22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 PAZAR 20 HAZİRAN 2010/ SAYI 1265 • H l PAZAR YAZILARI ^ ^ ^ WR. •** 1 ..,,,. • TTL. / .• A M J A I h1 BİNYAZAR Kitap hırsızları •-v kurum Gül Coşkun, bir V-/iletisinde, "VartıKı babamdan dolayı biliyorum. Kitaphgmdan birkaç kitabını almıştım. Ne yazık kl yıllar önce, babamın lojmanımızın mahzeninde bulunan sandık dolusu Varlık kitap ve dergileri çalınmıştı. Umarım içindekilerin kitap oldugu bilinerek çalınmıştırl Hlç sanmam. Kitaplar keşke okunmak için çalınsa..." diyor. Literatur Yayınlan'nın sahibi Kenan Kocatürk de, fuarlarda kitap çalanları görmezden geldiğini söylemişti. Ben de, kitabı imzalatan birinin kasaya uğramadan oradan uzaklaştıgını görmüştüm. Bu yazıda amacım, kitaba ilişkin olaylar sıralamak degil. Kitaplan örseleyerek okuyanlar üzerinde de durmayacağım. ödünç aldıgı kitabı unutturup, kitaplıgına yerleştirenler, günümüzün masum hırsızlarıdır. Sayfa çevirmeyi bilmeyenlerle okudugu yeri unutmasın diye kâğıt köşesi kıvıranlarda kâgıda saygı duygusu gelişmemiştir. Kitabı bükerek cebine sokanlar da o türdendir. Üstüne oturup onu sandalye minderine çevirenler, beyinlerinin yerini şaşıranlardır. Gül Coşkun'un sözündeki ironi irdelenmeye deger. Işlrjjrjiljkornik^a yanı da var; Hırsızlar, İÇtpbe diyerek, hırsızlann kitap oldugunu bilip çalmalarını dogal karşılıyor. Haklı olarak, doğrudan, okusun da isterse çalıntı olsun diyor... Okuma yoksunu toplumumuza agır bir eleştlridir bu. Sanata, kitaba sırtını dönen bir topluma böyle bir eleştlri azdır bile! Kitap, yaşamın gereksinlmi haline getirilmedikçe, degişen bir şey olmayacaktır. Oysa Türkiye, okuma alanları yönünden pek kısır sayılmaz. Yeterli olmasa da birçok ilde, ilçede kitaplıklar bulunmaktadır. Sorun, kitaplıklara gitme alışkanhgmın gelişmemiş olmasında dügümleniyor. Ev ortamının, okulun olanaklarını genişletmek amacıyla kurulmuş kitaplıkların ögrencilerce ders çalışma yerine dönüştürmesi gerçek okurlugun ölçüsü olamaz. Her okudugunu söyleyene de inanmamalı; kendini okur gösterip okumayandan geçilmiyor. Begenisiyle kitap seçenlerse sanırım yüzde 5'i bulmaz. önüne gelen yazarı kötüleyerek, okuma tembelliklerini bilgi üstünlüğü sananlar ise, bu alanın en bilinçsizidir. Okumak, kişiyl bilgl sorumlulugu yükler. Bu gönüllü yükleniş emekle olur. 0 emeği vermeyen, tekerleksiz arabadır; beyninin pervanesini boşa,., , , ^v , , , % • döndürür. J 1 J ( i t - : ' ' M degerli afâ ğjg^fydğjfia * A Hadt,' köylü kitaba ulaşamıyor, sandıkları açtıklarında kımbilir nasıl düş kınklıgına uğramışlardırl.. Sanırım, "Ulan, çala çala bunu mu çaldıkl" diye önce birbirlerini kalaylamışlardır. Ardından da, aşagılayarak, "Eşya diye bunları mı blrlktirdln!" diye mal sahlbine küfretmişlerdir... Daha kötüsü, içinde çok değerli kitapların da bulunabilecegini akıllarına bile getirmeden, çalıntıları, gazete eskisi fiyatına kâğıt toplayıcılarına satmışlardır... İroni şurada: Coşkun, "Kitaplar keşke okunmak için çalınsaV kazandığı ancak boğazına yetiyor dlyelim; eglence yerlerine, futbol karşılaşmalarına gözünü kırpmadan yüzlerce lira yatıran kaç memur, iş sahibi, işçi, elinde kitapla dönüyor evine?.. Bilgisizliğe tutsak olmak, başka birinin tutsaklıgı altında yaşamaktan beterdir. 0 tutsaklıktan kurtulmanın yolu vardır; ama bilgisizlik, bir süre sonra düşünebilme yetenegini köreltiyor. Düşünmesini bilmeyen kişi, kendini hurdaya çıkarmış bir ardiye eşyasından farksızdır... • blnyazar@gmall.com Polise taş atınca boyları uzamıyor ki Prof. Dr. Büşra Ersanlı Marmara Ünlversltesl Uluslararası lllşkllerBölümBaşkanı - TMK maöduru çocuklarla llgill yasanın son durumu nedlr? - ÇİAÇ temsilcileri yasa teklifi üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar, dikkat çekilmesi gereken noktalarla ilgileniyorlar, hükümetin teklifini biraz daha iyileştirmeye çalışıyorlar. Son durum bazı önemli iyileştirmeler getiriyor, aslında bu teklifin yasalaşması gerçekleşirse uluslar üstü hukuka üstünlük saglanması da temin edilmiş olacak, böylece de ceza indirimi, cezanın ertelenmesi gerçekleşebilecek, "mukavemet" anlayışı içinden taş atmak çıkmış olacak. Yani hükümetin Kürt sorununu çözmek için fazladan bir katkısından bahsedemeyiz, sadece imza koymuş oldugu yasalara uyumu temin etmek söz konusu. Ancak hâlâ suçun ikinci defa işlenmesi ve erteleme ile gerçekleşecek "güvenlik tedbirleri" konusunda sorunlar çıkabilir, çıkacaktır. - Yasa deglsse bile çocuklan potanslyel suçlu olarak gören bakış açısını deglştlımek çok daha uzun bir süre gerektiriyor olmalı. - 2006'da Diyarbakır olaylarından aonra Ba$bakan'ın bölgede yaptıgı açıklama zihniyetin ne denli cezalandırıcı, ve dışlayıcı oldugunu , . gösteriyor: "Çocuk da olsa kadın da fe ; olsa" gerektigi gibi cezalandırılacakları konusunda yapılan sert konuşma akıllardan çıkmaz ve güven oluşmasını çok geciktirir. Ayrıca "rhükerrer"lik durumuna indirim yok. Bu durumda ikinci üçüncü sefer bir şuç işlendiğinde çocuk gene Çocuk Hakları kapsamı dışına çıkarılmış oluyor. Yani yaşına bakılmaksızın büyükler gibi ceza arttınmıyla yargılanacak TMK maddelerlyie çok mantıksız bir biçimde ikinci vukuat çocuk tanımını 18'in üstüne çekecek. Bu "ben seni nasıl olsa cezalandıracagım" demek. Burada alınacak tek bir somut tedbir var o da avukatların yakın takibini sıkılaştırmak. - TMK yasasının çocuklara yönellk kısmı Ideolojlden ne kadar anndınlabllmlş? - Ideoloji sadece AKP hükümetine ait bir ideoloji degil, Kürt çocuklarını potansiyel terörist gibi görerek Türkiye'yi ilerleteceğine inanan her mllliyetçinin, her ulusalcının görüşü bu. Kürt çocuklarının egitim yoluyla "modernleştirilmesi ve hizaya getirilmesi", onların Kürt olarak kabul edilmeyecek kıvama getirilmeleri tüm milliyetçilerin arzusu. Olumlu adımların yavaş atılmasının başlıca sebebi de bu: kendi statüsünün üstünlüğünü ayakta tutmak; ondan ödün vermemek; paylaşarak uzlaşarak halkın farklı kültürlerine ayak uyduramamak; Türkçülük'te direnmek! Türkoloji yerine Türkçülük yapılıyor, dolayısıyla Kürdolojiye izin vermeyerek de Kürtçülük özendiriliyor. Bu görüşün terk edilmesi zaman alacak. Birlikte yaşamanın, birlikte karar vererek . • ilerlemenin, yani hayat kalitesini birlikte yükseltmenin degeri anlaşılacak. # Endişeli bekieyiş dergi baskıya girdiği saatlerde sürüyordu. Polise taş atan, örgüt yürüyüşünde bulundukların için Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında yargılanan çocukların "terör suçlusu" olarak görülmesinin önüne geçecek yasa tasarısı, Meclis tatilden önceki son çalışma haftasına girerken alt komisyonlardaydı. Yasanın geçmemesi TMK mağduru çocukların en az üç ay daha tutuklu kalması anlamırta gelecek. Bu çocuklar için çalışan bir platform var; Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları (ÇİAC) bürokratik, hukuki, adli tüm yolları deneyerek çocukların şartlarının iyileştirilmesi için uğraşıyor. Aksi takdirde Chomsky ve Zizek gibi isimler in katılacağı bir açlık grevi düzenleyerek dünyanın dikkatini çekmeyi planlıyorlar. Roportnjlar: DENİZ ÜLKÜTEKİN - Inceleme yaptığınız çocuklar ne gibi Iskence ve kötü muamelelere maruz kalmışlar? - Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu bulunan çocukların ailelerinin Türk Tabipleri Birliği'ne başvurusu üzerine Adalet Bakanlıgı'nın izniyle 20-21 Nisan tarihinde TTB heyeti tarafından cezaevinde bulunan 24'ü TMK kapsamında olmak üzere 104 çocuk koguşlarında görüldü. Ayrıca bireysel görüşmeler yapıldı. TMK kapsamında degerlendirilen çocuklar gözaltı sürecine ilişkin olarak küfür, hakaret, dayak, kelepçelerin sıkılması, uykusuz bırakma, yemek ve tuvalet gereksinimlerinin, yakınlarıyla görüşmelerinin engellenmesi, sözlü cinsel taciz, agza toprak basılması gibi kötü muamele, işkence yakınmalarını anlattılar. Cezaevinden mahkemelere sevkleri sırasında; kelepçe ile sevk edilme, kelepçelerin sıkıştırılması ve cezaevinden mahkeme için getirildiklerinde uygunsuz şartlarda uzun süre beklediklerini anlattılar. Yaşananları adli tıp yönünden değerlendirdigimizde çocukların sosyal inceleme raporlan ahnmamış, yeterli ve gerekli saglık denetimlerinden geçmemişler. - Çocukların elverlşslz koşullarda yaşamalan sebeblyle olusan blrtakım sorunlan dlkkatlnlzl çekti ml? - Çocukların bulunduklan ortam fiziksel olarak son derece kötüydü. Koğuşlar kalabalık, nemli ve karanlıktı. Tuvalet ve yıkanma olanakları yetersizdi. Banyo ve tuvalet ortamında bir yandan bulaşık tabaklan, bir yandan ıslatılmış kirli çamaşırları bulunuyordu. Yiyecek parçası bile bulunmayan çürük, bozuk.bir buzdolabında hamamböcekleri doluşmuştu. Cezaevinde çocukların bulundugu fiziksel ortamın yetersizliginin yanı sıra deneyimli, çocuklarla ilgili çalışmaları yürütecek personel çok azdı. TMK grubu ve adli grupta degerlendirilen çocuklar ayn ayrı koguşlarda tutuluyordu. Çocukların yaşıtlarıyla saglıklı bir ortamda birlikte olması, egitim, spor, sanat gibi faaliyetlerde bulunmalan gelişimlerine olumlu katkı sagiar ama cezaevindeki kurs benzeri etkinliklerden yeterince yararlanamıyorlardı. Çocuklan "minyatür yetişkinler" gibi algılayan, suçu merkeze koyan bir anlayış yerine çocuk haklarının ve güvenliginin lehinde, onların fiziksel ve ruhsal sagiıklarına destek olan, bir çocugun hapsedilmesini en son başvurulacak tedbir olarak gören günümüz "çocuk adalet sistemi" anlayışı benimsenmelidir. • -Toplum TMK mağduru çocukların yaşadığı adaleteizliğe ne kadar duyarlı? - Biz bu konu üstünde gerçekten çok uğraştık, çocukların uğradıgı haksızlıgı bir an önce ortadan kaldıralım istedik. Hâlâ da çabalar devam etmekte ama bazı şeyler "ne yaparsan yap" galiba kanun koyucuların istediği gibi sonuçlanıyor. - Bireblr iletişlm kurma sansınız olan yetkili kişilerin konu hakkındaki davranış ve hassasiyetleri nasıldı? - Görüşmedigimiz parti kalmadı. Adalet Bakanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı; hepsiyle görüşüldü. işin komik tarafı konuştuğumuz herkes konuya son derece duyarlı yaklaştı, olaylara göre çocukların yaşlarının büyüyemeyeceği tartışmasız kabul edildi. Fakat gelinen nokta bütün bunlann biraz da göstermelik oldugunu ortaya koydu. Bazıları "bunlar aslında çocuk degil, yaşları büyük ama nufusa geç kaydedilmiş", bazıları "affedelim, bir daha yaparlarsa o zaman ceza veririz" dedi. Fakat kimse şunu soramadı. Bu çocuklar gerçekte ne suç işledi? Taş atmak gerçekte ne kadar suçtur? Birini öldüren daha az ceza alıyorsa, taş atmanın bir insanın canını almaktan daha önemli tarafıVıedir? Ve tabii ki taş atmak bir bahaneydi, daha sonra çocuklar evlerinden alındılar çünkü onların bir şey yapmalarına gerek yoktu, onlar ötekiydi ve öteki oldukları için suçluydular. - TMK mağduru çocuklann durumuyla ilgili gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? - Gelinen nokta tabii ki çok yetersiz. Bizim görevimiz çocuklan çocuk gibi yargılayıp gerçek suçlar işledikleri zaman onlara gereken cezaları vermek çünkü ötekilikleri devam ettiği sürece bir kere affetmek hiçbir şeyin çözümü olmayacak. Bu çocuklar türlü nedenlerle gene aynı olayları yaşayacak ve magdur olacaklar. Ben yine de insanların duyarlıklarına güvenmek istiyor, bu canımızı acıtan durumun en iyi şekilde sonuçlanmasını umut ediyorum. • f
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle