19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 29 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER 5 Neoliberal bir evrende solcu, yurtsever, sosyalist, devrimci olmak zor... “Yeni Dünya Düzeni” masalıyla avutulan toplumlarda, din eksenli siyasi partiler varoşlarda oy almanın yolunu, torba torba nohut- mercimek dağıtarak buldular. Eski dönek solcular, komünistler, sosyalistler “Yeni Dünya Düzeni”ne çok çabuk ayak uydurdu. Vahşi kapitalizmin güler yüzünü anlatmak için, önce medya kuruluşlarının patronlarını “kafaya” aldılar. Bakıyorum 12 Eylül halkoylamasından sonra bu kesim işi daha da azıttı... Bir süre önce, Birgün’de Selçuk Candansayar’ın, Selami İnce ve Adnan Bostancıoğlu’nun yazılarını okuyunca, “Yeni Dünya Düzeni”nin tutsak kıldığı neoliberaller aklıma geldi. Tunceli’de çıkan oyları “Kemalizm artıkları” diye nitelendiren bu kesim, sapla samanı birbirine karıştırıp “dört kol çengi” eyleme geçmişlerdi. Avrupa fonlarından beslenen üç dört televizyon kanalında “kahve sohbeti” yapıp paraları cebe indiren, halkın vergileriyle ayakta duran devlet televizyonundan parsayı toplayanlar yüzde 42 “hayır” oyunu önemsemeyip, iktidar yalakalığını sürdürüyor. Sosyalistlere ve sosyalizme karşı duyulan bu kin ve öfke niye? Sermaye-emek çelişkisini ortaya koyup, sosyal, ekonomik ve kültürel olaylara sınıfsal açıdan bakmak niçin bu beyleri çılgına çeviriyor? 12 Eylül halkoylamasında “hayır” oyu veren yurtseverlere, solculara, sosyalistlere “Kemalist artıkları” ya da “darbesever”,“kafatasçı”, “Ergenekoncu” diye saldıranları gördükçe şaşırıyorum. Kim bunu yapanlar? Soros’un çocukları, sözde liberaller... Adnan Bostancıoğlu,“organik aydın”dan “enstitü ve fon aydını”na dönüşüm sürecinin Türkiye’ye özgü olmadığını yazdı. Çok doğru! Yeni Dünya Düzeni Avrupa solu üzerinde de büyük etki yarattı... İngiltere’deki İşçi Partisi’ni, Almanya’da SPD’yi buna örnek gösterebilir, oradaki aydınların dönüşüm sürecini anlatabilirim. Bunlara gerek yok! Tunceli’de “hayır” oyu verenleri “Kemalist artıkları” olarak değerlendirenlere Selami İnce’nin verdiği yanıt da “cuk” oturmuştu. Bu ülkenin sosyalistleri, yurtseverleri, aydınları, devrimcileri askeri diktalardan çok çekti... 12 Eylü askeri faşizmi Metris’te, Diyarbakır’da, Aydın’da can alırken seslerini çıkarmayanlar, Ali Baransel’in deyişiyle Kenan Evren ve arkadaşlarının önünde diz çökenler, bugün “demokrasi savaşçısı” olarak karşımıza çıkıyorlar. Kenan Evren’in sofralarında kadeh tokuşturup, “Paşam iyi ki darbe yaptınız, memleket elden gidiyordu” diyenleri de çok iyi anımsıyoruz. Selçuk Candansayar yazısında şöyle diyor: “Peki ama hayır oyu veren sosyalistlere yönelik bu şehvetli öfke niye? Niye evet oyu verenlerin bir bölümünde, kazanmanın keyfini çıkarmak dururken sosyalistlere ve sosyalizme kin kusmadan duramayan bir hazımsızlık hali var.” Türkiye’de bildim bileli sosyalistlere ve sozyalizme karşı bir kin ve nefret duygusu vardır. TİP’in TBMM’ye girdiği 1965 seçimlerinden sonra ve önce de bu kin ve nefret duygusu vardı. Aynı duygu Komünizmle Mücadele Dernekleri’yle ivme kazandı. Bahçelievler katliamında ülkücü faşistlerce katledilen 7 TİP’li genci belki genç kuşaklar anımsamıyor bugün... Dönekler mangası başta belirttiğim gibi medyada köşe başlarını tuttu. Yarın bir iktidar değişikliği olunca bunlar “rüzgârgülü” oldukları için çok kolay yön değiştirirler. Bunu bir yere mutlaka yazın! Sen, dincilerle, tarikatçılarla, Büyük Birlik Partisi ve AKP’yle birlikte hareket edip halkoylamasında “evet” diyeceksin, “hayır” diyen sosyalistlere de en ağır dille saldıracaksın. Sen 12 Eylül darbecilerinin getirdiği yüzde 10 barajının, Siyasi Partiler ve Seçim Yasası’ndan kaldırılmasına niçin karşı çıkmıyorsun? Çıkamazsın! Sen kurulu düzenden yanasın... Sen ezilenden değil ezenden yanasın... Sen işbirlikçisin... Sen emperyalizme karşı çıkamazsın... Sen 1980’den beri hep egemen güçlerin yanında oldun, vahşi kapitalizme ve emeğin sömürülmesine alkış tuttun! Daha ne yazayım!.. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Sen Ezilenden Değil Ezenden Yanasın... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 CHP, “anayasal değil; siyasal bir sorun” olarak gördüğü türban için komisyona karşõ çõkõyor ‘Sadece türban olmaz’TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Umut Oran, si- yasette gündemi belirleyen tür- ban tartõşmalarõnõn geldiği nok- tayla ilgili olarak “Burada bir plan var. Başbakan işi yine ge- tirdi türbana dayadı. Türban anayasanın konusu değil. Tek başına türban konusunda bir komisyon olmaz” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan önceki gün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptõğõ kõsa gö- rüşmede türban konusunda or- tak komisyon kurulmasõ için çağrõda bulundu. Başbakan Er- doğan bu görüşme sõrasõnda “AİHM’nin kararlarının bağ- layıcı olmadığını, Diyanet İş- leri Başkanlığı’ndan görüş alınması gerektiğini” ifade ederken “Diyanet’in 1982’de bu konuda hazırladığı bir not var. Bizim referans alacağımız odur” mesajõ verdi. Bu görüş- menin ardõndan CHP’de “Ana- yasa için komisyona evet, sa- dece türban komisyonuna ha- yır” görüşü öne çõktõ. CHP Ge- nel Başkan Yardõmcõsõ Umut Oran, bu konuda şu değerlen- dirmeleri yaptõ: “Diyalogdan mutluyum. Bir ülkede iktidar partisinin genel başkanı ile ana muhalefet li- derinin bir araya gelmesi se- vindirici. Ama sonuç itiba- rıyla burada bir plan oldu- ğunu görüyorum. Bu kadar sorun varken iş geldi yine türbana dayandı. Konu, insan hakları ve özgürlükler içinde önemli olmakla beraber ana- yasanın konusu değil. Konu- yu türbana oturtmak çözüm- süzlüktür. Anlaşıldığı kada- rıyla Başbakan yine ‘tek konu’ diyor. Anayasa Mahkemesi, AİHM kararları bizi bağla- maz, diyor. Anayasa Mahke- mesi, AİHM, Danıştay ka- rarlarını yok saymak sadece Diyanet İşleri Başkanlığı en- deksli olarak bu konuya yak- laşmak çarpıklık olur. Biz anayasa değişikliği için ko- misyon kurulmasına tamam, diyoruz. Ama Başbakan ger- çek niyetini ortaya koyuyor, öyle planlamış. Tek başına türban konusunda bir ko- misyon olmaz.” ‘Perakende yok’ CHP Grup Başkanvekili Ke- mal Anadol, türban konusun- daki sorulara “Bunu tek mad- de halinde değil, paket halin- de konuşuruz. Anayasa oyla- masındaki samimiyetlerini gördük, hem 12 Eylül istis- marı yapılıyor hem de YÖK’e ağızlarını açmadılar” yanõtõnõ verdi. Devlet Bakanõ ve Baş- bakan Yardõmcõsõ Cemil Çi- çek’in CHP’nin önerisini açõk- lamasõna yönelik sözlerinin so- rulmasõ üzerine de Anadol, “Cemil Bey dokunulmazlık konusunda ne diyor, barajı in- direcek mi, YÖK’ü kaldıra- cak mı? Türban da bunun içinde olur. Niye bir tanesini tartışıyoruz? Perakende yok, toptan” dedi. ‘CHP, AKP’lileştirili- yor’ eleştirisi CHP Bilim Yönetim ve Kül- tür Platformu Başkanõ Sencer Ayata türban sorununun çözü- mü için çalõşmalarõnõ sürdürür- ken konu CHP yönetimi ve ta- banõnda da tartõşma yarattõ. Bu süreçte CHP kulislerinde yapõ- lan değerlendirmeler özetle şöy- le: ?Türban sorunu anayasal ve ya- sal bir sorun değildir; siyasal ve toplumsal bir sorundur. Bu ne- denle, çözümü anayasa ve ya- sa değişikliğinde aramak bir çö- züm getirmez. Şu anda üni- versitelerde bir türban sorunu yoktur. Uygulamada “esnek- lik” getirerek sorun çözülebilir. ? CHP, türban konusuna “eği- tim hakkı”, “kadın-erkek eşit- liği” temelinde yaklaşmalõdõr. CHP türban konusunda yakla- şõmõnõ ortaya koyarken; taba- nõnõ, kamuoyunu rahatlatacak “güvenceler” de istemelidir. ? CHP lideri Kõlõçdaroğlu’nun bazõ açõklamalarõ “Deniz Bay- kal’a yöneltilen en büyük eleştiri kolektif akla başvur- mamasıydı. Kemal Bey de kimseye danışmadan, MYK’de konuşmadan bazı görüşleri dile getiriyor” eleş- tirilerine yol açtõ. ? Deniz Baykal ve yakõn çev- resinde Kõlõçdaroğlu’nun “tür- ban” ve “cemaatler” konu- sundaki açõklamalarõndan du- yulan rahatsõzlõklar gizlenmiyor. “CHP’yi AKP’lileştirmek, ehlileştirmek istiyorlar”, “Kırmızı çizgiler aşılıyor” eleştirisi dile getiriliyor. CHP’nin bu hafta sonu yapõla- cak il başkanlarõ ve PM top- lantõsõndan sonra bu konular- daki eleştirilerin daha yüksek sesle dile getirilmesi bekleniyor. İÜ’de türban zatenİÜ’de türban zatenİÜ’de türban zaten serbestİÜ’de türban zaten Kamuoyunda tür- banla ilgili tartışma- lar sürerken türban- lı öğrenciler yeni eği- tim-öğretim sezonun açılmasıyla birlikte İstanbul Üniversite- si’nin (İÜ) Beyazıt yerleşkesindeki tüm fakültelere hiçbir so- runla karşılamadan giriyor, dersleri izli- yor. Beyazıt’ta dün İÜ’nün ana kapısın- dan giren ve hiçbir sorunla karşılaşma- yan öğrenciler ders- lere girdi. Üniversi- tenin bahçesinde oturdular bazı etkin- liklere katıldılar. Yerleşke dışındaki fakültelerin öğrenci- lerini yerleşke içeri- sine sokmayan üni- versite yönetiminin türbana ses çıkar- maması ise eleştirile- re neden oluyor. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) MEHMET ALİ ŞAHİN Partiler isterse adım atarım ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - AKP MYK, türban ve yeni ana- yasa tartõşmalarõ arasõnda Başbakan Tayyip Erdo- ğan başkanlõğõnda topla- nõrken AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Ömer Çelik, “AKP’nin yeni anayasa konusunda iradesi ta- mam. CHP’nin şu ira- deye gelmesi sevindirici” dedi. TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin de yeni anayasa için haziran ayõndaki seçimler nede- niyle vaktin daraldõğõnõ ancak partilerden talep gelmesi durumunda ken- disinin de adõm atabilece- ğini söyledi. TBMM Ana- yasa Komisyonu Başkanõ Burhan Kuzu ise Mec- lis’in çalõşma takviminin yeni bir anayasa için uy- gun olmadõğõnõ kaydetti. AKP’li Çelik, yeni ana- yasa için sadece AKP ve CHP’nin uzlaşmasõnõn ye- terli olmayacağõnõ, daha geniş çaplõ bir uzlaşmaya ihtiyaç olduğunu kaydet- ti. AKP Grup Başkanve- kili Bekir Bozdağ da so- rularõ yanõtlarken “Ba- şörtüsü konusu ayrı bir konu, anayasa konusu ayrı bir konu. Hem ana- yasa konusunda hem ba- şörtüsü konusunda ayrı zamanlarda çağrılarda bulunduk” dedi. Bozdağ, Kılıçdaroğlu’nun “he- men çözerim” dediğini belirterek CHP’nin bu ko- nudaki tavrõnõ bekledik- lerini söyledi. Şahin de, sivil anayasa- nõn hep tartõşõldõğõnõ be- lirterek “Eğer grupları- mızdan, gerçekten yeni bir anayasa değişikliği ile ilgili ‘Biz çalõşmaya hazõrõz, TBMM Başka- nõ’nõn inisiyatifiyle bir uzlaşma komisyonu ku- rulmasõ gerekir’ şeklinde bir mesaj alırsam adım atabilirim” dedi. Kuzu: Seçimden önce imkânsız TBMM Anayasa Ko- misyonu Başkanõ Burhan Kuzu da, genel seçimlerin Haziran 2011’de yapõl- masõ düşünüldüğünde tek- nik anlamda yeni anayasa çalõşmalarõnõn yetişmeye- ceği görüşünü dile getirdi. Yeni anayasa için geniş ta- banlõ bir uzlaşõya varõl- masõ gerektiğini belirten Kuzu, bir metin hazõrlan- masõ ve bu metnin TBMM’deki sürecinin ay- lar sürebileceğini kaydet- ti. Kuzu, “Bu kadar dar bir zamanda sil baştan anayasa yapılmaz” dedi. Başbakan Erdoğan, yeni anayasayõ õsrarla seçim sonrasõna bõrakmak istiyor AKP’nin dört çekincesi ERDEM GÜL ANKARA - CHP Genel Baş- kanõ Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Niye 2011’i bekliyoruz. Yeni anayasayı hemen yapalım” şeklindeki açõk önerisine karşõ AKP’nin õsrarla seçim sonrasõna bõrakmasõ, AKP kulislerinde 4 nedene bağlanõyor. CHP’yi, Kõlõçdaroğlu önce- sinde, “Anayasa başta olmak üzere hiçbir konuda uzlaşma- ya yanaşmıyor” diye eleştiren AKP, bu kez CHP’nin açõk çe- kine karşõn, yeni anayasayõ seçim sonrasõna ertelemekte õsrar edi- yor. AKP kulislerinde Başba- kan Tayyip Erdoğan’õn yeni anayasa için seçim sonrasõna bõ- rakmaktaki kararlõ tutumu şu nedenlere dayandõrõlõyor: Yeni anayasa seçim vaa- di: AKP’deki planlamaya göre yeni anayasa partinin haziran ayõnda yapõlacak genel seçim- lerdeki en önemli vaadini oluş- turacak. Erdoğan, yeni anayasa vaadiyle oy isteyecek. Erdoğan seçim kampanyasõnõ yeni ana- yasa tartõşmasõna dönüştürecek. AKP, yeni anayasa üzerinden yürütülecek bir kampanyayla re- ferandum benzeri bir seçim süreci yaşanmasõnõ da planlõyor. CHP’siz anayasa: Refe- randum sonrasõndaki partinin kendi yaptõrdõğõ anketlerde oy oranõ yüzde 44’ler düzeyinde görünüyor. CHP’nin oyu ise yüzde 27-28’lerde. MHP’nin ba- rajõn kõlpayõ üzerinde olduğu görülüyor. Partide bu anketler çerçevesinde partinin en az bu- günkü 330’larda sandalyeyle ge- lebileceği hesaplanõyor. Hatta MHP’nin baraja takõlmasõ duru- munda sandalye sayõsõnõn daha da artabileceği yorumlarõ da ya- põlõyor. Bu yorum çerçevesinde seçimden daha güçlü gelindi- ğinde artõk CHP’ye de ihtiyaç kalmadan partinin kendi anaya- sasõnõ yapabileceği de düşünü- lüyor. Dokunulmazlık sıkıntı- sı: AKP’nin, CHP’nin ‘hemen yapalım’ önerisine sõcak bak- mamasõnda başta dokunulmazlõk olmak üzere gelecek bazõ öneri- lere açõk olmamasõ da etkili. Bu konuda CHP’nin dokunulmazlõk başta olmak üzere AKP açõsõndan sõkõntõlõ alanlarda değişiklik is- teyerek süreci tõkayacağõ değer- lendirmeleri yapõlõyor. BDP istekleri: AKP’de se- çime kadar geçecek sürede Kürt sorununun çözümü konusunda bir mesafe alõnmasõ, ardõndan seçim sonrasõ da anayasayla bu- nun taçlandõrõlmasõ şeklinde bir takvim planlanõyor. Bu aşamada yeni anayasaya girilmesi halinde BDP’nin karşõlanamayacak ta- leplerde bulunmasõndan kaygõ duyuluyor. BDP’nin “anayasal vatandaşlık”, “anadilde eği- tim” gibi isteklerle gelmesi ha- linde bunlarõn karşõlanamayaca- ğõ, BDP ile bu nedenle yaşanacak bir gerilimin de başlatõlan çözüm sürecine zarar vereceği kaygõla- rõ dile getiriliyor. TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek kararını açıklayan Kesici, “Yeni par- ti yönetimi ve siyaset anlayışına, etkili katkı sunabileceğim durum yok” de- di. Kesici, eski Genel Başkan Baykal’a kararını ilettiğini söyledi. (Fotoğraf:AA) Kesici CHP’den istifa etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, partisinden istifa etti. Dün TBMM’de basõn toplantõsõ düzenleyerek istifa kararõnõ açõklayan Kesici, 22 Mayõs 2007’de katõldõğõ CHP’de kendisinde “sadece güzel anılar” olduğunu anlatarak, “CHP’de şimdi yeni bir yönetim ve yeni bir siyasi anlayış dönemi başlamış bulunmaktadır. Yeni parti yönetimi ve yeni siyaset anlayışına, başta fikri temelde olmak üzere etkili bir katkı sunabileceğim bir durum bulunmadığını hissediyorum” dedi DP’ye gidecek iddiaları Kesici, “Özgür bir siyasi söylem ve tavır içinde olmak gerektiği düşüncesiyle” istifa ettiğini belirtirken DP’ye genel başkan olacağõ iddialarõ için ise, “İstifamın başka bir partinin genel başkanı olmak gibi bir niyet ve düşünceyle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır” dedi. İstifasõ öncesinde Kõlõçdaroğlu ile görüşmek istediğini belirten Kesici, yoğun program nedeniyle bunu bir türlü gerçekleştiremediğini belirtti. Kesici, CHP’ye katõlmasõnda eski Genel Başkan Deniz Baykal’õn izlediği politikalarõn büyük katkõsõ olduğunu belirterek “CHP’nin merkeze ve merkezin sağına doğru ne kadar yaklaşırsa o kadar faydalı olacağı kanaatindeyim. Deniz Baykal, bu yönde kudretli bir hamle yapmak istiyordu. Kendisine istifa edeceğimi söyledim. Elbette hem Kılıçdaroğlu hem de Baykal istifa etmemi istemedi” diye konuştu. Kesici, toplantõ sonrasõnda TBMM’den ayrõlarak CHP Genel Merkezi’nde Kõlõçdaroğlu ile 45 dakikalõk bir görüşme yaptõ. Kesici, “Güzel ve medeni değerlendirmeler oldu, istifa eden bir genel başkan, istifa eden milletvekili... Zaten olması icap eden bu ve benzeri davranışlardır” dedi. Kesici, “Hüzün de var mıydı” sorusunu, “Elbette, olmaz mı” diye yanõtladõ. Eski CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal ile perşembe günü görüştüğünü ve istifa kararõnõ söylediğini belirten Kesici, “En çok üzülen normal olarak Sayın Baykal olur herhalde. Bugün ya da yarın, olanı biteni bir sohbet tarzında değerlendiririz diye düşünüyorum” dedi. Erdoğan’õn anayasa değişikliği konusundaki tartõşmalarõ türbana oturtmak gayreti içinde olduğunu söyleyen CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Umut Oran, “Anayasa Mahkemesi, AİHM, Danõştay kararlarõnõ yok saymak sadece Diyanet İşleri Başkanlõğõ endeksli olarak bu konuya yaklaşmak çarpõklõk olur. Biz anayasa değişikliği için komisyon kurulmasõna tamam, diyoruz. Ama Başbakan gerçek niyetini ortaya koyuyor, öyle planlamõş. Tek başõna türban konusunda bir komisyon olmaz” dedi. İÜ’de türban zaten serbest
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle