25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 18 NİSAN 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Erdoğan, ‘demokratik açõlõm’ çalõşmalarõnõn üçüncüsünü edebiyat dünyasõndan isimlerle gerçekleştirdi Katõlmayanlara eleştiriİstanbul Haber Servisi - Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan Dol- mabahçe’deki “demokratik açı- lım” çalõşmalarõnõn üçüncüsünü dün roman, hikâye, tiyatro yazarla- rõ ve şairlerle birlikte gerçekleştir- di. Davete, protesto ederek katõl- mayan yazarlarõ eleştiren Erdoğan “Bir kalemin sahibi, ‘Ben AKP’ye kökten karşõyõm, onun için bu davete katõlmõyorum’ derse bu bizi incitir. Bu kahvaltıda bulunmak kimse- ye bir şey kaybettirmez. Burada bulunuruz, konuşabildiğimiz ka- dar konuşuruz, buradan dönüşte hiçbir zaman kimsenin geleceğe yönelik iradesi, tavrı değişsin... Böyle bir şey yok. Çünkü buradan çıkışta kalınlık makinesi, torna makinesi yok” dedi. Samsun’da Ahmet Türk’e, Van’da Deniz Bay- kal’a yönelik saldõrõlara da değinen Erdoğan, “Atılan yumruklar nasıl bu ülkenin barışına kastediyorsa, sokakları savaş alanına çevirenler de ülkenin huzuruna kastediyor” diye konuştu. Erdoğan, konuşmasõnda Saba- hattin Ali, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Abdi İpekçi, Hrant Dink, Metin Altıok, Muhlis Akarsu’nun sadece fikirlerinden dolayõ kurşun- larõn ve kirli senaryolarõn hedefi olduklarõnõ belirtti. Son dönemde ya- şanan olumsuzluklarõ unutmadõğõnõ dile getiren Erdoğan şöyle devam et- ti: “Eşber Yağmurdereli’yi, Şanar Yurdatapan’ı, Fikret Başkaya’yı, Şamil Tayyar’ı, Hakan Albayrak’ı el- bette unutmuyorum. Bu ülkenin Nobel ödüllü yegâne yazarı Orhan Pamuk’a reva görülenleri elbette hatırımdan çıkarmıyorum. Tür- kiye’de ifade özgürlüğü ne kadar daraltıldıysa, kronik meseleler o kadar ağırlaşmış, çözüm iradesi o kadar zayıflatılmıştır. Suça itilen çocuklar bizim görüş alanımızın dışında değil. Hakkâri’de hiç onaylamadığımız muameleye ma- ruz kalan çocuk, İstanbul’da mo- lotofkokteylli saldırı sonucu ha- yatını kaybeden kız yavrumuz, Samsun’da, Van’da saldırıya uğ- rayan siyasetçi bizim gündemi- mizin uzağında değil.” Eksiklikler var Attilâ İlhan, Âşık Veysel, Mev- lana, Yunus Emre’nin dizelerini okuyan Erdoğan, “Kitapların ya- kıldığı, yasaklandığı, suç sayıldı- ğı, hatta suç delili sayıldığı, şiir okumanın mahkûmiyet getirdiği günlerden bugünlere ulaştık” de- di. “Herkesi bir çizgiye çekmeye, tek tipleştirmeye, herkesin bizim gibi düşünmesini sağlamaya asla çalışmadıklarını” ileri süren Erdo- ğan, “Söz uçar, yazı kalır” sözünü anõmsattõ. Erdoğan “Bu ülkenin Kemal Tahir’i, bu ülkenin Orhan Ke- mal’i, Mehmet Uzun’u, Said-i Nursi’si, Musa Anter’i, Ahmet Arif’i, Rıfat Ilgaz’ı, Nihal Atsız’ı sadece ve sadece yazdıkları için sa- dece ve sadece düşündükleri için adeta hürriyet hasretinden pran- galar eskiterek göçüp gittiler” di- ye konuştu. Başbakan, konuşma- sõnda Elif Şafak’tan Hilmi Ya- vuz’a, Bejan Matur’dan, Ayşe Ku- lin’den Oğuz Atay’a, İskender Pa- la’dan Muhsin Kızılkaya’ya kadar birçok edebiyatçõnõn satõrlarõna atõf- ta bulundu. Erdoğan, Ece Ay- han’dan da alõntõ yaparak “Biz tü- züklerle çarpõşarak büyüdük, velhasõl onlar vurdu, biz büyüdük karde- şim’ diyor. Evet, bu kardeşiniz, ka- nunları, tüzükleri yaşayarak öğ- rendi ve bugünlere geldi” dedi. Başbakan, ölümünün 17. yõlõ ne- deniyle Turgut Özal’õ da andõ. AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik, Başbakan’õn pro- testocu yazarlara yönelik eleştirile- rine karşõn toplantõyõ protesto edip gelmeyeceğini beyan eden bir yazar olmadõğõnõ söyledi. Köy Enstitüsünden mezun olup kapanõş sürecini doğrudan yaşayanlar anlattõ ‘Köylüden korktular’ MEHMET MENEKŞE AMASYA - Yaşlarõ 75-85 arasõnda değişen Köy Ensti- tüsü mezunlarõ, enstitülerden toprak ağalarõnõn rahatsõz ol- masõ nedeniyle kapatõlmasõna, Aydõnlanmanõn kesintiye uğ- ratõlmasõna tanõklõk ettiler. Bu- günse köylerde Aydõnlanma- yõ sonlandõran düşüncenin ege- men olduğuna inanan enstitü- lüler, “Bu durumu hazme- demiyoruz” diyorlar. Samsun Ladik Akpõnar Köy Enstitüsü beşinci sõnõfta okur- ken enstitülerin kapanõş süre- cini doğrudan yaşayan Na- zım Öztürk, günümüzde eği- tim diye bir olgunun kalma- dõğõndan yakõnõyor. Yaşama, insana, kendisine, doğaya, bi- lime, sanata küskün ve bir türlü mutlu olmayan bireyler yetiştirildiğine dikkat çeken Öztürk, enstitülerin kapatõl- masõ sürecine şöyle anlatõyor: “Toprak ağaları, beyler köylünün uyanmasından, aydınlanmasından korktu- lar. Köylü aydınlandığı za- man ağalığın olmayacağını çok iyi biliyorlardı. Köy Ens- titülerini kapatan zihniyet aydınlıktan değil karanlık- tan, bilgiden, erdemden de- ğil cahillikten beslenir. Bu düzen böyle sürsün isteyen- ler enstitüleri kapattı ve bu- gün de aynı zihniyet iktidar ne yazık ki.” Son mezunlardan Mehmet Aksoy da “Daha o günlerde bırakın Türk klasiklerini, dünya klasiklerini daha o günlerde tanımış, okumuş- tuk. Enstitü düşünen, sor- gulayan, üreten insanı ye- tiştiriyordu” diyor. Mezun olanlarõn köylerine döndükle- rinde ilk iş olarak gelenek üretim şekillerini modernize ettiğine dikkat çeken Aksoy da enstitülerden toprak ağalarõnõn rahatsõz olduğuna işaret ediyor. 1949 yõlõnda Samsun Ladik Akpõnar Köy Enstitüsü’nden mezun olup 35 yõl öğretmen- lik yaptõktan sonra emekli olan Halim Oral da diğer enstitülülerle aynõ görüşte. En çok toprak ağalarõnõn rahatsõz olduğunu ifade eden Oral, şunlarõ söylüyor: “Köy Enstitülerinden me- zun çocukların gelip köylü- yü uyandırmasından, ken- dilerine karşı gelmesinden korktular. Köy ağalarının izinden yürüyen siyasetçi- ler iktidar olduklarında ilk işleri enstitüleri kapatmak oldu. Enstitüler 15-20 yıl hayatta kalsaydı Türkiye bugün içinde bulunduğu du- ruma asla düşmezdi. Öğret- men köyden, köylüden kop- muş. Köylü köyünden, top- rağından kopmak zorunda bırakılmış. Bu köy şimdi na- sıl aydınlansın? Köyde şim- di imam var. İmam daha iyi aydınlatıyor demek ki… ‘Siz aydõnlanõrsanõz biz TBMM’ye nasõl gideriz’ dediler.” 1944’te Akpõnar Köy Ens- titüsü’nün ilk mezunlarõndan olan İsmail Oruç, Köy Ens- titülü olmayõ “Türkiye’nin bugünkü halini yaşama- maktır. Türk toplumunu Atatürk’ün gösterdiği he- defe doğru yönlendirmektir” olarak özetliyor. Köy Enstitü- lerinin 1960’lõ yõllara kadar ya- şasaydõ Türkiye’nin bugünkü içinde bulunduğu duruma as- la düşmeyeceğinin altõnõ çizi- yor. Enstitüler kapatõldõktan sonra imam hatip okullarõnõn sayõsõnõn çoğaltõldõğõnõn altõnõ çizen Oruç “Bunun sonu- cunda da bugünkü yaşam ortaya çıktı. Beni en çok ra- hatsız eden şey, Türkiye’nin yönetim biçimini içime sin- diremiyorum. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet rayın- dan çıkarılmaya uğraşılı- yor. Türkiye’yi imam ha- tipliler, imam hatip felsefe- si yönetiyor” dedi. Aydınlanma ödülü Erkal’a İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Köy Ensti- tülerinin kuruluşunun 70. yõldönümü kutlamalarõ kapsamõnda Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derne- ği’nin (YKKED) 2010 Aydõnlanma Onur Ödülü, törenle Sanatçõ Genco Erkal’a verildi. İzmir’deki kutlamalar, Cumhuriyet Alanõ’ndaki Atatürk Anõtõ’na çelenk konulmasõyla başladõ. Da- ha sonra YKKED ve Balçova Belediyesi tarafõndan düzenlenen “70 yıldır parıldayan ışık sönmeye- cek” konulu panel, İzmir Ekonomi Üniversite- si’nde gerçekleştirildi. İsmail Hakkı Tonguç’un oğlu Dr. Engin Tonguç ve yazar Hıfzı Topuz’un da katõldõğõ panel öncesi Genco Erkal’a, “2010 yılı Aydınlanma Onur Ödülü” verildi. Erkal’a ödülü- nü Tonguç ve Balçova Belediye Başkanõ Mehmet Ali Çalkaya sundu. Köy Enstitüleri kapatõlmasay- dõ, ülkede bugün türban diye bir sorunun olmayaca- ğõnõ belirten Erkal, “Töre cinayetleri olmayacak- tı. Okuma yazma bilmeyen kızlarımız kalmaya- caktı. Cemaatler bu kadar kolay şekilde çocuk- ları eğitemeyeceklerdi. Köy Enstitüleri kapatıl- masaydı bugünün çocukları iktadarı böyle baş tacı edebilir miydi? Cumhuriyeti ele geçirmek isteyenler gizlemeye gerek duymuyorlar. Bun- dan sonra karanlığı parçalayıp yok etmek temel görevimiz olmalıdır” dedi. CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce de, si- yasi iktidarõn diktatörlük hevesinde olduğunu söy- ledi. Kutlamalar kapsamõnda bugün Manisa’nõn Gülbahçe Köyü’nde saat 11.00’de şenlik yapõlacak. Köy Enstitülerinin kuruluşunun 79. yõlõ nedeniyle başta Samsun ve Adana’da olmak üzere yurt genelinde de çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon davasõnda tu- tuklu sanõklar Teğmen Cihan Arık ve toplumda infial yarata- cak bir eylem yapmaya hazõrlõk içinde olmakla suçlanarak Sarõ- kamõş’ta yakalanan tutuklu sanõk Hüseyin Keskin tahliye edildi. 18 aydõr tutuklu bulunan Keskin ve İbrahim Şahin’in hazõrladõğõ iddia edilen suikast yapmayõ planlayan S-1 yapõlanmasõnda yer almakla suçlanan ve 15 aydõr tutuklu bulunan Teğmen Arõk’a yurtdõşõna çõkõş yasağõ konuldu. Davada 38 tutuklu sanõk kaldõ. Davanõn önceki günkü duruş- masõnda saat 21.00 sõralarõnda ara veren heyet, gece yarõsõndan sonra saat 02.00 sõralarõnda ka- rarlarõnõ açõkladõ. Tutuklu sanõk Fahri Süs- lü’nün talebi üzerine, iddiana- mede Alevi Bektaşi Federasyo- nu Başkanõ Ali Balkız, Pir Sul- tan Abdal Derneği Genel Başka- nõ Kazım Genç, Türkiye Erme- nileri Patiği Mesrob Mutafyan ve Sõvas Ermeni Cemati lideri Minas Durmaz Güler’e yöne- lik olduğu iddia edilen suikast planlarõndan ilk olarak ne zaman haber alõndõğõnõn, hangi tedbirle- rin uygulandõğõnõn Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’ndan sorulmasõna karar verdi. Tutuklu sanõk Mustafa Dön- mez’in talebini kabul eden mah- keme, kendisinde bulunduğu id- dia edilen kroki ve suikast planõ- nõn Adli Tõp’a gönderilerek, belgeler üzerinde parmak ve avuç içi izi olup olmadõğõnõn so- rulmasõnõ kararlaştõrdõ. Mahkeme, sanõklara ait fotoğ- raf makinesi şeklindeki dijital aygõtlarõn emanet eşyalarõ içeri- sinden seçilmesine, varsa hafõza kartlarõ çõkarõldõktan sonra sa- nõklara iadesine hükmederek, sa- nõk Levent Göktaş hakkõndaki koruma kararõnõn da dosyaya konulmasõnõ kararlaştõrdõ. Mah- keme davayõ 3 Mayõs Pazartesi gününe erteledi. Danõştay dosyasõ ile birleşik 1. Ergenekon davasõna ise yarõn Si- livri’de devam edilecek. Türkali’den sert mektup M ario Levi, süreçten umutsuz olmadõğõnõ ama büyük bek- lentiler de taşõmadõğõnõ söy- ledi. Alev Alatlõ, “İnsanlarõn merak et- tikleri sorulara cevap alabilecekleri bir toplantõ. Hukukçu değilim, anayasadan kaba saba anlarõm. Bir kahvaltõda doğru değerlendirilmesi mümkün de- ğil. Ama Başbakan’õn girişimi özlenen bir girişim” dedi. Gani Müjde de sü- recin iyi sonuçlanacağõnõ belirtti. Davete katõlmayan Vedat Türkali, Erdoğan’a hitaben bir mektup kale- me alarak “Kürt sorunu çözülmeden demokrasi sorunu çözülmez, demok- rasi sorunu çözülmeden de Kürt so- runu çözülmez” dedi. Türkali, Erdo- ğan’a “Bildiğime göre eski bir ‘ko- münizmle mücadele’ örgütü milita- nõsõnõz” diye seslendi. Tahsin Yücel, Leyla Erbil, Põnar Kür, Nazlõ Eray, Murat Uyurkulak, Lale Müldür toplantõya davet edilmedi. Ah- met Ümit, İnci Aral, Buket Uzuner, Ha- san Ali Toptaş, Latife Tekin, Turgut Özakman, Ayfer Tunç, Cevat Çapan ise çeşitli nedenlerle katõlmadõ. Toplantõya Ahmet Bilgili, Ahmet Turan Alkan, Altan Tan, Ayşe Kulin, Bejan Matur, Belma Akçura, Beşir Ay- vazoğlu, Doğan Hõzlan, Elif Şafak, Et- yen Mahçupyan, Fatma Karabõyõk Barbarosoğlu, Feridun Andaç, Haydar Ergülen, Hilmi Yavuz, İskender Pala, Leyla İpekçi, Muhsin Kõzõlkaya, Müge İplikçi, Refik Erduran, Roni Marguli- es, Sadõk Yalsõzuçanlar, Selahattin Ya- şar, Selçuk Altun, Ülkü Tamer, Ümit Fõrat, Vivet Kanetti Uluç, Yõlmaz Ka- rakoyunlu gibi isimler katõldõ. Nazım Öztürk HalimOral Mehmet Aksoy Colorist Akademi açıldı İstanbul Haber Servisi - Cağaloğlu’nda 1990 yõlõnda kõsõtlõ olanaklarla küçük bir ajans kurarak başladõğõ iş hayatõnõ bugünlere taşõyan Yusuf Uy- gun, Colorist Akademi’yi kurdu. Levent’teki açõ- lõş töreninde açõlõş kurdelesini Sarõyer Belediye Başkanõ Şükrü Genç, Kâğõthane Belediye Başkanõ Fazlõ Kõlõç, Şişli Belediye Başkan Yardõmcõsõ Kahraman Eroğlu, sanatçõ Ali Rõza Binboğa, Al- man Hastanesi’nden Dr. Ali Ofluoğlu, Biota Ge- nel Müdür Yardõmcõsõ Ferdal Yõldõz ve Colorist Akademi kurucusu Yusuf Uygun birlikte kesti. ‘Seçim barajı düşürülmeli’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - DSP Genel Başkanõ Masum Türker partisinin Manisa ve İzmir il kongrelerine katõldõ. Türker, DSP olarak en başõndan beri anayasa değişikliği ko- nusunda bir uzlaşma zemini aradõklarõnõ ve bu konuda TBMM’ye üç maddelik bir öneri sun- duklarõnõ söyledi. Türker, seçim barajõnõn düşü- rülmediğini, akõllarõna yatmayan bir anayasa de- ğişikliğini desteklemeyeceklerini söyledi. CHP’den soru önergesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Hakkõ Süha Okay, Adalet Ba- kanõ Sadullah Ergin tarafõndan yanõtlanmasõ iste- miyle TBMM Başkanlõğõ’na verdiği soru önerge- sinde, Sõvas katliamõ hükümlülerinin, cezaevi per- sonelini “korku ve tehditle sindirdikleri” ve “kayõ- rõldõklarõ” iddiasõnõ TBMM gündemine taşõdõ. Okay “Bu durum, demokratik anayasa diyenlerin, halkõ temsil eden parlamentoya ve anayasa ile gü- vence altõna alõnmõş haklarõn nasõl gasp edildiğini ortaya koymaktadõr” görüşüne yer verdi. Geçici güvenlik bölgeleri belirlendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkur- may Başkanlõğõ, Diyarbakõr’da bazõ bölgelerin “geçici güvenlik bölgesi” olarak belirlendiğini du- yurdu. Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn internet site- sinde yer alan bilgi notunda, Diyarbakõr’daki Ekinciler Atõş Alanõ’nda 19 Nisan-7 Mayõs 2010 tarihleri arasõnda geçici güvenlik bölgesi ilan edi- len bölgelere ait koordinatlara da yer verildi. Alev Alatlı Arõk ve Keskin’e tahliye 2. ERGENEKON DAVASI ‘1 Mayıs’ta karanfiller açacak’ BURHANİYE (Cumhuriyet) - DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, Burhaniye Belediye Başkanõ Fikret Akova ve ilgili sendika başkanla- rõyla belediyede çalõşan 175 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi imza törenine katõldõ. Çelebi “1 Mayõs’a Taksim’e aslanlar gibi çõkarak elimizden alõnan kürsü yerine konacak, Taksim’de 1 Ma- yõs’ta yeniden karanfiller açacak” dedi. ‘İdam edileceğim’ MADRİD (AA) - İspanya’nõn Sevilla kentin- deki Kültürlerarasõ Nodo Vakfõ tarafõndan 22 Şu- bat’ta ödüllendirilen Başbakan Tayyip Erdoğan’a, belediye binasõnõn önünde aracõna bineceği sõrada ayakkabõ fõrlatan Hocman Joma adlõ Suriye vatan- daşõ, Sevilla mahkemesine yazõlõ olarak sunduğu savunmasõnda beraatõnõ talep etti. Joma, savcõnõn talep ettiği 3 yõl 8 ay hapis yerine sõnõr dõşõ edil- mesi halinde, ülkesinde “işkence görerek idam edilebileceğini” belirtti. Joma’nõn avukatõ ise ola- yõn “hiçbir suç teşkil etmediğini” savundu. Bir işsizlik intiharı daha Yurt Haberleri Servisi - Aksaray Belediye- si’nde geçici işçi olarak çalõşan evli ve bir çocuk babasõ Ömer G. (26), sözleşmenin bitmesiyle 6 ay önce işten ayrõldõ. İş bulamayan Ömer G, 3 ay ön- ce çalõşmak için İzmir’e gitti. İzmir’de çalõştõktan sonra evine dönen Ömer G, eşi ve çocuğunun uyumasõnõn ardõndan intihar etti. Cesedin yanõnda eşi ve kõzõ ile çektirdiği fotoğraf bulundu. CEMİL CİĞERİM SAMSUN - Samsun’un Ladik ilçesinde dev- riye görevindeki polis aracõ çapraz ateşe tutul- du. İki polis memuru şehit oldu. Ladik’de saat 22.30 sõralarõnda devriye görevi yapan polis aracõna kimliği belirsiz kişilerce çapraz ateş açõldõ. Açõlan ateşte polis memurlarõ Hüseyin Koç ile Malik Saykal şehit oldu. Olayõn ardõndan Samsun Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât ekipleri ilçeye sevk edildi. Alõnan bilgilere göre ilçeye tüm giriş çõkõşlar da kapatõldõ. Olayõn terör bağlantõsõ olup olmadõğõ araştõrõlõyor. Kaçan saldõrganlarõn yakalanmasõ için güvenlik güçleri geniş çaplõ çalõşma başlattõ. Şehit polise son görev Öte yandan Van’õn Başkale ilçesinde, uyuşturucu operasyonundan döndükleri sõrada trafik kazasõnda şehit olan polis memuru Ramazan Arslan son yolculuğuna uğurlandõ. Arslan Samsun Bafra’da toprağa verildi. Polis aracına saldırı: 2 şehit SAMSUN’DA PUSU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle