Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
18 NİSAN 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 9
Erdoğan, ‘demokratik açõlõm’ çalõşmalarõnõn üçüncüsünü edebiyat dünyasõndan isimlerle gerçekleştirdi
Katõlmayanlara eleştiriİstanbul Haber Servisi - Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan Dol-
mabahçe’deki “demokratik açı-
lım” çalõşmalarõnõn üçüncüsünü
dün roman, hikâye, tiyatro yazarla-
rõ ve şairlerle birlikte gerçekleştir-
di. Davete, protesto ederek katõl-
mayan yazarlarõ eleştiren Erdoğan
“Bir kalemin sahibi, ‘Ben AKP’ye
kökten karşõyõm, onun için bu davete
katõlmõyorum’ derse bu bizi incitir.
Bu kahvaltıda bulunmak kimse-
ye bir şey kaybettirmez. Burada
bulunuruz, konuşabildiğimiz ka-
dar konuşuruz, buradan dönüşte
hiçbir zaman kimsenin geleceğe
yönelik iradesi, tavrı değişsin...
Böyle bir şey yok. Çünkü buradan
çıkışta kalınlık makinesi, torna
makinesi yok” dedi. Samsun’da
Ahmet Türk’e, Van’da Deniz Bay-
kal’a yönelik saldõrõlara da değinen
Erdoğan, “Atılan yumruklar nasıl
bu ülkenin barışına kastediyorsa,
sokakları savaş alanına çevirenler
de ülkenin huzuruna kastediyor”
diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasõnda Saba-
hattin Ali, Uğur Mumcu, Bahriye
Üçok, Abdi İpekçi, Hrant Dink,
Metin Altıok, Muhlis Akarsu’nun
sadece fikirlerinden dolayõ kurşun-
larõn ve kirli senaryolarõn hedefi
olduklarõnõ belirtti. Son dönemde ya-
şanan olumsuzluklarõ unutmadõğõnõ
dile getiren Erdoğan şöyle devam et-
ti: “Eşber Yağmurdereli’yi, Şanar
Yurdatapan’ı, Fikret Başkaya’yı,
Şamil Tayyar’ı, Hakan Albayrak’ı el-
bette unutmuyorum. Bu ülkenin
Nobel ödüllü yegâne yazarı Orhan
Pamuk’a reva görülenleri elbette
hatırımdan çıkarmıyorum. Tür-
kiye’de ifade özgürlüğü ne kadar
daraltıldıysa, kronik meseleler o
kadar ağırlaşmış, çözüm iradesi o
kadar zayıflatılmıştır. Suça itilen
çocuklar bizim görüş alanımızın
dışında değil. Hakkâri’de hiç
onaylamadığımız muameleye ma-
ruz kalan çocuk, İstanbul’da mo-
lotofkokteylli saldırı sonucu ha-
yatını kaybeden kız yavrumuz,
Samsun’da, Van’da saldırıya uğ-
rayan siyasetçi bizim gündemi-
mizin uzağında değil.”
Eksiklikler var
Attilâ İlhan, Âşık Veysel, Mev-
lana, Yunus Emre’nin dizelerini
okuyan Erdoğan, “Kitapların ya-
kıldığı, yasaklandığı, suç sayıldı-
ğı, hatta suç delili sayıldığı, şiir
okumanın mahkûmiyet getirdiği
günlerden bugünlere ulaştık” de-
di. “Herkesi bir çizgiye çekmeye,
tek tipleştirmeye, herkesin bizim
gibi düşünmesini sağlamaya asla
çalışmadıklarını” ileri süren Erdo-
ğan, “Söz uçar, yazı kalır” sözünü
anõmsattõ.
Erdoğan “Bu ülkenin Kemal
Tahir’i, bu ülkenin Orhan Ke-
mal’i, Mehmet Uzun’u, Said-i
Nursi’si, Musa Anter’i, Ahmet
Arif’i, Rıfat Ilgaz’ı, Nihal Atsız’ı
sadece ve sadece yazdıkları için sa-
dece ve sadece düşündükleri için
adeta hürriyet hasretinden pran-
galar eskiterek göçüp gittiler” di-
ye konuştu. Başbakan, konuşma-
sõnda Elif Şafak’tan Hilmi Ya-
vuz’a, Bejan Matur’dan, Ayşe Ku-
lin’den Oğuz Atay’a, İskender Pa-
la’dan Muhsin Kızılkaya’ya kadar
birçok edebiyatçõnõn satõrlarõna atõf-
ta bulundu. Erdoğan, Ece Ay-
han’dan da alõntõ yaparak “Biz tü-
züklerle çarpõşarak büyüdük, velhasõl
onlar vurdu, biz büyüdük karde-
şim’ diyor. Evet, bu kardeşiniz, ka-
nunları, tüzükleri yaşayarak öğ-
rendi ve bugünlere geldi” dedi.
Başbakan, ölümünün 17. yõlõ ne-
deniyle Turgut Özal’õ da andõ.
AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ
Hüseyin Çelik, Başbakan’õn pro-
testocu yazarlara yönelik eleştirile-
rine karşõn toplantõyõ protesto edip
gelmeyeceğini beyan eden bir yazar
olmadõğõnõ söyledi.
Köy Enstitüsünden mezun olup kapanõş sürecini doğrudan yaşayanlar anlattõ
‘Köylüden korktular’
MEHMET MENEKŞE
AMASYA - Yaşlarõ 75-85
arasõnda değişen Köy Ensti-
tüsü mezunlarõ, enstitülerden
toprak ağalarõnõn rahatsõz ol-
masõ nedeniyle kapatõlmasõna,
Aydõnlanmanõn kesintiye uğ-
ratõlmasõna tanõklõk ettiler. Bu-
günse köylerde Aydõnlanma-
yõ sonlandõran düşüncenin ege-
men olduğuna inanan enstitü-
lüler, “Bu durumu hazme-
demiyoruz” diyorlar.
Samsun Ladik Akpõnar Köy
Enstitüsü beşinci sõnõfta okur-
ken enstitülerin kapanõş süre-
cini doğrudan yaşayan Na-
zım Öztürk, günümüzde eği-
tim diye bir olgunun kalma-
dõğõndan yakõnõyor. Yaşama,
insana, kendisine, doğaya, bi-
lime, sanata küskün ve bir
türlü mutlu olmayan bireyler
yetiştirildiğine dikkat çeken
Öztürk, enstitülerin kapatõl-
masõ sürecine şöyle anlatõyor:
“Toprak ağaları, beyler
köylünün uyanmasından,
aydınlanmasından korktu-
lar. Köylü aydınlandığı za-
man ağalığın olmayacağını
çok iyi biliyorlardı. Köy Ens-
titülerini kapatan zihniyet
aydınlıktan değil karanlık-
tan, bilgiden, erdemden de-
ğil cahillikten beslenir. Bu
düzen böyle sürsün isteyen-
ler enstitüleri kapattı ve bu-
gün de aynı zihniyet iktidar
ne yazık ki.”
Son mezunlardan Mehmet
Aksoy da “Daha o günlerde
bırakın Türk klasiklerini,
dünya klasiklerini daha o
günlerde tanımış, okumuş-
tuk. Enstitü düşünen, sor-
gulayan, üreten insanı ye-
tiştiriyordu” diyor. Mezun
olanlarõn köylerine döndükle-
rinde ilk iş olarak gelenek
üretim şekillerini modernize
ettiğine dikkat çeken Aksoy da
enstitülerden toprak ağalarõnõn
rahatsõz olduğuna işaret ediyor.
1949 yõlõnda Samsun Ladik
Akpõnar Köy Enstitüsü’nden
mezun olup 35 yõl öğretmen-
lik yaptõktan sonra emekli
olan Halim Oral da diğer
enstitülülerle aynõ görüşte. En
çok toprak ağalarõnõn rahatsõz
olduğunu ifade eden Oral,
şunlarõ söylüyor:
“Köy Enstitülerinden me-
zun çocukların gelip köylü-
yü uyandırmasından, ken-
dilerine karşı gelmesinden
korktular. Köy ağalarının
izinden yürüyen siyasetçi-
ler iktidar olduklarında ilk
işleri enstitüleri kapatmak
oldu. Enstitüler 15-20 yıl
hayatta kalsaydı Türkiye
bugün içinde bulunduğu du-
ruma asla düşmezdi. Öğret-
men köyden, köylüden kop-
muş. Köylü köyünden, top-
rağından kopmak zorunda
bırakılmış. Bu köy şimdi na-
sıl aydınlansın? Köyde şim-
di imam var. İmam daha iyi
aydınlatıyor demek ki… ‘Siz
aydõnlanõrsanõz biz TBMM’ye
nasõl gideriz’ dediler.”
1944’te Akpõnar Köy Ens-
titüsü’nün ilk mezunlarõndan
olan İsmail Oruç, Köy Ens-
titülü olmayõ “Türkiye’nin
bugünkü halini yaşama-
maktır. Türk toplumunu
Atatürk’ün gösterdiği he-
defe doğru yönlendirmektir”
olarak özetliyor. Köy Enstitü-
lerinin 1960’lõ yõllara kadar ya-
şasaydõ Türkiye’nin bugünkü
içinde bulunduğu duruma as-
la düşmeyeceğinin altõnõ çizi-
yor. Enstitüler kapatõldõktan
sonra imam hatip okullarõnõn
sayõsõnõn çoğaltõldõğõnõn altõnõ
çizen Oruç “Bunun sonu-
cunda da bugünkü yaşam
ortaya çıktı. Beni en çok ra-
hatsız eden şey, Türkiye’nin
yönetim biçimini içime sin-
diremiyorum. Atatürk’ün
kurduğu cumhuriyet rayın-
dan çıkarılmaya uğraşılı-
yor. Türkiye’yi imam ha-
tipliler, imam hatip felsefe-
si yönetiyor” dedi.
Aydınlanma
ödülü Erkal’a
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Köy Ensti-
tülerinin kuruluşunun 70. yõldönümü kutlamalarõ
kapsamõnda Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derne-
ği’nin (YKKED) 2010 Aydõnlanma Onur Ödülü,
törenle Sanatçõ Genco Erkal’a verildi.
İzmir’deki kutlamalar, Cumhuriyet Alanõ’ndaki
Atatürk Anõtõ’na çelenk konulmasõyla başladõ. Da-
ha sonra YKKED ve Balçova Belediyesi tarafõndan
düzenlenen “70 yıldır parıldayan ışık sönmeye-
cek” konulu panel, İzmir Ekonomi Üniversite-
si’nde gerçekleştirildi. İsmail Hakkı Tonguç’un
oğlu Dr. Engin Tonguç ve yazar Hıfzı Topuz’un
da katõldõğõ panel öncesi Genco Erkal’a, “2010 yılı
Aydınlanma Onur Ödülü” verildi. Erkal’a ödülü-
nü Tonguç ve Balçova Belediye Başkanõ Mehmet
Ali Çalkaya sundu. Köy Enstitüleri kapatõlmasay-
dõ, ülkede bugün türban diye bir sorunun olmayaca-
ğõnõ belirten Erkal, “Töre cinayetleri olmayacak-
tı. Okuma yazma bilmeyen kızlarımız kalmaya-
caktı. Cemaatler bu kadar kolay şekilde çocuk-
ları eğitemeyeceklerdi. Köy Enstitüleri kapatıl-
masaydı bugünün çocukları iktadarı böyle baş
tacı edebilir miydi? Cumhuriyeti ele geçirmek
isteyenler gizlemeye gerek duymuyorlar. Bun-
dan sonra karanlığı parçalayıp yok etmek temel
görevimiz olmalıdır” dedi.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce de, si-
yasi iktidarõn diktatörlük hevesinde olduğunu söy-
ledi. Kutlamalar kapsamõnda bugün Manisa’nõn
Gülbahçe Köyü’nde saat 11.00’de şenlik yapõlacak.
Köy Enstitülerinin kuruluşunun 79. yõlõ nedeniyle
başta Samsun ve Adana’da olmak üzere yurt
genelinde de çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi.
İstanbul Haber Servisi -
İkinci Ergenekon davasõnda tu-
tuklu sanõklar Teğmen Cihan
Arık ve toplumda infial yarata-
cak bir eylem yapmaya hazõrlõk
içinde olmakla suçlanarak Sarõ-
kamõş’ta yakalanan tutuklu sanõk
Hüseyin Keskin tahliye edildi.
18 aydõr tutuklu bulunan Keskin
ve İbrahim Şahin’in hazõrladõğõ
iddia edilen suikast yapmayõ
planlayan S-1 yapõlanmasõnda
yer almakla suçlanan ve 15 aydõr
tutuklu bulunan Teğmen Arõk’a
yurtdõşõna çõkõş yasağõ konuldu.
Davada 38 tutuklu sanõk kaldõ.
Davanõn önceki günkü duruş-
masõnda saat 21.00 sõralarõnda
ara veren heyet, gece yarõsõndan
sonra saat 02.00 sõralarõnda ka-
rarlarõnõ açõkladõ.
Tutuklu sanõk Fahri Süs-
lü’nün talebi üzerine, iddiana-
mede Alevi Bektaşi Federasyo-
nu Başkanõ Ali Balkız, Pir Sul-
tan Abdal Derneği Genel Başka-
nõ Kazım Genç, Türkiye Erme-
nileri Patiği Mesrob Mutafyan
ve Sõvas Ermeni Cemati lideri
Minas Durmaz Güler’e yöne-
lik olduğu iddia edilen suikast
planlarõndan ilk olarak ne zaman
haber alõndõğõnõn, hangi tedbirle-
rin uygulandõğõnõn Özel Yetkili
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’ndan sorulmasõna karar verdi.
Tutuklu sanõk Mustafa Dön-
mez’in talebini kabul eden mah-
keme, kendisinde bulunduğu id-
dia edilen kroki ve suikast planõ-
nõn Adli Tõp’a gönderilerek,
belgeler üzerinde parmak ve
avuç içi izi olup olmadõğõnõn so-
rulmasõnõ kararlaştõrdõ.
Mahkeme, sanõklara ait fotoğ-
raf makinesi şeklindeki dijital
aygõtlarõn emanet eşyalarõ içeri-
sinden seçilmesine, varsa hafõza
kartlarõ çõkarõldõktan sonra sa-
nõklara iadesine hükmederek, sa-
nõk Levent Göktaş hakkõndaki
koruma kararõnõn da dosyaya
konulmasõnõ kararlaştõrdõ. Mah-
keme davayõ 3 Mayõs Pazartesi
gününe erteledi.
Danõştay dosyasõ ile birleşik 1.
Ergenekon davasõna ise yarõn Si-
livri’de devam edilecek.
Türkali’den
sert mektup
M
ario Levi, süreçten umutsuz
olmadõğõnõ ama büyük bek-
lentiler de taşõmadõğõnõ söy-
ledi. Alev Alatlõ, “İnsanlarõn merak et-
tikleri sorulara cevap alabilecekleri bir
toplantõ. Hukukçu değilim, anayasadan
kaba saba anlarõm. Bir kahvaltõda
doğru değerlendirilmesi mümkün de-
ğil. Ama Başbakan’õn girişimi özlenen
bir girişim” dedi. Gani Müjde de sü-
recin iyi sonuçlanacağõnõ belirtti.
Davete katõlmayan Vedat Türkali,
Erdoğan’a hitaben bir mektup kale-
me alarak “Kürt sorunu çözülmeden
demokrasi sorunu çözülmez, demok-
rasi sorunu çözülmeden de Kürt so-
runu çözülmez” dedi. Türkali, Erdo-
ğan’a “Bildiğime göre eski bir ‘ko-
münizmle mücadele’ örgütü milita-
nõsõnõz” diye seslendi.
Tahsin Yücel, Leyla Erbil, Põnar Kür,
Nazlõ Eray, Murat Uyurkulak, Lale
Müldür toplantõya davet edilmedi. Ah-
met Ümit, İnci Aral, Buket Uzuner, Ha-
san Ali Toptaş, Latife Tekin, Turgut
Özakman, Ayfer Tunç, Cevat Çapan ise
çeşitli nedenlerle katõlmadõ.
Toplantõya Ahmet Bilgili, Ahmet
Turan Alkan, Altan Tan, Ayşe Kulin,
Bejan Matur, Belma Akçura, Beşir Ay-
vazoğlu, Doğan Hõzlan, Elif Şafak, Et-
yen Mahçupyan, Fatma Karabõyõk
Barbarosoğlu, Feridun Andaç, Haydar
Ergülen, Hilmi Yavuz, İskender Pala,
Leyla İpekçi, Muhsin Kõzõlkaya, Müge
İplikçi, Refik Erduran, Roni Marguli-
es, Sadõk Yalsõzuçanlar, Selahattin Ya-
şar, Selçuk Altun, Ülkü Tamer, Ümit
Fõrat, Vivet Kanetti Uluç, Yõlmaz Ka-
rakoyunlu gibi isimler katõldõ.
Nazım
Öztürk
HalimOral
Mehmet Aksoy
Colorist Akademi açıldı
İstanbul Haber Servisi - Cağaloğlu’nda 1990
yõlõnda kõsõtlõ olanaklarla küçük bir ajans kurarak
başladõğõ iş hayatõnõ bugünlere taşõyan Yusuf Uy-
gun, Colorist Akademi’yi kurdu. Levent’teki açõ-
lõş töreninde açõlõş kurdelesini Sarõyer Belediye
Başkanõ Şükrü Genç, Kâğõthane Belediye Başkanõ
Fazlõ Kõlõç, Şişli Belediye Başkan Yardõmcõsõ
Kahraman Eroğlu, sanatçõ Ali Rõza Binboğa, Al-
man Hastanesi’nden Dr. Ali Ofluoğlu, Biota Ge-
nel Müdür Yardõmcõsõ Ferdal Yõldõz ve Colorist
Akademi kurucusu Yusuf Uygun birlikte kesti.
‘Seçim barajı düşürülmeli’
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - DSP
Genel Başkanõ Masum Türker partisinin Manisa
ve İzmir il kongrelerine katõldõ. Türker, DSP
olarak en başõndan beri anayasa değişikliği ko-
nusunda bir uzlaşma zemini aradõklarõnõ ve bu
konuda TBMM’ye üç maddelik bir öneri sun-
duklarõnõ söyledi. Türker, seçim barajõnõn düşü-
rülmediğini, akõllarõna yatmayan bir anayasa de-
ğişikliğini desteklemeyeceklerini söyledi.
CHP’den soru önergesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Grup Başkanvekili Hakkõ Süha Okay, Adalet Ba-
kanõ Sadullah Ergin tarafõndan yanõtlanmasõ iste-
miyle TBMM Başkanlõğõ’na verdiği soru önerge-
sinde, Sõvas katliamõ hükümlülerinin, cezaevi per-
sonelini “korku ve tehditle sindirdikleri” ve “kayõ-
rõldõklarõ” iddiasõnõ TBMM gündemine taşõdõ.
Okay “Bu durum, demokratik anayasa diyenlerin,
halkõ temsil eden parlamentoya ve anayasa ile gü-
vence altõna alõnmõş haklarõn nasõl gasp edildiğini
ortaya koymaktadõr” görüşüne yer verdi.
Geçici güvenlik bölgeleri belirlendi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkur-
may Başkanlõğõ, Diyarbakõr’da bazõ bölgelerin
“geçici güvenlik bölgesi” olarak belirlendiğini du-
yurdu. Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn internet site-
sinde yer alan bilgi notunda, Diyarbakõr’daki
Ekinciler Atõş Alanõ’nda 19 Nisan-7 Mayõs 2010
tarihleri arasõnda geçici güvenlik bölgesi ilan edi-
len bölgelere ait koordinatlara da yer verildi.
Alev Alatlı
Arõk ve
Keskin’e
tahliye
2. ERGENEKON DAVASI
‘1 Mayıs’ta karanfiller açacak’
BURHANİYE (Cumhuriyet) - DİSK Genel
Başkanõ Süleyman Çelebi, Burhaniye Belediye
Başkanõ Fikret Akova ve ilgili sendika başkanla-
rõyla belediyede çalõşan 175 işçiyi kapsayan toplu
iş sözleşmesi imza törenine katõldõ. Çelebi “1
Mayõs’a Taksim’e aslanlar gibi çõkarak elimizden
alõnan kürsü yerine konacak, Taksim’de 1 Ma-
yõs’ta yeniden karanfiller açacak” dedi.
‘İdam edileceğim’
MADRİD (AA) - İspanya’nõn Sevilla kentin-
deki Kültürlerarasõ Nodo Vakfõ tarafõndan 22 Şu-
bat’ta ödüllendirilen Başbakan Tayyip Erdoğan’a,
belediye binasõnõn önünde aracõna bineceği sõrada
ayakkabõ fõrlatan Hocman Joma adlõ Suriye vatan-
daşõ, Sevilla mahkemesine yazõlõ olarak sunduğu
savunmasõnda beraatõnõ talep etti. Joma, savcõnõn
talep ettiği 3 yõl 8 ay hapis yerine sõnõr dõşõ edil-
mesi halinde, ülkesinde “işkence görerek idam
edilebileceğini” belirtti. Joma’nõn avukatõ ise ola-
yõn “hiçbir suç teşkil etmediğini” savundu.
Bir işsizlik intiharı daha
Yurt Haberleri Servisi - Aksaray Belediye-
si’nde geçici işçi olarak çalõşan evli ve bir çocuk
babasõ Ömer G. (26), sözleşmenin bitmesiyle 6 ay
önce işten ayrõldõ. İş bulamayan Ömer G, 3 ay ön-
ce çalõşmak için İzmir’e gitti. İzmir’de çalõştõktan
sonra evine dönen Ömer G, eşi ve çocuğunun
uyumasõnõn ardõndan intihar etti. Cesedin yanõnda
eşi ve kõzõ ile çektirdiği fotoğraf bulundu.
CEMİL CİĞERİM
SAMSUN - Samsun’un Ladik ilçesinde dev-
riye görevindeki polis aracõ çapraz ateşe tutul-
du. İki polis memuru şehit oldu.
Ladik’de saat 22.30 sõralarõnda devriye görevi
yapan polis aracõna kimliği belirsiz kişilerce
çapraz ateş açõldõ. Açõlan ateşte polis memurlarõ
Hüseyin Koç ile Malik Saykal şehit oldu.
Olayõn ardõndan Samsun Emniyet Müdürlüğü
Özel Harekât ekipleri ilçeye sevk edildi. Alõnan
bilgilere göre ilçeye tüm giriş çõkõşlar da
kapatõldõ. Olayõn terör bağlantõsõ olup olmadõğõ
araştõrõlõyor. Kaçan saldõrganlarõn yakalanmasõ
için güvenlik güçleri geniş çaplõ çalõşma başlattõ.
Şehit polise son görev
Öte yandan Van’õn Başkale ilçesinde,
uyuşturucu operasyonundan döndükleri sõrada
trafik kazasõnda şehit olan polis memuru
Ramazan Arslan son yolculuğuna uğurlandõ.
Arslan Samsun Bafra’da toprağa verildi.
Polis aracına
saldırı: 2 şehit
SAMSUN’DA PUSU