19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ARALIK 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İdari görevdeki çalışanlara mevzuata aykırı olarak 40 milyon lira fazla mesai yazılmasına karşın cezai işlem yapılmadı 7 AKP’li ŞABAN DİŞLİ’NİN AĞABEYİ TPAO’da ‘mesai’ skandalı MURAT KIŞLALI Dişli’nin hızlı yükselişi MURAT UYGUN ANKARA Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) yönetiminin, kurumda 60 yaşına gelenleri “gençleştirme” gerekçesiyle emekli ederken mevcut yönetime, “özel sektöre kaçıyorlar” mazeretiyle 40 milyon TL fazla mesai yazdığı ortaya çıktı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Teftiş Kurulu, “mevzuata göre yılda 270 saate kadar fazla mesai yazılabilecek çalışanlara, arazide değil de daire başkan yardımcılığı gibi idari görevlerde olmalarına karşın yılda 630 saat mesai yazıldığını, haftalık fazla mesai için de yüzde 25 yerine yüzde 100 fazla ücret verildiğini” tespit etti. Genel Müdür Mehmet Uysal kendini “Mevzuata uymak mecburiyetinde değilim” diye savunurken teftiş kurulu mevzuata aykırılık tespit etmesine karşın idari ve cezai yaptırım istemedi. TPAO’nun 1 Aralık 2010’da basına kapalı yapılan “gizli” görüşme TPAO’da, yıllık 270 saat fazla mesai yazılabilecek çalışanlara 630 saat fazla mesai yazıldığı, haftalık fazla mesai için yüzde 25 yerine yüzde 100 fazla ücret verildiği tespit edildi. 2009 yılında 40 milyon TL fazla mesai ödemesi yapıldığını açıklayan TPAO Genel Müdürü Mehmet Uysal ise mevzuata uymak zorunda olmadıklarını ve bundun sonra da böyle devam edeceklerini söyledi. seviyelere geldiğini” tespit etti. Çalışanların özel sektöre kaçtığından yakınan Uysal ise tecrübeli elemanların, vaktinden önce emekli edilmesini “personeli gençleştirmek” gerekçesiyle açıklamaya çalıştı. Komisyonda, TPAO’da bazı çalışanlara fazla mesai ödemesine ilişkin Teftiş Kurulu Raporu da görüşüldü. Teftiş Kurulu Başkanı Cevdet Malkoç konuyu şöyle özetledi: “Müfettiş, TPAO Genel Müdürlüğü’nde haftalık 40 saat olarak belirlenmiş olan normal mesai süresini aşan, yani 45 saate kadar olan 5 saatlik fazla çalışmaları tespit etmiş ve bu çalışmaları yüzde 25 fazlasıyla ödemek gerektiğine dair hükümler bulunduğu için, TPAO Genel Müdürlüğü de yüzde 25 de tutanaklarına göre, Mehmet Uysal, komisyonda “Biz bu çalışmalarımızı giderek azalan personelimizle yapıyoruz. Ücret politikaları nedeniyle elemanlarımızı şirket içerisinde tutmamız artık mümkün olmuyor. Teknik elemanlar, kalifiye elemanlar da dışarıda iş bulma şansına sahip oldukları anda şirketi terk ediyorlar” diye yakındı. ‘Yılda 630 saat fazla mesai’ Buna karşın Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, “TPAO’nun, 65 yaşından önce emekli edilmemesi gereken personelini 5560 yaşında resen emekli ettiğini ve idare mahkemelerinden dönen bu personelin aldığı tazminatın kurumun finansmanı bakımından sıkıntı doğuracak ğil de yüzde 100 fazla ödediği için bu aradaki ücret farkını TPAO Genel Müdürlüğü’nden haksız ödeme olarak talep etmektedir. Diğer yandan fazla çalışmaların mevzuata göre yıllık 270 saati aşamayacağı hükmüne rağmen yıllık 630 saate kadar tespitlerimiz var. Hatta bu tespitlerin arazide değil de daire başkan yardımcıları gibi idari birimlerde de olduğunu gözlemledik ama buna rağmen bunun fiziki tespitini yapamadığımız için ‘Bunlar evet ödensin ama bundan sonra da bu tür fazla çalışma yapılmasın’ dedik.” Uysal’ın, kendisini “Genel müdür ve yardımcıları fazla mesai almazlar” diyerek savunması üzerine MHP Mersin Milletvekili Kadir Ural, “Nereden bileceğiz sizin almadığınızı? Belki de götürüyorsun müdür yardımcısına 1 milyar lira fazla veriyorsun, 300’ünü de kendin alıyorsun?” diye çıkıştı. ‘Uymak zorunda değilim’ Mehmet Uysal, “Teftiş Kurulu’nun kararına uymak mecburiyetinde olmadığımızı düşünerek biz bundan sonra böyle devam etmek zorundayız. Fiilen yapmak mecburiyetindeyim” diye konuşunca da CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, “Kuralsız nasıl bir devlet yönetimi olabiliyor? Bu idare ‘Ben efendim günde bin dolar yevmiye öderim’ derse olur mu bu yani?” diye tepki gösterdi. BDP Muş Milletvekili Nuri Yaman ise teftiş kurulunun aykırılıklara karşın bir yaptırım istememesini eleştirdi. SAKARYA AKP Milletvekili Şaban Dişli’nin ağabeyi Alaattin Dişli, 2 günde iki ayrı makama atanarak vekâleten yürüttüğü Geyve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevine asalaten atandı. Alaattin Dişli’nin hızlı yükselişi AKP’nin iktidara gelmesiyle başladı. Ali Fuat Paşa Cemal Gürsel İlköğretim Okulu din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olan Dişli, önce kadrosunun bulunduğu okulda müdür yardımcısı oldu. Ardından Doğantepe Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda müdürlük görevine getirilen Dişli bu dönemde öğrencilere ders vermediği halde ek ders ücreti almakla suçlandı. 2008 yılında ise Dişli, eğitim organizasyonu yönetim şemasında 4 basamak birden atlayarak Geyve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü’ne getirildi ve hemen sonra da İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde vekâleten görevlendirildi. Baş döndüren atama trafiği Dişli’nin bu makama asaleten atanması için de 2 gün içinde art arda atamalar yapıldı. Alaattin Dişli, cuma günü Karapürçek İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak görevlendirildi. Dişli, sabah işbaşı yapıp bu makamda görevliyken bir süre önce Erenler Değirmendere Köyü İlköğretim Okulu Müdürlüğü’ne getirilen Beşir Nalbant da Geyve İlçe Milli Eğitim Müdürü oldu. Hafta sonu geçtikten sonra pazartesi günü de Dişli ve Nalbant’ın görev yerleri tekrar değiştirildi, herkes eski yerine geri döndü. Ancak Dişli, bu kez vekâleten değil asaleten atandı. Alaattin Dişli, atamada herhangi bir anormallik olmadığını belirtirken Karapürçek İlçe Milli Eğitim Müdürü Beşir Nalbant ise hakkının geri iade edildiğini söyledi. ‘Almadığını nereden bilelim?’ Fazla mesai ücretinin 2009’da “40 milyon TL” olduğu bilgisini veren İKTİDAR PARTİSİNDE GERİLİM PROTOKOLDE TIRMANACAK AKP’li vekil bakanın ihracını istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM gündemindeki “torba kanun” içine konulan ve özürlülerin büyük tepkisine yol açan düzenleme, AKP’li görme özürlü milletvekili Lokman Ayva’nın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in “AKP’den ihracını” istemesine yol açtı. Dinçer, Ayva’nın girişimini “nazlanma” diye nitelendirdi. Ayva, düzenleme torba kanuna girdikten sonra özürlülerin tepkileri üzerine Dinçer’i arayarak, eleştirilerini iletti. Ayva’nın, “Bu hüküm yasalaşırsa insanlar işten çıkartılıp, asgari ücretten geri alınır” sözlerine, Dinçer, “Yapacak bir şey yok. Asgari ücretle çalıştırılabilir insanlar” karşılığını verdi. Ayva da bunun üzerine, “Buna zemin hazırlamak doğru mu? Dışlama ve ayrımcılığı ahlaksızlık olarak görüyorum. Bu ahlaksızlığa vesile olmamamız lazım” dedi. Diyanet ilk 10’a giriyor ERDEM GÜL KART: BAŞBAKAN DEVREYE GİRDİ ‘Acındırma çabası’ Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın “zehirlenerek öldürüldüğü” iddiaları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifade veren gazeteci Emin Çölaşan, Özal ailesini suçladı. Hüsamettin Cindoruk’un kendisine Özal için “Bu gidici. Yakında ölecek. Haberin kaynağı Baba’dır” dediğini 1 Mayıs 2002 tarihli köşesinde yazan Emin Çölaşan, davet üzerine dün Ankara Adliyesi’ne geldi. Çölaşan, gazetecilerin soruları üzerine, Turgut Özal’ın ölümüne ilişkin soruşturmanın başlatılmasının çok iyi olduğunu söyledi. Çölaşan, “Çünkü bu ailenin yaptığı korkunç bir tantana var Türkiye’de. Bunlar ne zaman kendilerini acındırmak isteseler, ne zaman siyasette bir yere gelmek isteseler ya da bir yer kapmak isteseler, ‘Abimiz, babamız ya da eşimiz öldürüldü’ feryatlarıyla ortaya çıkıyorlar” dedi. Özal’ın ölümü üzerinden tam 17 yıl geçtiğine işaret eden Çölaşan, “Bu tamamen ailenin acındırma çabalarının bir ürünüdür. Özal’ın öldürülmüş olduğuna inanmıyorum” dedi. (Fotoğraf: ALİCAN ULUDAĞ) Ayva: 117. madde uygulansın Bu karşılıklı restleşme görüşmesinin ardından Ayva, TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyon toplantılarına katılarak düzenlemeye neden karşı çıktıklarını da anlattı. Daha sonra alt komisyonda kendisine sorulmadan, “işverenlere, holding bünyesi içinde ya da ortak olduğu şirketlerde özürlü çalıştırma imkânı verecek şekilde değişiklik yapıldığını” belirten Ayva, bunun üzerine AKP Genel Sekreterliği’ne yazılı bir başvuruda bulunarak Dinçer hakkında AKP tüzüğünün kesin ihraç gerektiren 117. maddesinin uygulanmasını istedi. Ayva, özürlü düzenlemesinin çekilmesine ilişkin ısrarını sürdürdü. “Madem bu yasayı çıkartacaktınız biz referandumda niye Evet oyu verdik” diye soran Ayva, “Anayasa değişikliğinden sonra yanlış yapıyorlar, o maddeye uymuyorlar. ‘Anayasa değişikliği gereği bunu yapıyoruz’ dersen ben referandumdaki ‘evet’imi geri çekerim. Ama o madde bu değil. Biz 10. maddesinde eşitlik maddesindeyiz. O madde olmasaydı ben bunu şu an savunamazdım. Ben eşitim, beni dışlayamazsınız” dedi. Ayva, düzenleme geri çekilmezse, 110 imzayı kendisinin bulup Anayasa Mahkemesi’ne gideceğini de söyledi. ANKARA Devlet Bakanı Faruk Çelik, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın protokoldeki yerini yukarı çekmek için girişim başlattı. Çelik, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın protokolde 51. sırada olduğuna dikkat çekerek bunun kurumun ağırlığına uygun düşmediğini söyledi. Muhalefetin de isteği doğrultusunda Diyanet’in protokoldeki yerinin yukarı çekilmesi için gerekli girişimleri başlattığını belirten Çelik, “Protokol listesi Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenecek. Yasaya da gerek yok. Cumhurbaşkanının onayı yeterli” dedi. Atatürk döneminde Diyanet’in protokolde 3. sırada olduğunu anlatan Çelik, “Diyanet mutlaka ilk 10’a girmeli. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren yasama, yürütme ve yargı hiyerarşisinde iki kuruma ayrıcalık tanınmış. Bunlardan biri Genelkurmay, diğeri de Diyanet. Diyanet’in kendisine tanınan bu ağırlığı protokoldeki sırasına da yansıtılmalı.” Vakıfbank’a usulsüz atama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunun lise arkadaşı Ömer Elmas’ın atandığı Vakıfbank’a, sahte askerlik belgesine rağmen genel müdür yardımcısı olarak atandığını belirterek “Bu gelişmelerden sonra BDDK üyeleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından suç işlemek amacıyla örgüt kurmak iddiası ya da benzeri bir suçlamayla soruşturma başlatıldı” dedi. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP’li Kart, Elmas’ın Vakıfbank’a atanmasıyla ilgili şunları söyledi: “Başbakan’ın oğlunun arkadaşı olmak en mükemmel referans. O referans nedeniyle yasal şartları taşımamasına rağmen bu kişinin Vakıfbank’a danışman yapıldığını biliyoruz. Askerlik belgesinin sahte olduğu ortaya çıkıyor ve sözleşmesi feshediliyor. Başbakan, bürokratların burnunu sürtüyor ve ‘Nasıl görevden alırsınız?’ diyor. Askerlik evrağı sahte olmasına rağmen o kişinin, sözleşmesinin feshedildiği bankaya genel müdür yardımcısı olarak atandığını görüyorsunuz. Orada BDDK’de ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Bunun BDKK’nin onayından geçmesi gerekiyor. Muhalefet edenler var, ama Başbakan’ın gücü karşısında o muhalefetin etkisi olmuyor.” BDDK üyeleri hakkında soruşturma Bu gelişmelerden sonra BDDK üyeleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını söyleyen Kart, “AKP iktidarlarıyla birlikte Türkiye, artık ‘her tür ve her boy hukuksuzlukların’ yaşandığı, ‘kanunsuz emir yoluyla’ bürokratların suç işlemek zorunda kaldıkları, suç işleyen bürokratları kısmen korumak, bundan böyle de suç işleyenlere cesaret vermek için Türk Ceza Kanunu’nun değiştirildiği bir ülke haline gelmiştir” dedi. AKP’li yöneticiler mahkum oldu Kart, AKP Mustafakemalpaşa ilçe yönetimi seçimlerinde, dönemin ilçe başkanı AKP Bursa Milletvekili Ali Koyuncu ile AKP’li bir belediye başkanı ve iki il meclisi üyesinin de mahkemece “resmi evrakta sahtecilik ve seçimlere hile karıştırmak” suçundan suçlu bulunduğunu bildirdi. Dinçer: Tepkisi nazlanma Dinçer, Ayva’nın tavrının sorulması üzerine, “Duygusal bazı şeyler olabilir. Bunların hepsi birbirimize nazlanmadan ibarettir. Arkadaşlarımız düzenlemenin içeriğiyle alakalı ayrıntılı bilgi sahibi olmadılar muhtemelen” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle