19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARALIK 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 İşte AKP özgürlüğü İstanbul Üniversitesi’nde polise bir yıl boyunca arama izni, lise öğrencilerinin kantin protestosuna 3 gözaltı, DİSK’e uygulanan teröre ‘normal’ diyen bir vali İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) Beyazıt’taki fakülte, yüksekokul ve idare binalarında polise 1 yıl süre ile istediği zaman arama yapma yetkisi veren karara öğrenciler, “hukukun ayaklar altına alındığını” belirterek karara tepki gösterdi. TKP’li avukatlardan avukat Özgür Urfa, karara itiraz ettiklerini belirterek 1 yıllık bir süreyle karar verilmesi süre yönünden açıkça kanunun amacına aykırı olduğunu, mahkemenin bu kararıyla hukukun bir kez daha ayaklar altına alındığını, yalnızca yasal mevzuat değil, anayasada yer alan hak ve özgürlükler ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edildiğini belirtti. Urfa, hukuka aykırı bu kararın kaldırılması için hukuki girişimlerde bulunacaklarını kaydetti. “Önleme Araması” başlıklı ve polise hiçbir izin almadan arama izni veren karar 1 Aralık 201030 Kasım 2011 tarihleri arasında geçerli olacak. Fatih Emniyet Müdürlüğü’nün istemi üzerine İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından alınan “Önleme Araması” başlıklı karar, İÜ’nin Beyazıt’taki fakülte binalarına asıldı. Karara göre, polis istediği zaman gerekçe göstermeden fakülteye girişlerinde kişileri özel defterlerine dek arayabilecek. Bu arama için polisin üniversiteden CHP lideri Kemal herhangi bir yetki Kılıçdaroğlu, istemesine gerek partisinin grup kalmayacak. Karar, toplantısında İÜ’ye ait tüm konuya değinerek fakülte, yüksekokul “Polis üniversitede ve diğer idari istediği kişiyi binaları kapsıyor. arayabilecekmiş. Öğrenciler, söz İşte AKP’nin konusu kararın iptal özgürlük anlayışı bu edilmemesi halinde, kadar. Gençler polisin İstanbul karar alma Üniversitesi’nde sürecinde olacak veya eşi görülmedik dedik. Bunun derecede terör parayla ne ilgisi var. estirmesinin Bunlar bizim dayanağı olacağını gençlerimiz değil söylediler. mi? 18 yaşında Üniversite idam edeceksin, 22 öğrencileri yaşına gelmiş gence açıklamalarında sus diyorsun. özetle şunları Kimliğinizi alıp sizi kaydettiler: kovarım diyor “Bizim rektörün biri. Böyle üniversitemiz için üniversite hocası alınan bu karar, olur mu?” diye daha sonra diğer konuştu. üniversitelerde de uygulanacaktır. Polise üniversite içerisinde ve idari binalarda sınırsız yetki veren bu kararın, açık olarak anayasaya ve yasalara aykırı olmasına karşın, nasıl alındığı ve bir gün gibi çok kısa bir sürede mahkemenin nasıl böyle bir karar verdiğini anlamış değiliz.” DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Dört Dörtlük Bir Eleştiri Medyamız da kamuoyunun çoğunluğuna ayak uydurarak, Türkiye’de iki partili bir politika anlayışının peşine takıldığı için, AKP, CHP ve MHP’nin dışındaki partileri görmek istemiyor. Oysa “Bugün seçim olsa kime oy vereceksiniz” diye yapılan nabız yoklamalarında bu üç partinin dışında sadece kararsız olanlar değil, diğerleri diye toplanan öteki kuruluşların da adları var. O partilerden DSP’nin genel sekreteri, aynı zamanda Denizli milletvekili olan Dr. Hasan Erçelebi, bütçe görüşmelerinin en sonunda söz alarak iktidara dört dörtlük eleştiriler yapmış. Medyada değil Meclis tutanaklarında okuyabildiğim o konuşmayı bugün aynı zamanda bir sansürü de kırmak amacıyla bugünkü yazımın konusu seçtim. Erçelebi demiş ki: 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinin sonuna geldik. Sayın Başbakan ve hükümet sözcüleri, her bütçe konuşmalarında, sekiz yıldır hep aynı ezberi okuyorlar. Ezberlerinin hepsinde 2002 yılına ait konuşmalar yer alıyor. “Hay sizin başınıza 2002 kadar kuş konsun” diyecekken Sayın Başbakan imdadımıza yetişti, Konya’da dedi ki: “Müflis tüccar eski defterleri açar.” Teşekkür ediyoruz. Sayın Başbakan, Sayın Başbakanı yanıtlamış oldu. Bugün defterler biraz daha geriye gitti, geriye açıldı. Herhalde bundan sonra Sayın Başbakan, kendisinden sonra geleceklere o meşhur üç mektubu yazacak. Bugün yine güzel bir şey söyledi Sayın Başbakan, dedi ki: “Bir konuyu değerlendirirken mizan, izan ve insaf olacak.” Aynen katılıyoruz, İşte, 2002’yi de değerlendirirken mizan, izan ve insaf gerekir diye düşünüyorum. 2002 yılında hükümet AKP’ye devredildiğinde Türkiye’deki ekonomik durum neydi? Değerli milletvekilleri, 1999 yılında, hepinizin bildiği gibi, ülkemizde arka arkaya iki deprem yaşadık, 20 bin yurttaşımızı kaybettik. Allah, ülkemize ve milletimize bir daha böyle bir felaket göstermesin. Bu depremler büyük sanayi kuruluşlarımızın bulunduğu Marmara Bölgesi’nde oldu. DSP’nin başında bulunduğu o günkü hükümet, bir taraftan yıkılan evleri, fabrikaları yeniden yaparken öte yandan üç yıl gelir vergisi ve kurumlar vergisi alamadı. O gün konan iletişim vergisini hâlâ alıyorsunuz. O dönemde, “bankalar batmasın” diye gerekli yapısal ve yasal değişiklikler yapıldı, Merkez Bankası özerkleşti, BDDK, SPK gibi özerk kurumlar oluşturuldu ama çalışanların maaşları her ay arttırıldı, alım gücü sürekli desteklendi. O gün güçlendirilen bankaları siz devri iktidarınızda yabancılara sata sata bitiremediniz. Ekonomist yazar Sayın Güngör Uras’ın, 17 Kasım 2002 tarihinde yazdığı makalesinde başlık “AKP Enkaz Devralmayacak” şeklindeydi ve şöyle diyordu: “Yeni kurulacak AKP hükümeti şanslı. Çünkü ekonominin temel göstergelerinin hemen hemen tamamı iyiye gidiyor. Enflasyon aşağıya iniyor. Faizler düşüyor. Borç ödemelerinde bir sorun yok. İhracata bağlı olarak sanayi üretim artışı artıyor. Bütün bu gerçekleşmeler yeni kurulan bir hükümet için çok önemli ve olumlu göstergeler.” Siz, bu aldığınız olumlu ekonomik yapıyı “mirasyedi” gibi hükümetinizin ilk dört yılında yediniz, bitirdiniz. 20’lerde 16’ncı sıradaydı ilk girdiğimizde, şimdi siz ancak 16’ncı sıraya gelebildiniz. Peki, G20 dışında durumumuza baktığımızda acaba devri iktidarınızın durumu nedir? Basın özgürlüğünde 178 ülke içinde 138’inci sıradasınız, size uygundur. İnsani gelişimde 169 ülke içinde 83’üncü sıra. Demokratik gelişimde ise 167 ülke içinde 89’uncu sıradayız ve hibrit rejim olarak değerlendiriliyoruz yani yarı otoriter, yarı demokratik. Değerli milletvekilleri, AKP hükümetleri döneminde, asgari ücretli kiraya, ete, beyaz peynire ve domatese yenilmiştir, 2003 yılının Ocak ayında ortalama kira bedeli asgari ücretin yüzde 74’ünü kapsarken bugün bu oran yüzde 81’dir. Yine 2003 yılında asgari ücretli gıda bütçesinin tümüyle 20 kilo beyaz peynir alırken bugün ancak 15 kilo alabilmektedir. 2003 yılında bütün gıda bütçesiyle 198 kilo patates alabilen asgari ücretli, bugün 20 kilo daha az patates alabilmektedir. Asgari ücretliyle hükümetinizin durumu bu. Peki, sekiz yıllık iktidarınız döneminde Türkiye’yi ne yaptınız? Üretimden düşürdünüz. İthalata dayalı hormonlu büyüme nedeniyle işsizliği arttırdınız. Gençleri umutsuzluğa sevk ettiniz. Başta enerji girdileri olmak üzere tüm üretenleri, sanayicileri, çiftçileri üretimden bezdirdiniz. Nükleer enerji için 13.5 sentten on beş yıl alım garantisi verdiniz. Bu, açıkça, yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen bir kapitülasyondur. Devri iktidarınızda, dünyanın en zalim vergisi olan ve vatandaşın arkasına dolanarak aldığınız dolaylı vergilerin oranı yüzde 70’tir. Liseliye İŞKENCEYİ TEKRAR YAŞADIK MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işçi ve işveren konfederasyonları başkanları ile bakanın Abant’ta yapacakları 2 günlük toplantıyı erteledi. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, “Önce torba yasa tasarısını Meclis’ten geçirecekler, ondan sonra bizimle görüşecekler” diyerek erteleme kararına tepki gösterdi. Görgün, Otağı Hümayun önünde polis tarafından coplanmalarının da “hükümetin demokrasi anlayışını” yansıttığını belirterek “28 yıl sonra bir kez daha işkenceden geçirilmiş olduk” dedi. Görgün, İstanbul’da Otağı Hümayun önünde polis tarafından coplanmaları konusunda şunları söyledi: “Oraya taleplerimizi iletmek üzere gittik. Herkese açık bir alan. Ancak bize kapatmaya çalıştılar. Bu, 12 Eylül zihniyetinin bu hükümette de sürdüğünü gösteriyor. Ha 12 Eylül, ha şimdiki uygulamalar. Darbe zihniyetinin bir devamıdır bu. Darbecilerin uygulamalarından farklı değil. Orada 28 yıl sonra bir kez daha işkenceden geçmiş olduk. Kınıyoruz. Hükümetin demokratikleşmeden ne anladığı da ortaya çıkıyor. Kendilerine lazım olunca demokrasi diyorlar. Basın açıklaması yapmamız ise engelleniyor. Coplanarak bunu elde edebiliyoruz. Bu demokrasiden ne anladıklarını da gösteriyor.” Otağı Hümayun’un DİSK’lilerin ağır itham ve ağır işkenceler gördükleri, 11 yıl yargılanıp beraat ettikleri bir süreci anlattığını belirten Görgün, “Bu hükümet, işkencehaneleri, toplumsal ve tarihsel mekânları onarıyor, tarihsel bağlarından koparıp yeni bir yüzle topluma sunuyor. Bu mekânlar tarihsel anlamlarından koparılamaz. Yanlış bir yöntem” dedi. Görgün, 2004 yılında üniversite yönetimine yazı yazdıklarını, buranın insan hakları müzesi olması için maddi katkı dahil her türlü katkıyı yapmaya hazır olduklarını bildirdiklerini, ancak yanıt alamadıklarını söyledi. cop ‘18’inde idam et 22’de sustur’ İstanbul Haber Servisi Zamlara karşı evden getirdikleri yiyecekleri okul arkadaşlarıyla paylaşarak kantini boykot eden Sarıyer Behçet Kemal Çağlar Lisesi öğrencilerini okul yönetimi engellemek istedi, çağrılan polis üç öğrenciyi darp ederek gözaltına aldı. Polisin araca aldıkları öğrencilere sert davranması üzerine okul bahçesinde toplanan pek çok öğrenci olayı protesto etti. Öğrenciler “Katil polis liselerden defol” sloganları atarken, öğretmenler de araçtaki öğrencilerin serbest bırakılmasını istedi. Karakola götürülen üç öğrenci ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Öğrencilerin ifadelerine göre, bir müdür yardımcısı “Bu simitlerin içinde uyuşturucu olmadığını nereden bileyim?” dedi. Validen garip açıklama: Öğrenciler tavır geliştirdi, gaz kullanılmadı En pahalı akaryakıt bizde Dünyanın en pahalı akaryakıtını şu anda Türk halkı kullanmaktadır. AKP hükümeti, çiftçinin traktörüne, tarlasına, nakliyecinin kamyonuna, yolcu taşıyıcısının otobüsüne ve minibüsüne, vatandaşın arabasına ceberut ortak olmuştur. Devri iktidarınızda, ilk defa işadamları intihar etti, dershane taksitlerini ödeyemeyen veliler hapse düştü, çocukları intihar etti. “Tarım ve hayvancılığa büyük destek verdik” diyorsunuz. O halde, neden Türkiye, geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda kurbansız kaldı? 2002 yılında protesto olan çek sayısı 742 bin, 2009 yılında bunun sayısı 1 milyon 910 bin. 2002 yılında protestolu senet sayısı 498 bin, 2009 yılında 1 milyon 599 bin. Bütün bunlar ekonomiyi, esnafı nereye getirdiğinizi gösteriyor. Kredi kartlarındaki durumu ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Maden ocaklarını işçilerimiz için mezar ettiniz. Öğrencilere orantısız güç kullanmayı marifet saydınız. İnsanlarımızı “Ekmek mi, özgürlük mü?” diye çağdışı bir seçime zorladınız. Siz çiftçinin, köylünün, işçinin, esnafın, emeklinin, gençlerin, öğrencilerin, gazilerin, şehitlerin anasını ağlattınız. ‘Her şey normal’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Otağı Hümayun’un açılışında polisin DİSK üyelerine yaptığı müdahaleyi “normal” olarak nitelendirdi. Mutlu, “Gaz kullanılmadı, aşırı tedbir yok” dedi. Program sırasında 50 kişilik bir işçi grubunun olay yerine geldiğini anlatan Mutlu, üniversiteye girmek isteyen grubun uyarıldığını anlattı. Mutlu, daha önceki olaylara karıştıkları tespit edilen bir grup öğrencinin geldiğini ve olayların fitilini ateşleyenlerin bu öğrenciler olduğunu savundu. Polisin gaz kullanmadığını ifade eden Mutlu “Engelleme yapan polisimize karşı öğrenciler tarafından bir tavır geliştirildi. Birkaç polis memurumuzun bir müdahalesi var. Bu müdahale normal bir müdahaledir.” dedi. TKP itiraz ediyor Avukat Özgür Urfa dün Sultanahmet Adliyesi’ndeki 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ne itiraz ettiklerini, dosyanın Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildiğini, itirazı yalnız kaymakamlığın yapabileceğini kaydetti. Urfa, itiraz gerekçelerini özetle şöyle sıraladı: “İtiraz konusu kararda; Verilen Önleme Araması kararı anayasaya, yasaya, hukuka ve uluslararası sözleşmelere açıkça aykırılıklar içermektedir. Önleme aramasını düzenleyen Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun (PVSK) 9. maddesinde ‘Aramanın sebebi, konusu ve kapsamı, aramanın yapılacağı yer, aramanın yapılacağı zaman ve geçerli olacağı süre belirtilir’ hükmü yer alır. Buradaki amaç aramanın kişileri mağdur etmemesi, makul bir şüphenin varlığı halinde suçun önlenmesi olmalıdır. Bu nedenle arama kararı belirli kişiler hakkında belirli bir zaman ve belirli bir mekânda yapılması şartıyla sınırlandırılmıştır. Oysa ki mahkemenin vermiş olduğu karar bütün bu unsurları ihlal etmektedir. Ortada somut hiçbir şüphe ve sebep bulunmaksızın bir genel arama kararı verilmiştir.” Utancın müzesi Ulucanlar Cezaevi, 81 yıllık faaliyet süresi içinde İskilipli Atıf Hoca, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Necdet Adalı ve Mehmet Pehlivanoğlu’nun da bulunduğu 19 kişinin idam edilmesiyle, işkencelerle hafızalardaki yerini aldı. Altındağ Belediyesi, çoğu kişinin hatırlamak dahi istemediği bu mekânı, aslına uygun olarak dizayn ederek “hoparlörlerinden çığlık seslerinin” duyulduğu, koğuşlarda balmumundan 22 mahkum heykelinin bulunduğu, o günleri hatırlamak isteyenlere bir süre için de olsa “mahkumluğu yaşatacak” tecrit odalarının yer aldığı müzeye dönüştürdü. Cezaevi avlusundaki mahkumların dilek ağacının dallarına ise Ulucanlar’da tutuklu kalan Necip Fazıl, Nâzım Hikmet, Muhsin Yazıcıoğlu, Osman Bölükbaşı, Osman Yüksel Serdengeçti, Ecevit, Fakir Baykurt, Hüseyin Cahit Yalçın, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Mustafa Pehlivanoğlu, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Yılmaz Güney, Necdet Adalı, Erdal Eren gibi birçok ismin fotoğrafları asıldı. Müzede Bülent Ecevit’in şapkası ve kravatı, idam edilen Fikri Arıkan’ın elbisesi, Mustafa Pehlivanoğlu’nun kardeşine yazdığı mektup, ayakkabısı, takım elbisesi, Deniz Gezmiş’in kendi el yazısıyla Roma hukuku ders notları, sigarası ve üstünden çıkan paraları, Yusuf Aslan’ın kaşkolu, Hüseyin İnan’ın idamın ardından üzerinden kesilerek çıkarılan fanilası bulunuyor. (AA) 12 Eylülcülerden ne zaman hesap soracaksınız? Referandumda halkımızı aldattınız. Şimdi size soruyorum: 12 Eylül yönetiminden ne zaman hesap soracaksınız? Türkiye’de çok partili rejime yirmi üç yılda geçtik ancak Türkiye’de demokratik olmayan seçim barajlarını ve lider sultasını otuz yılda aşamadık. Türkiye’yi soyup soğana çeviren sıcak paradan ne zaman vergi alacaksınız? Pırlantadan ne zaman vergi alacaksınız? 2004 yılından bu yana aldığınız ve alıştığınız hukuk dışı ve kayıt dışı salma vergileri 2011 yılında da esnaftan alacak mısınız? İşçi emeklilerinin beklediği intibak yasasını ne zaman çıkaracaksınız? Hamurcu’nun avukatı gerekli incelemenin yapılmadığını ve soruşturmada eksiklikler bulunduğunu savundu Erikel’den savcılığa yolsuzluk soruları İstanbul Haber Servisi Kayseri’nin AKP’li belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin de adının karıştığı yolsuzluk iddialarının kilit isimlerinden Hacı Ali Hamurcu’nun avukatı Yusuf Erikel savcılığın gerekli incelemeyi yapmadığını iddia etti. Erikel, araştırmasını istediği konuları özetle şöyle sıraladı: “Hacı Ali Hamurcu, 2007 yılında avukatı olan şahsıma kendi el yazısı ile ve imzaladığı tutanaktaki ifadede, bir grup insanın Kayseri’de rüşvet çarkı kurduğunu, bu çarkta en az kendi aracılığıyla 1213 trilyon döndüğünü ifade etmiştir. Bu kişinin suçladığı ve toplanan bu paraları paylaşanların arasında saydığı o zamanki Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün kardeşi de vardı. Bu kişinin ifadesini aldınız mı?” “Yine Hamurcu, Cumhurbaşkanı Gül’ün kardeşi hakkında kurduğu şirkete belediyeden direkt veya menfaat sağladığı ifadesine yer vermişti. İncelediniz mi?” “Belediye Başkanı Özhaseki’nin kızının oturduğu evin rüşvet olarak bir müteahhit tarafından verildiği iddia edilmişti. Bu iddialar araştırıldı mı?” “Toplanan tüm paraların paylarına düşeni aynı zamanda Özhaseki’nin akrabası olan bir kuyumcu şirket aracılığıyla aklandığı ifadesi verildi. Savcılık inceledi mi?” 6.5 kilo buğdaya 1 litre mazot 2002 yılında çiftçilerimiz 4.5 kilogram buğdaya 1 litre mazot alıyordu, şimdi 6.5 kilogram buğdaya 1 litre mazot alabiliyor. Her zaman övündüğünüz, “dünyanın 16’ncı büyük ekonomisi” dediğiniz G20’lere Türkiye 1999 yılında davet edildi. O zaman da Türkiye G Kriminal ekspertiz raporu Erikel, açıklamasında 10 milyon TL’lik senedi inceleyen İstanbul Kriminal Laboratuvar Müdürlüğü’nün ekspertiz raporuna göre yalnızca arka kısımdaki yazının kendi yazısıyla uyuştuğunun belirtildiğini söyledi. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle