19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 22 ARALIK 2010 ÇARŞAMBA 14 EKONOMİ YAHYA ARIKAN eposta: [email protected] ArGe’ye ‘Gandi yaklaşımı’ İnovasyonda fark yaratıcı ve ekonomik olmanın yanı sıra toplumsal fayda yaratmaya odaklanmanın zamanı gelmedi mi? Balıkçıların cep telefonlarına mesaj göndererek yoğun balık bölgelerinde avlanmalarını sağlamak, yoksul halka yönelik ucuz ama kaliteli hepatit B aşısı geliştirmek, diğer ülkelerdeki fiyatının 100’de 1’ine katarakt ameliyatları yapabilmek… İşte inovasyonu toplum amaçlı kullanmanın birkaç örneği… bin 200 dolar satış fiyatı ile dünyanın en ucuz arabası olan Tata Nano’yu duydunuz değil mi? Hindistan’daki düşük gelir düzeyindeki kişileri düşünerek tasarıma başlayan Hintli Tata, yerel bir otomotiv sanayii kurabilmek için milyarlarca dolar gerekmediğini tüm dünyaya kanıtladı. Yine Hindistan’da geliştirilen hepatit B aşısı diğer aşıların fiyatının sadece 40’ta biri değerinde, üstelik UNICEF’in kalite standartlarına da uyuyor. Yılda 300 bin hastaya uygulanan ucuz ve kaliteli teknoloji ve inovasyon ile insanların yaşamlarını değiştirmenin mümkün olduğunu ve buna yönelinmesi gerektiğini savunuyor. Mashelkar, “Gandi öğretilerinin uzantısı” diye tanımladığı bu düşüncesini “Dünya kaynakları, üzerinde yaşayan her insanın ihtiyacını karşılayacak durumda, ama her insanın aç gözlülüğünü, oburluğunu ve hırsını karşılayabilecek durumda değil. Bu yüzden inovasyonu yoksulu dışlayacak şekilde değil ona yararlı olacak şekilde kullanmalıyız” diye açıklıyor. tabi tutulur, istenirse de doğrudan gider yazılabilir. Ancak bu konuyu biraz açıklığa kavuşturmada yarar var. Bilindiği gibi işletmelerin edindiği iktisadi kıymetlerin hangi değerle aktife ya da envantere alınacağı VUK’nin ilgili maddelerinde hükme bağlanmıştır. 290. maddede serbest meslek erbabının amortismana tabi tuttuğu tesisat, mefruşat ve demirbaş eşyalarını maliyet bedeli ile değerleyecekleri hükme bağlanırken taşıtlar için herhangi bir değerleme hükmü yoktur. Yazımızın girişinde bahsettiğimiz yasal düzenlemede taşıtların bu yasaya ilavesi gerekiyordu. Bu düzenleme yapılmadığı için taşıtların hangi değerleme ölçüsü ile değerleneceği açıkta kalmıştır. Bu durumda, serbest meslek çalışanları, 290. maddede öngörülen iktisadi kıymetlerini maliyet bedeli ile değerlediğinden, taşıtlarını da maliyet bedeli ile değerlemelidir. VUK’nin 270. maddesinde maliyet bedeline giren giderler sayılmıştır. Söz konusu madde hükmünde ödenen özel tüketim vergisinin maliyet bedeline ilavesi veya doğrudan gider yazılması mükellefin takdirine bırakılmıştır. Faiz giderleri ise 163 Seri No’lu VUK Genel Tebliği’nde açıklığa kavuşturulmuştur. Söz konusu düzenlemeye göre iktisadi kıymetin envantere alındığı hesap dönemi sonuna kadar ortaya çıkan faiz giderleri iktisadi kıymetin maliyetine ilave edilecektir. Daha sonraki hesap dönemlerinde ortaya çıkan faiz giderlerinin ise maliyete ilavesi ya da doğrudan gider yazılması konusu yine mükellefin tercihine bırakılmıştır. Araba alırken faizi gider yazılır mı? vukat, doktor, mühendis, mali müşavir gibi serbest meslek çalışanlarınca vergi konusunda hep gündeme getirilen önemli bir tartışma da “iş için kullanılmak üzere banka kredisiyle satın alınan otomobile ödedikleri kredi faizinin gider yazılması” üzerinedir. Özellikle tüketici banka kredileriyle yapılan satışlar tüm satışlar üzerinde büyük bir orana eriştiği için bu konunun ne kadar kişiyi ilgilendirdiği kolayca anlaşılabilir. Değerli okurlarım; “gider” konusunu açıklamaya kavuşturmak için bakılacak ilk yasa maddelerinden biri 5035 sayılı kanunun 13. maddesidir. Burada “mesleki giderleri” düzenleyen 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 68. maddesi değiştirilmiş ve serbest meslek erbabının vergi matrahının tespitinde dikkate alabileceği gider türleri artırılmıştır. Kanunun ilgili maddesi uyarınca mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler vergi matrahının tespitinde dikkate alınabilecektir. Madde hükmünde genel giderler tek tek sayılmamış, kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olduğu müddetçe yapılan giderlerin kazançtan düşülebilmesi imkânı getirilmiştir. 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren söz konusu madde hükmü çerçevesinde serbest meslek faaliyetinin icrası sırasında kullanılmak üzere satın alınan taşıta ilişkin banka kredi faizleri genel gider olarak değerlendirilir. Burada ise yöntem konusunda iki seçenek vardır. İstenirse söz konusu faiz giderleri alınan taşıtın maliyeti ile ilişkilendirilip amortismana A 2 Aravin’in katarakt ameliyatları küresel standartlara uygun ancak diğer ülkelerde uygulanan ücretlerin 100’de biri oranında. Kazan kazan oyunu Günde 2 dolardan az bir para ile yaşamını sürdürmeye çalışan 4 milyar insan var dünyada. Bu yüzden özellikle Hindistan, Çin ve diğer gelişmekte olan ülkeler için inovasyon yani yenilikçilik son derece büyük öneme sahip. Özellikle de yüksek verim potansiyeli olan ürün ve hizmetleri yoksul kesime çok düşük fiyatlara verebilmek… Örneğin Hindistan sahillerinde yaşamını balıkçılık yaparak sürdüren milyonlarca insan için umut kapısı olan yeni bir sistem geliştirildi. Bilim insanları denizdeki klorofili gözlemleyerek ve deniz yüzeyinin ısısını ölçerek uydu aracılığı ile potansiyel balık bölgelerini belirliyor ve balıkçıların cep telefonlarına mesajla bu bilgileri gönderiyor. Balıkçılar da çok düşük fiyata sahip oldukları cep telefonlarına gelen bilgi sayesinde balıkların yoğun bulundukları bölgelere yöneliyorlar. Aslında bu bir kazan kazan oyunu. Eğer siz insanlara yüksek inovasyonu düşük fiyatlara sağlayabilirseniz, daha verimli çalışabilirler ve potansiyel gelirleri de artmış olur. Ucuz teknoloji ile insanların hayatı değişir Hindistan Ulusal Kimya Merkezi’nin eski başkanı ve halen ABD, Avrupa ve Asya Pasifik bölgelerinin kamu fonları ile işletilen ortak bir ArGe merkezinin yöneticiliğini yürüten Raghunath Mashelkar, Açık kaynak sistemiyle herkes inovasyona katılabilir İnovasyonu yoksul halkın hizmetine yönelik geliştirebilmek için 2 yöntemin bulunduğunu belirten Mashelkar, “Bunlardan biri fonlama yöntemi. Küresel inovasyon yarışmaları düzenlenir ve kazananlara fikirlerini yaşama geçirmeleri için gerekli kaynak sağlanmış olur. İkinci yöntem ise açık kaynak sistemi. Burada para söz konusu değildir. Ancak iyi ve yaratıcı beyinler işin bir parçası olmayı isterler” diyor. Örneğin, Hindistan Bilimsel ve Endüstriyel Araştırmalar Merkezi inovasyonun yaygınlaşabilmesi için açık kaynak ilaç keşfi inisiyatifi başlatmış; bugüne kadar göz ardı edilen tropik ve bölgesel hastalıklarla mücadelede yeni ilaçların keşfedilmesi için. Modelin özelliği isteyen herkesin bilgisayar aracılığı ile araştırmaya katkıda bulunmasına imkân vermesi. Biyologlar, kimyacılar, matematikçiler, doktorlar, sanayide uzmanlaşmış kişiler, yöneticiler, üniversite ve hatta lise öğrencileri bile katkı sağlayabiliyor. Projeye en fazla katkıda bulunanlara ise ödüller var. Örneğin 800 katılımcı ile yürütülen tüberküloz genomu ile ilgili araştırmada 120 kişiye netbook verildi. Bugün 75 ülkede 2000’den fazla kişi tüberkülozu inceliyor. İşyeri hekimi çalıştırmak hâlâ zorunlu ürkiye’de neredeyse bütün kentler aile hekimliği sistemine geçti. Dolayısıyla işyeri hekimliğinin kaldırıldığını düşünenler var. İş Kanunu kapsamında yer alan ve devamlı olarak en az elli işçi çalıştırılan işyerlerinde işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu halen devam ediyor. İşyerleri, işyeri hekimi sertifikası olan bir hekimi çalıştırabilecekleri gibi, Sağlık Bakanlığı’na bağlı toplum sağlığı merkezlerinden de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yetki almaları halinde bu hizmeti alabilecekler. Toplum sağlığı merkezlerinde, en az bir işyeri hekimi ve en az bir diğer sağlık personeli görevlendirilmesi halinde, işyeri hekimliği hizmeti sunulabilecek. Toplum Sağlığı Merkezleri’nden işyeri hekimliği hizmeti alınması durumunda İl Sağlık Müdürlüğü ile işveren arasında sözleşme imzalanacak. Burada bazı önemli detaylar var. İşyeri hekimliği, hizmetin yürütülebilmesine ve çalışacak personel sayısına yetecek büyüklükte olmalıdır. Bu birimlerde, 10 metrekareden az olmamak üzere en az bir muayene odası, 15 metrekareden az olmamak üzere bir ilkyardım ve acil müdahale odası ile 12 metrekareden az olmamak üzere bir bekleme odası bulunmalıdır. İşyeri hekimleri, görevlerini yerine getirmek için; a) Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine; sağlık gözetimi için ayda en az 10 saat, buna ilave olarak işe giriş ve periyodik muayeneleri ile eğitim için işçi başına yılda en az 20 dakika, b) Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine; sağlık gözetimi için ayda en az 15 saat, buna ilave olarak işe giriş ve periyodik muayeneleri ile eğitim için işçi başına yılda en az 25 dakika, T c) Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine; sağlık gözetimi için ayda en az 20 saat, buna ilave olarak işe giriş ve periyodik muayeneleri ile eğitim için işçi başına yılda en az 30 dakika ayırmak zorunda. Örneğin, az tehlikeli sınıfta yer alan ve 150 kişinin çalıştığı bir işyerinde sağlık gözetimi için ayda en az 10 saat ve işçi başına yılda en az 20 dakika üzerinden hesaplama yapıldığında 20 X150=3000 olup yılda 3000 dakika ve ayda da 3000/12=250 dakika zaman ayrılması gereklidir. Bu hesaplamaya göre aylık çalışma süresi 10 saat + 4 saat 10 dakika=14 saat 10 dakika olacaktır. Az tehlikeli sınıfta yer alan 1000 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 1000 işçi için tam gün çalışacak en az bir işyeri hekimi görevlendirilir. İşçi sayısının 1000 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar işyeri hekimi eklenir. Tehlikeli sınıfta yer alan 750 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 750 işçi için tam gün çalışacak en az bir işyeri hekimi görevlendirilir. İşçi sayısının 750 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak yeteri kadar işyeri hekimi eklenir. Çok tehlikeli sınıfta yer alan 500 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde ise her 500 işçi için tam gün çalışacak en az bir işyeri hekimi görevlendirilir. Değerli okurlarım, işyeri hekimlerinin görevlendirilmesinde sözleşmede belirtilen süre kadar işyerinde hizmet sunulur. Birden fazla işyeri ile kısmi süreli iş sözleşmesi yapıldığı takdirde bu işyerleri arasında yolda geçen süreler haftalık kanuni çalışma süresinden düşülür. Türkler’in Fransa’da yatırım yapmaları amacıyla kiralık ofis hizmeti sunulacak Paris’te Türk iş merkezi açıldı Fransa’da yatırım yapmayı düşünen Türk işadamlarına Fransa’daki yerleşimlerini kolaylaştırmak ve kiralık ofis imkânı sunmak amacıyla Paris’te Türk iş merkezi açıldı. Merkezin açılışı dolayısıyla Beyoğlu’ndaki Fransız Sarayı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Bernard Emie, Türk iş merkezinin Fransa Yatırım Ajansı (IFA) ile emlak konusunda uzman Regus firmasının işbirliğiyle Paris Charles de Gaulle Havaalanı’nın Türk Hava Yolları ve Air France’ın Türkiye’den gelen uçuşları için kullandığı 1 No’lu terminalde açıldığını bildirdi. Bu çalışmanın, Fransa’da yatırım yapıp yapmama konusunda tereddütler taşıyan Türk şirketlerine verdiği mesaj açısından takdiri hak ettiğini ifade eden Emie, Türkiye ile Fransa’nın güçlü ekonomik ve ticari bağlara sahip ol duğunu, Fransa’nın, Almanya’nın ardından İngiltere ve İtalya ile birlikte Türkiye’nin ikinci sırada gelen müşterileri grubunda yer aldığını söyledi. Emie, Türkiye’deki yerleşik Fransız şirketlerinin sayısının 400 olduğunu, Fransa’nın doğrudan yabancı yatırımlar stoku çerçevesinde Türkiye’nin, 2. sırada gelen yabancı yatırımcı konumunda bulunduğunu vurguladı. Bu ilişkiye rağmen ikili doğru dan yatırımların dengeli olmadığına işaret eden Emie, Türkiye’de yerleşik ve 100 bin kişiyi istihdam eden 400 Fransız şirketine karşılık Fransa’da yaklaşık bin kişiyi istihdam eden 35 Türk şirketinin mevcut olduğunu belirtti. Emie, artık Türk yatırımcıların Fransa’ya gelmemeleri için bahanelerinin kalmadığını ifade ederek “Çok fazla vergi ve grev var diye düşünüyor olabilirsiniz, ama bu doğru değil. Rakamlar da bunu gösteriyor. Türk yatırımcıları Fransa’ya bekliyoruz” diye konuştu. IFA Türkiye Genel Müdürü Geraldine Filippi de ofislerine 3 ayda tarımsal gıda, tekstil, lojistik, tıbbi malzeme, otomotiv ve kozmetik gibi sektörlerden 27 proje aldıklarını, Paris’teki Türk iş merkezinde modacı Cengiz Abazoğlu’nun kendi markası için ofis kiraladığını, önümüzdeki aylarda da bir butik açacağını söyledi. Yöresinde fark yaratan kadınlar aranıyor Kadın girişimci yarışmasına başvurular 15 Mart 2011’e kadar sürecek Garanti Bankası’nın, Ekonomist dergisi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) işbirliğiyle düzenlediği “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması”na başvurular başladı. Garanti Bankası’nın yazılı açıklamasına göre, Türkiye’de yaşayan ve hâkim ortak olduğu şirketi yıllık 25 milyon liranın altında ciro yapan kadın girişimciler, yarışmaya bizzat başvurabilecek veya aday gösterilebilecek. Başvurular, www.kadingirisimciyarismasi.com adresinden ve Garanti Bankası şubelerinden alınacak formlarla, 15 Mart 2011 tarihine kadar yapılabilecek. “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi”nin yanı sıra bu yıl ilk kez “Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi” ve “Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimci” kategorilerinde de ödül verilecek. “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” 20 bin lira, “Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimci” 15 bin lira, “Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimci” 10 bin lira nakit para ödülü kazanacak. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, yarışmaya ilişkin olarak şunları kaydetti: “Kadın girişimcileri ayrı bir müşteri grubu olarak ele alıp sunduğu hizmet ve fırsatlarla bir anlamda pozitif ayrımcılık yaparak, kadının yerini güçlendirmeye çalışan ilk Türk bankasıyız. Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz, ilk yıl 113 kişiyle başlayan ve geçen sene 3 bin 600 başvuruya ulaşan Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması ile tüm kadınlara örnek olan başarı hikâyelerinin duyurulmasını hedefliyoruz. Yarışmanın 5. senesinde, deneyimlerimizden yola çıkarak farklı kategoriler de belirledik, böylece yöresinde fark yaratan ve gelecek vaat eden kadın girişimcileri de ödüllendirebileceğiz. Yarışmamıza gösterilen ilginin her sene katlanarak artması, Türkiye’de kadın girişimciliğinin giderek geliştiğini gösteriyor.” ÜNİVERSİTEYİ BİTİREN KIZIM SAĞLIK YARDIMI ALIR MI? Üniversiteyi bitirmiş 23 yaşında işsiz durumda bir kızım var. Sağlık hizmetlerinden Emekli Sandığı olarak benim üzerimden yararlanıyor. Kuruma bir bildirimde bulunmamız gerekiyor mu? A. Kadir Paksoy 1.10.2008 tarihinde anne veya babası üzerinden sağlık yardımı alan kız çocuklarının durumunda değişiklik oluncaya kadar yani evlilik veya işe girme oluncaya kadar Sorularınız için sağlık yardımlarından faydalanmaya devam etmeleri malicozum ism mmo.org.tr admümkündür. Bir bildirim yapmanıza gerek yoktur. Ancak resine mail atadurumunda değişiklik olduktan sonra sizin üzerinizden bilirsiniz. Tüm sağlık yardımı alamayacaklar. sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle