18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 7 ŞUBAT 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 19 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Erkek Kavgasında Kadın... Oha! Çüş! Sevgili okurlar, bu sözleri kullanmak içimi nasıl da acıtıyor! Kendime yakıştıramıyorum ama Türkiye’den uzak, Türk medyasından ayrı beş günün sonunda, yurda döndüğümde okuduklarım, izlediklerim karşısında bu sözcükleri kullanmadan da edemiyorum! Meclis’te, küfür, sille tokatla süren kavga dehşet vericiydi, tamam! Ancak bence daha da dehşet verici olan bu kavganın “kim daha Müslüman” kavgasına dönüşmesi ve şimdiden seçim malzemesi olarak kullanılması! TEKEL işçilerinin direnişine her gün destek artarken bu direniş toplumdaki tüm işsizlikle, yoksullukla bütünleşirken 55 gündür direnen işçiler süresiz açlık grevine başlamışken hükümetin inatçı tavrı dehşet verici. Ama daha da dehşet verici olan, Başbakan’ın, kamuoyunu yanıltmaya çalışması ve utanç verici “Bu paraya çalışacak milyonlarca işsiz var” diyebilmesi! Buna açık tehdit, açık baskı, açık sömürü, açık faşizm diyebilirsiniz! Bülent Arınç’ın bu ilk terbiyesizliği değil. Güldal Mumcu’ya yönelik şiddet uygulaması, belki onun zihniyetinde “doğal”. Çünkü o ve AKP’lilerin çoğunluğuna göre kadının yeri Meclis değil evidir. Kadının toplumda ve siyasette varlık göstermesini hazmedemezler. Kaba kuvvet, baskı ve tehditle kadınları sindirmeye alışıktırlar. (Emine Ayna’ya “Yaratık” demesini unutmadık) Güldal Mumcu, kadın değil erkek olsaydı, Arınç aynı cüreti gösterir miydi? Hiç sanmıyorum! Güldal Mumcu’ya yönelik şiddet dehşet verici! Ama daha da korkunç olanı, sonrasında özür niyetine gevelenenler: “Bayan milletvekilimizin duygusal açıklaması”, “O bize Uğur Mumcu’nun emaneti”, “Zarif hanımefendi!” Yuh artık! Beyler kendinize gelin! Güldal Mumcu, kocası öldürüldü diye o göreve gelmedi! Bu ne cinsiyetçi, ayrımcı zihniyettir! Bülent Arınç kadınlara yönelik bu aşağılayıcı tavırları nedeniyle yalnız Güldal Mumcu’dan değil, Meclis’teki tüm kadınlardan özür dilemeli! 3 yıl önce GATA’da yaşanan olayı anımsayıp herkes konuştu… Ancak yeterince vurgulanmayan bir olgu, yine erkekler kavgasının kadının giyimi kuşamı üzerinden yapılmış olması! Osman Durmuş Başbakan’ın “peygamber’e benzetilmesi”yle dalga geçmek isteyince, bunu Emine Hanım üzerinden yapması! Başbakan aradığı fırsatı yakalamanın keyfini çıkarıyor! Eşinin GATA’ya girememesine ilişkin gözyaşlarını anlatırken Emine Hanım’ın 15 yaşında zorla örtülürken nasıl ağladığını, kendi açıklamalarıyla “intiharı düşündüğünü” anımsatacak değil herhalde. Başbakan, seçim propagandasını yine türban etrafında döndüreceği için çok mutlu olsa da başta kendi olmak üzere Meclis’teki bütün bu erkekler artık bu cinsiyetçi ayrımcılığı, tahakkümcü zihniyeti ve kadınlar üzerinden siyaset yapmayı bırakmalı! Çünkü… … Çünkü Medine’nin öyküsünü okudunuz. Adıyaman’ın Kâhta ilçesinde “erkeklerle geziyor/konuşuyor” diye diri diri toprağa gömülüp öldürülen 16 yaşındaki Medine... 2010 yılının sadece Ocak ayında 14 kız çocuğu ve kadın benzer şekillerde öldürüldü. Yazıyla: ON DÖRT! İstanbul, Samsun, Gaziantep, Diyarbakır, Ankara, Adana, Kütahya, Mardin, Kızıltepe, Fatsa, Doğubeyazıt ve Bitlis’te… İçlerinde en küçüğü bir kâğıda “Seni seviyorum!” yazan 12 yaşındaki Meryem’di! (www.atilimhaber.org adresinde tüm ayrıntıları bulabilirsiniz! Aynı kaynak, kadın cinayetleri 2002’den 2009’a kadar yüzde 1400 oranında arttı diyor!) Meryem’ler ve Medine’ler öldürüldü! 14’ü birden! Ve Türkiye’de kıyamet kopmadı! Meclis’te erkeklerin siyaset kavgası kadınlar üzerinden sürdürülürken kadınlar öldürülüyor! Utanın be utanın! Türbanı özgürlük, “namus-ahlak”, “dini vecibe” sayan beyler, bu cinayetleri görmemek, yok saymayı sürdürmek için daha kaç örtü gerek size? [email protected] [email protected] ANKARA (AA) - Türk resim piyasasõnõn bü- yüklüğü yaklaşõk 45-50 milyon dolara ulaştõ. Son 5 yõlõn en pahalõ 100 tablosunun ilk sõrasõnda ise 2.2 milyon liraya (yaklaşõk 1.5 milyon dolar) alõ- cõ bulan Burhan Doğançay’õn “Mavi Senfoni”si yer alõyor. Bunu, 1.3 milyon dolara satõlan Osman Hamdi’nin “Han İçi” ile 1.1 milyon dolara alõ- cõ bulan Şeker Ahmet Paşa’nõn “Narlar ve Ay- valar” tablolarõ izliyor. CNBC-e Business der- gisinde yer alan Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bö- lümü öğretim üyesi Aylin Seçkin ve İsviçre KOF Economic Institute öğretim üyesi Erdal Ature- ken’in 2005-2009 yõllarõ arasõnda Türkiye’de ya- põlan müzayedelerde satõlan tablolar üzerine yap- tõğõ çalõşma ile Türk resim piyasasõ üzerine yap- tõğõ değerlendirmeye göre, Türk resim piyasasõnda satõş hacimleri giderek daha da artõyor. 79 MÜZAYEDE ANALİZİ Toplam 13 bin yapõt ve 79 müzayede analizi- ni içeren çalõşmaya göre, resim yatõrõmlarõnõn ge- tirisi çoğu zaman diğer yatõrõm araçlarõnõ geride bõrakarak, enflasyonun üzerinde net bir getiri sağ- lõyor. Uzun vadeli yatõrõm dendiğinde resim pi- yasasõ da ortaya çõkõyor. Son dönemde resim pi- yasasõnda da trendleri iyi takip eden, farklõ, yeni, sofistike, entelektüel bir koleksiyoner profili oluşmaya başlarken, bu kesimin sanata yatõrõm yapmaya başladõğõ gözlemleniyor. Resim diğer dayanõklõ tüketim mallarõyla beraber tamamlayõcõ ilişkisi olan bir yatõrõm olarak gö- rülüyor. Araştõrmada, yeni bir ev almakla resim alma ilişkisine bakõldõğõnda ise zaman faktörünün önemli olduğu ortaya çõkõyor. İnsanlar ev almayla ilgili birtakõm planlarõ varsa resim alma niyetle- rini erteliyorlar. Ev almak düşünce olmaktan çõ- kõp gerçeğe dönüştüğünde ise yeniden resim pi- yasasõyla ilgileniyor ve tablo satõn alõyorlar. Ekonomide tasarruf eğilimi arttõğõ zaman da res- me yatõrõm yapanlarõn sayõsõ azalõyor. Çünkü in- sanlar, geleceğe ait bir risk gördüklerinde tasar- ruf ediyorlar. Bu da genelde kriz öncesi ya da kriz dönemlerine denk düşüyor. Bu durumlarda lük- se yönelmekten kaçõnõyorlar. Dünya sanat ürün- lerinin fiyatlarõnõn yüksek seyrettiği dönemlerde de Türk yatõrõmcõsõ tablodan uzak duruyor. KANADA PİYASASIYLA AYNI Çalõşmaya göre, müzayedelerde yüksek açõlõş fiyatlarõ satõş oranlarõna olumlu etki ediyor. Ba- zõ müşteriler sadece çok pahalõ eserlerin satõldõ- ğõ müzayedelere gidiyor. Açõlõş fiyatlarõ yüksel- dikçe eserlerin satõlma ihtimali daha da artõyor. Pa- halõ bir eserin satõlma olasõlõğõnõn daha yüksek ol- masõ Türk piyasasõnda pahalõ eserlerin ayrõ bir alõ- cõsõ olduğunu gösteriyor. Türkiye’de sadece be- lirli müzayedelere giden azõmsanmayacak bir ke- sim bulunuyor. Türk resim piyasasõnõn 2005 yõ- lõnda hacmi yaklaşõk 14.4 milyon dolarõ bulurken, piyasanõn bugün ulaştõğõ nokta ise 45-50 milyon dolarõ buluyor. Bu da hemen hemen Kanada pi- yasasõyla aynõ büyüklükte. Satõş hacimlerinin yük- sek olduğu ve giderek daha da yükseldiği ortaya konuluyor. Çalõşmaya göre, Türkiye, dünya sanat piyasasõnõn fiyatlarõnõ ve trendlerini izliyor. DÖNÜM NOKTASI Çalõşmaya göre, Türk sanat piyasasõnõn kõrõl- ma noktasõ 2001 finansal krizi olarak kabul edi- liyor. Bu dönemde el konulan özel bankalarõn özel koleksiyonlarõ TMSF tarafõndan elden çõkarõl- maya başlandõ. Pek çok resim, çok yüksek pa- ralara olmasa da el değiştirdi. Bu sanat piyasa- sõna ciddi bir hareket getirdi. 2004’te Osman Hamdi’nin “Kaplumbağa Terbiyecisi” adlõ tab- losu, 2004’te 3.5 milyon dolara alõcõ buldu. Bu satõş, Türk resim piyasasõnda bir anlamda “mi- lat” olurken, ardõndan 2008 Mayõs’õnda dünya- nõn en ünlü müzayede salonu “Sotheby’s”de ya- põlan açõk arttõrmada Osman Hamdi Bey’in bir başka tablosu “Bir İstanbul Hanımefendisi” 3.4 milyon pounda satõldõ. Bir başka gelişme ise 2009 Mart’õnda Sotheby’s’de 71 Türk çağdaş eserinin müzayedeye çõkmasõ oldu. Bu da çağdaş Türk sa- natçõlarõnõn iyi fiyatlara alõcõ bulduğunun önem- li bir göstergesi oldu. Öte yandan 2009’un kasõm ayõnda Antik A.Ş’de gerçekleşen müzayedede Burhan Doğançay’õn “Mavi Senfoni”sinin 2.2 milyon liraya alõcõ bulmasõ da Türk piyasa- sõna ilgiyi arttõrdõ ve resmi bir yatõrõm aracõ ola- rak daha popüler hale getirdi. 13 bin yapõt ve 79 müzayede analizini içeren çalõşmaya göre, resim yatõrõmlarõ, enflasyonun üzerinde net bir getiri sağlõyor. En pahalõ tablo olan Burhan Doğançay’õn ‘Mavi Senfoni’sini, Osman Hamdi’nin ‘Han İçi’ ve Şeker Ahmet Paşa’nõn ‘Narlar ve Ayvalar’ adlõ yapõtlarõ izliyor. Osman Hamdi Bey’in ‘Kap- lumbağa Terbiyecisi’ adlı tab- losu 2004’te 3.5 milyon dolara sa- tılarak bir milat oluşturmuştu. SON 5 YILIN EN PAHALI 20 TABLOSU 1- Burhan Doğançay / Mavi Senfoni / 1.486.486 dolar 2- Osman Hamdi / Han İçi / 1.301.775 dolar 3- Şeker Ahmet Paşa / Narlar ve Ayvalar / 1.074.380 dolar 4- Fausto Zonaro / Kara- köy’den / 587.301 dolar 5- Aloiz Schönn / İstanbul’da Eğlenen Saraylı Kadınlar / 557.432 dolar 6- François Prieur Bardin / Tophane ve Boğaziçi’nde Kayıklar / 495.867 dolar 7- İbrahim Çallı / Üsküdar / 495.864 dolar 8- Halil Paşa / Göksu Dere- si’ne Bakış / 489.864 dolar 9- Fahrünnisa Zeid / Towards a Storm / 487.804 dolar 10- Şeker Ahmet Paşa / Orman Yolu / 454.545 dolar 11- Erol Akyavaş / Fall of a Dream / 419.354 dolar 12- Hoca Ali Rıza / İsimsiz / 413.223 dolar 13- Fausto Zonaro / Kız Kulesi / 405.405 dolar 14- İbrahim Çallı / Ada’da Sandal Sefası / 392.156 do- lar 15- Nazmi Ziya / İsimsiz / 362.500 dolar 16- François Prieur Bardin / Tophane Limanı / 361.290 dolar 17- Feyhaman Duran / Yaz- malı Çıplak / 354.729 dolar 18- Feyhaman Duran / Top- kapı Sarayı / 297.520 dolar 19- Halil Paşa / Sahilde Paşa ve Ailesi / 295.833 dolar 20- Halil Paşa / İstanbul-Türk Evleri ve Sokak / 292.993 do- lar Fiyatlar resmin satıldığı dönemdeki kur üzerinden hesaplanmıştır. Bavyera Kadõn Müzesi’nden sosyolog Meral Akkent ‘kadõn müzeleri’ üzerine bir sunum yaptõ ‘Muhalefet yoksa değişim de yoktur’ Kültür Servisi - Kadõn Eserleri Kütüphanesi ve Dokümantasyon Merkezi’nde, önceki gün Bavyera Kadõn Müzesi’nden sosyolog Meral Akkent “Sosyal Değişimlerin Ay- nası: Dünya Kadın Müzeleri” baş- lõklõ bir sunum gerçekleştirdi. Dün- yadaki kadõn müzeleri arasõndaki benzerlikler, farklõlõklar ve kadõn müze ağlarõnõn kurulmasõ yönünde- ki gelişmelerin ele alõndõğõ sunumda Akkent, Türkiye ve dünyadaki ka- dõn müzelerini tarihsel süreçleriyle ele aldõ. “hayata ‘Muhalefet yoksa değişim de yoktur’ düşüncesiyle geçirilen kadın müzeleri, farklı yollar izleseler de ortak amaçları; kadın yaşamıyla politika, ekono- mi, sanat ve kültür gibi faktörle- rin etkileşimini göstermek, kadı- nın günlük yaşamı, rol modelleri gibi konularda bellek ve bilinç oluşturmaktır” dedi. Vietnam’dan Tokyo’ya, Sudan’a pek çok örnek üzerinden kadõn müzelerini karşõlaştõran Akkent, 2010 yõlõ içinde Deniz Palas’ta açõlacak olan Leyla Gencer Müze- si’nin ve Yıldız Ecevit’in Anka- ra’daki müze projesinin önemine dikkat çekti. Akkent, müzelerde kadõn sanatçõlarõn eserlerinin ora- nõnõn yüzde dördü geçmediğini ve kadõnlarõn kendi tarihlerini sergile- yemediklerini belirtti. 1973’ten bu yana Almanya’da kültürlerarasõ karşõlaştõrmalõ kadõn araştõrmalarõ konusunda çalõşan Akkent, 1979’da Türkiyeli göç- men kadõnlar için Almanya’nõn ilk Kadõn Danõşma Merkezi’ni, 1989’da Nürnberg’de Kültürler- arasõ Kadõn Araştõrmalarõ Merke- zi’ni ve 2003’te Bavyera Eyale- ti’nin ilk kadõn müzesini kurdu. Kültür Servisi - Rock’n Coke Festivali artõk iki yõlda bir yapõlacak. Coca-Cola Türkiye tarafõndan yapõlan açõklamada, Rock’n Coke Festivali’ni iki yõlda bir düzenleme kararõ aldõklarõ, dolayõsõyla önümüzdeki ilk festivalin 2011’de gerçekleşeceği belirtildi. Açõklamada, festivalin pek çok değişiklikle müzikseverlerin karşõsõnda olacağõ belirtilerek, “Festival, ruhunu koruyarak, müzikseverlerin coşkusunu en üst seviyeye taşõma ve yenilikçi birçok uygulamayõ hayata geçirme hedefiyle içinde bulunduğumuz yõlõ bu yeni festivalin hazõrlõklarõ ile geçireceğiz” görüşlerine yer verildi. ANKARA (ANKA) - Devlet Opera ve Balesi, G. Donizetti’nin “La Viva Mamma” adlõ eserinin, dünyaca bilinen isim hakkõnõ alamayõnca seyircisiz kaldõ. “Komik opera” türündeki eser, Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafõndan “Tiyatro Entrikalarõ” adõyla geçen çarşamba ilk temsilini yapmõştõ. Türkiye’de ilk kez sahnelenen eseri, opera seyircisi “tanõmayõnca” koltuklar da boş kaldõ. Çünkü Devlet Opera ve Balesi oyunun dünyaca bilinen isminin telif hakkõnõ, fiyatõnõn yüksek olmasõ nedeniyle alamamõş, İtalyanca olan diğer isim hakkõyla yetinmek zorunda kalmõştõ. Sanatçõlar arasõ çekişmeleri, kaprisleri, kõsaca temsil öncesi yaşanan sancõlõ dönemi anlatan eser, 8 Şubat ve 17 Şubat’ta yeniden sahnelenecek. DOB, ‘La Viva Mamma’ ismini alamayınca, seyircisiz kaldı Doğançay’ın ‘Mavi Senfoni’si, 2.2 milyon liraya (yaklaşık 1.5 milyon dolar) alıcı bulmuştu. İki akademisyen Türk resim piyasasõnõn büyüklüğünün 50 milyon dolara ulaştõğõnõ belirledi 5 yõlõn en pahalõ tablolarõ Rock’n Coke artık 2 yılda bir düzenlenecek Şeker Ahmet Paşa’nın ‘Narlar ve Ayvalar’ ad- lı tablosu yaklaşık 1.1 milyon dolara satılmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle