19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN 2010 PAZAR 18 KÜLTÜR [email protected] KAYA ÖZSEZGİN B ir gezgin ve uzak iklimler meraklõsõ olarak tanõnõr daha çok Pierre Loti. Do- ğu’nun, özellikle de İstanbul’un tõlsõm- lõ yaşamõ, doğasõ, insanlarõ ve çevresiyle ilgisini çekmişti Loti’nin. Asõl adõ Louis Marie Julien Vi- aud olan bu Protestan aile çocuğunu sonu gelmez seyahat merakõna iten ve birkaç kez İstanbul’a ge- tiren nedenler, onun tropikal bir çiçek adõndan ge- len ismiyle de özdeşleşen serüven hevesi miydi yal- nõzca? Avrupa’da “Doğu sorunu”nun yaşandõğõ ve oryantalizm akõmõnõn sürdüğü bir dönemde ilk romanõnõ esinlendiren “Aziyade”nin peşindeki aşk arayõşõ, Batõ’nõn yeni kaynaklar, yeni pazarlar pe- şinde koştuğu yõllarda, egemenliğini hissettiren ya- bancõllõk ve ötekilik kavramõnõn keşfine yönelik çabalar da etkiliydi kuşkusuz. Ama ne olursa olsun Pierre Loti, “garip ya- bancılar” kervanõna katõlarak gemisiyle uzak ik- limlere açõlanlar arasõnda belki de en dikkate de- ğer olanõydõ. Yerli kõlõğa bürünerek İstanbul’da çektirdiği fotoğraflardan tutun romantik esinlerin yönlendirdiği romanlarõna, hatta bilinmez bir res- sam ve illüstratör olarak gezip gördüğü yerler- den çizdiği desenlerine varõncaya kadar çok yön- lü bir Batõlõ aydõndõ o. Kõsaca örneğine az rastlanõr bir “egzotizm” tutkunu da diyebilirsiniz ona. Ama tam anla- mõyla bir egzotik. Yazar ve serüven meraklõsõ olarak yeterince bilinir ve tanõnõr da ressam ve illüstratör olarak yalnõz bizde de- ğil, belki dõşarõda da sanõrõm fazla bi- linen bir kişi değildir Pierre Loti. Yolunuzu düşürüp de Harbiye’deki Notre Dame de Sion Fransõz Lisesi’ne uğrarsanõz, belki profesyonel bir res- samõ bile kõskandõracak çizim yete- neğine sahip olan bu deniz subayõnõn gözlemlerini yansõtan resimlere ta- nõklõk ettikçe hayretinizi gizleyemeyeceksiniz. BİR BELGE DEPOSU Her şeyden önce, eskilerin deyimiyle “müte- cessis bir ruh”, Haiti’den Hindistan’a, Adriyatik kõyõlarõndan Osmanlõ topraklarõna uzanan seyahati sõrasõnda gittiği bütün topraklarda sevilen bir ya- şam adamõ olmalõydõ Loti. Öyle olmasa, güçlü bir yazar, dostluklara açõk bir hümanist, kendi türünde kalite sahibi bir seyyah olur muydu? Sergide bir asõr önceki İstanbul’dan değil, yal- nõzca gezip dolaştõğõ başka topraklardan, başka kül- türlerden de onun gözlemine yansõyan çizgiler yer alõyor. Bu çizgiler, bir seyyahõn gezi notlarõnõ içermekle kalmõyor, “giz- li” bir sanatçõnõn çizim ürünlerini de gözler önü- ne seriyor. Başta Abdül- mecit gibi sanata merak- lõ ve yetenekli bir halife- nin Loti’ye yazdõğõ Fran- sõzca mektuplarõn ve Lo- ti’nin elyazmasõ notlarõ- nõn da yer aldõğõ sergi, bu yönüyle bir belge de- posu sanki. SADIK BİR GÖZLEMCİ Ama biz onun çizimlerine bakalõm. Bir bölümü gravür basõmlara aktarõlmõş bu çizimler de gös- teriyor ki Pierre Loti (1850-1923) eski yapõla- ra, sokakta gezinen insan tiplerine, doğa görü- nümlerine sadõk bir gözlemci kimliğiyle yak- laşmõş, fotoğrafõn güncel bir icat olduğu bu dö- nemde çizgiyi objektife üstün tutmuş. Bunu bel- ki de içinde gizli tuttuğu desinatörlük yeteneğinin bir gereği saymõş olmalõdõr. Kendisini Müslü- man subay giysileri içinde gösteren otoportre- siyle, sevgilisi Aziyade’yi hayal ettiği yerli kõ- yafet içinde betimleyen portresi, birer boyare- sim örneği olarak öteki desen ve illüstrasyonlar yanõnda dikkat çekiyor. Şöyle diyordu “Aziyade” romanõnõn bir ye- rinde Pierre Loti: “İstanbul’da bir kulübem var, adımı ve milliyetimi kimsenin bilmedi- ği bir semtteki bu kulübede, kurallı fantezi- lerinden başka bir şey olmayan bir yaşam sü- rüyorum. 17 yaşında bir Bulgar köylü kızı gündüzleri sevgilim oluyor. Doğu çekiciliği- ni koruyor, sanıldığından çok daha Doğulu. İki ayda Türkçe öğrenmek gibi zor bir işin üs- tesinden geldim; anlayabiliyorum ve konu- şabiliyorum bu dili. İyi bir Müslüman gibi di- ni merasimleri izleyebiliyorum; çok param varmış gibi ipekli ve altın işlemeli kıyafetler giyiyorum. Böyle giyinince kendimi Türk sa- nıyorum ve hoşuma gidiyor bu.” Ama kendini ressam sanmõyor olmalõydõ Pier- re Loti; ancak amatör bir çizimci olarak yapabi- leceklerinin farkõndaydõ. ([email protected]) ‘Ressam Pierre Loti: Uzun Bir Yolculuk’ sergisi Notre Dame de Sion Fransõz Lisesi’nde Egzotikbirserüvençizimcisi Belki profesyonel bir ressamõ bile kõskandõracak çizim yeteneğine sahip olan bu deniz subayõnõn gözlemlerini yansõtan resimlere tanõklõk ettikçe hayretinizi gizleyemeyeceksiniz. Kronik ‘Fena’ (Dijitor Prodüksiyon) S eksenli ve doksanlõ yõllarda adõ- nõ metal müzikle özdeşleştirmiş Kro- nik adõnda sağlam bir İstanbullu toplu- luk vardõ. 1985’te ku- rulmuş, yõllarca efsa- ne rock bar Cara- van’da çalmõş, 1992’de de “En- dless War” adõnda thrash tar- zõnda olağanüstü güzel bir al- büm yapmõşlardõ. Hatta bazõ dinleyicilere göre, antimilitarist sözleri ve anarşist tavrõyla dik- kat çeken “Endless War”, memleketimizde türünde şimdi- ye kadar yapõlmõş ve aşõlama- mõş en iyi albüm olarak kabul edilir. Kronik ikinci albümünü bundan 12 yõl sonra yapmõş; “Kavga” adõnõ taşõyan çalõşma- da bu kez Türkçe sözleri tercih etmişti. Ömründe çeyrek asrõ deviren Kronik, şimdi altõ yõl aradan sonra altõ orijinal Kronik şarkõ- sõndan oluşan, “Fena” adõnda mini bir albüm çõkardõ. Kronik geçen yõllara karşõn tarzõ itiba- rõyla hafif bir nostalji rüzgârõ estirse de, yaşam karşõsõndaki duruşu, müzikal inançlarõna olan bağlõlõğõ ve sert soundu açõsõndan bakõldõğõnda hiç de yaşlanmamõş. Kronik müziğinde rock’n roll ruhu olanca dikliğiyle ayakta. Şarkõlar aşk, isyan, kavga, iç hesaplaşma, hüzün ve umut gi- bi duygular et- rafõnda dönü- yor. Kapanõş- taki yer alan senfonik or- kestra ve elektronik seslerin kul- lanõldõğõ dü- şük tempo- lu “2050” diğerlerin- den biraz farklõ. Bu par- çanõn ana temasõ dünyanõn hun- harca tüketilmesi. Şimdiki Kronik kadrosu gi- tarda Özer Sarısakal, davulda Torab Majlesi, vokalde Burak Sayın, basta Uğur Keçecioğlu ve gitarda Gürol Öz’den oluşu- yor. Not: CD olarak piyasaya sü- rülen albüm, ayrõca MP3 for- matõnda www.dijitor.com’dan indirilebilir. [email protected] RECOIL-Selected (Mute Records) D epeche Mo- de’un eski üyesi Alan Wilder, kõsa bir süre önce yeni bir derleme albüm yayõmladõ. Adõndan da anlaşõla- cağõ gibi, “Selected”, Wilder’õn “Recoil” isimli projesi için yap- tõğõ parçalarõn en iyilerinden bir seçmeyi, yeniden düzenlenmiş haliyle sunuyor. DM’nin dünya çapõnda başarõ kazanmasõnda büyük katkõlarõ olan çok yetenekli bir müzisyen Wilder. Ticari pop standartlarõ içinde bile sõnõrlarõ zorlayan pro- düksiyon yeteneği meşhur. “En- joy the Silence” ve “Never Let Me Down” gibi şarkõlarõn büyük hit haline gelmelerinde onun ro- lü tartõşõlmaz. Wilder, DM içinde yapamadõ- ğõ ama hep özlemini duyduğu avant-garde çalõşmalarõ gerçek- leştirmek için, 90’larõn ortala- rõnda Recoil projesini başlattõ. Recoil’in elektro-blues, rock, am- bient ve caz etkilerini yansõtan müziği, hiçbir zaman DM kadar popülerlik kazanamadõ; ancak Wilder, bu isim altõnda yayõmla- dõğõ albümlerle kendisi için koy- duğu çõtayõ her zaman yükseltti. Bu albüm için en sevdiği par- çalarõ seçerken dinleyici açõsõndan bütünlüklü bir akõş oluşturmayõ hedeflemiş ünlü müzisyen. Blo- odline (1992), Unsound Methods (1997), Liquid (2000) ve subHu- man (2007) albümlerinden 14 parçanõn yer aldõğõ “Selec- ted”, Wilder’õ henüz tanõma- yanlar ya da yeni tanõyanlar için ideal bir seçki. Recoil’i yõllar- dõr takip edenler içinse, 2 CD’lik paketi öneririm. Sõnõrlõ sayõda basõlan bu albüm- de, çok başarõlõ yeni remiksler ve alternatif versiyonlar bulunuyor. www.zulalkalkandelen.com Gevende komşusuna gidiyor Kültür Servisi - Geçen nisan ayõnda Fransõz topluluk Balbazar’la birlikte bir konser veren Gevende, temmuz ayõnda Yunanistan’da düzenlenen Earth Festival’e katõlacak. 15-18 Temmuz tarihleri arasõnda Selanik’e iki saat uzaklõktaki Mt. Siniatsiko yaylalarõnda gerçekleştirilecek olan festival bu yõl onuncu kez düzenleniyor. İkinci albümleri ekimde çõkacak olan Gevende, daha önce Yunanistan’da Selanik ve Atina’da konserler vermişti. Kardeş Türküler konseri Kültür Servisi - Anadolu, Mezopotamya ve Trakya şarkõlarõnõ kendi dillerinde barõş ve kardeşlik için söyleyen Kardeş Türküler, bu akşam Harbiye Açõkhava Sahnesi’nde dinleyenleriyle buluşacak. Saat 21.00’de başlayacak konserde Dilber Ay, Koçani Orkestrasõ, Ara Dinkjiyan ve Dicle Fõrat Sanat Derneği Def Topluluğu, Kardeş Türküler’in konuklarõ arasõnda yer alõyor. Kusturica’nın orkestrası Bursa’da Kültür Servisi - Yugoslavyalõ ünlü yönetmen Emir Kusturica’nõn dahil olduğu topluluk “Emir Kusturica and The No Smoking Orchestra” 49. Uluslararasõ Bursa Festivali kapsamõnda 25 Haziran’da Kültürpark Açõkhava Tiyatrosu’nda müzikseverlerle buluşacak. 1980 yõlõnda Saraybosna’da kurulan grup, 2004 yõlõnda İstanbul’da da bir konser vermişti. Ön kayıtlar başladı Kültür Servisi - Nâzõm Hikmet Akademisi 2010 - 2011 eğitim yõlõ ön kayõtlarõ başladõ. Müzik, edebiyat, sinema ve sosyal bilimler bölümleri ile yola çõkan akademinin öğretim kadrosu çeşitli disiplinlerden akademisyen ve sanatçõlardan oluşuyor. (www.nazimhikmetakademisi.org) Kemal Bekir’in yeni romanı İnsancıl’da Kültür Servisi - Kemal Bekir’in yeni romanõ “Canlõ Cenazeler”, aylõk yayõn yapan edebiyat dergisi İnsancõl’da tefrika edilmeye başlandõ. İnsancõl dergisi, Bekir’in romanõnõn tefrika edilmeye başlama nedenini şöyle açõklõyor: “Kemal Bekir, õrmak öyküler olarak düşündüğü ve ilk bölümünü Adam Öykü dergisinde yayõmladõğõ bu yapõtõ, daha sonra olaylar zinciri olarak değil de, hepsi aynõ ana olaya akan yan olaylarõn buluştuğu tek örgüde bütünleştirdi. Biz de ülkemizde epeydir unutulan tefrika geleneğini canlandõrmak istedik.” Ayrõca derginin haziran sayõsõnda “Felsefede Şiir-Şiirde Felsefe” dosyasõ da yer alõyor. Oliver Stone’dan ‘Sınırın Güneyinde’ Kültür Servisi - Oscar ödüllü yönetmen Oliver Stone’un “Sõnõrõn Güneyinde” (South of the Border) adlõ belgeseli, 21 Haziran Pazartesi günü Washington’da Silverdocs Festivali’nin açõlõşõnda gösterilecek. Son yõllarda Güney Amerika’da yaşanan sosyal ve politik değişimlere odaklanan belgeselde Stone 7 ülkenin başkanõyla görüşüyor. Ünlü yönetmenin görüştüğü isimler ise şöyle: Hugo Chavez (Venezuela), Evo Morales (Bolivya), Lula da Silva (Brezilya), Cristina Kirchner (Arjantin), Fernando Lugo (Paraguay), Rafael Correa (Ekvador) ve Raul Castro (Küba). Festivalde 54 ülkeden 102 belgesel gösteriliyor. Kültür Servisi - Fotoamele Fotoğraf Grubu, Kadõköy Belediyesi ve Bostancõ Halk Eğitim Merkezi tarafõndan düzenlenen Kadõköy Fotoğraf Günleri’nin 3.’sü 25-26-27 Haziran tarihlerinde Selamiçeşme Özgürlük Parkõ Açõk Hava Tiyatrosu’nda gerçekleştirilecek. Amatör ve usta fotoğrafçõlarõ aynõ etkinlikte buluşturan Kadõköy Fotoğraf Günleri’ne bu yõl 9’u usta isimler olmak üzere 19 fotoğrafçõ katõlõyor. Franco karşıtı filmler Kültür Servisi - İspanya’daki Franco rejimi döneminde bir grup bağõmsõz yönetmenin rejime karşõ el altõndan ürettikleri filmlerden oluşan “Gizli: Franco İspanyasõ’ndan Kaçak Filmler” başlõklõ bir program 24 - 27 Haziran tarihlerinde İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde izlenebilecek. Filmler, orijinal formatlarõnda korunamadõğõndan dijital formatta sunulacak. 24 Haziran saat 17.30’da ise “Franco İspanyasõ’nda Sinema” konulu bir söyleşi de gerçekleşecek. Söyleşinin katõlõmcõlarõ ise şöyle: Sinema eleştirmeni Alin Taşçõyan, “Erkekler İçin Tarla” filminin yönetmeni Mariano Lisa ve programõn küratörü Manuel Barrios. Kadıköy’de fotoğraf günleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle