28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ŞUBAT 2010 PAZAR CUMHURİYET 1W: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 Sıra Avni Kurtuldu: "General, albay, teğmen derken astsubaylar da tutuklanıyor. Sıra çavuş, onbaşı ve bedelli askerlere gelecek!" * Gül: "Ayağımıza § kurşun û sıkmayalım." | Sen önce «j> partizanlık silahını >" bıraki CİVANIMIN padişahı hatta ikinci peygamberi Fatlh Sultan Recep, esip gürlüyor ama dizginleri tümüyle eline geçiremediği anlaşılıyor. Kendi elleriyle yarattığı yalaka medyaya rağmen hâlâ bazı yalaka köşe yazarları için patronlara düstur çekmesi Recep'in henüz mutlak iktidarını kuramadığını gösteriyor olmalı. Ama hiç önemli değil. Çünkü gidiş öyle bir gidiş ki, Islamcı faşizmin gerçek yüzüyle tanışmamız çok yakın. Zaten iktidar yalakası kimi yazarlar şimdiden kına yakmaya baştadı bile. Medya deyince, generallere toplu gözaltılar üzerine hükümeti destekleyen "gâvur" gazetelerinden birinin yorumu dikkat çekiyor: Tarikat bağlantıh savcı ve yargıçlar Recep'i zor durumda bırakma olasılığına rağmen "operasyon"u genişleterek yürütüyor. Yanlış bir yorum çünkü Recep asla zor durumda Çeşitleme kalmaz; Çankaya'daki AKP'li biraderi, Genelkurmay Başkanı ile bir "zirve" daha düzenler, karşılıklı oturup paslaşırlar ve olur biter! Kaldı ki ne kadar çok general içeri alınırsa Recep o kadar mutlu oluyor. Zaten kendi de "Yaşananlar vicdanların rahatlaması, hukukun ve adaletin yansımasıdır" diyerek üstlendiği "birincil savcılık" görevini aynen devam ettiriyor. Muhalifleri fişleme ve iktidar karşıtlannı kansızlıkla suçlama gibi parti sırlarını ifşa eden AKP milletvekillerini "Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun" diyerek uyaran Recep'in, generallerin topluca gözaltına alınmalarını, tutuklanmalarını Nazi Almanyası'nda papaz Martin Niemöller'in günlüğünden: "Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı." vicdanların rahatlatılması olarak nitelemesi tarihi bir itiraf olmalı. Bugüne dek laikliğin bekçisi olduğunu iddia eden Türk Silahlı Kuvvetleri'nden artık gizlisi saklısı kalmadan resmen "rövanş" alıyorlar. Uzun yıllardır içlerinde sakladıkları kin ve nefreti "hukukun ve adaletin yansıması" olarak kusuyorlarl Gizlisi saklısı deyince... Çankaya'daki AKP'li biraderin düzenlediği "havanda su dövme zirvesi"ne Recep ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral llker Başbuğ birer çantayla katılmıştı. Kamuoyu çantaların içinde ne olduğunu merak ediyordu. "Zirve"nin sonuçlarına bakarak, Recep'in çantasında "keklik", Başbuğ'un çantasında da altı ay sonra emekli olduğunda emrine verilecek zırhlı makam otomobillerinin kataloğu olduğunu söyleyebiliriz! SAYFA 17 «Ma $Zekai Buluç: "Islamda kölelik yok ama emekçilere 'esnekleştirilmiş işgücü'nü dayatan dini bütün TÜSİAD ablası hangi dinden acaba?" Balyoz Selahattin Karababa: ^"Kilitli otomobilden ^Bbalyozla kurtulan j Recep, Yüce Divan'dan da balyoz operasyonuyla kurtulabllecek mi?" SESSÎZ SEDASIZ (!) Kutlu yüpüyüşün sonuna doğru! İKTİDAR ve yalakalarının piyasaya sürdüğü "normalleşme" kandırmacası içinde yuvarlanıyoruz. Kandırmacaya karşı Sıtkı Ergüney ise "Dirayetsizlik, bilgisizlik, iyi niyetten yoksun bir anlayış içinde yürütüldüğünü düşündüğüm devlet yönetimi biçimini eleştirme hakkımı kullanmayı bir yurttaşlık görevi biliyorum ve soruyorum" diyor: "Devleti yönetmek görev ve sorumluluğunu üstlenmiş kişi ve kurumlar birbirlerinin hasmı mı yoksa tamamlayıcısı mıdırlar? Bu işleyişte görev ve yetkileri anayasa ve yasalarda tanımlanmış bulunan devlet organları ile kurumlarını ayak bağı olarak göstererek toplumun demokrasi bilincini ve algılayışını köreltmek demokrasiye hizmet olarak tanımlanabilir mi? Bırakın 72 milyonluk ülkenin yönetimini, yedi kişilik işyerlerinde bile uyum, ekip çalışması gibi uzlaşmayı öngören yöntemlerin öne çıkarıldığı günümüzde bu hoyratlık nereden kaynaklanıyor? Miili irade kalkanı altında ortaya konan dayatmacılık ve ayırımcılık demokrasi ile bağdaşabilir mi? Bir yandan bağcı dövülürken diğer yandan da topluma 'cambaza bak' oyunu seyrettiriliyor. Peki ya Cumhuriyet ne durumda? O da 'kutlu yürüyüş'ün sonuna doğru hızla yaklaşıyor. Üstelik kanı bozukları fişleyerek kansız bir şekildet" ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Okurlardan 'îhbar'lar... Kapılıp gittiğimiz "darbe" gündemi "çevre ve imar sorun- lan"mıza fırsat tanımıyor... Bundan "okur mektuplan" da nasibini alıyor; doğaya ve kent- lere "çıkar darbelerPni bildiren "duyarlı ihbar"lar ülkenin "normalleşme"(!)sini bckliyor. Hele şu "balyoz" operasyonu "cumhuriyet tarihindeki ilk- ler"i doruğa çıkartırken dahası aynı "ilk"ler ülkeye egemen si- yasetin "kutlu" yürüyüşü ilan edilirken yaşam kaynaklanmıza inen balyozlan kimc anlatabili- riz? Cumhuriyet okurlannın özen- lc derledikleri "imar dosyalan" masamdaki "yığın"lara eklen- dikçe, çalışma mekânlanmızın "estetik" denetimini de üstlcnen ldare Müdürûtnüz sevgili Hüsc- yin Gfirer tcpeme dikiliyor; "Fazlaları arşive kaldıralım mı?" Işte, aylardır "sabır"la beklc- yen mektuplardan birkaçı... Üs- telik e-posta değil, "el yazması"; sapına kadar da "ıslak imzalı" Bahçelievler'de 'işgal' Ankara'dan Mchmet Akyol, tstanbul-Balıçelievler'deki Yeni Bosna Merkez Mahallesi'nin Ni- gar Sokağı'nda bulunan arsasına "bakmaya" gittiğinde, bitişiğin- deki akaryakıt istasyonunca "iş- gal edildi"ğini görür... Imar pla- nını incelediğinde, istasyonun "belediyeye yönetim alanı"na dayayıldığıııı saptar... Okurumıızun, hcm kendi arsa- sını, hem dc belediyenin hizmet alanını yutan istasyon için yaptı- ğı "şikâyet" başvıırusuna Bah- çelievler Belediye Başkanlığı'nın "resmi yamt"! şöyle; "LPC is- tasyonuna Büyiikşehir Belcdi- yesi'nin onayladığı projeyle ruhsat vcrilmiştir. Arazinin es- ki haline getirilmesi için ilgili- lere tebligat yapılmıştır. Sizin de arsanızda inşaat yapma hakkınız mevcuttur." Akyol diyor ki; "Üç yıldır ne işgal kaldırılıyor; ne de yasal işlem yapılıyor. Belediye kendi arazisine tecavüzc aldırmadığı gibi, babamdan ıniras kalan arsamızı kurtarabilmemiz için kılını bile kıpırdatmıyor." Bahçelievler'deki "demokra- tik imar balyozu" yercl darbe- cilerin "siyasi koruma"sı altın- da. .. Gündemdeki "balyoz" ope- rasyonu yüzünden nc savcılar far- kında, ne de medyanın umurun- da... 'Ankara Palas'... Ankara'dan bir diğcr okuru- muz Feyiz Önen, Cumhuriyet ta- rihimizin sinigc yapılanndan An- kara Palas'la ilgili gözlemlerini şöyle yazmış; "Tarihi bina bir süre önce tenteyle çevrildi; boyanıyor zannettim ama perde indirilin- ce saçak altlarının Osmanlı dö- nemi bezemelerinc benzer süs- lerle donatıldığım gördüm; sö- ğan tipi kubbcsinin de... Ço- cukluğumdan bcri önünden geçtiğim, gördüğüm o yer Ata- türk'ümüzün, cumhuriyetimi- zin Ankara Palas'ı olmaktan çıkmış." Okurunıu/ nc ıııimaı, nc dc sa- nat tarihçisi... Başkcntimizdcn cumhuriyet dcğcrlcrinc duyarlı, kültürcl mirasa saygılı bir vatan- daşımız. Nitekim aynı caddcdcki "Bi- rinci TBMIV1 biııası"nın saçağı onanlırkcn aslına uygun beze- ınelcrlc "özgünlüğünün korun- duğu"nu anımsatarak diyor ki: "Bu ö/.cııi ııedcn Ankara Pa- las'ta da göstermediler; cum- huriyetin zarifliğini; Ata- türk'ün anılarını uydurma süs- lemelerlc yok etmeye nc hakla- n var?" Sorunun muhatabı, bu özensiz "restorasyon"u yapanlar vc yap- tıranlar... uınarım yanıtsız bırak- ma/.lar... 'HES'ler hakkında Askcr babasmın görevi ncdc- niyle çocukluğunu Kaıs'ta yaşa- yan 1924 dogumlu okurunıu?. Orhan İskit, son yıllaıda "Hid- roclektrik Saııtrallar"a (lll'S) kariji yaygınlaşan çcvrcci tcpkilcr için "içtenlikli uyarılar"da bıı- lunuyor. HRS'lerin hcr koşulda u do£a düşmanr olmadığını; hcr du- rumda "sulak alanları yuk et- medikk'ri"ni anımsatarak diyor ki; "Hatta baraj göllerinin çev- resi ağaçlandırılarak rekreas- yon sahaları da olabilir..." Cumhuriyctin "emektar ınü- hendisi" Orhan Bcy, "doğaya saygılı projelcııdirilmiş HES'lcr"in, çcvreye onarılmaz zararlar veren tennik vc ııüklc- erler karşısında "olumlu seçe- nek" olarak gözcülmclcri gc- rcktigini bclirtiyor... "Çevre düşınanı HES"lcrlc nıücadclc eden dostlara duyunılur... İmar "darbe"lcrinc ceza yok! ekinciOcumhurlyet.com.tr HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ \lim mvzfrmı PU KONUPA KtM KİMK I >l UV1 DIMA HKHİÇAK behlcak0yahoo.com.tr ÇİZGİLlK KÂMİL MASARACl kamllmasaraclOgmall.com UYDUDAN NAKLKN HAKANÇM.IK fhakancellk@mynet.com 0U (V\ADEN/N TÜNELLERfNPE KÖRKUNÇ f VAR AMA NE OLDU ĞUNU 6/ TÜRLÜ ANLAYA/V\AD/(V\ PANO DEINİZ KAVDKÇIJOĞLU Tıkanma Sevgili okurlar, öyle olaylar oluyor ki insan bunların karşısında ne düşüneceğini, ne söyleyeceğini bilemiyor. Epeyce bir zamandır ben de o durumdayım. Yok, kesinlikle şaşkınlık, zorlanma, hele yılgınlık söz konusu değil. Belki geçici bir tıkanma, o kadar. Dün kitaplığımı karıştırırken elime Nâzım Hikmet'in 1945 yılında Bursa Cezaevi'nde yazdığı "Piraye İçin Yazılmış Saat 21-22 Şiirleri" geçti, birkaç şiiri sizlerle paylaşayım istedim. • •• Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim Akarsuyun Meyve çağında ağacın Serpilen gelişen hayatın düşmanı Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına -çürüyen diş, dökülen et- bir daha dönmemek üzere yıkılıp gidecekler ve elbette sevgilim, elbet dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle; işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet... *•* Bursa'da havlucu Recebe, Karabük fabrikasında tesviyeci Hasan'a düşman, fakir-köylü Hatçe kadına, ırgat Süleyman'a düşman, sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman, vatan ki bu insanların evidir, sevgilim, onlar vatana düşman... • •• Bizi esir ettiler, bizi hapse attılar: beni duvarların içinde, seni duvarların dışında. Ufak iş bizimkisi. Asıl en kötüsü: bilerek, bilmeyerek hapisaneyi insanın kendi içinde taşıması.. İnsanların birçoğu bu hale düşürülmüş, namuslu, çalışkan, iyi insanlar ve seni sevdiğim kadar sevilmeye layık... dkavukcuoglu@superonllne.com www.denlzkavukcuogluyazilari.blogspot.com BULMACA SEDAT YAŞAYAIV SOLDAN SAĞA: 1 2 1/ Rirbirinc -J gcçmc kiiçükp ve düzgün ah- şap parçalarla 3 yapılan bezc- 4 me tekniği. 2/ c Bir tür yaban- mersini... Seç- 6 kin. 3/ Sal- 7 rançtabirtai}... g Tatlı, tuzlu, Q i ekşi vc acı tat- y I. lar dışında kalan be- şincitat. 4/Köpck... Bcbek bakımcvi. 5/ Çeşitli dans vc oyunlardan oluşmuş sahncgöstcrisi... Is- tanbul'un birscmti. 6/Valide... Iskambil oyunlannda kâğıt at- ma sırası. II Talıiti- li kadınlardan esin- . • • , ^ , , , , lenerek oluşturulnıu^ bir plaj giysisi... Büyük er- kek kardeş. 8/ (,'ok anlayışlı ve sezgili kimse... Bcz dokuma tezgâhı. 9/ Alüjap, ınctal ya da taş. üze- rine mühür, yazı ya da ınotifoyarak yapılan süs- lcmc. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Keçi ya da inck sütünün ö/.cl bir mantarla ma- yalanmasıyla ha/.ırlanan ekşi içccck... Eğik ola- rak kesilmiş kenar. 2/ Hir çokluğu oluşturan var- lıkların herbiri... Mesafe. .V Afrika'da bir ırmak... Olabilccegi akla gclcn. 4/ Hir akadcmik unvanın kısa yazılışı... Sıcak ycnilcn bir liir tclkadayıfı. 5/ Tiimör... Japon lirik dramı. 6/ Cicmi güvcrtcsinin cninckonmuşkirişlcrinden herbiri... Birrcnk. II tyi terbiyc edilmcmiş vahşi binck lıayvanı... Bir göz rengi. 8/ Osmanlılar döncmindc Rı>ma kcn- tinc vcrilcn ad... Dönencc. 9/ Itici ııedcn, güdü... Bildirme yazısı; mesaj. ANTALYA TOROSLAR CUMOK AYDINLANMA KÜHVALTI8INA ÇAĞIRIYOR SUYUN TAŞI DELMESİ CÜCÜNDEN DEĞİL SÜREKLİLİ6İNDENDİR HASRET BİTİYOR! 7 Mart 2010 Pazar günü saat: 10.30 'da kuşluk kahvaltılarma başlayacağız. Safların sıkı ve geçilmez olması için: Sen gelmezsen bir eksiğiz! Iletişim-Bilgi: Hicran KARABUDAK 243 00 80 - 0532 325 05 63 hicranO7@gmail.com www.antalyacumok.org www.toayder.net - www.cumok.org
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle