23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA 6 EYLÜL 2010 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Eylül Oslo PB 17 Helsinki PB 15 StockholmPB 15 Londra Y 19 AmsterdamPB 19 Brüksel PB 20 Paris Y 22 Bonn PB 21 Münih PB 21 Berlin PB 17 BudapeştePB 17 Madrid PB 30 Viyana PB 16 Belgrad Y 19 Sofya Y 20 Roma Y 24 Atina Y 25 Zürih PB 19 Moskova PB 14 Aşkabat A 30 Taşkent A 34 Bakû A 33 Bişkek A 29 Tiflis A 34 Kahire A 35 Şam A 36 İstanbul B 27 Edirne PB 28 Kocaeli Y 28 Çanakkale PB 27 İzmir PB 30 Manisa PB 32 Denizli PB 33 Zonguldak Y 24 Sinop Y 27 Samsun Y 27 Trabzon Y 26 Giresun Y 26 Ankara PB 32 Eskişehir Y 27 Konya PB 32 Sıvas PB 31 Antalya PB 32 Adana PB 35 Mersin PB 33 Diyarbakır B 38 Şanlıurfa B 38 Mardin B 34 Siirt B 37 Hakkâri B 33 Van B 30 Kars PB 30 Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı bulutlu, Marma- ra’nın doğusu, Ba- tı Karadeniz, Orta ve Doğu Karade- niz kıyıları ile Kü- tahya, Afyonkara- hisar, Eskişehir ve Çankırı çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bululu ve açık geçecek. AKP icraatlarının demokrasi, özgürlük ve insan hakları ile bağdaşmadığına ilişkin ağustos ayında uluslararası basında yer alan haberlerin arkasında Cumhuriyet muhabirlerinin gazetecilik başarılarının yattığını biliyor muydunuz? Sayalım... Referanduma sunduğu anayasa değişikliği ile kadın- erkek eşitliğinin sağlanacağını savunan Başbakan Erdoğan’ın kendisine üç eşli Ali Yüksel’i danışman olarak atadığını Türkiye, Cumhuriyet’ten öğrendi. İlhan Taşcı’nın kaleminden çıkan haber Türk ve dünya basınında büyük yankı yarattı. Fransız Le Figaro gazetesinde 7 Ağustos ve Amerikan New York Times gazetesinde 11 Ağustos’ta yayımlanan haberlerde laik Türkiye’de böyle bir olay yaşanması kapsamlı biçimde tartışıldı. Dünya Basketbol Şampiyonası’nda seyircileri coşturmakla görevli ponpon kızlara, Türkiye’nin maçlarında uygulanan düşündürücü sansürü de dünyaya ilk duyuran Cumhuriyet oldu. Turnuvanın ilk maçlarından itibaren sahaya çıkan ponpon kızlara Başbakan Erdoğan’ın eşiyle birlikte izlediği Türkiye- Rusya maçında gösteri yaptırılmadı. Fırat Kozok ve Sevil Arınan’ın arka arkaya yazdıkları haberlerin ardından önce Reuters sonrasında da yine New York Times Türkiye’deki bu garip uygulamayı 2 Eylül’de okuyucularının önüne koydu. Çekilmeyi yerinde izledik Dış ilişkilerdeki iki önemli gelişmeyi iç ve dış kamuoyu yine Cumhuriyet’ten takip etti. ABD askerlerinin çekildiği Bağdat’tan röportaj ve izlenimler yazan Bahadır Selim Dilek’in Irak Devlet Başkan Yardımcısı Tarık Haşimi, Irak Başbakan Yardımcısı Rafi Isavi ve Irak Ulusal Güvenlik Bakanı Şirvan el Vaili ile yaptığı görüşmeler PKK konusundaki en önemli muhatabımız ABD’nin Irak’tan çekilmesi sonrasında bizi nasıl bir tablonun beklediğini gözler önüne serdi. ABD yönetiminin Türk bankacılık ve enerji sektörlerine İran ile iş yapmamaları konusunda verdiği ültimatomu da 20 Ağustos’ta Türk ve dünya kamuoyu Cumhuriyet referansıyla okudu. İç politikada ise; krizli YAŞ toplantıları sonrasında üç amiral ve generalin bir ilke imza atarak şûra kararlarını yargıya taşımasını Barkın Şık, referandum sürecinde BDP’nin özerklik talebi ve boykot kararıyla ilgili gelişmelerin ayrıntılarını Ayşe Sayın, Türkiye’deki Deniz Feneri soruşturmasındaki önemli gelişmeleri ise Aykut Küçükkaya okurlarımıza duyurdu. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Dünya Cumhuriyet’ten Öğrendi 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Bayramınız ‘Hayır’lı Olsun... Ramazan ayında reklamlara dikkat ediyor musunuz? Dinle imanla ilgisi olmayan birçok firmanın reklamı oruç-iftar üzerinden yapılıyor. ‘İftarınızı ünlü kolamızla açın’ demeye gelen reklamlar. Çoluk çocuk, yaşlısı, genci iftar sofrasında bekliyor. Sofraya koşa koşa bir şişe kola geliyor. Masadakilerde bir sevinç, bir coşku. Kolamız geldi! Hurmayla, zeytinle açılan iftarlar tarihe mi karışıyor? Uluslararası bir dondurma firması da güllaçlı, sütlaçlı dondurmalar yapıyor. Dinsiz imansız çokuluslu şirketler birdenbire dindar oluveriyor. Biz din bilgini, din yetkilisi falan değiliz ama olup bitenleri görünce şaşıp kalıyoruz. Hiç kimse bunlara bir şey demiyor mu? Hani ‘dine saygısızlık ediliyor’ diye ayağa kalkanlar? Hani en küçük sözde, çizgide ‘dine hakaret edildi’ diyenler? Kimsenin aldırdığı yok. Dini imanı, ibadeti kullanan firma reklamı olur mu? ‘Aman şu ramazanda ben de cebimi doldurayım’ diyene söylenecek bir şey yok mu? Demek ki ticaret olunca her şey mubah oluyor. Öyle mi? Din adına yapılanlara ne demeli? Dinlerde, hele de İslam dininde bizim bildiğimiz sadelik yok mu? Alçakgönüllülük yok mu? Allah için yaptığını kimsenin bilmemesi gibi bir hicap yok mu? Birine yapılan iyiliği kimsenin bilmemesi gerekmiyor mu? Nedir o Guiness Rekorlar Kitabı’na girme görüntülü iftar yemekleri? Bunlar doğru işler mi? ‘Sen beş bin kişilik mi verdin, bak ben on bin kişilik iftar veriyorum’ gibi televizyonlara haber olayları dinin sadeliğine uyuyor mu? Kimse bunlara bir şey söylemiyor mu? Artık her şey bir reklam aracı mı oluyor? Yavaş yavaş toplumun nerelere kaydırıldığını gören yok mu? Bir Uzakdoğulu otomobil şirketi de ‘Yemedik içmedik fiyatları indirdik’ diye oruç imalı reklam yapıyor. Demek ki toplum buralara getirildi. HAYIR. Bu kadar sorumsuzluk kabul edilemez. Mademki referandum kişisel görüş belirtme zamanı. Bu reklam ideolojisine HAYIR. AKP’nin her şeyi bir reklam kampanyasına çevirmesine HAYIR. AKP döneminde her şeyin reklama dönüşmesine HAYIR. Ülkenin bölünmesini bile parti propagandası yapanlara HAYIR. Anayasa değişikliği oluyormuş da Türkiye daha demokrat olacakmış. Daha demokrat olmak mı? Ergenekon haksızlıkları ortada iken mi? Hukuku ‘ayaklara vurulmuş pranga’ sayarken mi? HAYIR. Bu tuzaklara HAYIR. Bu aldatmacalara HAYIR. Bu reklamlara HAYIR. Bayramınız HAYIRlı olsun... erdalatak@gmail.com Atatürk’ün fotoğraflarını delil saydılar ERDEM GÜL ANKARA - Sincan Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Osman Kaçmaz ve Yargõtay Cumhuri- yet Savcõsõ Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkõn- da Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kurulu tarafõndan ha- zõrlanan soruşturma raporlarõna Atatürk’ün fo- toğraflarõ suç delili olarak girdi. Kaçmaz ve Eminağaoğlu’nun beraatlarõyla so- nuçlanacak olan haklarõndaki davalarõn temelini oluşturan Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kurulu rapor- larõ gazeteci Hüseyin Özalp’in bu hafta piyasa- ya çõkan kitabõ “Son Kale Kuşatılan Yargı” adlõ kitabõnda yer aldõ. Kitapta raporlarla ilgili belge ve bilgiler şöyle anlatõldõ: Cem Ersever’den Eşref Bitlis’e: Raporu okurken Veli Küçük başta olmak üzere bazõ sanõklar hâkimler ve savcõlarla ilişki kurmaya çalõşmõş, bu görülüyor. Osman Kaçmaz hak- kõnda tek bir belge yok. Eminağaoğlu’nun bazõ Ergenekon sanõklarõ veya avukatlarõyla telefon konuşmalarõ dosyaya konmuş. Bunun dõşõnda soruşturma dosyasõ, Ergenekon ile ilgili ne ka- dar belge ve doküman varsa, onlarla desteklen- miş. Cem Ersever’den Eşref Bitlis suikastõna, bu bilgilerin hâkimlerle ne ilgisi olabilir, hâ- kim ve savcõnõn dosyasõna bu kadar detay bilgi neden konulur. Ergenekon ve Atatürk: Hâkim ve savcõ- larõn dosyalarõna konulan, üzerine de Adalet Bakanlõğõ’nõn mührü basõlan belgelerin ilkinin kapağõnda Atatürk’ün kalpaklõ fotoğrafõ bulu- nuyor. 1918 yõlõnda çekilen fotoğrafta Mustafa Kemal, yaverleri ile beraber. Salih Bozok, Şükrü Tezer, Cevat Abbas Gürer arkasõnda ayakta bekliyor. Fotoğrafõn altõnda ‘Mütareke- ye rağmen aldığı önlemlerle ordunun ayakta durmasını sağladı’ ibaresi yer alõyor. Fotoğra- fõn altõnda ise büyük harflerle ‘Ergenekon’ ya- zõyor. Belgenin adõ: ‘Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi’. Amaç, Kap- sam ve Yöntem başlõklõ giriş bölümünde ise söze yine doğrudan Atatürk’le giriliyor. Şöyle deniliyor: ‘Bu çalışmanın amacı Atatürk il- keleri doğrultusunda biçimlendirilmiş, Ke- malizmin tek, gerçek ve içtenlikle koruyucu- su TSK bünyesinde faaliyet gösteren Erge- nekon’un reorganizasyonuna katkıda bulu- nabilmektir.’ Üçüncü sõrada yer alan doküma- nõn kapağõnda da yine Atatürk resmi bulunu- yor. Bu kez Türk bayrağõnõn altõnda karakalem çizilmiş bir Atatürk portresi sayfanõn sol köşe- sine yerleştirilmiş. Kaçmaz’ın AKP lehine kararları Kitapta AKP’lilerce Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a dava- larõ nedeniyle eleştirilen Kaçmaz’õn AKP’liler lehine verdiği kararlar da sõralandõ. Aralarõnda Gül, Erdoğan, TBMM Başkanõ Şahin, bakanlar ve bürokratlarõn da bulunduğu isimler hakkõnda- ki 36 şikâyette Kaçmaz’õn AKP’liler lehine ver- diği kararlarõn listesi kitapta yer aldõ. TEFTİŞ KURULU RAPORU Prof.Dr.Caniçin ‘taktikmücadele’ MAHMUT LICALI ANKARA - Giresun Üniversitesi’ndeki (GÜ) seçimlerde yalnõzca 2 oy almasõna karşõn YÖK’ün 3. sõradan rektör adayõ gösterdiği On- dokuz Mayõs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fa- kültesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Yılmaz Can’õn adaylõktan çekilmesi nedeniyle seçimle- rin yenileneceği GÜ’de bir yõl süreyle görevlen- dirilmesi talep edildi. Prof. Can’õn rektörlük aday adaylõğõ seçimlerinin yenileneceği GÜ’de oyunu arttõrmak amacõyla görevlendirilmek is- tendiği iddia edildi. GÜ’deki rektör atama sürecinde YÖK’ün en çok oyu alan ilk iki adayõ çizerek seçimlerde yalnõzca 2 oy alan Prof. Dr. Can’õ rektör adayõ göstermesiyle başlayan tartõşmalar, Cumhurbaş- kanõ Abdullah Gül’ün YÖK’ten izahat istemesi ve ardõndan da Can’õn adaylõktan çekilmesiyle sonuçlanmõştõ. “Türbana Özgürlük Bildiri- si”nde imzasõ olan Yõlmaz’õn adaylõktan çekil- mesiyle YÖK, Giresun Üniversitesi’nde 6 rektör aday adayõnõn belirlendiği seçimlerin sil baştan yenilenmesini kararlaştõrmõştõ. GÜ’DEKİ REKTÖRLÜK SEÇİMİ Eski Müdür Avcõ’nõn kitabõndaki iddialar için ‘Görünen köy kõlavuz istemez’ dedi ÖzdemircemaatkurbanõALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in yakõn çevresine, kendisinin tutuklanmasõyla ilgili Hanefi Avcı’nõn “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabõnda yer alan “Bu bir cemaat operasyonudur” yönündeki sözlerini doğruladõğõ ve “Görünen köy kılavuz istemez” dediği öğrenildi. Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nden haziran ayõnda Ankara’ya atandõktan sonra, temmuz ayõnda tutuklanmasõndan kõsa bir süre önce, üst düzey bazõ polis şeflerini görevinden alan Özdemir, Z.G’yi de İstihbarat Şube Müdür Yardõmcõlõğõ görevinden alarak başka birimlerde görevlendirmek üzere personel emrine verdi. Özdemir, bu görevlendirmeden bir hafta sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn Kayseri’de yürüttüğü soruşturma kapsamõnda, “ihaleye fesat karıştırmak” ve “çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak” suçlamasõyla çõkarõldõğõ mahkeme tarafõndan tutuklandõ. Özdemir’in yerine Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Zeki Çatalya ise, Z.G’yi bu kez İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne getirdi. Z.G’nin adõ, Hanefi Avcõ’nõn kitabõnda geçiyordu. Şu an rahatsõzlõğõ nedeniyle Numune Hastenesi’nde yatan Orhan Özdemir’in, kendisi hakkõnda Avcõ’nõn kitabõnda yer alan “cemaat iddialarını” yakõn çevresine değerlendirirken, “Görünen köy kılavuz istemez” dediği belirtildi. Avcı ne yazmıştı? Hanefi Avcõ, gündem yaratan kitabõnda Özdemir’in tutuklanmasõnõ özetle şöyle anlatõyor: “...Bir yıldır Orhan Özdemir’e karşı cemaatin bir tertip içinde olduğunu, onun en olumsuz hal ve durumlarda fotoğraflarının çekilerek yaptığı harcama ve işlemlerin araştırılıp hakkında olumsuz manada kullanılacak materyal hazırlanmaya çalışıldığını emniyet teşkilatı içerisinde herkes bilmektedir... (...) Orhan’ın tutuklanmasından kısa süre önce görevinden aldığı şube müdürü Z. G’nin adı cemaate çok önemli belgede Ömer kod adlı cemaat imamın ABD havaalanında yakalanması olayında üzerinden çıkan notlarda geçmesi, hem kendisinin hem de (adliye mensubu olan) eşinin telefon bilgilerinin bulunması tesadüf müdür? (...) Olay hakkındaki genel kanaat şudur: Cemaat kendilerine engel gördüğü bir kişiyi daha bertaraf etmiştir.” 12 Eylül’ün baskısı, basında en çok Cumhuriyeti vurdu Ali Babacan: Hesabı hükümet soramaz ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Ali Baba- can, 27 Nisan “e-muh- tıra”sõyla ilgili olarak, “Böyle bir şeyin hesa- bını hükümet sormaz ki. Böyle bir konunun hesabını sormak ön- celikle mahkemelerin işi, yargının işi” dedi. Babacan, bir tel- evizyon kanalõnda ka- tõldõğõ bir programda, anayasa değişikliği, prim ve vergi borçlarõ gibi konularda açõkla- malarda bulundu. Babacan, yüzde 4 ar- tõ yüzde 4’ün enflas- yondan memuru koru- yacak ve belki bir mik- tar refah payõ olarak ad- landõrõlacak bir zam ora- nõ olduğunu söyledi. Babacan, 2007 yõlõn- da 27 Nisan akşamõ “e- muhtıra vakası” ya- şandõğõnõ, internete o bildiri konulunca her- kesin darbeleri anõm- sadõğõnõ ifade etti. “Bu konuda neden hesap sorulmadığı” sözleri üzerine Babacan, “Böy- le bir şeyin hesabını hükümet sormaz ki. Bu ülkenin yargısı var. Hükümet mi yargıla- yacak, hükümet ayrı bir mahkeme kurup da mı bunları yapan- ları yargılayacak. Tür- kiye’nin savcıları, hâ- kimleri var. Böyle bir konunun hesabını sor- mak öncelikle mahke- melerin işi, yargının işi” diye konuştu. 27 NİSAN E-MUHTIRASI YORUMU SELDA GÜNEYSU ANKARA - Devrimci 78’liler Federasyonu, 12 Eylül 1980 darbesi sõrasõnda ve sonrasõnda yaşananlarõn sergilendiği “12 Eylül Utanç Müzesi”ni, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde (ÇSM) açtõ. Müzede sergilenen her bir belge, yaşanan acõlarõ gözler önüne seriyor. Müzede 1980 olaylarõnda cezaevine girenlerin, yaşamlarõnõ kaybedenlerin isimleri, hayat öyküleri, mektuplarõ ve fotoğraflarõ da yer alõyor. 15 Eylül’e değin gezilebilecek müzede bir belge var ki, dönemde “basın-yayın özgürlüğü”ne ne kadar değer verildiği gözler önüne seriliyor. Belge, “12 Eylül’ün basına getirdiği yasaklar” başlõğõnõ taşõyor. Gazeteler arasõnda Cumhuriyet’in ağõr darbe aldõğõnõn kanõtlayan belgede gazetemize yapõlan uyglamalardan bazõlarõ: - 11 Ocak 1981: Cumhuriyet gazetesinin, 5 gün süre ile Adana, İçel, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adõyaman ve Hatay illerinde basõmõ, yayõmõ ve bu illere sokulmasõ ve dağõtõlmasõ yasaklandõ. - 3 Nisan 1981: Cumhuriyet gazetesinin 4 Nisan tarihinden itibaren Ankara, Kastamonu ve Çankõrõ illerinde basõmõ, yayõmõ, dağõtõlmasõ ve taşõnmasõ yasaklandõ. - 7 Haziran 1981: Cumhuriyet gazetesi Yazõişleri Müdürü Okay Gönensin ile yazar Mehmet Kemal hiçbir gerekçe gösterilmeden gözaltõna alõndõ. - 10 Haziran 1981: Okay Gönensin ve Oktay Akbal 21 Mayõs 1981 günü Cumhuriyet’te yayõmlanan Oktay Akbal’õn “Çanakkale’de Bir Vali Var” başlõklõ yazõda yasaklanmõş bulunan siyasal parti mücadelesi yapõldõğõ gerekçesiyle 3’er ay hafif hapis, biner lira hafif para cezasõna çarptõrõldõlar. Hapis cezalarõ 4 bin 500’er liralõk hafif para cezasõna çevrildi. - 23 Haziran 1981: Cumhuriyet Gazetesi Ege Temsilcisi Hikmet Çetinkaya siyasi polis tarafõndan gözaltõna alõndõ. - 19 Kasım 1981: Cumhuriyet gazetesi yazarõ Ali Sirmen’in yurtdõşõna çõkõşõ yasaklandõ ve pasaportuna, iade edilmek üzere emniyetçe el kondu. Darbenin ardından cezaevlerinde kullanılan işkence aletleri de sergide yer alıyor. İNSANLIĞIN ADALET TERAZİSİATATÜRK FOTOĞRAFI BİLE SUÇ DELİLİ OLDU Aralarında Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın da bulunduğu Ergenekon Davası’nda yargılanan isimler aylardır tutuklu. Suçsuzluk karinesinin hiçe sayıldığı bu durumun AİHM kararlarına ve insan haklarına aykırı olduğu gerçeği, herkes tarafından yüksek sesle dile getiriliyor. Zaten tutukluluk cezaya dönüşmüştü. Şimdi mahkemenin, tahliye istemlerinin ayda bir alınması yönündeki kararıyla bu da ağır bir ceza haline geldi. Unutmamak gerekir ki hukuk, üç ya da beş kişinin değil tüm insanlığın ve uygar dünyanın adalet terazisidir. Meslektaşımız Hüseyin Özalp, bir araştırmacı gazetecilik başarısı olan “Son Kale, Kuşatılan Yargı” kitabında Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz ile Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkında Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan soruşturma raporlarının inanılmaz ayrıntılarını gözler önüne seriyor. Sonradan beraatlâ sonuçlanan davalara temel oluşturan bu raporlardaki suç delilleri arasında Atatürk’ün fotoğraflarının dahi yer aldığını biliyor muydunuz? utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle