Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Bir yargıç için yasa maddesi, bir mimar için
plan, bir öğretmen için alfabe neyse gazeteci için
de belge odur.
Zaten güncel tartışmalar da gazetecilik ve
belgeler ekseninde devam ediyor.
Uğur Mumcu gazeteciliği anlatırken şöyle
diyordu:
“Bir kişi, düşüncesi ne olursa olsun, sadece
gazetecilik refleksleriyle yazı yazıyorsa, ekmeğini
yazılarıyla kazanıyorsa, ben o kişiye saygı
duyarım.”
Ben de bu düşünceyi rehber edindim, köşe
yazarlığı çizgimi bu yaklaşımla oluşturdum. Güncel
tartışmaları da bu anlayışla izlemeye çalışıyorum.
Meslektaşlarımızı da karşı karşıya getiren
tartışmalardan biri şu:
Darbe olursa tutuklanacak gazeteciler,
kullanılacak gazeteciler listesi!
Böyle bir listenin varlığı-yokluğu bir yana,
gazetecilerin böyle bir ayrımı tümüyle reddetmesi
gerekir. Ancak anımsatmak istediğim bir durum
var:
Bu satırları, gazeteciliği terör faaliyeti olarak
görülüp tutuklanmış bir kişi yazıyor!
Malum iddianamede savcılar benim
gazeteciliğin yanında terör faaliyetinde de
bulunduğumu iddia ediyorlar.
Terör deyince insanın aklına ister istemez, silah
geliyor. O satırları okuduğumda aklıma ilk şu soru
geldi:
En son ne zaman silah elime aldım?
Düşündüm taşındım, buldum:
1983’te vatani görevimi yaparken!
Ama iddianamede benim terör faaliyetlerimi
silahla yaptığım söylenmiyor. Delil klasörlerine
konanların tümü ama tümü gazeteciliğe gönül
vermiş bir kişinin arşivinde bulunabilecek
şeylerden oluşturulmuş.
Ayrıntıya girmek gereksiz ve yararsız. Tek tümce
ile özetlemem gerekirse, durum şu:
Birkaç yıl öncesine kadar ödüllendirildiğim
gazeteciliğim şimdi cezalandırılıyor.
Bir gazetecinin yazıları-haberleri elbette dava
konusu olabilir ama bir bütün olarak faaliyetlerinin
terör kapsamına alınması ve tutuklu yargılanması
bu kapsamda değerlendirilecek bir durum değil!
Bıkmadan, usanmadan vurgulamak ve
belleklerde yer etmesini sağlamak istediğim
gerçek şu:
“Gazeteci yaşadığı çağın tanığıdır.”
Ben onu yapmaya çalıştım.
Ancak bu tanıklığım, sanıklığa dönüştürüldü. Bu
da kabulüm; ama yargılamayı tutuklu sürdürüp
adeta baştan suçlu ilan etmek ne ölçüde hukuki?
Ülkenin gündeminde ne varsa, gazetecinin
gündeminde de o olmak zorundadır. Hatta
unutulmuş-unutturulmak istenmiş konular da
gündeminde olmalıdır...
1987 yılıydı... Türkiye’nin gündeminde hayali
ihracat vardı. Kimi sahil kasabalarında turizm
yerine ihracat patlamıştı. O dönem ben de
belgeleriyle hayali ihracat haberleri yapmıştım,
Cumhuriyet’te manşetten yayımlanmıştı.
İddialar doğal olarak yargıya taşındı. Dönemin
İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde dava açıldı.
Bu konuda en çok haberleri yapan kişi olarak beni
de mahkemeye çağırdılar.
Tanık olarak...
Çağrı üzerine mahkemeye gittim. Yaptığım
haberleri ana hatlarıyla anlattım.
Şimdi düşünüyorum; bugünkü iddianameyi
hazırlayan anlayış, o gün de geçerli olsaydı,
herhalde, bende pek çok hayali ihracat belgesi
olduğunu söyleyip beni de tanık değil sanık
yapacaklardı!
Ergenekon raporunu yazan İngiliz gazeteci
Gareth Jenkins’e soruyorlar:
- Bu raporu bir Türk gazeteci yazsaydı ne
olurdu:
Jenkins şu yanıtı veriyor:
“Hapse girerdi. Böyle bir şey yazdığına göre
kesin Ergenekon üyesidir, derlerdi.”
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
RTE örneğin EMASYA genelgesini
kaldıracaklarını açıklıyor. Yukarıdaki hemen
onaylıyor. Tabii Arınç da!
Ne var ki üçgenin üç ayağına; askere, validen
istek gelmeden toplumsal olaylara müdahale
etme yetkisi veren antidemokratik EMASYA
genelgesini yedi yıldır iktidardasınız, neden
kaldırmadınız? diye soran yok!
Muhalefet partileri gibi; iktidar borazanı
olmadığını göstermeye çabalayan basın da;
“EMASYA’daki olanağı asker kullandı mı
kullanmadı mı” diye bir kez olsun sormak
zahmetine katlanmadı.
Bir hayu huy, bir gürültü patırtı… asker
vesayetinden demokrasimizi arındırıyoruz diye
bas bas bağırdı iktidar; AKP borazanları…
...EMASYA’nın kaldırıldığı açıklandıktan
sonra doyuma ulaştılar, rahatladılar.
Genelkurmay Başkanı, -başörtülü değil-
türbanlı olduğu için herkese uygulanan yasağa
uyan GATA olayını “Olmasaydı daha iyi olurdu”
diye değerlendirdi mi, evet; yandaşından, son
günlerde şu ve bu nedenle iktidar yalakalığına
soyunan gazeteci esnafından… bir alkış, bir
alkış…
CHP lideri Deniz Baykal ise RTE’ye
sesleniyor. Türbanlı eşine GATA kapıları
kapattığında şayet gerekli olanı yapsaydın bu
olaylar başına gelmezdi, diyor...
Hey gidi muhalefet lideri hey! RTE’yi
tanımamışsın. Hemen karşılık verdi Baykal’ın
iddiasına. Dedi ki, “Hemen zamanın
Genelkurmay Başkanı’na ‘yahu, bu ne iştir?’
dedim.”
Eee sonra… Sonrasını şöyle anlattı RTE;
“Eşim gözyaşlarına gark oldu!”
Yani hiçbir şey değişmedi, eşimin
gözyaşlarını içimize akıttık demeye getirdi.
İyi ama bu açıklama bir itirafı da içermiyor
mu?
İçeriyor: GATA’nın son üst mercii
Genelkurmay Başkanı veya başkanlığı…
RTE’nin tepkisinden sonra uygulamada hiçbir
değişiklik yapmıyor.
Olay kamuoyuna yansıyor. O günlerde
RTE’den veya eşinden özür dilenmiyor!
Olay üç yıl öncesine ait. Koskoca
Başbakan’ın şikâyeti üzerine üç yılda değişim
gözlenmemiş uygulamada, değişiklik
yapılmamış türbanlılarla ilgili.
Tabii Çankaya’daki AKP’li kıyısından
köşesinden GATA olayı ile ilgili derin
düşüncelerini söylemese… olmazzz!
“GATA’ya herkes girebiliyor” diyor. Öyle ise
eşi türbanlı tazeler önceki gün GATA önünde
eylem yapıp, uygulamayı neden eleştirdiler?
Gelelim değişmez gündem maddesine:
Aşağıdaki ile yukarıdakinin ağabeyleri Bülent
Arınç’ın sesi çıkmazsa…. olmazzzz!
Türban konusundaki görüşlerini yinelemeye
gerek yok.
Arınç; Genelkurmay Başkanı’nın türbanlı
Emine Hanım olayını “Savunmak mümkün
değil. Keşke olmasaydı” diyen sözünü
beğenmemiş.
Daha doğrusu, askerin bir süre önce “TSK
hakkındaki görüşleri bizce malum” dediği
Bülent Arınç; Genelkurmay Başkanı’nı; “Keşke
olmasaydı mı? Böyle bir TV programı var”
diyerek alaya alıyor.
Fakat şanslı bir iktidar, bu iktidar. TV’lerde
öyle AKP hayranı haberciler var ki; hatasını
düzeltmesi için hükümet üyesinin peşi sıra
koşuyor. Cami önünde yakaladığı Arınç’a soru
yöneltiyor. O da hık mık bir şeyler söyleyerek
Org. İlker Başbuğ’la ilgili “hatasını” telafi
etmeye çalışıyor.
Bülent Arınç kadına saygı gösterilmesini
isteyen… ne ki, TBMM’de kadın milletvekilleri
ile çatışan bir siyasetçi...
Baykal’ın insancıl bir davranışla Cüppeli
Hoca’ya geçmiş olsun demesini diline dolar…
lakin İsmailağa tarikatının lideri Mahmut
Ustaosmanoğlu’nun elini öpmek için kırk beş
derece eğilir…
Deveye sormuşlar boynun neden eğri?
Nerem doğru ki demiş.
AKP önderleri de bu hesap!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 7 ŞUBAT 2010 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 Şubat
ELÇİN POYRAZLAR
WASHINGTON -
ABD’deki özel istihbarat ku-
ruluşu Stratfor’un analiz di-
rektörü Reva Bhalla, Ergene-
kon dava ve soruşturmalarõnõn
arkasõnda büyük olasõlõkla Fet-
hullah Gülen hareketinin ol-
duğunu söyledi.
Cumhuriyet’e değerlendir-
melerde bulunan Bhalla, Gülen
hareketinin Ergenekon üze-
rinden Türk Silahlõ Kuvvetle-
ri’ni hedeflediğini ve bunun
“açık bir sır” olduğunu ifade
etti. Bhalla, ayrõca bu amaçla
Gülen hareketinin AKP ile
“sembiyotik (ortakyaşam-
sal) bir ilişki” içinde birbirle-
rini kullandõklarõ görüşünde.
“Ergenekon davası kasten
çok karışık” diye konuşan
Bhalla sözlerini şöyle sürdürdü:
“Davanın tam olarak ne ol-
duğunu söylemek oldukça
güç. Ancak sanırım Gülen ha-
reketi Ergenekon komplo-
sunda büyük olasılıkla önem-
li bir yürütücü ve elbette AKP
de bunda rol oynuyor. AKP ve
Gülen arasındaki ilişki çok
karmaşık. Bence bu bir yan-
da Gülen hareketinin AKP’yi
siyasi bir araç olarak kullan-
dığı ve ihtiyaç duyduğu öte
yanda AKP’nin etki kurmak
için Gülen ağını kullandığı
simbiyotik bir ilişki.”
Gülen hareketinin Ergenekon
davasõyla Türk ordusunu hedef
aldõğõnõ söyleyen Bhalla, “İs-
lamcı kökleri olan AKP’nin
yanı sıra daha uzlaşmaz İs-
lamcı bir grup olan Gülen ha-
reketi Ergenekon komplo-
sunda ve bunun soruştur-
masında orduya karşı yapı-
lan suçlamalarda anahtar
bir rol oynuyor. Yani Erge-
nekon bağlamı içinde, Gü-
lenci İslamcıların ordunun
Türk politikasındaki nüfu-
zunun altını oymak için
AKP’yi siyasi bir araç olarak
kullandığı ve belli bir politi-
ka güttüğü pek çok güç oyu-
nu yer alıyor. Bu soruştur-
maların pek çoğu AKP’nin
ve Gülencilerin, ordunun si-
yasi konulardaki çabaları-
nın önünü kesmeye çalışma-
sı olarak görülebilir” dedi.
‘AKP denge
sağlamaya çalışıyor’
Türk hükümetinin neredeyse
her gün yeni bir politikayla
gelerek ordunun var olan so-
rumluluklarõnõ sivil kontrol al-
tõna soktuğunu ifade eden Bhal-
la, Türk ordusunun son aylarda
“savunma pozisyonuna” geç-
tiğini belirtti. Gülen hareketi ve
ordu arasõnda kalan AKP’nin
dengeyi sağlamakta zorlandõ-
ğõnõ ifade eden Bhalla, “Türk
siyasetindeki konumunu ko-
rumak için AKP’nin ordu ile
bir denge sağlaması gereki-
yor” diye konuştu. Son dö-
nemde Türk ordusunun darbe
söylentileriyle ilişkilendiril-
mesine de değinen Stratfor
uzmanõ, TSK’nin “kanatla-
rının kırpılmasının” özellik-
le alt rütbelerde hoşnutsuzluğa
neden olacağõnõ belirterek şöy-
le devam etti: “Elbette hoş-
nutsuzluk var. Ancak darbe
planlanıp planlanmadığı ko-
nusunda yorum yapamam
çünkü bunu bilmiyorum.
Ancak ordunun içinde de
AKP’nin popüler bir parti
olduğu ve güçlü desteğe sahip
olduğu biliniyor. Ordunun
Türk politikasında bugün
oldukça güçlü olan bu iktidar
partisine karşı başarılı bir
darbe düşünmesi çok zor.”
Ergenekon soruşturmasõnõn
ardõnda ABD ya da gizli servisi
CIA’nõn olduğu yönündeki
savlarõ değerlendiren Reva
Bhalla, bunlara inanmanõn zor
olduğunu ifade ederek, Türki-
ye’nin iç meselesinde taraf
tutmanõn ABD’nin çõkarõna
olmayacağõna işaret etti.
Popüler bir partiye
karşı darbe olmaz
ABD’deki özel istihbarat kuruluşu Stratfor’un analiz direktörü Bhalla:
1996 yõlõnda ABD’nin
Teksas eyaletindeki Aus-
tin’de kurulan özel istih-
barat şirketi Stratfor, küresel finans, ekonomi, güvenlik ve jeo-
politika konularõnda stratejik istihbarat sağlõyor. Stratfor’un
Başkanõ George Friedman’õn “Gelecek 100 yõl”, “Amerika’nõn
Gizli Savaşõ” ve “Savaşõn Geleceği” adlõ kitaplarõ bulunuyor.
Stratfor’un müşterileri arasõnda ABD hükümetinin yanõ sõra,
Fortune 100 şirketleri ve çeşitli kuruluşlar yer alõyor. ABD’de-
ki haftalõk gazete Barron’s Magazine tarafõndan “gölge CIA”
olarak tanõmlanan Stratfor, bu yakõştõrmayõ reddediyor.
Cumhuriyetin
gülen yüzü
törenlerle anıldı
BALIKESİR/İSTANBUL (Cumhuri-
yet) - Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derne-
ği’nin (ÇYDD) İkinci Başkanõ, gazetemiz ya-
zarõ, aydõnlanmacõ bilim insanõ Prof. Tür-
kel Minibaş, Balõkesir’in Ayvalõk ilçesindeki
mezarõ başõnda anõldõ. ÇYDD Ayvalõk Şu-
besi’nin düzenlediği anma törenine İzmir,
Burhaniye, Edremit ve Güre’den çok sayõ-
da ÇYDD üyesi ile burslu gençler katõldõ.
Minibaş için ilk tören Cunda’daki meza-
rõ başõnda yapõldõ. Katõlõmcõlar mezarlõkta-
ki anmanõn ardõndan İsmet İnönü Kültür
Merkezi’ne geçti. Türkel Minibaş’õn anõsõna
saygõ duruşu ile başlayan toplantõda açõlõş ko-
nuşmasõ yapan ÇYDD Ayvalõk Şube Baş-
kanõ Lütfiye Seçer, “Sevgili Türkel Mi-
nibaş’ın yolundan ilerliyoruz. Gençleri-
miz bize ve ülkemize umut veriyor” diye
konuştu. Buradaki programda, Atıf Başeden,
Minibaş’õn sevdiği şarkõlardan oluşan bir mü-
zik dinletisi sundu. “Moon River ve This
İs My Song” isimli eserlere katõlõmcõlar al-
kõşlarla eşlik ettiler. Türkel Minibaş’õn ken-
di sesinden okuduğu Atillâ İlhan’ın “Ben
Sana Mecburum” isimli şiiri de salonda-
kilere dinletildi. Toplantõya konuşmacõ ola-
rak katõlan Ayşe Kilimci ve Öner Yağcı,
Minibaş’õn devrimci ve aydõnlanmacõ yö-
nünü vurguladõ ve Minibaş’la ilgili anõlarõ-
nõ anlattõlar. ÇYDD İzmir Şube Başkanõ Gö-
nül Kaya da, “Türkel Hanım, emperya-
lizme karşı duruşuyla, yurtsever kimli-
ğiyle ÇYDD’nin rotasıydı” dedi.
İstanbul’da anma toplantısı
Minibaş için İstanblul’da da anma etkin-
liği düzenlendi. ÇYDD tarafõndan Kadir Has
Üniversitesi’nde düzenlenen anma toplan-
tõsõna ÇYDD Genel Başkanõ Prof. Dr. Ay-
sel Çelikel, Genel Başkan Yardõmcõsõ Prof.
Dr. Ayşe Yüksel, İstanbul Kadõn Kuruluş-
larõ Birliği Koordinatörü avukat Nazan
Moroğlu, gazetemiz yazarlarõ Prof. Dr.
Erol Manisalı ve Özlem Yüzak ile çok sa-
yõda bilim ve sanat insanõ katõldõ. Toplan-
tõnõn açõlõş konuşmasõnõ yapan Çelikel, Mi-
nibaş anõsõna “Çağdaş Yaşam Türkel Mi-
nibaş Toplum Merkezi”ni yakõnda hizmete
açacaklarõnõ söyledi. Prof. Dr. Manisalõ da
Türkel Minibaş’la yaklaşõk 30 yõl birlikte ça-
lõştõklarõnõ ifade ederek “Aynı fikirleri, dü-
şünceleri paylaşmakla kalmadık, bir de
aynı hastalığı paylaştık” dedi.
TÜRKEL MİNİBAŞ
HÜKÜMETE AÇILIM ELEŞTİRİSİ
Polis memuruna
‘oku’ talimatõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anka-
ra Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, toplumun
huzur ve güvenliğini sağlayan polisin okuya-
rak, eğitim alarak daha donanõmlõ hale gele-
ceğini ve bu sayede görevinde de başarõlõ ola-
cağõnõ söyledi.
Emniyet Müdürü Özdemir, polis memurlarõ,
amir ve müdürlerini sürekli eğitimden geçiriyor.
Personele, “problem çözme teknikleri, li-
derlik eğitimi, psikolojik kriz ve müdahale,
savunma teknikleri” gibi konularda eğitim ve-
riliyor. Okullarda görev yapmak üzere yetişti-
rilen yeni “okul polisleri”nin eğitim sertifika
töreninde konuşan Özdemir, görev anlayõşlarõ-
nõn halkla kaynaşmaya ve halkõn güvenini ka-
zanmaya yönelik olduğunu bildirdi.
Ortaylı: Bunlar
tehlikeli işler
İçişleri Bakanõ, BDP Genel Başkanõ’nõ telefonla arayarak ‘geçmiş olsun’ dedi
Atalay, Demirtaş’õ ziyaret edecek
AYŞE SAYIN
ANKARA - İçişleri Bakanõ
Beşir Atalay, BDP Genel Mer-
kezi’ne yönelik saldõrõnõn ar-
dõndan, dün BDP Genel Baş-
kanõ Selahattin Demirtaş’õ
arayarak “geçmiş olsun” di-
leklerini iletti. Atalay, önü-
müzdeki günlerde de, BDP’nin
yeni yönetimini kutlamak için
Demirtaş’õ genel merkezde zi-
yaret edeceğini bildirdi.
Hükümet, Kandil ve Mah-
mur’dan gelen PKK’lilerin Ha-
bur’daki karşõlama töreninde
yaşanan olaylar ve KCK ope-
rasyonlarõ nedeniyle ilişkilerinin
“gergin” olduğu BDP’yle uzun
bir aradan sonra ilk kez resmi te-
masa geçti. Hükümetin “de-
mokratik açılım” adõ altõnda
gündeme getirdiği “Kürt açılı-
mı”nõn koordinatörlüğünü de
üstlenen İçişleri Bakanõ Ata-
lay, BDP Genel Merkezi’ne ön-
ceki akşam yapõlan “pompalı
tüfekli” saldõrõnõn ardõndan,
dün Demirtaş’õ arayarak “geç-
miş olsun” dileğini iletti.
‘Provokasyon’
Başbakan Tayyip Erdoğan
adõna da “geçmiş olsun” dile-
ğinde bulunduğunu belirten
Atalay, saldõrõnõn “provokas-
yon” olduğunu ifade etti. Ata-
lay, saldõrõyõ gerçekleştirenlerin
kullandõğõ otomobilin plakasõ-
nõn saptandõğõnõ ancak faillerin
henüz bulunamadõğõnõ bildirdi.
Atalay, faillerin ortaya çõkarõl-
masõ için çalõşmalarõn sürdü-
ğünü aktardõ. Görüşmede, İçiş-
leri Bakanõ Atalay, Demirtaş’a,
yeni göreve seçilmelerinden
dolayõ kutlamak için kendisini
ve partinin yeni yönetimini “ge-
nel merkezde” ziyaret etmek
istediğini de bildirdi. Demirtaş
da ziyaretten memnuniyet du-
yacağõnõ belirtti.
EMNİYET MÜDÜRÜ ÖZDEMİR
Oslo B -5
Helsinki B -4
Stockholm B -1
Londra Y 8
AmsterdamY 6
Brüksel Y 7
Paris Y 9
Bonn K 3
Münih K 2
Berlin K 3
BudapeştePB 0
Madrid Y 13
Viyana PB 7
Belgrad B 9
Sofya B 7
Roma Y 15
Atina PB 14
Zürih Y 5
Moskova PB -9
Aşkabat Y 10
Taşkent Y 13
Bakû Y 9
Bişkek K 2
Tiflis PB 6
Kahire Y 15
Şam Y 10
İstanbul B 7
Edirne B 5
Kocaeli Y 5
Çanakkale B 5
İzmir PB 9
Manisa PB 8
Denizli PB 5
Zonguldak Y 4
Sinop Y 7
Samsun Y 7
Trabzon Y 7
Giresun Y 6
Ankara B 5
Eskişehir B 0
Konya K 1
Sıvas K -3
Antalya PB 16
Adana PB 14
Mersin PB 13
Diyarbakır B 7
Şanlıurfa PB 9
Mardin PB 5
Siirt B 5
Hakkâri K -2
Van K 0
Kars K -1
Ülkemizin kuzey,
iç ve doğusu par-
çalı çok bulutlu,
Marmara’nın doğu-
su, İç Anadolu’nun
güney ve doğusu,
Karadeniz, Doğu
Anadolu’nun doğu-
su yağışlı geçecek.
Marmara ile ülke-
mizin iç kesimlerin-
de hafif, doğu böl-
gelerimizde kuvvetli
bulutlanma ve don
olayı bekleniyor.
Minibaş’ın Ayvalık’taki mezarı başındaki törene ÇYDD’li gençler de katıldı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. İl-
ber Ortaylı, hükümetin Kürt açõlõmõnõ eleştirerek,
“Açılım boş laftır... Bunlar tehlikeli işler, bele-
diyeciliğe benzemez” dedi.
Ortaylõ, MHP’nin Siyaset ve Liderlik Okulu eği-
tim faaliyetleri çerçevesinde düzenlenen söyleşi-
ye katõldõ. Ordunun siyasete karõşmasõnõn kaçõnõl-
maz olduğunu, bu tezin tarihsel gerçeklik taşõdõğõnõ
savunan Ortaylõ, “Sivil siyasetin kendini gelişti-
remediği ortamda darbe kaçınılmazdır. Yeni
yeni siyasi akademileşme başladı. Buralardan
yetişen gençler partileri yönetirse, partiler ka-
patılmaz” diye konuştu. Demokratik açõlõm ça-
lõşmalarõnõ da eleştiren Ortaylõ, şöyle konuştu: “Açı-
lım boş laftır. Açılım isteyenler gitmez de dur-
maz da. Ekonomik olarak Fransa olabilirdik
ama bütçemizi 30 yıldır götüren bir durum var.
Kimse kimseye kitle dalkavukluğu yapmak
için, sempatik görünmek için konuşmasın.”
Stratfor nedir?