Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
20 NİSAN 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
İzmir’de İlkyaz...
Ankara’dan İzmir’e gelirken Salihli’de sıcaklık
otuz dereceydi...
Gediz Ovası yemyeşil, erik ağaçları çoktan
çiçeklerini açmış, ilkyaza “merhaba” diyordu...
Türkiye’nin en verimli topraklarında üzümden
pamuğa, zeytinden tütüne dek ürün veren Gediz
Ovası ve Gediz Irmağı...
Buralar bana çocukluk yıllarımı anımsatır...
Beş saatlik bir yolculuktan sonra İzmir’e
girdim...
Gâvur İzmir cayır cayır yanıyordu.
Akşam Kordonboyu’ndaki kafelerin birinde
Serdar Kızık’la kahvelerimizi yudumlayıp Can
Yücel Sokağı’ndaki “Miko”da mola verdik.
İzmir bir Avrupa kenti.
Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ndeki tüm sokaklar
kafelerden geçilmiyordu...
İzmirliler yaşamayı sever.
Özgürlüklerin yanındadır!
Kafede otururken bir genç yanıma yaklaşıp
sordu:
“Düşünceye kelepçe vuran bir düşünce
demokrasiyi nasıl olur da yaşam biçimi olarak
görebilir?”
Tutuklanan gazetecilerden, aydınlardan,
bilim insanlarından söz ediyordu üniversiteli
genç...
Türkiye’yi kuşatan gerici, ırkçı, tarikatçı
yapılanma İzmirlilerin gözünden kaçmıyordu...
Genç bunları söylerken içim titredi, üşüdüm
ilkyaz akşamında.
Masadan kalktık, yeniden Kordonboyu’na
çıktık Serdar’la...
Alsancak İskelesi’ne doğru yürürken Ahmet
Piriştina’yı anımsadım... Ardından İzmirli şair
dostum Hidayet Karakuş’un dizelerini
mırıldandım:
“bir selam kadar uzaksın şimdi
bir gül atsam perçemin bozulur
sevdiğin türkülere çiy düşer
çoğalır avuçlarının kınası
.............
dağlardan bir yel eser
çeşmelere seni doldurur
sular seni bekler serviler seni
bir yaprak düşer kalbinin üstüne
bin yıl öteye özlem sızar”
İzmir temsilcimiz Serdar Kızık, önceleri
“Cumhuriyet Gezi” şimdilerde ise “Cumhuriyet
Ege”de çok önemli yazılar yazıyor, bir bakıma
Ege’nin nabzını tutuyor...
Umarım yakın bir zamanda tüm Cumhuriyet
okurları Serdar’ın yazılarını okuyacak...
Kızık’ın “Yağma” başlıklı yazısını okuyunca
düşündüm...
Serdar şöyle diyordu:
“Gözünü kâr hırsı bürümüş küresel
kapitalizm, insan gibi çevre ve doğanın da
canına okuyor. Çevre talanı, doğa yağması,
dünya ölçeğinde katliama dönüşüyor. Özellikle
yoksul ve azgelişmişle, gelişmekte olan
ülkelerde yağmanın boyutu giderek artıyor.
Türkiye’de de büyük bir yağma söz konusu...”
Serdar Kızık’a İzmir ve Ege’deki yağma olayını
sordum...
İşte Serdar’ın yanıtı:
“Türkiye’nin yerüstü mal varlıklarını
özelleştirmeyle yabancılara satan AKP iktidarı
şimdi gözünü yeraltı kaynaklarına dikti.
Çokuluslu ve yerli taşeron şirketler için
maden arama çalışmaları, çevresel etki
değerlendirilmesi kapsamı dışına çıkarıldı.
Çokuluslu altın avcıları ve onların Türkiye’deki
taşeronları doğa talanında en önde yer alıyor.
Şöyle Efemçukuru’na, Bergama Ovacık’a,
Kozak Yaylası’na, Havran’a, Erzincan İliç’e,
Turgutlu’ya, Eşme’ye, Trakya’ya, Tunceli
Ovacık’a baktığımızda olayı çok açık görebiliriz.”
Soygun ve vurgun!
İşsizlik ve yoksulluk!
Gediz ve Söke Ovası’nda perişan olan, banka
borçlarını ödeyemeyen pamuk, üzüm, tütün,
incir üreticileri...
Kimse kırsal kesimin sorunlarını görmüyor!
Yaşamın burukluğu düşsüz uykularımızı
deliyor sessizce... Karanlığın izinde aydınlığı
arıyoruz ama bulamıyoruz.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, kenti daha çağdaş yapmak için
neredeyse 24 saat çalışıyor.
Tarihi havagazı fabrikasını kültür merkezine
dönüştürmüş... Göztepe’deki ESHOT garajını
Adnan Saygun Kültür Merkezi yapmış...
Bilmem Sasalı’daki Türkiye’nin en büyük
Doğal Yaşam Parkı’nı gezdiniz mi? Bornova’daki
Homeros Parkı’nı gördünüz mü? İnciraltı’ndaki
kent ormanına gittiniz mi?
İzmirli demokrasi ve özgürlükler tutkunu!
İzmirliler yaşamı seviyor... İzmirliler Türkiye’de
barışın, kardeşliğin gelişmesini akan kanın
durmasını istiyor.
İzmirliler faşist değil...
İzmirliler özgürlükçü, Atatürkçü, cumhuriyetçi,
solcu, devrimci!
Sevgili Süheyl Batum, Kürşat Başar ve Tuna
Kiremitçi Cumhuriyet’e hoş geldiniz!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Tarih: 23 Nisan 2011... Çocuklar o günde devlet büyüklerinin yerine otururlar...
Erbakan
mahsur kaldı
KÖLN (AA) - Eski
başbakanlardan ve kapatõ-
lan Refah Partisi’nin ge-
nel başkanõ Necmettin Er-
bakan, Almanya hava sa-
hasõnõn uçak seferlerine
kapalõ olmasõ nedeni ile
Almanya’da mahsur kal-
dõ. İzlanda’daki Eyyafyal-
layöküll yanardağõndan
yayõlan volkanik kül bu-
lutu nedeni ile Türkiye’ye
dönemeyen Erbakan’õn
Köln’de olduğu bildirildi.
Almanya’nõn başkenti
Berlin’de İslam Toplumu
Milli Görüş Derneği’nin
40. kuruluş yõlõ nedeniyle
düzenlenen bir toplantõya
katõldõktan sonra Duis-
burg’a geçerek, etkinlik-
lere katõlan Erbakan’õn,
karayoluyla Türkiye’ye
dönmesi bekleniyor.
AKP Van İlçe
Başkanı istifa etti
VAN (Cumhuriyet) -
CHP Genel Başkanõ De-
niz Baykal’a yumurtalõ
saldõrõ olayõnõn ardõndan
AKP Van Merkez İlçe
Başkanõ Hekim Karabõ-
yõk, görevinden istifa etti-
ğini açõkladõ. Genel Baş-
kan Yardõmcõsõ ve Van
Milletvekili Hüseyin Çe-
lik’e muhalif olduğu bili-
nen Karabõyõk, “2 hafta
önce yerel bir gazetede
bazõ açõklamalarda bulun-
dum. Bu açõklamalarõm
iyi niyetli farklõ algõlama-
lara yol açtõ. Ankara’da
genel başkan yardõmcõla-
rõmõzla yaptõğõm görüş-
meler sonucunda teşkila-
tõmõzõn çalõşmalarõna bir
zarar gelmemesi için isti-
famõ sundum” dedi.
Avukatlardan
baroya eleştiri
İstanbul Haber Ser-
visi - İstanbul Barosu
üyesi bir grup avukat, Ba-
ro yönetiminin õrkçõ ve
ayrõmcõ söylemleri bulun-
duğu belirtilen Mahmut
Esat Bozkurt adõna ödül
verilmesini ve söz konusu
ödülün HSYK Başkanve-
kili Kadir Özbek’e veril-
mesini protesto etti. İstan-
bul adliyesi önünde açõk-
lama yapan avukatlar,
“Bize Özür Borcun Var”
yazõlõ pankartõ taşõdõ.
Avukatlar, ödülün kaldõ-
rõlmasõnõ istedi.
Alman bakanlığa
Türk politikacı
BERLİN (AA) - Al-
man Hõristiyan Demokrat
Birlik (CDU) partisinden
Aşağõ Saksonya eyaleti
Başbakanõ Christian
Wulff, dün yaptõğõ açõkla-
mada eyalet hükümetinde
görev yapan CDU’lu 4
bakanõ değiştirdiğini bil-
dirdi. 2008’den beri Ham-
burg Eyalet Meclisi’nde
milletvekili olan Aygül
Özkan’õn (38), eyaletin
Sosyal İşler, Kadõn, Aile
ve Sağlõk Bakanlõğõ gör-
evine getirildiği açõklandõ.
Özkan, Almanya’da bir
bakanlõk görevine getiri-
len ilk Türk oldu.
İmama siyaset
suçlaması
UŞAK (Cumhuriyet)
- Abdullah Dilman adlõ
bir yurttaş, Uşak Organi-
ze Sanayi Bölgesi Camisi
İmamõ’nõn geçen cuma
günkü vaazõnda, isim
vermeden ÇYDD’nin
simge ismi Türkan Say-
lan’a hakaret ettiğini ve
derneğin yurdunda yeti-
şenleri “Balyozcu, Kafes-
çi” olmakla suçladõğõnõ
öne sürdü. Müftü Osman
Akdemir konuyu araştõr-
dõklarõnõ bildirdi.
Baykal ve muhalefet temsilcileri Erdoğan’õn başkanlõk özlemine tepki gösterdiler
‘Ciddiye almayõn’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Tay-
yip Erdoğan’õn başkanlõk
sistemiyle ilgili açõklamala-
rõ tartõşma yaratõrken TBMM
Başkanõ Mehmet Ali Şahin,
“Şahsi bir değerlendirme-
sidir diye düşünüyorum.
Benim bu konuda ‘İyi olur,
gelmelidir’ diye bir beyanı-
mı beklemeyin” dedi. CHP
lideri Deniz Baykal ise
“Başbakan’ın laflarını cid-
diye almayın. O kendisini
kurtarmaya, güvence altına
almaya bakıyor” görüşünü
dile getirdi.
CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal, dün HaberTürk tele-
vizyonunun sorularõnõ yanõt-
larken, Başbakan Erdoğan’õn
başkanlõk sistemiyle ilgili söz-
leri anõmsatõlarak yöneltilen
soru üzerine “Anlaşılıyor ki
Başbakan’ın kafasında bir
süre sonra fırsat bulursa
bambaşka, bununla çelişki-
li bir başka modeli Türki-
ye’ye dayatma düşüncesi var.
Başbakan Türkiye’ye hâkim
olmak istiyor. Türkiye’nin
yargısına da, ordusuna da
bürokrasisine de sivil toplum
kuruluşlarına da, TOBB’una
da hâkim olmak istiyor. Her-
kesi nefes alamaz, ‘benim iz-
nime bağlõ olarak faaliyet gös-
tereceksin’ konumuna çek-
meye çalışıyor. Başkanlık
sisteminin de bu konuda ken-
disine imkân getireceğini
zannediyor” dedi. Başkanlõk
seçimi projesinin yaşama ge-
çirilmesi için 2011 seçimle-
rinden sonra parlamentoda bu
konuyu gündeme getirebilecek
bir siyasi desteğin ortaya çõk-
masõnõn gerektiğinin altõnõ çi-
zen Baykal, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Bu seçimler, AKP’nin si-
yasi gücünü, siyasi ağırlığını,
belirleyiciliğini kaybedeceği,
iktidar şansının kesinlikle or-
tadan kalkacağı bir seçim
olacaktır. Böyle bir seçim
tablosu içinde, Sayın Başba-
kan’ın önümüzdeki seçim
darbesini yedikten sonra bı-
rakın Türkiye’de bir baş-
kanlık sisteminin başkanı ola-
rak ülkeye yön vermeyi, bu-
günkü yapı içinde ayakta kal-
manın yollarını bulması dahi
olağanüstü güç olacaktır. İk-
tidarı kaybettiği anda Baş-
bakan’ın yargıya hesap ver-
mesi zorunluluğu ortaya çı-
kacaktır. Şimdi yapılmak is-
tenen işte o ihtimale karşı
değişikliktir. Başbakan’ın
başkanlık sistemi laflarını siz
ciddiye almayın. O kendisini,
kurtarmaya güvence altına
almaya bakıyor. (...) Başba-
kan’ın telaşı kendisini yargı-
layacak Anayasa Mahkeme-
si’ni kendi yakınlarıyla dol-
durmak. Başbakan kendisi
Anayasa Mahkemesi üyeliği
cüppesini üzerine giymek is-
tiyor. 17 Anayasa Mahkeme-
si üyeliğine 17 Tayyip Erdo-
ğan yerleştirmek istiyor. Baş-
kanlık sistemi Başbakan’ın
hayallerini süsleyecek bir ko-
nu olmanın ötesinde bir an-
lam taşımaz.”
CHP Sözcüsü Mustafa Öz-
yürek de Başbakan Erdo-
ğan’õn “gündem değiştirmek
istediğini” söyledi. Özyürek,
“Esas düşündüğü başkanlık
değil, diktatörlük. Bu siste-
mimizin değişirilmesi için hiç-
bir hukuki, siyasi neden yok-
tur. Tek neden Başbakan’ın
artık başbakanlıkla tatmin
olmayıp, başkanlık yapmak
istemesidir” dedi.
‘Milletin aklıyla alay’
MHP Grup Başkanvekili
Mehmet Şandır, Başbakan
Erdoğan’õn “başkanlık siste-
mi” önerisinin, “milletin ak-
lıyla alay etmek” anlamõna
geldiğini söyledi. Milletin so-
rununun işsizlik, yoksulluk,
yolsuzluk, terörle mücadele
olduğuna işaret eden Şandõr,
“Bunu önlemekle sorumlu
olan siyasi iktidarın başı,
keyfe keder, bir pazar soh-
betinde sistemin temelini de-
ğiştirmeyi laf olsun diye söy-
lüyor. Anadolu’da bir laf
vardır, ‘Bir deli bir kuyuya taş
atõyor, 40 akõllõ bunu çõkar-
maya çalõşõyor’. Dolayısıyla
biz Başbakan’ı dürüst ve sa-
mimi bulmuyoruz” diye ko-
nuştu.
Şener: Başbakan önce iş
yapmayı öğrensin
Türkiye Partisi Genel Baş-
kanõ Abdüllatif Şener, “Baş-
bakan’ın yine böyle bir şeyi
gündeme getirişinin altında
ekonomik başarısızlık yat-
maktadır. Türkiye’ye işsizlik
rekoru yaşatan bir başba-
kanlık söz konusudur.
2007’den bu yana, Türkiye
100 milyar dolar yoksullaş-
mış. Bu varsayım altında
Türkiye’yi 100 milyar dolar
yoksullaştıran bir Başbakan,
tüm bu konuları gündemden
çekmek için yeni bir tartışma
konusu bulmuşa benziyor”
diye konuştu. Başbakan Erdo-
ğan’õn yeni bir gündem yarat-
tõğõnõ ifade eden Şener şöyle de-
vam etti: “Bu oltaya herkes ta-
kılacak ve herkesin bunu tar-
tışacağını görüyorum. Önce iş
yapmayı öğrensin. Bu ülkenin
sorunlarını çözmeyi öğrensin,
ondan sonra sistem değişi-
mini gündeme getirsin. Bu ül-
kede başta Başbakan pek çok
kişi demokrasiyi içselleştir-
memiş, Başbakan’ın önce de-
mokrat olması lazım. De-
mokrasi sicili çok önemlidir.
Demokrasi sadece sandıktan
çıkmak demek değildir; o ül-
kedeki hukuk ne düzeyde,
özgür basın, gelişmiş STK’ler
var mı? Türkiye’de STK’le-
ri baskı altında tutan, basın
özgürlüğünü sindiremeyen
bir Başbakan var. (...) Baş-
bakan’ın ‘seçimle gelen her şe-
yi yapabilir’ gibi bir kanaati
var. Halbuki demokrasi güç-
lerin paylaşımı anlamına ge-
liyor. Bu ayrımı çok iyi gör-
düğünü zannetmiyorum.”
Şahin
‘iyiolur’
diyemedi
TBMM Başkanõ
Mehmet Ali Şahin,
“Türkiye böyle bir
sisteme geçer mi ne
zaman geçer, bütün
bunların kararını
TBMM verecektir.
Sayın Başbakan’ın
görüşü, şahsi bir de-
ğerlendirmesidir di-
ye düşünüyorum.
Benim bu konuda
‘iyi olur, gelmelidir’
diye bir beyanımı
beklemeyin” açõkla-
masõnõ yaptõ. TBMM
Anayasa Komisyonu
Başkanõ Burhan Ku-
zu ise, başkanlõk sis-
teminin Türkiye’ye
uygun ve en iyi model
olduğunu savundu.
Kuzu, başkanlõk siste-
miyle birlikte eyalet
sisteminin de Türki-
ye’de uygulanõp uy-
gulanmayacağõna iliş-
kin bir soru üzerine,
başkanlõk sisteminde
eyalet sisteminin şart
olmadõğõnõ belirtti.
BDP: Diktatörlüğün önü açılır
BDP Grup Başkanvekili Bengi
Yıldız, başkanlõk sisteminin Batõ
ülkelerinde tartõşõlabileceğini, ancak
Türkiye’de “tek adamlığa”, hatta
“diktatörlüğe” gidecek bir sistemin
önünü açabileceğini söyledi.
Türkiye’de parlamenter sistem
olmasõna rağmen, Başbakan’õn “tek
adamlığa” oynadõğõnõ belirten Yõldõz,
“Amerika’da başkanlık sistemi
uygulanıyor, ama orada sistemi
denetleyen mekanizmalar çok
sağlam, 40 tane denetim
mekanizması var. Türkiye gibi
demokrasisi tam yerleşmemiş bir
ülkede, çok sakıncalı sonuçlar
doğurur. Bu Batı demokrasilerinde
tartışılabilir, ama şu anda
Türkiye’nin yapısına uygun değil”
dedi.
Yõldõz, Erdoğan’õn, anayasa
tartõşmalarõnõn yoğun olduğu bir
dönemde “başkanlık” sistemi gibi
rejimde köklü değişiklik getirecek bir
sistemi tartõşmaya açmasõnõn
“gündem değiştirme” amaçlõ
olduğunu ifade etti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Adalet Bakanõ, Prof. Dr. Hikmet
Sami Türk, Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn gündeme getirdiği ABD’deki
gibi başkanlõk sisteminin, Türkiye’de
“anayasal padişahlık” getirebileceği
uyarõsõnda bulundu. Bu yöntemin, den-
ge ve kontrolü işletemeyen başkanlõk sis-
temlerinde “dikta” rejimine dö-nüştü-
ğünü vurgulayan Türk, “Öyle anlaşılı-
yor ki, Sayın Başbakan bütün her şe-
yi bilinçli ve adım adım gerçekleşti-
recekleri biçimde planlamış” dedi.
Türk, başkanlõk sisteminde kuvvetler
ayrõlõğõnõn sert uygulandõğõnõ, parla-
menter sistemde bunun daha yumuşak
olduğunu belirterek “ABD’deki model
tüm unsurlarıyla alınacak olursa,
eyaletlere bölünmüş ve her eyalette ay-
rı parlamentolar ve ayrı vali olarak
adlandırdığımız kimseler tarafından
yönetilen bir sistem. Orada çift mec-
lis var. Bir tarafta halkın olduğu
temsilciler meclisi, bir tarafta da fe-
dere devletlerin temsil edildiği sena-
to. Ortak bir başkent var Washington
D.C. ve ortak bir başkan, şu anda
Obama. Eğer bu modele gidilecek
olursa ülkede yepyeni bir yapılanma
gerektirir” değerlendirmesini yaptõ.
Devlet başkanõnõn teorik olarak çok
geniş yetkileri olduğunu anõmsatan
Türk, “Ama ABD’de bu yetkiler den-
gelenmiştir. Başkan federal mahke-
meye üye atayacak olsa bu üye, gün-
lerce senatoda sorguya çekiliyor, En-
gizisyon işkencesi gibi. ABD’de kar-
şılıklı kontrol ve denge sistemi söz ko-
nusu. O nedenle sistem bir dikta re-
jimine gitmiyor” dedi. Başkanlõk sis-
teminin ABD dõşõnda başarõyla uygu-
lanmadõğõna işaret eden Prof. Dr. Hik-
met Sami Türk, Güney Amerika ülke-
lerinde başkanlõk sisteminin dikta reji-
mine yol açtõğõnõ söyledi. Başkanõn
halk tarafõndan seçildiği ülkelerde de-
mokratik geleneklerin güçlü olmamasõ
halinde diktaya yol açabildiğini anlatan
Türk, “Bu durum Türkiye’de anaya-
sal bir padişahlık getirebilir” dedi.
Erdoğan’õn başkanlõk sistemiyle ilgi-
li düşüncesinin geçmişi olduğunu akta-
ran Türk, şu değerlendirmeyi yaptõ:
“21 Ekim 2007’deki halkoylamasıyla
cumhurbaşkanını halkın seçmesi ön-
görüldü. Öyle anlaşılıyor ki Başbakan
bütün bunları bilinçli ve adım adım
gerçekleştirileceğini planlamıştır. Za-
ten cumhurbaşkanını halkın seçme-
sinin başkanlık için alıştırma oldu-
ğunu söylüyor. Anayasa değişikliğin-
de cumhurbaşkanının yetkilerini da-
ha da güçlendiren düzenlemeler ge-
tiriliyor. ABD’dekine benzer denge-
ler olmadığından frenlenemeyecek
bir başkan karşımıza çıkabilir.”
Erdoğan’õn gündeme taşõdõğõ başkanlõk sistemi tartõşmasõnõ değerlendiren
CHP lideri Baykal, “Ciddiye almayõn. Kendisini kurtarmaya bakõyor” dedi.
MHP’li Şandõr, Erdoğan’õn milletin aklõyla alay ettiğini söylerken BDP’li
Yõldõz, başkanlõk sisteminin Türkiye’yi diktatörlüğe götüreceğini ileri sürdü.
Türkiye Partisi Genel Başkanõ Şener ve CHP’li Özyürek ise Başbakan’õn
gündem değiştirmeye çalõştõğõnõ savundu.
Hikmet Sami Türk, başkanlõk sisteminde kontrolsüzlüğün dikta rejimi doğuracağõ uyarõsõ yaptõ
‘Anayasal padişahlõk getirebilir’
‘Faşist İzmir’ davası
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Kapa-
tõlan DTP’nin geçen yõlki olaylõ İzmir programõ-
nõn ardõndan yazdõklarõ yazõlarda, İzmirlileri “fa-
şistlikle” suçlayan yazarlar Hasan Cemal ile Ra-
sim Ozan Kütahyalõ hakkõnda açõlan tazminat da-
vasõna, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde de-
vam edildi. Duruşmaya, İzmir İl Genel Meclisi
Başkanõ Serdar Değirmenci ile avukatlar katõldõ.
Sanõk avukatlarõ yazõlarõn basõn özgürlüğü kapsa-
mõnda değerlendirilmesi gerektiğini savunarak,
davanõn reddini istediler. Duruşma, eksiklerin ta-
mamlanmasõ için 7 Haziran’a ertelendi.
On Numara çekildi
2, 3, 5, 7, 9, 12, 13, 22, 26, 30, 33, 34,
36, 40, 43, 46, 54, 59, 69, 72, 78, 80
YARGITAY BAŞKANI GERÇEKER: ÇOK İYİ DÜŞÜNÜLMELİ
İstanbul Haber Servisi- Yargõtay Başkanõ Ha-
san Gerçeker, İstanbul Kültür Üniversitesi’nin
yenilenen Hukuk Fakültesi binasõnõn açõlõşõna ka-
tõldõ. Gerçeker, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
“Türkiye için başkanlık sistemi de düşünüle-
bilir” sözlerini, “Dünyanın birçok ülkesinde
başkanlık sistemleri bulunuyor. Demokrasinin
dışında olan bir sistem değil. Ancak çok iyi dü-
şünülmesi gereken bir konu. Ayaküstü konu-
şulacak bir konu değil” diye değerlendirdi.