir Kürt otonomi yapısının Suriye bağlantılı olduğunu dünya âlem görüyor. Görmek istemeyense Başbakan Erdoğan ile onun Dışişleri Bakanım diye sahiplendiği Davutoğlu’dur. Oturanlar: Hatice Tuncay, Zeynep Selvi, Nilgün Tanyeli. Ayaktakiler: Ayfer Topdağ, Derya Baykal. rörist olarak suçlanması akıl alacak gibi değildi. Onlar, normal çalışma koşullarında dokuz ayda bir taşınmaya, çocuklarının beş yıllık okulu yedi ayrı okulda tamamlamasına, hele hele bir metrelik yataklarda yatan denizaltıcılar başta olmak üzere hemen hepsi kötü koşullarda yaşamaya alışıktı. Onları yaralayan şey buralardaki kötü koşullar değil, karşı karşıya kaldıkları adaletsizlikti. Çoğunluğu emekliydi ve ileri yaşları nedeniyle sık sık hastalanabiliyorlardı ancak hastaneye gitmeleri bile uzun bir prosedür gerektiriyordu. Hikâyelere tek tek bakıldığında ortak noktalar da çoktu, farklılaşan noktalar da… NİLGÜN TANYERİ Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri’nin eşi SEMA KARABULUT Emekli Tümamiral Özer Karabulut’un eşi Yaşadığımız zulüm Bizimkiler bir seminere katıldı diye içerdeler. Ancak onlar alındığından itibaren çevreden hiçbir kötü muamele ile karşılaşmadık. Çünkü onlar bunun bir komplo olduğunu biliyorlar. Ancak bize yapmak istedikleri hakikaten zulümse çok iyi yapıyorlar. İki senedir yaşadığımız gerçek bir eziyet. Bizim hayatımız yokluklarla, sıkıntılarla, onlardan ayrı geçti. Bunlardan gocunmuyoruz. Eşlerimiz çocukların doğumunu, mezuniyetlerini göremediler, şimdi de işe girişlerini göremiyorlar. Hapishanede her şey yolunda diyorlar ama hiç öyle değil. Eşim şubatta midesinden rahatsızlandı. Endoskopi yapılacaktı fakat aletler arızalıymış diye ancak haziranda yapılabildi. Hatta niye gittiğini bile unutmuşlar. Zaten gün gelene kadar ya hastalık iyileşiyor ya da… Neyse ki kötü bir şey çıkmadı ama olabilirdi. Pek çok tutukluda kalp, damar ve psikolojik sorunlar çıktı. Yeni yasa çıkardılar, onunla da katilleri dışarı çıkardılar, demek ki bu ülkede ya Hizbullah olacaksınız ya da katil… DERYA BAYKAL Emekli Tümamiral Engin Baykal’ın kızı Bizi o teselli ediyor Babam yeşili çok severdi, şimdi açan bir çiçeğin, bahçeye yeni dikilmiş bir fidanın, her şeyin resimlerini çekip gösteriyorum. Evin tüm bölümlerini ayrı ayrı çekip büyütüyorum evi unutmasın diye. Burada hiç yeşil görmüyorlar, yaprak toplayıp götürüyorum. Burada hayat o kadar kötü ki ama biz babamı teselli edeceğimize o bizi teselli ediyor. Babam denizaltıcı, cenin pozisyonuda bile yatarım bana dokunan bu değil, ben haksızlığa dayanamıyorum diyor. Hastaneye filan giderken yanlarında hep dört jandarma oluyor, sanki babamlar kaçacak. Ev hapsine bile razı. Hiç olmazsa biz göreceğiz… Düzgün yemek yiyecek, gerçi bir süre sonra o da zor gelecektir ama olsun ben artık yanımızda olmasını istiyorum. Bana hep git, gez diyor ama ben bir kere denize girdim, ağlayarak çıktım. Engin Baykal, kızı Derya Baykal ve eşi Değer Baykal ile. Güçlüyüz ayaktayız Eşim bugün itibarıyla 637 gündür tutuklu. 2 kızım var. Babaları alındığında üniversite 2. sınıftalardı. Eşim kendi isteğiyle emekli olmuştu, bir işe girmişti. Kızları böylece özel okulda okutabiliriz diye planlamıştık. Ona göre bir yaşantı düzenledik. Bu olay başımıza geldi. Sonuçta eşim tutuklanınca kızları ancak emekli ikramiyesi ile mezun ettim. Ev paramı çocuklarıma yatırdım. Bizim için tabii maddi manevi bir çöküntüydü. Hâlâ da devam ediyor. 1 ay önce mezuniyet törenleri vardı. Ben 45 yıldır bunu bekliyordum. Kızlarım babasız mezun oldu. Bu çok ağır geldi. Eşim 6 yıl operasyonlarda ölümlerle burun buruna geldi. Şu anda ona yüklenen suç çok ağır. Ama ayaktayız, güçlüyüz. Çünkü suçsuz olduklarına inanıyoruz. YARIN: NEVROZ KIRKAYA, SABİHA SUNA, NAZLICAN ÖZKAN, HALİDE DİDEM KURT HATİCE TUNCAY Kurmay Albay Bülent Tuncay’ın eşi zer çalışıyorken askeri evlerde kaldığımızda, devletin telefonunu kullandırtmazdı; ayrı hat bağlatırdık, devletin hakkını yemeyelim diye. Oradan oraya dolaştık durduk, 40 yıla yakındır evliyiz, toplasan 10 yıl birlikte geçmemiştir. Şimdi 18 aydır tutuklu ve ne için?.. Bir kızımız var, öğretim üyesi... Babasına çok düşkün, evliliği erteledi, baba yetişsin diye çocuğu erteledi… Şimdi hamile ve o cihazdan zorla geçirdikleri için çok düşkün olduğu babasına gelemiyor. Rapora rağmen cihazdan geçiriyorlar. Gösterdikleri davranış anlatılır gibi değil. Ama kötü muameleyi yapanlar çalışanlar değil, savcılar. Kızımın elbisesini parçaladılar. Kumaştan beli saran bir kemerin kenarında metal bir süs var diye. Affedersiniz sidik kokan bir şalvarla girmek zorunda kaldı kızım babasının yanına. 7 yaşında bir erkek çocuğunu anadan doğma soydular, kameralar var; o çocuğun yaşadığı travmanın hesabını kim verecek? Onları değil asıl bizleri cezalandırıyorlar. 40 dakikalık görüş için iki gün hazırlanıyoruz. Anadolu yakasından geliyoruz çoğumuz, araba tutuyoruz bir araya gelip 100 kilometreye yakın yol yapıyorsunuz. Maddi manevi külfet. Kocam hapishaneye girdiğinden beri masrafım arttı. Kıyafetler ona göre alınmamıştı ki. Burada kışın Ö Sidik kokan şalvar giydirdiler ZEYNEP SELVİ Emekli Albay Fuat Selvi’nin eşi Anne 13, baba 16 yaşında! İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) İzmir’in Menemen ilçesinde, 13 yaşındaki G.O, 16 yaşındaki imamlı nikâhlı eşinden hamile kaldı. Aile hakkında soruşturma başlatıldı. Kazımpaşa Mahallesi’nde yaşayan G.O, bir yıl önce okuldan tanıştığı arkadaşı G.K’ye (16) kaçtı. Bunun üzerine iki çocuk, evlerinin önünde yapılan düğünle aileleri tarafından evlendirildi. Ancak resmi nikâh kıyılmadı. 39 haftalık hamile olan G.O, dün evinde fenalaşınca, yakınları tarafından önce özel bir polikliniğe ardından özel bir hastaneye götürüldü. Ancak buradaki doktorlar da yaşı ve durumunun ciddiyetini göz önüne aldıkları küçük kızı kapsamlı bir doğum hastanesine sevk etti. Hastane yetkilileri, durumu polise bildirdi. Polis, kızın annesi G.O. ve damadın annesi S.K. hakkında yasal işlem başlattı. Tam rahat ederiz derken şim emekli olmuştu, yıllar önce okuduğu avukatlığa başlamıştı. Üniversite sınavına giren kızımız vardı. Onunla uğraştık. Yıllarca Güneydoğu’daydı 9398 arasında. Biz ayrılığa alışmıştık. Ama bu haksız bir ayrılık. E A AYFER TOPDAĞ Emekli Albay Ahmet Topdağ’ın eşi nkara’dan gelip gidiyorum. En son eşim Ankara’da görevde olduğu için mecburen Ankara’dayız kızım ile birlikte. Geçen sene çok zor bir süreçti. Çünkü kızım üniversite sınavlarına hazırlanıyordu. Kocam, 2011 Şubatı’nda alınanlardan. Eşim gıyaben emekli edildi. Biz bu arada lojmanları boşaltmak zorunda kaldık. Tek başıma ev taşıdım. Ankara’dan gelip gidiyorum, kızım Ankara’da okuyor. Onun okulu bitene kadar Ankara’da olmak durumundayım. Çok sıkıntılı, zorlu bir süreç… Bu yolları gelip gitmek bile zorlu bir iş… Yaşadıklarımız tam bir zulüm, hem eşlerimiz hem de bizim için. Lojmanları boşalttık Suriyeli kız çocuğu Fırat’ta boğuldu ? ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Şanlıurfa’daki çadır kentte yaşayan annesi Fouzıeh Juma ile halı ve battaniye yıkamak için Fırat Nehri’nin kenarına giden Yasmin Juma (14) nehre düştü. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri ile Şanlıurfa’dan gelen sualtı arama ve kurtarma polis ekipleri, yaklaşık 3 saat süren çalışma sonucunda kızın cesedine ulaştı. Anne Fouzıeh Juma, ağlayarak Kürtçe ağıt yaktı. Ranzada asılı bulundu ? BURSA (Cumhuriyet) Bursa’da annesinin mutfakta olduğu sırada odasına geçen Hamdi Saruhan (7) bilgisayarda oyun oynamaya başladı. Bir süre sonra anne Ayşe Saruhan, odaya gittiğinde küçük Hamdi’yi ranzaya boynuna dolandığı öne sürülen kravatla asılı halde buldu. Hastaneye götürülen çocuk yolda yaşamını yitirdi. B AYŞE ÖĞÜTÇÜ Emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü’nün eşi izim kılığımıza kıyafetimize bakıp da çok tuzu kuru, keyifleri yerinde sanılmasın. Bizim de hayatlarımız altüst oldu. Ama bizler zaten kötü koşullara, sık sık taşınmalara alışkınız, bizi yaralayan şey kocalarımızın haksız yere tutulmaları… Bana eşin ölecek ya da öldü deseler inanırdım ne de olsa Allah’tan gelen bir şey herkesin başına gelebilir ama böyle bir şeye asla inanmazdım… Tuzumuz kuru sanılmasın Bebek’te fare korkusu ? İstanbul Haber Servisi Bebek sahilinde sabaha karşı 05.00 ile 06.30 sıralarında caddenin mazgallarından çıkan fareler tehlike saçıyor. Semt sakinleri, “Burada özellikle et lokantaları ve kafeler çok bulunuyor. Çalışanlar yemek artıklarını kanalizasyona atıyorlar. Bu nedenle fareler çoğaldı” dediler. ? ANKARA (AA) “On Numara”da numaralar “2, 3, 4, 8, 16, 23, 24, 26, 27, 32, 37, 45, 47, 49, 50, 51, 54, 56, 66, 72, 75, 77” olarak belirlendi. 10 bilen 3 kişi, 64 bin 484 TL kazandı. 9 bilenler 1925 TL, 8 bilenler 105 TL, 7 bilenler 19 TL, 6 bilenler 3 TL ve hiç numara bilimeyenler 2 TL ikramiye kazandı. çok üşüyorlar, yazın çok sıcak, Haftada 200 lira hesabına para yatırıyorum. Kendimi bu ülkede artık güvende hissetmiyorum, ayaklarım sanki sağlam basmı yor, uzayda yürüyor gibiyim… Damadın ailesi, eşimi duruşma salonunda tanıdı. Tek çocuğum evlendi, böyle mi olması gerekiyordu? C MY B C MY B 3 kişiye 64’er bin 484 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle