Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2012 SALI 6 HABERLER Malatya Sürgü’de meydana gelen olayların ardından Malatya Valisi Saran, yaşananların abartılmamasını isterken ‘Ramazan’da sinirler gergin olabilir’ açıklaması yaptı. leyin, ferman vermeyin” dedi. Şahin de Aygün’e “Hüseyin Bey sen Tunceli’den gelmişsin ben Malatyalıyım. Bundan nemalanan insanlar olabilir. Ama biz hiçbir zaman buna müsaade etmedik, etmeyeceğiz” diye yanıt verdi. Mağdur aileden Hüseyin Evli de AKP’li Şahin’e “Sen olayın üstünü kapatıyorsun” diye tepki gösterdi. Doğanşehir İlçe Müftüsü Şehmuz Tanrıverdi de beldedeki yurttaşlarla görüşerek sağduyu çağrısı yaptı. Ne soruşturma var ne gözaltı AYŞE SAYIN SELAHATTİN GÖKATALAY Derin Çatışma: Gül RTE Yeniden Silivri Tutsakları Osmanlı: İkinci Bölüşüm Gül Erdoğan arasındaki çekişme temel sorun çözülmüş değil. Bu köşe, aralarındaki derin çelişkiye 8 aydır işaret ediyor. Erdoğan, Gül’ün açıkça ve gizlice kuyusunu kazıp durdu. Önce Cumhurbaşkanlığı’na yeniden seçimini yasayla engelledi, bu yasa iptal oldu. Gül’ün basın danışmanı Ahmet Sever, Ruşen Çakır’a bütün açıklığıyla anlatıyor: “Gül, Başbakan’la çatışma görüntüsü vermemeye çalıştı.” Yani çekişmeyi dışavurmuyor, diyor.. Sever, “Gül yeniden Cumhurbaşkanlığı’na aday olabilir” derken yasal hakkını dile getiriyor. Bence olmaz. Erdoğan orayı istiyor. Gül, Başbakanlık’ın yolunun kendisine açılmasını, vefanın ötesinde bir “kurucu hakkı” olarak görüyor. Başbakan ise yöneteceği bir kişi ve hükümet istiyor. Ama o kişi Gül değil! Yazmıştım, Ahmet Sever de bilir: Gül, bulunduğu makamlardan aldığı güçle, Erdoğan ile “eşit düzeyde”dir. Gül, RTE’nin bugünkü yetkilerle Çankaya’ya çıkmasını, hükümetin de kendisine bırakılmasını, yani bir rol takası istiyor. Bu çatışmanın çözülmesi zor. RTE’nin tek şansı, eğer mutlaka Çankaya’yı istiyorsa, Gül’den daha büyük yetkilerle Köşk’e çıkmak! Deveye hendek atlatacak yani. ??? Melike Demirağ’ın Silivre tutukluları için mahkemede olağanüstü bir durum yaratarak “Arkadaş” şarkısını söylemesi, toplumdaki dönüşümün güçlü işaretlerinden biri; bu seslerin güçlenerek dalga dalga yayılması gerekir. Silivri tutukluları için toplumun duyarlığı artıyor. Onların içeriden yükseltecekleri yeni sesler yankılanacak ve destek bulacaktır. CHP? Ahmet Şık’a hazırlanan iddianame bir kez daha gösteriyor ki özel yetkili mahkemeler olgusunun hukukla, yasalarla, insan hak ve özgürlükleriyle, anayasa ile bir ilişkisi bulunmuyor. Bunlar tamamen, iktidar ortaklarının en büyük keyfi silahları olmuştur. Oralara da iktidarın bu politikasını yeminli uygulayacaklar getirilmiştir. ÖYM’lerin 2006 yılında, bu amaçla oluşturulmuş olmaları, iktidarın taa o zamandan nasıl bir Türkiye tasarladıklarının kanıtı olarak görülmelidir: Susturma, intikam, gençliği yargılama, en masum protestoyu, karşı koymaları bile ezme... Suskun bir toplum! Ki 2006 yılında, bugün imdaaat diye bağıran insanlar, AKP için en özgürlükçü parti, solculardan da demokrat ve ilerici diyerek benliklerini iktidara teslim etmişlerdi!!! Hey gidi günler! ??? Antalya’daki Lozan ve Suriye konuşmasından: Ortadoğu’da bugün yaşananlar aslında Osmanlı İmparatorluğu’nun yeniden ve ikinci kez bölüşümü, paylaşımıdır! Osmanlı İmparatorluğu ne bitmez tükenmez bir imparatorlukmuş. 1918’de Osmanlı çökmüş, çökertilmiş, parçalanmış, içinden onlarca ulus devlet ortaya çıkmış. Bugün ise bu devletler içinde yeniden bir bölüşüm yaşanıyor. Türkiye dahil... Şimdi gelin Davutoğlu’nun “stratejik derinlik” görüşünün gerçeklikle ne büyük bir çelişki içinde olduğunu görün: “Osmanlı’nın bakiyesidir oraları, bizim tarihsel kültürel uzantımız oralardadır. Bu mirası canlandırabiliriz... vb” Uluslar, paşa, bey, ağa istememiş, devlet olmuş. Türkiye onlara ağalık sunacak! Emperyalizm üstelik onları yeniden biçimlendirip haritalandırırken, içlerinden yeni ülkeler yaratırken... Davutoğlu politikasının en büyük açmazı, ulusal devlet çağını iyi analiz edememiş olması ve emperyalizmin Ortadoğu üzerinde yüzyıllık planı programını iyice görmemiş olmasıdır. Davutoğlu politikası ve anlayışı tamamen çökmüştür, Suriye’de batağa saplanmıştır ve eldeki kazdan da olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Tabii Başbakan da... Bunun temel nedeni, ABD Batı çıkarlarıyla politikalarıyla Türkiye’yi tam özdeşleştirmiş olmalarıdır. Emperyalistlerin politikalarını uygulamak, tarih boyunca, Türkiye’ye hiçbir şey kazandırmamıştır! Tarihi bile doğru dürüst analiz edememiş ve bugün için özgün çıkarsamalar yapamamış bir “sığ düşünce politika”nın acısını yaşıyor ülke! Birer “inanmış, yani siyasi Müslüman” olarak, Batı’nın İslam politikalarının tarihini bu kadar okuyamamış bir iktidar olabilir mi? Her zaman ve durmadan, böl parçala, işbirlikçileriyle yönet, sömürge ve yarısömürge olarak elinde tut, gelişmelerini engelle, kadim İslami kalıpların içine itele ki oradan asla ve asla çıkamasınlar… Sürekli denetim altında tut, onlara her zaman siyasetini ve malını sat. Batı ile işbirliği halinde İslam ülkelerini parçalayıp şekillendirmek, ne büyük ayıp… İktidarın kalemleri nasıl da bu parçalanmaya alet oluyor! Bırakın laik kılıklı kafasızları, AmerikanBatı politikasının sürekli şakşakçılarını... ??? Günler nelere gebe... MALATYA Malatya’nın Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü beldesinde Alevi aileye yönelik linç girişiminin üzerinden 48 saat geçmesine karşın ne soruşturma açıldı ne de tek bir kişi gözaltına alındı. Vali Ulvi Saran, olayın mezhep çatışması olmadığını savunarak “Büyütülecek bir mesele yok. Abartılı yorumlar yapılıyor” derken Doğanşehir İlçe Kaymakamı, Doğanşehir ilçe ve Sürgü belde Jandarma komutanları da tayini çıkarak gittiği için yerlerine vekilleri ve alt rütbeli askerler bakıyor. Linç girişimine uğrayan Evli ailesi ise korkudan evlerine hapsolurken Alevilere yönelik tehdidin sürdüğü bildirildi. Malatya’nın Doğanşehir ilçesinin Sürgü beldesinde bir davulcu ile Alevi ailenin tartışmasının linç girişimine dönüşmesi yürekleri ağza getirdi. 48 saat geçmesine karşın ne soruşturma açıldı ne de tek bir kişi gözaltına alındı. İlçede bunlar yaşanırken Doğanşehir İlçe Kaymakamı yıllık izinde, Doğanşehir ilçe ve Sürgü belde Jandarma komutanları da tayinleri çıktığı için yerlerine alt rütbeli askerler bakıyor. Olayı değerlendiren Vali Ulvi Saran ise “Büyütülecek bir mesele yok. Bu olay çok basit kişisel bir tartışma. Sürgü beldesinde insanlar çok uzun bir süreden beri barış ve kardeşlik içerisinde yaşıyorlar. Tabii ki ramazanda sinirler gergin olabilir. İnsanlar oruç tutabilir, tutmayabilirler. Türki Arınç: Büyütüldüğü kadar vahim değil Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Malatya’daki linç girişimiyle ilgili soruları yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, konunun toplantıda gündeme geldiğini belirterek “Olay büyütüldüğü kadar veya amaçlandığı kadar vahim bir olay değil. Vahameti şurada olabilir; gazeteler öyle başlıklar attılar ki Alevi vatandaşlarımıza karşı adeta bir linç kampanyasına dönüşecek bir olaydan bahsettiler. Olayla ilgili bütün bilgiler elimize geldi. Mesele belki bir basit tartışmadan büyüyen, hiç de amaçlanmayan bir yöne doğru giden bir olay. Bir davul yüzünden bakın neler oluyor. Ortada olayı toplarsanız bir kavgadan ibaret, kavganın büyümesinden ibaret” dedi. BEYAZ TV MUHABİRİNDEN ÜRKÜTÜCÜ SÖZLER: YAKARLAR DA YIKARLAR DA... Beyaz TV muhabiri Muammer Yaşar’ın Sürgü beldesindeki linç girişimiyle ilgili Facebook sayfasında yazdıkları büyük tepki topladı. Yaşar, şu ifadeleri kullandı: “O yamyam aile de mübarek ramazanın simgesi olan davuldan rahatsız olmayacak. Nasıl bizler sizin ceminizden, deminizden rahatsız değilsek, siz de artık hazmedin. Etmezseniz yakarlar da yıkarlar da gardaşım. Herkes akıllı olacak, herkes inancına saygılı olacak. Aleviler neden hep Müslüman mahallesinde salyongoz satarlar? Satarlarsa tıpkı bizim can Sivas’ımızda olduğu gibi sizi yakarlar.” Beyaz TV’nin Muammer Yaşar’ın işine son verdiği bildirildi. CHP heyeti dün de yurttaşlarla birlikte AKP’li belde Belediye Başkanı Faruk Taşdemir ile görüştü. Taşdemir yaşanan olayların kendilerini oldukça üzdüğünü, güvenlik güçlerinin olaylara karışanları tespit etmesi gerektiğini söyledi. Taşdemir, beldede yaklaşık 900 Alevi’nin yaşadığını, beldede AleviSünni gerilim olmadığını savundu. Görüşmeye katılan yurttaşlar da Doğanşehir Kaymakamlığı, Doğanşehir Jandarma Komutanlığı ile Sürgü Jandarma Komutanlığı’na atama yapılmamasına, olayların ardından soruşturma açılmamasına tepki gösterdi. CHP heyeti ramazan davulcusu Mustafa Efşin’i de evinde ziyaret etti. heyetinden CHP sağduyu turu ye’nin değişik yerlerinde bazı çevreler sanki bir mezhep çatışması varmış gibi ya da oruç tutanların, tutmayanlara karşı bir baskısı varmış gibi abartılı yorumlarla durumu yansıtıyor. Bunların aslı astarı yok” diye konuştu. AKP Malatya milletvekilleri Öznur Çalık ve Mustafa Şahin ile AKP İl Başkanı Bülent Tüfenkçi’den oluşan AKP heyeti ile CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Eskişehir Milletvekili Kâzım Kurt, İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, Tunceli Mil letvekili Hüseyin Aygün ve CHP İl Başkanı Enver Kiraz’dan oluşan heyet önceki gece Sürgü beldesinde yurttaşlarla görüşüp saldırıya uğrayan Evli ailesini ziyaret etti. AKP’li Şahin, olayın basında abartıldığını söyleyince CHP’li Aygün “Burada din Alevi örgütleri, son dönemde tırmanan olayların tehlikesine dikkat çekerek hükümeti uyardı ‘Sorumlu AKP iktidarı’ MEHMET MENEKŞE AMASYA Malatya’nın Doğanşehir ilçesinin Sürgü beldesinde Alevi aileye yönelik linç girişimine Alevi dernekleri sert tepki gösterdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP yöneticilerinin Alevilere yönelik ayrımcı söylemlerinin ardından Alevilere yapılan saldırılara her geçen gün bir yenisinin eklendiğini vurgulayan dernek temsilcileri “Saldırının tek sorumlusu AKP hükümetidir” dedi. Alevi örgütleri protesto gösterileri yapacaklarını söyledi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül: Bu olay başta Başbakan Erdoğan ve AKP yöneticilerinin Alevi inancı, kurumları, Alevi toplumu hakkında söyledikleri, TBMM Başkanı’nın vekilinin Meclis’e cemevi talebi sonunda yaptığı yorum, Diyanet’in Alevilikle ilgili değerlendirmeleri ve cemevleriyle ilgili Yargıtay kararının sonucudur. Alevilere yönelik bunca açıklama, inkâr, hedef gösteren açıklama ve yorumlar sonunda durumdan kendine vazife çıkaranlar bu tür olaylara kalkışıyor. Dolayısıyla bu doğrudan bir devlet ve hükümet politikasıdır. Devlet ve hükümet iki gündür Sürgü’de olup bitenlere ilişkin kılını bile kıpırdatmamış, hiçbir şey yapmamıştır. Vatandaşa takla attırmaktan başka bir işi olmayan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in umursamazlığı var. Kitlesel basın açıklamaları, imza kampanyaları ile bu yaşanan sürecin de diğerleri gibi örtbas edilmesine engel olacağız. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel: Bu olay tamamen bir provokasyondur. Alevilerin evleri işaretlen diğinde failler bulunulamadı, ‘çocuk çocuk işi’ dendi. Cemevlerinin ibadethane olarak sayılmaması yönünde Diyanet, TBMM Başkanlığı ve Yargıtay’ın karar ve tutumları ve Türkiye’nin Suriye konusundaki tutumu ortada. Ne olduğu belirsiz, araya nifak tohumu etmek isteyen ‘özel bazı kişiler’ bu olayı tezgâhlıyor. AKP tarafından oluşturulan, federasyonumuzla, Alevilerle ilgili olmayan bir takım derneklerle iftarlarda bir araya geliyorlar, ardından bu olaylar patlıyor. Olumsuz ve kötü bir senaryo hazırlandığını düşünüyorum. İçten ve dıştan gelebilecek provokasyona karşı duyarlı, dikkatli olmamız gerekiyor. Alevi Kültür Derneği Genel Başkanı Engin Gündük: Burada olan ve olabilecek her şeyin sorumlusu AKP hükümeti, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Yargıtay 7. Daire Başkanı’dır. Olayın üzerinden 48 saat geçmesine rağmen tutuklanan bir şahıs yok, soruşturma bile başlatılmadı. Saldırıyı yapanlar, evi taşlayanlara karşı bir yaptırımınız yok mu? Bu devlet bu kadar aciz mi? Alevi evlerinin işaretlenmesiyle başlayan süreç tekbir getirerek insan yakmaya girişilen saldırılara dönüştü. Pir Sultan Abdal Vakfı Genel Başkanı Emel Sungur: “Bu durum, Alevilere yapılan baskı, ülkeyi yöneten faşizan yönetimin gerici, ırkçı mesajlarının dışavurumudur. Daha önce de ramazan ayında katliamlara kadar giden bu tür vahim olaylarla karşılaştık. Gelecekten kaygı değil korku da duymaktayız. Alevi katliamlarıyla dolu olan bu toprakları yönetenler akıllarını başına almalı ve yeni bir katliam yaşanmaması için her türlü tedbiri almalıdır.” CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, beldede otorite sorunu yaşandığını vurgularken jandarma ve valiliği de ziyaret ettiklerini belirten CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, “Sayın Valimiz güvenlik zaafiyetini dile getirdi. ‘Gerekli önlemleri alabilirdik’ dedi. Bu durum olayın boyutunu ortaya koyuyor. Bir gün önce Sayın Vali olayın büyütülecek yanının olmadığını söylüyordu. Sayın Vali 40 kadar kişinin savcılığa sevk edilebileceğini söyledi. Vali Bey’in açıklaması güvenlik zaafiyetini gösteriyor” dedi. CHP Eskişehir Milletvekili Kâzım Kurt da “Olay iki aile arasında kavga gibi gösterilip geçiştirilmek isteniyor. Mağdur olan ailenin can güvenliği sağlanmalı” dedi. BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de “Bu kıvılcım tutuşursa, Türkiye bunun altından kalkamaz. Bu TürkKürt ya da AleviSünni çatışması değildir. Bu bir provokasyondur” dedi. itiraf: Validen Önlem alabilirdik ‘Malatya’nın Sivas olmasına izin vermeyiz’ Haber Merkezi Malatya’nın Doğanşehir ilçesi Sürgü beldesinde ramazan davulcusu ile tartışan ve ardından bölgedeki bir grup gerici tarafından; evlerin taşlanarak linç edilmek istenmesi protesto edildi. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) ve sosyal medya üzerinden yapılan çağrı üzerine önceki gece geç saatlerde 100’ü aşkın Alevi, linç girişimini protesto etmek amacıyla Taksim Meydanı’nda bir araya geldi. HBVAKV Yönetim Kurulu üyesi Vedat Kara, her ramazan döneminde Alevilere yönelik saldırıların arttığına dikkat çekerek, “Ailenin can güvenliğini tehdit eden bu olayda da Alevilerin sağduyulu olması beklenmektedir. Biraz da Sünniler sağduyulu olsunlar. Oranın belediye başkanı ve komutanı, saldırganlara, ‘Aile buradan gidecek’ sözü vermektedir. Aleviler bir yere gitmeyecek. Aleviler bu ülkede yaşıyor. Aleviler asla yaşadıkları kentleri korku nedeniyle terk etmeyecek” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da “Bu saldırı münferit bir olay değildir. Saldırıyı gerçekleştirenler bir an önce yakalanıp tutuklanmalı” dedi. Taksim’de dün akşam toplanan yaklaşık 2 bin kişi linç girişimini protesto etti. Grup adına yapılan açıklamada, “Alevilere yönelik saldırıları kabul etmiyoruz. Malatya’nın Sivas olmasına izin vermeyeceğiz” denildi. Ankara’da ise Başbakanlık önünde protesto gösterisi yapıldı. Eylemde konuşan Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Güney, saldırılardan AKP’yi sorumlu tuttu. Güney, AKP’nin mezhepçi davrandığını belirterek, “Başta Akit gazetesi olmak üzere AKP yandaşı medyanın tutumunun ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Alevi düşmanı söylemlerinin bu amaca hizmet ettiği belli olmuştur. Tüm bu yaşananlardan seçim meydanlarında Alevileri yuhalatmaya varan hareketleriyle mezhepçi şoven bir siyasi iklim oluşmasında başı çeken Tayyip Erdoğan sorumludur” dedi. Ankara’da dün akşam saatlerinde Yüksel Caddesi’nde başlayan eylem, AKP il binasına yapılan yürüyüşle devam etti. Yapılan basın açıklamasında, geçmişteki katliamlara zemin hazırlayan ırkçıgerici politikaların AKP döneminde artarak sürdüğü vurgulandı. Alevi yurttaşlara yönelik taciz ve saldırı İzmir’de de Alevi Bektaşi Federasyonu, İzmir Bileşenleri ve aralarında TKP ve diğer sosyalist partilerin de bulunduğu üç bine yakın yurttaş tarafından protesto edildi. Saldırıya uğrayan aileden Hasan Evli ise davulcuyla yaşadıkları tartışmanın ardından jandarmanın kendilerini arayarak evden dışarı çıkmamalarını söylediğini anlattı. Evli, gece sahur sırasında kalabalık bir grubun evlerine doğru tekbir getirerek yürüdüklerini, jandarmanın güçlükle grubu engellediğini anlattı. Sağduyulu davrandıklarını ve kimseye zararlarının olmadığını belirten Leyla Evli de “Burada kalmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin karışmaması için elimizden geleni yapacağız” dedi. Jandarma: Dışarı çıkmayın Tacizler sürüyor Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, gerginliğin sürdüğünü belirterek “Alevi aileye ve Alevilere yönelik saldırı ve tacizler sürüyor. Tekbir sesleri ile yürüyorlar. Sadece küçük bir grubun işi değil. Sürgü’de yaşayan Sünniler bu saldırılara katılıyor. Sürgü verimli topraklar üzerinde yer alıyor. Alevilerin kenti terk etmesinin istenmesinde, Alevilerin yaşadığı her katliamda olduğu gibi bu tür bir ince hesap da göze çarpıyor” dedi. Evinin önünde vurdular ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Şırnak’ın Cizre ilçesi Nur Mahallesi’nde hızla seyreden iki motosiklet ve silah sesleri duyan yurttaşlar sokağa çıktıklarında evlerinin önünde oynayan 10 yaşındaki Gülcan Oğuş’un yerde kanlar içinde yattığını gördü. Cizre Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Oğuş, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Küçük kızın ölüm haberi hastane bahçesinde bekleyen ailesini yasa boğdu. Oğuş’un cenazesi, Cizre Devlet Hastanesi’ndeki otopsinin ardından kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. C MY B C MY B