25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Bir yargıç için yasa maddesi, bir mimar için plan, bir öğretmen için alfabe neyse gazeteci için de belge odur. Zaten güncel tartışmalar da gazetecilik ve belgeler ekseninde devam ediyor. Uğur Mumcu gazeteciliği anlatırken şöyle diyordu: “Bir kişi, düşüncesi ne olursa olsun, sadece gazetecilik refleksleriyle yazı yazıyorsa, ekmeğini yazılarıyla kazanıyorsa, ben o kişiye saygı duyarım.” Ben de bu düşünceyi rehber edindim, köşe yazarlığı çizgimi bu yaklaşımla oluşturdum. Güncel tartışmaları da bu anlayışla izlemeye çalışıyorum. Meslektaşlarımızı da karşı karşıya getiren tartışmalardan biri şu: Darbe olursa tutuklanacak gazeteciler, kullanılacak gazeteciler listesi! Böyle bir listenin varlığı-yokluğu bir yana, gazetecilerin böyle bir ayrımı tümüyle reddetmesi gerekir. Ancak anımsatmak istediğim bir durum var: Bu satırları, gazeteciliği terör faaliyeti olarak görülüp tutuklanmış bir kişi yazıyor! Malum iddianamede savcılar benim gazeteciliğin yanında terör faaliyetinde de bulunduğumu iddia ediyorlar. Terör deyince insanın aklına ister istemez, silah geliyor. O satırları okuduğumda aklıma ilk şu soru geldi: En son ne zaman silah elime aldım? Düşündüm taşındım, buldum: 1983’te vatani görevimi yaparken! Ama iddianamede benim terör faaliyetlerimi silahla yaptığım söylenmiyor. Delil klasörlerine konanların tümü ama tümü gazeteciliğe gönül vermiş bir kişinin arşivinde bulunabilecek şeylerden oluşturulmuş. Ayrıntıya girmek gereksiz ve yararsız. Tek tümce ile özetlemem gerekirse, durum şu: Birkaç yıl öncesine kadar ödüllendirildiğim gazeteciliğim şimdi cezalandırılıyor. Bir gazetecinin yazıları-haberleri elbette dava konusu olabilir ama bir bütün olarak faaliyetlerinin terör kapsamına alınması ve tutuklu yargılanması bu kapsamda değerlendirilecek bir durum değil! Bıkmadan, usanmadan vurgulamak ve belleklerde yer etmesini sağlamak istediğim gerçek şu: “Gazeteci yaşadığı çağın tanığıdır.” Ben onu yapmaya çalıştım. Ancak bu tanıklığım, sanıklığa dönüştürüldü. Bu da kabulüm; ama yargılamayı tutuklu sürdürüp adeta baştan suçlu ilan etmek ne ölçüde hukuki? Ülkenin gündeminde ne varsa, gazetecinin gündeminde de o olmak zorundadır. Hatta unutulmuş-unutturulmak istenmiş konular da gündeminde olmalıdır... 1987 yılıydı... Türkiye’nin gündeminde hayali ihracat vardı. Kimi sahil kasabalarında turizm yerine ihracat patlamıştı. O dönem ben de belgeleriyle hayali ihracat haberleri yapmıştım, Cumhuriyet’te manşetten yayımlanmıştı. İddialar doğal olarak yargıya taşındı. Dönemin İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde dava açıldı. Bu konuda en çok haberleri yapan kişi olarak beni de mahkemeye çağırdılar. Tanık olarak... Çağrı üzerine mahkemeye gittim. Yaptığım haberleri ana hatlarıyla anlattım. Şimdi düşünüyorum; bugünkü iddianameyi hazırlayan anlayış, o gün de geçerli olsaydı, herhalde, bende pek çok hayali ihracat belgesi olduğunu söyleyip beni de tanık değil sanık yapacaklardı! Ergenekon raporunu yazan İngiliz gazeteci Gareth Jenkins’e soruyorlar: - Bu raporu bir Türk gazeteci yazsaydı ne olurdu: Jenkins şu yanıtı veriyor: “Hapse girerdi. Böyle bir şey yazdığına göre kesin Ergenekon üyesidir, derlerdi.” GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada RTE örneğin EMASYA genelgesini kaldıracaklarını açıklıyor. Yukarıdaki hemen onaylıyor. Tabii Arınç da! Ne var ki üçgenin üç ayağına; askere, validen istek gelmeden toplumsal olaylara müdahale etme yetkisi veren antidemokratik EMASYA genelgesini yedi yıldır iktidardasınız, neden kaldırmadınız? diye soran yok! Muhalefet partileri gibi; iktidar borazanı olmadığını göstermeye çabalayan basın da; “EMASYA’daki olanağı asker kullandı mı kullanmadı mı” diye bir kez olsun sormak zahmetine katlanmadı. Bir hayu huy, bir gürültü patırtı… asker vesayetinden demokrasimizi arındırıyoruz diye bas bas bağırdı iktidar; AKP borazanları… ...EMASYA’nın kaldırıldığı açıklandıktan sonra doyuma ulaştılar, rahatladılar. Genelkurmay Başkanı, -başörtülü değil- türbanlı olduğu için herkese uygulanan yasağa uyan GATA olayını “Olmasaydı daha iyi olurdu” diye değerlendirdi mi, evet; yandaşından, son günlerde şu ve bu nedenle iktidar yalakalığına soyunan gazeteci esnafından… bir alkış, bir alkış… CHP lideri Deniz Baykal ise RTE’ye sesleniyor. Türbanlı eşine GATA kapıları kapattığında şayet gerekli olanı yapsaydın bu olaylar başına gelmezdi, diyor... Hey gidi muhalefet lideri hey! RTE’yi tanımamışsın. Hemen karşılık verdi Baykal’ın iddiasına. Dedi ki, “Hemen zamanın Genelkurmay Başkanı’na ‘yahu, bu ne iştir?’ dedim.” Eee sonra… Sonrasını şöyle anlattı RTE; “Eşim gözyaşlarına gark oldu!” Yani hiçbir şey değişmedi, eşimin gözyaşlarını içimize akıttık demeye getirdi. İyi ama bu açıklama bir itirafı da içermiyor mu? İçeriyor: GATA’nın son üst mercii Genelkurmay Başkanı veya başkanlığı… RTE’nin tepkisinden sonra uygulamada hiçbir değişiklik yapmıyor. Olay kamuoyuna yansıyor. O günlerde RTE’den veya eşinden özür dilenmiyor! Olay üç yıl öncesine ait. Koskoca Başbakan’ın şikâyeti üzerine üç yılda değişim gözlenmemiş uygulamada, değişiklik yapılmamış türbanlılarla ilgili. Tabii Çankaya’daki AKP’li kıyısından köşesinden GATA olayı ile ilgili derin düşüncelerini söylemese… olmazzz! “GATA’ya herkes girebiliyor” diyor. Öyle ise eşi türbanlı tazeler önceki gün GATA önünde eylem yapıp, uygulamayı neden eleştirdiler? Gelelim değişmez gündem maddesine: Aşağıdaki ile yukarıdakinin ağabeyleri Bülent Arınç’ın sesi çıkmazsa…. olmazzzz! Türban konusundaki görüşlerini yinelemeye gerek yok. Arınç; Genelkurmay Başkanı’nın türbanlı Emine Hanım olayını “Savunmak mümkün değil. Keşke olmasaydı” diyen sözünü beğenmemiş. Daha doğrusu, askerin bir süre önce “TSK hakkındaki görüşleri bizce malum” dediği Bülent Arınç; Genelkurmay Başkanı’nı; “Keşke olmasaydı mı? Böyle bir TV programı var” diyerek alaya alıyor. Fakat şanslı bir iktidar, bu iktidar. TV’lerde öyle AKP hayranı haberciler var ki; hatasını düzeltmesi için hükümet üyesinin peşi sıra koşuyor. Cami önünde yakaladığı Arınç’a soru yöneltiyor. O da hık mık bir şeyler söyleyerek Org. İlker Başbuğ’la ilgili “hatasını” telafi etmeye çalışıyor. Bülent Arınç kadına saygı gösterilmesini isteyen… ne ki, TBMM’de kadın milletvekilleri ile çatışan bir siyasetçi... Baykal’ın insancıl bir davranışla Cüppeli Hoca’ya geçmiş olsun demesini diline dolar… lakin İsmailağa tarikatının lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun elini öpmek için kırk beş derece eğilir… Deveye sormuşlar boynun neden eğri? Nerem doğru ki demiş. AKP önderleri de bu hesap! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 7 ŞUBAT 2010 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 Şubat ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - ABD’deki özel istihbarat ku- ruluşu Stratfor’un analiz di- rektörü Reva Bhalla, Ergene- kon dava ve soruşturmalarõnõn arkasõnda büyük olasõlõkla Fet- hullah Gülen hareketinin ol- duğunu söyledi. Cumhuriyet’e değerlendir- melerde bulunan Bhalla, Gülen hareketinin Ergenekon üze- rinden Türk Silahlõ Kuvvetle- ri’ni hedeflediğini ve bunun “açık bir sır” olduğunu ifade etti. Bhalla, ayrõca bu amaçla Gülen hareketinin AKP ile “sembiyotik (ortakyaşam- sal) bir ilişki” içinde birbirle- rini kullandõklarõ görüşünde. “Ergenekon davası kasten çok karışık” diye konuşan Bhalla sözlerini şöyle sürdürdü: “Davanın tam olarak ne ol- duğunu söylemek oldukça güç. Ancak sanırım Gülen ha- reketi Ergenekon komplo- sunda büyük olasılıkla önem- li bir yürütücü ve elbette AKP de bunda rol oynuyor. AKP ve Gülen arasındaki ilişki çok karmaşık. Bence bu bir yan- da Gülen hareketinin AKP’yi siyasi bir araç olarak kullan- dığı ve ihtiyaç duyduğu öte yanda AKP’nin etki kurmak için Gülen ağını kullandığı simbiyotik bir ilişki.” Gülen hareketinin Ergenekon davasõyla Türk ordusunu hedef aldõğõnõ söyleyen Bhalla, “İs- lamcı kökleri olan AKP’nin yanı sıra daha uzlaşmaz İs- lamcı bir grup olan Gülen ha- reketi Ergenekon komplo- sunda ve bunun soruştur- masında orduya karşı yapı- lan suçlamalarda anahtar bir rol oynuyor. Yani Erge- nekon bağlamı içinde, Gü- lenci İslamcıların ordunun Türk politikasındaki nüfu- zunun altını oymak için AKP’yi siyasi bir araç olarak kullandığı ve belli bir politi- ka güttüğü pek çok güç oyu- nu yer alıyor. Bu soruştur- maların pek çoğu AKP’nin ve Gülencilerin, ordunun si- yasi konulardaki çabaları- nın önünü kesmeye çalışma- sı olarak görülebilir” dedi. ‘AKP denge sağlamaya çalışıyor’ Türk hükümetinin neredeyse her gün yeni bir politikayla gelerek ordunun var olan so- rumluluklarõnõ sivil kontrol al- tõna soktuğunu ifade eden Bhal- la, Türk ordusunun son aylarda “savunma pozisyonuna” geç- tiğini belirtti. Gülen hareketi ve ordu arasõnda kalan AKP’nin dengeyi sağlamakta zorlandõ- ğõnõ ifade eden Bhalla, “Türk siyasetindeki konumunu ko- rumak için AKP’nin ordu ile bir denge sağlaması gereki- yor” diye konuştu. Son dö- nemde Türk ordusunun darbe söylentileriyle ilişkilendiril- mesine de değinen Stratfor uzmanõ, TSK’nin “kanatla- rının kırpılmasının” özellik- le alt rütbelerde hoşnutsuzluğa neden olacağõnõ belirterek şöy- le devam etti: “Elbette hoş- nutsuzluk var. Ancak darbe planlanıp planlanmadığı ko- nusunda yorum yapamam çünkü bunu bilmiyorum. Ancak ordunun içinde de AKP’nin popüler bir parti olduğu ve güçlü desteğe sahip olduğu biliniyor. Ordunun Türk politikasında bugün oldukça güçlü olan bu iktidar partisine karşı başarılı bir darbe düşünmesi çok zor.” Ergenekon soruşturmasõnõn ardõnda ABD ya da gizli servisi CIA’nõn olduğu yönündeki savlarõ değerlendiren Reva Bhalla, bunlara inanmanõn zor olduğunu ifade ederek, Türki- ye’nin iç meselesinde taraf tutmanõn ABD’nin çõkarõna olmayacağõna işaret etti. Popüler bir partiye karşı darbe olmaz ABD’deki özel istihbarat kuruluşu Stratfor’un analiz direktörü Bhalla: 1996 yõlõnda ABD’nin Teksas eyaletindeki Aus- tin’de kurulan özel istih- barat şirketi Stratfor, küresel finans, ekonomi, güvenlik ve jeo- politika konularõnda stratejik istihbarat sağlõyor. Stratfor’un Başkanõ George Friedman’õn “Gelecek 100 yõl”, “Amerika’nõn Gizli Savaşõ” ve “Savaşõn Geleceği” adlõ kitaplarõ bulunuyor. Stratfor’un müşterileri arasõnda ABD hükümetinin yanõ sõra, Fortune 100 şirketleri ve çeşitli kuruluşlar yer alõyor. ABD’de- ki haftalõk gazete Barron’s Magazine tarafõndan “gölge CIA” olarak tanõmlanan Stratfor, bu yakõştõrmayõ reddediyor. Cumhuriyetin gülen yüzü törenlerle anıldı BALIKESİR/İSTANBUL (Cumhuri- yet) - Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derne- ği’nin (ÇYDD) İkinci Başkanõ, gazetemiz ya- zarõ, aydõnlanmacõ bilim insanõ Prof. Tür- kel Minibaş, Balõkesir’in Ayvalõk ilçesindeki mezarõ başõnda anõldõ. ÇYDD Ayvalõk Şu- besi’nin düzenlediği anma törenine İzmir, Burhaniye, Edremit ve Güre’den çok sayõ- da ÇYDD üyesi ile burslu gençler katõldõ. Minibaş için ilk tören Cunda’daki meza- rõ başõnda yapõldõ. Katõlõmcõlar mezarlõkta- ki anmanõn ardõndan İsmet İnönü Kültür Merkezi’ne geçti. Türkel Minibaş’õn anõsõna saygõ duruşu ile başlayan toplantõda açõlõş ko- nuşmasõ yapan ÇYDD Ayvalõk Şube Baş- kanõ Lütfiye Seçer, “Sevgili Türkel Mi- nibaş’ın yolundan ilerliyoruz. Gençleri- miz bize ve ülkemize umut veriyor” diye konuştu. Buradaki programda, Atıf Başeden, Minibaş’õn sevdiği şarkõlardan oluşan bir mü- zik dinletisi sundu. “Moon River ve This İs My Song” isimli eserlere katõlõmcõlar al- kõşlarla eşlik ettiler. Türkel Minibaş’õn ken- di sesinden okuduğu Atillâ İlhan’ın “Ben Sana Mecburum” isimli şiiri de salonda- kilere dinletildi. Toplantõya konuşmacõ ola- rak katõlan Ayşe Kilimci ve Öner Yağcı, Minibaş’õn devrimci ve aydõnlanmacõ yö- nünü vurguladõ ve Minibaş’la ilgili anõlarõ- nõ anlattõlar. ÇYDD İzmir Şube Başkanõ Gö- nül Kaya da, “Türkel Hanım, emperya- lizme karşı duruşuyla, yurtsever kimli- ğiyle ÇYDD’nin rotasıydı” dedi. İstanbul’da anma toplantısı Minibaş için İstanblul’da da anma etkin- liği düzenlendi. ÇYDD tarafõndan Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenen anma toplan- tõsõna ÇYDD Genel Başkanõ Prof. Dr. Ay- sel Çelikel, Genel Başkan Yardõmcõsõ Prof. Dr. Ayşe Yüksel, İstanbul Kadõn Kuruluş- larõ Birliği Koordinatörü avukat Nazan Moroğlu, gazetemiz yazarlarõ Prof. Dr. Erol Manisalı ve Özlem Yüzak ile çok sa- yõda bilim ve sanat insanõ katõldõ. Toplan- tõnõn açõlõş konuşmasõnõ yapan Çelikel, Mi- nibaş anõsõna “Çağdaş Yaşam Türkel Mi- nibaş Toplum Merkezi”ni yakõnda hizmete açacaklarõnõ söyledi. Prof. Dr. Manisalõ da Türkel Minibaş’la yaklaşõk 30 yõl birlikte ça- lõştõklarõnõ ifade ederek “Aynı fikirleri, dü- şünceleri paylaşmakla kalmadık, bir de aynı hastalığı paylaştık” dedi. TÜRKEL MİNİBAŞ HÜKÜMETE AÇILIM ELEŞTİRİSİ Polis memuruna ‘oku’ talimatõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anka- ra Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, toplumun huzur ve güvenliğini sağlayan polisin okuya- rak, eğitim alarak daha donanõmlõ hale gele- ceğini ve bu sayede görevinde de başarõlõ ola- cağõnõ söyledi. Emniyet Müdürü Özdemir, polis memurlarõ, amir ve müdürlerini sürekli eğitimden geçiriyor. Personele, “problem çözme teknikleri, li- derlik eğitimi, psikolojik kriz ve müdahale, savunma teknikleri” gibi konularda eğitim ve- riliyor. Okullarda görev yapmak üzere yetişti- rilen yeni “okul polisleri”nin eğitim sertifika töreninde konuşan Özdemir, görev anlayõşlarõ- nõn halkla kaynaşmaya ve halkõn güvenini ka- zanmaya yönelik olduğunu bildirdi. Ortaylı: Bunlar tehlikeli işler İçişleri Bakanõ, BDP Genel Başkanõ’nõ telefonla arayarak ‘geçmiş olsun’ dedi Atalay, Demirtaş’õ ziyaret edecek AYŞE SAYIN ANKARA - İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, BDP Genel Mer- kezi’ne yönelik saldõrõnõn ar- dõndan, dün BDP Genel Baş- kanõ Selahattin Demirtaş’õ arayarak “geçmiş olsun” di- leklerini iletti. Atalay, önü- müzdeki günlerde de, BDP’nin yeni yönetimini kutlamak için Demirtaş’õ genel merkezde zi- yaret edeceğini bildirdi. Hükümet, Kandil ve Mah- mur’dan gelen PKK’lilerin Ha- bur’daki karşõlama töreninde yaşanan olaylar ve KCK ope- rasyonlarõ nedeniyle ilişkilerinin “gergin” olduğu BDP’yle uzun bir aradan sonra ilk kez resmi te- masa geçti. Hükümetin “de- mokratik açılım” adõ altõnda gündeme getirdiği “Kürt açılı- mı”nõn koordinatörlüğünü de üstlenen İçişleri Bakanõ Ata- lay, BDP Genel Merkezi’ne ön- ceki akşam yapõlan “pompalı tüfekli” saldõrõnõn ardõndan, dün Demirtaş’õ arayarak “geç- miş olsun” dileğini iletti. ‘Provokasyon’ Başbakan Tayyip Erdoğan adõna da “geçmiş olsun” dile- ğinde bulunduğunu belirten Atalay, saldõrõnõn “provokas- yon” olduğunu ifade etti. Ata- lay, saldõrõyõ gerçekleştirenlerin kullandõğõ otomobilin plakasõ- nõn saptandõğõnõ ancak faillerin henüz bulunamadõğõnõ bildirdi. Atalay, faillerin ortaya çõkarõl- masõ için çalõşmalarõn sürdü- ğünü aktardõ. Görüşmede, İçiş- leri Bakanõ Atalay, Demirtaş’a, yeni göreve seçilmelerinden dolayõ kutlamak için kendisini ve partinin yeni yönetimini “ge- nel merkezde” ziyaret etmek istediğini de bildirdi. Demirtaş da ziyaretten memnuniyet du- yacağõnõ belirtti. EMNİYET MÜDÜRÜ ÖZDEMİR Oslo B -5 Helsinki B -4 Stockholm B -1 Londra Y 8 AmsterdamY 6 Brüksel Y 7 Paris Y 9 Bonn K 3 Münih K 2 Berlin K 3 BudapeştePB 0 Madrid Y 13 Viyana PB 7 Belgrad B 9 Sofya B 7 Roma Y 15 Atina PB 14 Zürih Y 5 Moskova PB -9 Aşkabat Y 10 Taşkent Y 13 Bakû Y 9 Bişkek K 2 Tiflis PB 6 Kahire Y 15 Şam Y 10 İstanbul B 7 Edirne B 5 Kocaeli Y 5 Çanakkale B 5 İzmir PB 9 Manisa PB 8 Denizli PB 5 Zonguldak Y 4 Sinop Y 7 Samsun Y 7 Trabzon Y 7 Giresun Y 6 Ankara B 5 Eskişehir B 0 Konya K 1 Sıvas K -3 Antalya PB 16 Adana PB 14 Mersin PB 13 Diyarbakır B 7 Şanlıurfa PB 9 Mardin PB 5 Siirt B 5 Hakkâri K -2 Van K 0 Kars K -1 Ülkemizin kuzey, iç ve doğusu par- çalı çok bulutlu, Marmara’nın doğu- su, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun doğu- su yağışlı geçecek. Marmara ile ülke- mizin iç kesimlerin- de hafif, doğu böl- gelerimizde kuvvetli bulutlanma ve don olayı bekleniyor. Minibaş’ın Ayvalık’taki mezarı başındaki törene ÇYDD’li gençler de katıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. İl- ber Ortaylı, hükümetin Kürt açõlõmõnõ eleştirerek, “Açılım boş laftır... Bunlar tehlikeli işler, bele- diyeciliğe benzemez” dedi. Ortaylõ, MHP’nin Siyaset ve Liderlik Okulu eği- tim faaliyetleri çerçevesinde düzenlenen söyleşi- ye katõldõ. Ordunun siyasete karõşmasõnõn kaçõnõl- maz olduğunu, bu tezin tarihsel gerçeklik taşõdõğõnõ savunan Ortaylõ, “Sivil siyasetin kendini gelişti- remediği ortamda darbe kaçınılmazdır. Yeni yeni siyasi akademileşme başladı. Buralardan yetişen gençler partileri yönetirse, partiler ka- patılmaz” diye konuştu. Demokratik açõlõm ça- lõşmalarõnõ da eleştiren Ortaylõ, şöyle konuştu: “Açı- lım boş laftır. Açılım isteyenler gitmez de dur- maz da. Ekonomik olarak Fransa olabilirdik ama bütçemizi 30 yıldır götüren bir durum var. Kimse kimseye kitle dalkavukluğu yapmak için, sempatik görünmek için konuşmasın.” Stratfor nedir?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle