19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada çeşit konular. Biri bitiyor bir yenisi manşetlerde. Anayasa değişikliğinde uzlaşma, mutabakat arayışları suya düştü. Çıkmamış candan umut kesmeyenler de var; yarın iktidar ile muhalefet arasında uzlaşma olasılığından söz edenlere rastlanıyor. Oysa o defter kapandı. İki parti arasında gündemden hiç düşmeyen karşılıklı suçlamalara geçildi. AKP, Baykal’ın üç maddeyi ayıralım, diğerlerini birlikte kabul edelim önerisini reddetti. AKP üç maddeyi ayıracağız ama CHP, bu maddelerin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gidecek. Bizi oyuna getiriyor, diyor. “Tam bir şark kurnazlığı!” AKP gerekçesini kestirmek için kâhin olmaya gerek yok. Başbakan yardımcısı Bay Bülent Arınç açıkladı: Baykal, Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyeceğine söz versin; yalnız üç maddeyi referanduma götürelim. CHP lideri de bu dayatmayı değil kabul etmek, sözünü bile etmiyor. Zaten ateşi sönmeye yüz tutan anayasa tartışmalarının yerini; Deniz Baykal’ın Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun daveti üzerine katıldığı Kutlu Doğum Haftası’ndaki büyük destek gören konuşması ve yankıları aldı. Özenle hazırlanan konuşma yurt düzeyinde beğeni kazandı. Konuşma o kadar beğenildi ki, ünlü pop şarkıcılarını kıskandıracak ölçüde ilgi gördü. Habere göre yoğun istek üzerine konuşma CD’leşti. On bin adet. Üstelik bu rakam birinci baskı! İslamiyet bilimcisi Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu konuşmayı, “Çok güzel, çok iyi hazırlanmış, tamamen din çerçevesi içinde, yani hiçbir siyasi yönü bulunmayan, dolu ve samimi bir konuşmaydı” diye değerlendirdi mi... Siyasetçi hemen bu değerlendirmenin tam aksi bir davranış sergilemeyi yeğledi. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, konuşmayı bitirdikten sonra kürsüden inerken Baykal’a; “Konuşma metniniz çok güzeldi, kim hazırladı” diye sordu. Eğer bu şaka ise Baykal da şakayla, “(RTE’nin konuşmalarını başkalarının yazdığını bildiği için bakanına) Başbakan olduğumda konuşmalarımı hazırlayacak arkadaş” diye yanıt verdi. Her şakanın altında bir gerçek yatar. Devlet Bakanı Yazıcı aslında din konusunu her alanda, her seçimde, her girişimde istismar eden partisinde Baykal’ın olumlu yankılar uyandıran konuşmasına duyulan veya duyulacak rahatsızlığı açıklayıverdi. AKP’li Bakanı böyle konuşmaya iten neden: AKP ve benzeri siyasal partilerle, tarikatların, cemaatlerin, CHP aleyhinde yıllardır kullandıkları bir iddianın değerini yitirmesi olasılığı ile... ...siyaset içi ve dışı dinci grupların sürekli işledikleri “laikliği savunan CHP, dinimize de onun peygamberine de karşıdır. Dinsizdir” sloganının beş paralık değeri kalmayacağı korkusudur. Kutlu Doğum Haftası bir başka açıdan önemli bir mutabakata yol açtı. Baykal’ın dediği gibi konuşma; “toplumumuzun birbirine çok farklı kesimlerinde, siyaset, mezhep bakımından farklı kesimlerinde çok büyük heyecanla destek gördü.” RTE’nin siyasal açıdan hemen her konuda ters düştüklerini bir yana atarak Baykal’ın konuşmasının başında daha çok türbanlıların bulunduğu topluluğa “Sevgili Peygamberimiz” diye başlayan konuşmasını alkışlaması gerekmez miydi? Alkışlamak bir yana; RTE ilk fırsatta CHP’yi bile imana getirdiğini -alaycı bir ses tonuyla- söyleyebilir. Oysa Baykal’ı kutlayan üç beş cümle söyleyecek olsa, RTE bir şey yitirmez, kazanır. Bakanı Hayati Yazıcı gibi düşündüğünü sergilerse… Sürekli yinelediği barış, birlik ve kardeşlik kavramları ve bu kavramları topluma sindirmek için uğraş verdiği iddiaları nerede kaldı diye sormazlar mı adama? SAYFA 18 NİSAN 2010 PAZARCUMHURİYET 10 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Nisan Oslo PB 9 Helsinki PB 5 StockholmPB 10 Londra B 17 AmsterdamB 14 Brüksel B 14 Paris B 19 Bonn B 17 Münih B 14 Berlin B 20 Budapeşte Y 19 Madrid Y 17 Viyana Y 16 Belgrad PB 21 Sofya Y 18 Roma Y 16 Atina Y 21 Zürih Y 17 Moskova PB 12 Aşkabat PB 25 Taşkent PB 26 Bakû Y 20 Bişkek PB 15 Tiflis PB 24 Kahire B 34 Şam B 30 İstanbul Y 19 Edirne Y 19 Kocaeli Y 19 Çanakkale B 19 İzmir B 26 Manisa B 27 Denizli B 26 Zonguldak Y 16 Sinop Y 15 Samsun Y 17 Trabzon Y 14 Giresun Y 13 Ankara Y 19 Eskişehir Y 19 Konya Y 19 Sıvas Y 17 Antalya PB 26 Adana B 24 Mersin Y 25 Diyarbakır PB 24 Şanlıurfa PB 26 Mardin PB 21 Siirt PB 22 Hakkâri Y 14 Van Y 15 Kars Y 13 Ülkemizin geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzey ve doğusu Akdeniz’in kuzeyi, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Afyon ve Kütahya çevreleri sağanak ve gök gürülütülü sağanak geçecek. Hava sıcaklığı kuzey ve iç kesimlerde 4-6 derece azalacak. Hayır, suya tirit bir magazin habere dalmıyorum! Epey bir süredir yakın çevremizde belki çoğumuzun sık yaşadığı yaygın bir olayın, kamuoyuna gerçekten mükemmel bir biçimde yansıyan bir örneği üzerinde tartışmak istiyorum. Kısaca anımsayalım: Kadın, sevgilisinden hamile kalır ve çocuğu doğurur. Sonra da tıp merkezi ve eğlence yerleri sahibi doktor kişiye babalık davası açar. Doktor Coşkun da eski sevgilisini sperm hırsızlığı ile suçlar! Bu, çocuk sahibi olmayı düşünmeyen bir erkek için aslında güzel bir tanımlama/savunma gibiydi! Ancak karşı darbe hemen geldi: “Spermlerini cüzdanından mı aldım, spermlerine sahip çıksaydın, ben senin spermlerinin bekçisi miyim, sen de korusaydın... Korunsaydın. Senin kendini tutamayışının cezasını niye ben çekiyorum acaba?” Müthiş! Bence bu yanıta ancak şapka çıkarılır! Rabia Hanım, mahkemelere, yargıtaylara bile gerek bırakmayan, bence toplumsal bir “içtihat” oluşturacak kadar güçlü bir yanıt verdi! Benim, bu savunma karşısında fikirlerim değişti! Sevmiş, üstelik evlenmeyi bile düşünüyormuş, bu aşamada hamile kalınca büyü bozulmuş; aşk, yerini ıstırap dolu günlere bırakmış... İki tanıdığım arasında böyle bir olay yaşanmıştı. Kadın hamile kalmış, erkek karşı çıkmıştı! Bu olayda kadın, senden hiçbir şey istemiyorum, ne destek ne yardım ne de başka bir şey. Çocuğu ben istiyorum, ben büyüteceğim... demişti. Öyle de oldu! Baba bebeği yok saydı. Bebek büyüdükten yıllar sonra sahiplendi... Hiç sahiplenmeyenler de var! Bu olayda şu görüşü savunmuştum: Çocuk doğurmak tek kişinin vereceği bir kararla olmaz. Kadın, erkeği bir oldubitti ile karşı karşıya bırakmamalı. Erkek istemiyorsa çocuğu doğurmamalı, yoksa bu kandırmaya girer. Kendisinden hiçbir şey istenmese bile, erkek vicdani bir olayla karşı karşıya bırakılıyor ve bir şekilde çocuk sahibi olmaya, çocuğu kabule zorlanıyor. Bu olayda kadın hiçbir hak talep etmiyor. Ama güncel olayda durum farklı: Anne, babalığı kabulü ve sonuçlarını dayatıyor! Acaba, Dr. babanın hali vaktinin yerinde olmasının, bu hamilelikte ve dayatmada etkisi rolü var mı? Bilemeyiz, ancak öyle olsa bile, tartışma eksenini değiştirmez. Çok daha farklı örnekler de var. Erkek, bebeğin doğumuna daha baştan evet de diyebilir; hamile kalınmadan önce bile onayını verebilir; ayrılmakta olan erkek ve kadın arasında bile böyle bir doğum anlaşması söz konusu olabilir! Gelelim sperm hırsızlığı veya sperm bekçiliği savunmalarına! Olaya, toplumsal ve kültürel açıları bir kenara bırakarak, biyolojik yaklaşmak gerekirse: Cinsel birliktelik, doğanın biyolojik olarak dayattığı bir olay. İnsanların bu olayı bütün saflığıyla yaşadıkları ilkçağlara gittiğimizde, hemen her kadın-erkek birleşmesi (normal seyirde) kadının hamileliği ile, her şey yolunda giderse çocuğun doğumu ile sonuçlanırdı. Spermler- yumurtalar salt soyu sürdürmek için vardır! Erkeğin veya kadının, isteme-istememe gibi bir davranışı o zamanlarda söz konusu bile değildi. İnsanlığın yerleşik düzene geçmesi, işbölümünün başlaması, toplumsal hiyerarşik bir düzen kurulması ve birtakım yasalar, yasaklar, onaylar vb. ile, kadın erkek birlikteliklerine kurallar koyulur oldu... Doğumu kontrol mekanizmaları, en ilkel biçimlerde bile olsa keşfedildikten itibaren, hamileliği sonlandırma da gündeme girdi. Bugün, hamileliğe, kadın-erkek birlikteliklerine, büyük bir sosyal, psikolojik, kültürel birikimler eşlik ediyor! Olayın içinde, din, çevre, çeşitli etik anlayışlar, erkek egemenliğinin yaptırım ve belirlemişlikleri vb. de var. Bütün bunların ötesinde değişmeyen bir olay var: Üreme isteğinin, varoluşun ve sürekliliğin herhalde en güçlü insan itkisi olduğu ve her zaman en saf haliyle sürdüğüdür. Şüphesiz, toplumsal kültür, her ne kadar üreme itkisinin doğrudan sonucu olsa bile, cinsel birlikteliği doğum olayından epey ayırdı. Yaklaşım farklılıkları ortaya çıktı. Olayın doğası ise değişmedi. Yazıyı bitirirsek: Kadının en güçlü yanlarından biridir doğum. Erkek, spermlerini en doğal biçimde verdikten sonra, eğer aralarında bir anlaşma yoksa, onları nasıl kullanacağı birinci derecede kadının iktidarındadır. Erkek, doğum istemiyorsa, bu öncelikle kendi sorunudur! Spermlerini gelişigüzel dağıt, sonra da kadınları hırsızlıkta suçla! Bu, egemen erkeğin tipik davranışının bir sonucu olarak da görülebilir. Ancak, kadın, cüzdanından mı çaldım, sahip çıksaydın, haklı gerekçesiyle, erkeğin iktidarını sarsıyor! Doktorumuza düşen, bebeğinin keyfini sürmektir! Başına harika bir şey gelmiş olabilir! BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Sperm Hırsızlığı mı? [email protected] ‘Asit yağmurlarõna dikkat’ ÖZLEM GÜVEMLİ İTÜ Meteoroloji Mühendisli- ği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin İncecik, İzlan- da’daki yanardağ patlamasõna bağlõ olarak meydana gelmesi beklenen asit yağmurlarõnõn pa- zartesi öğleden sonra başlayarak çarşamba gününe kadar etkili olabileceğini söyledi. Asit yağ- murlarõnõn insan sağlõğõ üzerin- de olumsuz etkilerine dikkat çe- ken İncecik, yaşlõlarõn ve ço- cuklarõn zorunlu kalmadõkça yağmurun beklendiği günlerde dõşarõ çõkmamasõ gerektiğini vurguladõ. İzlanda’da Eyfyallayöküll bu- zulunda meydana gelen patla- manõn etkileri ile ilgili gazete- mize değerlendirmede bulunan Prof. Dr. İncecik, patlamanõn başladõğõ 14 Nisan’dan itibaren milyonlarca ton aerosolün at- mosfere yayõlmaya başladõğõnõ anlattõ. Önce yakõn çevresini et- kileyen patlamanõn, hava hare- ketleri ile uzak çevreyi de etki- sine almaya başladõğõnõ belirten İncecik “Henüz miktarı net olarak belirlenmeyen milyon- larca ton aerosol yatay olarak yayıldığı gibi atmosferin stra- tosfer tabakasına kadar yani 12-13 km. civarında yükseldi. Bu durum iklimi de etkileye- cek. Birkaç yıl içinde iklim üzerinde etkilerini hissetmeye başlayacağız” dedi. Henüz vaka yok ama İncecik, patlama sonucunda ortaya çõkan kimyasallarõn insan sağlõğõ üzerinde etkilerini şöyle anlattõ: “Aerosol ailesi dediği- miz 0.1 mikrondan 100 mik- rona kadar olan topluluğun büyük kısmını silisyumdiok- sitler, kükürtdioksitler oluş- turuyor. Kükürtdioksitin sağ- lık üzerindeki etkisi İzlanda ve İngiltere başta olmak üzere Kuzeybatı Avrupa’da etkili olacak. Henüz ortaya çıkmış vakalar yok ancak birkaç ay içinde çıkacaktır. Kükürtdi- oksit emisyonları soluk alma- yı doğrudan etkiliyor. Yaşlı in- sanlar, çocuklar, bebekler da- ha kırılgan olduğu için daha çok etkilenecekler. Sadece in- san da değil yaşayan tüm can- lılar etkilenecek.” Ekosistem etkilenecek İncecik, asit yağmuru riskine dikkat çekerek kükürtdioksitin havadaki su buharõ ile birleşerek sülfirik asit meydana getirdiği- ni belirtti. Asit yağmurlarõ ile dü- şen sülfirik asitin, kükürtdiok- sitten daha etkili olduğuna dik- kat çeken İncecik “Asit yağ- murundan su yüzeyleri, ta- rım ürünleri yani bütün eko- sistem önemli ölçüde etkileni- yor” dedi. Türkiye’de kükürtdioksitin ta- şõnõm mekanizmalarõnõ incele- meye devam ettiklerini söyleyen Prof. İncecik, pazartesi öğleden sonra, salõ ve çarşamba günleri ülkemiz üzerinde bir etki oluş- maya başlayacağõnõ kaydetti. İn- cecik, önce İtalya’nõn ve Yuna- nistan’õn kuzeyi ile Bulgaris- tan’õn tamamõ ve Türkiye’nin ba- tõ bölgelerinin asit yağmurundan etkileneceğini söyleyerek bu et- kinin ilk 3-4 günkü gibi yoğun olmayacağõnõ kaydetti. Yanardağ kaosu Avrupa’da yaşamõ felce uğrattõ Haber Merkezi - İzlanda’daki Eyf- yallayöküll buzulundaki yanardağõn püs- kürttüğü kül ve duman bulutu nedeniy- le iki günde Avrupa genelindeki uçuşla- rõn üçte ikisi iptal edilirken, kül bulutla- rõ nedeniyle hava koşullarõnõn giderek kö- tüleşebileceği bildirildi. Bazõ bölgelerde hava türbülansõ oluşmasõ, gökyüzünü kaplayan küller nedeniyle gündüzün bir anda adeta geceye döndüğü görüldü. Özellikle Batõ ve Kuzey Avrupa’da, kül- lerin yeryüzüne yaklaşmasõ nedeniyle so- lunum rahatsõzlõklarõna yol açacağõ en- dişesiyle halka evlerinden çõkmamalarõ, dõşarõda bulunurken de tozdan korunmak için maske ve koruyucu gözlük kulla- nõlmasõ gibi uyarõlarda bulunuldu. Ya- nardağda faaliyetlerin azaldõğõ açõklandõ. Jeologlar, Eyfyallayöküll Yanardağõ’nda meydana gelen her patlamada Avrupa ile Amerika kõtasõnõn 12 metre birbirine yaklaştõğõnõ belirtiyor. Gudmundsson, yanardağda yeterince buzul olduğu müddetçe daha fazla kül bu- lutu oluşabileceğini, bunun da daha faz- la uçuş iptallerine sebep olacağõnõ ifade etti. Kül bulutlarõ, sõcak magmanõn, vol- kanõn tepesindeki eriyen buzullar nede- niyle hõzla soğumasõ sonucu meydana ge- liyor. Yerden 6 ila 9 kilometre yukarõ- da oluşan kül bulutlarõ, İngiltere, İrlan- da ve İskandinav ülkelerinin ardõndan dün itibarõyla Orta Avrupa’yõ etkisi altõna ala- rak saatte yaklaşõk 40 kilometre hõzla Rus- ya’nõn doğu ve orta kesimlerine ilerledi. İsviçre, Slovakya, Hõrvatistan, Maca- ristan, Bulgaristan, Belarus, Ukrayna ve Bosna Hersek de dün hava sahalarõnõ ka- patan ülkeler arasõna katõlõrken Polonya, Krakov dõşõndaki havaalanlarõnõ kapalõ tutmayõ sürdüreceğini açõkladõ. Havayolu şirketleri, iptal edilen uçuş- lar nedeniyle yüz binlerce yolcuya kira- lõk araç, tren bileti ve otel odasõ bulun- masõ sorunuyla karşõ karşõya kalõrken ha- vacõlõk endüstrisinin sadece bir günlük za- rarõnõn 200 milyon dolarõ aşabileceği be- lirtiliyor. İngiltere’deki sigorta şirketle- rinin bazõlarõndan gelen “Volkanik kül- leri Tanrı gönderdi, zararları neden biz karşılayalım” açõklamasõ sadece yol- cularõn değil havayolu şirketlerinin de si- nirlerini gerdi. THY hava meydanlarõ- nõn açõlmasõnõn ardõndan ek sefer dü- zenleneceğini bildirdi. Futbola da kül yağdı Şampiyonlar Ligi’nde yarõfinal maç- larõna çõkacak Barcelona ve Lyon, dep- lasmana gidebilmenin yollarõnõ arõyor. YOLCULARA KUMANYA Endişeli bekleyiş İstanbul Haber Servisi - Eyfyallayöküll yanardağõnõn patlamasõnõn ardõndan hava- limanlarõnda mağdur olan yolcularõn bek- leyişi sürüyor. Kuzey Avrupa ülkelerinin ha- va sahalarõnõ trafiğe kapatmasõ nedeniyle İn- giltere, İrlanda, Norveç, İzlanda, İskoçya, Finlandiya, İsveç, Letonya, Danimarka, Hollanda, Belçika, Polonya, Almanya, Fransa ve Avusturya’ya gitmek için İstan- bul Atatürk Havalimanõ’na gelen yolcular gün boyu bekledi. Alanda bekleyen bazõ yol- culara battaniye ve yastõk dağõtõlarak, bek- leyişleri süresince boş ofis odalarõnda din- lenmeleri sağlandõ. Yolculara yaklaşõk 2 bin adet kumanya dağõtõlõrken, TAV Havali- manlarõ Holding’in yiyecek ve içecek ope- rasyonlarõnõ üstlenen BTA Catering tara- fõndan Dõş Hatlar Terminali’ndeki Botanik Restaurant’ta yolculara yemek verildi. Yet- kililer, yoğunluğun pazartesi gününe kadar süreceğini söyledi. TCDD Sirkeci Gar Mü- dürü Tayfun Akbulut, Selanik, Belgrad, Bükreş ve Sofya aktarmalõ tren seferlerin- de yoğun taleple karşõlaştõklarõnõ, trenlere vagon ilavesi yaptõklarõnõ söyledi. Afga- nistan’da yaralanan 5 Alman askeri ve Al- manya Savunma Bakanõ Karl-Theodor zu Guttenberg’i taşõyan uçak Almanya hava sahasõnõn kapalõ olmasõ nedeniyle İstanbul’a zorunlu iniş yaptõ. Yaralõ askerler Ameri- kan Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Prof. Dr. İncecik, yanardağ patlamasõyla oluşan bulutlarõn pazartesi Türkiye’ye giriş yapacağõnõ söyledi Eyfyallayöküll buzulundaki yanardağın püs- kürttüğü kül ve duman bulutu yaşamı durma noktasına getirdi (Fotoğraflar: AP) Asit yağmuru için uyarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dev- let Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, genel müdürlükte düzenlediği basõn toplantõsõnda, İzlanda’daki yanardağ patla- masõnõn Türkiye’ye olasõ etkileri hakkõnda bil- gi verdi. Çağlar, oluşan kül bulutunun pa- zartesi gecesinden itibaren Türkiye’ye yö- nelmeye başlayacağõnõ belirterek, “20 Nisan Salı gününden itibaren kül bulutunun Türkiye’yi az da olsa etkileyeceğini tahmin ediyoruz” diye konuştu. Çağlar, salõ günü etkili olacak yağõşlarõn toz bulutunu yere in- dirmede etkili olduğunu, bunun toz bulutu- nun solunum hastalarõ için taşõdõğõ olumsuz etkiyi ortadan kaldõrabileceğini kaydetti. Sülfürdioksitin sülfürik asite dönüşebilece- ği uyarõsõnda bulunan Çağlar, “Bununla temas edilmemesi gerekir” dedi. Kül bulutu nedeniyle Avru- pa genelindeki uçuşlarõn üçte ikisi iptal edildi. Yanardağda meydana gelen her patlamada Avrupa ve Amerika kõtasõ- nõn 12 metre yaklaştõğõ belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle