18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
LU o a: f 8 Yeni bir İstanbul ansiklopedisi, hazırlığı - ZekiAnkan V efa Lisesi'nde okuyan mahalle arkadaşım Cenap Aydınoğlu, tarih derslerine Rejat Ekrem Koçu'nun girdiğini söylediği ve sınıf- ta çekilen bir resmini gösterdiği zaman şaşkınlıktan do- nakalmıştım. Niçin?Çünkü ben. R.E. Koçu'nun ya- zılannın gazete sütunlarını doldurduğunu biliyor ve ki- taplannın da sergilerden taştığını görüyordum. Tek ba- }ina (.nkarJıgı tstanbul Aıuiklopedui'nin fasikülleri- ni de gazete satıcılannda görüyordum. Ben onu bu yön- leriyle tanıyordum. Bu kadar verimli ve üretken bir ta- rihçinin üniversitede, bir yüksek okulda ya da bir araş- tırnıa merkezinin başında olabileceğini sanıyordum. Kendisiyle, tanışmayı, konujjmayı ne kadar isterdim! Ama o (jünlerin tedirginliği, çekingenliği yüzünden bu- na cesaret edemedim. Büyük bir fırsatı kaçırdığımı an- lıyorum. Şimdi Enis Batur'un 300 aydının katkısıyla yeni bir İstanbul ansiklopedisinin hazırlığına giriştiğini öğ- rendiğim zaman bunları düşündüm. Ansiklopedi deyince, aydınlanma döneminin ürünü olan Fransızların Büyük Ansiklopedisi akla ge- lir. Diderot, d'Alembert, Voltaire, Rousseau, d'HoIbach vb. aydınlann katkılarıyla çıkan bu eser yasiiklamalara, türlü baskılara karşın tamamlanabildi. Ansiklopedi, XVIII. yiizyıl düşün ve uygarlık tarihinin derin çö- zümleınesidir. Bilim, sanat, felsefe, siyaset ve teknik alanlardaki gelişmelerin sistemli bir açıklamasıdır. Maddeler özgür bir anlayışja kaleme alınmış bu yüz- den kilise mensuplarını rahatsız etmijtir. XIX. yüzyılda diğer uluslar, bu ansiklopedi örne- ğinde kendi ansiklopedilerini yarattı. Batı'yı yakından tanıyan aydınlarımız, bu boşluğun farkına vardı. 1886'da henüz yinnisini süren ve İzmir'de Hizmet ga- zetesini çıkaran Halit Ziya'nın bu konuda yazdıkları son derece aydınlatıcıdır. Yüzyılın sonlarına doğru ansiklopedi niteliğinde eserler Osmanlı İmparatorluğu'nda yayımlanmaya biişladı. Bunlardan Şemsettin Sami'nin tek başına ha- zırladıgı Knmusü'l Alam, geryek anlamda bir ansik- lopedidir. Bunu bitirilemeyen başka girişimler izledi. Yücel'in bakanlığı sırasında (1938-1946) Batılıdo- ğubilimcilcrin en önemli verimi olan İslam Ansiklopedisi Türkçeye uyarlandı. Tamamlanması or- talama bir insan ömrü kadar uzun sürdü. İnönü (Türk) Ansiklopedisi de öyle. Oysa ansiklopedi mad- deleri çahuk eskir ve sık sık yenilenmesi gerekir. 1930 ve 1940 yıllarında Türkiye'de birçok ansik- lopedi yayımlandı. Buna karşın 195O'li yıllarda ay- dınlarımız ulusal bir ansiklopedinin hazırlanması ge- rektiğini savunuyorlardı. Dr. Adnan Adıvar, "Milli bir ansiklopedimiz olmalı" diyordu. Orhan Burian, Adıvar'm milli derken bunun yerli yersiz kendimizle övünmek anlamına gelmediğini belirtiyor ve buna şu düşüncelerini ekliyordu: "Bir milli ansiklopediye ih- tiyacımız varsa bu ansiklopedinin bir maksadı şimdi- ye kadar lıakkı verilmeınis, büyüklerimizin hizmetle- rini tcbarüz ettirmek(belirtmek) olmalıdır". Bu an- siklopedide çiçek aşısı da, Pazarola Hasan Bey de ol- malıydı. Bir ara Türkiye'de telif, <,x-viri, uyarlama bagla- mında epeyce ansiklopedi yayımlandı. Bugün her alan- da bir ansiklopedi ortaya koyacak bir birikimimiz var. Batur'un v>karacağı İstanbul ansiklopedisi için 300 ki- jiyi scferber edebilmesi bunu gösteriyor. Diğer büyük kentleriınizin de bu dogrultuda hazırlıklar yaptıfı an- laşılıyor. Yeter ki ortaya konulan emekler çan.ıır ol- ca o Türkiye'de ekonomik büyümenin özellikleri Dr. HalitSuiçmez, iktisatçı, [email protected] E konomik büyüme toplumda refah artıguun temel kay- nağıdır. Toplumsal refahın arttırılmasında üretim artı- 51 gereklidir ama yeterli olması için de bölüşümün adil olması bir zoruniuluktur. Ekonomik büyüme, üretim potansiyeiinin artması sonu- cundaki üretim artışıyla gerçekleşir. Ulkedeki bir dönem mal ve hizmet üretimi artışının bir ön- ceki dönemle karşıla^tırılmasıyla da ölçülür. Ulkemizde son 10 yıllık dönemdeki büyümenin özelliklerini özetleyecek olursak şunları söyleyebiliriz: Büyüme utikranızdın Bu şekil bize göstermektedir ki, bü- yüme hızında sürekli iniş-çıkış izlenmektedir. Knynak: TX)İK verileri, www.tilik.gnv.tr, erişim tnrihi 06,02.2010 2002 sonrasındaki durum ise şudur: 1999 ve 2001 yıllarında büyük dügüşler gösteren büyüme hızları, 2002 yılından sonra göreli bir yükseklik ve kararlılık izlemij, 2004 yılından sonra da artı$ hızları giderek azalarak 2008 ve 2009 yıllarında dip nok- talara inmi^tir. Büyüme istihdam yaıacamamaktadın 1997 yılında 100 olan istihdam endeks rakamı 2004'te 82 civarına inmiştir. Oysa üre- tim bu dönemde yüzde 62 oranında artış göstermiştir. Diger yandan geniş tanıma baglı ijsizlik oranı da 2009'da yüzde 15'in üzerindedir. tmalat Sanayi Üretimde Çalışanlar İndebi (1997-100) Ydlar 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Devlet 100,0 93,7 89,0 83,5 78,2 71,1 66,3 54,6 Yıllık Ortalama Özel 100,0 101,6 91,7 90,2 82,5 84,4 87,0 88,1 K;,ymk, 104.2001 vc- H.07.2004 Turihli 1 Toplam 100,0 100,2 91,2 89,0 81,7 82,2 83,7 82,7 M Hıûvt Bültrnlvn 3- Büyüme verimlilik odaklı değildir: Büyüme yani, üre- tim artışı; faktör nıiktarlarındaki artijla, faktör verimlilikle- rindeki yükselıneye dayanır. 1990'h yıllarda bazı OECD ülkelerinde toplam faktör ve- rimliliklerinin büyümeye katkısı şöyledir: İ8veç"te % 100,1, İtalya'da %51,3, Almanya'da % 64,2, Fransa'da % 85,3, Finlandiya'da %92,5, Danimarka'da %64,4, Japonya'da % - 52,6, ABD'de %36,6, Türkiye'de % -2,1. Rakamlar ulkemizde büyümenin niteliğini ortaya koy- maktadır. Bizde büyüme teknoloji ve vcrimlilikten uzaktır. Ozellikle 1990'h yıllar teknoloji ve verimlilik a<,isından kayıp zamanlardır. 4- Büyüme sosyal gelijmeye yansımamaktadır: UNDP'nin 2005 raporunda Türkiye 177 ülke arasında insani geliş,me en- deksi sıralamasında 2004'deki 88. nci sıradan 2OO5'te 94ncü sıraya gerilemijtir. (Kaynak: UNDP, İnsani Gelişme Raporu, 2005) Bciylelikle ekonomimiz büyüdüğü halde bu sonuç halkın yaşam kalitesine yansıtılamamıştır. Bu durum 2005 UNDP ra- poruyla ortaya konulmuş, olmaktadır. Aynı rapora göre milli geliri bizden daha düjük olan, örneğin Peru'nun insani geliş- mişlik sırası 85'den 79.uncu sıraya yükselmiştir. UNDP'nin 2005 İnsani Kalkınma Raporuna göre Türkiye (2003 rakamlarına göre) GSYİH'nin yüzde 3,7'sini eğitime ayı- rıyor. Bu oran Norveç'te yüzde 7,6, ABD'de 5,7, İngiltere' de 5,3, Almanya'da 4,6 olarak açıklanmijtır. Türkiye'de 199O'lı yıllarda genel olarak eğitime yüzde 2,2 düzeyinde bir pay ayrılmaktayken 2000'li yıllarda yükselme ol- muştur. UNDP raporunda eğitime daha yok kaynak ayıran ülke- lerin 15-20 yıllık dönemde gelişmekte olan ülkeden "gelişmiş" ülke statüsüne yükseldiği de vurgulanmaktadır. 5- Büyümenin ciddi bir yapısal sorunu vardır: Bu sorun ise tasarruf yetersizliğidir. Orta ve uzun vadede ulusal tasarruf orantnı yüzde 25'lerin üzerine çıkararak bu ciddi sorun <,»- zümlenmelidir. Bizde yüzde 18-20 civarında olan rasyo bazı Asya ülkelerinde yüzde 30'ların üzerindedir. 6- Büyüme "hormonhTdur: 2001-2006 arasında milli ge- lir üzerine yapılan harcamalar arasında en hızlı artıç gösteren kalem "stok birikimi"dir. Türkiye'de üretilmij ancak satılamadığı için stoklarda biriktirilmiş olan malların toplamı, yılda orta- lama yüzde 34,5 oranında artij göstermiştir. (18.4.2007 Cumhuriyet) 7' Büyüme spekülatirtir: Bu kavram büyümenin sıcak pa- ra girişlerine ve borçlanmaya dayalı olmastnı anlatınaktadır. 8- Büyüme yönetilememektedir: Büyümenin yukarıda sı- ralanan özelliklerde olması onun "iyi" yönetilemediği algısı- nı güçlendirmektedir. İyi yönetilmesindeki vurgulardan biri de, bir ülkenin ticaret, sanayi kolları, hizmet sektörü, toplam istihdam havuzu ve eğitim politikaları arasında koordinasyo- nun ve ejgüdümün sağlanmasıdır. Ve biröneri: Krizin etkilerinin reel sektörde yoğun yaşandığı bu dönemde yeni bir büyüme stratejisine ihtiyaç bulunmak- tadır. Bu strateji kısa, orta ve uzun dönemli olarak hazırlanma- lı ve odağında istihdam ve teknoloji olmalıdır. Bu noktada hangi sektörlerin işgücü istihdam edebilece- ği, hahgilerinin de ağırlıkla yeni teknolojik yatırırnlar gerek- tirdiği araştırılmalı ve sektörel büyümelerin istihdam ve tek- noloji esnekliklerine bakılarak sektör politikalarına yön ve- rilmelidir. Gerek hazırlanmakta olan istihdam stratejisinde, gerek üre- tim ve büyüme modellerinde bu alanda yapılmış sosyalbilim araştırmalarının sonuçlarından yararlanılmalıdır. Öncelikle yararlanılması gereken çalıjmaların ise, üretim, istihdam, teknoloji, verimlilik, ücret, talep ve bölüşüm ko- nusunu kapsayan araştırmnlar olduğu inancındayım. Çünkü bu alanlarda yapılan inceleme ve ç'ahjmalar; aşı- mız, ijimiz, geçimimiz, küresel ölçekte rekabetimiz, giderek sağ- lıklı bir gelişmeyle çagda^laşma, kentleşme ve uygarlık çizgi- sinde daha ileri noktalara yaklajma uğra;ınuzdır. Tartışmayı derinleştirecegimiz noktalardan biri, büyüme- nin sadece niceliği değil, niteliği olmalıdır. Hem yüksek hem de "iyi" büyümelere, topluma hizmet eden gelişmelere ihti- yacımız var. Daha üretken bir Türkiye için daha yüksek, hızlı ve nite- likli büyüme adınılarına gereksinmemiz olduğunu hatırlatmaya gerek yok sanırım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle