29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ARALIK 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 ‘İsrail, Suriye’deki nükleer reaktörü vurdu’ Dış Haberler Servisi WikiLeaks belgelerinde, 2007 yılında Suriye’deki gizli bir nükleer tesisi İsrail’in bombaladığı öne sürüldü. İsrail’de yayımlanan Yedioth Ahronoth gazetesinin, WikiLeaks belgelerine dayandırdığı haberinde, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın, “6 Eylül 2007’de, Kuzey Kore’nin yardımıyla inşa edildiği anlaşılan Suriye’deki gizli nükleer reaktörün İsrail tarafından yok edildiğini” yazdığı kaydedildi. Yedioth Ahranot tarafından yayımlanan telgraf, Suriye tesislerine yapılan saldırının, ilk kez resmen ve ayrıntılı olarak doğrulanması anlamına geliyor. Sızan belge, saldırıya karşı Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın savaş açabileceği korkusuna ilişkin bilgileri içeriyor. Rice, bütün dünyadaki ABD diplomatik temsilciliklerine gönderdiği telgrafta, “Bu bilgiyi şimdiye dek bir çatışma korkusu ve bir çatışmayı önlemek için sizlerle paylaşmaktan kaçındık” ifadelerine yer veriyor. Rice’ın yazısından tesisin reaktörün, Suriye’nin doğusundaki çöllük alanda, El Kibar denilen bölgede gizlice inşa edildiği anlaşılıyor. İsrail saldırısının başarılı olduğunu ve reaktörün yeniden tamir edilmeyecek şekilde yok edildiğini de yazan Condoleezza Rice, “Suriye, tesisin bulunduğu alanı boşalttı, bölgedeki kanıtlardan da kurtularak yerine yeni bir bina inşa etti” diyor. Rice, Kuzey Kore’nin reaktörün inşasına yardım ettiğine dair sağlam kanıtların bulunduğunu da söylüyor. Rice, “İstihbarat uzmanlarımız, İsraillilerin saldırı düzenlediği reaktörün, Kuzey Kore tarafından Yongbyon’da inşa edilen reaktörle aynı tipte olduğu konusunda eminler” diyor. Rice, reaktörün barışçıl amaçlarla inşa edilmediğine inandıklarını da söyleyerek, “Her şeyden önce, bunun (reaktörün), yerleşimlerden izole olması nedeniyle bir elektrik santralı olarak inşa edilmediğini tahmin ediyoruz, nükleer araştırma yapma amaçlarına da uymuyor” ifadelerini kullanıyor. Rice, Suriye’nin söz konusu tesisi gizli tutma çabalarını da reaktörün barışçıl amaçlarla inşa edilmediğine dair ikinci bir kanıt olarak sunuyor. Zamanın ABD Dışişleri Bakanı, Şam’ın, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu temsilcilerine, imzaladığı (Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme) anlaşmasının gerektirdiği gibi tesisin planlarını vermekten kaçındığını da kaydediyor. WikiLeaks belgelerine göre Rice 2007’de saldırıyı doğrulamış SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Manisa’dan Roma’ya Öğrenci Gösterilerine Tepki Dünyanın azılı diktalarından olan Myanmar’da, Başkent Rangoon’u gezerken rehberimiz hiç unutmam üniversitenin hafta, gün falan değil birkaç yıldır kapalı olduğunu söylemişti. “Allah Allah! Niye?” diye sorunca; adam “Öğrencilerin çok sık gösteri yaptığını” belirtmişti. Myanmar rejimi, başka deyişle sorunu kökten halletmiş; “muhalefet odağı” gördüğü üniversite kapısına kilidi asıp öte tarafa geçmişti. Sen sağ, ben selamet! Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Mehmet Pakdemirli’nin gençlere savurduğu “Atarım buradan hepinizi!” tehdidini okuyunca, yıllar önceki o sürreal Myanmar gezisini hatırladım. Bir ülkenin yerkürede “demokrasi endeksi ölçüsünü” mü merak ediyorsunuz? Uzun boylu “Economist” araştırmasına başvurmadan; “üniversite gösterileri” karşısında otoritelerin tavrına göre bunun ne olduğunu az çok kestirebilirsiniz... Küba WikiLeaks’e izin verdi Küba hükümetinin, WikiLeaks’in ada ülkesiyle ilgili belgeleri İspanyolca çevirileriyle yayımlamaya karar verdiği öğrenildi. Belgeleri yayımlamaya başlayan “Cubadebate” isimli internet sitesinde, “Belgeler ABD hükümetinin Küba devrimi karşıtı gençleri örgütlemeye çalışan blogger’ları desteklediğini gözler önüne seriyor” ifadesi kullanıldı. Site, WikiLeaks’in yayımladığı belgelerin 2 bin 80 tanesinin Küba’yla ilgili olduğunu da duyurdu. ‘Otoriter’, ‘hibrit rejim’ ve demokrasi farkı Üniversiteye Rangoon’daki gibi! kapısına kilit asılıyorsa; rejimin adı dobra dobra “otoriter” oluyor. Bizdeki gibi öğrenciye; “Baksana sen buraya! Hele bir siyasi slogan at da göreyim! Emniyet güçleri anında kimliklerinizi alır, kolunuzdan tutup; sizi kapıya koyar” deniyorsa o zaman böyle işte “kibrit” pardon “hibrit rejimler” kategorisine girmiş oluyoruz. Yelpazeyi “tam demokratik rejimlere” kadar uzatacak değilim. Berlusconi işbaşına geleli beri “kusurlu demokrasi” kategorisine indirgenen Çizme’ye uzandığımızda; “protestocu öğrencilerin” “Nedir çocuklar derdiniz?” demek adınaCumhurbaşkanı katında kabul edildiğini görüyoruz. Alın size üç ülke ve üç ölçü. “Otoriter”/“hibrit” rejimler karşısında; “kusurlu demokrasi” farkı. Kusurlu musurlu, gözünü sevdiğimin demokrasisi! Yazıya bugün İtalya’da farklı bir aşamaya giren, son öğrenci olaylarını anlatmak maksadıyla oturmuştum. Ancak her Allah’ın günü “ileri demokrasi” nutuku atan, AKP kodamanlarının badem bıyıklı rektörünün tepkisini görünce, bu girizgâhı yapmadan geçemedim. Sadede dönüp İtalya’daki gösterilerdeki son duruma gelecek olursak. Çizme’nin tüm kentlerinde öğrenciler malum güz başından beri; belli aralıklarla, hükümeti protesto eden gösteriler yapıyor. Öğrencilerin başlangıçta derdi sadece “üniversiteyi paralı yapan” ve araştırma kaynaklarını kurutan; “üniversite reformuna” tepki ile sınırlıydı. Reform konusundaki taleplerinin kale alınmadığını görünce, yollara döküldüler ve her hafta/on beşte bir İtalya’nın belli başlı bütün kentlerinde gündeme gelir oldular. Gösteriler sıklaştıkça, daha etkin biçimde örgütlendiler. Örgütlendikçe de “siyasileştiler”! Daha önce de yazdım. 2010 kışının öğrenci hareketleri, ’68 gibi, “ideolojik” içerikli başlamadı. Eski kıtanın gençleri dünyanın sorunlarına değil, sadece kendi sorunlarına çare arıyorlardı. Ancak karşılaştıkları “siyasi kadroların duyarsızlığı/siyasi duvarlar” karşısında ister istemez “siyasileştiler” ve “üniversite reformuna tepki” olarak başlayan gösteriler, gitgide işbaşındaki “iktidara tavır alan” bir muhalefet hareketine dönüştü. İsrail’in vurduğu sanılan tesisin, saldırının olduğu 6 Eylül 2007’den önceki uydu görüntüsü. aşıladılar” de Dış Haberler diği iddia Servisi Amerikan edilmişti. Öte gizli belgelerini yandan Assange, yayımladığı için İngiltere’nin ABD’de casusluk kendisini suçlamasıyla Amerika’ya yargılanması casusluk ihtimali gündemde suçlamasıyla olan WikiLeaks’in yargılanması için kurucusu Julian göndermesinin Assange, ABD’ye “siyasi açıdan yargılanmak için imkânsız” gönderilmesi Julian Assange, olduğunu söyledi. durumunda Oswald’ı öldüren cezaevinde Ruby’yi örnek verdi. Assange “İngiltere yasal olarak siyasi öldürülmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu suçluları iade etmeme söyledi. İngiliz Guardian hakkına sahip. Casusluk tipik gazetesine açıklamada bulunan bir siyasi suç. İngiliz Assange, ABD başkanlarından hükümetinin bu istisnayı John F. Kennedy’nin katil uygulayıp uygulamayacağı zanlısı Lee Harvey Oswald’ı onun inisiyatifine kalmış” öldüren Jack Ruby örneğini dedi. İsveç’in de İngiltere’de verdi. Jack Ruby, çarptırıldığı şartlı tahliye imkânından ölüm cezasının temyiz yararlanmakta olan Assange’ı, davasına çıkmadan önce hakkındaki cinsel saldırı kanserden ölmüştü. Ruby’nin, suçlamalarından dolayı ölmeden önce hastanede ülkesinde yargılamak istediği yakınlarına “vücuduma kanser biliniyor. ASSANGE: ABD’DE BENİ ÖLDÜRÜRLER Arjantin’de demiryolu işçilerinin grevi nedeniyle hatlardaki aksamalara tepki duyanların başını çektiği bir grup, Buenos Aires’teki bir garda protesto gösterisi düzenledi. Göstericilerle polis arasında çıkan çatışmada 8 kişi yaralandı. Polis olaylar sırasında 11 kişiyi gözaltına aldı. (Fotoğraf: AA) GREV PROTESTOSU ‘Wulff, Goethe kadar bilmiyor’ Dış Haberler Servisi “Almanya Kendini Yok Ediyor” adlı kitabında Müslümanları sert dille eleştiren Almanya Merkez Bankası’nın eski Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin, “İslamiyetin yayılmacı ve tehlikeli bir din olduğunu, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un İslamiyeti zararsızmış gibi göstermeye çalıştığını” söyledi. Sarrazin, “Devlet krizine neden olabilirdim” başlığıyla “Frankfurter Allgemeine Zeitung” gazetesi için yaz dığı makalede, Wulff’un, Türkiye ziyareti sırasında Alman edebiyatçı Wolfgang von Goethe’nin DoğuBatı Divanı’ndan yaptığı alıntıların “İslamiyeti zararsızmış gibi göstermeye” yönelik olduğunu öne sürdü. Sarrazin, bir Türk taksi şoförünün kendisini Berlin’de Spandau ilçesindeki evine götürdükten sonra elini sıkarak, “İyi yaptın” dediğini, İranlı bir taksi şoförünün de kendisine ülkesindeki radikal dinci tehlikeden söz ettiğini belirtti. Aziz Nesin 95 Yaşında... 20 Aralık 1915 olan Aziz Nesin’in doğum gününü her sene yirmilerine denk gelen bir cumartesi gecesi İstanbul’da dostlarımızla kutluyoruz. Bu yıl 25 Aralık Cumartesi gecesi gerçekleşecek etkinliğe yine şarkıları ve sözleriyle eşlik edecek tanıdık isimler olacak. Aziz Nesin’in Doğum Günü Yemeğine tüm dostlarımızı bekleriz. Tarih: 25 Aralık 2010 Cumartesi Saat: 19.30 Yer: Armada Oteli / Ahırkapı Davetiye ve iletişim için: 0212 783 6358 0533 711 8561 Nesin Vakfı: 0212 783 6358 www.nesinvakfi.org Halk öğrencilerin arkasında İşte bu hafta İtalya’da alınan kritik dönemeç bu; direnç yaratan üniversite reformunun yasalaşmasıyla; öğrencilerin yaptıkları “siyasi açıklamalar” oldu: “Tepki gösterdiğimiz reformun önünü alamadık” diyen öğrenciler sözlerini; “Bir sonraki hedefimiz bundan böyle iktidarı düşürmek olacak! Öğrenci hareketi ancak Berlusconi hükümeti düştüğünde son bulacak!” diye sürdürdüler. Çok sayıda öğrenci; “üniversite reform yasasını imzalamaması” için, Cumhurbaşkanı Napolitano’dan doğrudan doğruya ricacı oldu. Güvenlik güçleriyle sert çatışmalarla sonuçlanan geçen haftaki gösterilerin ardından cumhurbaşkanına mektup yazarak, görüşme talebinde bulunan öğrenci hareketi temsilcilerini; Napolitano sonunda kabul etti. Yasalaşan reformun senatodan geçtiği önceki gün gene yollara dökülen gençler, başkent Roma’daki 5 saatlik gösterilerin ardından cumhurbaşkanı tarafından köşkte “bir saat” kabul edildi. Cumhurbaşkanı “anayasanın kendisine verdiği yetkiler çerçevesinde”; gençlerin görüşünü dikkate alacağını söyledi. Devlet başkanı ile buluşan “12 gençlik temsilcisi”; “taleplerine nihayet kulak veren kurumsal bir muhatap” bulmanın sevinciyle köşkten ayrıldı. Aşama aşama böyle “siyasileşen” hareket, bu hafta, polisle çatışmaya girmekten kaçındı ve Çizme’nin hemen tüm kentlerinde, renkli balonlar, çiçeklerle gösteriler düzenledi. Güvenlik kordonuna alınan hükümet binaları önünde protestolarını dile getirmek yerine; otoyollar ve orta sınıf mahallelerde “barışçı gösterileri” yeğleyen gençler, geniş halk kitlelerinden büyük destek aldı. Öğrenci kortejinin geçtiği tüm yollarda, pencerelerden sarkan insanlar tarafından gençler sık sık alkışlandı ve tezahürat aldı. [email protected] İSTANBUL KARTAL KÜLTÜR VE SANAT DERNEĞİ DAVET! CUMHURİYETE MEKTUPLAR VE KOKTEYLİ Tarih: 26.12.2010 Saat: 19.00 Yer: Hasan Âli Yücel Kültür Merkezi Kartal İletişim: Harika Menteş: 0535 660 00 19 Murat Havan: 0532 490 19 65 Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. CEREN POLAT Ali Seydi Şahin 0532 277 84 76 C MY B C MY B Yine CUMHURİYET MAHALLESİ’ndeyiz İnşaatTadilatBahçe düzenlemesi Arsa, Gayrimenkul alımsatım
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle