17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 HAZ RAN 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 15 Bankacılık sektörü cari açığı frenlemek amacıyla alınacak önlemlerin tüm kesimlerce üstlenilmesini istiyor ‘Kârlar yüzde 25 azalır’ Beklenen önlemlerin netleşmemesi nedeniyle yatırımcının kafasının karışık olduğunu belirten Akbank Genel Müdürü Akkurt, “Kiminde yüzde 15, kiminde yüzde 25, sektörde kârlar daralıyor. Bu iyi değil. Ekonominin bütün aktörleri bu yükü paylaşmalı” dedi. Ekonomi Servisi Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, cari açığın frenlenmesi amacıyla ekonomiyi soğutmaya yönelik olası önlemlerin bir kısmının bankacılık sektörü, bir kısmının da mali politikalarla ilgili olması gerektiğini ancak bunun yükünün toplumun her kesimi ve ekonominin bütün aktörleri tarafından üstlenilmesi gerektiğini söyledi. Akbank’ın dijital yüzü www.akbank.com ve bireysel internet şubesinin Microsoft’la işbirliği yoluyla yenilenmesine ilişkin toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akkurt, özetle şunları vurguladı:  Ekonomide alınması beklenen yeni önlemlerin neler olacağı netleşmediği için İMKB’deki yatırımcıların da kafası karışık. Bu konular bir MICROSOFT VE RAZORFISH LE AKBANK’IN YEN NTERNET ŞUBES Özmen de dünya literatürüne girecek değerde olan projeden gurur duyduğunu söyledi. Akbank’ın yeni bireysel internet şubesi, kullanım kolaylığı yanında, para gönderme, havale ve EFT’yi kolaylaştırıyor, para transferlerini çekbırak hareketi kadar basitleştiriyor. Sisteme mevcut kullanıcı adı ve şifre ile girilebilecek. Toplantıya (soldan sağa)Akbank Genel Müdür Vekili Hakan Binbaşgil, Tamer Özmen, Ziya Akkurt, Akbank Bireysel Bankacılık’tan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge katıldı. Bir ekonomi yetkilisi dün Reuters’e yaptığı açıklamada, bankaların ara malı ve mal ithalatına neden olacak kredi kullanımlarının yavaşlatılmasına yönelik önlemler alınacağını, bunlar içinde, ciddi bir ithalat talebi yaratan otomotiv sektöründeki talebi kısmaya yönelik olarak araç kredilerinin kullandırılmasına ilişkin KKDF artışı dışındakilerin de bulunabileceğini açıkladı. Zenginde Kriz Yoksulda Savaş Marksizmin demokratik olamasa da insan eksenli, paylaşım üzerinden çözüm üretmeye çalışan uygulamalarının çökmesi; Sovyetler Birliği, Doğu Bloku’nun parçalanması sonrası ilan edilen tek kutuplu dünyada... Küreselleşme adı verilen piyasalar eksenli kapitalizmin yeni uygulamalarında, kimileri zamana yayılmış, kimileri krizler, kırılmalar olarak, milyarlarca dünyalının birden yaşamlarını altüst eden gelişmeler yaşanıyor... Zengin kuzey, yoksul güney olarak giderek daha çarpıcı ayrışmada; kimileri zengin kuzey dünyası merkez ülkeler ile çokuluslu şirketler eksenli, kimileri yoksul güneyde milyarlarca dünyalının yaşamını altüst eden değişimler öne çıkıyor. Çok ayrımında değiliz belki, ama galiba ilk kez çok çarpıcı boyutlarda zengin kuzey dünyasında yeni çok etkili krizler ile birlikte, yoksul güney dünyasında paramparça iç savaşlar yaşanıyor... Her ikisinin ortak nedeni, sistemin kırılma noktalarında, dengelerin altüst oluş ölçeğinde bozulması, paylaşım pastası dağılımındaki el değiştirmeler, milyarlarca dünyalının kazanılmış hakları, yaşam standartlarındaki hızlı, ağır kayıplar... Zengin kuzey dünyasında tarihte yaşanmış 1., 2. Cihan savaşları benzeri, güçlü devletler arasında yaşanmış büyük paylaşım savaşlarının benzerleri en azından şimdilik gündemde değil, öngörülmüyor. Yoksul güney dünyasında, ırklardinlermezhepler.. her türden alt kimlik üzerinden önceleri kimileri kanlı, kimileri kansız parçalanmalar.. günümüzde ağırlıklı İslam dünyasında, iktidar değişimi vitrininde, kanlı ilkel koşullarda, vahşi iç savaşlar niteliği ağır basan çatışmalara dönüşmüş bulunuyor. Yoksul güney dünyasında milyarlarca dünyalıyı birden kasıp kavuran yoksullaşma, yoksunlaşma, işsizlik en temel insan hakları olan eğitimde, sağlıkta, sosyal devletin haklarında uçurum geriye gidişte, en altta kalmama savaşımı yine ayrımcılıklar, alt kimlikler üzerinden yaşanıyor... Anlamlı bir ayrıntı yoksul güney dünyasını, hele de ağırlıklı enerji kaynakları üzerinde oturan İslam dünyasını yönetme iddiasındaki emperyal güç odaklarının miadlarını doldurmuş yandaş iktidarları, diktatörleri, şeyhlerinden vazgeçerlerken, oluşacak yeni iktidarlar için, demokrasi, insan hakları adına ABDAB yandaşı İslam ile karşıtı İslam arasında keskin seçim yapmaları... Arap baharlarının Tunus, Mısır, Libya, Suriye örneklerinden hoşnutluk duyup doğrudan kimi muhalefet gruplarına destek olurlarken, Yemen, diğer şeyhlikler örneklerinde olup bitenleri bir tür yoka saymaları... İç savaşlardan öne çıkan insan hakları için utanç verici örneklerde ise ahlak dini İslamın felsefesinde yeri olmayacak vahşetin, katliamların, ırklar, mezhepler, aşiretler üzerinden aynı ülkenin ortak vatandaşlık, ortak İslam kimliği üzerinden yaşatılabilmesi... En son dün Suriye kökenli haberlerde yer aldığı üzere kadınlara yönelik şiddette tecavüzlerin, cinsiyet üzerinden tacizlerin öne çıkması... Yine insan hakları, demokrasi adına yeni iktidar oluşumlarını yönlendirme iddiasındaki dünya güç odaklarının, iç savaşlara doğrudan müdahaledeki rollerinin de aynı kaygılar eksenli, insana aykırı sonuçlar doğurması. Libya muhalefeti Kaddafi’yi gönderemeyince, BM, NATO doğrudan devreye girmişken, savaştan gemilerle kaçmaya kalkışanların, S.O.S’lerine kulak tıkanarak açık denizlerde boğulmalarına seyirci kalınması... Galiba yeni dünya düzeninin krizleri giderek büyüyen, sıklaşan boyutlarda zengin ve yoksul güney dünyasında birlikte yaşanır olunca, ipleri elden kaçırmamak giderek zorlaşıyor. Zengin kuzey dünyasının büyük ekonomik, piyasalar krizlerinde kaynaklar, ağırlıklı piyasaları ayakta tutmaya aktarılıyor. Zengin kuzey dünyasının kitleleri milyarların yaşamlarındaki krizleri derinleştiren işsizlik, sosyal devlet, kazanılmış hak kayıplarına kaynak ayırma klasik kapitalist düzenin demokrasi ilkelerine aykırı olarak alt sınırların altına çekiliyor... Yoksul güney dünyasında ise insana yönelik kaygıların yerini, denetimi, ipleri elden kaçırtmayacak iktidarlar yaratmaya yöneliyor... Böyle olunca da Türkiye’yi iki komşudan birden sıkıştıran, Yunanistan’daki büyük ayaklanma, sokak çatışmaları, grevler ile Suriye sınırlarından savaştan, ölümden kaçanlar gerçeği birlikte yaşanıyor... Dünün taze haberlerinde olduğu üzere de Avrupa’daki krize karşı patlamalar, sendikal direnişlerin sıklık, yaygınlığına, İngiltere’de programlanan yeni büyük grev dalgası ekleniyor. Siyaseten desteklenen topraklarımızdaki Kızılay çadırlarına kaçmış Suriyelilere moral vermek üzere BM iyi niyet elçisi olarak güzeller güzeli Angelina Jolie gönderiliyor... Üçüncü Erdoğan hükümeti dünyada demokrasinin iyi kötü kurallarıyla işletilebildiği ülkelerde, iktidarda üçüncü dönem kalabilmiş, üstelik oylarını arttırabilmiş tek örnek olarak, zenginin krizi, yoksulun iç savaşının arasında sıkışmış, rüzgârların tersine çok güçlü eseceği bir döneme girmiş bulunuyor. Piyasalar düzeni için patlama yaratacak bir seçim zaferinin ardından, dünya krizleri bağlantılı ilk günlerden kötümser havalar bundan... Akbank, kurumsal web sitesi akbank.com ile Microsoft ve dijital tasarım şirketi Razorfish işbirliğinde bireysel internet şubesini dünya ölçeğinde yeniledi. Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, www.akbank.com ve bireysel internet şubesinin yenilenmesine ilişkin toplantıda, son 2 yıldır altyapı ve teknolojiye yaklaşık 300 milyon dolar yatırım yaptıklarını, ATM sayısını 3 bin 300’ün üzerine çıkardıklarını, Gebze Şekerpınar’da Akbank Bankacılık Merkezi’ni devreye soktuklarını belirtti. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer an önce netleşmeli.  Ekonominin bir yarısı finans sektörü, bir yarısı da reel sektördür. Eğer bir taraf zayıflarsa öteki tarafı da etkiler.  Ekonomiyi soğutmak için bugüne kadar alınan önlemlerin etkisiyle sektörde kârlar daralıyor. Kâr daralması bazı bankalarda yüzde 20, kiminde 25, kiminde 15 olur. Bu iyi bir şey değil. Çünkü bankacılık sektörü elde ettiği kârları tamamen bünyesinde tutan, devamlı sermaye artışı yapmak zorunda olan bir sektördür. Bu bünyeyi güçlü tutmak lazım.  Alınacak önlemlere vergi, sadece bankacılık, finans sektörüne getirilen bazı önlemler diye değil, bir bütün olarak bakmak lazım. Bütün toplumu kapsayan, herkesin belli bir sorumluluğu alması gereken bir dönem olduğu için bu mali politikalar, para arzının kısılmasından özellikle 2009’dan beri teşvik edilen iç tüketimin bir nebze daha geriye çekilmesine kadar.  İç talep kısılacaksa bunun dış taleple dengelenmesi lazım ki, ne enflasyonist etki olsun ne de üretim artışında bir azalma olsun. Yoksa bunun sonucunda işsizlik, enflasyonun artması gibi başka sıkıntılar gündeme gelebilir. Çin’de 123 milyar dolarlık yolsuzluk Ekonomi Servisi Çin’de, binlerce üst düzey kamu görevlisinin 123 milyar dolardan fazla parayı yurtdışına kaçırdığı belirlendi. Yolsuzluğun, Çin’in ekonomik ve siyasi istikrarını tehdit etmek için yeteri kadar ciddi olduğuna dikkat çekildi. Çin Merkez Bankası’nın raporu, 16 bin ila 18 bin hükümet yetkilisi ve kamuya ait şirketlerin yöneticilerinin, 1990’ın ortası ve 2008 arasında 123 milyar doları yurtdışına kaçırdığını ortaya koydu. Raporda, kamu görevlilerinin parayı offshore banka hesaplarını kullanarak ya da emlak ve koleksiyon mallarına yatırım yaparak ABD, Avustralya, Kanada ve Hollanda’ya kaçırdığı ifade edildi. Raporda, Çin yönetiminin, suçluları cezalandırmanın dışında, varlık transferlerini izlemeyi düzeltmesi ve deniz aşırı ödeme yöntemlerini gözden geçirmesi gerektiği vurgulandı. Örgüt, sendikal sorunlar için Türkiye’ye teknik bir heyet gönderme kararı aldı ILO ‘acil’ değişiklik istedi Çalışma Örgütü sendikal haklar bakımından en kötü 25 ülke arasına alınan ve durumu Aplikasyon Komitesi’nde görüşülen Türkiye için bir rapor hazırladı. MUSTAFA ÇAKIR Tüketiciye internetten alkol yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tütün ve Akol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK), Danıştay tarafından yürütmesi durdurulan Alkol Yönetmeliği’nin bazı maddelerini yeniden düzenledi. Buna göre Danıştay’ın kararı doğrultusunda belgeli satıcılar, bilgi toplumu hizmetleri (elektronik hizmetler) ve posta ile sadece alkollü içki satıcılarına satış yapabilecek. Nihai tüketicilere yapamayacak. Ayrıca “haklarında kamu davası açılmış kişilere” değil, sadece “kesinleşmiş mahkumiyet kararı olanlara” alkollü içki faaliyet belgesi verilmeyecek. Düzenlemeyle, Danıştay’ın kararı doğrultusunda, yönetmelikte önceden yer alan bilgi toplumu hizmetleri veya posta ile nihai tüketicilere alkollü ürün satışı yapılması olanağı ortadan kaldırıldı. Yönetmeliğe görebelediye teşkilatı bulunmayan yörelerde, perakende alkollü içki satışı yapılacak yere ilişkin, o yerin bağlı olduğu mülki amirliğin ilgili mevzuatına göre yapacağı değerlendirme sonucu olumlu görüşünü belirten yazı istenecek. NBA’da oynuyorlar Türkiye’yi tanıtıyorlar NEW YORK (ANKA) Amerikan Basketbol Ligi’nde (NBA) mücadele eden 5 milli basketbolcu Türkiye’nin tanıtımına katkı sunuyor. Geçen yıl Türkiye ülke tanıtımına 120 milyon dolar harcadı. Bu rakamla karşılaştırıldığında milli sporcuların dünyanın en çok izlenen spor organizasyonlarından birinde neredeyse her gece sahne alması, var olan tanıtımlar içerisinde en değerlisi olarak gösterildi. Hidayet Türkoğlu, Mehmet Okur, Ersan lyasova, Ömer Aşık ve Semih Erden gibi isimler uluslararası arenada spor başarılarıyla ün yaparken bir taraftan da Türkiye’yi tanıtıyorlar. ANKARA Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Türkiye’nin sendikalaşma, örgütlenme ve toplu pazarlık hakkına ilişkin sözleşmeleri ihlal ettiğine dikkat çekerek, yasal değişiklikler için hükümetten somut bir takvim istedi. Cenevre’de gerçekleştirilen ILO konferansına Türkiye’den işçi ve memur konfederasyonları temsilcileri de katıldı. ILO, sendikal haklar bakımından en kötü 25 ülke arasına alınan ve durumu Aplikasyon Komitesi’nde görüşülen Türkiye’ye ilişkin bir de rapor hazırladı. Konferansı izleyen KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar, ILO’nun, Türkiye’nin 87 No’lu Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin Sözleşme ile 98 No’lu Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi’ni ihlal ettiği saptamasını yaptığına, ilgili yasalarda değişiklik yapmadığına dikkat çekerek, toplantıda sendikal hak ihlalleri, yandaş sendika oluşturma gayretleri, işten çıkarmalar, tutuklu sendikacılar, TEKEL işçilerinin yaşadıkları, kadın sendikacıların karşı karşıya kaldıkları sorunların gündeme geldiğini söyledi. Yoksula kötü haber: Gıda zamlanacak Ekonomi Sevrisi Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) ortak raporu, gelecek 10 yılda da gıda fiyatlarının yüksek kalmaya devam edeceğini ortaya koydu. OECDFAO Tarımın Görünüm 20112020 Raporu’nda, dünya genelinde çiftçilere zarar veren gıda fiyatlarındaki dengesizliğin süreceğine dikkat çekildi. Gelecek yıllarda üretim büyümesindeki yavaşlamanın da süreceği ifade edilen raporda, bunun da 2050’de 9 milyarı aşması beklenen dünya nüfusunun doyurulması konusunda hükümetler üzerindeki baskıyı arttıracağı kaydedildi. BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre gelecek 10 yılda gıda fiyatları artacak. Bu da yoksullar için ekonomik istikrar ve gıda güvenliği konusundaki kaygıları artırıyor. Birkaç ay sonraki iyi hasadın aşırı yüksek seviyelere çıkan emtia fiyatlarını aşağıya çekebileceğine, buna karşılık gelecek 10 yılda hububat fiyatlarının bugünkü fiyatlardan ortalama yüzde 20 daha fazla olabileceğine işaret edilen raporda, bunun da birçok ülkede tüketici fiyatlarını arttırabileceği belirtildi. Raporda, “Bu tahminler, bazı gelişmekte olan ülkelerde özellikle dengesiz beslenme riskiyle karşı karşıya bulunan yoksullar için ekonomik istikrar ve gıda güvenliği konusundaki kaygıları arttırıyor” dedi. FAO Genel Direktörü Jacques Diouf mevcut piyasa koşullarında, fiyat oynaklığının tarım piyasalarının özelliği olmayı sürdüreceğini, fiyat oynaklığının azaltılması ve bunun olumsuz etkilerinin sınırlandırılması için uyumlu politikalara ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. 300 K Ş NÜKLEER Ç N RUSYA’YA G DECEK Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Mersin Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer güç santralı için toplam 300 öğrencinin Rusya’da eğitim alacağını söyledi.Yıldız’ın verdiği bilgiye göre eğitim için fakültelerinin matematik ve fizik bölümünü okumuş olanlar ve mühendislik bölümünde bulunan 1, 2, 3 ve 4’üncü sınıfta olan öğrenciler müracaat edebilecek. EVLENMELER AZALDI, BOŞANMALAR ARTTI Türkiye’de geçen yıl, evlenen çift sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 1.53 azalarak 582 bin 715’e düşerken, boşanmalar da yüzde 3.86 artışla 118 bin 568’e çıktı. TÜİK, 2010’a ilişkin evlenme ve boşanma istatistiklerini yayımladı. İlk kez evlenen çiftler arasındaki ortalama yaş farkı 3.3 oldu. Ortalama ilk evlenme yaşı erkekler için 26.5, kadınlar için 23.2 olarak belirlendi. Boşanmaların yaklaşık yüzde 40’ı, evliliğin ilk beş yılı içinde, yüzde 24’ü ise 16 yıl ve daha fazla süre evli olan çiftlerde gerçekleşti. D Ş N TEDAV ÜCRET ÖDENECEK Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sigortalısı ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, diş tedavisi için aldıkları sevklere istinaden tedavilerini 10 işgünü içerisinde başlatmaması halinde ödenmeyen tedavi ücretleri, 10 Temmuz 2011’e kadar olan sevkler için ödenecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle