18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 27 MART 2011 PAZAR 2 Ne demeli, ne yazmalı? İşler karmakarışık oldu! Her yeni gün yeni bir şeyler getiriyor... Hapishaneler Türk aydınlarıyla dolup taşmış... Askerler, siviller, gazeteciler, yazarlar, daha kimler kimler... Bir yerde durmayan bir coşkulu akış! Silivri Mahkemesi üç yıldır bir sonuca varamadı. “Adalet işini görür, bekle” diyen bir Başbakan! Bir bakıyorsunuz “Ben savcıyım” diyor, o da olmadı mı “Ben avukatım” diyor... Oysa ne o, ne bu! Keşke birisi olsa, olabilse!.. Hepimiz seyirciyiz! Yazsan da, bağırsan da boşa... Sekiz yılda ülke tanınmaz bir duruma geldi? Geçen gün yazdığım gibi, bir tımarhane!.. İktidardakiler, muhalefettekiler, sayısız parti, bir karmakarışıklığın içinde ne yapacağını, ne düşüneceğini bilemeyen şaşkın bir halk, daha doğrusu bir yığın! İşsiz güçsüz, okumasız, bilinçsiz, akla, düşünceye sırt çevirmiş, daha açığı çevirtilmiş yurttaşlar!.. Öte yanda dünya bambaşka bir çizgide... ABD’ler, AB’ler, kısacası emperyalist, kapitalist devletler giderek işi zorbalıkla çözümleme yarışında! Bir zamanlar Tayyip Bey’in gururla OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Toprakları kazıp ortaya dökülen “çanak çömlekleri” kırıp dökenler, böyle bir sonucu neden düşünmüyorlar? Dünya küçüldü, üstelik bu dünya, Birleşmiş Milletler’in, NATO’ların elinde; istediklerini yaparlar, bir şey diyemezsiniz! İşte bizim iktidardakilerin, muhalefettekilerin durumu! Libya’ya yapılanları destekliyorlar. Göz göre göre çılgın Kaddafi’yi yok etmek diye tüm halka kıymaktan çekinmiyorlar. Biz de uçaklarla, gemilerle, Batı’nın çıkarları yanında yer aldık, alıyoruz!.. İthal Öğretmen Çözüm Olmaz Mustafa GAZALCI Sıra Bize de Gelir mi? söylediği, “Ben Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanıyım” sözü unutuldu gitti! Birbirini tutmayan sözlerle, tutumlarla ne dediğini, ne yaptığını, ne yapmak istediğini bilmeyenlerin yurt yönetimi!.. Batı dediğimiz Amerika, Fransa, İngiltere başta olmak üzere güçlü devletler, Afrika’yı, Ortadoğu’yu kısacası tüm dünyayı kendilerine göre biçimlendirmekteler. Petrol nerde onlar orda, uçaklarıyla, donanmalarıyla, olmazsa ülke liderlerini türlü yollardan kendilerine bağlayarak!.. Bugün Sudan’ın bölünmesi, yarın Mısır’ın, Tunus’un, derken Libya’nın... Bu gidişle sıra Türkiye’ye de mi geliyor? Geçen gün, sevgili Can Ataklı’nın dediği gibi, bu güçlü devletler bir gün İstanbul’u da, dolayısıyla Türkiye’yi de ellerine geçirmek isterlerse ne olacak? İstanbul tek bir ülkenin değil, tüm uygar dünyaya aittir deseler, kim karşı çıkabilir? M 22. Dönem CHP Denizli Milletvekili Yaşamak, görmek demektir... Hele biraz çok yaşamak, daha çok görmektir. Ben bıktım gördüklerimden! Bir kurtuluş yolu da mı yok? İki ay sonraki seçimler de bir umut veriyor mu size? Yirmi yedi partili bir seçimden yarar beklenir mi? Şaşkına dönmüş, ne yaptığını, ne ettiğini bilmeyen, bilinçsiz, bilgisiz insanların yönetimi, sekiz yıl daha sürdü mü, buyrun cenaze namazına!.. Derken İzmir de elden gitti gider! Evet, sıra İstanbul’da! Ondan sonra soğanları doğra... illi Eğitim Temel Yasası’nın 43. maddesine göre “Öğretmenlik özel bir ihtisas mesleğidir.” Bilmek ayrı, öğretmek, daha doğrusu öğretmenlik ayrı bir şeydir. Her meslek saygıdeğerdir, kendine göre incelikleri vardır; eksik, yanlış uygulandığında bir bedeli olur. Öğretmenliğin başka mesleklerden ayrılığı insanı yetiştirmesindendir. Bunun içindir ki bütün çağdaş ülkelerde öğretmenlik mesleğine özel bir önem verilir. Öğretmen adaylarını seçerken, eğitilirken özen gösterilir, mesleğe atandıktan sonra da sürekli meslek içi eğitim uygulanır. Aslında bu anlayış çocuklara, insana verilen öncelikten gelir. Ülkemizde ilk öğretmen okulu 163 yıl önce açılmasına, Cumhuriyetin, Öğretmen Okulları, Köy Enstitüleri gibi başarılı uygulamaları olmasına karşın öğretmen yetiştirme bütüncül bir sisteme kavuşturulup geliştirilemedi. Tersine bu başarılı kurumlar baltalanıp kapatıldı. 1980 sonrasında da öğretmen eğitimi Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınarak üniversitelere devredildi. Jet öğretmenlik Mektupla, hızlandırılmış kurslarla jet öğretmenlik, ücretli, yedek öğretmen uygulamaları, 1990’lı yıllarda öğretmenlik için yetişmemiş her üniversite bitiren öğretmen yapılması, AKP hükümetinin getirdiği sözleşmeli öğretmenlik, mesleği yaraladı. Şimdi de Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu, okullarda daha iyi İngilizce öğretilmesi için yine mesleği yozlaştıracak 40 bin yabancı İngilizce öğretmeni getirteceklerini açıkladı. Sözde Milli Eğitim Bakanlığı “Yabancı Dil Öğretiminin Geliştirilmesi” için bir “proje” hazırlamış, buna göre 4 yıl içinde her yıl 10 bin olmak üzere 40 bin öğretmen ithal edilecekmiş. Proje kapsamında pratiği geliştirmek için okullarda “English cafe” açılacakmış. Haklı olarak bütün öğretmen sendikaları bu projeye karşı çıktı. İthal öğretmen istemiyoruz, diye açıklama yaptılar. Okullarda yaklaşık 150 bin öğretmen açığı olmasına karşın yüz öğretmenin bir türlü ataması yapılmamaktadır. Ayrıca yaklaşık 16 bin atanmayı bekleyen İngilizce öğretmen adayı varken dışarıdan öğretmen getirilmesi hangi gerekçeyle olursa olsun kabul edilemez. Okullarda yabancı dilin iyi öğretilememesinin çözümü böyle kolaycı yol olamaz. Hem Türkçe ya da başka dersler çok iyi öğretiliyor da yalnızca yabancı dilde mi aksaklık yaşanıyor? Gerçeğin böyle olmadığının kanıtı öğrencilerin girdiği yurtiçi ve uluslararası sınavlardaki başarısızlıktır. Gerçeğin böyle olmadığı öğrencilerin yurtiçi ve yurtdışında girdikleri sınavlardaki başarı ortalamasının düşüklüğünden bellidir. Eğitimdeki nitelik düşüklüğünün başta öğretmen eksikliği olmak üzere, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, fiziki altyapı yetersizliği gibi birçok nedeni vardır. Sistemin bütününe bakmadan getirilecek kolaycı çözümler düş kırıklığına yol açar. Öğretmenlere, uzmanlara sormadan ortaya atılan ithal öğretmen getirme anlayışı kabul edilemez. Cumhuriyetin eğitim anlayışına, öğretmenlik mesleğine aykırıdır. 1950’lerdeki “barış gönüllüleri”, yabancı uzman uygulamalarını anımsatan bu tasarıdan vazgeçilmelidir. En Çok Atatürk’ü Soydular... Bizim eve hırsız sadece iki kez girdi... Ama Atatürk Orman Çiftliği 60 senedir aralıksız soyuluyor... Birisinde çiftlik müdürü, notere gidip çiftliğin bir kısmını uygun fiyatla kendi kendine satmıştı... Sonra orayı yapsata çevirdi, emekli olunca... Çiftliğin yüzde 52’si, yani yarısından çoğu şu anda zaten yok... Üzerinde alışveriş merkezleri, çarşılar, apartmanlar, özel okullar, spor salonları, eğlence yerleri, barlar, restoranlar var... Kenan Evren buna çok kızmıştı... Kızınca, en tepe yerine orduevi yaptırdı... Şimdi de 64 dönümlük bir kısmını daha “Kentsel dönüşüm” alanı yapmaya karar verdiler... Söğüt bahçelerinin olduğu yere Söğütözü’ne o zevksiz apartmanlarından yapacaklar... İşte yine başlıyoruz: Atatürk Orman Çiftliği bir tarihtir... Bir anı... Bir miras... Olduğu gibi korunmalı... O sarı buğday ve mısır tarlaları durmalı... Kavak ağaçları eskisi gibi sıra sıra var olmalı... Ahırlar, çiftlik evi, o eski lokanta orada olmalı... Hatta tavuklar, atlar, o eski traktör... Nasıl anlatmalı?... Diyelim ki; dünyada hiç kimse Artemis Heykeli’nin olmayan sağ eli yerine, bir tane el yapıp oraya takmayı düşünmez... Çünkü o öyle bulundu... Ya da hiç kimse “daha iyi duracak” diye Mona Lisa tablosunun yanlarına birer çiçek ilave etmeyi aklından geçirmez... Çünkü Leonardo da Vinci onu öyle yaptı ve insanlığa öyle bıraktı... Bir tek kişi olsun Versay Sarayı’nın pencerelerine aynalı cam takmaya kalkmaz... Çünkü orası, mimar Gabriel’in yaptığı gibi kalmalı... Yani tarihi miraslar öyle durmalı... Oldukları gibi, eski halleri ile, tıpa tıp, el sürülmeden... Yani Atatürk Orman Çiftliği’nde “bici bici” otomobil kuaförünün... Ya da Atatürk’ün kahve içtiği o söğütlükte füme camlı, metalik binaların ne işi var?.. Çocukları götürüp, “Burası Atatürk’ün sizlere bıraktığı çiftlik” dediğimizde, çocuklar sormaz mı: “Atatürk bu yirmi katlı binanın kaçıncı katında oturuyordu?..” Bu kadar mı saygısız olur insan?.. Bu kadar mı görgüsüz?.. Ve bu kadar hırsız... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle