23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B AYDINLANMA EMRE KONGAR CHP-AKP Farkı: Dayatmaya Karşı Uzlaşma ve Mutabakat! Ülkenin sorunları belli... Bunları çözmek için önerilen seçenekler yıllardır tartışılıyor... Dolayısıyla çözüm üretmek için allame-i cihan veya dâhi olmaya gerek yok… Asıl gerekli olan, çeşitli seçenekler arasında seçim yapabilmek için “vizyon” denilen siyasal görüş! Ve tabii ki çözüm kararlılığı ve temsil gücü! “Temsil gücünden” kastım, seçimlerde alınan oy değil… Herhangi bir sorunda, ilgili bütün tarafları kapsayacak, herkesi memnun edecek, hukuka, demokrasiye, insan haklarına, Anayasa’ya uygun çözümler bakımından, “temsil gücünden” söz ediyorum. Yüzde 90 oy alarak iktidar olabilirsiniz ama kritik bir ülke sorunu hakkında çeşitli tarafların sadece biri lehine dayatmacı bir tavır koyarsanız, veya anayasayı ya da insan haklarını ihlal ederseniz... Bir kesimin dışındaki bütün tarafları düşman görür ve onları kin ve nefret ile bir kamplaşmaya iterseniz... O sorunun çözümüyle ilgili olarak “temsil gücünüz” var denilemez! Böyle durumlarda tek taraflı ve dayatmacı olarak kullanılan sayısal temsil gücü, ne yazık ki bir sorunun çeşitli tarafları arasındaki sorunları çözmek yerine derinleştirir, müzminleştirir, tarafları kemikleştirir ve düşmanlaştırır. Böylece demokrasinin ana kuralı olan “farklı nitelik ve görüşteki insanların eşit haklar bağlamında bir arada yaşama iradesi” zedelenir. Bu zedelenme sonucunda da o ülke de, o halk da, o rejim de yara alır. Ne yazık ki AKP iktidarı sürekli olarak bu yanlışa düşmektedir. Türkiye son sekiz yıldır tam anlamıyla “tek taraflı bir dayatma” yöntemi kullanan AKP iktidarına tanık oldu. “Dediğim dedik” anlayışıyla, bırakın çeşitli toplumsal sınıf, katman ve grupları, Meclis’teki muhalefet partilerini bile yok sayan bir uygulama ile karşı karşıyayız. AKP, sekiz yıldır büyük bir inatla uygulamaya koyduğu “Türkiye’yi dönüştürme” projesini kendi yandaşları ve dış müttefikleri dışında kimseyle görüşmeden, danışmadan ve tabii uzlaşmadan, uygulamaya devam ediyor. Çok kısa zamanda tam bir fiyaskoyla sonuçlanan “Kürt Açılımı” başta olmak üzere, bütün açılımlarda ve en son Anayasa Değişikliği Paketi referandumunda da aynı yöntemi gördük, görüyoruz. AKP kendi liderliği ve kendi kurmayları ile hazırladığı, yandaşları ile tartıştığı çözümleri, Meclis’teki sayısal temsil gücüne dayanarak, sürekli bir biçimde tek taraflı dayatıyor. Ama sonuçlar hiç de halk ve rejim lehine olmuyor: Kamplaşmalar artıyor... Düşmanlıklar oluşuyor... Oluşmakla da kalmıyor, bu düşmanlıklar kemikleşiyor! İşte rejimi çıkmaza, tarafsızları ve muhalifleri de umutsuzluğa iten bu dayatmacı tutuma karşı, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ve Bilim Kurulu Başkanı Prof. Sencer Ayata’nın açıklamaları yepyeni bir umut doğurdu: Her sorunda, taraflar arasında bir uzlaşma arayacaklarını, toplumsal mutabakat üzerinden çözümler oluşturacaklarını belirtiyorlar. Türban sorunundan Anayasa değişikliğine, Kürt sorunundan işsizliğe kadar bütün kritik sorunlarda bu iki sihirli sözcük CHP’nin genel politikalarını halkın bir umut olarak görmesine yol açtı: “Uzlaşma”... Ve “Toplumsal mutabakat”! Bu iki sihirli sözcük aslında demokratik rejimin, demokratik felsefenin, çağdaş çoğulcu demokratik iktidar uygulamalarının olmazsa olmazıdır… Aynı zamanda Türk halkının susadığı bir “çözüm yöntemidir”! ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org 31 AĞUSTOS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Yaşlarõ 4 ile 11 arasõnda değişen 4 kardeş, bir derin dondurucunun içinde ölü bulundu Çocuklarõn ölüm oyunu KONYA (Cumhuriyet) - Kon- ya’nõn Kulu ilçesinde serinlemek için çalõşmayan derin dondurucuya giren yaşlarõ 4 ile 11 arasõnda deği- şen 4 kardeş havasõzlõktan yaşamõnõ yitirdi. Kulu’ya bağlõ Tavşançalõ beldesi Uzunkuyu Mahallesi Ali Ağa Yay- lasõ’nda oturan Üçer ailesinin çocuk- larõ dün sabah 11.00 sõralarõnda oy- namak için evden çõktõ. Ancak ço- cuklarõn bir daha geri dönmemesi için endişelenen anne Nazmiye Üçer, durumu eşine haber verdi. Ço- banlõk yaparak geçimini sağlayan baba Mehmet Üçer de eşi ve yakõn- larõyla birlikte çocuklarõ Mehmet Üçer, çocuklarõ Saime (4), Aynur (7), Ozan (10) ve Ebru Üçer’i (11) aramaya çõktõ. Uzun aramalarõn ar- dõndan evin yaklaşõk 300 metre ileri- sindeki boş eve giren Üçer çifti, de- rin dondurucu dolabõnõn kapağõnõ kaldõrdõklarõnda 4 çocuğun cesediyle karşõlaştõ. Çocuklarõn serinlemek için sanayi tipi dolaba girdikleri, ka- pağõ açamayõnca içeride mahsur kal- dõklarõ ve havasõz kalarak öldükleri belirlendi. Anne Nazmiye ve baba Mehmet Üçer, gördükleri karşõsõnda sinir krizleri geçirdi Tavşançalõ Belediye Başkanõ Hü- seyin Baysal, ailesinin 6 hanelik yaylada oturduğunu, olayla ilgili jandarma ve savcõlõğõn soruşturma başlattõğõnõ açõkladõ. ÖMER ŞAN RİZE - Rize’de meydana gelen sel ve heyelanda kaybolan Salim Bil- gin’in cesedi bulundu. Kayõp olan Havva Kopuz’u arama çalõşmalarõ ise sürüyor. Böylelikle ölü sayõsõ 13’e yükseldi. Afet bölgesinde incelemelerde bu- lunan Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, evsiz kalan yurttaşlara 6-8 ay gibi kõsa bir sürede TOKİ tarafõndan konut yapacaklarõnõ söyledi. Erdo- ğan, bölgede yõllardõr benzer afetler yaşandõğõna dikkat çekerek, “Artık herkes her önüne geldiği gibi inşa- at, ev ve bina yapmasın. Kamu gö- revlileri siyasi hesap gütmeden bunları önlemeli. Bu gibi yerlerde belediyeler, köylerde de valilikler bu sorumluluğu almalı. Vatandaş- larımdan bu kurallara uymasını is- tiyorum” dedi. Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı da selden zarar gören bölgelerde inceleme yaptõktan sonra Ri- ze Valisi Seyfullah Hacı- müftüoğlu’nu ziyaret ederek çalõşmalar hakkõnda bilgi al- dõ. Bir gazetecinin Rize’deki Afet Bilgi Sistemi Projesi kapsamõndaki gözlem istas- yonlarõnõn çalõşmadõğõ yönün- deki iddialarõ anõmsatmasõ üzerine Vali Hacõmüftüoğlu, “İstasyonlar çalışıyor. Olay günü de gerekli uyarıyı yaptı” dedi. Çevre ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu ise afet böl- gesinde incelemelerde bulu- nurken yurttaşlarõn tepkisiy- le karşõlaştõ. Çaykur’a ait Gündoğdu çay fabrikasõ önünden geçen Bakan Eroğlu, burada çalõ- şan bir işçinin, “Bize de bir ba- kın. Ses etmesek ne gelen var ne giden. Allah aşkına yeter ya” diye bağõrmasõ üzerine fabrikaya yönel- di. Bazõ AKP’liler ise öfkeli yurtta- şõn önünü keserek “Sen Çaykur iş- çisi değil misin? Bakan burada, sesini kıs” diye uyardõ. İşçinin ya- nõna yaklaşan Eroğlu, “Çok daha tehlikeli durumdakilere öncelik verdik” diyerek afetzedeyi yatõştõr- maya çalõştõ. İşçinin, “Bize bir iş makinesi verin de kısa sürede fab- rikayı imalata başlatalım” diye tepkisini sürdürünce Bakan Eroğlu da fabrikaya bir iş makinesi gönde- rilmesi için çevresindekilere talimat verdi. Eroğlu, şöyle konuştu: “Böl- gede 24 saat içerisinde metrekare- ye 218 kilogram yağış düşmüş, bu çok büyük bir rakam. 2050 yılı tahminlerine göre yağışlarda yüz- de 20 artış bekleniyor. Çok daha hassas olmamız lazım.” Gündoğdu’da evi heyelan altında kalan dört kişilik bir ailenin, olaydan 10 dakika önce binayı terk ettikleri için kurtulduğu anlaşıldı. ‘Tıkalı tuvaletleri açıyoruz’ İstanbul Haber Servisi - Zincirlikuyu metrobüs durağõndaki üniformalõ güvenlik görevlisi ile 5 polis memuru arasõnda dün bilinmeyen bir ne- denle tartõşma çõktõ. Bu sõrada güvenlik görev- lisinin polisler tarafõndan kelepçelenerek dö- vülmesi, olay yerindeki vatandaşlar tarafõndan görüntülendi. Onlarca vatandaşõn gözü önünde meydana gelen şiddet anõ vatandaşlarõn tepki- sine neden oldu. Kelepçeli güvenlik görevlisi- nin darp edilmesine sessiz kalmayan bazõ va- tandaşlar ile polisler arasõnda arbede yaşandõ. Bu sõrada belindeki silahõ çekerek kullanmak isteyen bir polis memurunun vatandaşlar tara- fõndan engellenmesi dikkatlerden kaçmadõ. Duraktaki olayõ cep telefonlarõyla görüntüle- yen bazõ yolcular da polisler tarafõndan gözal- tõna alõnmak istendi. Yolcularõn kameralõ cep telefonlarõna da el koyan polis ekiplerinin, kaydedilen görüntüleri sildiği görüldü. ABİDİN YAĞMUR MERSİN / ANKARA - “KPSS mağdurları”nõn birçoğu, yaşananlardan hem hü- kümeti, hem ÖSYM’yi, hem de “cemaat” örgüt- lenmelerini sorumlu tutuyor. 4 kez KPSS’ye gi- ren ancak bir türlü atamasõ yapõlmayan Cevdet Özdemirtaş (30) tepkisini, “Senelerdir, günde 10 saat ders çalışarak sınava hazırlanıyoruz, birileri cemaatleri ya da dayılarını arkalarına alarak sınav sorularını elde ediyor. Bunu ka- bullenemiyoruz” şeklinde dile getirdi. Sosyal bilgiler öğretmeni 27 yaşõndaki Yunus Baysal da 4 kez KPSS’ye girmiş ama atamasõ yapõlmamõş. O da kafelerde, lokantalarda çalõşmak zorunda kalmõş. Türk Dili ve Edebiyatõ öğretmeni Anıl Çelik ise ücretli öğretmenlik yaptõğõnõ belirterek “Bulunduğum okulda 20 öğretmenden 18’ü ücretli. Bazı okul müdürleri tıkanan tuvaleti temizlememizi istiyor. Ücretli öğretmenlik başladığından beri 18 kişi intihar etti. Binlerce kişi de intiharın eşiğindedir” dedi. Kopya belirlendi atamalar ertelendi MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK Denetleme Kurulu, Kamu Personeli Seçme Sõnavõ’ndaki (KPSS) iddialar üzerine başlattõğõ çalõşmada “sı- navda kopya çekildiği” sonu- cuna varõrken, kopya çektiği be- lirlenen 3 bin 227 kişinin ismi bugün öğretmen atamalarõ ön- cesinde Milli Eğitim Bakanlõ- ğõ’na (MEB) iletildi. MEB bu- gün yapõlmasõ planlanan öğret- men atamalarõnõ YÖK’ün rapo- ru üzerine “durum netleşince- ye kadar” erteledi. Son bir haftadõr KPSS’deki iddialarõ incelemek üzere ola- ğanüstü toplantõlar yapan YÖK Denetleme Kurulu dün çalõşma- larõnõ tamamladõ. Kurulun rapo- runda 2010 KPSS sorularõnõn sõnav öncesi sõzdõrõldõğõ ve sõ- navda kopya çekildiği sonucuna varõldõ. Raporda kopya çektiği belirlenen şüpheli 3 bin 227 ki- şinin isim ve bilgilerine yer ve- rildi. Raporun tamamlanmasõ- nõn ardõndan YÖK Başkanõ Yu- suf Ziya Özcan, Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu’yla bir araya geldi. Özcan’õn KPSS’de kopya çektiği belirlenen kişile- rin bilgilerini Milli Eğitim Ba- kanlõğõ’na sunduğu belirtilirken, raporda kopya çektiği belirle- nen 3 bin 227 kişinin savcõlõkla işbirliği içerisinde takibe alõn- masõ gerektiği görüşü belirtildi. Rapordaki tespitler üzerine MEB bugün yapõlmasõ planla- nan 30 bin öğretmen atamasõnõ erteledi. MEB’den yapõlan açõk- lamada da, KPSS’ye ilişkin ya- põlan ihbar ve şikâyetler hakkõn- da Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca açõlan soruşturmanõn yanõ sõra YÖK’ün de bir soruşturma baş- lattõğõ anõmsatõldõ. Sõnavõn bü- tünlüğünü etkileyecek bir duru- mun ortaya çõkma ihtimalinin belirlendiği ifade edilen açõkla- mada, durum netleşinceye ka- dar öğretmen atamalarõnõn ileri bir tarihe ertelenmesinin uygun görüldüğü belirtildi. Türk Eğitim-Sen Başkanõ İs- mail Koncuk, YÖK Başka- nõ’nõn KPSS’deki sorularõn ham halinin ÖSYM’den sõzdõrõlma- sõna ilişkin açõkladõklarõ belgeyi yalanlamasõna tepki gösterdi. Koncuk, “Biz açıklamayı ya- palı 3 gün oldu. Bir YÖK yet- kilisi gelip bu e-mail adresini bizden istemedi. Elimizde bel- ge var. Sen bu belgeyi bir zah- met aldırmıyorsun. Bu nasıl YÖK başkanı?” dedi. KPSS’de kopya çektikleri için isimleri YÖK tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na bildirilen 3 bin 227 kişi hakkında işlem yapılacak CEMAAT İDDİASI CHP konu hakkında Mec- lis araştırması açılmasını is- tedi. Grup Başkanvekili Ke- mal Anadol “Yaşananlar ÖSYM’nin başarısız kılın- ması için özel bir çaba göste- rildiğini ortaya koyuyor. Kadrolaşmanın önünde en- gel olarak görülen ÖSYM’nin yerine yeni bir yapı mı kurulacak? 2009’da- ki Polis Meslek Yüksekokul- ları sınavında da sorular ce- maate yakın dershaneye sız- dırılmıştı” dedi. ‘Sesini kıs bakan burada’ ‘Sesini kıs bakan burada’ Karadeniz’e yağış geliyor İstanbul Haber Servisi - Türkiye’nin bü- yük bölümünde yarõndan itibaren etkili olmaya başlayacak yağmurla birlikte hava serinleyecek. Sõcaklõk Marmara ve Karadeniz’de 10-12 dere- ce, İç Anadolu ve Ege’de 5-6 derece düşecek. Karadeniz’de de yarõn Zonguldak, Kastamonu ve Sinop arasõnda kuvvetli yağmur bekleniyor. Güvenlikçiye polis dayağı Yurt Haberleri Servisi - Şanlõurfa’da Kadõn Has- talõklarõ ve Doğum Hasta- nesi’nde ölü olarak dünya- ya gelen 5 aylõk bebeğin cansõz bedeninin, ailesine poşet içerisinde teslim edildiği ileri sürüldü. Baba Şefik Al, “Bana bebeği- min öldüğü söylenip, ce- sedi de poşet içerisinde verdiler. Böyle sorum- suzluk olur mu?” diye isyan etti. Şefik Al, cuma günü 5 aylõk ha- mile olan eşi Esra Al’õ (27) rahat- sõzlanmasõ üzerine Kadõn ve Doğum Hastalõklarõ Hastanesi’ne kaldõrdõ. Önceki gün taburcu edilen Esra Al, dün akşam yeniden rahatsõzladõ. Tekrar hastaneye kaldõrõlan ve karnõndaki bebeğin öldü- ğü belirlenen Al’õn bebeği sezaryenle alõndõ. İddiaya göre, anne karnõndan çõkarõ- lan 5 aylõk erkek bebeğin cesedi yeşil bir örtüye sarõl- dõktan sonra konulduğu bir poşet içerisinde baba Şefik Al’a teslim edildi. Elinde poşetle hastane kapõsõ önün- de yaşadõklarõnõ anlatan Şe- fik Al, “Çocuğum öldü, cesedi de poşette duruyor. Böyle sorumsuz- luk olabilir mi? Ben şikâyetçiyim, artık bu uygulamalar düzeltilsin” diyerek hastane yönetimine tepki gösterdi. Şanlõurfa Valiliği konuyla ilgili soruşturma başlattõ. Ölen bebeği poşete koydular
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle