28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada söylemekle.. millet istiyor diye, örneğin yargı erkini yürütmenin emrine almaya girişmek aynı kapıya çıkmıyor mu? Acaba ne zaman millet açlığı, yoksulluğu, yolsuzluğu bir yana at, yargıya kelepçe vuracak anayasa değişikliği istiyorum dedi? Kimi yaptırımlarını milletin isteğine bağlamak aslında RTE’nin kafasının ürünü. Sıkıştı mı köşeye, vallahi billahi ben değil, anayasa değişikliğini, yargıyı yargı olmaktan çıkarmayı millet istedi deyip duruyor. RTE’ye göre millet demek, milletin vekillerinin reisi olan RTE demek! Düşlediğimi yaparım. Benden olanlara trilyonlar, benden olmayan medyaya, kimi işadamlarına domdom kurşunları! Gazeteci haber, başbakan ise gazeteciyi kullanmak ister. İki TV’ye çıktı geçen pazar. Konuştu. Anayasa değişikliğini pişirdi. Bay Arınç ilan etti ya, referandum cepte: Yüzde 60. İşsizlik, yoksulluk, yaşam sıkıntıları tavana vurdu. Millet ıstırap içinde mi dediniz? Bu konuları tartışmaya, eleştiriye açmak olanaksız. Nedenini sor RTE’ye. Yanıtı hazır: Ee, millet istemiyor! Hele bir deneyin bu sorunları konuşmayı tartışmayı. Dünyanın kaç bucak olduğunu görürsünüz.. Pekâlâ; ne zaman millet istiyor diye dertlerine eğilecek milletin vekili olan efendimiz? Soru abes: Ekonomi tıkırında mı, tıkırında. Kardeşlik, birlik beraberlik pekişiyor mu? Evet. Böyle dertleri, sorunları yok RTE’nin. Onun derdi, sorunu başka: Ne zaman anayasada, yasalarda AKP’ye uygun değişiklik yapmaya girişirse… İşte o zaman millet adına millet istiyor diye çıkıveriyor karşımıza. Yargıyı kapıkulu konumuna getirecek girişimi millet istiyor diye ilan ediveriyor. Yedi buçuk yıldır gece gündüz demeden koşturduğu Başbakanlık’tan çıkıp da Çankaya’ya kapağı atmak için bu kez millet başkanlık sistemini istiyor diye yeni bir kampanya açmaya hazırlanıyor. Fakat Başbakan’a; Güney Amerika ülkelerinde başkanlık sistemleri diktatörlüğe yol açıyor diyecek oldu bir gazeteci. Lafı ağzına tıkıverdi: “Ama Fransa’da olmuyor!” Fransa demokrasisi Türkiye’de olsa amenna diyemedi soruyu yönelten gazeteci. Ha Türkiye’deki tek adamlık, ha başkanlıkla gelecek diktatörlük! Ayvaz kasap hep bir hesap! Sistemi “biraz” inceledim diyor; lakin öylesine ayrıntılar veriyor ki, başkanlık sistemini daha şimdiden sindirmiş. Ne ki örneğin ABD başkanlarının yetkilerini işine geldiğince anlatıyor... ABD’de başkanın sınırsız yetkilerinden hiç söz etmiyor. Örneğin ABD başkanlarının karılarını Arap şeyhlerine yağ çekmek için devletin verdiği özel uçakla düğünlere göndermediğinden söz etmiyor. ABD başkanlarının kişisel beş kuruşlarının hesabını Kongre’ye ve kamuoyuna vermek zorunda olduklarına değinmiyor. ABD başkanları, başkan olduktan sonra bizimki gibi birden trilyonlara, lüks yalılara sahip olamıyor. ABD’de başkanların, başkan olmadan önce dost işadamlarının kesesinden dış ülkelerde eğitim gören oğullarıyla, damatları gemiler, şirketler satın alamıyor. RTE’nin aklından yargı çıkmıyor. Hükümetin halk yararına, ülke kalkınması uğruna aldığı kararları bozuyor veya engelliyorlar diyor. Yargının hiçbir sorumluluğu yok; rahatça ayak bağı oluyorlar, ülke için yaptıklarımızı yarı yolda durduruyorlar, diyor. Yıllardır söyleyegeldiği masallar. İyi de, ama bir gerçeği es geçiyor. Ayak bağı olan, ülke adına yapılan olumlu işleri millet adına durduran yargı… …Bu kararları kafadan mı alıyor? Yoksa.. yürürlükteki yasalara dayanarak, yasaların buyruklarına uyarak mı karara bağlıyor? Gerçek bu mu, bu! Kime göre? RTE dışında herkese göre… SAYFA 20 NİSAN 2010 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20 Nisan Oslo Y 8 Helsinki Y 4 Stockholm Y 9 Londra PB 14 AmsterdamY 11 Brüksel Y 13 Paris B 18 Bonn Y 13 Münih Y 11 Berlin B 16 Budapeşte B 19 Madrid B 24 Viyana Y 16 Belgrad Y 14 Sofya Y 15 Roma Y 18 Atina Y 12 Zürih B 25 Moskova Y 12 Aşkabat B 25 Taşkent PB 28 Bakû Y 12 Bişkek B 24 Tiflis Y 23 Kahire PB 31 Şam B 32 İstanbul Y 20 Edirne Y 18 Kocaeli Y 21 Çanakkale Y 18 İzmir Y 22 Manisa Y 22 Denizli Y 22 Zonguldak Y 19 Sinop Y 19 Samsun Y 27 Trabzon PB 22 Giresun PB 21 Ankara Y 2 Eskişehir Y 21 Konya Y 21 Sıvas Y 23 Antalya Y 22 Adana Y 25 Mersin Y 23 Diyarbakır PB 26 Şanlıurfa PB 29 Mardin PB 23 Siirt PB 25 Hakkâri PB 16 Van PB 15 Kars PB 17 Ülkemizin geneli par- çalı çok bulutlu, Mar- mara, Ege, Akdeniz, Iç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz, Do- ğu ve güneydoğu Anadolu’nun batısı ile Gümüşhane ve Bayburt çevreleri ya- ğışlı geçecek. Yağış- lar; Marmara, Batı Karadeniz kıyıları ile Bolu, Düzce, Kütah- ya ve Manisa çevre- lerinde kuvvetli ol- mak üzere sağanak ve gök gürültülü sa- ğanak geçecek. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Nail Ağabey 8 bin parçadan oluşan 58 yıllık birikimini bir araya getirmiş ve Maltepe Üniversitesi’ne bağışlamış. Her aydın bir kütüphane demektir. Onun bir ömürlük birikimi, değeri geometrik olarak artan bir hazinedir. 8 bin parçanın içinde Nail Ağabey’in Anadolu gezilerinden meslek röportajlarına, başka bir yerde bulunamayacak kim bilir ne kadar özgün yapıtlar vardır. Nail Ağabey, pek çok aydının ihmal ettiği bir şeyi gerçekleştirmiş. Maltepe Üniversitesi Güreli Kitaplığı’nı biz de buradan selamlamış olalım. 17 Nisan Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 70. yılı. Köy Enstitüleri deyince benim aklıma, eğitimde eşitlik ve kitap gelir. Köy Enstitüleri’nin kurulduğu yerleri haritada işaretleyince, 7 bölgeye yayıldığını görürsünüz. İşte dağılım: Kırklareli - Kepirtepe, Sakarya - Arifiye, Balıkesir - Savaştepe, İzmir - Kızılçullu, Aydın - Ortaklar, Eskişehir - Çifteler, İsparta - Gönen, Antalya - Aksu, Konya - İvriz, Adana - Düziçi, Ankara - Hasanoğlan, Kastamonu - Gölköy, Samsun - Akpınar, Kayseri - Pazarören, Malatya - Akçadağ, Sıvas - Yıldızeli, Trabzon - Beşikdüzü, Erzurum - Pulur, Diyarbakır - Dicle, Van - Erciş, Kars - Cilavuz. Bu tablodan, her şey bir yana, Türkiye’nin ortak kalkınması, bütün bölgeleriyle eşit büyümesi çıkar..dı. Ne yazık ki Köy Enstitüleri bir kuşak bile yaşamadı. Ama o ilk filizler hâlâ ardıllarını doğuruyor ve yeni kuşak Köy Enstitüleri varlığını koruyor. Köy Enstitüleri deyince akla ilk kitap gelir, sözüm boşuna değil. Burada yetişen öğretmenler Anadolu’daki görev yerlerine giderken kendilerine tahta bir bavul içinde 150 kitap zimmetleniyordu. Bu kitapları alacaklar, köy çocuklarına okuması için bir düzen kuracaklar. O öğretmenleri yetiştiren Nazif Evren, karşılaştığı sorunlardan birini şöyle anlatıyor: “Öğrenciler derse benden daha iyi hazırlanıyor. Onlara yetişmem bazen sorun oluyordu!” Köy Enstitüleri’nin mimarı Hasan Âli Yücel, bu okulların kuruluş mantığını, bir çırpıda yüzlerce öğretmen yetiştirilmesinin gerekçesini anlatırken şöyle diyor: “Bir kişinin atacağı dev adımları değil, bir kişinin atacağı insan adımlarını özlüyorum...” Kitap deyince etkinlik anlamında ilk akla gelen tabii ki Sevgili Deniz Kavukçuoğlu’nun lokomotifliğinde kurumsallaşan kitap fuarları... Kitabın bütün taraflarını buluşturan kitap fuarlarının İstanbul’dan sonra İzmir, Bursa ve Adana’da da yerleşmesi ne güzel. Ankara’da da kitabevi öbeklerini daimi sergi olarak da görebiliriz. İzmir Kitap Fuarı 15 yaşına girdi. İlk yılları anımsıyorum; İzmirliler kitaba olan ilgilerini hiç kesmediler. Yurtdışı kitap fuarlarından dönenlerin gözlemlerini okuyorum. Çoğunlukla görselliğin üzerinde duruyorlar. Özellikle çocuk kitaplarında görselliğin tümüyle öne geçtiği vurgulanıyor. Dijital kitabın geleceği de tartışılan konulardan. Ben, kâğıdın varlığını sürdüreceğini düşünüyorum. Kitabın içerik yelpazesine gelince... 25 yüzyıldır Homeros’u geçen yok... Yüzlerce, binlerce kitap, Homeros’un İlyada’sından doğmuş... Bu da kitabın ölümsüzlüğünü, sonsuzluğunu, zaman tanımazlığını göstermiyor mu? Nail Güreli Kitaplığı’na... Köy Enstitüleri’ne... 15. İzmir Kitap Fuarı’na... Selam olsun! [email protected] / IŞIL ÖZGENTÜRK isilozgenturk gmail.com Baştarafı Arka Sayfada Alınan binlerce Avro’luk Avrupa Birliği fonu Güneydoğu’daki belediyeler tarafından, yoksul halk için değil, bilinmeyen başka işler için kullanılıyorsa... İki günlük bir kız çocuğu annesinin gözleri önünde “töre adına” ailenin diğer fertleri tarafından diri diri toprağa gömülüp üstüne beton örtülüyorsa... Evlenme programlarına çıkan saçları başları yapılı bir hanım sunucunun “Aman bu adamın ayakları çok büyük” dediğinde hanım “Ayakları büyük olanın başka yeri de büyük olur” diyor ve orada olanlar buna kahkahalarla gülüp aile ahlakımızdan sorumlu bakan sadece eşcinsellerle uğraşıyorsa... Facebook, Türkiye’yi, “Bu alanı artık sadece kadın ve erkek bulmak için kullanıyorsunuz” diyerek üçüncü kez uyarıyorsa... Bir öğretmen sadece edebiyat kitabını evinde unuttuğu için küçücük bir kız çocuğuna 24 arkadaşının tokat atmasını emredip attırıyorsa... Adalete güven sınırlanıyor, her birey kendine bir tabanca alıp kendi adaletini, kendi kurmaya çalışıyorsa ya da bunu hayal ediyorsa... Hakkâri’de, Siirt’te, Bingöl’de sıkışıp kalan işsiz gençlerin en büyük umudu yazın Antalya’ya gidip bir İngiliz kızı tavlayıp ülkeden tüymekse... Pek bir ahlaklı geçinen küçük burjuvalar, aralarında grup seks yapmayı iş edindiyseler... Üniversite okuyan, ardından master, ardından doktora yapan kocaman genç insanlar hâlâ bir meslek için çırpınıyor ve en kolayından uyuşturucuya başvuruyorlarsa... Uyuşturucu yaşı resmi rakamlara göre on yaşına inmişse... Kitap okumanın gereksizliği tüm toplum tarafından kabul görüyorsa... Siz ne kahvaltısından söz ediyorsunuz?.. Kahvaltıya katılan yazarlar arasında sevdiklerim var: Doğan Hızlan çocukluğumuzu bilir; ona ayrı bir sevgim vardır. Ayrıca o “Sör” olarak her yere katılabilir. Ama “Doğu Şiirleri”nin yazarı Hilmi Yavuz canımı biraz acıttı. Ülke Tamer de... Diğerleri tahmin ettiklerimdi, beni hiç şaşırtmadı. Ayrıca herkes düşüncelerini belirmekte ve istediğini yapmakta serbesttir. Malum burası demokratik bir ülke, ama yazarları davet eden bir Başbakan’ın gelmeyenlere sitem etmesi ve onların kendini incittiğini söylemesi olmaz. Çünkü bu da bir demokrasi kahvaltısı en azından! Yani. Her Aydın Yaptıklarından Sorumludur Bazıları Daha da Sorumludur Şehit cenazesinde saldõrõya uğrayan Yõldõz’õn burnunda kõrõklar oluştu Bakan’a yumrukYurt Haberleri Servisi - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yıldız, Kõdemli Yüzbaşõ Levent Çetinkaya’nõn Kayseri’deki cenaze töreninde yumruklu saldõrõya uğradõ. Be- den eğitim öğretmeni olduğu öğrenilen saldõr- gan Şahin Şimşek, Yõldõz’a vururken “Şehit- ler ölmez, vatan bölünmez. Bu yumruk Türk milletinin yumruğudur. Gördünüz işte” diye bağõrdõ. Milli EğitimBakanlõğõ, Şim- şek’i açõğa alarak hakkõnda soruşturma başlattõ. Şõrnak’õn Balveren beldesi yakõnlarõnda geçen hafta düzenlenen saldõrõda ağõr yaralanan ve tedavi gördüğü GATA’da şehit olan Çetin- kaya için Kayseri Hunat Camisi’nde tören dü- zenlendi. İçişleri Bakanõ Beşir Atalay ile Ba- kanõ Yõldõz’õn da katõldõğõ törende yurttaşlar ve şehit yakõnlarõ “demokratik açılım” çalõşma- larõ nedeniyle hükümete tepki gösterdi. Bakanlar camide yurttaşlarca yuhalandõ. Atalay, törenin ardõndan ayrõlõrken Yõldõz, kortejden ayrõ ola- rak şehit yüzbaşõ Çetinkaya’nõn toprağa veri- leceği Kartal’daki şehitliğe gitti. Şehit yüzbaşõnõn toprağa verilmesinin ar- dõndan kalabalõğõn dağõldõğõ sõrada Bakan Yõl- dõz’õn yanõna yaklaşan Şimşek, Yõldõz’õ yum- rukladõ. Korumalarõnca Erciyes Üniversitesi Tõp Fakültesi Hastanesi’ne kaldõrõlan Yõldõz’õn burnunun kõrõldõğõ belirtildi. Şimşek ile birlik- te 4 kişi gözaltõna alõndõ. Taburcu olan Yõldõz, İçişleri Bakanlõğõ’na ait helikopterle Ankara’ya gitti. Atatürk Hastanesi’nin bahçesine inen Yõldõz, burada da kontrolden geçirildi. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan, Yõldõz’õ arayarak “geçmiş ol- sun” dileğinde bulundu. Erdoğan, yaptõğõ açõk- lamada da “Haddini bilmeyen, kendini bilmez bir kişi. Bunlar nereye mensuptur, neyin ne- sidir? Bunların bir arkası var” dedi. Başba- kan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, Yõldõz’õ ziya- retinin ardõndan “Maalesef muhalefet lider- leri de bir kısım kişiler de bazı konuları öy- lesine bir düşmanlık haline getiriyorlar ki bunlardan istifade eden insanlar bulunabilir. Pek çok saldırı, bu düşünceler altında ya- pılmış olabilir” diye konuştu. BDP Genel Baş- kanõ Selahattin Demirtaş da olayõ kõnadõ. ‘Fevri, lokal davranış ümidi az’ Bakan Yõldõz da TBMM’deki anayasa gö- rüşmelerine katõlmak için hastaneden ayrõlõr- ken, şunlarõ söyledi: “Ameliyat oldum ama oyumu kullanacağım. Bu ülkenin normal- leşmesiyle ilgili bir mesele. Hiç kimsenin, he- le hele üç beş tane çakal takımı, çapulcu tip- lerin hiçbirinin hakkı yok buna. Kendini bil- mezlere pabuç bırakacak değiliz. Lokal, fev- ri bir davranıştır diye ümit etmek istiyorum ama provokasyonların parçalarını dört bir yanda görüyoruz. Fevri bir davranış ola- bilmesi ümitleri daha da azalıyor.” LADİK SALDIRISI Özcan: Amaçları pazarlık SERTAÇ EŞ ANKARA - Sam- sun’un Ladik ilçesinde 2 polisin yaşamõnõ yitir- mesiyle sonuçlanan sal- dõrõyõ değerlendiren terör uzmanõ Dr. Nihat Ali Özcan, bölücü terör ör- gütü PKK’nin eylemi pa- zarlõk aracõ olarak gör- düğünü söyledi. Özcan, örgütün eylem alanõnõn genişlediğini, benzer ey- lemleri sürdürebileceği- ne dikkat çekti. Terör uzmanõ Ercan Çitlioğlu da, PKK’nin taktik ola- rak, “merkezi hiyerar- şinin dışında” diyerek bu eylemi üstlenmeye- ceğini kaydetti. Terör uzmanlarõ, Sam- sun’un Ladik ilçesindeki eylemleri gazetemize de- ğerlendirdi. Türkiye Eko- nomi Politikalarõ Araş- tõrma Vakfõ uzmanla- rõndan Özcan, bölücü ör- gütün benzer eylemlerini diğer bölgelerde de ger- çekleştirebileceğini dile getirdi. Açõlõm sürecinde şiddet eylemlerinin pa- zarlõk aracõ olarak görül- düğünü, eylemle örgüt tabanõna ve devlete mesaj verilmek istendiğini kay- deden Özcan, “‘Gördü- ğünüz gibi cezalandõrma gücümü elimde tutuyo- rum’ mesajı vermek is- tiyor” dedi. Özcan, ben- zer eylemlerin sürebile- ceğine dikkat çekti. ‘Üstlenmez’ Terör uzmanõ Çitlioğlu da, terör örgütünün eyle- mi Reşadiye saldõrõsõnda olduğu gibi doğrudan üst- lenmeyeceğini dile getir- di. Örgütün, “merkez hi- yerarşinin dışında ger- çekleştirilmiş bir eylem” açõklamasõ yapmasõnõ beklediğini anlatan Çitli- oğlu, eylemleri Karadeniz Bölgesi’ndeki 10-12 ki- şilik bir grubun yapmõş olma olasõlõğõnõn yüksek olduğunu söyledi. Çitlioğlu, terör örgü- tü liderlerinden Murat Karayılan’õn demeçle- rinin gazetelere yansõdõ- ğõ bir dönemde eylemle- rin gerçekleşmesinin de liderlik mücadelesini anõmsattõğõnõ kaydetti. ‘Para için yaptık’ HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davasõnda dün Cumhuriyet gazetesine bomba at- maktan tutuklu sanõk Tekin Ir- şi’nin avukatõnõn olmamasõ nede- niyle öğleden önce duruşma yapõ- lamadõ. 5 Mayõs 2006’da gazete- mize bomba attõğõnõ kabul eden Ir- şi, “Osman Yõldõrõm, ‘domuza ba- şörtüsü karikatürü’ nedeniyle ‘bom- ba atma işini’ verdi. Ama kendisi çıkar amaçlı yaptığını söyledi. Cumhuriyet özür dileseydi bu işler olmazdı” diye konuştu. Davanõn dünkü 142. duruşma- sõnda Mahkeme Heyeti Başkanõ Hasan Hüseyin Özese’nin sanõk kürsüsüne çağõrdõğõ Irşi, şunlarõ an- lattõ: “5 Mayıs 2006’da Osman Yıldırım Koko Bar’da otururken yanımıza geldi. ‘Bir iş var. Cum- huriyet’e bomba atacağõz’ dedi. ‘Hayõrdõr, neden’ dedim. ‘Çõkar amaçlõ bir iş olarak almõşõz. Bunun din ile bir alakasõ yok’ dedi. Cum- huriyet’e gittik. Bombayı attık.” İfadelerinin okunmasõnõn ardõn- dan çapraz sorguda Cumhuriyet Savcõsõ Mehmet Ali Pekgüzel’in sorularõnõ yanõtlayan Irşi 5 Mayõs 2006’da Cumhuriyet gazetesine bomba atõşõnõ şöyle anlattõ: “Osman Yıldırım ‘Cumhuriyet’i bombala- yacağõz’ deyince Türkiye Cum- huriyeti zannettim. Hatta ‘taş atacağõz’ dedi. ‘Taş atarõm’ dedim. Birinci bombayı Koko Bar’a bir beze sarılı getirdi. Bomba eski bir şeydi, paslıydı. Osman bana ‘pi- mini çek at’ dedi. Akşam taksiy- le gittik. ‘Rahat ol, devlet ile bera- beriz’ dedi. Ben bombayı pimini çekmeden attım. Osman az ileri- de bekliyordu.” Bombadan bir gün sonra 6 Mayõs 2006’da bütün gazeteleri alõp ha- berlere baktõğõnõ belirten Irşi, 10 Mayõs 2006 tarihindeki bombayõ İs- mail Sağõr’õn attõğõnõ söyledi. Tekin Irşi, 3. bombanõn atõldõğõ 11 Mayõs 2006 günü Erhan Timu- roğlu’nun telaşla gelerek “Al- parslan Cumhuriyet gazetesini bombaladı” dediğini anlattõ. Ne miktarda para vaat edildiği sorusu üzerine Irşi, “ 30-40 bin dolar gi- bi bir para” diye konuştu. ‘Bulurum uçururum’ Irşi, “Yıldırım’a bombaları nereden bulduğunu sormadın mı” sorusuna ise “Burayı uçara- cağım diye kafama koysam. Bu- lurum, uçururum” karşõlõğõnõ ver- di. Irşi’ye soru sormak üzerine söz alan Yõldõrõm, açõklamalarda bu- lundu Özese’nin uyarõsõ üzerine Yõldõrõm “Bu durumda buradaki bütün Ergenekon sanıkları suç- suzdur. Tüm sanıkların tahliye- sini talep ediyorum” dedi. Şahin Şimşek boksör çõktõ ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanõ Taner Yıldız’õn burnunu tek yumrukta kõran saldõrgan Şahin Şimşek’in (37) geçmi- şinde boksör olduğu or- taya çõktõ. Şimşek’in halen boks sporu alanõnda antrenör olarak çalõştõğõ anlaşõldõ. Saldõrgan Şimşek’in ki- şisel blogunda ayrõca es- ki MHP Genel Başkanõ Alparslan Türkeş’in gömütünün yanõnda çe- kilmiş bir fotoğrafõn da yer almasõ dikkat çekti. TÜBİTAK’a sorular İstanbul Haber Servisi - Poyrazköy davasõn- da, tutuklu yargõlanan emekli Deniz Binbaşõ Le- vent Bektaş’õn avukatlarõ Kafes Eylem Planõ’nõn çõktõğõ 1 No’lu CD ve 3 No’lu DVD’de ayrõntõlõ inceleme yapõlmasõnõ istedi. Davanõn görüldüğü İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne avukatlarca sunulan dilekçede, Bektaş’õn evinde ve işyerinde yapõlan aramalarda el konulan hiçbir dijital dokümanõn “imajları”nõn ve “hash” değerlerinin alõnmadõğõ belirtildi. Mahkemenin son oturumda inceleme için söz konusu CD ve DVD’yi TÜBİTAK’a gönderme kararõ aldõğõ anõmsatõlarak, şöyle de- vam edildi: “Bir CD/DVD’ye farklı zamanlar- da birden fazla yükleme yapılabilir mi? Eğer mümkün ise ikinci yüklemenin tarihinin, ger- çek zamandan farklı bir tarih olarak belirlen- mesi mümkün müdür? Arama ve el koyma iş- lemlerine konu CD/DVD’lerin yeniden yükle- me yapmaya açık olup olmadıkları hususun- daki tespitin delil bütünlüğüne ve geçerliliğine etkisi var mıdır?” Avukatlar, “adil yargılanma hakkı” gereğince CD ve DVD’nin bir kopyasõ- nõn da kendilerine verilmesini istedi. POYRAZKÖY DAVASI Çetinkaya’nın cenaze törenine katılan binlerce kişi terörü lanetledi. Öte yandan Sam- sun’da şehit olan polis Malik Saykal Amasya’da, Şırnak’ta yıldırım düşmesi so- nucu şehit olan Astsubay Muhammet Demirtaş da Kocaeli’nde toprağa verildi. (AA) 1. Ergenekon davasõnõn sanõğõ Irşi, Cumhuriyet gazetesine kendisi, Sağõr ve Arslan tarafõndan bomba atõldõğõnõ anlattõ ŞehityüzbaşınıneşiŞelaleÇetinkaya.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle