19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ARALIK 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İzmir’de karakolda kadına dayak kameraya yansıdı. Savcı; dayak yiyene 6.5 yıl, dayak atana 1.5 yıl istedi 7 İZMİR’DE TECAVÜZE UĞRAYAN KADIN Bir tek savcı görmedi İzmir’deki şiddet kadın örgütlerini ayağa kaldırdı OZAN YAYMAN Utandıran ‘Kimi kime emanet ediyorsunuz?’ SEVİL ARINAN Kadının dalağı alındı ‘Surat astın’ dayağı ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Antalya’da surat astığı için eşi tarafından dövülen Meral B’nin (34) kaldırıldığı hastanede patladığı anlaşılan dalağı alındı. Dayakçı koca ise kayıplara karıştı. Hüseyin B, kendisine surat astığını iddia ettiği eşi Meral B’yi kapıyı kilitleyerek dövdü. Camı kırarak eve giren komşuları tarafından kurtarılan Meral B, bir hastaneye kaldırıldı. Aldığı darbeler nedeniyle iç kanama ve kafa travması geçiren, vücudunda da morluklar oluşan Meral B’nin patlayan dalağı ameliyatla alındı. Meral B. “Daha önce çocuklarım için affetmiştim ama bu kez şikâyetçiyim. Cezası neyse çekmesini istiyorum” diye konuştu. ANKARA Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın mağdur kadını korumakla yükümlü tuttuğu kolluk kuvvetinin, İzmir’de ailesiyle birlikte eğlenirken gözaltına alınan Fevziye C’yi “tekme tokat” dövüp cinsel tacizde bulunması, kadın örgütlerini ayağa kaldırdı. Örgütler, hükümetin “Kimi kime emanet ediyorsunuz” sorusunu yanıtlamasını istedi. Karabağlar Polis Merkezi’nde gözaltına alınıp, iki polis tarafından yere yatırılarak kelepçelendikten sonra dakikalarca dövülen C’ye ayrıca polislerin, “Gitmek istemiyor musun, kahpe” dediği de kaydedildi. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nazan Moroğlu, hükümetin “Kimi kime emanet ediyorsunuz” sorusunu yanıtlamasını istedi. Moroğlu, “Bu yaşananlar çok feci. Güvenliği sağlamakla görevli olan polislerin tavrı çok ürkütücü” dedi. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, devlet eliyle kadına şiddet uygulandığını vurgulayıp, dayak atan polislerin üniformasından utandığını söyledi. Hükümetin uluslararası “İstanbul Sözleşmesi”ni imzaladığını anımsatan Güllü, şunları kaydetti: “Devlet bir yandan yasa çıkartmaya çalışırken, memuru yurttaşına şiddet gösteriyor. ” İZMİR İzmir’de, Karabağlar Polis Karakolu’nda gözaltına alınan Fevziye C’nin götürüldüğü karakolda polis tarafından dövülmesi kamera kayıtlarına yansırken, savcı dayak yiyen kadına 6.5 yıl, dayak atan polislere ise 1.5 yıl hapis istedi. C.’nin avukatı Hanife Yıldırım, müvekkiline dayak atan polislerin basit yaralama suçlamasıyla sulh ceza mahkemesinde yargılanacak olmasını kabul etmediklerini ve dosyanın işkence suçu kapsamında, ağır ceza mahkemesinin gündemine gelmesini istediklerini bildirdi. İzmir’in Karabağlar ilçesinde geçen temmuz ayında bir eğlence mekânını basan polis eşi ve arkadaşlarıyla eğlenen Fevziye C.’yi polis gözaltına aldı. C., götürüldüğü karakolda polisler tarafından dövülerek hakarete uğradı. İzmir Barosu İnsan Hakları Merkezi’ne başvurarak yardım isteyen C. polislerden davacı oldu. C.’nin avukatı Hanife Yıldırım, müvekkilinin yaşanan olayın ardından psikolojik çöküntü yaşadığını ve hâlâ tıbbi destek aldığını söyledi. C. ve polisler karşılıklı şikâyetçi olurken İzmir Başsavcılığı’ndan savcı Ahmet Küçükpınar hazırladığı ididanamede, Fevziye C. hakkında, polislerin “eliyle kolumuza vurdu, tırmaladı ve itti” suçlamalarının her biri için 1.5’er yıl olmak üzere 4.5 yıl, hakaret suçundan da 2 yıla kadar ceza istedi. C. için açılan davanın ilk duruşması geçen eylül ayında yapıldı. Küçükpınar, kadına şiddet uyguladıkları güvenlik kamerasına yansıyan polis memurları hakkında da zor kullanma yetkisini aşarak basit yaralama suçunu işledikleri gerekçesiyle 6 aydan 1.5 yıla kadar hapis cezası istedi. Polisler için açılan davanın ilk duruşması ise 15 Şubat 2012 tarihinde yapılacak. mühür ? İzmir’de iki kişinin tecavüzüne uğrayan E.E. ruh ve beden sağlığının yerinde olup olmadığı yönünde rapor alınması için, sol koluna mühür basılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Haber Merkezi İzmir’de iki kişinin tecavüzüne uğrayan üniversite öğrencisi E.E. ruh ve beden sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi amacıyla “koluna mühür” basılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Gideceği yere götürme vaadiyle 21 Kasım 2010 tarihinde E.E’yi kamyonete alan A.Y. ve G.M. hakkında 24’er yıl hapis cezası istemiyle açılan ve İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, karar aşamasına gelirken E.E. ruh ve beden sağlığının yerinde olup olmadığı yönünde rapor alınması için, sol koluna mühür basılarak, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Davanın son duruşmasında mahkeme sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Dava karar aşamasına geldiği için mahkeme E.E’nin ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına karar verdi. Yıllardan beri devam uygulama gereği E.E’nin sol koluna mühür basılarak Adli Tıp’a sevk edildi. Uygulamaya tepki gösteren avukatı Can Canbek, “Bu, kişiyi aşağılamak ve rencide etmekten öteye gitmiyor” diyerek mühür uygulamasının kaldırılmasını istedi. Canbek, olayın ardından müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu ve okulunu değiştirip, ailesinin yaşadığı şehre yerleştiğini, psikolojik tedavi de gördüğünü söyledi. Canbek, “Uygulama yıllardan beri var. Mahkeme, kişiyi Adli Tıp Kurumu’na gönderirken, karışıklık olmasın diye bunu yapıyor. Ama bu insani bir olay değil. Zaten kişi fotoğrafı ve kimliği ile kuruma gidiyor. Kolunun mühürlenmesinin tek amacı, kişinin yerine başkasının heyete sokulmaması. Mahkeme, ‘Bak ben sana dosya ile birlikte kişiyi kolu mühürlü olarak gönderiyorum’ diyor. Bu, kişiyi aşağılamak ve rencide etmekten öteye gitmiyor. Bu uygulamanın bir an önce kaldırılması gerek” dedi. ‘Üniformadan utandım’ kötü oluyorum. Polislere küfrettiğim, saldırdığım gibi bir olay söz konusu değil. Psikolojik tedavi görüyorum. Karakol görmek istemiyorum, korkuyorum. İlaçlarla ayakta duruyorum’’ dedi. Eşi Murat C. ise tehditler aldığını iddia etti. İzmir Emniyet Müdürlüğü, polis memurları hakkında başlatılan idari ve adli soruşturmanın devam ettiğini bildirdi. ‘Psikolojik tedavi görüyorum’ Fevziye C, ‘’Konuyu hatırladıkça daha TÜRKİYE’DE HAK İHLALLERİ İHD RAPORUYLA KAYITLARA GEÇTİ ‘O karakol kadın sığınmaevi ‘Her alanda baskı var’ HÜLYA KESKİN ‘Vurma’ dedi, bıçaklandı İstanbul Haber Servisi Beyoğlu Tarlabaşı’nda ilerleyen şehiriçi otobüsünde otobüsünde sarhoş oldukları öne sürülen O.A. ve yanındaki kadın G.K. tartışmaya başladı. O.A bir süre sonra G.K’ye vurmaya başlayınca otobüsteki Zeki Çayloğlu (58), O.A’yı uyardı. Buna sinirlenen O.A, Çayloğlu’nu otobüsten indirerek bıçakla yaraladı. yapılsın’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da “polis şiddetini” nefrette kınadıklarını belirterek bu olayın takipçisi olacaklarını söyledi. Tanrıkulu şunları kaydetti: “İzmir’deki dayak olayını büyük bir utançla izledik. Bir kadının ellerini kelepçeleyip dövmek nasıl bir insanlıktır? Sonrasında dayak yiyen kadına ona şiddet uygulayan polislerden daha fazla ceza istemek nasıl bir aklın ürünüdür? İnsan vicdanı bu utancı kabul edemez. Şimdi AKP’nin bakanları insani ve vicdani sorumlulukları gereği o karakolu ibret olması için kapatmalı ve kadın sığınmaevine çevirmelidir. O polisler hem görevden alınmalı, yargılanmalıdır.” Türkiye’de hak ihlallerine yönelik baskıların arttığı, binlerce kişinin yasal haklarını kullandığı için davalık olduğu, en fazla terör hükümlüsünün de ülkemizde bulunduğu, İHD raporuyla kayıtlara geçti. İHD 2011 raporunda, gazetecilerden “gizliliği ihlal” suçundan 2005’te 113, 2009 yılında da 2 bin 455 kişinin davalık olduğu, 2011’de ise bu rakamın binlerle ifade edildiği vurgulandı. İHD’nin hazırladığı raporda Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten 2005’te 5 bin 218, 2009 yılında da 8 bin 251 kişiye dava açıldı. KCK soruşturması kapsamında son 7 ayda, 4 bin 815 kişi gözaltına alındı, bu kişilerden 2 bin 57’si de tutuklandı. 11 Eylül 2001’den bu yana 12 bin 897 kişinin “terör” suçundan mahkum edildiği Türkiye, dünyada en çok terör hükümlüsünün olduğu ülke haline geldi. İHD’nin “İfade Vermek Yerine İfade Etmek İstiyoruz” başlıklı 2011 Hak İhlalleri Raporu’nda, bu yılın en önemli sorununun “kitlesel gözaltı” ve “tutuklamalarla ifade özgürlüğünün ayaklar altına alınması” olduğu belirtildi. Türkiye’de ifade özgürlüğü açısından “fiili Olağanüstü Hal yaşandığına” dikkat çekti. Raporda, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten ise 2005’te 5 bin 218, 2009 yılında da 8 bin 251 kişiye dava açıldığı, “gizliliği ihlal” suçundan 2005’te 113, 2009 yılında da 2 bin 455 gazetecinin davalık olduğu vurgulandı. Öğretmene de mühür basmışlardı Beden eğitimi öğretmeni F.M.B, 16 Şubat 2009 tarihinde polise başvurarak, okulda müdür vekili E.A’nın kendisini dövdüğünü iddia etmiş, şikâyetçi olmuştu. İzmir Adli Tıp Kurumu, F.M.B’nin aldığı darbeler nedeniyle “Basit tıbbi müdahaleyle giderilemez” şekilde yaralandığını tespit etmişti. Mahkeme, kesin raporun alınması için F.M.B’yi İstanbul Adli Tıp Kurumu’na göndermişti. F.M.B. de tecavüz mağduru üniversite öğrencisi E.E. gibi sol koluna mühür basılarak gönderilmişti. Dedeoğlu bugün toprağa veriliyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin Kuveyt Büyükelçisi Mehmet Hilmi Dedeoğlu (54) önceki gün görevinin başında rahatsızlanarak yaşamını yitirdi. Dedeoğlu’nun ölümü Dışişleri Bakanlığı’nda üzüntüye neden oldu. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatı üzerine özel GAP uçağı Kuveyt’e giderek Dedeoğlu’nun naaşını Türkiye’ye getirdi. Dedeoğlu bugün Kocatepe Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek. Dedeoğlu, 2009’da Türkiye’nin Kuveyt Büyükelçisi olarak atanmıştı. Mavioğlu’nun 3 yıl hapsi istendi ? İstanbul Haber Servisi Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu’nun terör örgütü PKK liderlerinden Murat Karayılan ile yaptığı ve Radikal gazetesinde 2830 Ekim 2010’da yayımlanan röportajı nedeniyle yargılandığı davada 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, Mavioğlu’nun, TMK 6/2. maddesi gereğince “terör örgütünün açıklamalarını basmak ve yayımlamak” suçunu işlediğini savladı. Dava, 28 Aralık’a ertelendi. Bakanı protesto etmek ‘kabahat’ ? KAYSERİ (Cumhuriyet) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Erciyes Üniversitesi’nin sembolik açılış törenine katıldı. Törenin ardından cuma namazı için üniversite kampusundaki camiye gitmek üzere yola çıkan Yıldız, öğrencilerin protestosuyla karşılaştı. Türkiye Gençlik Birliği üyesi 10 kişilik grup, “Kahrolsun AKP diktatörlüğü” sloganlı atarken polis, 9 öğrenciyi yaka paça gözaltına aldı. Kabahatler Kanunu’na göre para cezası verilen öğrenciler serbest bırakıldı. MEB önünde ‘tarihçi’ eylemi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Güvenlik derslerini askerlerin vermesine karşı çıkan “ataması yapılmayan tarih öğretmeleri” ile “denetçi” statüsünü kabul etmeyen müfettişler, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde eylem yaptı. Grup adına konuşan Ayla Teköz, askerlerin eğitim işini öğretmenlere bırakması gerektiğini söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle