18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
FERİT EDGÜ Onun şiirlerini hiçbir zaman okuyamayacağõma inanmaya baş- lamõştõm. Yaşarken yayõmlamadõğõ şiirlerini, ölümünden sonra da kimsenin okumamasõnõ istemiş olabileceğini düşünüyor, bunu da çok iyi anlõyordum. Önemsemiyor muydu şiirlerini? Bilmiyorum. Kendinden, yazõp çizdiklerin- den, çektiği fotoğraflardan söz edildiğinde hemen geçiştirirdi sö- zü. Kendi şiirinden ne söz ederdi ne de ettirirdi. Oktay Rifat’õn oğ- lu olup da şiir yazmak, hele hele yayõmlamak kolay değildir. Sa- mih’te bir baba kompleksi yoktu. Hiç yoktu. Şairlere ve şiire ise son- suz bir saygõsõ vardõ. Şiirlerini kimseye göstermemesinin nedeni kanõmca buydu. Babasõndan, şiir dersinden çok hayat dersi almõştõ. Doğa sevgi- sini, insana, emeğe saygõyõ öğ- renmişti ondan. Dil tutkusunu, Türkçe aşkõnõ. Bu arada balõk tut- masõnõ, yemek yapmasõnõ da. Dürüstlüğü, sorumluluğu, tutar- lõlõğõ eklemeye gerek yok, bunlarõ bilen bilir. Demek istediğim şu, bugün, ölümünden iki yõl sonra, bu şiirleri okuyabiliyorsak, bunun nedeni, babasõ değil kendisi. İşte, iki yõl ka- dar önce gözyaşlarõyla uğurladõ- ğõm bu dostun, hiçbir zaman oku- yamayacağõma inanmaya başla- dõğõm şiir kitabõnõ, masamõn üze- rinde oku- mamõ bekler bulunca, bunlarõ dü- şündüm. Kitabõn kapağõndaki fotoğrafta hâlâ yaşõyor gibi. Sanki, İşte me- rak ettiğiniz şiirler, bakalõm şim- di ne diyeceksiniz, der gibi. Öte dünyadan bana, “Çocuğu Anlat Bana” diye seslenen bu şair oğlu şaire nasõl bir yanõt verebilirim ço- cuklara bir gelecek sunamadõğõmõz bu toplumdan, bu dünyadan? En iyisi, acõmõ bastõrõp onun kitabõnõ açmak, bizlerden sakladõğõ şiirle- rini okumak. Onun şiirlerini hiç okumamõş ol- sam da şiir dünyasõnõn yabancõsõ değildim. Bu dünya, klâsik ve modern Yunan şiiri (daha doğru- su dünyasõ), Türkçeye olağanüs- tü bir başarõyla çevirdiği René Char, Follain, Bonnefoy olmak üzere 20. yüzyõl Fransõz şiiri ve do- ğal olarak içinde doğup büyüdü- ğü modern Türk şiirinden oluşu- yordu. Yalnõzca bu saydõklarõm bi- le bir şairin poetikasõnõ oluşturmak için yeterli zenginlikte bir kay- naktõr sanõrõm. Kitabõn 68. sayfasõndaki “Şiir” başlõklõ beş dizede şöyle demiş sevgili dostum: “Çarıklarını ka- pıda çıkarıp / odaya giren köy- lü gibi / düşünceyi eşikte bırakıp / yalınayak basmak / ipek halı- sına sözün”. Bir bardak su içer- cesine, bir çiçeğe bakarcasõna, bir kadõnõ okşarcasõna yalõn, ama tanõmõ olanaksõz şiir sanatõnõn anahtarõnõ verecek denli anlam yüklü beş dize. Oktay Rifat’õn şiirinden çok Melih Cevdet’in şiir dünyasõna yakõn şiirler bunlar. Kitabõn birinci bölümünde yer alan (“Troya Be- nim Biraz”) on beş şiiri, An- day’õn “Troya Önünde Atlar”õ eşliğinde okuyun. Şairlerin nasõl korkusuz diyaloğu gerçekleştir- diklerini göreceksiniz. Bu bir kitap tanõtma yazõsõ de- ğil. Yalnõzca “alındı” yazõsõ. Sev- gili dostum, kitabõnõ aldõm. Oku- maya çalõşacağõm. Bu zor olacak ve uzun bir zaman gerektirecek, biliyorum. Olsun varsõn. Bir süre kitabõn kapağõndan nereye, kime baktõğõnõ düşüneceğim. Çünkü ölüme de aynen böyle bakmõştõn, umursamadan. Pessoa, “Ölüler doğar, öl- mezler” demişti. Haklõymõş. Kültür Servisi - “Mother Africa” adlõ dans gösterisi Tür- kiye’de ilk kez 13 Şubat’ta saat 21.00’de, 14 Şu- bat’ta saat 15.00 ve 20.00’de TİM Maslak Show Center’da yapõlacak. Winston Ruddle ve Hubert Schober’in yapõmcõlõğõnõ üst- lendiği bu şov, Afrika’nõn 9 farklõ ülkesinden (Tanzanya, Etiyopya, Güney Afrika, Kenya, Zimbabve, Gine, Benin, Burkina Faso ve Fildişi Sahili) gelen mü- zisyen, artist, şarkõcõ ve dansçõ- lardan oluşuyor. Gösteri 2007’den bu yana “Sezgilerin Revüsü - Mother Africa” adõyla sunduğu şov, sanatçõlarõn gökkuşağõ renklerindeki kostümleri ve modern dans koreografileri ile dikkat çekiyor. “Mother Africa”, pozitif enerji, düşünce gücü, yete- nek, otantizm ve hayatõn saf coşkusuyla yakõndan ilgili bir şov. Sadece 3 gösteri için Türkiye’ye gelen gruptaki sanatçõlardan bir çoğu becerilerini geliştirmek için özel bir eğitim almamõş. Akrobatlarõn hareketleri, bece- rilerini sergilemedeki rahatlõklarõ, renkli dans gösterileri ve şarkõcõ- larõn ve müzisyenlerin yansõttõğõ Afrika otantizmi ve ritmi gösteri- yi unutulmaz kõlõyor. Gösterideki dansçõ ve müzis- yenler, yedi kongo davulcusunun ses ve ölçüyü belirlediği aydõn- latõlmõş sahnede gösterilerini su- nuyorlar. Bu nedenle grubun gös- terisi bu tarzdaki diğer Afrika gös- terilerinden farklõ olarak karşõ- mõza çõkõyor. Dans, şan, müzik ve akrobasinin harmanõ olan bu gösteri, her ne ka- dar eğlence ve kahkahayõ içeriyorsa da, yapõmcõlar Afrika’daki yaşamõn karanlõk yanlarõ olduğunu da bili- yorlar ve gerçekleştirdikleri gös- teriler için satõlan her biletten 50 cent’i bir insan haklarõ derneğine bağõşlayarak Afrika’da yaşayan on binlerce aç ve yoksul aileye yar- dõm gönderiyorlar. (0 212 286 66 86) CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 ŞUBAT 2010 PAZAR 18 KÜLTÜR [email protected] Leonard Cohen’in turne rötarı Kültür servisi - Kanadalõ söz yazarõ ve müzisyen Leonard Cohen geçirdiği sakatlõk nedeniyle Avrupa turunu 6 ay ertelemek zorunda kaldõ. Egzersiz yaparken sõrtõndan sakatlanan 75 yaşõndaki Cohen, 6 ay boyunca fizik tedavi görecek. Bu gelişmeler õşõğõnda, Mart’ta Fransa’da başlamasõ planlanan dokuz konserlik turun başlama tarihi 15 Eylül’e ertelendi. Geçen yõl İstanbul’da sahneye çõkan Cohen, performansõyla büyük beğeni kazanmõştõ. İki ‘korsan’ın belgesel dostluğu Kültür Servisi - Johnny Depp, 13 yõl sonra yeniden kameranõn ardõna geçip Rolling Stones grubunun efsane gitaristi Keith Richards’õn belgeselini yöneteceğini açõkladõ. “Alice Harikalar Diyarõnda” filmiyle yine sõradõşõ bir rolle izleyeceğimiz Depp, “Karayip Korsanlarõ” filminde canlandõrdõğõ Jack Sparrow karakteri için Richards’tan esinlendiğini söylemiş, son “Karayip Korsanlarõ” filminde Richards da küçük bir rolde oynamõştõ. Aysev engelliler için söyleyecek ANKARA (ANKA) - Ünlü tenor Hakan Aysev, Ümitköy Lions Kulübü’nün desteğiyle ABD Büyükelçiliği’nin konutunda engelliler yararõna yarõn bir konser verecek. ABD Büyükelçisi James Fraklin Jeffrey’in eşi Gurdun Jeffrey’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek konserin tüm gelirleri engelliler ve eğitim burslarõnda kullanõlacak. Badem’den 3 boyutlu albüm Kültür Servisi - Badem’den Türkiye’nin ilk 3 boyutlu albümü geliyor. Grubun 3. albümü olmasõ nedeniyle yapõlan 3 boyut konsepti kapsamõnda hazõrlanan albüm Tasoda Müzik etiketiyle mart ayõnda çõkacak. ‘Mother Africa’ adlõ dans gösterisi 13 ve 14 Şubat’ta ilk kez Türkiye’de Maslak Show Center’da Afrika ateşi: Sezgilerin Revüsü “Çarõklarõnõ kapõda çõkarõp / odaya giren köylü gibi / düşünceyi eşikte bõrakõp / yalõnayak basmak / ipek halõsõna sözün”. Bir bardak su içersine, bir çiçeğe bakarcasõna, bir kadõnõ okşarcasõna yalõn, ama tanõmõ olanaksõz şiir sanatõnõn anahtarõnõ verecek denli anlam yüklü beş dize... The Revolters / Future Obscure / Topkapı Müzik Muse duygusallõğõ, The Kil- lers coşkusu, Franz Ferdi- nand enerjisi, Placebo alaycõ- lõğõ, The Cure katarsisi, Kaiser Chief değişkenliği; bunlarõn hepsi mevcut The Revolters’õn müziğinde. Üstelik de onlarõ aratacak kadar amatör ve tec- rübesiz çaldõklarõ söylenemez. Farklardan biri diğerlerinin bu tarzõn merkezin- den geliyor ve büyük sektör ta- rafõndan sunulu- yor, büyük fõrsat- lara ayak basarak yükseliyor olma- larõ. The Revol- ters ise bizim ço- cuklar. Yani harçlõklarõyla ka- yõt yapõp, ellerindeki kayõtlarla kapõ kapõ dolaşarak plak şirke- ti arayan hevesli, tutkulu genç- ler. The Revolters, dört İngilizce şarkõdan oluşan (Masteringi The Strokes albümlerini de üst- lenen Chris Athens tarafõn- dan yapõlan), “Future Obscu- re” adlõ 13 dakikalõk EP’sini (kõsaçalar) azimli bir sürecin ar- dõndan çõkardõ. Vokal ve gitar- da Serhat Erman, gitarda Ber- kan Tomay, basta İbrahim Kent ve davulda Murat Şa- hin’den oluşan İstanbullu top- luluk dört yõldõr faaliyette. Bu onlarõn basõlõ ilk çalõşmasõ de- ğil. Üç yõl önce “It’s Gonna Hurt A Little” adõndan bir EP çõkarmõşlardõ. Topluluk ge- çen zaman zar- fõnda bir dolu festivalde yer al- dõ, büyük kon- serlere ön grup oldu, toplama albümlere parça verdi, belli bir isim edindi, ya- bancõ basõnda adõ geçti. 25 yõl ön- cesinin post sonrasõ isyanõnõ, gü- nümüzün melodik tõnõlõ indie tavrõyla buluşturan The Revol- ters, kuşağõnõn genel eğilimle- rini sergileyen isimler arasõndan parlõyor; bu parlaklõkla daha bü- yük fõrsatlar yakalamayõ hak ediyor. Bu fõrsatlarõ yakaladõğõ zaman elde edeceklerini hak et- tiği gibi… ([email protected]) Gil Scott-Heron / I’m New Here / XL Recordings “Rap’in Büyükbabası” ola- rak efsaneleşen Gil Scott-He- ron, 16 yõl aradan sonra “I’m New Here” adlõ muhteşem bir albümle geri döndü. 61 yaşõn- daki ünlü müzisyen, Ameri- ka’nõn 20. yüzyõlda yetiştirdiği en önemli kültürel figürlerden biri; aynõ zamanda sevilen bir şair ve yazar. Devrim, eşit- lik, adalet gibi sos- yal ve politik ko- nularõ işleyen şiir- lerini, blues, hip- hop ve soul ile bü- tünleştirdiği şar- kõlarõyla, kendi- sinden sonra ge- len müzisyenleri de- rinden etkilemiş bir isim. Poli- tik rap’in kurucusu olarak gö- rülen sanatçõ, bu albümde de il- ginç temalar üzerinde duruyor. Ama sesi o kadar çarpõcõ ki, ilk anda sadece ona odaklanõyor- sunuz. İnsan sesinin bütün ens- trümanlardan daha etkili oldu- ğunu kanõtlayan seslerden biri- si onunki. Madde bağõmlõlõğõ nedeniyle hapiste geçirdiği yõl- larõn da etkisiyle, artõk daha ça- tallõ çõkan ama daha olgunlaş- mõş bir ses... 28 dakikalõk albümde 4 cover şarkõ, 4 tane yeni şiir ve şarkõ aralarõnda sa- natçõnõn çeşitli yorumlarõ yer alõ- yor. Cover’lardan birisi, Smog adõyla bilinen Amerikalõ mü- zisyen Bill Callahan’õn folk tü- ründeki parçasõ “I’m New He- re”. Gil Scott-Heron, bu şarkõ- da “Ne kadar yanlış yaparsan yap, her za- man geriye dö- nebilirsin” der- ken, sanki kendi hayatõna atõf ya- põyor gibi... XL Recordings’in kurucusu Ric- hard Russell’õn prodüktörlüğü üstlendiği albü- mün en güzel şarkõlarõndan bi- risi, Güney’de yaşamanõn zev- kini anlatan “New York Is Killing Me”. Ancak insanõ tam 12’den vuran şarkõ, Robert Johnson cover’õ “Me and the Devil”. Tek kelimeyle kusursuz bir yorum. (Albümü bu adres- ten dinleyebilirsiniz: http://gils- cottheron.net ) www.zulalkalkandelen.com Ölüme de böyle bakmõştõn, umursamadan Samih Rifat’ın ilk ve son şiir kitabı: ‘Çocuğu Anlat Bana’ Kültür Servisi - İstanbul Dans Tiyatrosu (İDT+), Geyvan McMillen’in koreografisi- ni yaptõğõ “Yüzleşme” adlõ disiplinlerarasõ çalõşmasõnõ 11-12 Şubat’ta saat 20.30’da Garajistanbul’da sergileyecek. İDT+yaratõcõ ekibi Geyvan McMillen, Dilara Akay, Sernaz Demirel, Tan Temel ve misafir dansçõ Chan-U Hong “Yüzleşme” için kul- landõklarõ malzemeleri de beden ile ilişkili bir enstalasyona dönüştürüyorlar. Eserin õşõk tasarõmõnõ Ayşe Ayter yapar- ken Beliz Demircioğlu Cihandide de inte- raktif video enstalasyonu ile bu disiplinler- arasõ çalõşmaya katõlõyor. IDT+ önümüzde- ki günlerde 14-25 Şubat tarihlerinde Vene- dik’te Biennalle Arsenale Della Danza Master Class programõnda kompozisyon ve teknik dersleri vererek 1-11 Mart tarihle- rinde ABD’de New York ve Cleveland’da özgün dans tekniği hakkõnda workshop dü- zenleyecek. Dansla ‘Yüzleşme’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle