17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 18 HAZ RAN 2011 CUMARTES 18 Uçan balon Yakınlık yumuşak karından yakaRecep Tayyip Erdoğan, ladı. CHP’nin kurultay gibi, Parti Meclisi gibi yetkili organlarından geçirmediği, kendi programı ile de çelişen anayasa değişikliği raporuna ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerine dayanarak, yeni anayasa için benzer düşündüklerine inandığı CHP ile uzlaşma arayacağını söyledi. Ankara Temsilcimiz Utku Çakırözer’e yaptığı açıklamalara bakılırsa, Kemal Kılıçdaroğlu bu tuzağa düşmüş gibi gözüküyor. CHP; piyasacı, cemaatçi, ademimerkeziyetçi, etnikçi ılımlı İslam cumhuriyetinin anayasasına yakın durabilir mi? Duracak gibi. Gidiş, öyle... emal Kılıçdaroğlu ile seçim öncesi Mersin mitingi için uçaktaydık. Gözlemlerini sormuştuk kendisine. Ona göre, Kayseri’den 2 milletvekili çıkaracaklardı. Hatta Diyarbakır’dan, Kütahya’dan, Elazığ’dan da yıllar sonra Meclis’te temsilcileri olacaktı... Genel merkez yöneticileri ile konuşuyorduk. Çıtayı yükseltmişlerdi. Anketlerden söz ediyorlardı. AKP ile İstanbul ve Ankara’daki farkı 5 puana kadar düşürmüşlerdi. Partide her şeyden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin daha da ileri gidiyor ve İstanbul 1. bölgede “Birinci parti olacağız” diyordu. Seçim sonrası gördük: Kayseri’den yine 1 milletvekili geldi. Diyarbakır, Kütahya, Elazığ’dan temsilci filan seçilemedi. CHP; İstanbul 1. bölgede 15, 2. bölgede 22, 3. bölgede 19 puan fark yedi. Neydi CHP’lileri yanıltan? Seçim öncesi olup biteni izleyen CHP’lilerden duymuştuk: “AKP’ye yakınlığı ile bilinen anketörler, CHP yöneticilerine veriyor gazı, veriyor gazı. Bizimkiler, uçan balon benzeri havalarda.” Aktif dış politika “Hükümet, aktif dış politika bahanesiyle Beşşar Esad ile çok içlidışlı ilişkiler kurdu. Suriye yönetiminin baskıcı, otoriter, totaliter yönleri hükümeti hiç rahatsız etmedi. Orada halk ayaklanması başladığı günlerde Suriye yönetimine destek oldu, gayet yumuşak bir tavır bile sergiledi. Hatta hükümet, ayaklanmalar başladıktan sonra Suriye ile ilgili kimi anlaşmaları onayladı. Bunlardan birkaç tanesi bizim en duyarlı olmamız gereken sularla ilgiliydi. Örneğin, bir anlaşmaya göre Suriye, Dicle’nin sularından 1 milyon 350 bin metreküp su çekecek. Bu Irak’a giden su. Bunun üzerine Irak Meclisi, sular konusunda Türkiye ile anlaşmadıkça terör konusunda işbirliği öngören anlaşmayı onaylamayacaklarını duyurdu. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’nin hali ne oldu...” Epeydir düşünebiliyoruz. Yüzde 50 sayesinde. çıkmış, bizimkiler panikte... Komşuda yangınne yaptıklarını bilmiyorlar. Daha doğrusu Emekli Büyükelçi Onur Öymen’in dediği gibi: K Önce Ekonomi Ekonomimizi yönetenler, 2009 sonunda hızlanmış olan ekonomik büyüme hızını, 2010 Eylül’ünden beri yavaşlatmak amacıyla önlemler aldıkları halde, istenen sonuçlar elde edilemedi ve büyüme hızı yavaşlatılamadı. Bu süre içinde, banka mevduatı zorunlu karşılıkları arttırılmış, zorunlu karşılıklara TCMB tarafından ödenen faizler kaldırılmış, dışsatımı sınırlayan düşük döviz fiyatlarının yükselmesine izin verilmiş, ama istenen sonuçlara bir türlü ulaşılamamıştır. Yılın ilk yarısı bittiği halde Milli Gelirimiz yüzde 9 oranındaki yıllık büyümeyi sürdürüyor; banka kredileri toplamı, yıllık yüzde 35 oranında artmaya devam ediyor; ekonominin yabancı para açığı geçen yıla göre yüzde 115 oranında artarak, yıl sonunda 6570 milyar dolar arasında gerçekleşme eğilimi ile Milli Gelirimizin yüzde 89’u oranındaki bir düzeyde dalgalanıyor. Yukarıdaki tablo, finansal pazarlarımızda ve dış ticaretimizde dengelerin çok bozulmuş olduğunu göstermektedir. Aslında ülkeyi yönetenlerin son bir yıldır uygulamaya koydukları önlemlerin istenen sonuçlara ulaşamaması da ekonomik sorunlarımızın çok büyük boyutları olduğunu ve kontrol edilmelerinde güçlük çekildiğini göstermiştir. Bu gecikmede, çok kırıcı ve kızgın geçmiş olan seçim kampanyası ile miting nutuklarının, büyük plan ve projelerle yaratılan gürültülü propaganda ortamının ve harcama beklentilerinin önemli payı olmuştur. Hepimizi, gelirimizin üzerinde harcamalara ve aşırı borçlanmalara yönlendiren büyük reklam ve kontrolsüz fiyat indirimleri kampanyalarının, yüksek olan mal ve hizmet talebi ile buna bağlı aşırı borçlanma talebinin yükselmesinde ve ekonomik dengelerin daha da bozulmasında önemli katkılarda bulunduğu kuşkusuzdur. Ekonomik bunalımdan çıkarken alınan önlemlerin ve yaklaşmakta olan seçimin etkileriyle, 2009’un dördüncü çeyreğinden beri başlayan bu yüksek hızdaki canlanmanın kontrol edilmesi gereği, burada birçok kez ele alınmıştır. 2010 boyunca süregelen bu ekonomik hızlanmanın kontrol edilmesini sağlamak için önerilen önlemlerin bir bölümü de uygulanmıştır. Uygulamaların etkisiz kalmasının en önemli nedeni, kırıcı ve kızgın seçim kampanyasıdır. Eksik kalmış ve seçimler nedeniyle alınamamış olan önlemlerin yeniden yazılması, belki de önlem almak isteyen yöneticilerin işlerini kolaylaştıracaktır. Seçim sonuçları, ekonomiyi göreli olarak iyi yönetmenin, halkımızdan iyi karşılık ve oy aldığını göstermiştir. Seçim kampanyaları içinde başlamış olan ekonomik uygulamalarımızdaki bozulmanın düzeltilmesine en büyük öncelik verilmeli, anayasa değişiklikleri, siyasal tartışmalar ve ekonomi dışı uğraşılar daha sonra ele alınmalıdır. Bugünlerde sıkça yinelenen öneriler vardır: “Seçim bitmiştir; biz işimize, aşımıza, çocuklarımızın geçimlerine öncelik vermeliyiz.” Bu seçimde “iki kişiden biri iktidara oy vermiştir” ve sekiz yıllık iktidar için bu üçüncü seçim başarısı çok büyüktür. Ancak bu başarı, bu günlerde çok söylenen ikinci beylik söze götürüyor: “Ama bu iki kişiden ötekisi de iktidara karşı oy vermiştir.” Bu iki beylik sözün hep yinelenmesinin önemli nedeni, iktidarların unutkanlıklarıdır. Liderler birbirleriyle iletişimde aracı kullanmayı ve haberleşmek için biz yazarları kullanma huyunu terk etmelidirler; doğrudan iletişimin yararları küçümsenemeyecek kadar büyüktür. Ekonomik dengeleri sağlamak ve döviz açığımızı azaltmak için alınan önlemler, bizi amaca ulaştıramamıştır. Bugünkü hızlı büyüme koşulları altında en etkili ve kısa yol, dışalımın maliyetini yükseltecek, yurtiçindeki üretimin maliyetlerini düşürecek vergi ve özendirme önlemleridir. Seçim sonuçları, ülkemiz ve insanlarımız için hayırlı olsun; ama bizler de payımıza düşeni yapmalı ve çok çalışmalıyız. Öteki rakip ülkeler, toplumsal yardımlaşma işini bizden iyi yapıyorlar ve bizden ileri gidiyorlar; biz de yapabilmeliyiz. Ateş “Örgüt ile çalışsalardı yüzde 30’u aşardık” diyen bir muhalifin CHP değerlendirmesi: “Örgütlere beş kuruş vermediler. Listelerde örgütü tırpanladılar. Örgütü özellikle kampanyaya sokmadılar, gönüllüler ve amatörlerle iş yürüttüler. Şimdi dönmüşler, ‘Asıl sorumlu örgüttür, görevden alma yoluna gideceğiz’ diyorlar. Eğer bir sorumlu arıyorlarsa o örgüt değil, üst yönetimdir.” CHP’nin ateşi giderek yükselecek. Yeni tablo CHP’nin lideri Üniter devletin kurucusu olan öncesi HakkâKemal Kılıçdaroğlu, seçim ri’de yerel özerklik şartını çekincesiz uygulayacaklarını söyledi. 2007 seçimlerinde Hakkâri’de yüzde 2.24 olan CHP oyları, 12 Haziran 2011’de binde 9’a düştü. “Türbana özgürlük, Güneydoğu’ya özerklik, tarikatlar iyidir, hocaefendi değerlidir” diye diye “yeni”lendiler... Tablo ortada... HP PM üyesi Seyhan Erdoğdu, Cseçim soğukkanlı olmak, yüzeysel sonuçlarını değerlendirirken nesnel ve Ortaçağ hareketi girmiştir. Öyle olduğu için de AKP çevreleri, 2011 seçimlerini ‘yüzyılın seçimi’ olarak nitelendirmiştir ve yapacakları yeni anayasanın da bu nedenle ‘yüzyılın anayasası’ olacağını söylemektedirler.” Seyhan Erdoğdu, AKP’nin küresel yeni düzenin partisi olduğunun unutulmamasından yana: “Devlet gücünü arkasına almıştır. Bu konuda kuşku yok. Ancak irdelenmesi gereken nokta, AKP’nin hegemonyasını yaratırken geniş halk kitleleriyle girdiği moral uzlaşmanın hangi kanallara dayandırıldığıdır. Bu kanallar, duruma göre, 20072010 döneminde reel değeri yüzde 184 arttırılan sosyal yardımlar ve primsiz ödemeler olduğu gibi, siyasal yorumlardan kaçınmak gerektiği kanısında: “Toplumların modern tarihine baktığımız zaman görürüz ki her çağın bir özelliği vardır: 18. yüzyıla akıl çağı denmişti. 21. yüzyıla ise yeni ortaçağ deniyor. AKP ideolojisiyle, programıyla ve icraatıyla yeni ortaçağın bir siyasal hareketidir. Bu niteliğiyle küresel ve yerel egemen güçlerin desteğine sahip olarak seçimlere nitelikli cemaatlerin sağladığı geniş ve sürekli bir örgüt ağı veya her eve, her tezgâha ulaşan yaygın yandaş görsel ve yazılı basın da olmuştur.” CHP ne yapmalı? Erdoğdu’nun bu soruya yanıtı da şöyle: “CHP’nin yapması gereken AKP’nin, seçmenin yarısı üzerindeki ideolojik hegemonyasını kırmanın yolunu bulmak ve kendi ideolojisi, programı ve örgüt ağı ile geniş halk yığınlarına ulaşmaktır. Bu dönemde yapılacak en son şey, parti içi, kişiselleştirilmiş tartışmalardır.” Seçim Sonrası Manzaralar SADIK ÇEL K K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK [email protected] Her “iki kişiden biri”nden aldığı oyla üçüncü dönem iktidarının keyfini, azami bir özgüvenle yaşayan ve üçüncü balkon konuşmasıyla birlikte balkondan içeriye umut ve vaatlerle dolu, uzlaşmacı bir rüzgâr dolduran, kilometresini sıfırlayan AKP ve Fransız Liberation gazetesinin yakıştırmasıyla; “Erdoğan, Yeni Türk Sultanı”. 12 Haziran seçimlerine bağımsız adaylarla giren; yüzde 10 barajına rağmen inanç, emek, yetenek, başarılı ve dinamik örgütlülük sayesinde neredeyse yüzde 100 artırdığı milletvekili sayısıyla Meclis’teki temsil yeteneğini güçlendiren; seçimden muzaffer olarak çıkan ve bunun haklı sevincini ve gururunu yaşamakta olan BDP… Kaset skandalının da etkisiyle Meclis kapısının dışında kalma korkusunu, doğru kriz yönetimi ve “mağduriyet”i gören seçmenin partinin arkasında durmasıyla beraber aldığı yüzde 13 oranındaki oyla üzerinden atarak, biraz zayıflayarak da olsa ayakta kalmaya devam eden MHP… Ve öte yandan çıtayı ve beklentileri baştan yüksek tuttuğu için seçimlerden istediği başarıyı elde edememiş gibi görünse de yenilikçi bakış açısı, gidilemeyen yerlere gitme ve halka “dokunma” başarısı, kısa sürede katettiği yol, partiyi “atalet” kıskacından kurtarma becerisi ve kaydettiği ilerlemeyle birlikte “yeni rüzgârı”nı değişime hasret seçmeninin ciğerlerine dolduran, onlara taze bir nefes aldıran CHP… Buna karşın partiyi olağanüstü kurultaya davet eden parti içi eski iktidar sahipleri CHP’nin, 1977 genel seçimlerinde Ecevit’in genel başkanlığında aldığı yüzde 42’den bu yana gördüğü en yüksek oy oranını eleştirmekle parti içi bütünlüğe, birlik beraberliğe, parti disiplinine ve “birlikten kuvvet doğması”na izin vermek bir kenara, partiyi içerden sarsarak kuvvetten düşmesine sebep olabileceklerinin farkındadırlar zannediyorum… 12 Haziran 2011 seçimlerinin ardından Türkiye’nin yönetim kadrosuna kuşbakışı bir gözlemin ortaya koyduğu manzara özetle bu şekilde… Havayollarındaki ucuz bilet uygulamalarıyla yarışmanın imkânsız hale gelmesi ve akaryakıt fiyatlarında son dönemde görülen sürekli artış ile birlikte rekabet gücünü neredeyse tamamen yitiren şoförler ve piyasanın çaresizliği, normal yakıta alternatif olarak uzunca bir süreden beri piyasada cirit atan 10 numara yağ gibi bazı ucuz yakıtların kullanılmasına sebep oldu. Ancak söz konusu yağın içine katılan solvent gibi birtakım ek kimyasal maddeler yakıtı patlayıcı hale getiriyor ve bu, tehlike alarmlarının çalması anlamına geliyor… Ve tehlike vakit kaybetmeden vahim senaryolarını hayata geçirmekte; Giresun’un Görele ilçesi yakınlarında trafik levhalarına çarparak devrilen 10 numara yağlı yolcu otobüsünün alev alması ve 9 kişinin hayatına mal olması gibi… Sonuçta, devlet hazinesinin gördüğü zarar bir kenara, insan canına fütursuzca kastediliyor… Konuyla ilgili EPDK, 10 numara yağların akaryakıt istasyonları dışında satıldığını belirterek kendini savunuyor. Dünyanın en yüksek fiyatlı akaryakıtını tüketmek zorunda kalan bir ülke olarak akaryakıt fiyatlarının gözden geçirilip yeniden düzenlenmesi ile birlikte denetimlerin arttırılması için gerekli çaba vakit kaybetmeden gösterilmelidir. Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN avanın değişen havası Sağanak yağış, kar, dolu… Aslında hepsi normal hava olayları. Ancak yer Türkiye, aylardan da haziran olunca o kadar da normal değil... Son günlerde İstanbul aniden bastıran sağanak yağış, Erciyes kar, bu mevsimde cayır cayır yanması beklenen Antalya ve Ankara ise dolu görür oldu. Bu gidişle haziran ve hatta görünüşe bakılırsa temmuz ve ağustos da bahara dahil olacak… Küresel ısınma ile beraber yüzde 70’i deniz olan yerküremizin hızla buharlaştığını, kışın ortasında yazı, yazın ortasında kışı yaşadığımızı, iklimlerin iç içe geçerek kaybolduğunu; en son İzlanda’da gördüğümüz ve etkisini tüm dünya üzerinde hissettiren yanardağ patlamalarının birbirini izlediğini ve bu şekilde dünyanın kaybolan dengesinin insanlığa pahalıya patlayacağı gerçeğini anlamak için geç kalmıyor muyuz artık… [email protected] H HARB SEM H POROY UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇEL K [email protected] 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Gaziantep 1 yöresine özgü, simit biçimin 2 de bir tür çö 3 rek... Hitit. 2/ 4 Sakarya iline 5 özgü bir tür tatlı... Sepici 6 likte ve he 7 kimlikte kul 8 lanılan,tadı buruk bitkisel 9 madde. 3/ Salam, so 1 2 3 4 5 6 7 8 9 sis, sucuk gibi hazır 1 A L A Y U N T T yiyeceklerin satıldı 2 R A K A M İ L E ğı dükkân. 4/ Ekva 3 GO K UMP İ R tor kuşağındaki ge 4 U S K U R U MA niş tropikal çayırla 5 Ş A N S Ş A Z ra verilen ad. 5/ 6 T A L A S EM İ Uzun ve yorucu çaİ R İ G lışma... Erzurum yö 7 E Z A G A R 8K A B A L resinde yetişen, gövT A K O F O B İ desi yenilen ya da 9 turşu yapılan otsu bir bitki. 6/ Yaklaşık on iki bin yıl önce Pasifik’e gömüldüğüne inanılan, insanlığın ve uygarlığın anayurdu sayılan kıta... Satrançta bir taş... Islandığı zaman kolayca biçimlendirilebilen yumuşak ve yağlı toprak. 7/ Elma, armut, ayva gibi meyvelerin yenmeyen iç bölümü... Tavlada “üç” sayısı. 8/ Bir göz rengi... Proton verebilen maddelerin genel adı. 9/ Rütbesiz asker... Yasal. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Gaziantep yöresine özgü, koyunun en değerli etiyle yapılan kebap. 2/ Mesafe... Bir çeşit testere. 3/ Konya’nın Akşehir ilçesine özgü, dövülmüş buğday ve etle yapılan bir yemek... Yabancı. 4/ Hamamböceği. 5/ Eşya üzerindeki mikrop ya da ufak böcekleri basınçlı buharla öldürmeye yarayan büyük kazan... Bir cetvel türü. 6/ Hücum, saldırı... Yaşamsal sıvı. 7/ İğdiş edilmiş hayvan... Kenar süsü. 8/ Antibiyotik bir ilaç. 9/ Küçük erkek kardeş... Bildirme yazısı; mesaj. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle