18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT 2010 PAZAR 18 KÜLTÜR [email protected] 21 ŞUBAT 2010 PAZAR, SAAT 11.00’de AYKIRI SORULAR’ı soran ENVER AYSEVER ile TÜRKİYE SOLUNDA SAVRULMALAR konulu kahvaltılı aydınlanma toplantısında buluşuyoruz. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ LÜTFEN YER AYIRTINIZ Yer : ADEN OTELİ - Vapur İskelesi Karşısı-KADIKÖY Tarih : 21 Şubat 2010 PAZAR Saat 11.00 İletişim : 0555.967 24 97 - 0532.404 39 52 - 0532.556 65 12 0536.739 02 29 www.cumokistanbul.org CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI CUMHURİYETİMİZİN AŞİL TOPUĞU “LAİKLİĞİ SAVUNMAYI”, “TERÖR SUÇU” SAYAN SİYASAL GERİCİLİK, HUKUKU VURARAK BU DÖNÜŞÜME ZEMİN HAZIRLIYOR. YARGI, BU SALDIRIYA TEK BAŞINA KARŞI KOYAMAZ. LAİKLİĞİ YÜREKLİCE SAVUNANLAR, BUGÜN, BAĞIMSIZ YARGI’NIN, TEKEL İŞÇİLERİNİN, TSK’NIN SAFINDA YURTTAŞ OLARAK YER ALMAK, ULUSAL BAĞIMSIZLIĞI, CUMHURİYETİ, DEMOKRASİYİ SAVUNMAKTIR. GERİCİLİĞE KARŞI DİRENİŞ, CESARET VE BİRLİKTEN DOĞAR! www.cumokistanbul.org CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI Penn’e mahkeme yolu Kültür Servisi - Hollywood’un ba- şarõlõ isimlerinden, 2 Oscar ödüllü ak- tör Sean Penn hak- kõnda, geçen yõl bir magazin fotoğrafçõ- sõyla yaşadõğõ tartõş- ma nedeniyle dava açõldõ. 49 yaşõndaki muhalif aktör, kaba kuvvet kullanmak ve maddi zarar vermekle suçlanõyor. Penn, geçen yõl Los Angeles’ta bir alõşveriş merkezinde kendisini görün- tülemek isteyen magazincinin bacağõ- nõ tekmelemiş ve kamerasõnõ kõrmõştõ. Lionel Jeffries öldü Kültür Servisi - Aynõ adlõ roman- dan uyarlanan, 1970 yapõmõ “Demir- yolu Çocuklarõ” filminin yönetmeni Lionel Jeffries, 83 yaşõnda öldü. Lon- dra doğumlu İngiliz oyuncu ve yönet- menin ajansõ tarafõndan yapõlan açõk- lamada, Jeffries’in “uzun süren rahat- sõzlõğõnõn ardõndan bu sabah hayata veda ettiği” bildirildi. Kraliyet Akade- misi tiyatro sanatlarõnda eğitim gören Jeffries, oyuncu olarak ününü de 1960 yapõmõ “Two Way Stretch” adlõ hapis- hane komedisi filmindeki katõ muha- fõz rolüyle yapmõştõ. ‘Yeni Aşka Gazel’ Kültür Servisi - Ataol Behramoğ- lu’nun “Yeni Aşka Gazel” adlõ şiiri İkna Sarõaslan’õn çevirisiyle Ermenice yayõmlandõ. Behramoğlu’nun aynõ ad- lõ kitabõndan alõnan şiiri, ‘Sevgililer Günü’ nedeniyle İstanbul’da Ermeni- ce olarak yayõmlanan günlük Marma- ra gazetesinde yer aldõ. Yaklaşõk 70 yõldan bu yana İstanbul’da yayõmla- nan Marmara gazetesi her 15 günde bir sanat sayfasõna yer veriyor. Michelangelo’nun ‘Rüya’sı Kültür Servisi - Sanat tarihinin mihenk taşõ Michelangelo’nun “The Dream” (Il Sogno/Rüya), adlõ yapõtõ üzerine oluşturulan “The Michelange- lo Dream” (Michelangelo Rüyasõ) ad- lõ sergi, 16 Mayõs’a kadar Londra Co- urtauld Galerisi’nde sergilenecek. Michelangelo’nun, âşõk olduğu iddia edilen Tommasso de Cavalieri’yi res- mettiği yapõtlardan oluşan sergide, aynõ zamanda ünlü ressamõn el yaz- masõ soneleri de bulunuyor. Semih Kaplanoğlu, Metin Erksan’dan sonra büyük ödülü kucaklayan ikinci Türk yönetmen oldu Altõn Ayõ ‘Bal’a kavuştuGÜNER YÜREKLİK BERLİN - Semih Kaplanoğ- lu’nun “Yusuf Üçlemesi”nin son filmi “Bal” dünya prömiyerini yap- tõğõ 60. Berlin Film Festivali’nde ‘Altın Ayı’yõ kucakladõ ve festivalin ‘En İyi Film’i seçildi. İsviçre’de ev hapsinde bulunan Roman Polans- ki’nin filmi “Ghost Writer” ise ‘Gümüş Ayı’ya değer görülerek ‘En İyi Yönetmen’ ödülünü aldõ. Kaplanoğlu, ödülünü alõrken yap- tõğõ konuşmada, Berlinale’ye, ödü- lü kendilerine layõk gören jüriye, televizyon kanallarõna, kendisini destekleyen annesi Semra ve eşi Leyla Kaplanoğlu’na teşekkür etti. Filmin çekimi sõrasõnda ormanda bir ayõyla karşõlaştõklarõnõ ve ayõnõn kendilerini görünce kaçtõğõnõ anlatan Kaplanoğlu, “Sanıyorum o ayı şim- di burada” dedi. Kaplanoğlu, filmin çekimini yap- tõklarõ güzel doğada elektrik sant- rallarõnõn yapõlmasõnõn planlandõ- ğõnõ belirterek, bu ödülü kazan- malarõnõn, bu planlarõn engellen- mesine katkõ sağlayacağõnõ ümit et- tiğini de söyledi. Semih Kaplanoğlu’nun “Bal”õ, 60 yõllõk Berlinale tarihinde Altõn Ayõ ödülü alan ikinci Türk filmi oluyor. Daha önce ilk Altõn Ayõ ödülünü 1964 yõlõnda Metin Erksan’õn “Su- suz Yaz” adlõ filmi almõştõ. Semih Kaplanoğlu “Bal”la ilk ödülünü önceki gün bağõmsõz jürinin verdiği “Ökümenik Jüri Ödülü” (Alman Kiliseleri Ödülü) ile almõş- tõ. Festivalin yönetmeni Dieter Koss- lick bu törende “En güzel anıla- rımdan biri, ‘Bal’ filminde oyna- yan küçük Bora’nın bana, ‘Ben de sana sarõlmak istiyorum’ demesi ol- du. Çok duygulandım” demişti. ÜÇLEMENİN HİKÂYESİ Kaplanoğlu üçlemeyle otobiyogra- fik özellikler taşõyan Yusuf karakteri- nin, “Yumurta”da olgunluğunu, “Süt”te ergenlik sürecini, “Bal”da ise çocukluğunu anlatõyor, olgunluktan çocukluğa uzandõğõ üçlemenin bu ters dizilişini ise şöyle açõklõyordu: “Üç- lemeyi tersten izlerseniz, kişiliğimi- zin ve karakterimizin aslında nasıl oluşmakta olduğunu, hangi korku- larla baş ederken ya da baş ede- mezken, bize neler eklendiğini, neler çıktığını görmemiz açısından da il- ginç bir şey olacaktı, o yüzden insanla doğanın bir arada olduğu, kavga etmedikleri, doğa şartlarında yaşa- mayı kabullendikleri bir kaybolmuş cennete doğru gitmek istedim.” Kaplanoğlu, “Yusuf Üçlemesi”nin ilk filmi “Yumurta” ile Cannes Film Festivali’ne, “Süt” ile de Venedik Film Festivali’ne katõlmõştõ. BERLİN’İN EN İYİLERİ En İyi Film: Bal (Türkiye) Jüri Ödülü: If I Want to Whist- le, I Whistle (Romanya) En İyi Yönetmen: Roman Polanski (The Ghost Writer) En İyi Oyuncu: Shinobu Terajima (Caterpillar) En İyi Erkek Oyuncu: Gri- gori Dobrygin ve Sergei Puskepalis (How I Ended This Summer) En İyi Artistik Katkı: How I Ended This Summer (Rusya) En İyi Senaryo: Apart To- gether (Çin) Alfred-Bauer Ödülü: If I Want to Whistle, I Whistle En İyi İlk Film: Sebbe (İsveç) ‘Don Kişot’ balesi Mehmet Balkan’õn yorumuyla Süreyya Operasõ’nda sahneleniyor ‘Hayalperest şövalye’nin dansı SİBEL ÇORBACIOĞLU O öyle bir karakter ki, atõldõğõ macera film- lere, tiyatro oyunlarõna, opera ve balelere de konu oldu. Bundan 400 yõl önce insanlarõn hayatõna girerek, herkesin içinde hayalperest bir şövalye olduğunu bize hatõrlatan Don Ki- şot, hikâyesini İstanbul’da bale adõmlarõy- la anlatmaya devam ediyor. Miguel de Cervantes’in aynõ ismi taşõyan romanõndan bale sahnesine taşõnan yapõtta, hayalindeki sevgili Dulcinea’yõ bulmak üzere yola çõkan Don Kişot’un, Sevilla’da yaşayan birbirine âşõk iki genç; Kitri ve Basil’in kavuşmasõ için atõldõğõ maceralar, zarif balerinler ve alõm- lõ baletler tarafõndan anlatõlõyor. Dünyaca ünlü Türk koreograf Mehmet Balkan’õn koreografisi ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) sanatçõlarõnõn yo- rumuyla Süreyya Operası’nda sahnelenen Don Kişot balesi, en zor şartlarda bile başarõlõ sanat yapõtlarõnõn ortaya konulabileceğinin bir göstergesi. İDOB dansçõlarõ tarafõndan dönüşümlü ola- rak canlandõrõlan başrollere, Don Kişot ro- lünde, Antalya Devlet Opera ve Balesi’nden misafir dansçõ olarak katõlan Cenk Karayel eşlik ediyor. Klasik bale yapõtlarõ arasõnda, taşõdõğõ Akdeniz sõcaklõğõyla seyircinin iz- lemeyi daha çok tercih ettiği Don Kişot’ta yer alan duygu akõşõnõ profesyonel dans adõmlarõyla bizlere aktaran başrol dansçõla- rõndan, Kitri rolünü canlandõran İlke Kodal ve Basil’i canlandõran Arkın Zirek, Meh- met Balkan’õn İstanbul Devlet Opera ve Ba- lesi için büyük bir şans olduğu konusunda hemfikirler. İDOB başkoreografõ Mehmet Balkan için de Don Kişot’un yeri çok özel. Bundan asõr- lar önce yazõlmõş bir yapõtõn hâlâ güncelli- ğini koruyor olmasõnõ, “herkesin içinde bir Don Kişot vardır” şeklinde yorumluyor. Dünya operalarõnda 3 perde olarak sahne- lenen bu klasik balenin, Türkiye’de 2 per- de olarak izleyiciyle buluşmasõnõn neden- lerini iki başlõk altõnda toplamak mümkün. Balkan, “hikâyenin özünü toparladığımı düşünüyorum” dediği bu klasik baleyi, se- yirciyi sõkmadan aktarmayõ hedeflerken, bir yandan da seyirciyle aralarõnda köprü gör- evi üstlenen sahnenin kõsõtlõ teknik imkân- larõnõ ve boyutunu göz önünde bulundurmak zorunda kalmõş. Süreyya Sahnesi’nin kü- çüklüğünden dolayõ çeşitli özverilerde bu- lunduklarõnõ ama bunlarõn, yapõtõn içeriğine kökten zarar veren şeyler olmadõğõnõ söy- leyen Balkan, “Don Kişot rolünde dans et- tiğim dönemde hep bu ihtiyar şövalyeye haksızlık edildiğini düşünürdüm” diyerek, şimdiye dek gölgede kalan Don Kişot’u ön plana çõkarmaya çalõştõğõnõ belirtiyor. (“Don Kişot” 24 Şubat saat 20.00’de ve 27 Şubat’ta saat 16.00’da Süreyya Operasõ’nda.) İDOB başkoreografõ Mehmet Balkan için Don Kişot’un yeri çok özel. Bundan asõrlar önce yazõlmõş bir yapõtõn hâlâ güncelliğini koruyor olmasõnõ, “Herkesin içinde bir Don Kişot vardõr” şeklinde yorumluyor. “Bal”ın oyuncuları Erdal Beşikçioğlu, Bora Altaş, Tülin Özen ve yönetmeni Semih Kaplanoğlu ödülüyle.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle