18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 ŞUBAT 2010 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Bakkalımı Seviyorum Sevgili, Çocukluğumun en eskiye kadar uzanan anıları içinde iki kişinin; “Mustaafendi” ile Ramiz’in belirgin yerleri vardır. Biri, Moda Caddesi’nin Bademaltı Sokağı’yla kesiştiği köşede, öbürü de tam karşısında, aynı caddenin Tuğlacı Emin Bey Sokağı (65 yıl önce de adı öyle miydi) ile kesiştiği yerde bulunan iki bakkaldı. Gazın kokusunun sabuna, zeytinyağına karıştığı, un, fasulye, nohut, pirinç çuvallarının yan yana durduğu o dükkânların kokuları hâlâ anı diyarlarımın buhurdanlıklarıdır. Bakkalın yaşamımdaki yeri, bana eski İstanbul yaşamından, büyüklerimden miras kalmıştır, onun üstüne titrerim. O yüzdendir ki, Tekel işçileri Ankara’nın soğuğunda tir tir titrerken şanlı direnişleriyle iktidarı da tir tir titrettikleri sırada, Başbakan’ın “bakkalların da gidici olduklarını, kendilerini buna hazırlamaları gerektiğini” söylemesi yüreğimi sızlattı. Bakkalların gidici olduğunu, uzun süredir, ta Tayyip’in gelici olduğunu bildiğimden beri biliyorum. Yine de “Ne kadar direnirlerse yanımıza kârdır” diyorum, 22 yıldır oturduğum Cihangir’deki evimin karşı sırasında 50 metre ötede bir bakkal dükkânını düşünerek... Şahin ile Hasan adlı Ordulu akraba olan iki arkadaş aldılar “Barış Market”i 17 yıl önce. Sen adının market olduğuna bakma! Altında deposu olan küçük bir dükkân. Günlük ihtiyaçlarımızı karşılamak için illa gitmem de gerekmiyor. Telefonla haber verip birinci kattan sepeti sallandırdım mı, ne istediysem geliveriyor, sepetle alışveriş keyfiyle birlikte. Ama sanma bakkalımı salt bu yüzden seviyorum. İlkokul mezunu olduğunu sandığım bakkallarımın aydın tavırları, insanca sıcak dost yaklaşımları beni çok etkiliyor. Mahallenin gazetelerini getirip dağıtan onlar, ama dağıtmakla kalmıyorlar, aynı zamanda bunları kendileri de inceden inceye okuyorlar. Ayrıca değişik görüşlere göz atıyorlar. Bir gün Hasan şöyle demişti: - Hep aynı görüşleri okumayalım ki ufkumuz genişlesin, kim ne diyor bilelim. “Her görüşe açık olan bu insanlar hangi çizgideler”, diye sormazdın eğer dükkâna girmiş olsaydın. Orada girişin solundaki tezgâhın camekânına yapıştırılmış Uğur Mumcu posteri, aynı zamanda bir kimlik kartı gibi, yıllardır yerinde durur. Şahin Kadıköy yakasında oturur, yine sabah 7’de dükkânı açan odur. Şahin’in iki çocuğu var, büyük kız üniversiteye gidiyor, son sınıfta ve daha bir üst düzeye geçmek için sınavlara hazırlanıyor, oğlu ise ortaokulda. Dükkânın hemen üstündeki dairede oturan Hasan’ın oğlu lise sona gidiyor, üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Kısacası Sevgili, benim bakkalım, daha doğrusu bakkallarım, aynı zamanda emekçi arkadaşlarım ve her “Muharrem”de aşure ikram etmeyi unutmayan karşıki Ayşe Hanım gibi aziz komşularımdırlar. Ekmeklerini taştan çıkarmaya çalışırken, onurlu emekçi duruşlarını hiç bozmazlar, arada memleket ahvalinden konuşuruz, bilirim ki her şeyden haberdardırlar. Arada bir hoşlarına giden veya eleştirdikleri bir yazıdan, bir programdan söz ederler, illa beğendiklerini değil, beğenmediklerini de söylerler, eleştirilerini esirgemezler. Geçen hafta cuma Cem TV’de yaptığımız programın iki gün sonrasında Şahin tepkisini dile getirdi: - Program güzeldi. O Uğur Mumcu kasetleri de çok hoşuma gitti, onlardan edinemez miyiz? O zamana kadar hiç düşünmemiştim. Oysa çok iyi fikirdi, Acaba um:ag, bunları DVD haline getirip piyasaya sunamaz mıydı? Böylelikle insanlar, kitaplarından ne yılmaz bir araştırmacı yazar olduğunu öğrendikleri Uğur Mumcu’nun ne yaman bir konuşmacı olduğunu da bu DVD’lerden öğrenebilirlerdi. Uzatmaya gerek yok, bakkallarımı neden sevdiğimi bunlardan da anlamışsındır. Orada, komşularla karşılaşıp selamlaşmak, tanıdıklarla sohbet etmek benim için küçük mutluluk vesileleri. Orada bilincine varıyorum bu mahallenin parçası olduğumun. O dükkânı güçlükle ayakta tutup çevirdiklerini biliyorum ve içim titriyor gitmesinler diye, çünkü biliyorum ki onlar giderlerse benden ve İstanbulumdan da bir parça gidecek. [email protected] BARATALI’DAN ÖNERGE Erdoğan’a ‘gizli örgüt’ sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, Ergenekon iddia- namesinin eklerinde yer alan tutanaklardaki Baş- bakan Tayyip Erdoğan’õn emekli Korgeneral Altay Tokat’a, eski danõşmanõ Cüneyd Zapsu aracõlõğõyla “gizli örgüt kurulması” teklifi gö- türdüğü iddiasõnõ TBMM gündemine taşõdõ. Bülent Baratalõ, Başbakan Erdoğan tarafõn- dan yanõtlanmasõ istemiyle TBMM Başkanlõ- ğõ’na verdiği soru önergesinde Ergenekon id- dianamesinin 245. ek klasöründe yer alan tuta- naklarda “istihbarat amaçlı bir örgüt kurul- ması” için emekli Korgeneral Tokat’a Cüneyd Zapsu aracõlõğõyla görev teklif edildiği iddiasõ- nõn bulunduğunu anõmsattõ. Baratalõ, Erdo- ğan’a, “11 Nisan 2004’te Bolu’da düzenlenen bir toplantıda sizin adınıza Cüneyd Zapsu aracılığıyla emekli Korgeneral Altay To- kat’a bir ekip kurulması teklifinde bulundu- nuz mu? Bu toplantıdan ve katılanlardan haberiniz var mı” sorusunu yöneltti. ‘AMİRALLERE SUİKAST’ İDDİANAMESİ Teğmenler suçlamaları kabul etmedi İstanbul Haber Servi- si- Ergenekon soruştur- masõ kapsamõndaki Ka- rargâh Evleri yapõlanma- sõ içinde örgütsel faali- yette bulunduklarõ ileri sürülen tutuklu teğmenler, haklarõndaki suçlamalarõ kabul etmedi. İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kabul et- tiği iddianamede, teğ- menlerin İstanbul Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’nca alõnan ifadelerine de yer verildi. Harp Okulu’ndan dördüncülükle mezun olan tutuklu teğmen Faruk Akın, TCG Barbaros ge- misinde görev yaptõğõnõ, arama yapõlan Değirmen- dere’deki evi şüpheliler- den Sinan Efe Noyan ile kullandõğõnõ söyledi. Evde bulunan patlayõcõ ve mer- milerden ve amirallere suikast iddiasõnõn bulun- duğu nottan haberinin ol- madõğõnõ ifade etti. Deniz Kuvvetleri’ne bağlõ gö- rev yapan teğmenlerin, kaldõklarõ evlerde uyuş- turucu kullandõklarõnõ duy- madõğõnõ anlattõ. İddianamede ise şüp- helilerden ele geçirilen “Evler ve Görevler” baş- lõklõ belgede 12 ayrõ adre- sin ve buralarda kalacak teğmenlere ait listenin bu- lunduğunu ifade edilerek, bu listeye göre Faruk Akõn’õn “75. Yıl” olarak adlandõrõlan evde kaldõ- ğõ, “Yusuf” kod adõnõ kul- landõğõ ileri sürüldü. Teğmen Noyan da Yar- bay Kudret Güngör isim- li gemide görev yaptõğõnõ, evine gittiğinde aramanõn başlamõş olduğunu anlat- tõ. Noyan, evde bulunan kitap ve broşürleri, mermi ve notu ilk kez arama sõ- rasõnda gördüğünü söyle- di. İddianamede Noyan’õn “Ali” kod adõyla “Kadı- köy” adõ verilen evde kal- dõğõ, örgütün amaç ve stra- tejisi doğrultusunda pat- layõcõ madde bulundur- duğu, Karargâh Evleri üyesi olduğu ileri sürüldü. Ali Tatar soruldu Tutuklu Teğmen Alpe- ren Erdoğan, kesinlikle uyuşturucu madde kul- lanmadõğõnõ, evde bulunan uyuşturucularõn dõşarõdan ya da polis tarafõndan kon- muş olabileceğini söyledi. Şüpheli Burak Düza- lan, Alper Erdoğan ve Yakup Aksoy ile kaldõ- ğõnõ, herhangi bir örgütle ilgisinin olmadõğõnõ ifade etti. Düzalan, intihar eden Yarbay Ali Tatar’õ Deniz Harp Okulu ve Deniz Li- sesi’nden hatõrladõğõnõ, bir diyaloğunun olmadõğõnõ söyledi. Düzalan, evinde bulunan Bostancõ’daki ça- tõşmada ölen Orhan Yıl- mazkaya ile ilişkili do- kümanlar hakkõnda bilgi sahibi olmadõğõnõ anlattõ. Tutuklu Teğmen Sezgin Demirel’de bulunan DVD’lerin birinde Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanõ olmasõyla ilgili, Başba- kan Recep Tayyip Er- doğan ve Başbakan Yar- dõmcõsõ Bülent Arınç’õn adlarõnõn geçtiği çok sa- yõda eleştirel köşe yazõsõ- nõn olduğu ifade edildi. PEYGAMBER KAVGASI ‘Durmuş’u ihraç et’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP ve MHP arasõnda TBMM’de yumruklaşmaya kadar varan kavgaya neden olan peygamber tartõşmasõ sürü- yor. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, MHP’nin töre anlayõşõ ve ge- leneklerinin yeniden vizyona girdiğini, yaşananlarõn MHP’nin geçmiş sabõka- larõnõ anõmsattõğõnõ belirterek, “MHP, gecikmeksizin Osman Durmuş’u partiden ihraç etmelidir. Bu samimi- yet testidir” dedi. Bozdağ, MHP’li Osman Dur- muş’un TBMM Genel Kurulu’nda yaptõğõ açõklamalarla peygamberlik müessesesini alaycõ bir edayla siyasi istismara ve siyasi polemiğe konu etti- ğini ileri sürdü. Bunun hem peygambe- re hem de bütün Müslümanlara saygõ- sõzlõk olduğunu kaydeden Bozdağ, “Hiçbir insanlık, ahlak ve medeniyet anlayışı, bırakın bir ülkenin başba- kanının eşi hanımefendiyi, hiç kim- senin eşinin siyasi istismar, siyasi po- lemik ve siyasi mücadele konusu ya- pılmasına izin vermez” dedi. Dur- muş’un açõklamalarõnõn “bireysel ve spontane olmadığını” ileri süren Boz- dağ, MHP Grubu’nun bilgi ve onayõ ile önceden planlanmõş, plan çerçevesinde bilerek ve istenerek yapõldõğõnõ belirtti. Bozdağ, MHP’nin töre anlayõşõ ve geleneklerinin yeniden vizyona girdiği- ni savundu. Bozdağ, “Siyasette kaba kuvvet, kavga, dövüş, hamaset, teh- dit, şantaj ve yumruk, fikri acziyetin sonucudur. Milletimiz, kaba kuvveti, kavgayı, dövüşü, hamaseti, hakareti, tehdidi, şantajı, küfrü ve yumruğu siyasette araç olarak benimsemiş olanları gayet iyi tanımaktadır” dedi. Erdoğan, MHP’nin ülke için yapacak hiçbirşeyi olmadõğõnõ ve iktidardan kaçtõğõnõ söyledi ‘Hizmetten alıkoyamazlar’ ALİ TRAŞ/ AKIN BODUR ADANA / OSMANİYE - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli’nin mem- leketi Osmaniye’de MHP’ye yüklendi. MHP’yi iktidardan kaçmakla suçlayan Erdoğan, “MHP’nin yapanı engellemekten başka bir özelliği bulunmamaktadır” dedi. ANA uçağõyla Ankara’dan Adana’ya geçen Erdoğan, havaalanõnda toplanan partililere seslendi. Demokratik açõlõm sürecini Ada- na’da taçlandõracaklarõnõ ifade eden Erdoğan, “Demokratik açılım sürecinde ‘Durmak yok, yola devam’ diyeceğiz” dedi. Konuşma- sõ sõk sõk sloganlarla kesilen Erdoğan havaa- lanõndan ayrõlõrken yol kenarõnda toplanan kalabalõğa otobüs üzerinden oyuncaklar fõrlattõ. Oyuncaklarõ almak isteyen çocuklar ezilme teh- likesi atlattõ. Tekerlekli sandalyede oturan ve annesiyle birlikte Erdoğan ile görüşmek iste- yen engelli bir çocuğu ise trafik polisi kurtar- dõ. Daha sonra karayoluyla Osmaniye’ye ge- çen Erdoğan, Osmaniye Organize Sanayi Böl- gesi’nde düzenlenen Tosçelik Osmaniye Yas- sõ ve Yapõsal Çelik Üretim Tesisleri ile Os- maniye’de yapõmõ tamamlanan diğer tesislerin ortak açõlõş törenine katõldõ. Erdoğan burada yaptõğõ konuşmada iktidarda olduklarõ 7 yõl bo- yunca önlerinin kesilmek istendiğini söyledi. Erdoğan, “Çetelerle üzerimize geldiler. Hu- kuku zorlayarak üzerimize geldiler. Boyun eğmedik, mücadelemize devam ettik. Kış- kırtmalarla, provokasyonlarla tahriklerle bi- zi yıpratacaklarını sandılar. Buna da boy- numuzu bükmedik. ‘Yeter, söz de karar da milletindir’ dedik” diye konuştu. ‘Dipsiz kuyuya çekmek istiyorlar’ Meclis’te geçen hafta yaşanan tartõşmaya da değinen Erdoğan şunlarõ söyledi: “Son dö- nemde ise çok farklı bir senaryo ortaya ko- nuluyor. Bizi millete hizmetten alıkoyama- yanlar, Ankara’da ürettikleri kirli tahrik- lerle bizi kendi dipsiz kuyularına çekmeye çalışıyorlar, TBMM’yi çalıştırmamayı, te- rörize etmeyi, orayı bir gerilim ortamına çek- meyi bunlar muhalefet yapmak zannedi- yorlar. Allah aşkına siyasi polemiklere mal- zeme yapılan konulara bakın. Aile mahre- miyetini, kutsal değerleri, milletimizin has- sasiyetlerini siyasi polemiklere alet etmek neyle izah edilebilir? Siyasetçi eşlerini, ka- dınları, bu ülkenin kutsal değerlerini, has- sasiyetlerini istismar ederek siyaset yapmak akla, vicdana, izana sığar mı?” Konuşmasõnda MHP’ye yüklenen Erdo- ğan, muhalefet partisini iktidardan kaçmakla suçladõ. DSP-MHP-ANAP hükümetini 5 yõl için iktidarda kalma hakkõ olmasõna karşõn 3.5 yõl sonunda “kaçmakla” eleştiren Erdoğan, Merkez Bankasõ’nõn bir gecede hortumlandõ- ğõnõ, faizlerin yüzde 7 binlere, borçlanma faizinin yüzde 60’õn üzerine çõktõğõnõ ifade et- ti. 21 bankanõn TMSF’ye devredildiğini anõm- satan Erdoğan, “Tüm bunların faturasını Türk milleti ödedi. MHP’nin bu ülke için yaptığı ve yapacağı hiçbir şey yoktur. MHP’nin yapanı engellemekten başka bir özelliği bulunmamaktadır” dedi. MHP’nin kalesi konumunda olan Osmani- ye’de seçmenlerin de gönlünü almaya çalõşan Erdoğan, parti yönetimleriyle bu partilere destek verenleri ayrõ tuttuğunu söyledi. Samsun’da temaslarda bulunan Bahçeli, Erdoğan’ın suçlamalarına yanıt verdi. ‘Faşizm nedir bilmez’ SAMSUN (Cumhuriyet) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, Meclis’te yaşanan kavgayla ilgili olarak “MHP’yi ahlaksız- ca suçlamaya kalkışmışlardır. Zaman bu işin ilacıdır. Sandıkta gerekli cevap ve- rilecektir ve o Meclis’ten sayın Başbakan Yüce Divan’a gönderilecektir” dedi. Ankara’dan karayolu ile Samsun’a ge- len MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli ve beraberindekiler, partililer tarafõndan kar- şõlandõ. Karşõlamanõn ardõndan Bahçeli, İl- kadõm İlçe Belediye Başkanlõğõ’nõ ziyaret etti. Burada basõn mensuplarõnõn “Başba- kan size 100 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. Ne diyorsunuz” sorusuna, “Dava açmak Başbakan’da alışkanlık haline gelmiştir. Dava açıp zaman kay- bedeceği yerde Meclis Başkanlığı’na bir dilekçe vererek ‘Bundan sonra Dev- let Bahçeli’nin bütün maaşlarõnõ bana ver- menizi istiyorum’ demesi daha ahlaki ve dürüst olur diye düşünüyorum” dedi. Başbakan Erdoğan’õn faşizm ile ilgili açõk- lamalarõna ise “Sayın Başbakan faşizmin ne olduğunu bilmez. Birisi kulağına bir şey söylemiştir onu tekrar ediyor” diyen Bahçeli, Meclis’teki kavgayõ başlatanõn AKP’li milletvekilleri olduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle