23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ahmet Ertuğ, dünyanın kütüphanelerini tanıtan ‘Bilginin Tapınakları’ndan sonra Avrupa opera evlerini sunan görkemli bir kitap yayımladı Müziğin görkemli sarayları “Müziğin Sarayları”, Ahmet Ertuğ’un harika fotoğrafları ve Michael Forsyth’ın kaleminden Avrupa’nın tarihi opera evlerini sunuyor. Ertuğ&Kocabıyık Yayınları’ndan müthiş bir yeni yıl armağanı. Mekânlar, fotoğraf sanatının incelikleriyle kendilerini anlatıyor. rtuğ&Kocabıyık Yayınları’ndan müthiş bir yeni yıl armağanı: Ahmet Ertuğ’un çektiği harika fotoğraflar ve Michael Forsyth’ın kaleminden tarihi opera evleri. Önceki yıllarda yine aynı yayınlardan sayısı 25’i aşan Bizans ve Osmanlı uygarlıklarına ait kitaplar hazırlanmıştı. Geçen yıl dünyanın tarihi kütüphanelerini tanıtan “Bilginin Tapınakları” ortaya çıktı. Böylece Ertuğ&Kocabıyık kitapları bu topraklardan sonra evrensel değerlere uzandılar. Bu yıl basılan “Müziğin Sarayları” (Palaces of Music) da öncekiler gibi mekânları insansız yansıtıyor. Mekânlar fotoğraf sanatının incelikleriyle kendilerini anlatıyor. Avrupa opera binalarının tarihçesi, kent içindeki sosyal işlevi, müziksel özelliklere göre inşa edilişi, tarihe adı geçen opera mimarları, dönemlere göre değişen opera mimarisi anlatılmış. Müzik tarihinde opera evlerinin toplumsal işlevleri çok ayrıcalıklıdır. Bulundukları kentin kalbi oldukları kadar, o yörenin ve o çağın mimari özelliklerini yansıtan tarihi simgelerdir. Opera evlerini yönetenler de tarihe geçmiş kişilerdir. Büyük bestecilere opera ısmarlayarak onların yaşamlarında ve müzik tarihinin sayfalarında önem kazanmışlardır. Müziğin Sarayları’nda kimi opera evi için özel olarak yazılan ve ilk kez o binada yaşama kavuşan opera yapıtlarına da değinilmiş. Örneğin Napoli’deki San Carlo Tiyatrosu’nda Rossini’nin ve Donizetti’nin nice operası ilk kez sahnelenmiş. Mozart’ın Idomeneo’su ilk kez Münih’teki Rezidenztheater’de oynamış. La Scala’da birçok Verdi operasının ilk temsili yapılmış. Ayakta kalan en eski opera evi Rönesans zamanından Vicenza Operası (1585). Doğal ki nice onarımlardan sonra. Zaten Avrupa’nın tarihi opera evlerinin pek çoğu savaşlarda harap olmuş ve zaman içinde aslına bağlı kalınarak onarılmış. Kitabın büyük sayfalarını çevirirken Kültür Servisi Dünyanın en önemli modern sanat koleksiyoncularından, ABD’li banker Roy Neuberger öldü. Manhattan’da evinde yaşamını yitiren Neuberger’in 107 yaşında olduğu belirtildi. Neuberger’in sanat koleksiyonunda, aralarında Willem de Kooning, Jackson Pollock, Edward Hopper ve Georgia O’Keeffe’in de bulunduğu pek çok ünlü sanatçının yüzlerce yapıtı bulunuyordu. Koleksiyonundaki yapıtların önemli bir bölümü New York’taki Neuberger Sanat Müzesi’nde sergileniyordu; pek çok yapıt da başka müzelere bağışlanmıştı. Bugün, aralarında New York’taki Modern Sanat Müzesi ve Metropolitan Sanat Müzesi’nin de bulunduğu, ABD’nin 24 eyaletindeki 70 kadar kuruluşta Neuberger koleksiyonundan yapıtlar sergileniyor. E Ahmet Ertuğ’un objektifinden “Gran teatre del Liceau”. Paris’te Palais Garnier, Bayreuth’ta Wagner’in yaptırdığı Festspielhaus, Barcelona’da Liceu, Bordo’da Büyük Tiyatro binası, Lizbon’da San Carlo, Venedik’te La Fenice, İsveç’te Drottingholm Saray Tiyatrosu, Versay Saray Operası ve daha niceleri sizi binalarının içine konuk ediyor. Bu büyük binaların yanı sıra sadece 90100 kişilik mücevher kutuları da var: Örneğin Bolonya’daki Teatro Comunale, Versay Sarayı’nın içindeki Marie Antoinette Özel Tiyatrosu gibi. Görkemli sahneleri, gözünüzü alamadığınız tavan süslemeleri, zamanın işçiliğini yansıtan heykelleri, kristal avizeleri, altın işlemeleri, atlas duvarları, melekten aplikleriyle yalnız salonlar değil, binaların girişleri, koridorları, aydınlanma mekânlarıyla da tarihi opera evleri görüntülenmiş. Kitabın sonunda Lyon, Valencia ve Norveç’teki opera evlerinde çağımızın yeni sanatıyla tanışıyoruz. Kentlerin opera evleriyle özdeşleştiğini bir kez daha görüyorsunuz. Ve bir opera binası dahi olmayan İstanbul için gözyaşı döküyorsunuz. “Müziğin Sarayları”nda çıplak gözle dikkat etmediğimiz nice ayrıntı bizi başka dünyalara taşıyor. www.palacesofmusic.com sitesinden girip, Bizet’nin İnci Avcıları Operası’nın eşliğinde bu anıtsal mekânları gezebilirsiniz. Borusan Kültür Sanat’ın düzenlediği “BİFO&Fazıl Say Festivali” İstanbullulara çok özel bir yeni yıl armağanı oldu. Üç gün boyunca 3000 kişilik Lütfü Kırdar Salonu dolup taştı. Ben son gece dinlediğim İstanbul Senfonisi’ni kendime bir yeni yıl armağanı olarak kabul ettim. Dünya prömiyeri 13 Mart’ta Dortmund’da yapılmıştı. Biz cumartesi gecesi Türkiye’deki ilk çalınışının tanıkları olduk. İstanbul’u bir senfonik şiir yapısında anlatan yapıt, kenti yedi farklı bölümde farklı anlatımlarla sergiliyor. Herhangi bir senfonik şiirde olduğu gibi bölümleri birbirine bağlayan leitmotifler yok. Her bölüm kendi içinde ayrı bir birey. Bu da İstanbul’a has bir özellik: Değişik temaların, değişik insanların, değişik sınıfların İstanbul’u, ayrı ayrı tablolarda aynı ressamın fırçasından resimleniyor. Bölüm başlıkları da zaten İstanbul deyince akla gelebilecek farklı imgeleri içeriyor: Nostalji, Tarikat, Sultan Ahmet Camii, Hoş Giyimli Genç Kızlar Adalar Vapurunda, Haydarpaşa Garından Anadolu’ya Gidenler Üzerine, Âlem Gecesi ve Final. Ney, kudüm, kanun, bendir ve darbuka gibi geleneksel Türk çalgılarını da incecik işlemelerle büyük senfoni dokusunun içine yerleştirmiş. Herkesin favorisi olan Adalar vapurundaki dramatik bölüm, doğrusu benim de gözdem oldu. Orkestra renkleri çok etkileyiciydi. Şef Gürer Aykal ise yapıtı son derece titiz ve yaratıcı bir yaklaşımla yönetti. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın her bir üyesi canla başla çalarak müziğin tazeliğini korudu. www.evinilyasoglu.com BİFO VE FAZIL SAY Kültür Servisi Tayland Film Kurulu, iki çocuğunu büyütmek için mücadele veren bir transseksüelin hikâyesinin anlatıldığı filme yasaklama getirdi. Filmin yönetmeni kararın Tai toplumunun tutucu tarafını ortaya koyduğunu ifade ederken, Ulusal Film Kurulu yaptığı açıklamada, “Insects in the Backyard” (Arka Bahçedeki Böcekler) adlı filmin, ahlaka uygun olmayan ve pornografik sahneler içerdiği gerekçesiyle Tayland’da yayımlanamayacağını belirtti. Yetkililer, yasaklama kararıyla ilgili henüz kamuoyuna bir açıklama yapmadı. K A M İ L M A S A R A C I Ç İ Z İ K SÜREYYA OPERASI’NDA YENİ YIL KONSERLERİ Biret ve Güneş’ten sıra dışı bir konser Kültür Servisi Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası, 2011 yılına, dünyaca ünlü iki virtüözün konseriyle giriyor. Dünyanın önde gelen piyanistlerinden İdil Biret ile Londra Filarmoni ve BBC Senfoni gibi orkestraların birinci viyolacısı konumuna yükselmiş olan Ruşen Güneş, 3 Ocak Pazartesi günü saat 20.00’de Süreyya Operası’nda sıra dışı bir konser verecekler. Güneş Biret konseri, Brahms’ın Op. 120, 2 No’lu Sonatıyla açılacak. Konserin sürprizi, Ateş Pars’ın, Biret’in isteği üzerine 2010 yılında yazdığı Op. 57 eserinin ilk seslendirilişi olacak. Berlioz’un “Harold İtalya’da” adlı yapıtının Liszt tarafından yapılmış uyarlaması da Türkiye’de ilk kez yorumlanacak. Hakan Şensoy (keman), Nilgün Ketenci (keman), Beste Tıknaz (viyola), Evrim Baştaş (viyola) ve Şa Mehmet Âkif Ersoy anıldı... Kültür Servisi İstiklal Marşı’nın yazarı milli şair Mehmet Âkif Ersoy, ölümünün 74. yıldönümünde pek çok etkinlikle anılıyor. Önceki gün Mehmet Âkif Ersoy’un Edirnekapı Şehitliği’nde bulunan kabrine yapılan ziyaretle başlayan ektinlikler, Feshane Uluslararası Fuar Kongre ve Kültür Merkezi’nde besteci Ertuğrul Erkişi’nin, Ersoy’un ünlü eserlerinden yola çıkarak bestelediği parçalardan oluşan “Safahat’tan Şarkılar” adlı konserle devam etti. Ersoy’un kabri başında çeşitli kurumlar ve okullarca gerçekleştirilen anma törenine katılan Mehmet Âkif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı Başkanı Mehmet Cemal Çiftçigüzeli, Burdur Mehmet Âkif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökay Yıldız ve İlçe Mili Eğitim Müdürü Güsamettin Erdoğan da katıldı. Dün Feshane’de gerçekleştirilen konserde ise besteci Ertuğrul Erkişi, “Safahat’tan Şarkılar” albümünde yer alan “Safahat Okuyucusuna”, “Bir Zamanlar”, “Gönülle Baş Başa”, “Zulmü Alkışlayamam”, “Bülbül”, “Ya Rab Bizi Kahretme”, “Hüsran”, “Ezelden Aşinayım”, “Bir Gece” gibi bestelerini seslendirdi. K Ü L T Ü R fak Erişkin’den (viyolonsel) oluşan Ensemble ArchiTektürk, 17 Ocak Pazartesi günü saat 20.00’de Süreyya Operası’nda “3 Quintet Aşağı 5 Yaylı Yukarı” başlıklı bir konser verecek. Piyanist Hülya Dalkılıç’ın 24 Ocak Pazartesi günü saat 20.00’deki resitalinin başlığı ise “Büyük Türk Ustalarından Yeni Kuşaklara”. Dünyanın önde gelen keman virtüözlerinden Suna Kan da 31 Ocak Pazartesi günü saat 20.00’de piyanist Cana Gürmen eşliğinde bir konser verecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle