18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 15 Devlet Bakanı Egemen Bağış, ‘Türkiye olmasaydı BM kararı beklenmeden NATO Libya’ya girecekti’ dedi ‘Oldubittiyi engelledik’ L ibya’ya yönelik operasyonda NATO’nun varlığının gerekli olduğunu söyleyen Bağış, “NATO’nun komuta kontrolü olmazsa Batı Avrupalı müttefiklerimiz birbirini bombalar, uçaklar üsse inip kalkarken çarpışır. Çünkü bazı müttefikler çok telaşlılar” diye konuştu. Dış Haberler Servisi Türkiye’nin önce NATO’nun Libya’ya operasyon düzenlemesine tepki gösterip, daha sonra ittifak bünyesinde görev üstlenmesine yönelik eleştirilere Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’tan yanıt geldi. Egemen Bağış, Türkiye’nin Libya’da “U dönüşü” yapmadığını belirterek, “Biz Libya’da oldubittiyi engelledik. Başbakan ‘NATO’nun Libya’da ne işi var’ demeseydi, Birleşmiş Milletler kararı beklenmeden NATO’yu haftalar önce Libya’ya sokacaklardı” dedi. Makedonya’yı ziyaret eden Bağış, Anadolu Ajansı’na dün yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Libya politikasını ve Libya’ya düzenlenen askeri operasyonu değerlendirdi. Türkiye’nin Libya’daki gelişmeleri başından beri çok yakından takip ettiğini belirten Egemen Bağış, Ankara’nın Libya konusunda “U dönüşü” yapmadığını kaydederek şunları söyledi: “Biz Libya’da oldubittiyi engelOSMAN ÇUTSAY Engizisyon Gibi Bir Umberto Eco’muz olsaydı, basılmamış kitap avından kim bilir nasıl müthiş bir roman çıkarırdı… “Gül’ün Adı” filmini gören ya da kitabını okuyanlar hatırlayacaktır. Eco’yu dünya çapında üne kavuşturan bu büyük roman, aslında tümüyle bunun, “olmayan bir kitabın okunması ve dolaşıma sokulmasının her yola başvurularak engellenmesi” üzerinedir. Günümüze dek ulaşamadığından… “var olmayan kitap”la kastedilen, Aristo’nun “Poetica”sının güldürü ile ilişkili olan “kayıp” bölümüdür… “Kayıp kitabın elyazmaları”, Eco’nun romanına konu olan bir ortaçağ manastırında ortaya çıkmıştır. O “elyazmalarının gün ışığına çıkmasını” istemeyenler, bunu önlemek adına ellerinden gelen her şeyi yapacaktır. Öykü, manastırda bir dizi keşişin gizemli koşullarda ölü bulunmasıyla başlar. Ölü keşişlerin dillerine ve sağ el parmaklarına bulaşan öykünün sonunda zehir olduğu anlaşılan! esrarengiz bir “siyah” işaret vardır… Kayıp elyazmalarının sayfaları, cızz!“okunmasın” diye önleyici tedbir olarak “zehirlenmiştir!” Manastıra dışardan gelen bir rahip; bu gizli elyazmalarına eriştikleri ve okudukları için ölen keşişlerin henüz o aşamada muamma olan ölümlerini araştırmaya başlar… Ölümleri araştıran rahibe, manastır “kütüphanesi” dışında her yere girip çıkma izni tanınmıştır. “Kütüphane”, yasak olan tabu bölgedir... “Kütüphane”nin yasak alan olmasının nedeni, engizisyonu yaşayan Avrupa ortaçağında, kitapların “doğrudan erişilebilen” metalar olmamasındandır. Hangi kitabı kimin okuyacağına; manastırda yalnız “kütüphaneci” karar verir. Hangi kitabın nerde olduğu ondan sorulur. Kütüphaneye yalnız o hâkimdir. Kayıp elyazmalarının sayfalarını da okunmasın diye bire bir zehirleyen odur. FRANKFURT Federal Almanya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde çekimser oy kullanarak Libya’ya askeri müdahalede rol almayacağışaşkınlıkla karşılandı. Niebel, Libnı açıklamasına ve Batı ittiya’yı bombalayanların Libya’dan petfakının yoğun tepkisini görol almayı sürdürdüğünü hatırlattı. ğüslemesine yanıt aranıyor. Berlin’in Libya’ya askeri müdahaBaşbakan Angela Merkel, leye uzak durmasını Almanya’nın on Berlin’in tutumunun anlaşılyıllardır Kaddafi rejimiyle kurduğu, en ması gerektiğine dikkat çegelişkin teknolojiyi içeren ihracat, iskerken, koalisyonun küçük Winfried Wolf tihbarat ve güvenlik güçlerinin eğitimi giortağı liberal FDP’nin hükümetteki temsilcisi Federal Kalkınma Bakanı bi bağlantılarla ilişkili olduğu yineleniyor. Alman Birinci Televizyonu ARD’deki Dirk Niebel’in, Libya’ya askeri müdahalede bulunan Batı ittifakını ikiyüzlülükle suçlaması “Monitor” adlı etkili bir haber programında, ledik. Eğer Başbakanımız ‘NATO’nun Libya’da ne işi var’ demeseydi, Birleşmiş Milletler kararı beklenmeden NATO’yu haftalar önce Libya’ya sokacaklardı ya da kendileri yine öne atlayacaktı ve ‘Biz NATO’yuz’ diyeceklerdi. NATO’nun Libya’ya tek taraflı ve plansızprogramsız biçimde müdahalesinin önüne geçtik.” NATO’dan başka böyle bir harekâtı kontrol edecek organ olmadığını söyleyen Bağış, “NATO’nun komuta kontrolü olmazsa Batı Avrupalı müttefiklerimiz birbirini bom Berlin’in tutumuna yanıt aranıyor Libya’ya saldırı başlamadan hemen önce yapılan bir haberde, Almanya’nın Libya’yı birçok alanda nasıl silahlandırdığına ve eğittiğine örnekler verilmişti. Almanya’nın önde gelen sosyalist iktisatçılarından ve 19942002 yılları arasında iki dönem milletvekilliği de yapmış olan Dr. Winfried Wolf ise Cumhuriyet’e yaptığı açıklamalarda, Libya’nın silahlanmasında Kohl hükümetlerinden bu yana Almanya’nın büyük payı olduğuna dikkat çekti. Dr. Wolf, “Almanya’nın herkesi şaşırtan tarafsız tutumunun bir nedeni, özellikle sağ hükümetlerin ve devlet denetimindeki Alman şirketlerinin, Kaddafi rejiminin silahlandırılmasındaki yoğun rolünde aranabilir” diye konuştu. artık Libya genelinde ilerleyemiyor. Bingazi gibi yerlerde Kaddafi’nin güçleri geri püskürtüldü. Dolayısıyla şundan şüpheniz olmasın; çok hızlı harekete geçmemiz sayesinde insani bir felaketin önüne geçildi ve sayısız masum erkek, kadın ve çocuğun hayatı kurtarıldı” diye konuştu. balar, uçaklar üsse inip kalkarken çarpışır. Çünkü bazı müttefikler çok telaşlılar” diye konuştu. bama: Libya’daki misyonumuz başarıya ulaşıyor ABD Başkanı Barack Obama, Libya’da ABD’nin öncülüğünde yürütülen operasyonun başarılı olduğunu söyledi. Obama, haftalık radyo konuşmasında, “Misyonumuzda başarılı oluyoruz. Libya’nın hava savunmasını yok ettik. Kaddafi’nin güçleri, O Ecdebiye isyancıların elinde İsyancılar önceki gün bütün gece süren çatışmalardan sonra kilit petrol kenti Ecdebiye’nin kontrolünü tekrar ele geçirdiler. Dış Haberler Servisi Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad 11 yıllık iktidarının en zorlu kriziyle karşı karşıya. Ülkedeki şehirlerden biri hükümet karşıtı protestocuların elinde, huzursuzluk ise hızla aralarında başkent Şam’ın da bulunduğu diğer şehirlere yayılıyor. Bu durumun önüne geçmek için çeşitli reform sözü veren Esad, dün son olarak çoğu İslamcı 260 tutukluyu serbest bıraktı. Bu kişilerin 14’ünün Kürt olduğu açıklandı. Önceki gün muhaliflere ateş açılması sonucu 20 kişinin yaşamını yitirdiği Dera kentinde dün yine gösteriler vardı. Hayatını kaybedenler için cenaze töreni düzenlenirken göstericiler “intikam” sloganları attı. Uluslararası Af Örgütü, Suriye’nin Dera kentinde bir hafta önce başlayan ve diğer kentlere yayılan protestolarda en az 55 kişinin öldüğünün tahmin edildiğini bildirdi. Hükümet ise göstericilerin silahlı olduğunu söylüyor. (Fotoğraflar: REUTERS/ AFP) Protestocular vazgeçmiyor MUHAL F YAKINLARINA DARBE ran’da ‘yeni seçim yasası’! Dış Haberler Servisi İran Anayasayı Koruyucular Konseyi, ülkedeki yeni yıl münasebetiyle muhalif liderlerle görüşenlerin önümüzdeki seçimlerde aday olduklarında diskalifiye edileceklerini bildirdi. Konseyin Sözcüsü Abbas Ali Kedhudai’ye, Haber gazetesinin internet sitesine demeç verirken, “Ülkedeki bazı kişiler yargı kararı olmadan ‘devrim karşıtı’ olarak adlandırılıyorlar, mevcut milletvekilleri sırf Nevruz ve yeni yıl kutlamaları için bu kişilerle görüşme yaparlarsa diskalifiye mi olur” sorusu yöneltildi. Kedhudai, soruya karşılık, “Kamuoyu nezdinde mahkum olan bu kişilerin davranışlarını onaylayanların önümüzdeki seçimlere katılmasına izin veremeyiz” diye yanıt verdi. İran’da milletvekili seçimlerinin tarihi henüz kesin olarak belli olmasa da, seçimlerin bir yıldan az süre içinde yapılması bekleniyor. İran Anayasayı Koruyucular Konseyi, cumhurbaşkanı seçimleri dahil tüm seçimlerdeki adayların yeterliliğini onaylamak ve seçimleri denetlemekle görevli bulunuyor. İran’da muhalefet liderleri Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi, 14 Şubat’ta yaptıkları protesto çağrısı ardından ev hapsine alınarak dış dünya ile irtibatları kesilmiş, ardından da tutuklanmışlardı. Liderler kontrollü olarak birinci dereceden akrabaları ile görüştürülüyor. aranlığa karşı aydınlığın mücadelesi Manastır keşişlerinin bu katı hiyerarşiyi aşıp “güldürü” üzerindeki “kayıp elyazmalarına” erişmeleri halinde; “elyazmaları” çoğaltılarak herkese ulaşacak, kilise gücünü besleyen “asık yüzlü/ciddi tabular” yıkılacak, bu da kilise otoritesini mayınlayacaktır. “Baş kütüphaneci” sonunda “kayıp elyazmalarının” bulunup çoğaltılmasını engellemek adına, döneminin en zengin kitaplığına sahip olduğu söylenen tüm kütüphaneyi ateşe verir. “Gülün Adı”ndan çıkartılabilecek çok ders var. Ama bunların en başta geleni, “bilgiye erişimin engellenmesiyle korunabilen kutsal iktidar” karşısında, yasak bilgiye erişmek uğruna yaşamlarını dahi feda etmeyi göze alan insanların varlığıdır. Öykü başka deyişle karanlığa karşı verilen aydınlık mücadelesinin özüdür. Bu mücadele Batı’da, engizisyona karşı verilen savaşla başlar. Bir ortaçağ tarihçisi olan Eco, romanında işte bu tipik “engizisyon mantığı” ile “yapısını”; bir dizi gerçek olaya dayandırarak hikâye ediyor… Şık’ın “basılmamış kitabının imhası”, Eco’nun anlattığı “kayıp elyazmalarının yok ediliş” mantığından hiç farklı değil. Kılıçdaroğlu; “Hitler, Mussolini döneminde bile böyle şeyler yaşanmadı!” derken çok yerinde bir saptama yapıyor. Çünkü yaşananlar, 20. yüzyıl faşizmlerinden de çok daha geri… Eco’nun anlattığı derin 14. yüzyıl ortaçağını çağrıştırıyor... 21. yüzyıl nerede? 14. yüzyıl nerede? Öyle böyle değil, arada yedi yüz yıllık bir boşluk var. “Basılmamış kitap avı”, dört başı mamur bir ortaçağ öyküsü. Türkiye’nin ortaçağı ile bonjour! yeni tanışan aydınlarımız, başka bir gezegenden ışınlanmış gibi şimdi “aaah!” şaşkınlıktan ağızlarını kapatamıyorlar. Büyük edebiyatçı Adalet Ağaoğlu, “Şaşkınlıktan şaşkınlığa düştüm!” diyor. Büyük sanatçı Lale Mansur dört dörtlük bir “Alis Harikalar Diyarında” karakteri gibi, “Çok tuhaf bir şey!” diyerek soruyor: “Acaba ne yapmak istiyorlar?” Büyük yazar Hasan Cemal de başyazısına “Akıl alır gibi değil!” diye başlıyor: “Yargı basılmamış bir kitabın peşinde!” Yok yav! Bak sen! Bu kadar mı insan nerede yaşadığını bilmez? Söylenecek daha çok laf var da… Bugünlük burada keselim. K Gösterilerde ilk can kaybı Dış Haberler Servisi Ürdün’deki yönetim karşıtı protesto eylemlerinde ilk can kaybı yaşandı. Başkent Amman’da önceki gün reform yanlısı göstericiler ve hükümet yanlıları arasında çıkan çatışmada bir kişinin öldüğü, 130 kişinin de yaralandığı bildirildi. Gelen ölüm haberinin ardından Başbakan Maruf Bahit, ana muhaliflerden biri olan Müslüman Kardeşler’in ülkedeki kanadını Ürdün’e karşı plan yapmak için Mısır ve Suriye’den emir almakla suçlarken dün yine muhalifler şiddetten sorumlu tuttukları Maruf Bahit’in istifası talebiyle gösteri düzenledi. İslamcılar, solcular ve sendikalar ulusal birlik hükümeti kurulması ve anayasada reformlar yapılmasını talep ediyorlar. ‘Tecavüz ettiler’ Libya’da gözaltında kaldığı süre zarfında yaşadıklarını anlatmak için başkent Tripoli’deki gazetecilerin kaldığı otele giden man el Obeydi isimli kadın, ortalığı karıştırdı. Obeydi, gözyaşları içinde, Bingazi kentinden geldiği için bir kontrol noktasında gözaltına alındığını ve gözaltındayken 15 erkeğin kendisine tecavüz ettiğini anlattı. “Kaddafi’nin milisleri bakın bana ne yaptı” diyen Obeydi, “Bana küfrettiler ve her şeyi filme aldılar. Beni bağladılar. Üzerime işediler” diye konuştu. Daha sonra Obeydi’nin oteldeki güvenlik görevlilerinin, sivil polisin ve bakanlık çalışanlarının müdahalesi sonucu apar Ortaçağ mantığı topar bir arabaya bindirilerek otelden götürüldüğü, bu arada onunla röportaj yapmaya çalışan gazetecilerin de tekmelendiği bildirildi. (altta sağda) syancılar kilit petrol kenti Ecdebiye’nin kontrolünü ele geçirmelerini tankların üzerine çıkarak kutladılar. TÜRK ŞEH TL Ğ ’NE DOMUZ BAŞI BIRAKTILAR DIŞ ŞLER BAKANI AHMET DAVUTOĞLU Salih’ten karışık mesajlar Dış Haberler Servisi 32 yıldır devlet başkanlığı görevini sürdüren Ali Abdullah Salih’in görevinden ayrılması için gösterilerin düzenlendiği Yemen’de dün yönetimden karışık mesajlar geldi. Önce Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in iktidarı “güvenilir ellere” teslim etmeye hazır olduğu açıklandı. Yemen Dışişleri Bakanı Ebu Bekir Kırbi dün yaptığı açıklamada “Devlet Başkanı iktidar değişimi için müzakereye açık. İktidar değişimi müzakerelerinin hemen bugün başlaması bekleniyor” dedi. Ardından Salih’in Kongre Partisi’nden ise devlet başkanının görev süresinin dolacağı 2013 yılına kadar iktidarı bırakmayacağı bildirildi. Yunanistan’da provokatif saldırı MURAT LEM ‘2015 yüzleşme yılımız olacak’ İstanbul Haber Servisi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türk Ocakları İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen “Büyük Türkiye’ye Doğru” sempozyumuna katıldı. “2015 Çanakkale’nin yüzüncü yılı olacak” diyen Davutoğlu, “2015, Ermeni meselesi başta olmak üzere bizimle tarihi hesaplaşma yapmak isteyenlerle yüzleşme yılımız olacaktır” dedi. Libya’ya düzenlenen operasyonla ilgili de konuşan Davutoğlu, “Tesadüf değil, Trablusgarp harbinin yüzüncü yılında Türkiye, Libya meselesinin yine en merkezinde en önemli aktör olarak Libya’daki kardeşlerimizin yanındayız” dedi. 2023’ün Cumhuriyet’in 100. yılı olduğunu anımsatan Davutoğlu, “Cumhuriyetin 100. yılında tarihi bir milleti birleştirmenin eşiğindeyiz” diye konuştu. Wilton Park tarafından düzenlenen “Günümüz Dünyasında Türkiye’nin Açılım Politikaları” konferansına da katılan Davutoğlu, Ortadoğu’da politik değişiklik ve dönüşüm zamanının geldiğini dile getirdi. ATİNA Türkiye ile Yunanistan arasında son dönemde giderek boyut kazanan iyi ilişkileri bozmak isteyen bazı aşırı milliyetçi çevreler, Atina’daki Türk şehitliğine saldırıda bulundular. Önceki gece Atina’nın Nikea semtinde bulunan Türk şehitliğine giren kimliği meçhul kişiler, içeriye kesik domuz başı bıraktılar. Şehitliğin kapısını kırarak girdikleri anlaşılan saldırganlar, içerideki anıtın altına Osmanlı’ya isyanların başlama tarihi olan “Yaşasın 1821” yazdılar. 24 Mart’ı 25 Mart’a bağlayan gece yapılan saldırıyı kaç kişinin gerçekleştirdiği bilinmiyor. Çirkin saldırı sonrasında Dışişleri Bakanlığı olayı kınadı. Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada “Türkiye’nin Yunan makamlarından gereğini yapmasını beklediği” ifade edildi. Saldırı Yunan hükümeti tarafından da kınandı. Hükümet sözcüsü Yorgos Petalotis şehitlerin hatırasına yönelik çirkin saldırı girişiminin, ülke medeniyetine ve tarihine karşı olduğunu belirtti. Sevgili okurlar; “Basılmamış kitap avı” denli dehşetengiz bir olay yaşanmasaydı, bugün size başka bir yazı yazacaktım. Başlığı bile aklımdaydı: “Hayat tsunamisi”. Japonya tsunamisinin olduğu gün çünkü, annem hastaneye kaldırıldı. Japonya’da teknelerin çatılara, arabaların okyanusa sürüklendiği gün, bir hastane odasında ben annemin tahlil sonuçlarını bekliyor ve bir “hayat tsunamisi” yaşıyordum. Annemin ani rahatsızlığıyla, “Sağnak”a uzun süre ara vermek zorunda kaldım. Ama anneciğim toparlanıyor. Her zamanki gibi yeniden burada haftada dört gün buluşmak umuduyla. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle