19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 12 PAZAR YAZILARI CUMHURİYET 5 ARALIK 2010 PAZAR [email protected] Assange tuzağa mı düşürüldü?.. ‘Parodi’li avaşın ilk kurbanı gerçektir” diyor WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange. 14 Ağustos’ta Stockholm’deki basın toplantısı bu başlık altında düzenlenmişti. Sosyal Demokrat Parti’nin Hıristiyan kanadı tarafından düzenlenen toplantı İşçi Sendikaları Konfederasyonu binasında yapılmıştı. Julian Assange, solgun benizi, yorgun yüzü, ifadesiz bakışları ve monoton konuşmasıyla soğuk bir kişi izlenimi uyandırmıştı; buna karşılık, akıcı konuşmasından, anlattığı konuyu ele alış biçiminden ve seçtiği sözcüklerden, son derece zeki ve kararlı biri olduğu belli oluyordu. Son günlerde diplomasi dünyasında deprem etkisi yaratan belgeleri yayımlayacağını da o gün açıklamıştı. Yerleşik düzenin sırlarını ortaya döküp, büyük devletlerin yüzündeki cici demokrasi maskesini sıyırıp attığından, mayınlı tarlada dolaştığını, hedef tahtası haline gelebileceğini biliyordu. 11 Ağustos’ta El Cezire’de yayımlanan programda bunu söylemişti. Kendini görece emniyete alabilmek için de yaşamını İsveç’te sürdürmeye karar vermişti. WikiLeaks’in “S yaşayabilmesi için de İsveç’in en elverişli kez yakalanması için Interpol de devreye ülke olduğunu düşünmekteydi. Kendisine sokuldu. Burada üzerinde durulması bu olanakların sağlanacağı da gerektiğini düşündüğüm nokta Julian bildirilmişti. O gün basın toplantısından Assange’ı şikâyet eden kadınların sonra yorgunluk atmak için Stockholm konumları, tutumları ve ifadeleri. dışında bir yerde dinlenmeye çekileceğini Kadınların kimlikleri açıklanmadı. açıklamıştı. Şikâyet dilekçelerindeki ifadeleri de Tam bir hafta sonra, 21 Ağustos bilinmiyor. Bir gazete isimlerini Cumartesi sabahı gazetelerde Julian vermeden kadınların anlattıklarını Assange hakkında tutuklama yayımladı. Olayın seyri şöyle: kararı verildiğini okuduk. Sivil toplum hareketlerine STOCKHOLM Tutuklama kararı cuma akşamı katılmayı seven iki genç iki kadının şikâyeti üzerine kadın Julian Assange ile alınmıştı. Nöbetçi savcı, Stockholm’e gelmeden önce kadınların ifadesinden Julian temasa geçip, WikiLeaks Assange’ın tecavüz ve tacizde çalışmalarına katkıda bulunduğu sonucunu çıkarmıştı. bulunmak istediklerini Tutuklama kararı her yarım bildiriyorlar. 14 Ağustos OSMAN İKİZ saatte bir TV ve radyo günü de görüşüyorlar. Julian kanallarında birinci haber olarak Assange o geceyi verilmekteydi. Saat 16.30’da nöbeti Stockholmlü kadının evinde geçiriyor. devralan diğer savcı ise “İfadelerde Ertesi geceyi de diğer kadının bir başka tutuklamayı gerektirecek bir tecavüz kentteki evinde. Bu ziyaret trafiği işareti göremiyorum” diyerek kararı sırasında kimsenin kimseden bir şikâyeti kaldırdı. Tutuklama kararı kaldırıldı ama yok. Ne zaman ki Julian Assange önsoruşturma başlatıldı. 18 Kasım’da, gerçekten dinlenmek üzere İsveç’in yani yeni belgelerin açıklanmasına ramak kuzeyine gidiyor, iki kadın Stockholm’de kala tekrar tutuklama kararı verildi. Bu oturup durumu gözden geçiriyor. Gazeteye anlattıklarına göre de Julian Assange ile ilişkilerini tanımlamakta zorlanıyorlar. Sonunda “Haydi polise gidip anlatalım. Bu işin içinde tecavüz, taciz, sarkıntılık falan varsa onlar söylesin”de karar kılıyorlar. Gazetede yazılana göre polis kadınları dinliyor ve “Bu anlattıklarınızda tecavüz ve taciz var” deyip zaptı tutuyor ve savcıya gönderiyor. Julian Assange’ın bu suçlamaya yanıtı çok kısa. Kadınlarla ilişkisi konusunda somut hiçbir şey söylemiyor. Söylediği sadece şu: “Bugüne kadar rızası dışında hiç kimseyle bir ilişkim olmadı.” Bu olayı hafızamıza kaydedelim. Kadınların tecavüze uğradıklarına polis ve savcının karar verdiği sistemin nasıl işleyeceğini izleyelim. Julian Assange, “Savaşın ilk kurbanı gerçektir” diyor. Bu kadarla kalsa iyi. Gerçekler çoğu zaman çoğu kimseyi rahatsız ediyor ve gerçeklerin üzerini karartmak için kaoslar yaratılıyor. İnsan ister istemez “Julian Assange tuzağa mı düşürüldü?” diye düşünmeden edemiyor. [email protected] diplomasi G Sanal savaşlar çağı ikiLeaks internet sitesinin yayımladığı gizli belgeler dünyada tozu dumana katarken ABD medyasında tedbirli bir yaklaşım ve kontrollü bir sessizlik egemen. Belgelerin açığa çıktığı ilk günlerde ABD’nin önde gelen gazeteleri bunu haberleştirmesine karşın kendini “liberal” olarak tanımlayan dev televizyon şirketlerinin bu büyüklükteki bir habere üstünkörü bir yaklaşım sergilemesini acaba nasıl açıklamak gerekiyor? Haberin birkaç gün içinde alt sıralara düşürülmüş olması da cabası. Belgeleri yayımlamaya karar veren kimi medya kuruluşlarının ABD yönetimi ile birlikte ülkenin ulusal güvenlik hassasiyetlerini göz önüne alarak kimi belgeleri eledikleri de gelen bilgiler arasında. ABD medyasının Irak savaşına başta nasıl açık destek verdiği düşünülürse belki bu durum çok da şaşırtıcı değil. Ne var ki Amerikan medyasının bu gibi olaylarla tekrar tekrar göz önüne serilen ABD yönetimleriyle olan içli dışlı ilişkisi, bu ülkede basının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki kuşkuları perçinliyor. Bu kadar büyük bir bilgi bombardımanı altında komplo teorileri doğal olarak mantar gibi türeyecek. Siz onlara kulak asmayın. ABD yönetimi WikiLeaks’in yaptıklarından büyük rahatsızlık duyuyor. Bundan önce Irak savaşıyla ilgili belgeleri yayımlamasının ardından sitenin sahibi Julian Assange’ın kişiliği ve tecavüz suçlamalarıyla ilgili basında sayfa sayfa çıkan olumsuz haberler adeta bir karalama kampanyası W örneği idi. ABD’den gelen uyarılara karşın Assange’ın boyun eğmemesi ve 250 bin belgeyi daha internete salması bardağı taşıran son damla oldu. Artık ABD Assange’a derhal bulunup yakalanması ve adalet önüne çıkarılması gereken bir “düşman” olarak bakıyor. ABD Adalet Bakanlığı yetkilileri Assange’ı Casusluk Yasası altında suçlamak için çalışmalara başladılar bile. Eğer ceza soruşturması bu yönde sonuçlanırsa yasaya göre suçlulara ölüm cezası bile getirilebilir. Öte yandan uluslararası polis teşkilatı Interpol, Assange hakkında İsveç’te tecavüz ve cinsel taciz soruşturması çerçevesinde uluslararası tutuklama emri çıkarıldığını duyurdu. WASHINGTON Hitler hazıra konmuştu erlin Tarih Müzesi’ndeki “Hitler ve Almanlar” adlı sergiyi iki ay içinde 150 bin meraklı izledi. Daha açıldığı gün girişteki upuzun kuyruklar, salonların kalabalıklığı sergiyi düzenleyenleri çok şaşırtmıştı. Yayımlanan kalın katalog da çok değerli bilgi ve ilginç fotoğraflar içeriyor. İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden bugüne 65 yıl geçmesine karşın Hitler ve yandaşları gündemden inmiyor. Avrupa’da 40 milyon insanın ölümüne neden olan savaş niçin Almanya’dan çıkmıştı, Hitler ve Nasyonal Sosyalistler niçin bu ülkede kısa sürede kabul görmüştü, Alman halkı 1933 ile 1945 arasında yapılanlara niçin ses çıkarmamıştı? İşte şu sıralar Berlin’de on binlerin akın ettiği sergi bu sorulara yanıt bulmak isteyen ilk büyük girişim. Bu sergiyle hemen hemen aynı günlerde Alman Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı 900 sayfalık bir inceleme kitabı da ülkede taşları yerinden oynattı. Naziler döneminde Dışişleri Bakanlığı’nın, özellikle Yahudi soykırımındaki çalışmalarıyla Hitler’in en büyük destekçilerinden biri olduğu, Adenauer’den bu yana başa geçen her hükümet tarafından bir sır gibi ta 2005 yılına kadar gizlenmiş! Bundan beş yıl önce emekli bir bakanlık memuru tarafından dikkati çekilen dönemin Dışişleri Bakanı Fischer’in isteği üzerine başlatılan zor çalışmalar sonunda halktan saklanan gerçekler kısa süre önce yayımlanan bu kitapla su yüzüne çıktı. Almanya’nın geçmişini sorgulayanlar hep ELÇİN POYRAZLAR B [email protected] www.ahmetarpad.de denizberktay@ yahoo.com C MY B C MY B Üstüne üstlük ABD’nin “yurtsever siber korsanları” WikiLeaks’in sitesine saldırıları sürdürerek belgelere erişimi engelliyor. ABD tek bir adama karşı dört koldan savaş yürütüyor. ABD’nin binlerce gizli belgesinin böyle ortaya saçılması Assange’ın mesleği, kimliği ve görevi konusunda pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. O bir gazeteci mi, casus mu, yoksa başka bir şey mi? Bunu yanıtlamak şu an için zor. Ama bu gelişmelerden sonra dünya siyasetinde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını sezmek zor değil. Bilgi çağının çocukları sanal savaşların komutanları olacağa benziyor. sorar, Hitler niçin vatanı Avusturya’da değil de, Almanya’da başarıya ulaşmıştı? Yitirilen Birinci Dünya Savaşı sonrasında özellikle, 1920’li yıllarda Almanlar aç ve işsiz gezerken Yahudi tüccarların karaborsadan servetlerine servet kattıklarına inananlar artar. Tüzüğünde “Yahudi tehlikesiyle savaşmak” yazan “Alman Halkını Koruma Birliği”nin üye sayısı iki yıl STUTTGART içinde beş binden yüz seksen bine fırlar! İşte tam da o günlerde Hitler, Alman topraklarına ayak basar. Kafasından AHMET ARPAD geçenler için ortam çok uygun, toplum hazırdır. Nasyonal Sosyalist ideolojiyi insanlara kabullendirmek için bundan daha iyi bir fırsat bulunmaz. Hitler, 1 Eylül 1923’te General Ludendorff’la birlik olup aşırı sağcı Alman Savaş Birliği’ni kurar. 9 Kasım 1923’te Münih’te darbe girişiminde bulunur. Ancak girişimi başarılı olmaz ve darbeciler tutuklanır. Hükümet darbesi girişimi ile devletin güvenliğini tehlikeye soktukları için Leipzig’deki Devlet Mahkemesi’ne çıkarılmaları gerekmektedir. Bu suçun da cezası idamdır. Ancak Bavyera eyaletinin Adalet Bakanı Franz Gürtner, yasaları çiğneyerek davanın Münih’te görülmesini sağlar. Çünkü Hitler’e darbe girişiminde destek verenler Bavyera’da politikaya damgalarını vurmuş kişilerdir. Nasyonal Sosyalist ideolojiye yakın olduğu bilinen başyargıç Neithardt’ın kararı 5 yıl hapis olur. Yakındaki Landsberg Cezaevi’nde kendisine özel bir hücre verilen Hitler, burada “Kavgam” adlı kitabının ilk cildini kaleme alır ve 9 ay sonra da aniden serbest bırakılır. Çıkar çıkmaz aşırı sağcı ve Nasyonal Sosyalist NSDAP’yi yeniden kurar. Hitler “Kavgam” ile Alman toplumuna ideolojisini aşılarken özellikle şunun üzerinde durur: “Yahudi her zaman için bir parazittir, zararlı bir mikrop gibi yayılır...” Adolf Hitler 1933’te seçimle başa geçer. Almanya artık Führer’ine kavuşmuştur! Sosyalistler ve komünistler toplama kamplarına atılırken, Yahudiler dışlanıp yurtlarından edilirken, sinagoglar yakılırken çoğunluk susar. Kitaplar ateşe atılırken üniversitelerde profesör ve öğrenciler alkış tutar. Edebiyatçılar, bilim insanları sadece Yahudi oldukları için ülkeden kovulurken halk sesini çıkarmaz. Hitler ve şürekâsı Avusturya’ya el koyarken, Polonya’ya saldırırken, tüm Avrupa’ya kafa tutarken ve 6 milyon Yahudiyi gaz odalarında öldürürken Alman toplumunun kılı bile kıpırdamaz. Hiçbir şey tepeden inme olmamıştır, o günlere otuzkırk yılda gelinmiştir. Alıştıra alıştıra. Adolf Hitler hazıra konmuştur! Çünkü o dönemde Almanya’da birilerine bir “Hitler” gerekliydi. eçen ay, Rus devlet televizyonu, Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’i alaya alan bir parodiye yer verdi. Yanukoviç burada, mutlak güç için yanıp tutuşan, karikatürize edilmiş bir diktatör adayı olarak tasvir ediliyordu. Oysa Yanukoviç, Ukrayna’da bu yılın başındaki seçimleri kazandığında, herkes Rusya ile Ukrayna arasında bahar mevsiminin yaşandığından, hatta yeni bir balayı döneminden bahseder olmuştu. Bu son olay ise balayı döneminin çoktan sona erdiğini ve Rusya’nın Yanukoviç’ten duyduğu hayal kırıklığını gizlemeye gerek görmediğini ortaya koydu. “Parodi”li diplomasi, Rusya’ya pek yabancı olmayan bir tarz. Kremlin yönetimi, yakın yıllara kadar çok yoğun ilişkilerinin bulunduğu Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandır Lukaşenko ile arasının kolay kolay kapanmamak üzere açıldığını da Gazprom’a ait televizyon kanalında yayımlanan parodili bir belgesel programla göstermişti, dünya kamuoyuna. Siyasi çevreler, Yanukoviç’in parodisinin yayımlanmaya başlamasının ise Moskova ile Kiev arasında ilişkilerin kopmasından çok, Kiev’e bir uyarı niteliği taşıdığını söylüyor. Rusya’ya yakın olarak bilinen Yanukoviç, seçildikten sonra Rusya, enerji ve ekonomi alanlarında Ukrayna’dan istediklerini daha kolay alabileceği beklentisine girmişti. Ukrayna’nın yeni yönetimi de “Bizler nasıl olsa kardeşiz” diyerek Rusya’dan bu alanlarda daha fazlasını koparacaklarını hesaplıyordu. Oysa, olaylar, iki tarafın da beklediği şekilde gelişmedi. Geçen haftalarda konuştuğum bir Rus yetkili, kendilerinin Ukrayna ile yürüttükleri müzakerelerin çıkmaza sürüklendiğinden yakınıyordu. Yetkili, “Bu Ukrayna yönetimini anlamak mümkün değil” diyerek dert yanıyordu: “Ukraynalılar bizim piyasamıza girmek istediklerinde ‘Biz kardeşiz’ deyip duruyorlar, biz onlara ‘E öyleyse biz de KİEV sizin pazarınıza girelim’ dediğimizde, ‘Olmaz, biz bağımsız bir ülkeyiz, kendi pazarımız var’ DENİZ BERKTAY yanıtını veriyorlar. E sizin pazarınız var da bizim yok mu? Bizim Almanlarla bütün müzakerelerimiz, gayet rasyoneldir. Birbirimizden neyi istediğimiz bellidir. Ukrayna ise olmadık yöntemlere başvuruyor.” Diğer taraftan, Kiev’deki Amerikalı çevreler, Yanukoviç’e karşı duydukları önceki önyargılarını yavaş yavaş bir tarafa bırakmaya başlamış durumda. Yanukoviç, Soros’un Kiev’deki vakfına bir soruşturma düzenlettirerek yabancı oluşumların siyasi etkinliklerin içine öyle ya da böyle girmesine izin vermeyeceğini gösterdi. Fakat diğer yabancı sivil toplum örgütleri, bundan gerekli mesajı çıkarmış ve Ukrayna’daki etkinliklerini, siyasetle ilgili olabilecek alanların dışına kaydırmış durumdalar. Amerika, Rusya ile vardığı uzlaşma çerçevesinde Doğu Avrupa’da çok etkin durumda görünmeyi istemiyor. Yanukoviç gibi Rusya’ya doğrudan cephe almayan ve istikrarlı yönetim vaat eden biriyle işbirliği, onlara şu aşamada daha uygun görünüyor. Yanukoviç de ülkedeki Batı eğilimli muhalefeti dış destekten yoksun bırakmak için de, Batı’yla ilişkilerini iyi tutmak zorunda. İç ve dış politikadaki gelişmeler, Ukrayna yönetiminin, Rusya’dan mümkün olduğunca uzaklaşarak Rusya ile ABD ve AB arasında denge kurmaya çalıştığını ortaya koyuyor. Rusya da bu durumu kabullenemediği için, şimdilik tepkisini parodilerle gösteriyor. Yanukoviç’in denge diplomasisi, Doğu Avrupa’da büyük güçler arasında belli bir uyuşmanın olduğu bu döneme uygun düşüyor. Fakat, ABD ile Rusya arasında bu yakınlaşma sürecinin sona ermesi durumunda, her iki kutup da Ukrayna’da tam kendi çizgisinde bir yönetim görmek isteyecek. Görmedikleri durumdaysa, turuncu devrim benzeri karışıklıklar yeniden sahnelenir ve tarih, yeni oyuncularla tekerrüre devam eder.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle