19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARALIK 2010 PAZAR DIŞ HABERLER CUMHURİYET SAYFA [email protected] 13 Lula da Silva ABD’ye hayran İngiliz İngiltere’de mayıstaki seçimden önce ABD’li bir diplomatla bir araya gelen şimdinin Dışişleri Bakanı Hauge’in ‘ABD yanlısı bir rejime ihtiyacımız var’ dediği ortaya çıktı Dış Haberler Servisi İngiltere’de iş hayatına ilişkin bir dönem büyük tepki toplayan politikaların uygulayıcısı Demir Lady lakaplı Margaret Thatcher’ın önde gelen bir varisinin ABD’ye bağlılık anlamına gelebilecek türden açıklamaları ortaya çıktı. Guardian gazetesinin haberine göre 2008’de Londra’daki ABD elçiliğinin iki numaralı ismiyle görüşen ve bugün işbaşında olan koalisyon hükümetinin dışişleri bakanı olan William Hague, görüşme sırasında ABD yanlısı bir rejim istediklerini ifade etti. Dışişleri Bakanı William Hague’in üyesi olduğu koalisyon hükümetinin lideri David Cameron ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmelerinde ilişkilere verdiği önemi vurguladı. WikiLeaks’teki bu son sızıntı İngiltere’de yankı yaratırken liberal basın iktidar partisini topa tuttu. Partisi’ni muhalefet sıralarına itti. Guardian gazetesinin işlediği WikiLeaks belgesi 2008 tarihli. O dönem Muhafazakâr Parti muhalefetteydi. ABD’nin Londra Büyükelçiliği Müsteşarı Richard LeBaron, Muhafazakâr Parti’nin bir dönem liderliğini üstlenen William Hague ile görüşüyor. Görüşmeye ilişkin olarak ABD elçiliğinden Washington’a gönderilen mesajda, LeBaron’un Hague’e, “ABD ile İngiltere arasındaki ilişkiler hâlâ özel mi” diye sorduğu, Hague’in de buna yanıt olarak, Amerikalı bir kız kardeşinin olduğunu, tatillerini ABD’de geçirdiğini ve kendisi gibi pek çok kişinin ABD’yi “dönülebilecek öteki ülke” olarak gördüğünü söylediği ifade ediliyor. O dönemin müstakbel İngiltere Dışişişleri Bakanı Hague, ABD ile ilişkiler konusunda “ABD yanlısı bir rejim istiyoruz. Buna ihtiyacımız var. Dünyanın ihtiyacı var” diyor. Mayıstaki seçimde Liberal Demokrat Parti’yi destekleyen Guardian gazetesi, Hague’in bu sözlerinden hareketle, seçim öncesinde muhafazakârların İngiltere’de ABD yanlısı bir rejim kurmak için sıraya girdiklerini yazdı. SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU WikiLeaks ve Okurlar “WikiLeaks”in okurların heyecan dozu ve adrenalinini yükselttiği, gelen mektuplardan belli oluyor. Burada yerim elverdiği ölçüde biriken mektuplardan bazılarını aktarmaya çalışacağım. Öncelikle sözü Sydney’den yazan Prof. Dr. Emine S’ye vermek istiyorum. Emine Hanım, “Hani nerde?”, “Yok ki ispatı!” ya da “İspatlamayan alçaktır!” diyenlere, ilginç bir hatırlatma yapıyor ve önemli bir saptamada bulunuyor: “Diplomatlar kriptoları geçerken ispatlı belgeleri de koyarak sunmazlar. Eğer o tür belgeler varsa onlar kripto ile değil diplomatik kurye ile taşınır. Bu basit bilgi bile basınımızın bazı anlı şanlıları(!) tarafından bilinmiyor. Kriptoda gönderilenler tüm alınan istihbaratın bir yoğrulmasıdır. Kripto demek paragraflarca yazı demek değildir. Ayrıca kriptoda geçen sözler kafadan uydurma olmasından ziyade sahadaki görevliler, Türk siyasetçiler, bürokrat ve gazetecilerden derlenen toplamaların bir özet ve yorumudur. Yoksa Hüseyin Çelik’in basın toplantısı gibi kahvehane ağzıyla tekerleme yapmak değildir. Sahi bu arada WikiLeaks’te ‘Erdoğan’ın Bulldogu’ denen şahıs ne oldu? Her konuşan için mahkemeye koşar ya da cevap verirdi. Arınç Bey bayağı yaralanmış anlaşılan! İyilik dileklerimle, Prof. Dr. Emine S.” Sambacıların Filistin makamı Dış Haberler Servisi Brezilya, 1967 tarihindeki sınırlar üzerinden Filistin devletini tanıdığını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı kararın Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın geçen ay Devlet Başkanı Lula da Silva’ya yaptığı çağrı doğrultusunda alındığını duyurdu. Verilen bilgiye göre, Brezilya Devlet Başkanı Lula, 1 Aralık tarihinde Abbas’a gönderdiği bir mektupta, söz konusu tanıma kararının İsrail ve Filistin devletlerinin barış ve güvenlik içinde bir arada yaşamalarına destek olmasını umduğunu belirtti. ‘Paronoyak İngiltere’ Guardian’ın haberinden anlaşıldığı kadarıyla, WikiLeaks’teki mesajlar, bazı Amerikalı diplomatların İngiltere’nin ABD ile özel ilişkiler konusunda paronoyak korkular içinde olduğunu düşündüklerini gösteriyor. Seçim öncesinde ABD’lilerle bir araya gelen NATO’nun güçlü ülkelerinden İngiltere’nin şimdiki Savunma Bakanı Liam Fox ise, yine mesajlara göre, ABD’den daha fazla silah alacaklarını söylemiş. İkinci vatan, anavatan? İngiliz yayın kuruluşu BBC, ABD diplomatik mesajlarındaki ifadelerde önde gelen Muhafazakâr Partililerin ABD nezdinde itimat uyandırmak için çaba harcadıklarının ortaya konulduğunu yazdı. İngiltere’de Muhafazakâr Parti mayıs ayındaki seçimden sonra liberallerle koalisyon hükümeti kurup, 1997’den beri iktidarda olan İşçi ‘UAEK heyetinde casuslar da var’ TAHRAN (Cumhuriyet) İran İstihbarat Bakanı Haydar Moslehi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) İran’ın nükleer faaliyetlerini denetlemek için ülkesine gönderdiği denetçiler arasında istihbarat ajanlarının olduğunu söyledi. Gazetecilere, nükleer alanda çalışma yapan iki bilim adamına hafta başında yapılan eşzamanlı iki saldırıyla ilgili konuşan Moslehi, “UAEK, denetim adı altında İran’a gönderdiği uzmanlar arasına bazı Batılı istihbaratçıları da sokuyor. Birleşmiş Milletler de bu terör olayından sorumludur, çünkü yaptırım bahanesi ile bilim adamlarımızı deşifre etti” dedi. İran ile BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ve Almanya’dan oluşan “5 artı 1” ülkeleri İran’ın nükleer faaliyetleri ile ilgi müzakerelere yarın Cenevre’de başlayacak. ‘Başbakan’ın öfkesi: Yarası olan gocunur!’ Bir başka okur Zafer G. (Tahmin edebileceğiniz gerekçelerle soyadları üzülerek ne yazık ki! bundan böyle koymamayı yeğliyorum) 2 Aralık’taki yazım için şu değerlendirmeyi yapmış: “ÖFKE! Sayın Cerrahoğlu, her zaman olduğu gibi olayların can alıcı noktasını, cımbızla diken alırcasına ortaya koyan yazılarınızı büyük bir hazla okuyorum. Bugünkü, ‘Erdoğan Kadar Öfkelenen Yok’ başlıklı yazınızla yaptığınız kişilik çözümlemesi içeren düşüncelerinizi de ötekiler gibi severek okudum... İzninizle bir iki noktaya değinerek düşüncelerimi paylaşmak istiyorum: Başbakan’ın ‘Wiki sızıntıları’nı sızdıranlara değil de muhalefete ve basına öfke duyup zıvanadan çıkması, aklıyla değil duygularıyla düşündüğünün resmidir. Ağzından çıkanı kulağı duysa, kime çatacağını bilmeyen şaşkın külhanbeyleri gibi Silivri ile bu olayı karıştırıp kendini ele verir mi? Yandaşları, bir de kendisini zeki, akıllı falan diye nitelerler. Ne zeki ne de akıllı ama zekâsını kötüye kullanan bir kurnaz!.. Son derece saldırgan üslubu kişiliğinin yansımasıdır; eski deyimle ‘Üslubu beyan, aynıyla insan.’ Kendisini zıvanadan çıkaran ne öyleyse? Bir halk sözü der ki: ‘Yarası olan gocunur.’ İçten saygılarımla. Zafer G.” AMBLEM KATEDRAL ADAY MÜSLÜMAN Milanolu göçmen belediyeye talip ASLI KAYABAL MİLANO Milano İslam Merkezi Başkanı Libyalı Abdel Hamid Şaari, Mayıs 2011’de yapılacak Milano Belediye Başkanlığı seçimlerine aday oldu. Milano’da ikamet eden çeşitli ülkelerden göçmenler ve İtalyan vatandaşlarının kurucusu olduğu Milano Nuova (Yeni) adlı bağımsız gruptan aday olan Şaari, Milano Nuova’nın İslamcı bir parti olarak anılmasını istemediklerini söyledi. Grup, şehrin simge mimari yapılarından Duomo Katedralini de kampanyasında amblem olarak kullanacak. Kuzey Birliği partisinden Igor Iezzi, “Milano’daki kurumlarda uluslararası terorizmle bağlantılı kişilerin görev almasına izin vermeyeceğiz” diye konuş tu. Nuova’nın çatısı altında Romanya’da bundan 20 yıl önce devrilen Çavuşevsku rejiminden kaçan siyasi bir sığınmacı, Kongolu bir sanatçı, şehrin ilk göçmen nüfusu içinde yer alan çok sayıda Filipinli ve Çinli de yer alıyor. İtalyan vatandaşlarının da destek verdiği Milano Nuova’nın Milano’da ikamet eden 210 bin göçmeni temsil edeceğine dikkat çekiliyor. La Repubblica gazetesinin eki Venerdi’de yayımlanan bir haberde ise 20002010 yılları arasında Bologna’da 1200 İtalyan vatandaşının İslam dinine geçtiği, ülkenin kuzeyindeki Müslüman İtalyanların radikal, güneyli Müslüman İtalyanların ise ılımlı oldukları belirtildi. 1.3 milyon Müslümanın yaşadığı tahmin edilen İtalya’da, İslam ile ilintili 750 mekân var. frika’nın batısındaki Fildişi Sahilleri’nde geçen pazar yapılan devlet başkanlığı ikinci tur seçiminin yol açtığı kriz dün de yandaşların zaman zaman şiddet sergiledikleri gösterilere neden oldu. Siyasi kriz, seçim öncesinde devlet başkanı olan Laurent Gbagbo’nun dün yemin ederek bir kez daha A İki başlı Fildişi koltuğa oturmasıyla çatallandı. Zira, seçim kurulunun galip ilan ettiği ancak yüksek mahkemenin zaferini Gbagbo’ya teslim ettiği muhalefet adayı Alassane Ouattara da kendi devlet başkanlığı yemin törenini düzenlemeye hazırlanıyor. BM ve ABD muhalefet adayının zaferini tanıyor. (Fotoğraf: AP) PAZARTESİ FORUMU 6 Aralık 2010 Pazartesi Ceza Muhakemesinde Savunma Makamı Yönetici Konuşmacı YER : : : Av. Muammer AYDIN Av. Hasan Fehmi DEMİR İstanbul Barosu Orhan Apaydın Konferans Salonu İstiklal Cad. Baro Han Beyoğlu İstanbul SAAT : 17.00 ÖYMEN’DEN NATO’NUN YENİ KONSEPTİNE ELEŞTİRİ ‘Radarlar Türkiye’ye yerleştirilirse, saldırılan ilk yer Türkiye olur’ BAHADIR SELİM DİLEK ANTALYA/BELEK NATO üyesi ülkeleri balistik füze saldırısına karşı koruyacak füze savunma sistemi kurulmasına ilişkin siyasal direktifin çıktığı Lizbon zirvesinin sonuçları tartışılmaya devam ederken Türkiye’nin ittifak neznindeki eski Daimi Temsilcisi CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen, söz konusu sistemin radarlarının Türkiye’ye kurulması durumunda, ola sı saldırıda ilk hedefin yine Türkiye olacağını söyledi. Öymen, 18. Antalya Güvenlik ve İşbirliği Konferansı’nın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, önemli olanın bu sistemin nasıl yerleştirileceği olduğunu dile getirdi. Sözlerini, “Şimdi Türkiye’den radar sistemlerinin yerleştirilmesi isteniyor. Bunlar neden Türkiye’ye yerleştirilmeli, bu bir gereklilik mi? Coğrafi gereklilik mi? Bu ilk dil T.C. KAZAN İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI 2010/1065 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli bulunan ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci artırma 23/12/2010 saat 10.0010.05 arasında Sümerler Yediemin OtoparkıYazıbeyli yolu KAZAN adresinde yapılacak ve o günü kıymetinin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 28/12/2010 günü aynı yer ve saatler arasında 2. artırma yapılacağı, şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden alınacak KDV alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dasyasından görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasiyle müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 01.12.2010 Değeri: 85.000,00 TL Adedi: 1 MALIN CİNSİ (Önemli nitelik ve özellikleri): 06 NG 977 plakalı AUDI marka 2007 model H.Oto A 6 2.0 TDİ Multitrunic tipi iki yerinde küçük çizikler mevcut Siyah renkli. (Basın: 81539) lendirildiğinde NATO diyordu ki, ‘Bizim hedefimizde Rusya yok’. Bu demek ki, bu sistemler İran’dan gelen tehditleri Çek Cumhuriyeti’nden saptayabiliyordu” şeklinde sürdüren Öymen, ABD’nin Alaska’daki füze savunma sistemlerine dikkati çekerek bunların 3 bin kilometre menzili olduğunu dile getirdi. Öymen, radar sistemlerinin Türkiye’de konuşlanması durumunda saldırılacak ilk yerin yine Türkiye olacağını belirtip “Niye Amerikalı dostlarımız bunları Türkiye’ye kurmakta ısrarlı. Bunları füze menzilinin dışında yerleştirmek daha mantıklı değil mi” diye sordu. Öymen, ABD, “2. Körfez savaşında bize niye Patriot füzelerini vermedi” sorusunu da sordu. Başbakan’ın, “Öfke hitabet sanatıdır!” diye tarihe geçen anlı şanlı bir sözü var hatırlayacaksınız. Bu söyleminden bir çıkarma yapacak olursak; Başbakan sağlıklı, akılcı, mantıklı argümanların bittiği ya da hiç barınmadığı yerde sahiden artık “sanat” noktasında icra ettiği “öfkeyi” hodri meydan!devreye sokuyor. “Mazeretim var öfkeliyim. Üstüme gelmeyin, yakarım!” modu; Başbakan’ın alameti farikasına dönüşmüş durumda. Bu tecrübeyle sabit her durumda artık Başbakan’ın “artı hanesine” yazılıyor. Atalarımızın “Öfkeyle kalkan zararla oturur!” özdeyişini, Başbakan, “Öfkeyle kalkan kazançla oturur!”a çevirmiş durumda. Toplum, belli ki “gücü olana” açık çek gibi bu hakkı tanıyor. Karşı karşıya olduğumuz tablonun o nedenle salt bir “duygularıyla düşünmek” durumu olduğundan pek emin değilim... Aynı yazımda geçen... “müzevvir” kelimesini; aceleyle “münzevir” şeklinde yazmışım. Değerli okurum Salih Omurtak, bu hatayı çok ince bir dille şöyle düzeltiyor: “Bugünkü makalenizin bir yerinde ‘münzevirliği yapan!’ diye bir ibare geçmektedir... ‘Münzevir’ kelimesi hatalı basılmıştır... Hata yapmanıza gönlüm razı olmaz... 56 yıllık Cumhuriyet okuyucusuyum, kulunuzu ma’zur görünüz lütfen... Doğrusu: ‘Müzevvir’ olması lazımdır... kaynak:Şemseddin Sami’nin kamusı türkisi, sahife 1331, sütun 3... Saygılarımı arz ederim.” ‘Batı’da zılgıt çeken başbakan yok!’ Kanada’dan yazan; Doç. Dr. Melis S’in “Öfke” bahsiyle bağlantılı yaptığı şu saptamaları da hayli çarpıcı buldum: “Sayın Cerrahoğlu, bunca yıldır yurtdışında yaşıyorum, en az 16 Batı ülkesi gördüm ve basınlarını da takip ederim ama Türkiye ve Ortadoğu’daki kadar vatandaşına, basınına ‘şerefsiz’, ‘namert’ gibi sokaktaki kelimeleri kullanan yöneticiler görmedim. İşin ilginci Türk insanı bu gibi durumlarda kedi gibi kenara kaçıyor, tepkisini de gösteremiyor. Sizler gibi bazı cesur kalemler hariç. Ta çocuklukta babasının otoritesi, sonra abi, abla, öğretmen, komutan, işyeri sorumlusu, işyeri sahibi, savcı derken cendere içerisinde şekil alan bu halk maalesef ki gelişmiş ülkeler seviyesinde olamıyor. Bir ülkede başbakan veya cumhurbaşkanı ne olursa olsun hitap ederken azarlama, suçlama hakkına ve yetkisine sahip değildir. Ama kabul etmek gerekir bunda halkın, liderinin gözüne girmeye çalışan siyasetçi ve iktidar partisinin liderinin uçağında sevgiye mazhar olmaya çalışırken takla atanlar bu düzenin içinde oldukça hiçbir şey değişmez. Dünyada WikiLeaks bir şeyleri değiştirir ama Ortadoğu’da yasaklanır; Türkiye’de de arkasında İsrail var diye gözünü kapatarak yaşamasına devam eder. Sevgiler...” Boşuna dememişler... “Halklar hak ettikleri gibi, hak ettikleri liderlerle yönetilir!” [email protected] ‘Miki’Leaks olmasın WikiLeaks’in NATO’ya etkisinin sorulması üzerine Danimarka’nın NATO nezdindeki Daimi Temsilcisi Carsten Sondergaard, konunun siber terör kapsamında değerlendirilebileceği görüşünü öne sürdü. Öymen de, WikiLeaks belgelerinin arasında sadece büyükelçiliklerden Washington’a değil, Washington’dan büyükelçiliklere gönderilenlerin de bulunduğunu ifade etti. Öymen, “Bu belgeleri eleştirirken, onları mikileaks haline getirmemeliyiz. Bu belgeler içinde oldukça ciddi olanlar da bulunuyor” değerlendirmesini yaptı. İspanya semaları kilitlendi İspanya havaalanlarında kontrol kulesi çalışanlarının daha önce uyarı yapmadan toplu halde sağlık gerekçeleriyle iş bırakmaları nedeniyle dün yaklaşık 250 bin kişi havaalanlarında mahsur kaldı, uçuşlar yapılamadı. Hükümet, kulelere, orduda benzer işleri görenleri yerleştirmeye çalışıp krizi atlatmaya çalışsa da hava sahasının kapanmasını engelleyemedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle