Katalog

29 ARALIK 2010 ÇARŞAMBA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kılıçdaroğlu, kendisine Hıdır diyen Erdoğan’a Aziz Nesin’in romanı ile yanıt verdi Hukuk Devletinde Yaşama Hakkı... Başakşehir’de yüzleri maskeli topluluğun taş ve sopalarla cemevine, kimi konut ve araçlara saldırması nasıl açıklanabilir? Beş gün önce Pendik ve Maltepe’de yine bazı kişilerin araçları yakması neyin habercisidir? Tüm bu olup bitenleri “ajan provokatörlerin işi” deyip geçebilir miyiz? Soruları çoğaltabilirim... Hukuk devleti demokratik bir yönetim düzenidir. Devlet erkinin temel hak ve özgürlükler yararına sınırlandırıldığı, yasaların çağdaş ve evrensel hukuka göre biçimlendirildiği bir yönetim biçimi değil midir hukuk devleti? Türkiye bir yandan Türkçülüğün, öte yandan Kürtçülüğün ivme kazandığı, dinsel inanca dayalı politikaların egemen olduğu bir dönemden geçiyor. Terör örgütleri ister sağcı, ister solcu, ister dinci, ister dinsiz olsuninsan yaşamını yok edince, halkın tepkisini yeterince almıyor. Bir suskunluk egemen halkta... Güngören’de onlarca masum insan teröre kurban giderken susuyor toplum... Bakın “Paris Koşulu” (21 Kasım 1990) terör konusunda şu ilkeyi benimsiyor: “Her türlü terörist eylemleri, yöntemleri ve uygulamaları açıkça suç olarak kınıyor ve bunları ikili olduğu kadar taraflı işbirliğiyle ortadan kaldırmaya kararlı olduğumuzu bildiriyoruz.” Uğur Mumcu’nun 1 Eylül 1992 yılında yazdığı gibi, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Abdi İpekçi, Oramiral Kayacan, Orgeneral Adnan Ersöz, Çetin Emeç, Mehmet Sincar, Musa Anter, Vedat Aydın, Turan Dursun vb. pek çok insanımızı teröre kurban verdik. Görevleri başında kurşunlanan subaylar, erler, polisler... Güneydoğu’da öldürülen erler... Uğur Mumcu şöyle devam etti: “İnsan hakları ihlalinde ne ‘devlet ve terör örgütü’ ayrımı yapılır, ne renk, ne dil, ne cins ne de rütbe...” Kimi zaman devlet içinde örgütlü silahlı güçler, kimi zaman terör örgütleri öldürdü bu insanlarımızı. Nedense hep sustuk, teröre karşı demokratik tepkiyi gösteremedik, İspanya’da, İtalya’da ve öteki demokratik ülkelerde olduğu gibi. Ne Abdi İpekçi, ne Çetin Emeç, ne Kemal Türkler, ne Hrant Dink ne de ötekiler sıradan siyasi cinayetler değil. İki üç kişinin kafa kafaya verip “Gidelim şunları öldürelim” demesiyle gerçekleşmedi bu cinayetler. Hrant Dink ve Malatya Zirve Yayınevi katliamı mağdurlarının avukatı Erdal Doğan, “özel yetkili mahkemelerin” kurulu düzeni korumak için kurulduğunu öne sürüyor. Eskiden devlet güvenlik mahkemeleri vardı, şimdi ise özel yetkili mahkemeler... Devlet içinde örgütlü bir silahlı güç var. Acaba bu güç bu mahkemeleri etkiliyor mu? Faili meçhul cinayetler aydınlanırsa “devlet zarar görecek” mantığı işliyor mu? Hrant Dink’in öldürüleceğini Trabzon’daki polis de biliyor, jandarma istihbarat birimleri de, tıpkı Malatya’daki katliamı bildikleri gibi. Hrant Dink cinayetinde ve Malatya Zirve Yayınevi katliamında, sivilasker bürokratların yargılanması gerektiği halde neden yargılanmadığını soruyor avukat Erdal Doğan. Bu nedenle de davadan çekildiğini anlatıyor Doğan, Akşam gazetesinden Burcu Bulut’a. Gazeteci arkadaşımız soruyor avukata: “Dink davasından neden çekildiniz?” Doğan: “Gerçek faillerin bulunamayacağına inandığım için!” Hiçbir zaman gerçek failler bulunamayacak Türkiye’de... Bir hukuk devletinde terörün insanlık suçu olduğu hâlâ anlaşılmadığına göre bu cinayetler işlenecek, katliamlar yapılacak. Kahramanmaraş katliamını anma törenlerinde katılımcıların başına gelenler, pazar akşamı cemevinin saldırıya uğraması, Kemal Türkler cinayetinin zamanaşımına uğraması, Hrant Dink cinayetinde asıl sorumluluların korunması... Şimdi soruyorum: “Türkiye bir hukuk devleti mi?” PKK terör örgütünün militanları ve yandaşları İstanbul’un orta yerinde eylem yapıyor, cemevini basıyor Türk bayrağı asıldığı için. Birileri inatla bıkmadan usanmadan aynı şeyleri konuşuyor ve yazıyor: “Provokasyon!” Bir hukuk devletinde hiçbir suç cezasız kalmamalıdır... Yaşam hakkı çiğnenmemelidir... ‘Zübük’ü okusun’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, verdiği 41 sözle ilgili “Kaynak yok, yapamazsın” denildiğini hatırlatarak, “Cumhuriyet tarihinin en fazla yolsuzluğunu AKP yaptı. Verdiğimiz sözlerin parayla ilgisi yok akılla ilgisi var” dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Grup toplantısına CHP’nin yeni MYK üyeleri de katıldı. Konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 91. yılını kutlayarak başlayan Kılıçdaroğlu, “Bu yürüyüş bize Mustafa Kemal’in nasıl karşılandığını hatırlatır ama bu hatırlatmayı bile çok gördüler” dedi. Kılıçdaroğlu, konuşmasında İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy’u da andı. CHP lideri DİSK üyelerine copla müdahale edilmesine de tepki göstererek “12 Eylül’de işkence gördükleri yerin müze olmasını istediler. Küçük bir hak istediler diye polis copu gördüler” dedi. Kılıçdaroğlu’nun mesajları şöyle: Çok çalışacağız: Yeni PM ve yeni MYK seçildi. Kimsenin Ankara’da oturma lüksü yok. Bizi yıllardır ‘projeleri yok’ diye eleştirenler vardı. Ancak başta Başbakan ve yandaşları olmak üzere kıyamet koparıldı. Yok efendim 41 söz verdiniz bunun bedeli 200 milyar… Çarpıtacaklar ya… Verdiğimiz sözlerin bir kısmının parayla ilgisi yok akılla ilgisi var. Aklı mantığı sadece paraya çalışıyor bunların, malı götürmeye alışmışlar. Askeri İdare Mahkemesi kalkacak ve toplumu sivilleştireceğiz. Mayınlı “Bana her ismi verirsiniz ama bana kimse Recep Bey diyemez. Recep Bey halkını kandıran, siyasete yırttık ayakkabı ile girip dünyalığını yapan, millete din iman edebiyatı yapıp fakirin kul hakkını yiyen, yolsuzluklara kol kanat geren adamdır. Bana Recep Bey diyemezler ama Recep diyebilirler. Recep Beyler en çok nerede görünür? Aziz Nesin’in Zübük kitabını okursanız orada çok var. ” araziler, topraksız köylüye verilecek ve böylece Mustafa Kemal’in ruhunu şad edeceğiz. Yüzde 10 seçim barajı, dokunulmazlık kalkacak. Müteahhite verilen parayı, taşeron işçiliği kaldıracağız. YÖK’ü kaldıracağız… Siyasi ahlak yasası çıkacak, ahlaklı olan siyaset yapacak. Bunların parayla ne ilgisi var. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluklarını yaptılar: Kendileri ve yakınları Türkiye’nin nimetlerine talip oldular. Biz dürüst kişiliğimiz ile külfetlerine talibiz. Biz o külfetleri çözeceğiz. Bu iktidar Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluklarını yaptı. Beyninde markalaşacak: Bütçede bana ‘Hıdır mısın Kemal misin’ dedi. Adımın Kemal olduğunu öğrenmiş, Kemal onun beyninde markalaşacak. Daha da yer edecek. Her insanın adı benim için onurdur. Ali, Kerem, Hıdır da Ömer de Muhammet de. Ben insanı insan olduğu için seviyorum. Anne baba lar neden Hıdır adını takıyor. Anadolu’da Bozatlı Hızır yanında olsun derler. Biz halkın sorunlarına Hızır gibi yetişeceğiz. Hıdır’ın günahı nedir arkadaşlar? Bana her ismi verirsiniz, ama bana kimse Recep Bey diyemez. Recep Bey halkını kandıran, siyasete yırtık ayakkabı ile girip dünyalığını yapan, millete din iman edebiyatı yapıp fakirin kul hakkını yiyen, yolsuzluklara kol kanat geren adamdır. Bana Recep Bey diyemezler ama Recep diyebilirler. Recep Beyler en çok nerede görünür? Aziz Nesin’in Zübük kitabını okursanız orada çok var. Halktan koptu Başbakan. Çamlıca’da çit duvarla örülü villa da oturuyor. Bana laf atıyor. Çamlıca’daki evle benim evi değiştirelim. Çamlıca’daki evi Kızılay’a bağışlayacağım. Kayseri’deki yolsuzluk: Kayseri’de ciddi olaylar var dedik. Başbakan, malvarlığımla ilgili laf eden Silivri’de demişti. Bu iddiaları gündeme getiren de Silivri’de. Benim malvarlığım CHP inter net sitesinde. Başbakan’ın Meclis’e verdiği malvarlığını yayımlasın. Bakalım yüreğin var mı? Kayseri’deki olay rüşvet alma ötesinde bir ucu belediye, bir ucu vilayet, bir ucu adliyeye dayanıyor. Neden mülkiye müfettişleri el koymuyor. Kim el koyuyor; belediyenin bir müfettişi. O müfettiş o davanın şüphelisi. Vicdanınız kurusun: Vali vekili bu olayda ‘rüşvet var’ diyor. Nefesini başka yerde alıyor. Başsavcı çıktı dedi ki, ‘belge getir’. Soruşturmayı yapacak adam o değil mi. İhbarı yapan kişinin kendi el defterinde ne zaman almış tek tek el yazısıyla yazmış. Mahkeme dosyasından olan defter soruşturuldu mu? Hayır. İnsaf dinin yarısı diyordu. Allahaşkına bu dinin tamamı değil mi? Adam el yazısı ile yazmış ‘şu kadar, şu zamanda aldık’ diyor. Belediye Başkanı’nın akrabası kuyumcuya götürdük diyor. Bu savcı kuyumcunun kamerasına bakalım demiş mi? Hayır. Delil yok diyor. İnsaf, vicdanınız kurusun. 26 iddia var. 26 iddianın 12’si hiç soruşturulmamış. Belediye Başkanı ‘biri doğru çıkarsa istifa ederim’ dedi ama bir şeyi unttu. Bir tanesi başka davaya konu olmuş ve mahkeme yolsuzluğu belirlemiş. Ama istifa eder mi arkasında kapı gibi Recep Bey var. Recep Bey unvanını sürdürmek istiyorsan sessizliğini koru ama Tayyip Bey’im, halktan yanayım diyorsan müfettiş gönder. Kayseri’de gazetelere tam sayfa ilan verildi. Parasını kim ödedi? Kayseri olayı ile ilgili en doğru çalışanlar polisler. Polislerin tamamını yürekten kutluyorum. Utanılacak durum onların işinden sonra başlıyor. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 BAHÇELİ’DEN ELEŞTİRİLERE SERT YANIT Beşir Atalay’a ‘Damat Ferit Bakanı’ benzetmesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) olmamıştır. Bizim ekmeğimiz de suMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, par yumuz da Türk’tür, Türkçedir, Türk tisiyle ilgili “Terör biterse MHP de bi tarihidir ve Türk milletine ait olan her ter” diyen İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın değerdir. Bunun dışında terörün ek“koordinatörü” olduğu açılım politika meğimiz ve suyumuz olduğuna dölarına son verilip istifa etmesi ya da gö nük hayasızca iftira atanlar; önce ekrevden alınmasını istedi. meğini yediği, suyunu içtiği Türk vaBahçeli, partisinin grup toplantısında İs tanına ve Türk milletine yönelik ihanet tanbul Başakşehir’deki cemevine yapılan girişimlerinin hesabını vermelidir. saldırıyı kınarken sorumluların bulun PKK açılımının koordinatörlüğü ve en masını istedi. Toplantıda, AKP hükü hararetli militanlığını yapan bu şahsın metinin “2010 karnesi”ni de değerlen da Yüce Divan’a gitmesi artık kaçıdiren Bahçeli, “İnnılmazdır. Bu da insaf, izan, merhamet şallah Milliyetçi Have milli duygularreket’e nasip ola“Demokratik özerklik” dan nasibini almacaktır ve adaletin tetaslağının Türk milletini mış olan AKP zihrazisi herkese hak bölmek isteyenlerin tuzağı niyeti, deyim yerinettiği dersi verecekolduğunu ve “sütre deyse İmralı sahiltir.” lerine beyaz bayBahçeli, “Demogerisi”nde de AKP’nin rakla çıkarak milkratik özerklik Kürolduğunu savunan Bahçeli, letimizin haysiyetidistan zırvası” diye partisinin politikalarını ni iki paralık etmişnitelendirdiği taslağın eleştiren İçişleri Bakanı tir. Eğer bugün va“bir avuç kendini Atalay’ı da ‘PKK açılımının bilmezin” hazırladığı tanımızın bir bölükoordinatörlüğü ve en mü özerklik zırvabir taslak olmadığını larına konu oluyorbelirterek bunun Türk hararetli militanlığını sa, anadilde eğitim milletini ortadan ikiye yapmakla’ suçladı. taleplerindeki ısbölmek isteyenlerin rarlar çığrından çı“pis bir tuzağı” olkıyorsa bilinmelidir duğunu ve “sütre geki bunun tek sorumlusu AKP hükü risi”nde de AKP’nin olduğunu söyledi. metinden başkası değildir” dedi. Erdoğan’ın “Kürt sorununu savuBahçeli, grup toplantısında, “Terör bi nuyorum” sözlerine de tepki gösteren terse MHP de biter” diyen İçişleri Ba Bahçeli, “Sen ‘Türkçülüğün Esasları’nı kanı Atalay’a da çattı. Atalay’ın “Damat yazan rahmetli Ziya Gökalp’in şiirini Ferit kabinelerinin İçişleri bakanları okuduğundan dolayı kısa süreli cezanı aratmayan bir zihniyete sahip ol evine girdin. Sonra da bu mağduriyeduğunu” savunan Bahçeli, “sözde” de ti siyasi hayatın boyunca hep kullandın. mokratik açılımın “iflas ettiğini” söyle Şimdi de Türkçülükle Kürtçülüğü di. Bahçeli, Atalay’ın partisine yönelik karşı karşıya getirmek amacıyla yeni suçlamalarına da şu yanıtı verdi: “MHP bir oyun oynamak için harekete geçtin. kandan, karışıklıktan ve kavgadan Acaba aklının bir köşesinde Türklerbeslenen ve bunların artmasını isteyen le Kürtlerin çatışması için bir niyet mi bir çarpık anlayışa hiçbir zaman sahip taşıyorsun” diye seslendi. C MY B C MY B