16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ARALIK 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER Dış Haberler Servisi Tunus’ta İslamcı Ennahda iktidarına karşı protestolar sürerken Cumhurbaşkanı Munsif Merzuki gelecek yıl yapılması planlanan genel seçimlere kadar görev yapacak “teknokrat bir hükümet” kurulması çağrısı yaptı. Devlet televizyonundan halka seslenen Merzuki, “Tunus’un yüce menfaatı, tanımlamaları parti tabanına göre değil, yeterlilik ilkesi uyarınca olan, aktif bir hükümetin kurulmasını gerektirir” dedi. Başbakan Hammadi el Cibali hükümetinin ülke sorunlarının çözümünde yetersiz kaldığını söyleyen Merzuki, yaz aylarında yapılması planlanan genel seçimlerin daha erken bir tarihe alınmasının zorunluluk olduğunu kaydetti. Merzuki, ülkede ekonomik kriz nedeniyle son haftalarda artan protestolara işaret ederken bunun önüne geçilememesi halinde kaos ya 15 TUNUS’TA TEKNOKRAT YÖNETİM ÇAĞRISI Cumhurbaşkanı hükümete savaş açtı şanabileceği uyarısı da yaptı. Başkent Tunus’un kuzeybatısındaki Silyana kenti sakinlerinin hükümetin gerekli kalkınma projelerini uygulamaması ve valinin görevden alınmamasını protesto için 4 gündür düzenlediği gösterilerde çıkan olaylarda 300’e yakın kişi yaralandı. kişi önceki gün başkente doğru yürüyüş başlatırken bölgede protestolar dün de sürdü. BM yetkilileri eylemcilere karşı polisin “aşırı güç” kullandığı uyarısında bulunurken dün bölgeye giren ordu birliklerinin İçişleri Bakanlığı’nın emriyle kısa süre sonra geri çekildiği de belirtildi. AFP ajansının haberinde şiddet uygulamalarından dolayı bölge sakinlerinin polise tepkili olduğu, ordunun güvenliği dev Tunus’un başkentinde önceki gün İslamcı hükümet karşıtı gösteriler düzenlendi. (Fotoğraf: EPA) sker bölgeden geri çekildi Silyana sakini yaklaşık 20 bin A ralma yönündeki girişimine hükümetten onay gelmediği iddilarına yer verildi. Eylemcilerin istifa talebini reddeden Başbakan El Cibali ise hükümetin bölgeye yönelik kalkınma projelerinin yetersizliğini kabul ederken diyalog çağrısı yaptı. “Arap Baharı”nın ilk yaşandığı Tunus’ta Bin Ali rejiminin devrilmesi ardından iktidara, sol görüşlü küçük partilerle koalisyona giren İslamcı Ennahda gelmişti. Ennahda’nın ülkede her alanda İslami uygulamalara yönelik adımları, kadın haklarını tırpanlama girişimleri, resmi basın kurumlarına yandaşlarını atama çabaları halihazırda ekonomik göstergelerin pek de iyi olmadığı ülkede sert tepkilere neden oluyor. Laik görüşlü Cumhuriyet için Kongre partisinden Cumhurbaşkanı Merzuki, daha önce de Ennahda’yı iktidarı tek elde toplamaya çalışmakla suçlamıştı. Argo Argo’ya gittiniz mi? Obama filmi gördükten sonra yapımcı George Clooney ve baş roloyuncusu, yönetmen Ben Affleck’e, misal! ayar vermeye kalksa… “Biz Hollywood dolapları çeviren böyle bir CIA tanımıyoruz!” dese; “Argo seyircileri; süper gücün, Hollywood soytarıları marifetiyle dünyaya nizam verdiğini düşünecek. Böyle şey olur mu?” diye esip üfürse: “Yönetmeni de, yapımcıyı da kınıyorum. İlgilileri uyardık. Yargının gerekli kararı vermesini bekliyoruz!” diye buyursa… Dünya ne der? ABD başkanlarının aklına böyle şeyler, neden acaba hiç gelmiyor? Argo, tarihe dayanan bir film. Ancak öyküye heyecan katmak için çok şey senaryo gereği değiştirilmiş. Affleck, Washington’ı şoka sokan İran rehine krizinden (’79’81) hareketle, gerilimli, eğlenceli, maceralı bir tarih filmi yapmış. Devrim yılları Tahran’ı kaynarken, ABD büyükelçiliği İslamcılar tarafından rehin alınıyor. Elçiliğin sokağa açılan tek çıkış noktasındaki konsoloslukta çalışan 6 görevli, kaçıp Kanada Büyükelçiliği’ne sığınıyor ve burada 79 gün saklanıyor. Ancak ABD’li diplomatların ikametleri uzadıkça, varlıklarının açığa çıkma ihtimali artıyor. Yankileri ülkelerine postalamak gerekiyor. CIA görevlisi Tony Mendez (Ben Affleck) bu amaçla çılgın bir plan yapıyor. Humeyni tsunamisi ortasındaki İran’a bir “yıldız savaşları” filmi çekmek için gelen Hollywood yapımcısı kimliğine bürünüp; Kanada Büyükelçiliği’ndeki diplomatları “kast” diye dışarı çıkartıyor, sonra da ABD’ye kaçırıyor. Hikâye böyle. Perdeye aktarılan HollywoodCIA işbirliği de gerçekten yaşanmış… Ancak olay bu kadar basit değil. Bu “cinfikir” projeyi tetikleyen, Tony Mendez değil; bizzat Kanada büyükelçisi olmuş her şeyden önce. ABD Büyükelçiliği devreden çıkınca, Kanada Büyükelçisi Ken Taylor, “CIA istasyon şefliğini” devralmış. Hikâyenin en can alıcı halkası bu. Ne var ki bu halka, filmde yok… ABD Büyükelçiliği tutsak alınır alınmaz ABD hükümeti, Kanada’dan Tahran’daki büyükelçilerini CIA’nın emrine vermelerini istiyor. Kanada büyükelçisi teklifi ikiletmiyor ve “istasyon şefi” olarak Washington namına Tahran’da istihbarat toplamaya başlıyor. Tahran’daki Kanada büyükelçisinin kriptoları, başka deyişle Washington’a gidiyor. İranlılar “ispiyon yuvası” diye bir büyükelçiliği alırken; başka bir “ispiyon yuvası” devreye giriyor! “Rehineleri kurtaran Hollywood hikâyesi” filan, iki ülke arasındaki istihbarat işbirliğinin yanında çerez… Büyükelçilikteki tutsakları ABD’ye göndermek için gereken ön “saha çalışmasını”, gerçekte Kanada Büyükelçisi Ken Taylor yapıyor. “CIA şefi elçi”, tutsakların “Mehrabad” havaalanından sağ salim geçebilmeleri için, tüm tedbirleri alıyor… Altı tutsak, filmde izlediğimiz James Bondvari kaçıp kovalamacaların aksine, tereyağından kıl çeker gibi havaalanına varıyorlar. Ellerini kollarını sallaya sallaya İran semalarından havalanıyorlar. “Tarih”le kurgu farkını “Argo” böyle çok çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Argo’yu çarpıcı kılan bir diğer husus da; Hollywood filmlerinin hepsinde izlediğimiz karikatür boyutuna indirgenen DoğuBatı imgelemesi. İran, yani Doğu, hiç kafası basmayan, yalnız şiddet dili kullanan bir yobazlar güruhundan ibaret… Bu beyinsiz güruh, devrimin orta yerinde “film çevirmek” adına Tahran’a inen bir Batılı ekibin varlığını hiç sorgulamıyor ve yadırgamıyor… Barbar Doğu imajı karşısına getirilen “başkarakter” Tony Mendez ise; en zor şartlardan kafasını kullanarak sıyrılmasını bilen… sırf zekâ gücü ile kaba gücü alt eden “Batı”yı simgeliyor. Odysseus destanından bu yana olduğu gibi… imkânsızlıklara karşı, yalnızca “düşündüğü” ve “ince zekâ” sahibi olduğu için üstün çıkmayı başaran Batılı adamın zaferini izliyoruz bu filmde de. Batı; Ay’la, uzayla, yıldız savaşlarıyla, kurgu bilimle meşgulken ve fütüristik düşleri kovalarken… Doğu; yalnız ortaçağ karanlığına dönüş vaat eden Humeyni düşünün peşine düşüyor… Birinde umut; yıldız savaşları teknolojisi ve düşleri ile temsil ediliyor… Diğerinde Humeyni ile. Biri ileriye, diğeri hep geriye giden ve sade geçmişe özlem duyan iki zıt kültür tiplemesi önümüze çıkarılıyor. “Argo”, hele de şu sıra, düşünülecek pek çok yön sunan ilginç bir film… CIA hiç devreden çıkmamış TÜRKARAP İŞBİRLİĞİ FORUMU BM’nin tarihi Filistin kararına karşılık 3 bin yeni yasadışı inşaat Erdoğan’dan Filistinlilere ‘Birleşin’ çağrısı Dış Haberler Servisi İstanbul dün TürkArap İşbirliği Forumu Dışişleri Bakanları 5. Toplantısı’na ev sahipliği yaparken katılımcıların gündemine Filistin, Suriye konuları damgasını vurdu. Toplantıda konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, Filistin’in BM’de gözlemci devlet statüsü kazanmasıyla ilgili olarak “İsrail’in, bu aşamadan itibaren başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin oluşumunun önüne engel çıkarmaması gerekir. İsrail de artık görmelidir ki, Filistin sorunu devam ettikçe bu bölgeye huzur, barış, istikrar ve güvenliğin gelmesi mümkün olmayacak, bu bölgede kan ve gözyaşı dinmeyecektir” dedi. AA’nın haberine göre, Filistinli taraflara bir an önce birleşme çağrısı yapan Erdoğan, “Filistinlilerin dayanışma içinde olmasını, birbirlerini Allah için sevmesini istediklerini” ifade ederek “Sizi hiçbir güç ayırmamalı” diye konuştu. Erdoğan şöyle devam etti: “Bütün dünya, bütün İslam coğrafyası Filistin’in sevinciyle kucaklaşırken, Filistinlilerin kendi aralarında kucaklaşmamalarını asla kabullenemeyiz.” Filistin sorununda ulaşılan aşamanın, bölge ülkelerinin ittifakının eseri olduğunu söyleyen Erdoğan, “Suriye meselesi de aynı şekilde dayanışma ve istişareyle inşallah geride kalacaktır” dedi. Toplantı arasında Konuşmasında üzerinde Filistin Erdoğan “Bizim bayrağı işlenmiş sorunumuz pasta kesildi. (AA) Suriye halkıyla değil Suriye halkının tümü bizim kardeşimizdir. Sorunumuz zalim Esad rejimiyle” ifadelerini kullandı. Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabi’nin yanı sıra 15 ülkeden bakan düzeyinde, 6 ülkeden de çeşitli düzeylerde katılımcının yer aldığı toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu forumun, katılımcı ülkeler arasında siyaset, ekonomi, kültür, medeniyet ve sosyal kalkınma boyutlarını içeren alanlarda işbirliği yapılmasını hedeflediğini belirtti. TürkArap dayanışmasının her zamankinden daha fazla önem taşıdığını kaydeden Davutoğlu, bunun son örneğini, Gazze’ye yaptıkları ziyarette hep birlikte yaşadıklarını söyledi. Arap Birliği Genel Sekreteri El Arabi, Arap ülkelerinin son iki yılda büyük dönüşüm sağladığını, meşru istekler doğrultusunda yolsuzluğa ve despotizme karşı bölgedeki halkların ayaklandığını ifade etti. Suriye konusunda ise El Arabi, Şam rejiminin bütün fırsatları kaybettiğini belirtirken şu görüşlerini de dile getirdi: “Kendi aramızda, Türkiye ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile birlikte uluslararası bir anlaşmaya varıp, dini değerlere ve simgelere karşı girişilen saldırıları durdurmalıyız. Medeniyetler İttifakı’na destek vermemiz gerekiyor.” El Arabi, TürkArap İş Konseyi’nin oluşturulması gerektiğini de sözlerine ekledi. Lübnan Dışişleri Bakanı Adnan Mansur, Suriye’deki krizin diyalogla çözülmesi gerektiğini söylerken askeri müdahaleden kaçınılması mesajı verdi. Yerleşim misillemesi Dış Haberler Servisi İsrail, tüm engelleme çabalarına karşın Filistin’in Birleşmiş Milletler’de (BM) “üye olmayan gözlemci devlet statüsü” kazanmasının ardından Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 3 bin konutluk yeni bir Yahudi yerleşim birimi inşasına onay verdiğini duyurdu. BM Genel Kurulu’ndaki oylama sonucuna misilleme amaçlı kararın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, iç kabine olarak adlandırılan 9 bakanla yaptığı toplantı sonucunda alındığı belirtiliyor. Yerleşim kararına yakın müttefiki ABD’nin yanı sıra İngiltere’den de tepki gelirken İsrail’in bu adımının Ortadoğu’da çözüme yönelik girişimleri daha da zora sokacağı uyarısı yapıldı. Filistin tarafı ise İsrail’in kararını provokasyon olarak değerlendirdi. Öte yandan oylamada hayır denmesi için İsrail’le yakın işbirliği yapan ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton , gözlemci devlet statüsü kararını eleştirmeyi sürdürerek “Bu, bizleri barışa daha yakın hale getirmeBatı Şeria’da önceki yecek” dedi. gün de İsrail karşıtı Clinton, bu noktada Filisprotestolar vardı. tin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın “yanlış yol” seçtiğini savundu. Washington’da katıldığı “Değişen Ortamda ABDİsrail ilişkileri” konulu forumda yaptığı konuşmada Clinton, ül yönündeki eleştirilerin hedefindeki Müslüman Kardeşler destekli Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi destekçilerinin gösterilerine sahne oldu. Ülkede günlerdir Mursi karşıtları ve yandaşlarının sürdürdüğü protesto eylemleri devam ederken dün çoğunluğu İslamcılar olan kalabalık önceki gün meclisten geçen tartışmalı anayasa taslağına destek çağrısı yaptı. Şeriatın anayasada temel alınması yönünde sloganlar atan göstericilerden bazıları Mısır’ın yanı sıra Suudi Arabistan bayrakları taşıdı. İki hafta içinde referanduma sunulması beklenen anayasa taslağına liberal, sol, laik kesimler karşı çıkıyor. Taslağın kimi maddelerine getirilen eleştirilerin başında ‘ifade ve basın özgürlüğüne ciddi engeller getireceği, azınlıkları yok sayacağı’ geliyor. (Fotoğraf: REUTERS) Bu kez Mursiciler meydanlarda ısır’ın başkenti Kahire, dün yargıyı M devre dışı bırakarak yetkilerini genişletme amacında olduğu Türkiye’ye Hamas vurgusu kesinin her zaman İsrail’in arkasında olduğunu belirtti. Clinton’ın, ayrıca “Türkiye ve Katar gibi Hamas’a yakınlığı olan ülkelerin de çatışmanın kimsenin yararına olmadığını Hamas’a net biçimde belirtebileceğini ve belirtmesi gerektiğini” içeren sözleri dikkat çekti. “Şiddeti reddeden İslamcılarla çalışmaya hazır olduklarını ama teröristleri reddettiklerini” be lirten Clinton, Hamas’ın şiddeti reddetmesi ve İsrail’in var olma hakkını tanıması gerektiğini söyledi. Diğer yandan BM’deki oylamada çekimser kalarak İsrail’in şimşeklerini üzerine çeken Berlin’den ara düzeltmeye yönelik mesaj geldi. Almanya Başbakanı Angela Merkel özellikle güvenliğine vurgu yaparak İsrail’e ülkesinin her zaman desteğinin süreceğini bildirdi. Biri ileriye, diğeri geriye… ‘Dayanışma önemli’ Gazetecinin Suriye kâbusu Kuveyt’te seçim yasasında yapılan değişikliğin yol açtığı gerilim sürerken dün parlamento seçimleri için sandık başına gidildi. Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el Ahmed el Sabah’ın seçim yasasında yaptığı yeni düzenlemeye göre her seçmenin 4 milletvekili seçme hakkı 1’e düşürülmüştü. Muhalifler düzenlemeye yönetim yanlısı adayların avantajına olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyor. Önceki gün de başkentte on binlerce muhalif meydanlara çıkmıştı. Bazı ajanslar muhalefetin seçim yasasına yönelik boykotu nedeniyle oylamaya katılımın düşük olduğunu duyurdu. ABD, İran’a yaptırımda kararlı Dış Haberler Servisi ABD Senatosu, İran’a yeni ekonomik yaptırımlar öngören paketi onayladı. Paket, İran’ın enerji, liman, nakliyat ve gemi sanayi sektörleriyle iş yapılmasına ek yaptırımlar getiriyor. Temsilciler Meclisi’nde kabul edilmesi halinde ABD Başkanı Barack Obama’nın imzasına sunulacak paket ayrıca İran’ın yaptırımları atlatmaya dönük çabalarını önleme noktasında, bu ülkeye kıymetli madenlerin satışı ya da transferini yasaklamaya dönük tedbirler de içeriyor. Bu çerçevede kimi yorumlarda ABD’nin bu adımıyla İran’ın yaptırımları aşmak için Türkiye’de yaptığı altın türü değerli maden satın almasının önünü kesme yönündeki kararlılığını ortaya koyduğuna işaret ediliyor. Dış Haberler Servisi Suriye’de çatışmalar sürerken ülke genelinde bu ay 13 gazetecinin öldürüldüğü bildirildi. Suriye Gazeteciler Birliği’nden yapılan açıklamada, basın çalışanlarının Suriye rejimi ve muhalifler tarafından hedef alındığı belirtildi. AA’nın haberine göre kasım ayının gazeteciler için en kanlı ay olduğu vurgulanan açıklamada, rejime bağlı güçlerin 10, muhaliflerin ise 3 gazeteciyi katlettiği kaydedildi. Bazı ajanslar, Suriye’de güvenlik güçleriyle çatışan “bir Filistinli, 21 Lübnanlı olmak üzere 22 yabancı savaşçının öldüğünü” duyurdu. Öte yandan Suriye’den vahşet görüntülerine bir yenisi daha eklendi. Önceki gün YouTube’da yayımlanan bir videoda Türkiye sınırındaki Resulayn kasabasında muhalif güçlerden bir kişinin esir aldıkları 10 silahsız kişiyi kurşuna dizdiği görülüyor. Vahşeti gerçekleştiren kişi kendini El Kaide ile bağlantılı El Nusra Cephesi üyesi olarak tanıtıyor. Boykot çağrıları arasında seçim Pyongyang yine füze deneyecek ? Dış Haberler Servisi Kuzey Kore’nin 1022 Aralık tarihleri arasında uzun menzilli füze denemesi yapacağı bildirildi. Bunun Kim Jongun’un liderliğinde yapılacak 2. deneme olacağı belirtiliyor. Kuzey Kore nisan ayında da uzun menzilli füze denemesi yapmış, ancak başarısız olmuştu. Kuzey Kore Uzay Teknoloji Komitesi’nin sözcüsü, nisan ayındaki başarısız denemenin ardından hataların analizinin yapıldığını söyledi. Bu arada füze denemesinin Güney Kore’deki başkanlık seçimleri öncesine denk gelmesinin, iki ülke arasındaki gerilimi tırmandıracağına işaret ediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle