17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 HAZ RAN 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 İranlı vekil Şucai, teklifi sayesinde örtünme kültürünün güçleneceğini düşünüyor ‘Erkekler kadın kıyafeti satmasın’ “Ahlak güvenliği” denetimlerinin arttığı ran’ın bir kentinde yaşanan toplu tecavüz olayının ardından bir yetkili mağdurların “övgüye layık olmadığına” hükmetti. EKBER KARABAĞ eyaletindeki bir ilçede yaşanan toplu tecavüz olayının sorumluluğu “örtünmeyen kadınların” üzerine yıkılmaya çalışıldı. ‘Suçlu örtünmeyen kadınlar’ Duvarlarla çevrili bir bahçede parti düzenleyen, çoğu evli kişilere saldıran on kişinin üzerindeki bir grup, erkekleri bir odaya hapsettikten sonra eşlerini ve diğer kadınları bahçeden çıkararak tecavüz etti. Bazı yetkililer, örtünmeyen kadınların da olayın çıkmasından sorumlu olduğunu ve mağdurların övgüye layık insanlar olmadıklarını söyledi. Olay geçen ay yaşandı ancak basın olayı örtbas etti. İlçedeki bir grubun geniş katılımlı protestosu üzerine konu birkaç gün önce gündeme geldi ve deşifre oldu. ‘Ezik Parti’ majından Kurtulmak “Vaat ettikleri yüzde 30’ları niye yakalayamadılar?” türünden tartışmalara Gürsel Tekin; “Ya ne diyecektik?” yanıtını vermiş: “Maça çıkarken ‘yenileceğiz’ mi diyecektik? Ne bekliyordu o eleştirenler? Parti olarak seçmeninize veya partilinize bir iddia koymazsanız olur mu? Başbakan da 2009’da yüzde 50’nin üzerinde dedi, yüzde 38 aldı.” Değil mi ya? Erdoğan’a “Hani senin yüzde 50 iddian vardı? Ne oldu?” diyen oldu mu hiç o dönemde. Olmadı. Başbakan çünkü her halükârda “zafer” almıştı. AKP art arda gelen “zaferlerin” ve “kazananların” partisi… CHP ise “ezik” ve “yenilenlerin!” CHP’nin “yeni/eski çizgisi”, “yeni/eski genel başkanı” tartışmalarının ötesinde en büyük problem burada... Mesele, konulan rakam hedeflerin altında kalınmış olmasında değil… Mesele, CHP ile özdeşleştirilen o geniş genel “eziklik” gettosundan bir türlü çıkılamaması. Ahlak güvenliği için başlatılan denetim çerçevesinde on binlerce polis harekete geçti. TAHRAN İran’da, İslami giyim tarzına uygun giyinmeyenlere cezai işlem yapılmasını içeren ve adı “ahlak güvenliği” konulan denetimlerin, ülke genelinde on binlerce polisin katılımı ile başlamasının ardından devlet televizyonu ve basın, örtünmeyi özendiren programlara geniş şekilde yer ayırdı. Resmi İRNA ajansına göre, Meclis Kültür Komisyonu’nun bazı üyelerinin katılımı ile ya pılan bir toplantıda ise, milletvekili Ramazan Şucai, erkeklerin kadın kıyafetleri satmasının yasaklanması teklifinde bulundu. İranlı vekil bu kısıtlamanın toplumda örtünme kültürünü güçlendireceğini savundu. Öte yandan İran’ın orta kesimindeki İsfahan HP=Çıkmadık candan ümit kesilmez’ algısı “Ezilenleri” sahiplenen ve onlara sahip çıkan bir parti olmak başka şey… Arka arkaya her seçimden yara bereyle çıkmak ezikliğini taşımak başka… CHP’nin üzerine yapışan “eziklik” damgasını, bu ikinci anlamda kullanıyorum. Seçim öncesi yaptığım “nabız” turlarında CHP seçmeninin iliklerine işleyen bu duyguya çok rastladım. İlk defa oy kullanacak 19 yaşındaki çiçeği burnunda seçmenler bile, oylarının “CHP”ye olduğunu açıklarken bu açıklamayla birlikte “çıkmadık candan ümit kesilmez” ifadesini kullanıyorlardı… CHP’ye oy veren genç bir seçmen örneğin bana “CHP hep minik minik ivmeler kazanıyor. Bu zaman kaybı bizim için!” diyerek yakındı... Bilişim sektöründe çalışan bir diğer genç de özetle “Ülkelere verilen kredi notları vardır” diye konuştu: “Durağandan eksiye doğru... CHP’nin kredi notu şimdiye dek hep böyle olageldi. Şimdi durağanın üstünde artıya doğru gidiyor!” 12 Haziran akşamı, sandıklardan çıkan sonuç da nitekim böyle oldu: Durağanın üstünde artıya doğru bir gidişin işareti… Şimdi işte asıl mesele de bu: CHP’nin kredi notunu, üstüne yapışıp kalan bu “durağan” sınıfından tamamen çıkarıp onun artık “artı” ile anılır olmasını sağlamak! “Bu nasıl olabilir?” üzerinde herkesin kendine göre fikirleri var… Ben yetersiz bulduğum “iletişim stratejisinden” bahsedeceğim. “Nabız yoklaması” için konuştuğum gençlere bu konuyu özellikle sordum: “İletişim stratejilerini nasıl buluyorsunuz?” CHP’nin reklamlarını beğenene rastlamadım… Tersine… “CHP’ye oy verecek” olanlar arasında dahi AKP kampanyalarından söz eden çok oldu. İktidarda 9 yılını deviren bir partinin Bolu tüneli gibi! haydi haydi hayata geçirmesi beklenen icraatlarının, AKP mucizeleri olarak takdim edildiği “Hayaldi Gerçek Oldu” reklamlarına bayılmış gençler mesela. Aynı şekilde gene, “Bir daha, bir daha” şarkısı ile “Aynı yoldan geçmişiz biz, Aynı sudan içmişiz biz” reklamları çok tutmuş. CHP kampanyasından, akılda kalan böyle tek bir simge reklam var mı? Var diyen beri gelsin… “CHP’ye oy vereceğim ama AKP reklamları çok daha fazla hoşuma gidiyor!” diyerek tüm samimiyetiyle mesela bana şunları anlattı konuştuğum bir genç kız: “AKP iyi reklam yapıyor. Göz boyamayı iyi biliyor. Benim bile gözümü boyayabiliyordu neredeyse!” ‘C arışa 10 yenik çıktığımızı hissediyoruz!’ “AKP reklamları daha hareketli ve daha cafcaflı...” “Reklamın verdiği tat önemli. AKP reklamları daha tatlı…” “Reklamlara bakarken dahi, AKP ile yarışa 10 yenik çıktığımızı hissediyoruz!” Bunlar hep CHP seçmenlerinin yaptığı değerlendirmeler oldu... Microsoft bilişim sektöründen bir genç mesela, sadece TV reklamlarının değil, CHP’nin diğer iletişim yöntemlerinin de hangi noktalarda geri kaldığını anlattı. Seçmene ulaşmakta “SMS”lerin önemine işaret ederek CHP “SMS”lerinin, AKP’ninkiler yanında eser miktarda olduğunu belirtti. Beraberindeki kız arkadaşı hemen ardından, “Artık eskisi gibi değil!” diyerek ilave etti; “TV reklamlarının müthiş imkânlarından yoksun olsanız da internetten milyonlara ulaşmak olası. Sanal âlemde ‘viral kampanyalar’ adı verilen bir dakikalık kampanyalar var. Markayı işlemek ve öne çıkarmak için CHP bunlardan yararlanabilecekken yararlanmadı.” “Neden böyle oldu” sorusunu yönelttiğimde, “Bu bir ekip işi” dedi konuştuğum kişiler; “AKP ekibinin bu işlere daha yatkın olduğu belli. CHP’nin ise tanıtımda yeni konsept ve yeni fikirlere kapalı olduğu anlaşılıyor.” Bu, başlı başına, partinin “kredi notunun yükseltilmesini” zorlaştırıyor. Facebook, Twitter, sosyal medya ağlarının siyasi mücadele aracı olarak kullanıldığı coğrafyalarda bugün devrim boyutunda yaşanan gelişmeler var. Bizimle aynı gün referanduma giden İtalya’da örneğin; medya patronu Başbakan Berlusconi müthiş bir yenilgi yaşadı. İtalyan Başbakanı’nın bu yenilgisinde Facebook, Twitter kampanyaları çok büyük rol oynadı. 2013 yerel seçimlerine CHP’nin, farklı bir “yükselen parti imajıyla” hazırlanması için “13 Hazirancılardan” fırsat kalırsa! artık bu konulara dikkatle odaklanmak gerek. ‘Y C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle