19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARALIK 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘İsviçre’de Erdoğan’a ait 8 banka hesabı var’ iddiasının ciddi olduğunu belirten CHP lideri, Başbakan’a ‘Sicili temiz değil’ dedi 9 Bitlis’in Hizan ilçesinde 48 kız çocuğunun daha eğitime kazandırıldığı bildirildi. İlçe kaymakamı, garnizon komutanı, ilçe milli eğitim müdürü, kurum amirleri, bir grup okul müdürü ve öğretmenin oluşturduğu ikna komisyonu, ilçede kızları okula kazandırmak için başlattıkları çalışmalarda ilk gün 17, ikinci gün ise 48 kız çocuğunun yarım kalan eğitimlerini sürdürmelerini sağladı. Kılıçdaroğlu ‘ispat’ istedi TARKAN TEMUR Okula gitmeyene takip Fotoğraflar: VEDAT ARIK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okula kayıt olmayan çocukların tespit edilmesi ve sorumlular hakkında yasal yaptırım uygulanması talimatı verdi. MEB’den valiliklere gönderilen yazıda, il ve ilçe eğitim müdürlüklerinin okula kayıtsız öğrencileri ikametlerine uygun okullara yönlendirmeleri gerektiği ifade edildi. Okul yönetimlerinin bir ekip oluşturarak kayıtsız çocukların ikametlerini ziyaret edip kayıt yapmaları istenen yazıda, öğrencilerin yaş gruplarına ve seviyelerine uygun sınıflara alınmaları gerektiği kaydedildi. Sorumlular hakkında yasal yaptırım uygulanması talimatı verildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın rektörler toplantısında kendisine ait İsviçre bankalarında olduğu öne sürülen gizli hesaplara ilişkin “Olmayan şeyin açıklaması olmaz” demecine cevap verdi. Kılıçdaroğlu “Başbakan’ın kulakları duymuyor herhalde. Bir devletin büyükelçisi, bir Başbakan’a yönelik olarak ‘İsviçre’de 8 ayrı hesabı var’ diyorsa bu iddia ciddidir” dedi. Başbakan Erdoğan’ın İsviçre’de olduğu öne sürülen gizli hesaplara ilişkin sert tavrını da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Sayın Başbakan, senin mali sicilin, mali geçmişin temiz değil. Önce bunu bil. Eğer ‘benim mali sicilim temizdir’ diyorsan ve yüreğin varsa senin yandaş televizyon kanallarından birinde gel karşıma çık” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, dün İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’ni (İSTESOB) ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, “Gidersin İsviçre’deki bankalara ‘benim burada hesabım var mı, yok mu yazılı olarak verin’ dersin. Sana verirler, ‘Sayın Erdoğan’ın bizde hesabı yoktur’ derler. Sen de gider tazminat davası mı açarsın ya da başka bir şey mi yaparsın. ‘İşte bak delillerim bunlar. İsviçre’de tek kuruşum yok arkadaşım’ dersin. Bizler de ‘helal olsun’ deriz” diye konuştu. M.G. İÇİN ‘BAHÇE KAPISI’ FORMÜLÜ MERSİN (Cumhuriyet) Mersin Milli Eğitim Müdürlüğü, derslere türbanla girmek isteyen Sakarya İlköğretim Okulu öğrencisi 13 yaşındaki M.G’yi “ikna edebilmek” için rehber öğretmen görevlendirdi. Rehber öğretmenin M.G. ve ailesine “Okulun kapısına kadar türbanla gel, okula girerken türbanını çıkar” önerisi sunduğu, ancak M.G’nin ve ailesinin bu öneriyi de kabul etmediği öğrenildi. Kadına verilen seçme ve seçilme hakkının 76. yıldönümünde TBMM’de sadece 48 kadın milletvekili bulunuyor... Kadının adı Meclis’te yok HAYDARPAŞA ANIMSATMASI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin İsrail’e yangın söndürme uçağı göndermesinin “insani davranışın sonucu olduğunu” belirterek “Son derece olumlu görüyoruz. Bu duyarlılık güzel bir şey ama aynı duyarlılık Haydarpaşa yanarken de keşke gösterilebilseydi” dedi. Kılıçdaroğlu, İstanbul’a hareketinden önce Esenboğa Havaalanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin “Türkiye’nin İsrail’de çıkan yangınla ilgili yangın söndürme uçakları göndermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “İsrail’e gönderilen uçaklar insani davranışın sonucudur. Son derece olumlu görüyoruz. Bu duyarlılık güzel bir şey ama aynı duyarlılık Haydarpaşa yanarken de keşke gösterilebilseydi” diye konuştu. Belgelerle konuşacağım Başbakan Erdoğan’a televizyon kanallarında tartışma çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, özetle şöyle konuştu: “Başbakan susmayacak. Ona bir şey söylüyorum. Sayın Başbakan, senin mali sicilin, mali geçmişin temiz değil. Önce bunu bil. Eğer ‘benim mali sicilim temizdir’ diyorsan ve yüreğin varsa senin yandaş televizyon kanallarından birinde gel karşıma çık. Sayın Başbakan bize ders veriyor. Diyor ki, ‘biz büyük düşünüyoruz, onlar da büyük düşünsün.’ Size ‘büyük düşünün’ derken ‘büyük götürün’ demedik. Sayın Başbakan diyebilir ki, ‘Efendim biz büyük götürmedik.’ Niye söylüyorum? Senin yandaş televizyon kanallarından birisine gel, ben AKP’nin kimlere nasıl büyük götürdüğünü belge belge önüne koyacağım. Gelsin bakalım. Onun için Başbakan’ın mali sicili temiz değil. Etrafına baksın. Var mı hayali ihracatçısı etrafında.” Başbakan’ın da bunu çok iyi bilmesi lazım” ‘Akademik’ katılım Kılıçdaroğlu daha sonra Beşiktaş’taki Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen katılım töreninde partililerle bir araya geldi. Katılım töreninde 131’i akademisyon olmak üzere yaklaşık 400 kişi CHP rozeti taktı. Törende konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, üniversitelere özgürlüğün, Türkiye’ye çağdaşlığın CHP iktidarında getirileceğini belirterek “Başbakan üniversite rektörlerini toplamış. Sanki karşısında askerleri var. Başbakan farklı düşünceler dile getirebilir diyor. Farklı düşünceler dile getirilince akıbetini biliyoruz, doğru Silivri’ye” dedi. Kılıçdaroğlu’nun sözlerine salon “Gün gelecek, devran dönecek. AKP halka hesap vere ‘Başbakan’ın sesini keseriz’ Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Belli yolsuzluk dosyaları nasıl kapatılmış, sorsun. Eğer ‘nereye sorayım’ diye düşünmek istiyorsa bana başvursun. Ben nereye başvuracağını biliyorum. Sayın Başbakan sanıyor ki, ben bağırırım, çağırırım bunlar ses çıkarmazlar. Eğer iş bağırmaya çağırmaya kalsa biz senin sesini keseriz Sayın Başbakan. Biz yine sorumlu bir ana muhalefet olarak, yeri ve zamanı geldiğinde konuşuyoruz. Söyleyeceğimizi de söylüyoruz. Sayın cek” sloganlarıyla destek verdi. Kılıçdaroğlu, “Taburcu edilmelidir’ raporunun mahkemeden gizlendiği gerekçesiyle Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tedavi gördüğü Kardiyoloji Enstitüsü’nde polisin inceleme yapmasını da eleştirerek özetle şöyle konuştu. “Bilim adamına, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne saygı duyulan bir ülkede aylardır hasta yatan bir bilim adamının kaldığı hastaneye polis baskın yapmaz. Utanır insan biraz. Hukuka saygı duyulan bir ülkede Kemal Türkler gibi caddenin ortasında vurulup 30 yıldır faili meçhul olarak giden bir anlayışa göz yumulmaz. Demokrasi diyeceksizin, özgürlükler diyeceksiniz, hukukun üstünlüğü diyeceksiniz. Birileri yargıya başvurdu mu kıyameti koparacaksınız. Bu anlayışı tarihe gömeceğiz.” Atatürk’ün 5 Aralık 1934’te Türk kadınına verdiği seçme ve seçilme hakkının 76. yıldönümünde TBMM’de yalnızca 48 kadın milletvekili bulunuyor. Siyasi partiler kontenjanlarının ancak küçük bölümünde kadınlara yer verirken kadın kuruluşları, siyasi partilerin kadınların yurttaşlık haklarını vermesini istedi. SEVİL ARINAN ANKARA Türk kadını, sosyal ve kültürel alanda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma yaşamında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olması için 5 Aralık 1934’te seçme ve seçilme hakkına kavuştu. Türk kadını siyasal haklarını kazandığında dünyada sadece 17 ülke kadınlarına bu hakkı verirken Avrupa ülkelerinin çoğunluğu 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bu adımı attı. Türk kadını ilk kez parlamentoya 1935 yılında girip, dünya listesinde 2. sıraya çıktı. Ayrıca Türkiye o yıllarda birçok Avrupa ülkesine de örnek oldu. Bugün ise Türkiye’de çok farklı bir tablo yaşanıyor. Seçme ve seçilme hakkının verilmesinin üzerinden 76 yıl geçmesine karşın Türkiye, Avrupa Parlamentoları arasında sonuncu sırada yer alıyor. Buna göre Meclis’teki en fazla milletvekiline sahip partilerden AKP’nin 30, CHP’nin 8, BDP’nin 7, MHP’nin 2, DSP’nin ise 1 kadın milletvekili bulunuyor. Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan seçme ve seçilme hakkının kadınların hakkı olduğunu, bunun verilmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’de kadınların eşit biçimde siyasete katılmadığını söyleyen Sarıhan, “Gerçek eşitliği sağlayıcı yasanın kabul edilmesini istiyoruz. Seçimle ilgili bütün yasalarda kadın erkek eşitliğini yüzde 50 oranında sağlayıcı düzenleme yapılmalı” dedi. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de, kadınların pozitif ayrımcılıktan yararlanması gerektiğini vurgulayarak, “Kota ayrımcılık anlamına geldiği için eşitlik isteğimizi, karar mekanizmalarında kadınlara yüzde 50 hak verilmesini istiyoruz. Genel seçimlerde adaylıklar belirlenirken, kadınların alt sıralarda değil, üstlerde olmasını talep ediyoruz. Siyasi partilerin karar mekanizmaları da kadınlara yüzde 50’lik kadın kotası vermeli. İsviçre’de Cumhurbaşkanı kadın olduğu gibi 7 bakanın 4’ü kadın” diye konuştu. Kadınların Seçme Seçilme Hakkı (19342010) 5 Aralık 1934 Türk kadını seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Bu hakkını “salahiyet” ve “liyakatla” kullanacaktır. “Çarşaf” içinde, “peçe” altındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. M. KEMAL ATATÜRK 5 Aralık 2010 “76” yıl önce elde edilen bu “hak”, bugün tam bir “salahiyet” ve “liyakat”la mı kullanılıyor? “Çarşaf” içinde, “peçe” altında yaşamak, tarihten sökülüp çıkarılarak “güncelleştirildi” mi? Günümüz “AKP” iktidarınca “da”, dinsel temelli siyasetin “simgesi” olarak mı kullanılıyor? Savaşımı sürdürerek “76.” yılı kutlayalım. KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ (KAD) Yönetim Kurulu C MY B AKP yöneticileri belgelerdeki XXX’leri tartıştı ‘Konuşmanıza dikkat edin’ ERDEM GÜL DAVUTOĞLU BİLGİ VERDİ Aksu, WikiLeaks komisyonu başkanı oldu. ANKARA AKP yönetimi, WikiLeaks belgelerinde danışman oldukları belirtilen isimleri saklamak için XXX diye kodlanan partililer konusu tartışıldı. Parti yöneticileri, belgelerde konuşmaları yansıtılan XXX’leri “ağızlarını tutamamakla” suçlarken Başbakan Tayyip Erdoğan, “Arkadaşlar kimlerle ne konuştuklarına dikkat etsinler” uyarısı yaptı. AKP MKYK’nin önceki gece Başbakan Erdoğan başkanlığında yapılan toplantısında, WikiLeaks belgeleri ve iddiaların hükümet ve parti açısından değerlendirmesi yapıldı. Toplantıda hükümetteki çalışmanın yanı sıra parti içinde de WikiLeaks ile ilgili iddiaları araştırıp dava açılmasının yollarını aramak üzere bir komisyon oluşturuldu. Komisyonun başkanlığına WikiLeaks belgelerinde de T oplantıda WikiLeaks belgeleri basına sızdığı gün ABD’de olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da bulundu ve MKYK üyelerine bilgi verdi. Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın belgeler için “çalıntı” dediğini belirtti ve Clinton’ın ağzından, “Büyükelçiler ve mahiyetindekiler böyle raporlar hazırlar. Biz bu tür raporların tamamıyla dikkate alarak dış politikamızı belirlemeyiz. Bu raporların belki bazı bölümlerinden yararlanırız. Ancak söz konusu belgelerde yönetimimiz de rahatsız eden unsurlar var. Özür dileriz” ifadelerini aktardı. Davutoğlu ayrıca belgelerin yayınlanmasının ardından yeni bir uygulama başlattıklarını bildirdi. Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı’nda yeni bir masa oluşturacakları bilgisini verdi. adı geçen ve partililerce bu nedenle “WikiLeaks mağduru” diye nitelenen AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu getirildi. Toplantıda belgelerde isimleri XXX kodlarıyla yer alan kimlikleri belirsiz danışman ve partililerin durumları da gündeme geldi. AKP yöneticileri belgelerde adı geçen fakat isimleri verilmeyen AKP’lileri ve Dışişleri diplomat larını da eleştirerek “Söz konusu arkadaşlar, temaslarında ne konuştuklarına dikkat etmemişler. Partili arkadaşlar da kendileriyle konuşan diplomatların bilgi almak için geldiklerini bilmeliydiler” eleştirisinde bulundu. Erdoğan da, bu sözlere katılarak “Arkadaşlarımız görüşmelerinde kiminle nerede ne konuştuklarına dikkat etmeliler” uyarısını yaptı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle