19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 28 EYLÜL 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Gelişmişliğin Ölçütü Ünlü siyah trompetçi Wnyton Marsalis, ABD’de yaşayan zencilerin çoğu gibi müzikteki yeteneğini cazla sınırlamadı. Konservatuvara gidip klasik müzik eğitimi aldı ve klasik trompetin en önemli isimlerinden biri oldu. Bunun yanında caz çalışmalarını da sürdürdü ve Miles Davis’den sonra belki de en çok sözü edilen trompetçiler arasına girdi. Marsalis, kendisiyle yapılan bir söyleşide, “Klasik müzik biz siyahlar için sanki büyük bir dağın arkasındaydı, sanki bizim yapamayacağımız bir şeydi, onun için okula gidip bunu yapabileceğimi göstermek istedim” diyordu. Üst düzey sanat ve kültür çoğu zaman belli insanların tekelindeymiş ve ancak onlar tarafından anlaşılan özel bir zevkmiş gibi görülür. Popülist söylemlerin, en çabuk tüketilen ürünlerin neredeyse sanatın yerini aldığı günümüzde opera, bale, edebiyat, plastik sanatlar eskisi gibi etkili görünmüyor. Fazla gişe yapmayan filmler “sanat filmi” diye alaya alınıyor. Bizde opera, bale, klasik müzik bütçe görüşmelerinde gündeme gelir daha çok. Devlet adamlarının bu gösterilere gitme âdeti giderek azaldı. Bütçe görüşmelerinde de hep, devletin neden bu, “bizim kendi kültürümüze yabancı” sanatlara para ayırdığından dem vurulur. Aslına bakarsanız bunu söyleyenler kendi kültürümüzle de fazla ilgili değillerdir ya neyse! Yüksek sanat ürünlerinin, bilim ve felsefenin, edebiyatın gelişmediği toplumlar gerçekten gelişebilir mi? Eğer bir ülkenin gelişmesinden anladığımız şey, o ülkenin kaynaklarının yabancılar tarafından kullanılması ve bu sayede ülkeye para girmesiyse evet, böyle birkaç ülke sayılabilir. Ama gelişmiş dediğimiz ülkelere bakınca bunların hemen hepsinde sanatın, kültürün, felsefe ve bilimin ne kadar önemsendiği hemen göze çarpar. Buna karşılık gelişmemiş ülkelerde bu alanlarda doğru dürüst pek az örnek bulunur. Birçok ülke, geniş kitlelerce alıcısı olmadığı halde bu sanatları desteklemenin yollarını buluyor, belki çok uzun yıllar hiçbir getirisi olmayacak bilimsel çabaların önünü açıyor, bilim ve düşünce adamlarını destekliyor. Büyük şirketler bu tür araştırmalara, çalışmalara fon ayırıyor. “Büyük bir dağın ardında” gördüğümüz, geniş kitlelere uzak, yalnızca küçük bir azınlığın zevki gibi düşüdüğümüz, insanoğlunun gerçek gelişmesini sağlayan bu özel çabaları küçümsemek yerine neden önemli olduğunu kavramak gerekiyor artık. [email protected] Biri düştü diğeri ucuz kurtuldu YALOVA (Cumhuriyet) - Yalova skelesi’ne yanaşan Kanuni Sultan Süleyman feribotunun yolcu tahliyesi sırasında halat kopunca, bir otomobil denize düştü, bir otomobil de feribot rampasına takılı kalarak düşmekten son anda kurtuldu. Denize düşen otomobilde bulunan 3 kişi görevliler tarafından denizden çıkarıldı. Denize düşen otomobilde bulunan 29 yaşındaki Tayfun Çoban ile aynı yaştaki Kağan dili ve 23 yaşındaki Zehra Melike Yazgan, gemi personeli ve güvenlik görevlileri tarafından denizden çıkarıldı. Yalova Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu açıklandı. Kaza sonrası bir süre açıkta bekleyen feribota asılı kalan otomobil ise çekici yardımıyla kurtarıldıktan sonra feribot iskeleye yanaşarak yolcu ve araç tahliyesini tamamladı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Feribot Yenikapı’dan dün saat 08.30’da 46 araç ve 194 yolcu ile hareket etmişti. Okullarda derslik mevcudu 80’e çõkõyor, bir rehber öğretmene 1800 öğrenci düşüyor Sõnõfobez,eğitimzayõfstanbul l Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 2009 verilerine göre devletin obez okullarında eğitim kalitesi düşük. FİGEN ATALAY İstanbul’daki devlet okullarõnda yaşanan en temel sorun “kalabalık sınıflar”. İlköğretim okullarõnda bir dersliğe 53, genel ortaöğretimde 41, mesleki teknik ortaöğretimde 49 öğrenci düşüyor. İstanbul’un ilçelerinden bazõlarõnda bir derslikte 70’in üzerinde öğrenci öğrenim görüyor. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafõndan hazõrlanan 2009 strateji raporu sayõsal verilerini değerlendiren eski Eğitim-Sen Başkanõ, eğitimci Alaattin Dinçer, “Bu çalışmada öne çıkan en temel sorun, kalabalık sınıflardır. Sınav odaklı sistemin yarattığı psiko-sosyal travmalar da çok önemli sorun olarak karşımıza çıkmaktadır” diyor. Dinçer, şöyle devam ediyor: “15-20 öğrencili sınıflarda ve her türlü olanaklara sahip özel öğretim kurumlarında eğitim- öğretim gören çocuklarla, kamunun obez okullarında her türlü yetersizliklerle eğitim görmeye çalışan çocukları aynı kulvarda yarıştırmak temel insan hakkı ihlalidir. Sosyal devlet; tüm yurttaşlarına eşit, parasız eğitim hizmeti sunmak zorundadır. Ayrıca çocuk hakları sözleşmesinde eğitim hakkı bu yönüyle güvence altına alınmıştır. Eğitim alanının genel sorunlarının yanında İstanbul’un sorunlarının çözülmesi için özel program, plan ve projeler üretilmelidir.” Rapordan... İstanbul’un ilçelerinden bazõlarõnda bir dersliğe 70’in üzerinde öğrenci düşmektedir. Örneğin; bir dersliğe Sultanbeyli’de 71, Sultangazi’de 79, Bahçelievler’de 71, Bağcõlar’da 70, Gaziosmanpaşa’da 67, Ümraniye’de 61, Bayrampaşa’da 64, Şişli’de 44, Üsküdar’da 45 öğrenci düşmektedir. İlköğretimde bir rehber öğretmene 1800, ortaöğretimde ise 700 öğrenci düşmektedir. ŞANLIURFA (Cum- huriyet) - Şanlõurfa’da İranlõ turistleri taşõyan yolcu otobüsünün şaram- pole yuvarlandõğõ kazada 3 kişi öldü, 50 kişi yara- landõ. Şanlõurfa’nõn Vi- ranşehir ilçesinde ise mi- nibüsle traktörün çarpõş- masõ sonucu, 4 kişi yöldü, 14 kişi yaralandõ. Şanlõurfa’da birçok kişi- nin araçta sõkõştõğõ kazada, itfaiye ve kaza kõrõm ekip- leri, yaralõlarõ kurtarmak için yoğun çaba harcadõ. Hafif yaralanan bazõ kişi- ler araçta sõkõşanlarõ ve ölenleri görünce sinir krizi geçirdi, Farsça ağõt yaktõ. Minibüs traktöre çarptı Viranşehir’de ise Meh- met A’nõn kullandõğõ mi- nibüs, Eyyüp Nebi Kavşa- ğõ’nda, sürücüsünün kim- liği henüz öğrenilemeyen traktörle çarpõştõ. Kazada, Mustafa Çiftçi (25), Ey- yüp Ocak (29), Mekkiye Akın (28) ve Fatma Al- kanat (6) yaşamõnõ yitirdi. 14 kişi de yaralandõ. Şanlıurfa’daki kazada tam bir mucize yaşandı. Ters dönen yolcu otobüsünün tekerliğine sıkışan bir yolcu, sağlık ekiplerinin yoğun çabaları sonucu kurtarıldı. Sağ çıktı Oğuzhan uyandı MERS N (AA) - Mersin’de diş tedavisi sırasında uygu- lanan genel anestezi sonra- sında iki haftadır uyanamadı- ğı iddia edilen Oğuzhan Si- vas’ın (5) dün kendine geldi- ği ve yoğun bakımdan çıka- rıldığı bildirildi. l Sağlık Mü- dür Yardımcısı Fatih Çomu çocukta kalıcı bir rahatsızlık belirtisinin olmadığını, ayrın- tılı rapor istendiğini söyledi. ki kardeş tutuklandı stanbul Haber Servisi - Be- yoğlu’nda Nazlı Sinem Erkö- seoğlu’nun (24) apartman boş- luğunda cesedinin bulunma- sı olayına ilişkin gözaltında tu- tulan ve sevgilisi olduğu iddia edilen Can P. ile ağabeyi Em- re P, çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklandı. Em- niyetteki işlemlerinin ardın- dan Beyoğlu Adliyesi’ne gö- türülen iki kardeş tutuklandı. ‘Yasak imaj bozuyor’ stanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çırağan Sarayı’nda dü- zenlenen “Yeni Normal Dün- yada Türkiye’nin Yeni Konu- mu, Yeni Gücü” konulu pane- le katıldı. Konuşmasında YouTube yasağını eleştiren Gül, “Daha fazla özgürlüğün iyi bir şey olduğuna inanmalı ve ikna edici olmalıyız” dedi. Yargıçlar ve yasa yapıcıların dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Gül, “YouTube’u yasaklarken sitenin ve ben- zerlerinin yasak olduğu ülke- lerin kimler olduğunu ve Tür- kiye’yi hangi ülkeler arasına koyduklarının farkındalar mı? Ufak bir şey imajınızı altüst edebiliyor” diye konuştu. Islık çalan Prof.’a ceza ANTALYA (AA) - Akdeniz Üniversitesi (AÜ) ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Deka- nı Prof. Dr. Şafak Aksoy, aynı fakültede görev yapan, Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm’e “Bi- limsel yetersiz, iş ahlaksızı ve medeni münasebet düzey- sizi” gibi ifadeleri nedeniyle 4 bin TL tazminat ödemeye mahkûm edildi. Kuruüzüm hakkında, AÜ yönetimi tara- fından fakültede Bolu yöresi- nin “Halimem” türküsünü ıs- lıkla çaldığı ve bu suretle yö- neticilerine hakaret gerekçe- siyle soruşturma açılmıştı. Rektör: Dersler kaldırılsın İnkılap dersi külfetli geldi MALATYA (Cumhuriyet) - Üniversite kampusundaki “Atatürk Türkiye’dir” yazõsõnõ “Hitler Almanyası gibi” diyerek kaldõran Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, bu kez de üniversitelerdeki İnkõlap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin öğrencilere külfet getirdiğini bu dersin zorunlu dersler arasõndan çõkarõlmasõ gerektiğini savundu. Çelik, 1982 Anayasasõ ile birlikte gelen, Türk dili, İnkõlap Tarihi ve Atatürkçülük gibi derslerin üniversite öğrencilerine külfet getirdiğini ve bu derslerin zorunlu olmaktan çõkarõlmasõnõ istedi. Medeni ve çağdaş ülkelerde, bu tip derslerin bulunmadõğõnõ iddia eden Çelik, “Umarım yapılacak bir yükseköğretim reformu ile bu dersler müfredattan kaldırılır. Bunun yerine teknolojinin bilimin getirdiği dersler konur” dedi. Hitler’e benzetmişti Çelik, bu derslerin uzaktan eğitimle verilmesi gerektiğini savunarak, “Üniversitelerimize artık uzaktan eğitim merkezleri kuruluyor. Yabancı dil, Türk dili ve inkılap tarihi gibi derslerin uzaktan eğitim yolu ile verilip, çocukların sadece vize ve final sınavına gelmesi düşünülebilir” diye konuştu. CHP’nin rektörün sözlerini Meclis gündemine taşõyacağõ bildirildi. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan Malatya İnönü Üniversitesi Eski Rektörü Fatih Hilmioğlu ile yaşadõğõ gerginliklerle tanõnan Rektör Çelik, ağustos ayõnda da üniversite kütüphanesinde bulunan “Atatürk Türkiye’dir, Türkiye Atatürk” yazõsõnõ kaldõrarak, yerine Atatürk’ün “Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır” ifadesini astõrdõ. Abdi İpekçi ve Papa suikastlerinin kilit ismi Oral Çelik’in akrabasõ olan Çelik, YÖK Başkanõ Yusuf Ziya Özcan ile de TÜBİTAK’ta mesai arkadaşlõğõ yapmõştõ. Tecavüzcü değil basın suçluSEYFETTİN METE ÇORUM - Çorum’da Ensar Vakfõ’na ait kuran kursunda kõz çocuklarõnõ taciz ettiği gerekçesiyle yargõlanan Vakõf Başkanõ ve bir lisenin din kültürü öğretmeni Zekai İşler 5 yõl 7 ay hapse mahkûm edildi. Mahkeme İşler’in cezasõnõ “iyi hal”den 4 yõl 8 aya indirdi ve tahliyesine karar verdi. Çocuklarõn ruh sağlõğõnõn bozulduğu yönündeki rapora karşõn “nitelikli cinsel istismar” maddesini işletmeyen mahkeme tacizin faturasõnõ basõna kesti. Mahkemenin kararõnda “Eylem, sanığın Çorum ilindeki konumu nedeniyle büyük sansasyon yaratmış, ulusal basında da yer almıştır. Davanın yarattığı yankı dikkate alındığında mağdurenin ruh ve beden sağlığının uğradığı cinsel istismar eyleminden mi yoksa şikâyetçi olduktan sonra yaşadığı gelişmeler, ulusal basının mağdure üzerinde yarattığı etki ve baskılar ile mi meydana geldiği hususunda şüphe oluşmuştur. Şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince karar verilmiştir” denildi. Mahkemenin gerekçeli kararõnda E.Y’nin cinsel istismar eyleminden 1-1.5 yõl sonra şikâyetçi olduğu belirtildi. Daha önce de tacizle suçlanan sanığın cezası iyi halden indirildi, tahliye edildi, yetmedi ‘gerçek’ suçlu bulundu ‘Umay’õn hõzõ 98 km Konya Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mi- marlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi Sezer Pıçak, ekibi Ar-Ge ve Girişimcilik Topluluğu ile bir yıllık bir çalışma- nın sonunda güneş enerjisiyle çalışan otomobil üretti. Pıçak, Güneş tanrıçası anlamına gelen “Umay” adını verdikleri yakıtsız aracın saatte 98 kilometre hız yapabildiğini belirtti. Üç te- kerlek üzerinde hareket edebilen araç, gereksi- nimi olan enerjiyi ise yüzeyinde bulunan 16 adet güneş panelinden sağlıyor. Umay’ın top- lam maliyeti ise 26 bin TL. (BARIŞ YAMAN) CESETLERİ DENİZDE BULUNDU Baba-kõzõn sõr ölümüİstanbul Haber Servisi - Tuzla sahilinde, birbirlerine sarõlmõş ve elleri iple bağlanmõş halde iki ceset bulundu. Cesetlerin iki gün- dür aranan ve eşinden boşandõğõ belirtilen baba ile kõza ait olduğu kaydedildi. Tuzla’da ihbar üzerine olay yerine gelen polis, çalõşmalar sonucunda iki ceseti karaya çõkardõ. Po- lise, kõzõ ve boşandõğõ eşinin kayõp olduğu yönün- de önceki gün müracaatta bulunan Pınar Yakar, olay yerine çağrõldõ. Yakar, cesetlerin eski eşi Şe- rif Kızılkan (30) ile 5 yaşõndaki kõzõ Rojin Kızıl- kan’a ait olduğunu teşhis etti. Yakar, olay sõrasõn- da fenalaşõrken olayla ilgili soruşturma başlatõldõ. Rojin anaokuluna gidecekti Bingöl’de evlendikten sonra İstanbul’a taşõnan Şerif ve Põnar Kõzõlkan’õn, 2 yõl önce şiddetli ge- çimsizlik gerekçesiyle boşandõklarõ, kõzlarõ Ro- jin’in velayetinin de annesine verildiği öğrenildi. Rojin’in önceki gün görüş günü olmamasõna rağ- men babasõ tarafõndan 3 saatliğine alõndõğõ ve kõzõ- nõn anaokuluna gideceğini bilmesine karşõn babasõ tarafõndan geri getirilmemesi üzerine anne Põnar Yakar’õn polise başvurduğu belirtildi. Ekiplerin Kõzõlkan’õn evine gittiği ancak kimseyi bulamadõ- ğõ, cep telefonunun da kapalõ olduğu bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle