28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 Cumhuriyet PAZAR 28 ŞUBAT 2010/ SAYI 1249 latıyor. Sanat beyinde belirleniyor SİNEM DÖNMEZ S anatttan, estetikten hepimiz çok hoşlanıyoruz. Güzel bir resme, heykele bakmak bizl her zaman heyecanlandırıyor. Bunu gelişmiş estetik zevk ve kültürümüze baglayabiliriz. Peki ya beyin fonksiyonlarımız bizi buna itiyorsa? Nörologlar yıllardır bunu araştırıyor. Bizi bu konuda da Cengiz Kuday bilgilendirdi. Kuday bir beyin cerrahı olmasına karşın nörologların estetik ve beyin ilişkisiyle de yakından ilgili. Kendisinin buna ilgisi de hem besteci hem de beyin cerrahı olan hocası Bülent Tarcan'ın dersleriyle başlamış. Bize de Amerika'da katıldıgı bir seminerde Hintli profesör Vilayanur S. Ramachandran'dan öğrendigi ilginç bilgileri aktardı. Müzik yetenegi doguştan. Sonrasında ne yapsanız olmuyor. Kuday, "Beyinde sol tarafta temportal lobda bir girinti var. Buna gyrus deriz. Gyrus derinse bu insanda müzik kulagı vardır. Degilse en küçük tekrarı bile tempanya kapsamındaki kurutma maklnesl modell 1760 KT model no # drcellk yapamaz. Müzik beyinden kaynaklanır, kulakta degil beyindedir. Bilirsiniz Beethoven sagırdı 9. senfonisini bestelerken, orkestrayı arkası dönük idare ederdi, beyniyle tamamen. Sanat da öyle" diye anlatıyor. Sanatın yüzde 9O'ı kültürel kaynaklı olsa da geri kalanı beyin işloviyle ilgili. Estetik ve sanatla ilgili soruların cevabı beyindeki 30 civarı görsel merkez ve duygusal limbik yapıların arasındaki baglantılar.-3. sayfa güzellerinden, gerçekçi fotograflardan o kadar da etkilenmeyişimiz mesela, beynimizin problem çözme isteginden kaynaklanıyor. Kuday bunu şöyle açıklıyor: "Üçüncü sayfa güzelleri, fotograflardan etkilenmezsiniz. Bir bütün olarak görüdügünüz için fotografı beyniniz o kadar da caba harcamaz algılamak için. Ama bazı resimlerden etkilenirsiniz çünkü sanatçı size göstermek istedigi şeyi vurgular. Resimden etkilenme nedeniniz beyninizi uyarması. Beyinde 500 milyar hücre vardır ama dikkat denen olguda bu 500 milyardan hiçbiri karşılaşmaz." SANATIN KANUNU Otistik çocukların beyninin bir kısmı çalışmıyor. Anoak bazı örneklerde otistik çocukların çok güzel resimler yapabildigi görülebiliyor. Buna da "Savant sendromu" deniyor. Birçok yönden engelli olmasına karşın beyinde korunmuş adacıklar sayesinde kabiliyet kazanıyor. Aynı çocuk bundan kurtulduğunda bu kaybolabiliyor çünkü dikkat başka taraflara dağılıyor. Bazı kişilerde demans oluyor. Frontotemporal demans, ön ve temporal bölgelerin küçülmesi, sonradan gelişen sanatsal taaliyetler oluyor bu insanlarda. Beynin bazı adacıkları çok çalışıyor çünkü birdenbire sanatsal yetenekleri ilerliyor. Nöronlar oralarda daha çok çalışıyor. Aslında beyinde estetikle ilgilenen 30 civarında görsel merkez ve duygusal limbik yapılar vardır. Bunların arasındaki koordine çalışma sanatı doguruyor. Nörobilimciler vücut imajı ve görsel algılama gibi psikolojik fenomenleri anlama konusunda belli bir ilerleme göstermişler. Sanatta genel kanunlar olabilecegini sorguluyorlar şu an. Beynin fonksiyonlarını test ederek estetik objelere nasıl tepkiler verdigimizi ölçüyorlar. Ramachandran konuyla ilgili yazısında, "Sanat gerçekçilik değildir. Beyin üzerinde memnun edici bir etki yaratmak için kasten abartmak ve çarpıtmak sanatın bir parçası. Asıl konu nasıl bir çarpıtmanın beyinde nasıl etkili oldugu" diyor. Ramachandran bu konuda sanat kanunlarını belirlemiş. ilki "tepe öteleme". Farelere yapılan bir deneyle kanıtlamış bunu. Fareye her dikdörtgen gösterdiginde yemek vermiş önce, sonra daha uzun ve daha ince bir dikdörtgeni gösterdiginde fare daha çok tepki göstermiş. Bunun sanatla ilgilsini açıklamak için de karikatürleri örnek gösteriyor. Genel bir erkek yüzünün özelliklerinden herhangi karakteristik bir yüzün özellikleri çıktıgında geriye kalanları abartmak olarak tarif ediyor karikatürü. Dolayısıyla karakteristik özellikleri çok fazla öne çıkarmak dikkati o noktaya çekerek, bizi begeniye itiyor. ESTETİK ZEVK Ringa martılarıyla yapılan bir deney var bir de. Ringa martısı yumurtadan çıkar çıkmaz annesinin üzerinde kırmızı bir noktası olan sarı uzun gagasını görür ve tepki verir. Profesör Ramachandran, yavruya annesi yerine sadece gaga gösterdiginde de aynı tepkiyle karşılaşmış. Ardından gaga formunda ancak üzerinde üç kırmızı nokta olan bir sopayı gösterdiginde yavru martı bu kez daha fazla tepki vermiş. "Eger ringa martılarının sanat galerileri olsaydı üç noktalı sopayı duvarlarına asar ona milyonlar öder ve adına Picasso derlerdi" diyor Ramachandran. Bu tip imajlar sinirleri daha fazla uyarıyor ve daha fazla estetik zevk ahyoruz. Diger kanunlar da bizim tam göremediğimiz kompleks resimlerden etkilenmemizi, kübizmden hoşlanmamızı, bir yapbozu çözdügümüzde heyecanlanmamızı açıklıyor. Sanatçılar renkleri abartarak, köşeleri yumuşatarak, daha az detay vererek beyinlerimizin daha fazla bölgesini uyarıyor, daha fazla sinirimizi etkin hale getiriyor, böylelikle sanattan hoşlanıyoruz. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle