15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2012 ÇARŞAMBA 4 HABERLER EğitimSen: Sürgü’deki çok programlı lisede kızlara türban dağıtıldı Tek program türban SELAHATTİN GÖKATALAY Siyasal İslamın Gerçek Yüzü Siyasal İslamın, toplumsal projesinin gerçek yüzünü görmek isteyenler için Mısır’da yaşananlar bulunmaz bir olanak sunuyor. Müslüman Kardeşler örgütü, siyasi temsilcisi Özgürlük ve Adalet Partisi, Mısır’da Mübarek rejimi devrilirken orduyla anlaşıp devrimi söndürmekle kalmadı, ondan sonra verdiği tüm sözlerden caydı. Şimdi yalnızca hükümeti ele geçirmekle yetinmek istemiyor, aynı zamanda Mısır toplumunu dini ilkelere göre yeniden şekillendirecek bir konuma yükselmek istiyor. Devrime gecikmeli olarak “katıldığından” bu yana Müslüman Kardeşler, toplumu orduyla işbirliği içinde teslim almaya hazırlandığından kuşkulananları yatıştırmak için önce başkanlık seçimlerinde aday göstermeyeceğini söyledi; ama aday gösterdi. Sonra Meclise egemen olmayacağını söyledi ama Selefi Nur Partisi’yle anlaşarak egemen oldu. Anayasa komisyonuna egemen olmayacağını, yeni anayasanın, liberal laik güçlerle bir uzlaşmanın ürünü olacağını savundu. Ama sonunda, Anayasa Komisyonuna tümüyle hâkim oldu ve yangından mal kaçırır gibi hızla, hiçbir uzlaşma aramadan yalnızca siyasal İslamın gereksinimlerine cevap veren bir anayasa hazırladı. Devlet Başkanı Mursi’nin kendine olağanüstü yetkiler tanıyan genelgeyi yayımlaması bardağı taşıran son damla oldu. Mısır halkı yeniden Tahrir meydanına, İskenderiye gibi büyük kentlerin sokaklarına indi. Laik demokratik güçler, MK üyesi olmayan demokratik eğilimli Müslümanlar, solcular, sosyalistler, Mursi’den bu yetkileri iptal etmesini, yeni bir anayasa yapılmasının ortamının hazırlanmasını istiyorlardı. Yaklaşık bir hafta süren protesto gösterilerinden sora Mursi, bu yetkilerden vazgeçmek zorunda kaldı, ama anayasayı gelecek hafta referanduma sunmakta kararlı. Bu protesto gösterileri başladığından bu yana korkutucu gelişmeler yaşanıyor. Devlet başkanlığı, hükümet Özgürlük ve Adalet Partisi’nin elinde, güvenlik güçlerinin bu hükümetin emrinde olmasına karşın bu partinin arkasındaki Müslüman Kardeşler örgütü kendi taraftarlarını, kimi yorumculara göre sivil milislerini (Al Homayed ve Mirghani, Al Awsat, Tadros, Open Democracy 08/12) başkanlık sarayı etrafında barışçı bir gösteri yapmakta olan muhalefet kitlesinin üzerine gönderdi. Çıkan çatışmalarda 5 kişi öldü, yüzlerce insan yaralandı. MK “milis”lerinin göstericilere “tekbir”, “Allahuekber” sesleriyle saldırması dikkat çekti. Bir diğer gelişme MK taraftarlarının, medya kuruluşlarının önünde protesto gösterisi yaparken medyanın temizlenmesini talep eden sloganlar atıyor olmasıydı. Nihayet cumartesi günü AlMasry AlYoum gazetesi, Al Ahram web sitesine referansla Musri’nin, ordu üst kademesinin de katılımıyla hazırlanan bir yasayla, orduya düzeni koruma, tutuklama ve özel mahkemelere sevk etme yetkisi veren bir yasa hazırladığını aktarıyordu. Pazartesi BBC, Al Arabia, Mursi’nin orduyu, düzeni sağlamak için sivilleri tutuklama yetkisiyle göreve çağırdığını yazıyordu. Siyasal İslamın gerçek yüzünü gösteren resmi tamamlamak için ideolojinin kullanılış biçimine de değinmek gerekiyor. Al Ahram gazetesinin cuma günü aktardığına göre, Selefi Nur Partisi’nin sözcüsü Tarık Fehim, “Biz tüm halkız. Protestocular anayasayı öldürmek istiyorlar” dedikten sonra ekliyor: “Bunlar ilkesiz ahlaksız insanlar...” “Anayasa ve devrim İslam yasalarını savunmaya yöneliktir...” “Hiçbir Müslüman şeriata hayır diyemez.” Pazartesi günü, Al Masry AlYoum Selefi grupların “Medya City” önünde “Mısır’ı çürüten televizyon dizilerinin kaldırılmasını” isteyen, “Önce Şeriat” temalı bir gösteri planladıklarını aktarıyordu. Özgürlük ve Adalet Partisi Başkan Yardımcısı Essam al Erian da bir Twitter mesajında “gelecek referandumda evet oyu verecek olanlar mutlaka cennete gidecek iyi insanlardır” diyormuş. Her dönemeçte kandırmak, yasamayı, yürütmeyi ele geçirmek, orduyla anlaşmak, toplumu halk ve lider bir tarafta, muhalefet öbür tarafta olarak tanımlamak, temizlikten söz etmek... Dinci bir anayasa yaparken muhalefeti yok saymak, dinsiz olmakla suçlamak... “Tekbir” getirerek saldıran sivil milisler... Hükümetteki partiyi dışardan kontrol eden bir kitle örgütü... Birileri buna faşizmin ayak sesi diyorsa haksız mı? MALATYA EğitimSen Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Baytemur, daha önce Alevi Evli ailesinin linç edilmek istendiği Sürgü beldesindeki çok programlı lisede kasım ayı boyunca okul rehber öğretmeninin odasında kız öğrenciler çağrılarak türban dağıtıldığını, okul müdürünün başı açık olan kız öğrencilere türban takmaları için baskı yaptığını belirtti. EğitimSen Malatya Şube Başkanı Baytemur, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Kasım ayı boyunca okul rehber öğretmeninin odasına kız öğrenciler çağrılarak başörtüleri dağıtılmıştır. Başörtülerinin alımı için erkek öğretmenlerden 50 lira bağış aldığı iddia edilen okul müdürünün, bağışın nerede kullanılacağını soran öğretmenlere, ‘Yakında görürsünüz’ şeklinde yanıt verdiği bir başka iddiadır.Okul müdürü bazı öğretmen ve yöneticilerin itirazı ve eleştirilerine rağmen, bu uygulamayı ısrarla yaptığı, öğrencilere siyah, bordo, lacivert vb. renk seçenekleri sunarak bunlar arasından lacivert renk başörtüsü tercihi yapmıştır” dedi. Plaket görülmüş şey değil ? Baro Başkanı Bacanlı, Osman Şanal’ın, bir avukata yönelik dolandırıcılık operasyonunun müştekilerinin birinden plaket kabul ettiğini belirterek “Bir avukat hakkında yürütülen soruşturmanın bile aylarca sürmesi, üstelik bu avukatın tutuklu olması, soruşturma savcısının müştekiden plaket kabul etmesi ve masasında sergilemesi görülmüş şey değil” diye konuştu. İlhan Cihaner’i makamını basıp gözaltına almıştı Yalanlar ve manevralar Seçmeli derslerde de zorlama var Okul müdürünün başı açık öğrencilere türban takmaları konusunda baskı yaptığı yönünde velilerin şikâyetleri olduğunu vurgulayan Baytemur, şu ifadeleri kullandı: “Bu baskılar sonucu bazı kız öğrencilerin başlarını örttüğü yönündeki ifadeler dikkat çekicidir. Ayrıca veliler ve öğrencilerin sene başında seçmeli derslerin tercihi sırasında okul müdürlüğü tarafından belirlenen seçmeli dersleri seçmeye zorlandıkları ve seçmek zorunda kaldıklarını söylemeleri, 4+4+4 eğitim sistemine yönelik eleştirilerin haklılığını bir kez daha kanıtlamıştır. Öğrenci ve öğretmenlerin başörtüleriyle derslere girmeleri okul yöneticileri ve ililçe milli eğitim yöneticileri tarafından görmezden gelinmekte ve hatta teşvik edilmektedir. Sürgü’de yaşananların tesadüfi olmadığı, bu ve benzeri uygulamalardan cesaret alan yönetici ve insanların bilinçli çabalarının bir sonucu olduğunu o gün birçok kurum açıklamıştı. Bugün bunun doğruluğunu Sürgü Çok Programlı Lise’de görmekteyiz.” ‘Şanal tarzı’ bezdirdi 100’den fazla avukat usule aykırı gözaltıları protesto etti FARUK KESKİN ‘İmam hatip olunca akan sular duruyor’ ANTALYA CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’i Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı döneminde makamını basarak gözaltına alan ve şimdi Antalya’da terör ve organize suçlardan sorumlu cumhuriyet savcısı olarak görev yapan Osman Şanal, avukatları isyan ettirdi. Adliye önünde açıklama yapan 100’den fazla avukat son dönemde usullere aykırı olarak beş avukatın evleri aranarak gözaltına alındığını, dördünün tutuklandığını belirterek Şanal’ın görevden alınmasını istedi. Ancak mahkeme kararıyla aranır Adliye önünde toplanan Antalya Barosu’na bağlı 100 avukat adına basın açıklamasını okuyan Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı, son aylarda, avukat bürolarının izinsiz arandığını ve avukatların örgüt kurmak, örgütte yöneticilik yapmak iddialarıyla gözaltına alındığını belirterek “Avukat Kütüphaneler mescide dönüştü büroları ve evleri ancak mahkeme kararıyla, cumhuriyet savcısı denetimi, baro temsilcisinin katılımıyla aranabilir. Suçüstü hali dışında üstleri aranamaz. Ama son 6 ayda örgüt kurmak, örgütte yöneticilik yapmak, örgüte hukuksal yardımda bulunmak gibi iddialarla beş avukat gözaltına alındı ve büroları arandı. Bunların dördü tutuklandı. 5 aydır tutuklu olan avukatlardan biri hakkında henüz dava açılamadı” dedi. Avukatların her gün adliyede olduğunu ve istenmesi halinde savcılığa giderek ifade verebileceğini vurgulayan Bacanlı, “Cumhuriyet savcısı Osman Şanal tarafından yürütülen tüm avukat soruşturmalarının durdurularak Adalet Bakanlığı’ndan izin istenmesi ve avukatlara karşı tutumu sebebiyle Şanal’ın görevinin değiştirilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz. Avukatı gözaltına almak, evini ve işyerini aramak, tutuklatmak konusunda bu derece hevesli olmayı, avukatlar üzerinde güç gösterisinde bulunmayı hiçbir hukukçuya yakıştırmıyoruz. Avukatı kelepçe takmakla tehdit eden polis memurunun da bu cesareti nereden bulduğunu merak ediyoruz” diye konuştu. Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı, şöyle dedi: “Yöneltilen sorulardan, ifade ve sorgu tutanaklarından anlaşıldığı kadarıyla işlendiği iddia edilen suçlar, avukatların, avukatlık faaliyetlerine ilişkindir.” Avukatlarla davalık Cumhuriyet savcısı Osman Şanal, Nevruz eylemlerinde gözaltına alınan dokuz şüphelinin tutuklanması istemiyle yazdığı sevk yazısındaki ifadeleri dolayısıyla şüpheli avukatlarının, “İddia makamı kendi politik düşüncelerini yansıtan bir metinle müvekkilimi tutuklamaya sevk etmiştir” sözleri üzerine, dokuz avukata toplam 60 bin TL manevi tazminat istemiyle dava açmıştı. Avukatlar da Şanal hakkında HSYK ve Adalet Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) 4+4+4 sisteminin ardından İzmir’de, birçok ilköğretim ve lisenin birleştirilmesiyle 26 imam hatip ortaokulu açıldığına dikkat çeken eğitimciler, yaşanan sıkıntıların katlanarak arttığını vurguladılar. EğitimSen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Abdullah Tunalı, sistemin uygulanmasıyla Aliağa İmam Hatip Ortaokulu’nda 34, Bayındır Hacı İsmail Akdağ İmam Hatip Ortaokulu’nda 52, Çandarlı Halil Paşa İmam Hatip Ortaokulu’nda 22, Foça Bağarası Cemil Midilli İmam Hatip Ortakokulu’nda 30, Kiraz İmam Hatip Lisesi’nde 31, Tire Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde 33, Urla İmam Hatip Ortaokulu’nda da toplam 55 öğrenciye eğitim verildiğini bildirdi. Milli eğitimde konu “imam hatip” olunca akan suların durduğuna dikkat çeken Tunalı, “Örneğin Beydağ’da yer alan Atatürk Yatılı Bölge Ortaokulu bünyesinde ilkokul, taşımalı ilkokul, yatılı ortaokul, taşımalı ortaokul, gündüzlü ortaokul, gündüzlü imam hatip ortaokulu, yatılı imam hatip ortaokulu olmak üzere 7 farklı statüde okul barındırıyor” dedi. ‘Estetik yapılmış’ Ailenin avukatı Ahmet Çevik “Olay sonrası Murat Oktay Can’ın burnuna estetik yapılmış ve bu, otopsi raporuna geçilmemiş. Bu olayı çözecek en önemli delil fotoğraflar. Durum ile yapılan otopsilerin uyuşmadığını fotoğraflar çok iyi gösteriyor. Ölüm şeklini anlatan fotoğraflarla verilen raporlar birbirleriyle uyuşmuyor” dedi. ‘Eğitim sistemi İslama göre formatlansın’ Bunlar şuurlusu CEMİL CİĞERİM ‘Oğlumun ölümü intihar değil’ Başbuğ için suç duyurusu Yurt Haberler Servisi Tunceli’de 2009’da askerlik görevini yaparken intihar ettiği ileri sürülen Murat Oktay Can’ın babası Oktay Can, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Baba Can, “Alın ve burun kenarında iki mermi vardı. Silahın emniyeti kapalı ve mermi sayısı tam. Elmacık kemiklerinde morluklar vardı. Silahta oğluma ait parmak izi de yoktu. Olay intihar değil. İnsanın alnına kurşun sıkması mümkün değil. Askeri savcılığın olayı örtbas etmeye çalıştığını ileri sürdük. Mücadelem oğluma şehitlik unvanının verilmesini sağla İmam hatiplere ayrıcalık tanındığını vurgulayan Tunalı, bu okullardaki kütüphanelerin mescide ve sınıfa dönüştürüldüğünü söyledi. EğitimSen İzmir şubeleri adına konuşan 6 No’lu Şube Başkanı Duran Savacı da eğitimöğretim döneminin başladığı günden bu yana okullarda yaptıkları anket çalışması sonucunda “4+4+4” sistem değişikliğinin büyük bir kaosa neden olduğunu bildirdi. Savacı, hazırladıkları ve olumsuzluklara dikkat çeken raporu İzmir Valiliği’ne sunacaklarını da bildirdi. Kaos yarattı mak. Zamanında hastaneye yetiştirilemeyen oğlum, terör mağduru değil mi?” dedi. Ailenin avukatı Ahmet Çevik de “Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in açıklaması var, ‘Alnından vurulan er’ diyor. Vurulan er Oktay Can’dır. Biz bunu hukuki delil olarak değerlendiriyoruz. İlk kez resmi bir kurum ölümlerin intihar, eğitim zayiatı olmadığını, askerin askeri vurduğunu beyan etmiştir. Baba, bu açıklamaları delil gösterip dönemin Başbuğ’un yargılanması için Antalya Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.” (AA) SAMSUN Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞDER) tarafından düzenlenen konferansta konuşan ÖĞDER Başkanı İsmail Okutan, “İslam’a göre yeniden formatlanan bir eğitim sistemi lazım. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey, cehenneme düşmektir. Ama okullarda bu da anlatılmıyor” dedi. Okutan şöyle devam etti: “Ahım şahım binalarda, son teknoloji sınıflar var. Bu sınıflarda çocuklarımızın kalbine ne koyuyorsunuz diye sorduğumda herkes susup bakıyor, cevap veren yok. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey, cehenneme düşmektir. Ama okullarda bu da anlatılmıyor. Sistem yabancı olduğu için kalitesiz nesiller yetişiyor, aile kavramı olmayan gençler oluyor. Bir ülkede eğitim kurumları görevini yerine getiremiyorsa diğer kurumlarda bozulmaya mahkumdur. Bu nedenle eğitim İslamsız olmaz. İslama göre yeniden formatlanan bir eğitim sistemi lazım.” CHP’li başkanlara ödül ? İstanbul Haber Servisi Avrupa Gazeteciler Derneği, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’e “Yılın Başarılı Belediye Başkanı Ödülü”, Kartal Belediye Başkanı Op. Dr Altınok Öz’e de “Dostluk ve Kardeşlik Ödülü” verdi. KKTC’de Girne kentinde düzenlenen ödül töreninde konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Erzen, “Türkiye’nin en büyük belediyelerinden birini sosyal demokrat anlayışla ve başarılı bir şekilde yönetmekteyiz” dedi. Op. Dr. Altınok Öz de Kartal ve Kıbrıs Esentepe’de düzenlenecek iki parkta Kıbrıs mücadelesinin simge ismi Rauf Denktaş anısına bir anıtın yapılacağını açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle