25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
L 28 ŞUBAT 2010 / SAYI 1249 PAZAR i Ben de bir İran kedisiyim Kültür ve sanatın yeraltında yapıldığı, yasaklandığı bir ülkenin yönetmeni o, Bahman Ghobadi. İlk Kürtçe film "Sarhoş i Atlar Zamanfndan beri doğduğu topraklarda yaşanan baskıyı, acıyı ve mücadeleyi anlatıyor. "Kimsenin İran Kedilerinden Haberi Yok" adlı son filminde de yine İran'da gizli saklı yapılan bir sanatı, müziği belgeliyor. Insanlann özgürlüğünün eiinden alındığı bir ülkede kedilerin ve köpeklerin de uğradığı yasaktan yola çıkarak "haram" sayılan bir güzelliği sergiliyor ve o nedenle diyor ki... i :• i Röportaj: ŞİRİN GÜVEN / Fotoğraf: VEDAT ARIK Türkiye'de film çekmek istiyorum -Şimdi nerede yaşıyorsunuz peki? - Şu an bir evim yok aslında. New York ve Berlin arasında gidip geliyorum. Bir sonraki filmimi Berlin'de çekmeyi düşünüyorum. Orada yaşayan Kürt bir yazar hakkında olacak. Irarı'ı benim gibi terk ettiğinde 20 yaşındaydı ve şimdi aradan 20 yıl geçti. Onunla bu yirmi yıl İran'da ve Berlin'de nelerin değiştiğini konuşacağım. Bir süre de Erbil'de yaşamayı düşünüyorum bahsettiğim nedenlerden dolayı. Türkiye'de de bir film çekmek istiyorum aslında. Burayı da çok seviyorum çünkü. Diyarbakır ile Istanbul'da bir Kürt ile Türk'ün arasındaki aşkı anlatmayı planlıyorum. - Filminizdekl yeraltı müzisyenlerini İran kedllerlne benzetlyorsunuz. Ne glbl oıtak yanlan var sizce? - Yeraltı müziği yapanların bir iran kedisi vardı. Onun üstüne düşünmeye başladım ve birfikir buldum. iran'da kedi ya da köpeklerle dışarı çıkıp özgürce dolaşamazsınız. Gün içinde en fazla bir araba içinde bir hayvan görürsünüz belki, o kadar. Sadece evinizin 10 metre etrafındaki kıiçük sokaklarda dolaştırabilirsiniz. Bu nedenle iran'daki kedi ve köpekler ovlere mahkûmdur. Bir yandan da İran kedileri dünyada çok ünlü. Tıpkı bizim gibi... iran'ın sanatı yurtdışında ünlü ve biliniyor ama içeride kimseye gösterilmiyor. İran kedileri gibi iranlıların sanat eserleri de evin dışına çıkamıyor. Bu anlamda ben bir İran kedisiyim. Hükümet filmlerimi iran'da göstermiyor oysa bu filmim 44 ülkede gösteriliyor. - Bu sizi mutsuz ediyor mu? Yani kendi insanlannıza izletememek, onlardan geri dönüşler alamamak? - Ben İran ve Kürtler hakkında filmler yapıyorum. Tabii ki ülkemdeki insanların izlemesini ve onların tepkisini görmoyi istiyorum. Bunları yapamamak üzücü. Nuri Bilge Ceylan da tüm dünyada bilinen biryönetmen. Nerien yaşamak için başka bir ülkeye gitmiyor? Çünkü ülkesini ve insanlarını çok seviyor, bunu biliyorum. Ben de öyleyim işte. Berı de ülkemde, insanlarımla film yapmak istiyorum sadece. iran'ı terk etmek istemiyorum, geri dönmek istiyorum ama geri de dönemiyorum çünkü başıma kötü şeyler gelecek. Hapisten daha acısı pasaportumu almaları vo dışarıya çıkmamı yasaklamalan. Tıpkı yönetmen Jafar Panahi gibi... O bir süre hapiste kaldı. sonra da pasaportunu aldılar. Bu yüzden 5 yıl boyunca hiç film yapamadı. Bu nasıl olur? • I ranlı Kürt bir yönetmen olarak, kendi deyimiyle bi- I reysel ya da toplumsal hiçbir özgürlüğün olmadığı I iran'da görüşlerini filmleriyle anlatmaya çalışıyor Bahman Ghobadi. Filmleri tüm dünyada ödüller alsa da ülkesinde yok sayılıyor, yasaklanıyor. Dünya tarihinde tamamı Kürtçe yapılmış ilk film olan "Sarhoş Atlar Zamam"nı çekmesinden bu yana mücadelesini film- leriyle sürdürüyor. Buna baskıcı İran hükümeti izin ver- mese bile. İran'da yasaklanmış olan filmi "Half MoorV'ın ardından gelen belgesel nitelikli son filmi "Kimsenin İran Kedilerinden Haberi Yok"u gizlice çekti. "31 yıldır ilk kez İran sinemasında böyle bir film çekildi. Bundan önce hükümetten ve sansürden korkuyorduk" diyen Ghobadi filmiyle İran'daki yeraltı müzik kültürünü anlatıyor. Üstelik eserlerini sergileyemeyen ve evlerinde gizli tu- tan sanatçıları, dışarı çıkılmasına izin verilmeyen İran ke- dilerine benzeterek... Filmin baş karakterleri bugün mül teci olarak ingiltere'de. Ghobadi de filmin ardından ül- kesini terk etmek zorunda kaldı. Cannes Film Festivali'nden sonra çok sevdiği ülkesine gizlice dön düğünde yakalandı ve hapse atıldı. Bir hafta sonra "Bir daha iran'a gelme" denilerek bırakıldı. Buyrun Ghobadi ile yaptığımız çarpıcı söyleşiye... - Son filminlzle izleyiciye ne anlatıyorsunuz? - Bu filmde ben yönetmen değilim aslında, bir köp rü görevindeyim sadece. İnsanlara İran'daki yeraltı kül türünü ve yeraltı müziğini göstermek istedim. Bu re jimden dolayı 81 yıldır bu tarz filmler çekemiyorduk çün- kü korkuyorduk. Bundan önce hükümetten ve san- sürden korkuyorduk. Filmimdeki insanlar bana hükü- metten izin almadan, çok kısıtlı bir bütçeyle nasıl film yapacagımı öğretti. Daha önemlisi korkmamayı öğretti. Hem de bu gençjenerasyon! Ben de onlaria birlikte san sürü, hükümeti, uyuTması gerekilen iran kurallarını unut tum. Kendime bir yeraltı filmi yaparak İran'daki yeral tı sinemasını başlatmalıyım dedirn. - Bu filmdeki yeraltı müzisyenleriyle nasıl tanıştınız? - Aslında aklımda böylo bir film yapma fikri yoktu. Başka bir projem vardı ve hükümet ona izin vermemişti. Çok mutsuzdum. Bir arkadaşım "Kendine gel ve ha rekete geç. Mesela git kendi mü/iğini yap. Sanat sa- nattır. Eger kendi filmini yapamıyorsan, kendi müziği- ni kaydedebilirsin ve böylece kendini ifade edebilirsin" dedi. Böylece ben de yoraltında bir stüdyoya gittim VR bu filmdeki kahramanlarla tanıştım. Onların sayesinde aklıma yeni bir fikir geldi ve müzik yapmayı bıraktım. Böylece onların da cesaretlendirmeleriyle resmi izin al- madan bir film çekmeye karar vordim. FİLMDEKİLER LONDRA'YA KAÇTI - Zor ve riskli olmadı mı izinsiz çekim süreci? - Evet, hem de çok /ordu. Ama onları gördükten son ra hiç korkmadım çünkü oıılar hana korknrmmayı öğ retti. Sadeco oıılar için endişeleniyordum. iran'da tab lo şöyledir. Her sokakta pek çok gizli polis var. Bir so kakta en az 10 evde... Onlar duvarnlı diğer ovleri din leyerek nerede parti ya da bir toplanma olduğunu bul maya çalışırlar, Sonra oraya gider, enstrümanları kırar, oradaki herkesi hapse atarlar. Filmdeki karakterlur rio bir stüdyoda çalarkon böyle bir olay yaşayabilirlerdi ama çok dikkatliydik. Gittiğimiz her yerde en fazla 5-6 saat zaman geçirdik. Çok hızlı çalışıp, sonra hemen yeni bir yere gittik. 18 günde yaptık bu filmi. Çok küçük bir grup- la. 3 motorsiklet, bir küçük kamera ve çok küçük bir bütçeyle... Filmdeki baş karakterler Negar ve Ashkan ile ilk tanıştığımda bana 20 gün sonra Londra'ya göç edeceklerini, bu yüzden de filmimde oynayamaya- caklarını söylemişlerdi. Onlara biraz beklemelerini söyledim ve hemen iki gün içinde senaryomu değiş- tirdim. Kalan 18 günde de filmi çektik. Çekimleri bitir- dikton A saat sonra onlar İran'ı terk etti ve Londra'ya gittiler. ingiliz hükümeti onları göçmen olarak kabul et- tl. -Sizln durumunuz nedir pekl? Bu fllmden sonra ge- ri dönebilecek misiniz? - Ben de onlar gibiyim. Yani ben de geri dönemem çünkü beni hapse yollayabilirler, pasaportumu alabi- lirler. O zaman iran'ın dışına çıkamam. Bu filme baş- larken bunların olacağını, bu filmi yaparsam, İran'a bel- ki bir daha dönemeyeceğimi biliyordum. Bunları göze aldım. Belki ülkeyi terk etmeyip orada kalabilirdim ama bu rejimle sonsuza kadar film yapmama izin verilmezdi. Bunu da asla istemem tabii ki. Cannes Film Festivali'ne bu filmle katıldıktan sonra birkaç yere röportaj verdim. İran'daki arkadaşlarım beni arayıp sakın geri dönme di- ye beni korkuttu. 2 Haziran 2009'da ben yine de geri döndüm ama uçakla değil, karayoluyla. Kürdistan'a grt- tim. Beni orada buldular ve hapse attılar. 7 gün içeri- de kaldım. Seçime iki gün kala "iran'ı tamamen terk et ve bir daha da buraya dönme" diyerek beni saldılar. KORKU İMPARATORLUĞU - Peki şimdi ne yapacaksınız? iran dışında, mesela Irak'ta, oradaki bağımsız yö- netmenlero yardım edebilmek için bir şeyler yapabili- rirn. Ya da bir film fostivali. Ama İran'a dönersem bun- ları yapamam çünkü hükümet izin vermez. Evimi, te- lefonumu her şeyimi sürekli kontrol ediyorlar İran'da. işin kötü tarafı iran'da maalesef pek çok sanatçı böy- le yaşıyor. Baskı ve kontrol altında. Evlerimizde konu- şurken bile "Biri bir yere bir dinleyici koymuş olabilir, sessiz konuş" demek durumunda kalıyoruz. "Bu benim evim, yapamazlar böyle bir şey" diyorum ama durum öyle değil. Uzun bir süredir İran'da böyle yaşıyoruz. Bu berbat bir şey! Korku imparatorluğu gibiler, insanları korkutuyorlar. Bu şekilde 31 yıl iktidarda kalmamalılar. - Sizce iktidann değişme şansı var mı? - Fvet. Bu yoni jenerasyon bunu yapmak istiyor ve ben ce yapacak. Ben 6 yaşımda İran Devrimi'ni yaşadım. Sonra İran-lrak savaşı başladı, 8 yıl sürdü. 20 yaşıma ka- dar ekmek arayarak büyüdüm. Tekrar o günlere dön- mek istemiyorum. O dönemlerle ilgili çok kötü anılarım var. Tekrar İran ve Irak arasında böyle şeyler yaşansın istemiyorum, korkuyorum. Ben ve benim üst jeneras- yonum bunu istemiyor. Yeni jenerasyon şimdi çok ce- sur. Seçimlerden sonra sokağa dökülen de yeni jene- rasyon... Güçlüler ve lider kişilikleri var. Ben de onların arkasındayım. Bu sonuç çok normal aslında. 30-35 yıl kadar süren her diktatörlükten sonra bunlar olur, olmalı. Değişimin zamanı geliyor artık. Benim için de... - Sinemanızda da mı bir devrim zamanı yani? Fvet, bu film benim için de, filmdeki karakterler için de bir devrim oldu. Filmden sonra seçimlerde sokağa dökülenleri gördük. Hatta o gün tüm dünya iran'ın na- sıl bir yer olduğunu öğrendi. iran'daki yeni yüzleri gör- dü. İran'ın Ahmedinecad ve hükümetten ibaret olma- dığını, orada da cesur gençlerin olduğunu öğrendiler. İşte bu film onlarla ilgili. İran'daki sanatın yüzde 95'i yer- altında. Onları bilmezsiniz, tanımazsınız. Çoğu evinde yapar ve evinde gizlice güvende tutar onları. Hepsi eser- lerini sergileyebilecekleri günleri bekliyor. iran'da kül tür ve sanata dair her şey yoraltında yapılıyor! - Sizin filmlerinizden Iran'da gösterime girebiien ol- du mu? - Sarhoş Atlar Zamanı ve Kaplumbağalar da Uçar çok kısa bir süre gösterildi. Halt Moon yasaklanmıştı. Bu da yasak zaten. Ama ben tabii ki filmlerimi İranlılar da gör- sün istiyorum. Bu yüzden iki ay önce İranlılara CD ile yol lacJım ve "Lütfen filmimi ücretsiz izleyin. Bundan büyük bir zevk duyarım. Çoğaltın, arkadaşlarınıza verin. Mümkün olduğunca çok insanın izlemesini sağlayın" de dirrı. Şimdi hükümet bana çok kızgın biliyorum. Nevruz'u iranlılar evlerinde aileleriyle geçirir. İran BBC'si o gün be- nimle yaptıkları söyleşi ile birlikte filmimi göstermek is- tiyor. Yani herkes filmimi duyacak, izloyecek. • sirin@cumhuriyet.com.tr Kürt sinemasının umudu var artık - Bir Iranlı Kürt yönetmen olarak dünyaya filmlerinizle ne söylemek istiyorsunuz? Ben Kürdistan'da sinemaya başladıgımda kameramandan asistana kadar profesyonel kimse yoktu. Tek başıma başladım ama sonra kendime, bir ekip kurmalısın ve onlarla filmlerini yapmalısın dedim. Şimdi neredeyse bin kişi iran'da film yapıyor. Mesela son Cannes Film Festivali'nde iran'dan benim filmim, Irak'tan da benim asistanımın filmi vardı. Yani bir anlamda bir şey başlattım. Şimdi umudumuz var. Bu başlayan şeyi artık kimse durduramaz, çünkü bebek yürümeye başladı bir kere. Sadece birinin bebeğin eiinden tutmasına ihtiyaç vardı, ben tuttum. Sarhoş Atlar Zamanı tümü Kürtçe olan dünyadaki ilk filmdi mesela. Ben bu filmi yaptıktan sonra birçok genç do Kürtçe film yapmanın mümkün olduğunu söyledi ve binlerce kişi uğraşmaya başladı, pek çok film yapıldı. Oysa bu film yapılana kadar Kürt kanallarında bile gösterilen kısa filmler Farsçaydı. - Bütün dünyadan filmleriniz için pek çok ödül aldınız. Acaba kendi ülkenizden hiç ödül ya da tebrik aldınız mı? - Benim hayatımda en çok gurur duydugum şey İran'da duvlot tarafından yapılan hiçbir festivalde filmimin olmaması. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle