23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 2010 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER BDP Genel Başkanı Demirtaş, kendilerine sert eleştiriler yönelten Şahin’i makamında ziyaret etti 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Özerklikte ısrarlıyız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Meclis kürsüsünden Kürtçe konuşma eylemi, “iki dillilik” kararı ve DTK’nin “Demokratik Özerk Kürdistan” taslağı çalışmasıyla ilgili kendilerine sert eleştiriler yönelten TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’i ziyaret etti. Şahin’in, “Kürsüden Kürtçe konuşmayın” uyarısında bulunduğu Demirtaş ise, “Demokratik özerklikte ısrarlıyız. Ancak milletvekillerimizin Meclis’te Kürtçe konuşma talebi yok. Meclis kürsüsünde küfürlü, sarhoş sarhoş konuşmalar yapılıyor, ama milletvekillerimiz iki cümle Kürtçe konuştu diye neredeyse ordu darbe yapacak” eleştirisinde Yerelleşme mi, Özerkleşme mi?.. Kar, yağmur, soğuk gitti, gri gökyüzü mavilere büründü... Aydınlık bir sabahın ilk saatlerinde mavi göğün altında dolaştım bir süre. Hayatın fırtınalarında olup bitenleri düşündüm... Dalgın ve hüzünlü günleri anımsadım. Tepeleme düşünceler, arayışlar, kafa karmaşıklığı, kör milliyetçiliği solculuk sanan düşünce, demokrasi ve özgürlük adına, yerelleşme adı altında BDP’nin özerkleşme arayışları, tartışmalar. Ulus devletin yerini iki dilli, iki uluslu bir yapılanma mı alacak, “tek bayrak” ortadan kalkıp, Güneydoğu’da Kuzey Irak bayrağı mı dalgalanacak? Kürt sorununun sınıfsal temele dayalı politikalarla çözümünü önerenlerin sayısı giderek azalırken, etnik ve dinsel temele dayalı siyaset anlayışı ivme kazanıyor. İleri demokrasilerde elbet her konu özgürce konuşulur ve tartışılır. Yerelleşme kılıfıyla, ayrı ordu, ayrı bayrak konusu ortaya atılırsa, hiç kimse kızıp alınmasın ama tepki görür. Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir... Demokrasi ve özgürlükler ise anayasayı ve yasaları tanımamazlık değildir. Elbet Türkiye’nin çoğulcu, eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasaya gereksinimi var... Tüm etnik kimlikler kendi dillerini ve kültürlerini geliştirmeli, her inançtan olanların önündeki engeller kaldırılmalı... O ayrı bir şey, yerelleşme adıyla özerkleşmeye doğru gitmek, kendi ordusunu, polis gücünü kurmak başka bir şey. Kimse kimseyi kandırmasın... Yıllar sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğindeki CHP için “sol siyasal bir iklim” doğarken başlayan gelişmeler dikkat çekici değil mi? Sosyal demokratlar sol iklimde gelişip serpilir... Türkiye’de böyle bir havanın estiğini görenlerin sayısı bir hayli fazla. Solun tümlüğüyle böyle bir yükseliş başlayabilir. Bunun için CHP’nin sosyal demokrat bir çizgiye gelmesi, sosyal, ekonomik, kültürel çözüm politikalarını buna göre hazırlaması gerekir. CHP’nin sosyal demokrat kimliği en çok bu ülkenin gerçek aydınlarını, yurtseverlerini, sosyalistlerini sevindirir. Kürt sorununun çözümünü sermayeemek çelişkisini ağızlarına almadan görenler, aşiret geleneğini ve feodal yapıyı konuşmadan, Kandil Dağı sakinlerinin yapamadığını Diyarbakır’da yapıyorlar. Yapsınlar!.. Yaparken de Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus devlet olduğunu, tek bayrağı bulunduğunu, resmi dilinin Türkçe olduğunu unutmasınlar. Kürt kardeşlerimiz ve onlara destek veren kişiler, Almanya’yı bilirler. Almanya federal bir devlettir. Her eyaletin bir anayasası vardır bir de federal anayasa. Tüm eyaletlerde ise federal devletin bayrağı asılıdır. Kukla bir devletin bayrağı değil. Türkiye’de yoksulluk ve yolsuzluk toplum tarafından umursanıyor mu? Toplumun büyük kesiminin yağmalanan koylardan, büklerden, “çokuluslu altın avcıları”na teslim edilen dağlarımızdan, ovalarımızdan haberi yok! Munzur’u, Toroslar’ı, Madra Dağı’nı Kaz Dağları’nı, İzmir Efem Çukuru’nu, Kozak Yaylası’nı kuşatan, Turgutlu’yu zehirleyen yabancı şirketlere karşı toplum tepki gösteriyor mu? Toplumun bu konularda duyarlı olması için ülkesini seven aydınların, siyasetçilerin, özellikle sosyal demokratların, sosyalistlerin, yurtseverlerin çevrecilere öncülük yapması birincil görevi olmalıdır. Bakan Egemen Bağış’a yumurta atıp giysisini kirlettiği için 2 yıl hapis cezasıyla yargılanan üniversiteli genç... Sekiz yıl hapis cezasıyla yargılanan üniversiteli iki genç... 5.5 yıl okulundan uzaklaştırılan üniversiteli genç. Suskun ve tepkisiz bir gençlik yaratmak! Amaç bu! 10 gün sonra 2011 yılına gireceğiz... Altı ay sonra Türkiye genel seçimlere gidecek. Elimde OECD ülkelerinin eğitim raporu var... Türkiye eğitim düzeyi açısından OECD ülkeleri arasında sondan dördüncü sırada yer alıyor. Başbakan Erdoğan, Siirt’te, Muş’ta beş yıldızlı otel istiyor ama Şemdinli’de Kız Meslek Lisesi’yle Milli Eğitim Müdürlüğü aynı binada bulunuyor. Bir sınıfta 70 kişi, bir sırada üç öğrenci... Toplam öğrenci sayısı ise 225... Bu nedenle Türkiye okuma becerisi dalında OECD ortalamasının çok altında... Son 30 yılda okumayan, düşünmeyen, kültürsüzleştirilen, siyasetle ilgilenmeyen bir kuşak yetiştirildi. Böyle olunca da, tarikatlaşma, dincileşme toplumu kuşattı. Etnik milliyetçilik iki yanlı olarak gelişti. Sorun bu! BDP’liler, TBMM Başkanı Şahin’e tartışmaları “basın üzerinden” yapmak yerine, sorunların “karşılıklı bilgilendirme” ile çözülmesini istediklerini ifade etti. Şahin ise Meclis’te Kürtçe konuşulmamasını isteyerek bunun anayasaya aykırı olduğunu söyledi. Şahin’e, Meclis’te Kürtçe konuşma talepleri olmadığını söyleyen Demirtaş, demokratik özerklik konusunda ise ısrarlı olacaklarını belirtti. bulundu. Demirtaş, Şahin’e daha önce Meclis’te dağıtımı yasaklanan “Demokratik özerklik” kitapçığını da verdi. çözülmesini istediklerini ifade etti. TBMM Başkanı Şahin ise Kürtçeyi kastederek, Meclis kürsüsünden “Türkçe olmayan bir dilde konuşulmaması, bunun anayasa ve yasalara aykırı olduğu” uyarısında bulundu. Demirtaş’ın ise partili milletvekillerinin Meclis’te Kürtçe konuşma talepleri olmadığını, sadece birkaç cümle konuştuklarını, bundan da rahatsızlık duyulmaması gerektiğini ifade etti. Görüşmede Şahin, Demokratik Toplum Kongresi’nin “BDP ile organik bağı olup olmadığını” sordu. BDP’lilerin “bizim dışımızda sivil bir inisiyatif” yanıtını verdiği Şahin, DTK’nin “Özerk Demokratik Kürdistan hedefi”ne ilişkin taslağı ve “ayrı bayrak, öz savunma gücü”nün öngörüldüğü bu girişimden duyduğu rahatsızlığı da ifade etti. Demirtaş, “demokratik özerkliğin” parti programında yer aldığını ve temel hedeflerini anlatarak, bu konuda daha önceden Türkçe, Kürtçe ve İngilizce hazırlanmış “demokratik Şahin’den DTK sorusu BDP Genel Başkanı Demirtaş, grup başkanvekilleri Bengi Yıldız ve Ayla Akat Ata ile TBMM İdare Amiri ve Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Şahin’i makamında ziyaret etti. Görüşmede BDP’liler, tartışmaların “basın üzerinden” yapmak yerine, sorunların “karşılıklı bilgilendirme” ile özerklik” kitapçığını Şahin’e verdi. BDP’lilerin aynı kitapçığı geçen yıl Meclis’te milletvekillerine dağıtma girişimine ise Meclis yönetimi izin vermemişti. Toplantıda, bundan sonra gerginliğe yol açan konularda açıklama yapmadan önce karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulması konusunda görüş birliğine varıldı. ‘Meydan okuma yok’ BAHÇELİ: Herkes ayağını denk alsın BDP’nin ‘iki dil’ ve ‘özerk Kürdistan’ girişimine tepki gösteren MHP lideri Bahçeli, bunun bir ayaklanma hazırlığı olduğunu savundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP lideri Devlet Bahçeli, son dönemdeki “iki dillilik” ve Demokratik Toplum Kongresi’nde gündeme gelen “Demokratik Özerk Kürdistan hedefi” taslağıyla ilgili girişimlerin “anayasa ve yasalara meydan okuyan ayaklanma hazırlığı” olduğunu belirterek “Herkes ayağını denk alsın” uyarısında bulundu. Bahçeli, son gelişmeler üzerine yaptığı yazılı açıklamada, “iki dilli yaşam” ve “demokratik özerklik taslağı” ile bir sivil toplum kuruluşu tarafından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunulan raporun ortak hedefinin Türkiye’yi bölme projesinin “sözde siyasi süreçlerle hayata geçirilmesi ve bunun için fiili durum yaratılması” olduğunu belirtti. Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan terör örgütünü yönettiğine, bölünme için yol haritaları hazırladığına ve bu amaçla AKP hükümetiyle de “pazarlık ve müzakere” yürüttüğüne işaret ederek Başbakan Tayyip Erdoğan’ın son dayatmalar karşısında sessiz ve tepkisiz kalmasının da şaşırtıcı olmadığını ifade etti. PKK ve bölücülerin en büyük cesaret kaynağının Başbakan Erdoğan olduğunu belirten Bahçeli, gelinen noktanın sorumlusunun da bizzat hükümet olduğunu ifade etti. CHP’nin de gelişmeler karşısında sessiz ve tepkisiz kaldığını ileri süren Bahçeli, “CHP’ye bu ihanet sürecine katkı yapma çağrılarında bulunulurken Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun suskunluğunu sürdürmesi Türk milletinde çok ciddi soru işaretleri yaratmıştır” diye konuştu. MHP’nin etnik bölme ve ayrıştırma girişimlerine sonuna kadar direneceğini, gerekirse “bedel ödeyeceklerini” kaydeden Bahçeli, herkesin aklını başına alması ve ayağını denk atması uyarsında bulundu. MHP lideri, Kahramanmaraş olaylarının yıldönümünde yaşananların ise PKK’nin siyasi gündeme taşıdığı “tahrik ve girişimler” olduğunu ileri sürdü. Kahramanmaraş’ta 19 Aralık’da düzenlenen anma toplantısında yaşanan gerginlikler konusunda Alevi toplumu temsilcilerini ve Maraş olaylarının 1 numaralı sanığı, eski MHP ve BBP Milletvekili Ökkeş Şendiller’i suçlayan Bahçeli, İçişleri Bakanlığı’ndan anma toplantısını protesto eden grubun kimliklerinin ve bağlantılarının ortaya çıkarılmasını istedi. Yaklaşık 35 dakika süren görüşmenin ardından açıklama yapan Demirtaş, görüşme talebinin kendilerinden geldiğini, sorunların yüz yüze diyalog içinde çözülmesi gerektiğine inandıkları için bu adımı attıklarını ifade etti. Demokratik özerkliğin parti programlarında olduğunu belirten Demirtaş, “Bu bizim talebimizdir, ısrarımızdır. Bu mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. Demirtaş, ordunun ve Meclis Başkanlığı’nın doğrudan siyasi partileri hedef alan açıklamalarının siyasete zarar verdiği konusudaki görüşlerini de Şahin’e ilettiklerini bildirdi. Meclis’te “iki dil” ya da illa “Kürtçe konuşma” talepleri olmadığını kaydeden Demirtaş, “Hele hele meydan okuma, deniyor ki böyle bir tarzımız yok” görüşünü savundu. DTK’nin “özerk Kürdistan” taslağının ise bir tartışma platformuna sunulan “tartışma metni” olduğunu savunan Demirtaş, “Üzerinde izaha muhtaç, düzeltmeye muhtaç yerlerin olduğu BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Grup Başkanvekilleri Bengi Yıldız ve Ayla Akat Ata ifade edilmiş. Sanki kaile TBMM İdare Amiri ve Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Şahin’i makamında ziyaret etti. (AA) rar varmış gibi yansıtılması doğru değil” dedi. Kürtlerin anadilinin “özgür olması” taleplerinin en doğal hakkı olduğunu kaydeden DeTBMM Başkanı Şahin de gö konuşmaya devam etmeleri ha etmemiz gerekiyor. Ama ben mirtaş, “Tehditvari rüşme sonrasında yaptığı açık linde tavrının sorulması üzerine Sayın Demirtaş ve arkadaşaçıklamaları demokralamada BDP’lileri kürsüden de şunları söyledi: larının, ‘bizim Meclis Genel si dışı olarak değerlen“Meclis’i yöneten başkan Kurulu’nda, Türkçe dışında bir “Türkçe dışında bir dille hitap diriyoruz” dedi. etmemeleri” yönünde uyardı arkadaşlarımızın bu konuda dille hitap etme şeklinde bir Bir gazetecinin Şağını ifade etti. Şahin, sorunların inisiyatif alması gerekir. İç düşüncemiz yoktur, ben arkahin’in “Olacaklara katçözüm yerinin Meclis olduğu tüzüğümüzde bu konuyla ilgili daşlarımı da bu konuda uyarlanırlar” sözünü anıminancı korunduğu sürece so disiplin maddelerine baktığı dım’ sözünü önemsiyorum ve satması üzerine de Derunların karşılıklı olarak çözü nızda herhangi bir düzenleme bu sözünün arkasında durmirtaş, “O Meclis kürleceğini ifade etti. Şahin BDP’li yapılmamış. Anayasa ve içtü maları gerektiğini temenni süsü Kürtlerin de kürlerin Genel Kurul’da Kürtçe zük hükümlerine göre hareket ediyorum.” süsüdür. Bu kadar hoşgörüsüzlüğü yadırgıyorum. Kimse kusura iddianamede, etkinlikte çalınan DİYARBAKIR (Cumhuriyet bakmasın ama Meclis Kürtçe şarkıların, konuşmaBürosu) Diyarbakır’da 1 kürsüsünden ne küfürların ve atılan sloganların teEylül 2009’da düzenlenen ler savruluyor. Sarhoş rör örgütü PKK’nin propa“Onurlu Bir Barışa Evet Misarhoş konuşmalar yagandasını içerdiği belirtildi. tingi”ndeki konuşmalar ve atıpılıyor. Bu normal oluÖte yandan Demokratik Toplan sloganlar nedeniyle hakyor da 20 milyon halkın lum Kongresi’nin (DTK), “Delarında dava açılan miting düanadilinde iki cümle mokratik Özerklik Modeli” zenleme kurulu üyesi 9 sanık kullanıldı diye nereile ilgili taslak hakkında Di10’ar ay hapis cezasına çarpyarbakır Cumhuriyet Başsavdeyse ordu darbe yatırıldı. Diyarbakır Cumhuriyet cılığı inceleme başlattı. pacak, olacak iş mi bu” Başsavcılığı’nca hazırlanan yanıtını verdi. Şahin: Kürtçe konusunda uyardım hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ORTADA NE DD ANAME NE DAVA VAR Barış mitingi tertip komitesine 10 ay hapis Arınç’a suikast iddiası ortada kaldı ğü Terörle Mücadele Şubesi’ne gelen bir ihbar üzerine yapılan operasyon ile ANKARA 2009 yılının son gün patlak vermişti. leriyle 2010 yılının başına damga vuArınç’ın ikamet ettiği Çukurambar ran Devlet Bakanı ve Başbakan Yar bölgesinde gerçekleşen operasyon dımcısı Bülent Arınç’a suikast girişimi sonrasında, Genelkurmay Başkanlıiddialarının üzerinden tam 1 yıl geç ğı’nda görevli Binbaşı İ.G. ve Albay ti. İki subayın gözaltına E.Y.B. gözaltına alınmıştı. alınmasının ardından Subaylar ifadelerini verÖzel Kuvvetler Komumelerinin ardından sertanlığı’na ait Kirazlıbest bırakılmıştı. Subaydere’deki Seferberlik lardan birisinin, üzerinde ve Tetkik Kurulu’nda“1424. Cadde ....” diye ki kozmik odada yapıdevam eden ve Arınç’ın lan aramalar büyük tarevine ait adresin bulundutışma yaratmıştı. Arağu bir notu “Telaşla” yutdan geçen süreye karmaya çalıştığı iddia edilBaşbakan şın, olayla ilgili soruşmişti. Şüpheli subayların Yardımcısı Bülent turma tamamlanarak ikametlerinde ve işyerleArınç’a suikast herhangi bir iddianarinde bu tarihten sonra girişimi iddialarının aramalar yapıldı. me hazırlanmadı. üzerinden tam 1 yıl WikiLeaks belgeleArama yapılan adreslergeçmesine karşın ne den birisi ise Özel Kuvrine dahi giren Arınç’a soruşturma suikast iddiaları ile ilvetler Komutanlığı’na bağtamamlanabildi gili olarak aradan gelı olan Kirazlıdere’deki Sene de dava açıldı. çen 368 güne karşın ferberlik Tetkik Kurulu’na somut bir sonuca vaait kozmik oda oldu. rılamadı. Genelkurmay Başkanlığı, konuyla Ankara’nın gündemini esir alan so ilgili olarak kamuoyuna yaptığı ilk ruşturma ABD Dışişleri Bakanı Hillary açıklamada, söz konusu askeri perClinton’un da merakını çekmişti. Clin sonelin, “Uzun süredir devam eden, ton, 22 Ocak 2010 tarihinde ABD kastedilen bölgeye yakın bir yerde Ankara Büyükelçiliği’ne gönderdiği oturan ve bilgi sızdırdığı iddia edi“Gizli” ibareli yazıda, Arınç’a suikast len bir askeri personel hakkında bilplanı ve ardından düzenlenen operas gi toplamak üzere görevlendirildiyonlarla ilgili olarak bilgi istemişti. Ka ğini” kaydetti. muoyunun gündemini yaklaşık 2 ay boAncak iddialar üzerinden 1 yıl geçyunca meşgul eden olaylar, 19 Aralık mesine karşın soruşturma tamamla2009 günü Ankara Emniyet Müdürlü narak bir sonuca ulaştırılamadı. BARKIN ŞIK MUŞ‘TA ‘ K D LL HAYAT’ BAŞSAVCILIK DEVREDE Erentepe’de tabelalar artık TürkçeKürtçe MUŞ (Cumhuriyet) Muş’un Bulanık ilçesine bağlı Erentepe Belde Belediye Başkanlığı, Türkçe tabelaların yanı sıra Kürtçe tabelalar da astı. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bölgede “İki Dilli Hayat Projesi”nin hayata geçirileceğini açıklaması üzerine Erentepe Belediye Başkanlığı bina içerisindeki levhaları değiştirdi. Aynı tabelaları hem Türkçe hem de Kürtçe yazdıran Belediye Başkanı Mehmet Yaşik, BDP Parti Meclisi’nden kendilerine gönderilen talimat doğrultusunda hareket ettiklerini söyledi. Bunun iki dilli değil, çokdilli belediyecilik anlayışı olduğunu ifade eden Yaşik, “Bu konu 2 yıldır tartışılıyordu. En son KCK davasında anadilde savunma talebine mahkeme ‘bilinmeyen dil’ tanımı yaptıktan sonra BDP Parti Meclisi bir karar aldı ve bu karar doğrultusunda tüm belediyelerimize genelge gönderildi” dedi. Talimatta, resmi dilin Türkçe olduğu, ancak Kürtlerin yoğunlukta olduğu bölgelerde resmi dilin yanı sıra Kürtçe tabelalarının da asılmasının istendiğini anlatan Yaşik, “Genelgede, sadece Kürtçe değil varsa Zazaca, İngilizce de dahil halkın anlayacağı tabelalar asılması istendi. Yazışmaların dışında günlük yaşamımızda Kürtçe konuşuyoruz. Türkiye’nin demokratikleşmesi, çağdaş medeniyete varması için, çokdilli yaşam daha da kolaylaştıracaktır, demokratikleşecektir” diye konuştu. Yargıtay’dan ‘organik bağ’ araştırması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Diyarbakır’da düzenlediği ve “Demokratik Özerk Kürdistan” hedefinin tartışıldığı çalıştayla ilgili inceleme başlattı. Başsavcılığın, çok sayıda BDP yöneticisinin katıldığı DTK ile herhangi bir siyasi parti arasında organik bağ olup olmadığı konusunu araştırdığı bildirildi. Açıklamada, kapatma davalarını Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın açtığını düzenleyen maddenin anımsatılması dikkat çekti. Başsavcılık dün internet sitesiden bir açıklama yaptı. Açıklamada “15 Aralık 2010’da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bu konuda bir inceleme var ise evrakın örneğinin, Diyarbakır Valiliği’nden de anılan toplantı ile ilgili idari bir işlem yapılıp yapılmadığı ve taslağın örneğinin gönderilmesi istenilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler bölümünce DTK ile herhangi bir parti arasında organik bir bağ olup olmadığı hususu Siyasi Partiler Yasası’nın 78, 80, 81, 82 ve 98 maddeleri gereğince incelemeye alınmıştır” denildi. Söz konusu yasanın 78. maddesi “Demokratik Devlet Düzeninin Korunması” 80. “Devletin Tekliği İlkesini” 81. “Azınlık Yaratılmasının Önlenmesi”ni, 82. “Bölgecilik ve Irkçılık Yasağı”nı 98. maddesi ise siyasi partilerin kapatılması davalarında “görevli mahkeme ve savcılığın” kim olduğunu tarif ediyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle