27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2010 SALI 18 SPOR görüş A R İ F K I Z I L Y A L I N Sabri’nin ‘Hollanda’ gribi Rijkaard sakat diye kadroya almayõp Hiddink’i eleştirdi, G.Saraylõ oyuncunun asõl rahatsõzlõğõ dün anlaşõldõ CUMHUR ÖNDER ARSLAN Ulusal Takõm, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonasõ Elemeleri’nde Kazakistan ve Belçika ile yapacağõ maçlarõn hazõrlõklarõna dün başlarken G.Saraylõ Sabri Sarıoğlu’nun sakatlõğõ hakkõnda ilginç bir gerçek ortaya çõktõ. Sarõ - Kõrmõzõlõlarõn Karpaty ve Eskişehirspor’la oynadõğõ karşõlaşmalarda adalesindeki sakatlõk nedeniyle kadroya alõnmayan genç futbolcunun aslõnda gribe yakalandõğõ ulusal takõm kampõnda anlaşõldõ. Ay - Yõldõzlõlarõn dünkü antrenmanõnda oldukça neşeli görünen ve idmanõn tamamõnda topla birlikte çalõşan Sabri’nin, ulusal takõm yetkililerine grip olduğu için G.Saray kadrosuna alõnmadõğõnõ söylediği öğrenildi. Eskişehirspor maçõ sonrasõ Hollandalõ vatandaşõ Ulusal Takõm Teknik Direktörü Guus Hiddink’e sakat Sabri’yi Ay - Yõldõzlõ kadroya aldõğõ için adeta ‘ateş püsküren’ G.Saray çalõştõrõcõsõ Rijkaard’õn, kendi futbolcusunun sağlõk durumundan habersiz olmasõ şaşkõnlõk yarattõ. Rijkaard, “Sabri sakatlık geçirdi ve bizimle hiç maça çıkmadı. Ama milli takıma çağırılıyor. Ve hiçbir faydası da olmayacak. Biz, Sabri’nin geri gelip tedavisinin G.Saray’da yapılmasını ve hazır olmasını istiyoruz” diyerek, Hiddink’i eleştirmişti. Ulusal takõm sağlõk heyeti de Sabri’nin durumunda bir sakõnca olmadõğõnõ belirtti. Ay - Yõldõzlõlarda sol ayak bileğindeki sakatlõk süren kaleci Hakan Arıkan aday kadrodan çõkarõldõ. Hakan’õn yerine Beşiktaş’õn bir diğer genç kalecisi Cenk Gönen kadroya davet edildi. Ulusallarõn dünkü antrenmanõna 9 futbolcu katõlmadõ. Takõmlarõnõn lig maçlarõnda 90 dakika oynayan Servet, Arda, İbrahim Toraman, Emre Belözoğlu ile Nuri’nin yanõ sõra omzundan sakatlanan Gökhan Gönül ve dizinde sorun olan Semih Şentürk çalõşmaya çõkmadõ. Trabzonsporlu Onur ve Selçuk İnan bugün Kazakistan’a hareket edecek kafileye katõlacak. Antrenmanda 2 kaleci dahil 16 futbolcu yer aldõ. Aurelio, sayõ yetmediği için pas antrenmanõnõ yardõmcõ antrenör Oğuz Çetin ve Fuat Usta ile yaptõ. Sıradan bir takım olan PAOK karşısında F.Bahçe, Avrupa Kupası’ndan elendi. Üzücü bir olay. Belki başka bir ülke takımı olsaydı pek kıymeti harbiyesi olmayabilirdi, sonuçta spor bu. Doğasında kazanmak da var kaybetmek de. Üzülmeye, karalar bağlamaya, tepki göstermeye ne gerek var? Oynayamazsan kazanamazsın. Ancak Yunanistan takımları ile yapılan karşılaşmalarda pek öyle düşünülmüyor. Onların karşısında yenilgiye uğramanın bambaşka bir anlamı var. Her iki ülke de gerek politikada gerekse spor karşılaşmalarında birbirlerinin gözlerini oymaya kalkarlar. Aslında bu iki ülke takımlarının maçları, diğerlerinde olduğu gibi sıradan olmalı ama sanki Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın bir hesaplaşması gibi düşünüldüğü için de böyle olmuyor ve de pek mantık aranmıyor. Bu iki ülke bir türlü dost olamıyor. Aksine giderek daha da düşman oluyorlar. Tavernalarda Türkçe ve Rumca şarkılar söylemek, sirtaki oynamak, tabak kırmakla dost olunmuyor. Bunlar şov dünyasındaki gösterilerden ibaret kalıyor. Her iki ülkenin insanları da ulusal savaştan sonra birbirlerine iyiden iyiye kinlenmişler ve bu kin, protoplazmalarına kadar girmiş. Bir türlü çıkmıyor. Hiç unutmam, 1948 yılında Yunanistan’ın Atina şehrinde Yunanistan-Türkiye maçını oynayacağız. Futbolun tarihsel gelişiminde bir ilk yaşanacak. Maça hazırlanıyoruz. Annem, “Sakın ha! Yunanlılara yenilmeyin. Rezil olursunuz” demişti. Futbol oynayan, oynamayan herkesin isteği buydu. Bu psikoloji ile maça çıktığımda dizlerim tir tir titremişti. Benim gibi diğer takım arkadaşlarım da heyecanlı ve hırslıydı. Konuşulanlardan bir hayli etkilenmiştik. Sonuçta, saha içinde ve dışında birtakım tatsızlıklar yaşandı ama biz maçı 3-1 kazandık. Rakibimiz bu sonuç karşısında kahrolmuştu adeta. Ülkemizde ise kahraman olmuştuk. Atina’daki ikinci maçta da Ulusal Takım olarak galip geldik. Hırs küpü olan bir Yunanlı taraftar, Akropol’den atlayıp intihar etmişti. Bir başka seferinde Atina’da Panathinaikos ile oynadığımız maçta, futbolun tarihsel gelişiminde az rastlanan olaylar olmuştu. Örneğin; Yunan hakem Cicis rakip sahada oynarken bizim aleyhimize penaltı vermişti. Sahada arbede çıktı. Sonuçta kalecimiz Cihat Arman kaleyi açtı. Panathinaikos’lu oyuncu boş kaleye penaltı vuruşunu yaptı ve beraberliği yakaladı. Maç sonrası stat önünde ve soyunma odası koridorlarında olaylar yaşandı. Polisler jop kullandı. Hiç unutmam, onlardan iki tanesi de bana isabet etti. Biri sağ, diğeri sol omzumda patladı. Yıllar geçti… İşte son olarak Selanik’in sıradan takımı PAOK ile oynadık ve ne yazık ki kupa dışı olduk. F.Bahçe’den daha zayıf, daha da cılız bir takımdı. Ama bir şeyleri vardı. Türk takımlarına karşı hırsları... Bu hırs sayesinde kazandılar. Saha yetmedi, bir de saha dışında arbede yarattılar. Bize gelince; ellili yıllardaki mücadeleden eser kalmamış. Kazanmamız gerekirdi ama milyonlar verilerek yurtdışından getirtilen yabancı futbolcularla bu ruh nasıl yakalanabilirdi? Onlar Türkiye’de profesyonelce hayatlarını yaşıyor. Aykut Hoca ile PAOK antrenörü arasında tek bir fark var: Biri mütevazı kadrosuna takım ruhu kazandırmış, diğeri milyonluk oyuncularına bu ruhu verememiş… Dost Gibi Görünen Düşmanlar Testi Kırılmadan Sarõ-Kõrmõzõlõlar, Boşnak oyuncuyla 4 yõllõğõna anlaşõrken, İstanbul’a gelen Jovanovic’ten vazgeçildi COŞKUN GÜLBAHAR Eskişehir’i deplasmanda mağlup ederek zor günleri biraz olsun geride bõrakan G.Saray’da, hareketli saatler yaşanõyor. Transferin tek yetkili ismi Adnan Sezgin, Partizan’da forma giyen Branislav Jovanovic’i dün İstanbul’a getirirken Sarõ - Kõrmõzõlõlar, uzun süredir kadrosuna katmak istediği Misimovic için kulübü Wolsfburg’u ikna etmeyi başardõ. G.Saray’da mücadele etmek istediğini her fõrsatta dile getiren Misimovic’e, bu düşüncesi nedeniyle kulübünün Mainz’le oynadõğõ lig maçõnda teknik direktör Steve McClaren forma vermezken Adnan Sezgin yaptõğõ son görüşmenin ardõndan Alman kulübüyle anlaşma sağladõ. Boşnak oyuncu için Wolfsburg’a 8 milyon Avro ödemeyi kabul eden G.Saray, 28 yaşõndaki tecrübeli futbolcuyla 4 yõllõk anlaşma yaptõ. Misimovic’e de her sezon için 3 milyon Avro verileceği kaydedildi. Özellikle teknik direktör Frank Rijkaard’õn yoğun isteği üzerine transfer edilen Misimovic bugün İstanbul’a gelecek. İlk olarak sağlõk kontrolünden geçecek Boşnak oyuncu, ilerleyen günlerde resmi sözleşmeye imza atacak. Misimovic, “Galatasaray gerçekten büyük bir kulüp. Kariyerimde artık farklı bir şeyler denemem gerekiyordu, ben de bunu gerçekleştirdim. Galatasaray bu transferde oldukça sabırlı davrandı” dedi. Bu arada G.Saray’da, Adnan Sezgin’in dün Belgrad antrenörü Cevad Prekazi’nin önerisiyle İstanbul’a getirdiği Branislav Jovanovic’le gerçekleştirilen görüşme sonucunda anlaşma yapõlmadõ. Birkaç gün Türkiye’de kalacak 25 yaşõndaki orta saha oyuncusunun Süper Lig’den bazõ takõmlarla görüşmede bulunacağõ, anlaşma sağlayamadõğõ takdirde ülkesine döneceği öğrenildi. GÖRÜŞ / HALİT DERİNGÖR Dünya Basketbol Şampiyonası, Spor Toto Süper Lig’in 3. haftası derken, ulusal maçlar haftası geldi çattı... Yeni teknik direktörümüz Guus Hiddink ile üst üste iki resmi sınava çıkacağız. Rakiplerimizden ilki, ‘Bunlar nasıl Avrupa takımı’ dediğimiz Orta Asya ekibi Kazakistan, öteki toparlanma sürecindeki Belçika... İlk bakışta ‘çantada keklik’ gibi duran 6 puan, ulusal takımı bekliyor... Ne var ki kazın ayağı öyle değil... Sorular ve soru işaretleri 7’den 70’e herkesin kafasını kurcalıyor. Öncelikle, çoğunluğu sakat, moralsiz, formsuz isimlerden oluşan aday kadroyu kim belirledi, merak konusu!.. Bu isimleri, kadroya yıllık 10 milyon lira gibi astronomik bir ücrete anlaştığı halde Türkiye’ye gelip statlarda maç izlemeyi ‘zül’ sayıp Lig TV ve D-Smart’ı tercih eden Hollandalı hoca mı davet etti, yoksa Oğuz Çetin-Engin İpekoğlu ikilisi mi belli değil! Seçiciler (her kimse) kadro belirlenirken hangi kriterleri dikkate aldılar? Sakatlıkları nedeniyle antrenmana bile çıkamayan Gökhan Gönül, Sabri Sarıoğlu gibi isimler ‘ezbere’ mi kadroda yer buldular kendilerine? Keza, futbol yaşantısının en kötü günlerini yaşayan ve yerini sağ ayaklı Serkan Kurtuluş’a kaptıran Hakan Balta ısrarı niye? Takımıyla iplerini koparan Kâzım Kâzım, henüz 1 dakika forma giymeyen Mehmet Aurelio, Gökhan Zan ve Semih Şentürk ‘eski fotoğraflarının hatrına’ mı giyecekler ulusal formayı? İki sağ bek de sakatken, Bursa’nın şampiyonluğunda kilit rol oynayan Ali Tandoğan, Volkan Şen, Necip, şu an için en formda dönemini yaşayan İbrahim Üzülmez, Caner Erkin niye düşünülmez? Neyse, soruların da, sorunların da sonu yok... Ancak, Hiddink ve kurmayları testi kırılmadan bu sorulara en mantıklı yanıtları vermeli ve Türkiye’yi 2012 finallerinden mahrum etmemeliler! ÖZGENER: KOLAY MAÇ YOK Türkiye Futbol Federasyonu Başkanõ Mahmut Özgener, “Milli Takım’ın moral ve güven kazanması açısından Kazakistan maçıyla iyi bir başlangıç yapmamız şart. Belçika da kolay bir rakip değil. Hedefimiz Avrupa Şampiyonası finallerine gitmek ve bu hedefe ulaşmak. Tabii ki kolay olmayacak, kolay maç yok. En ciddi rakibimiz Almanya, onların gücünü biliyoruz. Hiddink kariyerinde önemli başarıları bulunan bir teknik adam. Umarım takımla uyum içinde yeni başarılara burada imza atar” diye konuştu. Sabri dünkü çalışmada yer aldı. Ulusal Takım, Kazakistan maçında kullanılacak Europass topuyla çalıştı. (Fotoğraflar: FATİH ERDOĞDU) F.Bahçe’de uzun süre sonra altyapõdan çõkan isimler Mert ve Okan’a tam not Ezber bozan gençler ALİCAN SEZER Spor Toto Süper Lig’de sahasõnda Manisaspor’u yenerek üç maçlõk galibiyet hasretine son veren F.Bahçe’de genç futbolcularõn performansõ, Sarõ - Lacivertli camiada güvenoyu yarattõ. As oyuncularõn yaşadõğõ sakatlõklar sonucu teknik direktör Aykut Kocaman’õn forma verdiği PAF takõmõn başarõlõ isimleri, ortaya koyduklarõ futbolla Sarõ - Lacivertli ekibin geleceğinin emin ellerde olduğunu gösteriyor. Ulusal eldiven Volkan Demirel’in sağ üst adelesindeki sakatlõk nedeniyle kaleyi devralan Mert Günok, performansõyla birçok otorite tarafõndan takdir topladõ. 21 yaşõndaki genç file bekçisi, özellikle Trabzon ve Şükrü Saracoğlu Stadõ’nda PAOK’la oynanan Avrupa Ligi maçõndaki kurtarõşlarõyla Volkan’õn yokluğunu aratmayacağõnõ göstermişti. İlk maçında 2 asist F.Bahçe’de sağ kanadõn önemli oyunculardan Gökhan Gönül’ün sakatlõğõnda Aykut Kocaman’dan formayõ kapan 18 yaşõndaki Okan Alkan da deneyimli teknik adamõn bu kararõnõn ne denli doğru olduğunu gösterdi. Manisa karşõsõnda 90 dakika forma giyen Okan, Alex ve Niang’a asist yaparken sergilediği futbolla büyük beğeni topladõ. Sarõ - Lacivertlilerde, bu iki genç oyuncunun başarõlõ performansõ “F.Bahçe’de altyapı yeniden canlanıyor mu” sorusunu akõllara getirdi. Bir dönem Semih, Olcan ve Fahri gibi yetenekli gençleri Türk futboluna kazandõran F.Bahçe altyapõsõ, son dönemde de A takõma çõkarttõğõ oyuncularla dikkat çekiyor. Tecrübeli kaleci Volkan Demirel’in arkasõnda yõllarca yedek bekleyen 22 yaşõndaki Volkan Babacan Kayseri’ye transfer olurken F.Bahçe altyapõsõnda yetişen Can Arat İstanbul BŞB.’de; Özgür Çek de A.Gücü’nde forma giyiyor. ‘ALTYAPIYA YATIRIM ŞART’ SELÇUK YULA (Eski F.Bahçeli oyuncu / Spor yazarı): F.Bahçe’nin altyapõsõnda oldukça kaliteli futbolcular bulunuyor ve bu isimler milli takõmda da forma giyiyor. Ancak bu oyuncularõn A takõmda oynamasõ, ya bir sakatlõğa ya da alternatif sõkõntõsõna bağlõ. Gökhan’õn yokluğunda Bekir sağ bekte iyi oynasaydõ, maalesef yine Okan gibi cevherler ortaya çõkamayacaktõ. Okan, böyle bir şans ayağõna geldiği için çok şanslõ. SELİM SOYDAN (Eski F.Bahçe yöneticisi): F.Bahçe her yõl çok büyük paralarla oyuncu alõyor. Ancak bu transferlerin kötü yanõ altyapõnõn önünü kesmesi. F.Bahçe’nin Okan gibi birçok yetenekli genci var. Ancak böyle futbolcularõn yetiştirilmesi için altyapõya daha fazla önem vermek lazõm. CEM PAMİROĞLU (Eski F.Bahçeli oyuncu / Teknik direktör): Şenol Çorlu, F.Bahçe altyapõsõnda başarõlõ işler yapõyor. Sarõ - Lacivertlilerin altyapõsõ eleştiriliyor ancak ligimize bakõldõğõnda birçok yerli oyuncunun F.Bahçe’den yetiştiğini görüyoruz. Yeni dönemdeki oyuncular da yõllarca Fenerbahçe’ye hizmet edecektir. PAF’TAKİ HOCASI ŞENOL ÇORLU ‘Okan daha iyi yerlere gelecek’ HİLMİ TÜRKAY Okan adõnda bir genç. Yaşõ henüz 18. Üç yõl önce Fethiye’de yapõlan bölge seçmelerinde Şenol Çorlu tarafõndan keşfedilmiş. Tebrikler Şenol Hoca. Doğrusu Okan’õn bu kadar üst düzeyde bir oyun çõkaracağõnõ tahmin etmiyordum. Nasõl edebilirdim ki? Daha bu genç ismin, A takõmdaki ilk 90 dakikasõydõ. İnsanõn ayaklarõ titrer, yeri gelir topa vuramaz, hata üstüne hata yapar. Ama bu saydõklarõmõn hiçbirini Okan yapmadõ. Çõktõ aslanlar gibi oynadõ. ‘Sessiz’ gecenin yõldõzõ oldu. Madem Okan gibi gençleri buluyoruz; peki o zaman neden dõşarõdan oyuncu getirmek için õsrarcõ oluyoruz? Bunu bir türlü anlayamõyorum. Kimbilir daha ne Okanlarõmõz var... Elinden tutan ve onlarõ gören birileri olmayõnca kaybolup gidiyorlar. Yazõk... Şenol Hoca, Okan’õ bize sunduğun için bir kez daha teşekkürler. Yõllardõr F.Bahçe altyapõsõndan Okan gibileri çõkmõyordu, bizler de yeri geldikçe ‘Aşağıdan yukarıya neden oyuncu gelmiyor’ diye eleştirilerde bulunuyorduk. Şimdi burada durum artõk çok farklõ. Şenol Çorlu’nun işe ciddi anlamda sarõlmasõyla, altyapõda önemli gelişmeler yaşanõyor. Elbetteki sevindirici. Okan Alkan, Daum döneminde de A takõmla idmanlara çõkmõş ancak Alman çalõştõrõcõ bu futbolcuyla hiç ilgilenmemişti. Aykut Hoca’nõn gözü karadõr. ‘Hata da yapsa önemli değil, oynatacağım’ diyerek genç Okan’õ sahaya sürdü. Ne oldu? Hem Aykut Kocaman hem de Türk futbolu kazandõ. Bizler nasõl Şenol Hoca’ya teşekkür ettiysek, o da Aykut Hoca’ya teşekkür ediyor ve Okan’la ilgili sorulan sorulara “Ona gözüm gibi baktım, bizleri mahçup etmedi. Özgüvenini kazandığı takdirde daha iyi yerlere gelecektir. Gökhan Gönül’ün iyi bir alternatifi oldu. Kadromuzda 3 tane daha 1994 doğumlu çocuk var. Bunlardan birisi Gökay. Alex’in pozisyonunda oynuyor. ‘Altyapõdan oyuncu yetişmiyor’ diyorlardı, biz bunu kıracağız, sanırım kırdık da” yanõtõnõ veriyor. Okan Alkan SERKAN F.BAHÇE’DE - F.Bahçe, uzun süredir görüşmelerde bulunduğu kaleci Serkan Kırıntılı’yı renklerine bağladı. A.Gücü’nden ayrılan Serkan’ı bonservis bedeli ödemeden transfer eden Sarı - Lacivertliler, tecrübeli kaleciyle 3 yıllık anlaşma yaptı. Mert Günok F.Bahçe kalesinde bulduğu şansı iyi değerlendirdi. MISIMOVIC KİMDİR - Bochum’da iyi bir çıkış yapan, 2007-08 sezonunda Nürnberg ile yeni bir sayfa açan Misimovic asıl patlamayı ise Wolfsburg’da yaptı. 2008-09 sezonunda 20 asistle asist kralı olan Misimovic, 7 defa rakip ağları sarsmayı başarmıştı. Üstün top tekniği, klas hareketleri, kaleye diklemesine giden ve enerjisini ekonomik kullanan Bosnalı yıldız, Avrupa’nın en iyi orta saha oyuncuları arasında gösteriliyor. Aslan ‘Misimovic’ dedi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle