19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sayı 48 YERALTI DÜNYASI TOPLANDI [email protected] ‘SÜR’ÜNDÜREN MANŞETLER FIRSATÇILIĞIN Z! BÖYLES OLMA YATAK F RMALARINA SINIRLAMA.. AYMAZ KADIN... YER NDE MÜDAHALE... LTI’ ‘VAN KAHVA KIN... RINA BAS SALONLA GENÇLEŞT RME HAREKET .. Toplantı sonucunda, ‘Babalar Gününde’ haraç alınmaması, kararı çıktı. Müslüm Baba, ‘Benden hediye beklemesinler’ dedi. a, Güzellik salonund erken sırasını bekl in Ş., uyuyakalan Şerm reti ’ üc ‘Güzellik uykusu nda de ödemek zoru n, hiç kaldı. ‘Feda olsu benzer mi?’ evdekine dedi. Alınan karara göre; ‘Çift kişilik’ yatak alacakların, ‘Evlilik Cüzdanı’ ibraz etmeleri gerekiyor. Feride Ç., ‘Körle yattım, kalktığımda şaşı değildim. Ama te st sonucunda ham ile kaldığımı öğrend im’ dedi. Emekli Halim H., kalp krizi geçirdiği sırada vatandaşların yardımı ile götürüldüğü, ‘Mimoza Masaj’ salonunda yapılan kalp masajı ile hayata döndü. Polis tarafından da, 2 yapılan aramalar yeri grav teker Hollanda bulunan ve Macar salamı i. salon mühürlend ayı lanan zanlı, ‘Par Yaka üzden buldukça, özüm . uzaklaştık..’ dedi Darüşafaka Huzurevi, devrim niteliğindeki kararı ile başvuru yaş sınırını 40’a çekti. Müdür Cenap M. ‘Artık daha aktif ve yenilikçi olacağız. Huzur bitsin’ dedi. VEYSEL ÖKTEM B ROL BAYRAM Kitabın adı: “Hususî Mektuplarına Göre Namık Kemal ve Abdülhak Hâmid”. Yazarı: Fevziye Abdullah Tansel. 172 sayfa. 1949’da yayımlanmış. Kitapta, adından da anlaşılacağı gibi, Namık Kemal’le Abdülhak Hâmid’in birbirlerine yazdıkları mektuplar yer alıyor. Önce Namık Kemal’in Magosa’dan Recaizade Mahmud Ekrem’e yazdığı mektuptan bir bölüm aktaralım: “Hâmid Bey’in Mâcerayı Aşk ve İçli Kız unvanlı iki eserini gördüm... Müşahedatından anlayışım, şimdi on dokuz veya yirmi, ve nihayet yirmi bir yaşında olacak. Bu halde, oyunları kendisi yazdı ise, yani tashih etmedin ise (İstanbul’da, senden başka o şivede yazı yazacak adam yoktur), demek ki, çocuk hiç olmazsa, bizim kadar bir edib olacak.” Bir süre sonra Namık Kemal ile Abdülhak Hâmid arasında mektuplaşmalar başlıyor. Anlaşılan Hâmid’in el yazısı çirkin. Namık Kemal şöyle diyor: “Yazın okunamıyor, sen, adını yazmağı da bilmiyorsun. Senin adın Halmid değil, Hâmid’dir. Benden haber al da, ona göre imzanı koy.” Namık Kemal, mektuplarında Hâmid’in oyunlarını eleştiriyor, ona öğütler veriyor, bir yandan da bazı kişileri çekiştiriyor. Örnekler: “Midhat, senin Üssi İnkılâb’da göremediğin derecelerde edebsizdir. Kendine düelloya dâvet olunmuş adamlara yazılamıyacak kadar çirkin bir mektup yazdım. ‘Heyhat! Of!.. Dur biraz ağlıyayım...’ Ana, cevap gelmedi. Cevaba cevap olarak, cahil, edebsiz, müfteri, yalancı, şarlatan olduğunu sarahati lâfziye ile tasrih ederek bir mektup daha yazdım.” “Midhat katırının bir de Zeübdetülhalayık’ını iste... Havlamasını bilmeyen köpek koyuna kurt getirir, meselinin ne demek olduğunu gözünün önünde temessül etmiş görürsün.” “Suâvi... dünyada misli görülmedik bir şarlatan idi.” “Ahmed Vefik Paşa... Dünyayı arasan o adamdan müdâhin, o adamdan mürtekip, o adamdan kâzip kimseyi bulamazsın diyebilirim.” “Sahra’yı Midhat methetmiş, dünyada en teessüf ettiğim şey odur. Kendisine Bokböceği iken insan işine, kaz iken gül yaprağının lezzetine karışmamak için bir mektup yazmıştım; göndermekten ferâgat ettim.” “Said’den, Midhat’tan ne bahsedersin? Edebiyat mebhası arasında onları lisana almak, işret arasında hindyağı içmek kabilinden değil midir?” “Hâmid, ne dersin, acaba Cenabı Hak, beni bu millete matbaacı edip te bir taraftan Ekrem’i, bir taraftan seni, önümde yeni yetişenleri görür, bir plân vemeğe, bir bendin bazı yerlerini kemâli azametle tashih etmeğe muvaffak edecek mi? Heyhat! Of!... Fena halde sıkıldım. Dur biraz ağlıyayım da mektubun cevabına andan sonra devam edeyim.” “KailAllah’ı zarurat Belgrad’a kadar değil, nereye gönderseler tabiî gideceksin. Bana kalırsa başka sefaret dâiyesine filân kalkışma. Korkarım ki hisseye Vaşington filân çıkar da dünyanın belâlarına uğrarsın.” Namık Kemal’in Hâmid’e yazdığı son mektuptan da bir bölüm aktaralım: “Hâmid; Seni muhatab etmeğe adından büyük bir kelime bulamıyorum!.. Amma biz çünkü edebiyatı sahiha taraftarlarını, hususiyle seni, Ekrem’i, Ekrem gibi o yolda sa’yettikleri için hakaret görenlerini kendimden ayıramam üdebadan değilmişiz de muterizlerin tevilâtı zarîfesine göre kabak mecmuu imişiz. Ne mâni?.. Yahut başka bir rivayete göre eşek imişiz. Onun da zararı yok. Râviler insan olduklarına pek mu’temit ve mağrur iseler biz edebiyat hürmetine olarak hayvanlığı da kabul ederiz... Seni istedikleri kadar bagetle, jagetle hırpalasınlar dursunlar. Sen mevkii edebinde kaim ol! Hâkimin hiç olmazsa istikbal olacaktır. ‘Önünde nâmütenahiliği kılar tasvir / Peyinde sâyesi kalmış bu devletü millet’ beytiyle, ‘Zırlama, zırlama aman sus sus / Hacı baba yemiş bugün kus kus’ beyitleri gibi âsârın mahiyetindeki fark ise ne zaman olsa zâhire çıkacaktır. Bâki istikbâli edebden kalben emin ol! Edeb ebedîdir kardeşim, Hâmid’im...” Transfer çalışmaları için spanya'da bulunan G.Saray kulübü yöneticileri, Atletico Madrid'in adını transfer ettiler. Kulüp yönetiminin son yıllarda saygınlığı epeyce düşen Galatasaray adını bir iki sezon kullanmayıp dinlendirerek ligde yeni transferleri Atletico Madrid adıyla yarışacaklarını borsaya bildirmeleri an meselesi. Akdağ Saydut Galatasaray’dan sürpriz transfer Türkçe Olimpiyatlarında SKANDAL! Transferde büyük kapışma Okullarında İngilizce eğitim gören iki yarışmacının “Türkolin” adlı doping etkili ilacı alarak olimpiyatlara katıldıkları haberi gündeme bomba gibi düştü! Olimpiyat köyünde yapılan tahlilleri basına kimin sızdırdığı araştırılıyor. TAR HTE HERHANG B R GÜN... ‘İyi bak ustaaaaa! Artık bu bardağın yarısı dolu!’ 12 HAZ RAN: Ooooh beee! Gene AK düştü işte ülkemin saçlarınaaaa!.. Ne de olsa aynı sudan içmişiz biiiiiiiz!.. Suyumuz bir, soyumuz bir, sandık şeffaf da olsa mükerrer oyumuz bir!.. Suya bak, balkonda konuşan yüzdeler sultanı Ak Tolgalı Beylerbeyi yıldıza baaaak!.. İşte gene bir seçim vakti, çok fazla geç vakte kalmadan aldık tüm sonuçları. Sonuçta Ak Sakallı partimiz 3. gelişte yüzde 50’ye dayandı! Bakalım siz buna dayanabilecek misiniz?.. Hah hah hah haaaaa!.. Dile kolay be kardeşiiiiiim!.. 9 yılın üstüne bir 4 yıl daha! Al sana 13 yıl! Karalar bağlayanlar için 13 uğursuz yıl demektir bu! Gel de rezene çayı içmeeee!..Gel de balkona çıkmaaaaa!.. 13 HAZ RAN: Yücelerden yüce, Yüzdeler Sultanı Başbakanım dün gece gene balkondaydı… Ve o balkonda gene püfür püfür esen bir konuşma daha yaptı… Öylesine büyüktü ki gene, açılan sandık sayısı gibiydi!.. O ülkesine yüz verdi. Ülkesi ona el verdi, elli verdi, sonuçta yüzde 50 verdi!.. Sahiiii, bu arada eskisi balkonsuzdu, yenisine balkon çıkılan Yeni CHP n’aptı?.. N’apacak kardeşim balkona gene çamaşır astı!.. Bunlar balkona ya çamaşır asmaya çıkar ya da çekirdek çitlemeyeee!.. 15 HAZ RAN: Her iki kişiden birinin AKP’ye oy vermesi muhteşem yüzyıl bir vaziyet oldu valla! Plaja gideceksin mesela. Bakıcan orda biri akpak duruyor, diğeri ise marsık gibi kararmış. Ak olan, kara olan şak diye ortaya çıkacak artık. Ne diye yırtındı bu muhalefet? Derdi neydi? Bardağın tamamı boş diyordu bir kısmı, bir kısmı da bardağın yarısı boş diyordu… Oysa 12 Haziran adam olana gösterdi ki, bu bardağın yarısı dolu kardeşim! Vatandaş hizipçiye değil hizmete oy verdi hizmete! Hem bugün elli, yarın altmış neden olmasın? Sonra yetmiiiiş, sekseeeen, doksaaaan, yüüüüüz, karada yüüüüz, havada yüüüz, balkonda yüüüüüz!.. 16 HAZ RAN: Polis Koleji mezunlarının törenini ekrandaki haberlerde gözlerim adeta biber gazından yaşarmışcasına izliyorum. Şapkalarını havaya fırlatan taze mezun polisler hep bir ağızdan kimin şarkısını söylüyorlar dersiniz: “Beraber yürüdük biz bu yollardaaaaa, beraber ıslandık yağan yağmurdaaaaa!..” Gözlerimdeki nem daha da artıyor…Helal olsun be size çocuklaaaar! Aslında yüceler yücesi, yüzde elliler prensi Başbakanımızdan hazır söylemeye başlamışken bunun ardından “Aynı yoldan geçmişiz biiiiz, aynı sudan içmişiz bizzzzz” de yakışırdı. Bekledim ama haber bu kadar verildi. Tazyikli su gibi gurur fışkırması yaşıyorum bu çocuklarla. Söyledikleri şarkı bile onların ne denli tarafsız olacağını gösteriyor bizlere. İçim nasıl rahat anlatamam. Şu anda bir üniversiteli filan elime geçse ne biçim coplardım valla!.. Aslanlar! Copunuz keskin, biber gazınız bol olsun!.. Ben de bu gazla en kısa zamanda o Yüce insanın uçağında yerimi alırım artık, hani benim yüzde elli de dirhem pastırmaaam, AKP’den başkasına bastırmaaaaaam!.. MÜMTAZ ARIKAN Meteorolojiden Ankara’ya kötü haber! Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Ankara'ya felaket uyarısı yaptı! Kurumdan yapılan yazılı açıklamada, “Dolu felaketi bile bunun yanında zayıf kalır, bir iki hafta içinde Ankara'ya acayip milletvekili yağışı bekliyoruz. Vatandaşlarımızı dikkatli olmaları ve gerekli önlemleri almaları için şimdiden uyarıyoruz” denildi.  demokrasinin sonuçlarına patlanıyorum!  tek partili ölem!..  stres atan çocuklar...  yat bank dua et!  ben hiç konuşmasam da seslendirilsem!..  iktidar cuntada keklik!  hafızımı kaybettim!..  ıssız bir adaya toplu konut yaparsak, tahrip edeceğimiz üç şey?..  gözüm mos morg oldu!  sıkılmış yönetim!  uzay kekiği geldi! Gökçek niye Ankara’ya metro yapılmasını istemiyor? Yağmur yağdığında insanlar ölmesin diye! Gülhan Elmas C HAN DEM RC C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle