23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER CUMHURİYET 25 ARALIK 2010 CUMARTESİ GEÇEN gün, başkentin bir köşesinde, Ankara Üniversitesi DilTarih ve Coğrafya Fakültesi’ndeki Farabi Salonu’nda ilginç bir toplantı vardı. Ne yazık ki, ilginçliğine karşın katılımcısı ve izleyicisi az olan bir toplantı. Venezüella’yla diplomatik ilişkilerimizin 60. yıldönümü vesilesiyle. Birkaç kısa sunuş konuşması ve ardından Latin Amerika müziğine uygun bir ses ve dans ziyafeti. Altmış yıl önce ilişki kurduğumuz o devletin şimdiki adı “Bolivar’cı Venezüella Cumhuriyeti”. Bir devletin resmi adına bir devrimci adının resmen eklendiği ilk örnek. imon Bolivar, kendinden önce bütün Güney Amerika’nın önce Portekiz ile İspanya’nın, sonra da başta ABD olmak üzere irili ufaklı başka AÇI MÜMTAZ SOYSAL devletlerin sömürgelerinden oluştuğu bir dönemin devrimcisi. Bolivya, Peru gibi daha çok Güney Amerika’nın kuzeyindeki yerlerde bağımsızlık başkaldırılarını başlatan ve ulusal devletlerin kuruluşuna yol açan bir öncü. Venezüella da o devletlerden biri. Onun etkisi sonradan aynı anakıtanın başka ülkelerinin devletleşmesine yol açmıştır ama dünyadaki kapitalist sistemin sömürüsünden bir türlü kurtulamayan devletler olarak kaldı onların çoğu. Yakın zamana kadar tek istisna, Fidel Castro’nun Küba’sıydı; şimdi bir de Hugo Chavez’in Venezüella’sı var. O, Kemalist Cumhuriyet S Bolivar’ın adıyla kendi devrimciliğinin bayrağını açmış oluyor. Atatürk döneminde bizim devletin adına “Kemalist Türkiye Cumhuriyeti” denmiş olsaydı da öyle olmuş olurdu. ma şimdi öyle değil. Belki tam tersi. Bugünkü devlete “Kemalist” diyebilir miyiz? Yine de Kemalizmin devrimciliğine yönelik bir özlem ve onu gerçekleştirme gereksinimi ortada. Bu, Kemalizmi kendi döneminin bütün unsurlarıyla tekrarlamak gibi yapay ve tam gerçekleştirilemeyecek bir özlem olmamalı elbet. Ne var ki, çağın gereklerine ve ülkenin bugünkü koşullarına uygun yeni bir devrimcilik düşünmek ve gerçekleşmesi için çalışmak asla ihmal edemeyeceğimiz bir ulusal ödev olmalıdır. mumtazsoysal@gmail.com Tarihimizin Kara Lekesi Melih ÇINAR ADD Bandırma Şube Başkanı emalizm bir ‘çağdaşlama modelidir’, Kemalizm bir ‘Aydınlanma tasarımıdır’. Kemalizm ışığa açılan bir kapıdır. O kapı açıldığında içeriye bilim girer, sanat girer, akıl girer, insan sevgisi, hoşgörü girer. Osmanlının ortaçağ kalıntıları bu nedenle hiçbir zaman Kemalizme iyi gözle bakmamış, bilimin ışığından kaçarak yarasalar gibi karanlığa, kuytulara sığınmışlardır. Menemen olayı başta derviş Mehmet olmak üzere üç Mehmet’in ve arkasındakilerin sindikleri karanlıktan çıkarak ışığa başkaldırmalarıdır. Ne acıdır ki karşılarına Kemalist Aydınlanmanın simgesi silahında gerçek mermi bulunmayan Yedek Subay Kubilay çıkmıştır. Bu acımasız katiller, Kubilay’ı öldürmekle kalmamış, bağ bıçağı ile ONUNCU KÖY BEKİR COŞKUN A K başını hunharca keserek sopanın ucuna geçirmiş, sokak sokak gezdirmiştir. Ne adına? Bu vahşet karşısında insanın kanı donuyor. Bizim bildiğimiz din; sevgidir, hoşgörüdür, nefs ve ruh temizliğidir, Tanrı’yı içinde hissetmek, bütün kötülüklerden arınmaktır. Yakın tarihimiz incelendiğinde gençyaşlı, kadınerkek demeden Kahramanmaraş’ta, Sivas’ta, Çorum’da aynı hunharlığı görüyor, ramazanda oruç tutmadığı için üniversite kantinlerinde dövülen, bıçaklanan, öldürülen gençler için elem duyuyoruz. BugünKemalizmi özümsemiş, aydınlığın temsilcisi rektörler, bilim adamları, yazarlar, yurt savunmasını üstlenmiş komutanlar Mustafa Balbay’ın anlatımıyla zulümhanede tutuluyor. İtirazım Var... Mum karanlığa itirazdır… Su susuzluğa… Ekmek açlığa… Nefes havasızlığa… Duş kire… Uçaklar yerçekimine… Botoks kırışıklığa itirazdır… Yürümek durmaya itirazdır, yoksa dururdu adam durduğu yerde, niye basıp da gitsin?.. Gözyaşı acıya… Aşk ayrılığa… Sevişmek tükenişe… Prezervatif, en az üç çocuğa itirazdır… Ölüm itirazın bittiği yerdir… Sorun rahmetliye; istemi, talebi, beklentisi, önerisi, itirazı olmaz… Ama kalanların rahmetliyi “İyi bilirdik” diyerek ve hatim indirerek göndermeleri, cehenneme gitmesine itirazdır… Öğrenmek duruma itirazdır… Üniversite, itiraz yöntemlerinin toplamıdır… Tıp ölüme itirazdır, matematik hesaba, eczacılık sızıya, iletişim uzaklığa, astronomi yakınlığa, mühendislik doğaya, hukuk haksızlığa… Yumurta itirazdır… Sizin?.. Sizin yok mu itirazınız?.. Dünyanın en bereketli topraklarında, en derin medeniyetlerin üzerinde, ortaçağ tüccarlarının elinde, bu ilkelliğe, bu çağ dışılığa bir itiraz?.. Oysa taşın dahi itirazı var; sertliği zamana itirazdır… Sizin itirazınız olmaz mı?.. Bu yıkıma, bu hukuksuzluğa, bu istilaya… Akıl, aptallığa itirazdır… Ama ne yapabiliriz, yoksa kardeşimin itirazı?.. bcoskun@cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle